Yazıyor musunuz?

Şiir yazmayı çok severim. Yakında kendi akımımı oluşturucağım. Uğur ve takipçileri olabilir adı

Senaryoyu bende bazen deniyorum ama genelde sadece gaza gelip kurduğum hayallerler. Denemeleri de bazen yazıyorum. Duygusallaştığımda.

Resim ise benim hayattım Çok yetenekli değilim yinede seviyorum :mutlulh:

Lise yıllarımda şiirler yazmaya başlamıştım ama uzun zamandır yazmıyorum, yada şiir yazacak sebebim kalmadı diyelim.

2000 sonu 2001 başından itibaren Anime-Manga konulu yazılar yazıyorum gerçi son dönemde yazacak Anime sayısı azaldı, yada bana öyle geliyor. Aşağı yukarı aynı dönemden beri de yazdığım bir hikayem var. Yazıp attıklarımı kafama boca etseler boğulup gidebilirdim! Yakın zamanda tekrar yazıya geçirmeyi düşünüyorum ama her seferinde ya kendi hikayemle başa çıkamamaya başlıyorum yada gündelik hayattan birşeyler araya giriyor tempom düşüyor niyeyse.

Küçükken şiirler yazardım ancak sonra hep o defterleri yırtardım biri görmesin diye nitekim görenler olurdu hep utangaç olmuşumdur özellikle kendi elimden çıkan şeyler konusunda.

Hikaye ve söyleşi yazarım daha çok hatta bazılarını koyduğum bir blog bile var ancak kimse bilmez bu bloğu =) iddiam kesinlikle yoktur çok eksiğim vardır eminim ama yazmak güzel oluyor kesinlikle. Ben çok kişiyle aşırı muhabet eden birisi değilim ve hislerimide insanlardan saklamayı tercih ederim. Yazı yazmak birisiyle konuşmaktan çok daha güvenilir ve rahatlatıcı oluyor bazen doğru yolu bulmanı sağlıyor bir anda kararsızsan dahi... Hikayelerde ise yarattığın her karakterle aranda bir bağ kuruluyor, insanlarla sözcüklerinle değil onların hisleriyle ve yaşadıklarıyla ulaşıp dokunuyorsun.

Yazı yazmak sevdiğim bir şey.

Hikaye yazarım.

Yazıpta kendine saklayan tiplerdenim.Yorum tarzı yazılarım dışında hikaye ve denemelerim kendimde saklı.Biri okuyunca benim özelliğini yitiriyor gibi soğuyorum , ve çoğu zaman yazının imha edilmesiyle sonuçlanıyor bu olay zinciri.

Yazdığım şiirleri hoşlandığım kızlara verirdim. Sanırım onları geri almam için biraz geç oldu...

Eskiden sürekli yazardım da. Kendi çapımda bir cinayet romanı bile yazmıştım zamanla iyice garfieldleştim.

fanfic yazarım...

Yazarım, çizerim, çalarım, oynayım, alayına... neyse anlaşılmıştır

http://www.sadeceserhat.sitewebadam.com/?p=140

Yazdığım hikayenin ilk bölümü. Ayrıca anime incelemelerimde sitede mevcuttur

kısa roman ve kısa hikaye tarzında denemelerim var

İnternet üzerinde, bu mesajı 10 kişiye yollamazsan lanetlenirsin tarzı yazım vardı.

Senaryo yazmıştım.

Ve aşırı vahşet içerikli bir kompozisyon yazmıştım. Hatta o kadar ağır bir eserdi ki okurken edebiyat hocasının yüzü bembeyaz olmuştu.

Benim yazılarım genelde kısa olurlar ne hikmetse. Bi anime izlerim, seri biter. Bütün gece finali düşünür düşünür kurgular yaparım sonra bunu kendimi katarak bi hikaye oluştururum ama o da harbi güzel olur canım

Her zaman sevmişimdir yazmayı, hatta sürekli orman manzaralı ahşap bir evde oturmuş huzurlu bir şekilde birşeyler yazıp karalarken hayal ederim kendimi... Ama gel gelelim uygulamaya, bu konuda çok büyük sıkıntılar çekiyorum. Özellikle yazım kurallarında, yani nerede ne koyulacak ne koyulmayacak veya hangi harften sonra bilmem ne düşmesi oluyor gibisinden birçok bilgi eksiğim var... Zaman zaman edebiyat derslerinde gördük tabiki bu konuları fakat hiç biri aklımda kalmıyor. Okulum biter bitmez aklımda bir film senaryosu var, onu kağıda dökmeyi ve imkanım olursa film perdesine aktarmayı düşünüyorum... Yazmak güzel birşey bence, en azından ben öyle hissediyorum ve diğer bazı insanlarında benim gibi hissettiğine inanıyorum. An geliyor; konuşacak, dertleşecek, bilginizi paylaşacak, içinizdeki birikmiş ağırlığı atacak kimseniz olmuyor dinlemek için yanı başınızda. İşte öyle anlar'da yazmak insana mükemmel bir duygu yaşatıyor.

Mesela her zaman aklıma gelen birşey var, birkaç yıl önce çok samimi olduğum edebiyat hocasıyla kafeteryada muhabbet ederken laf lafı açıp harflerdeki şapkalara gelmişti konu.

Şöyle bir örnek verdi kendisi ;

2 çok yakın olan dost varmış, fakat biri fabrikatör diğeri ise esnafmış...

Birgün esnaf olan şahıs, fabrikatör olan arkadaşına not göndermiş... ve içeriği şu şekildeymiş..

"Merhaba Dostum, benim durumu biliyorsun... Bir günlük karını bana yollayabilirmisin?"

Evet, biraz tuhaf ve gülünç bir durum değil mi

bir de şapka takalım cümlemize,

"Merhaba Dostum, benim durumu biliyorsun... Bir günlük kârını bana yollayabilirmisin?".

Yani hocanın asıl anlatmak istediği, yeni kurallara göre şapkanın kaldırılması pek iyi olmamış. İşte ayak üstü böyle eğlenceli ve ilginç bir örnekle o dersi alınca, birdaha aklımdan çıkmadı

Neyse çok uzattım, kısacası yazmak harika bir duygu.