En Son Hangi Animeyi Bitirdiniz?

Ixion Saga DT: 6/10

İlk başta oyun dünyasına düşen bir karakterin ilgi çekebileceğini düşünmüştüm, yanlış düşünmüşüm.. Online oyun gibi değildi, aksiyonu yaşamadık pek ve komedisi bana göre vasattı. 1-2 yerde sadece hafif bir gülümseme oldu o kadar. Hakkında pek bir şey söylenecek bir seri değil bana göre ve başlamasam da bir şey kaybetmezmişim. Bir sona bağlamaları güzel olmuş en azından. O açıdan güzel.

Freezing 6/10

Sadece Stallizer için bile izlenebilecek türde bir ecchi'ydi:) Çok kısa bir seriydi, ne oldu ne bitti son bölüme gelindiğinden bir şey anlamadım valla. Üst yırtılması ve dolgun çizim sevenler için birebir:) Konu olarakta bir şey anlamıyorsun, başta biraz bir şeyler var, sonra bittğinde boşluğa bakar gibi oluyorsun. Sadece göğüsler aklında kalıyor o derece yani, beni bozar mı bozmaz, o yüzden 6 verdim:)

Infinite Stratos 6/10. Klasik harem serisi olarak algıladım, bir ara mecha falan filan var diye algıladım ama son bölüme gelene kadar öyle ahım şahım bir şey olmadı. Sırf kızların güzel çizimi için bu kadar verdim.

Manyuu Hiken Cho 8/10 Sırf göğüsler üzerine kurulu bir seri olduğu için 8 verdim.

Bluray izlemekte fayda var. Mie Hatomune diye bir karakter var, sırf onun oppai diyip, alayına dalışını izlemek bile keyifliydi. İzlerken baya eğlendim.

Blade Of Immortal 3/10

Bence izlemeye değer bir yapım değil ama izleyip kendim görmek istiyorum diyorsanız değerli vaktinizi bu seriye ayırabilirsiniz. Ben ettim siz etmeyin diyebiliyorum sadece. Son söz size kalmış.

Tiger & Bunny 8/10

Eğlenceli,bol klişeli futuristic dünyanın Superherolarını konu alan sıkmayan bir seri.Karakter dizaynları oldukça iyi,karakter ilişkileri yine oldukça klişe ama hikaye örgüsü ve karakterlerin sempatikliği bunları tamemen geri plana atıyor diyebiliriz.Olay örgüsü muazzam derece iyi işlenmiş.Eğlence,drama,komedi superpover gibi unsurlarla oldukça zengin bir yapım.

Sonundan ben tatmin olmadım,en az bir sezonluk malzemeleri mevcuttu halbuki. öte yandan heba edilen bir karekter var ki üstünde biraz daha dursalar çıtayı yükseltmiş olucaklardı.

Oruchuban Ebichu

9/10

Yaklaşık 7 yıl aradan sonra tekrar seyrettim bu seriyi. Tek kelimeyle ''Epik''

Kadın erkek ilişkilerine bir hamsterın gözünden bakış. Genel anlamda olay bu. Ancak Ebichu isimli hamsterın 25 yaşındaki sahibesi ve onun işe yaramaz erkek arkadaşı ve bu karakterlerin arkadaşları ile yaşadığı maceralar çok eğlenceli. Özellikle Ebichuman isimli bölümlerde yüz kaslarım fazlasıyla oynadı. Oynamak ne kelime resmen kahkaha attım yani.

Not: Hentai olmasa da belden aşağı çok çok fazla espri var. Hatta bazen çizimler hentai çizimlerine kaçıyor. O yüzden herkese hitap eden bir seri değil. Hani South Park'ın bir sloganı var ya ''Büyüklere çizgi film'' diye. Aynen o slogan bu anime için de geçerli.

Mayoi Neko Overrun! : 3/10 Amaç yok, en saçmalardan. İzlemeye değmez ama yarım bırakmayı sevmiyorum -_-

Hakkenden: Touhou Hakken Ibun : 8/10 Gayet iyi bir seri. Tam boncukları buldu falan bakalım 2. sezon neler olacak.

Ookami Kodomo no Ame to Yuki

İzleyin. Çok güzel film.

