Bugün Okuduğunuz Mangalar

witchcraft works 10 -2 ayda bir çıkan bir dergide çıkıyorda ondan böyle geç çıkıyor,yani yılda 6 bölüm eder bu okey-

Majikoi 5-12 Anime başlayınca mangada hızlandı.Animenin uzaktan yakındna alakası yok mangayla ne yazıkki.

Umi No Misaki 90

Orange Marmalade 38-39

Kagami no Kuni no Harisugawa 1-10

Tonari no Kaibutsu-kun 1-5

Cradle Of Monsters 26-27

The Red Soul 1-20

Mebius Gear 1-5

Kyoukasho ni Nai 28

Muvluv Alternative 11

Witchcraft works 11

Fukashigi Philia 1-5

Minamoto-kun's Story 1-9

Cage Of Eden 100-105

Klan 9

Medaka Box 121-123

The Breaker New Waves 49

Freezing 61

Code Breaker 141-143

Zen Martial Arts Akademi 1-5

Aphorism 17

Area no Kishi 1-24

Baby Princess 1

Prunus Girl 28

Sugar Dark 18

The Phantom King 9-16

Tonari no Kaibutsukun 1-5

Asa Made Jugyou Chu 1-12

20th Century Boys 1-98

Bu seriye ŞİDDETLE dikkatinizi çekmek istiyorum!

...

Cage of Eden 100-105

Lost ile arasındaki benzerlikler giderek artıyor. Hele son bölümde

tokyo girls destruction:8 kızlar döğüşsün,gönüller şenlensin

@ozman:abi manga tavsiye etceğine az manga çevir...+paraşüt kolay,dalışa gidelim seninle 70 metrede bir yuva biliyorum 40 kiloluk rahat orfoz yuvasıdır...

life is money 1-7 güzellll bir hayatta kalma oyunu daha,para için manyakça bir oyun dahaa oh yeahhhh

minumum 1-11 bu da echi az olmasına rağmen,11. bölümle çok hastalıklı bir dönemece girdi.....

I am a Hero 1-34

High School of the Dead'e zombi mangası nasıl yapılır dersi veren manga demek isterdim ama şu an itibariyle çok kasıntı duruyor. Çizimleri falan gerçekçi ve güzel ama hikaye çok kasıntı gidiyor. Öyle ki daha zombiler tarafından saldırıya uğradığını kimse anlayamadı.

I am a Hero Cilt 5

Harikaydı tek kelimeyle gene. Özellikle de

olayı çok heyecanlı hale getirdiler. Cilt ise çok heyecanlı bir noktada bitti, devamında neler olduğunu kim bilir ne zaman okuruz? GWR kaliteli ama çok bekletiyor adamı, adı gibi aynı

Savage Garden || chapter 13-16;

Sevgili Luna'nın manga çevirler kısmında başlığını açtıktan sonra farkına vardığım bir isim oldu Savage Garden.Pek manga okumayan biri olarak bu sıra Manhwa'lardan gidiyorum, nedense Manhwa'ları okuması bana daha rahat geliyor,yazılarla pek boğulmayan bir tür diyebiliriz.Ondan önce 1001 Nights'ın Shounen Ai versiyonunu okumuştum ve onu da mangalarla değerlendirdiğimde oldukça rahat bir düzende okuduğumu fark ettim.

Neyse,gelme amacım Savage Garden ve Let Dai.Gender Bender olayını hep etkileyici bulmuşumdur ama ardında yatan neden vurucu şekildeyse 'işte bu!' diyebileceğim bir tür olup çıkıveriyor Gender Bender etiketi.Savage Garden'daki Jeremy karakteri buna en güzel örneklerden birisi.Hikayenin geçtiği dönem (18. yy) ve mekan (İngilitere'deki asillerin gittiği bir yatılı okul) beni benden almaya yetiyor da artıyor.Konunun geçtiği atmosferin çekiciliği yanında karakterlerin iç dünyası ile arka planda verilen yaşamları insanı sürükleyici bir yolculuğa çekiveriyor.

Adının gizemine bakıp da karakterlere batan her dikende bir şeyleri görmek bu Manhwa'nın en güzel tarafı olsa gerek.

Asıl yorumumu tamamen bitirdiğim zaman saklamak istiyorum çünkü içimdekileri dökmek için kendi başlığına uğramak istiyorum.

