Shirogane no Ishi: Argevollen

Arandas ve Ingelmia ülkeleri arasındaki savaş uzun süredir devam etmektedir fakat uzun süredir sürüncemede olan savaş artık Arandas aleyhine dönmeye başlamıştır. Arandas ordusu 8. Mekanize Müfrezesi üst komuta kademesi tarafından diğer birliklere zaman kazandırmak amacıyla ön saflara sürülürler. Bu birlikte yeralan yeni yetme asker Susumu Tokimune düşman saldırısı altındaki ara bölgede sivil bir konvoyun saldırıya uğradığını görür ve ateş hattına girer. Burada Jamie Hazaford adlı sivili kurtarmasına rağmen kaçmayı da başaramaz. Tokimune, Jamie'nin de önerisiyle onun nakliyesinde yeraldığı Argevollen kod adlı, diğer Mecha'lardan farklı olarak nöral bağlantı ile kontrol edilen esrarengiz bir yeni tip Mecha'yı çalıştırır, bu olayla birlikte iki taraf arasındaki güç savaşlarının kaçınılmaz bir parçası haline gelecektir.

Tanitim için Akuma_Blade'e teşekkürler.

Bu seriyi benden başka takip eden var mı bilmiyorum ama 14. bölüm itibariyle rapor vereyim dedim.

-Seri güzel başladı, 3. / 4. bölüm itibariyle irtifa kaybetmeye başladı. Savaşın taraflarına dair daha baştan bilgi sahibi olmadığımız için character-driven bir hikaye olmayı tercih eden yapım önemli karakterlerin zaten bir elin parmaklarını geçmemesi sebebiyle bir süre sonra hörgüçsüz deve kanatsız kuş hali alıyor.

-Seri en baştan militaristik bir seri olmaya soyunuyor. Ki biri hariç tüm karakterler asker zaten. Öte yandan hiçbir savaş Argevollen aktive olduktan sonra 1-2 dakikadan daha uzun sürmüyor, savaş sahneleri denen şey çoğu zaman uzaktan gelen silah seslerinden ibaret.

-Mecha dizaynları göze gerçekçi ve göze hoş geliyor ama Argevollen haricindekiler 1-2 isabette alaşağı olduğu için bu aksiyona katkı olamıyor. Neysa ki geçen bölüm itibariyle cannon fodder'larda Front Mission level'ına gerçek anlamda ulaştılar da sonrası için umutlanabildik.

-Benzer şekilde ana karaktere bir rival karakter bile uydurmalarına rağmen geçen bölüme dek Argevollen'in dengi durumda bir düşman yoktu, neyse ki bu bölümle beraber düşmanlar kendi kopya Argevollen'lerini yaptılar.

-Hikaye zaten haftalık yazıldığı izlenimini verdiğinden bir nokttadan sonra karakterler 2-3 bölümde bir duşa, masaj salonuna, hamama filan girmeye başladı. Tam olarak 12. bölümdeki flashback bölümü saymazsak o kısma dek ne karakterlerin anlattıkları bir subplot görevi gördü ne de karakterler bize o ana dek haberimiz olmayan birşeyden haberdar ettiler. Pacing sorunluydu yani baya baya. Neyse ki flashback bölümü ile birlikte 1 hafta ara verdiler de geri geldiklerinde toparlanma belirtileri görebildik. Yine de hala sorunlar yok değil.

-Kaç bölümdür izliyorum hala bir uçak yada helikopter görmedim. Öyle bir evren ki herşey karayolları ve arazi şartlarına endeksli. İlk çift şeritli yolu yapan dünyayı ele geçirebilir gibi hissediyorsunuz. Buna benzer şekilde Seeker her bölümde Kaptan Swing'deki Şahingöz gibi ağaca filan çıkıp düşman hakkında bilgi veriyor ki haliyle casus uydu teknolojisi de yok, drone kavramı da yok sonucu çıkarttım ben.

-Tokimune Beta olarak başlayıp 2 bölüm sonra alpha'lığa terfi oldu ki hoş değildi. Megafonla bağırarak "benden hoşlanıyor musun?" dediği sahnede facepalm yaptım bildiğin.

-Serideki en oturaklı karakter Samonji taicho ve Suzushiro . Konuşsun birşeyler söylesin diye bekliyorsunuz çoğu zaman.

-Jamie kezban tayfasından kadroda. Tokimune'yi seviyor mu yoksa geceleri Argevollen'in kullanım kılavuzuna sarılarak mı uyuyor, anlamak mümkün değil. Kötü bir Nina Purpleton varyantı denebilir.

-Seride askeri bakaralardan ötesini görmek mümkün değil. Komutanların çirkefliği yada tarafsız sivillerin vurdumduymazlığı bir noktaya kadar akesdiyor seriuye ama sadece o kadar. Yani bir sosyal yada politik background yok gerçek anlamda.

-Karakterler koşmaya başlayınca framerate resmen sürünüyor. Sanki koşuyorlar değil sabit arka plan önünde ileri yönde moonwalk yapıyor gibi hissediyorsunuz. Çoğu zaman hareket eden karakterlerin bacaklarını göremiyoruz bu yüzden. Benzer şekilde belli bir mesafenin ilerisindeki herkes çöp adam rolü yapıyor. Kadraja giren çok az figüran konuşuyor, sanki herkes öğrenci yapımı düşük bütçeli bir amatör filmde gibi.

-2. Ending ilkiyle kıyaslanamayacak kadar iyi. Tamaki Nami hayranları buraya gelsin!

-Gelecek bölümden itibaren göreceğimiz yeni OP şarkısı da KOTOKO'dan geliyor ve o da bir hayli iyi.

Özet geçmek gerekirse bu serinin hala devam ediyor olmasının sebebi muhtemelen XEBEC'in Soukyuu no Fafnr: EXODUS öncesi izleyiciyi boş bırakmak istememesi olabilir. Geçen bölüm itibariyle artık Argevollen'in dişine göre bir rakip var ve serinin birkaç eksisinin farkına vardılar gibi. Yine de serinin Front Mission olmakla Gundam olmak arasında kararsız kalan bir deneme olduğunu, bu yüzden çokça yalpaladığını söylersem durumu net olarak tanımlayabilmiş olurum.

Bonus:

"Front Mission da nesi?" diye soranlar için: