Ne Oynuyoruz?

Shadowrun Hong Kong

Kaç zaman sonra bitirdiğim ilk oyun kendisi.

bitirdiğim zaman heyecanlıydım hakkında bir şeyler yazmalıyım diye düşünüyordum ama geçti o his . Önceki iki oyunu da bi ara oynarım artık

Order & Chaos duels

mobil oyunlarda kendi çapında bir evreni olan aşağı yukarı rpg türünde herşey den bir oyun çıkaran order & Chaos oyunlarının masaüstü kart oyunu şubesidir kendisi. Bunun yerine hearthstone oynamalıyım belki fakat geçen sene bilgisayarda kendisiyle olan 3-4 günlük birlikteliğimden sonra şiddetli geçimsizlikten ayrıldık. Normalde "magic gathering; planeswalker" varken bunlarla hiç işim olmazdı lakin yok kendisi mobil oyunlar diyarında ( aslında var da benim için yok). Planeswalker ayrı bir güzeldir akla gelebilecek her tür kombinasyon oluşturulabilir. Hızlı kartları olan Ateş destesi . Ekipman destekli kor ırkı destesi (hep aklımdadır ama bir türlü yapamadım) ve ışık destesi. Güçlü kartları olan orman yaratıkları destesi. Vampirik destesi dahilinde olan karanlık destesi. Ateş destesine dahil olan kart fedası üstüne kurulu zayıf görünümlü ama akıllıca kullanıldığında bayağı iş gören Goblin destesi. Hızlı büyü kartlarında uzmanlaşılabilen mavi deste ... Yazmaya devam etsem uzar gider ve order & Chaos olayından bayağı uzaklaştırır bizi o yüzden burda kesiyorum. Kesiyorum kesmesine de aklıma planeswalker girdi bir kere ve order & Chaos gözüme çok dandik geldi birden :S . Bir çok eksikliğine rağmen yine de İş görür bir oyun. Her ne kadar champaing modu destemi istemediğim hallere sokmak mecburiyetinde bıraksa da elimden bırakamıyorum. Oynayın işte oynarsanız da beni de ekleyin beraber oynayalım.

Velhasıl ne hearthstone ne order ne yugioh oynayacaksanız planeswalker oynayın

Trine 2

Rayman Origins

Çoklu yerel oyun arayanlar bunlara baksın derim.

Witcher 2

1'den sonra -uzun bir aradan sonra tabii- 2'ye geçince görsellik farkı insana kültür şoku gibi geliyor resmen. Ama 20 saat mi ne daha azdı. En sonda

İlk oyunda fantastik bir dünyaya gömülüyorsunuz, bu oyunda ise macera kısmı ağır basıyor. Kralın suikastçisi diyor zaten.

Nioh (alfa demosu)

Bayadır merak ediyorduk, KoeiTecmo demoyu PSN'e koymuş, hemen indireyim dedim. Oynayıp bitirdim demek isterdim, ama bir demoya göre çok uzun ve dolu bir demo olmuş. Tvyi anneme bırakmak zorunda kaldığım için demonun 2. kısmı yarıda kaldı. 2. kısım demoya dahil miydi yoksa yapımcının demonun ilk kısmını 10 gün içinde bitirebilenlere hediyesi miydi bilemiyorum (Mark of the Conqueror dedikleri şey).

Kısaca oyunu özetleyeyim. Dark Souls'dan daha zor bir oyun olmuş. Oyuna başladığımda karşıma çıkan ilk düşman iki darbede öldürdü beni, daha saldırı tuşu nedir ona bile bakamamıştım oysa ki. Oyun aşırı acımasız, tutorial kısmı diyebileceğimiz yerde teke tekte düşmanlardan kaçma tuşunu kullanamazsanız en fazla iki saldırıda ölüyorsunuz. Eğer iki üç düşmana birden saldıracak olursanız kolay gelsin. Yalnız tuşlara alışınca ve biraz da level atlayınca oyun daha sabredilir bir hale geliyor. Ben oyunu Dark Souls'dan çok Bloodborne'a benzettim, çünkü kalkan yok ve korunmayı sadece elimizdeki silahla yapabiliyoruz. Daha çok saldırılardan kaçma tuşunu kullanmak gerekiyor, hem silahın sağlığı hem de stamina için.