Let Dai || chapter 35-40;

''Tüm bu yaftalar şiddetten başka bir şey değildi.Günahkar kanatlar yeryüzüne inmiş melek Lucfier'den alınmıştı.''

Koyu bir Shounen Ai/Yaoi takipçisi değilim ama bazı zamanlar geliyor ki bu türün içinde yer alan animangaların,diğer yapımların üstünde bir derinliği olduğunu sonuna kadar kabul edenlerdenim.İşin görünen tarafı da böyle olunca madalyonun diğer yüzüyle karşılaşmayı her zaman sevmişimdir.

Ne zamandır başlamayı düşündüğüm bu ismin olduğu klasörü açtıktan sonra şu giriş cümlesini okuduğumda başından ayrılamadığımı fark ettim.Dai gibi şiddet yanlısı olup kendinden nefret ettirecek bir insanın aşkla nasıl dize geldiğini çok güzel bir yolla anlatmış mangakası.Bunun yanında aşkın bitiremeyeceği şeyin olmadığını ve insanın neden şiddeti seçtiğini acı gerçeklerle okuyucusuna sunan bir isim Let Dai.Adıyla dikkatimi çekerken giriş cümlesiyle beni kendine bağlamayı başaran bir isim oldu.Sonunu her sıkı takipçisi gibi merak edenlerdenim ama birden sonu yaşamak yerine Dai'nin gittiği yolun neden şiddetle dolandığını adım adım öğrenmek işin en keyifli tarafı.

İnsan bir deniz feneri olsa sevdiği onu her gün görebiliyorken o yalnızlıktan mutsuz olur muydu acaba?Manhwa'da yer alan bir çiftin diyaloğunu okuduktan sonra bu satırların yer aldığı şu yapıma dair en çok merak ettiklerimden birisiydi;ucunda uçsuz bucaksız bir yalnızlık olacaksa Dai ile ölmeyi tercih ederdim,eğer onun aşığı olsaydım...

naruto 564 572 arası bir daha *-*

I am a Hero 34-57

Evet manga biraz heyecanlandı ve enfeksiyon olduğu falan yavaş yavaş öğreniliyor ama hala insanların tepkilerine sinir oluyorum. Bayağı gerçekçi bir manga ve ne kadar zombi filmi falan izlesek de böyle bir durum olsa direkt '' fuck yeah! Silahı kapıp zombi doğrayalım moduna geçemeyecek olsak da, insanda biraz ihtiyat olur be!

Dogs: Bullets & Carnage - 68

Ibitsu - 7~13.5

Ever 17 1-3 Çevirilmeye başlandığını görünce okuyum dedim.Kapalı mekan korkusu olanlara pek yaramaz.

Star Ocean: Till the End of Time 1-2727 bölüm çevirisini görünce bir bakayım dedim karakterler hoşuma gidincede sabahtan akşama kadar okudum.Mal'dan bakınca 4 tane daha mangası varmış öncesini anlatan onlarada bakmam gerekecek.

Pajama no Kanojo 1 Harisugawa serisinin yerine yayınlanmaya başlayan manganın ilk bölümünü hemen okuyayım dedim.Başlarda klasik ecchi, harem romantizm havası vardı.Çocukluk arkadaşı klişesi ise başta sevmedima ama kız acaip sempatik geldi.Özellikle bölüm sonuna geldiğimde baya duygulandım.

mirai nikkinin mangakası yeni bir mangaya nasıl başlanacağını iyi biliyor ve iyi bir başlangıç yapmış bana göre

big order 1

Annarasumanara~~1*10

D. Gray Man~~185*193

air-gear 357 son bölüm süper

Sakamichi no Apollon;

Elime aldığım, daha doğrusu ilk sayfasını açıp da kendimi ona zımbalanmış bulduğum manga sayım çok azdır, hatta bir elimin beş parmağını geçmez. Sakamichi de bu beş isimden biri; öyle dolu öyle sürükleyici ki insanın bir çırpıda yutuveresi geliyor. Keşke şu güncel devam eden yapımlara bulaşmama prensibimi devam ettirseydim. Şimdi bu güzelliğin güncel ciltlerini nasıl bekleyecek bu gönül?