Oyunda bazı Japonya bazlı oyunlarda olan stance sistemi var. Samuray kılıcı, mızrak, balta, ok ve yay, temel silahlarımız. Ok ve yay ayrı bir slot kullanıyor, diğer silahlar ayrı. İki silah atayabiliyoruz yay harici. Ben samuray kılıcı ve balta kullandım genelde. 3 farklı stance var. Stance dediğim silahı tutuş stilleri. Samuray kılıcını ele alırsak (ki diğer silahlar için de durum aynı) bir orta, yüksek ve düşük tutuş stilleri var. Orta dediğim kılıcı iki eliyle kendodaki en temel tutuş, yüksek dediğim kılıcı omuz kafa hizasında tutuş ki bu baya stamina harcıyor ve düşmanın canını en fazla yakan darbeleri savuruyor, düşük tutuş ise daha hızlı saldırılar yapmak için fakat çok fazla can götürmüyor. Ben orta tutuş stili (daha uygun bir çeviri aklıma gelmedi kusuruma bakmayın) ile oynadım demonun tamamına yakınını.

Demoda silah ve zırh sistemi Dark Souls gibi değil ne yazık ki. Diablo ve benzeri rpg oyunlarında düşmanlardan düşen silahların farklı farklı özellikleri olur ya, aynı o şekilde. Bronze Axe diye bir silahı ele alalım, 104 damage olanı da var 95 damage olanı da, sonra +%0.5 health gibi bir sürü farklı farklı özellikler verebiliyor bunlar. Bu noktada Diablo'daki gibi silah, zırh falan düşürdükçe onları kullanmak gerek.

Dark Souls'daki bonfire'larla aynı vazifeyi gören shrine'lar var. Bir de ufak yaratıklar var, bunları bulup shrine'a yönlendiriyoruz ve yeni özellikler çıkıyor. Ayrıca ruh hayvanı denen bir mevzu var. Öldüğümüzde topladığımız armita'ları koruyor. Armita, Souls serisindeki para birimi olan ruhlarla aynı hesap. Bu ruh hayvanlarından demoda 4 tane vardı. Bunların da seviyesi falan atlayıp gelişebiliyormuş ama ben göremedim o durumu demoda. Ayrıca farklı özellikler veriyor bu hayvanlar, bazısı haritada düşmanlar gösteriyor, bazısı ki (stamina) harcamını azaltıyor falan.

Oyun Japonya'da geçiyor ve kavramlar genelde Japon supernatural animelerde gördüğümüz yaratık, tanrı, şeytan, ruh vs tipi şeyleri içeriyor. Üç aşağı beş yukarı batılı eserlerdeki orc tipi yaratıkların doğulu iri kuzenleri diyebileceğim oni tipi yaratıklar bu oyunda en sık göreceğimiz düşman çeşitlerinden biri gibi görünüyor. Demodaki boss baya iricene bir oni'ydi ve anca 4. veya 5. denememde öldürebildim. (Dark Souls 3'teki ilk bossu ilk denemede öldürmüştüm.)

Demoda hikayeye dair pek bir şey yoktu ama baş karakterimiz William diye biri, ve tarihte varolan bir samuraydan esinlenmiş. Oynadığım KoeiTecmo oyunları genelde çerezlik 10 üzerinden maksimum 6-7 puan alabilecek türde ağırlığa sahipti (gerek oynanış, gerek grafikler, gerek hikaye, gerek atmosfer ve diğer elementler baz alınınca). Ama Nioh demodaki izlenimi ile bende 9/10'luk bir izlenim bıraktı. Uzun süredir yenisi gelmeyen Onimusha serisini aratmayacak güzellikle bir oyun geliyor diyebilirim. Ayrıca Nioh zorluğuyla Souls serisine güzel bir rakip ve alternatif olacak gibi görünüyor.

Tatlı bi Steam indirimi var, anime sale olarak geçiyor ilgililer varsa kaçırmasın: http://store.steampowered.com/sale/anime_sale/

Salt and Sanctuary diye bir oyun çıkacaktı, pc için deneme sürümü gibi bir şey çıktı, ben de o amaçla indirdim. Castlevania stili Dark Souls olmuş oyun. Dark Souls'un heralde orjinaline en sadık klonu denilebilir.

EARTH DEFENSE FORCE 4.1 The Shadow of New Despair

Bir haftadır çok fena sardım bu oyuna, son zamanlarda oynadığım açık ara farkla en harika oyun bu.

Öncelikle oyun Onechanbara serisinin yapımcılarının "Simple" serisinden çıkma. Yani oyun oynanış yönünden epey basit. Firmanın çıkardığı tonla oyun arasından özellikle EDF ve Onechanbara serisi sıyrılıp uzun süre hayatta kalmayı başarmıştı ve halen de firmayı taşıyan seriler bunlar.

Earth Defense Force'ta dünya devasa büyüklükteki karınca, örümcek ve arı gibi yaratıkların istilası ile başlıyor. 4 farklı oynanabilir klas var, bunlar elinden her iş gelen ve her tür silahı kullanabilen klasik asker Ranger'lar, sadece hatunlardan oluşup enerji bazlı silahlar kullanan ve sırtlarındaki jet ile uçabilen Wing Diver'lar, genel olarak destek amaçlı ve ustalaşması yetenek gerektiren ayrıca tank ve helikopterden tut her türlü aracı kullanabilen Air Raider'lar, ve yüksek defanslı zırh ve kalkana sahip tank gibi abilerden oluşan Fencer'lardan oluşuyor. Ayrıca tonla farklı çeşit ve özelliklerde silah var. 69 tane falan silah düşürebilmiştim toplamın %2si falan oluyormuş istatistiklere göre konuşacak olursam.

Oynanış o kadar iyi ki kendinizi aksiyona bırakıyorsunuz ve takımınızdaki askerlerle beraber EDF! EDF! naraları atmaya başlıyorsunuz farkında olmadan. Ayrıyeten kolay zorluklarda tek mermiyle düşmanları indirebilme durumu var, ama bu bir bölümde ortalama 1000-2000 arası düşman öldürdüğünüzü düşününce çok normal geliyor. Ben 60lı bölümlere ulaştım ve istatistiklerden anladığım kadarıyla hemen hemen oyunun yarısını biraz geçtim. Buraya kadar olan kısımdaki maceramı spoiler içinde yazacağım ama okursanız eminim oyunu oynamak isteyeceksiniz. Bu oyunda Pacific Rim'den Godzilla'ya her şey var çünkü.

Salt and Sanctuary

Dark Souls muadili oyunlardan biri. Çok küçük bir oyun olmasına rağmen oldukça keyifli. Tabi çokça öldürüyor. Ölmeye alışıksanız zevk veriyor ama değilseniz eziyet. Biraz diş sıkıp karakter geliştirildiği sürece oyuna adapte olmak ve zorluğunu azaltmak mümkün. Son dönemde vaktimi çokça çalıyor.

Danganronpa 2

Adaşın büyük baskıları sonucu oynamaya başladım(Kendisi yukarıdaki EDF postu atan arkadaş oluyor ) İlla animeyi izleme, bunu oyna yoksa anime ile spoiler yersin dedi. Oyunu oynamaktan ziyade okuyoruz. Pek tarzım bir şey değil bu nedenle ama ara ara oynayınca gideri oluyor.

the evil within

Ben ne oynadım niye oynadım nasıl oynadım bilmiyorum. Oyun sonu ekranında 13 saat ve 91 ölümle bitirdiğim yazıyordu. Kidman ile olan kısımda da görünmezlerin olduğu yere kadar gidip oyunu sildim.