Bu sene gelen animesi sayesinde farkına vardığım bir isim oldu Sakamichi. Animesini henüz izlemedim ama mangasını bir çırpıda okuyayım dedim ve hiç de yanılmamışım. Geçen akşam başladım, bugünse 26. chapter'a ulaştım bile. İşim olmasa günceline yetişirdim kesin. Müzik tınılarını duymadan konuyu takip etmek bu isme yapılan büyük bir haksızlık aslında ama çevirmeni olan arkadaşımın (sladhaugd) verdiği ufak tefek olan tuzak spoiler'larından sonra mangasını okumazsam rahat duramayacaktım. Bu nedenle önce mangasını okuyayım dedim, iyi de yapmışım. Mangasından sonra da animesiyle kavuşuruz artık.

Tarihi bir dönemde geçiyor oluşuyla ilgimi çeken bir isimdi, konusuyla ise daha da çok ilgimi çekiyor Sakamichi no Apollon, karakterlerini söylememe gerek yok sanırım. Bon'uyla, Jun-ni'siyle, Sentarou'suyla ayrı yerde tuttuğum bir manga, o atmosferine beni hapsedişiyle ise hangi kıyısından köşesinden tutup bahsetsem diye ikilem yaşatanlardan biri. Bir tarafta yaşının getirisi haşarılıkları en güzel şekilde yansıtan Sentarou'su, bir yanda bulunduğu yerin getirisi ile içine kapanık Bon'uyla dostluğun en güzel şey olduğunu anlatması yok mu? Bu mangada arayıp da bulamayacağım en güzel anlatımlardan biri, gençlik aşklarından bahsetmiyorum bile. Hatta o içine hapsolmuş ''Müzik'' etiketinin, şimdiye kadar sahip olunan tüm müzik kimliklerine inat farklı bir tarzda oluşunu açasım yok hiç. Açtığım anda kendimi durduramayacağımı biliyorum çünkü. Ben bu mangaya böylesine vurulmuşsam, kendimi animesini izlerken hayal edemiyorum hiç.

Ama daha çok şunu yerim! ♥ Tarzını sevsinler senin.

Yara izi ya da yara bandı/sargı olan karakterlere karşı aşırı zaafım var, sanırım ben şimdiden Sentarou fanı olup çıktım. Bir de şu giyinmiş güzellik tavrına bakın Allah'ım, bu gidişle kalpten gideceğim ben. Ben de o trene binmek istiyorum, hatta o döneme ışınlanmak istiyorum.

Cant' Lose You;

Manhwa'lar biraz çizim konusunda beni zorlasa da içerik olarak bugünlerde sevmeye başladığım bir alan oldu. Ne zamandır gelmeyen Shoujo yapımlarına inat mangaya doğru kaçamak yapmaya başladım. Şimdi de başımı alamıyorum, iyi mi?

Çizimlerini göz ardı ettiğimde konu ve karakterlerin gelişim süreçleri açısından iyi bir isim, finali nasıl bağlayacaklar bilemiyorum ama genelde birden bitiverecekmiş bir son havası olan mangalardan biri gibi hiseediyorum, umarım beni yanıltır. Can't Lose You bana yıllar önce okuduğum 19. yy'da geçen ve zengin kızın kendisi için ayarlanmış evliliği istememesi sonucu fakir kızla yer değiştirmesini anlatan romanı hatırlatıyor. Tabii bu mangada silahlar filan kapışıyor ama yine de ana tema olarak baya benzerlikler buldum.

Wolfen Crest 76

Peh.Mükemmel bir manga olma kapasitesi varken bu kadar düşeceğini tahmin edemezdim git gide sinirlerim bozulmaya başladı.Mangakalarıın aklında ne vardıdaki mangayı bu kadar kötü yerlere getirmiş anlamış değilim.

life is money 11

olaylar süper manyakça gelişiyor,sevdim mangakanın stilini...:D:D

20th Century Boys: 31-54

manga harika gidiyor bu okuduğum son sayılar sürprizlerle doluydu..

Claymore 129

Historys Strongest Disciple Kenichi 485 çerezlik bir bölüm oldu.Aksiyon

Yotsubato 19-21

Uzun zamandır okumaya ara vermiştim. okuduğum bu 3 chapter çok iyi geldi. Gülmek için daha iyisi yok gibi.

Gantz 333

Uzun süredir ara vermiştim, bugün itibariyle tekrar okumaya başladım.

Gerçi okudukça hayal kırıklığına uğruyorum ama buraya kadar gelmişken kimse olsa bırakamaz herhalde. ^^