rüya içinde rüya gibi kaç kere uyandı bu adam ben sayamadım. Oyun bittiğinde gerçekten uyandım mı onu da bilmiyorum. Hemşire nereye gitti onu da bilmiyorum.

the evil within

Ben ne oynadım niye oynadım nasıl oynadım bilmiyorum. Oyun sonu ekranında 13 saat ve 91 ölümle bitirdiğim yazıyordu. Kidman ile olan kısımda da görünmezlerin olduğu yere kadar gidip oyunu sildim.

rüya içinde rüya gibi kaç kere uyandı bu adam ben sayamadım. Oyun bittiğinde gerçekten uyandım mı onu da bilmiyorum. Hemşire nereye gitti onu da bilmiyorum.

Bu oun biraz Inception gibidir. Sonunda belki vida dönüşü yok ama yoruma açık bir sonu var. Hikayesini ben çok beğenmiştim. Sonu da senin yorumuna kalmış ama bence uyanıyor.

Inception benimde sık sık aklıma geldi. Fakat seride çok boşluk var belki Kidman bölümlerinde cevaplanıyordur ama ben sıkıldım o dakikadan sonra o kadar jel harcayıp güçlendirdiğim adamı bırakıp sadece saklanabilen bir kıza geçtik ki zaten ilk bölümden sonra seride korku yada gerilim namına bir şey bırakmamıştı oyun bende kıza geçince yine bir kıpırdanma olmadı.

Ben de DLC'yi oynamadım ama orada varmış bazı cevaplar. Ben oynadığım kadarıyla alacağımı aldım zaten. DLC ile uğraşamam.

İndirimde denk geldiğim Koi-Koi Japan oyununa sardım bu aralar. İlginç kurallara sahip bir kart oyunu ve Hanafuda ismi verilen kartlarla oynanıyor. Her kart bir takvimin bir ayını temsil ediyor ve toplamda 4 farklı setten oluşan 48 kart var. Çeşitli şekillerde birbiriyle bağlantılı olan kartları toplayıp puan kazanıyor. Eğer bir set yapmayı başarabilirsek oyun bize devam mı tamam mı diyor, bu devam dersek Koi-Koi oluyor, buna da bir nevi okeye dönmek diyebiliriz. Daha başlangıç seviyesindeyim kartları zar zor tanıyorum ama bu kadar eğlenceli bir şey çıkacağını hiç tahmin etmiyordum. Bu Japonlar işini biliyor.

Earth Defense Force 4.1'de kaldığım yer üzerinden pek oynamadım, oynadığım kısımda fena şeyler oldu yalnız. Ama bir önceki oyununu satın alıp ona başladım, bölümler daha uzun, bazı düşmanları yenmek biraz zorluyor ama harika bir oyun olmuş o da 4.1 gibi.

Bu kısım Shiranui için. Deneme amaçlı iki dövüş oyunu indirdim. Fiyatları pahalı olduğu için alıp almama konusunda bir fikir verir diye düşündüm. Biri BLADE ARCUS from Shining Battle Arena, ki bu Shining Blade ve Shining Heart serisilerinin karakterlerini içeren 2d görünümlü 3d bir dövüş oyunu. Karakter oyun çok güzel görünüyor ama bana o parayı hakedecekmiş gibi gelmedi. Hikaye modunu falan bitirdiğimde yeni bir şeyler açılmadı ve oyunda ekstradan bir mod falan yok. Diğeri de UNDER NIGHT IN-BIRTH Exe:Late. Oyunun karakterleri, hikayesi, atmosferi bana direk Melty Blood serisini anımsattı. Dövüşler inanılmaz keyifli, kazanılan puanlarla az da olsa oyun için skin ve galeriden bazı şeyleri açmak mümkün. Bunun indirimini kaçırdım ama ilk indirimde alacağım.

Bir de yeterince gaza geldiğimde I am Setsuna için ön inceleme yazacağım.

İndirimde denk geldiğim Koi-Koi Japan oyununa sardım bu aralar. İlginç kurallara sahip bir kart oyunu ve Hanafuda ismi verilen kartlarla oynanıyor. Her kart bir takvimin bir ayını temsil ediyor ve toplamda 4 farklı setten oluşan 48 kart var. Çeşitli şekillerde birbiriyle bağlantılı olan kartları toplayıp puan kazanıyor. Eğer bir set yapmayı başarabilirsek oyun bize devam mı tamam mı diyor, bu devam dersek Koi-Koi oluyor, buna da bir nevi okeye dönmek diyebiliriz. Daha başlangıç seviyesindeyim kartları zar zor tanıyorum ama bu kadar eğlenceli bir şey çıkacağını hiç tahmin etmiyordum. Bu Japonlar işini biliyor.

HANAFUDANIN OYUNU MU VAR HANİ NEREDE???? En sevdiğim oyunlardan biri ama bi türlü düzgün versiyonunu bulamıyorum. Tek eğlendiğim Fate Hollow Ataraxia'daki mini-game idi. Bi ara telefona indirmiştim ama Ataraxia'daki gibi heyecan yaratamıyor ya. Koi Koi yapınca arkadaki müzik hızlanıyor, oyun hızlanıyor falan o heyecan yok

Ayrıca bkz: Summer Wars filminde ana planda geçen o malum oyun Koi-Koi.

Geçtiğimiz yılın en iyi spor oyunu olan Rocket League'i herkese tavsiye ederim. "Arabalarla futbol oynamanın nesi zevkli olabilir ki?" diye düşünmüştüm. Rust'tan sonra en çok oynadığım oyun oldu.

Adam 39 level olmuş ya.

"Arabalarla futbol oynamanın nesi zevkli olabilir ki?"

Aynı şekilde bende düşünmüştüm. Yaz indirimlerinde oyun indirime girince bir denemek istedim veeee. Bayıldım. Bir oyunda bu kadar eğlenmeyeli çok olmuştu. Canım mı sıkıldı? Açıyorum Roket League'i, bir süre oynuyorum ve tamam. Resmen oyunlarda eğlenmeyi hatırlattı bana bu oyun.

Beraber RL oynamak isteyenler ekleyebilirler. Nick aynı. Ne çok iyiyim ne de kötü merak etmeyin

Fable Anniversary

Oyun güzeldi ama bir olayı var ki türünün tek örneği resmen, her an her yerde istediğin herkese saldırabiliyorsun. Yoldaşıma, anama, babama, lonca önderine muahahhaha. Oyunda her türlü iti kopukluğu yapabiliyorsun. En sona kadar iyi gittim, en son bütün yoldaşlarımı öldürdüm, lonca önderine kıyamadım, sonra ona kıyamadığıma üzüldüm, çünkü her yerde dalsak da tek bir yerde ölüyordu. Kötülüğü doruklarda yaşadım. Zaten son bölüm canavarından sonraki seçimde resmen sonum Anakin oldu.

The Forest

Oynayan varsa çoklu oyuncu beraber oynayabiliriz.

Ghostbusters çoçukluk ve gençlik yıllarında seyretttiğim filmler ve çizgi film adına.

Bölümleri geçtikçe oyunun kendini tekrar ettigini görüyorsunuz son hayaletler çok zor oluyor.Daha ilginç hayaletler ve bulmacalar eklenebilirdi.Yine de keyifle oynuyorum.

Hakkında 1-2 karakter fan artı haricinde neredeyse hiçbir bilgimin olmadığı Danganronpa'yı oynadım geçtiğimiz 3-4 günde. Gerçekten animesini sezonunda izlemediğime ve spoiler yememeye dikkat ettiğime değmiş. Hani zaten aşağı yukarı tahmin edilebilir şeyler var, bir de spoiler yendiyse epey can sıkıcı bir oyun olurmuş.

Genel mekaniğinden, karakterlerinden ve çizimlerinden inanılmaz keyif aldım. Oyun hiç sıkmıyor, pacing inanılmaz hızlı hop orada hop burada ilerliyor. Sadece enter enter yapmak yerine odaları WASD kullanarak gezdiğiniz için size özgürlük tanınmış. Ace Attorney ile kıyaslanırsa gizem unsuru zayıf kalıyor fakat oyun tamamen gizem unsuru üzerine kurulma amacı gütmemiş. Yer yer güzel felsefelere de değiniyor, sonunda insanı düşünmeye sevkediyor.

Fakat inanılmaz fazla soru işaretini havada bırakarak bitiyor oyun. Evet sonu sizi büyüsüne kaptırsa da, o kadar saat 4. kat senin 2. kat benim inip çıkıyorum bari bir işe yarasaydı dimi (Asansör varmış çok sonra fark ettim ) 2. oyunda cevaplarımın bir kısmını almayı umuyorum. Bir de Zero LN'i var suke çeviriyor hazır ondan şeyapayım.

Bu da suke'nin oyun incelemesi: http://legendofsuke.blogspot.com.tr/2016/04/danganronpa-meselesi.html

Danganronpa Another Story: Ultra Despair Girls bitirmiştim ben de geçenlerde, oyun DR serisinin genelinden çok farklı, visual novel olayından çıkmış adeta bir Resident Evil olmuş. Ama PS Vita'nın teknik limitlerinden dolayı yeterince keyifli olsa da (bana göre 85/100 civarı bir keyif) bazı canımı sıkan noktalar vardı bu limitlerden ötürü. Yine baya eğlendim oynarken, ana serideki bazı karakterleri burada da gördüm, ve onlar hakkındaki fikrim epey değişti. Oyunda iki karakter ve iki farklı oynanış stili vardı (bir karakter Resident Evil 4'ten Leon gibi bir oynanış vaad ederken, diğer karakter Devil May Cry'dan Dante gibi bir oynanış sunuyor). Ayrıca tek bir silah ve farklı efektlere sahip 8 farklı mermi var oyunda, ki bazıları tüfek-makineli-pompalı silahlar gibi şeyler olsa da, bazıları da isabet ettirince düşmanı hareket ettirebildiğimiz ya da durduğu yerde dansetmesini sağlayabildiğimiz muzip şeyler. Onun haricinde hikaye yine, twistlerle dolu. Her ne kadar her köşe başında ölülerle karşılaşıyor olsak da, oyun sık sık esprili sahnelerle dolu. Yan oyun deyince akla saçma sapan basit şeyler geliyor ama bu abiler çok iyi kotarmış bu meseleyi, çok keyifli bir oyun yapmayı başarmışlar.

Geçenlerde bLueeekun'un steamde Frederic ritim oyunlarını satın aldığını gördüm, sonra baktım sudan ucuz ve yorumları çok iyi, hemen ben de aldım. Hemen indirmiştim ama 1-2 aydır bir kere bile açmamıştım. Geçen bayramda tıkladım sonunda.

http://store.steampowered.com/app/301190

Yorumlarda bu oyun mükemmel artık piyano çalabiliyorum tipi şeyler yazıyordu, ben de şansımı denedim ama tuş kombinasyonundan ziyade tuşların ekrandaki yerleşim biçimine alışmak gerektiğinden kolay modda oyunu bitirdim. Tabi tuşların yerini değiştirdim, biraz daha guitar hero gibi olsaydı değiştirmeme gerek kalmazdı tabi.

Neyse oyunu bitirdim bir şekilde ama piyano çalmayı öğrenemedim, kısaca işin özeti budur.

Neyse oyunu bitirdim bir şekilde ama piyano çalmayı öğrenemedim, kısaca işin özeti budur.

Simply put, I can play Chopin on a real piano, and maybe even on a guitar, but I can't play this game on a PC keyboard.

Adam daha ilk yorumda bunu demiş sen yanlış anlamışsın herhalde

Sen gene bitirmek için iyi dayanmışsın. Ben pek dayanamadım. Çok fazla tuşu olduğundan parmaklarım birbirine giriyordu. Zorlanırsa ortanın bir altı olarak oyun rahat biter ama dediğin gibi bir şey öğrenmiyorsun. Guitar Hero gibi pek zevkte vermiyor.