Phantom: Requiem for the Phantom

Genel not:7/10

Kendi başlığında yeterince uzun bir açıklama yaptım. Çok başarılı bulmadım, müzikleri için izlenebilecek bir seri olabilir.

Hikaru no Go 7/10

Death Note'un çizerinin bir önceki çalışması olması neticesiyle birkaç yıl önce ilgimi çekmişti, bir gazla başladım. Go'dan pek anlamama rağmen shounen unsurları hoşuma gitti. Hikâye yarım kaldı elbette. Gerçi bir özel bölüm daha var ama ondan sonra işlenmediği söylenen 20 küsür manga bölümü var. Manganın sonu için de tatmin edici gibi söylentiler yok hiç. Sequel olsa diyenler falan var. Umarım hayal kırıklığına uğramam ben de.

Kotaura-san 9/10

Bir seri ancak bu kadar güzel olabilirdi. Bir bölümün içinde kahkalar atarken 1 dakikanın sonunda ağlayabiliyorsunuz. Romantizm, drama, komedi, ecchi severler mutlaka izlemeli. Bana göre geçen sezonun en sağlam animelerindendi. Devamı gelir mi diye şöyle bi iç geçirmedim desem yalan olur.

Amnesia 5/10

Vasat ötesi bir yapım. İzledim ama nasıl izledim hiç bilmiyorum. Her bölümde taş gibi karakterin birini götürdü hatun. Anlamaya çalışmayın kesinlikle animeyi İzlerseniz İkki-san, Shin , Kent, Ukyo ve Waka için izleyin. Kalanı çöpten ibaret. Görüntü ve çizimler her ne kadar güzel olsada ( gözleri gökkuşağı gibi onu saymıyorum ) yapımın anlatmak istediği çok saçmaydı ve sonu gelişi güzel bitirildi. En azından kız hakkında bazı gerçekleri öğrenmek gerekirdi. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan serilerdendi.

Verdiğim puanı da çizimler ve cast için verdim.

To love ru darkness 7/10 Ecchi açısından tatmin edici bir seri. Özellikle harem kurma planı içinde geçen olaylar ve bütün kızların seride aktif olması ayrı bir güzeldi. Konu beklentim olmadığından dolayı 7 verdim.

Hime-chan no ribbon 8/10 Eski bir yapım ve çocukken azda olsa izlediğim bir seriydi.

Hiç sıkılmadan 61 bölüm izleyeceğimi pek sanmıyordum ama beni yanılttı.

Zetsuen no tempest 9/10 açılış ve kapanış parçaları çok güzeldi. Her bölümü ayrı bir merak ve heves uyandıran bir yapımdı. Teori üretmeye açık bir seriydi. Çizimler de çok iyiydi.

Honey and Clover II _ 7/10

İlk sezondan aldığım keyfi alamadım.

Ghost in the Shell: Stand Alone Complex _ 8/10

İlk bölümler zorladı beni, biraz da sıkıldım. Sonlara doğru kendine bağladı ama. Animenin evrenini anlamak için baya çaba sarfetmek gerek.

Zetsuen no Tempest _ 7/10

İlk bölümleri saymazsak başlarda baya sevmiştim. Geriye dönüşlü kurguları çok seviyorum zaten. Ama sonlara doğru zevk alamamaya başladım. Sıradan ve heyecansız bir final yapmışlar bence. Cinayet faili olarak başından beri kuşkulandığım iki kişi vardı, onlardan biri tuttu, zaten bir yerden sonra o kişiden kesin emin olmuştum. Pek sürpriz olmadı yani. Ayrıca içimde kalmasın, Aika denen kız çok dengesizdi.

Ay yine mi ban.

Magi' yi bitirdim en son. 8/10

Eğlenceli bir shounendi. Kadın karakterin boş shounen karakterlerinden olmaması iyiydi. Ve Sinbad da shounenlerin vazgeçilmez karakter tiplemelerinden biriydi. İyi ki vardı.

Kamisama Hajimemashita animesini bitirdim. 13 bölümlük güzel bir seri.

Ben de Kamisama Hajimemashita'yı yeni bitirdim. 8/10 ^^

Japon geleneksel kültüründen -çok detaya girilmese de- güzel ve hoş ögeler barındıran bir yapımdı. Zaten Natsume Yuujinchou sever biri olarak bu seriyi de zevkle sıkılmadan izledim. Animasyonu göz yormuyor, müzikleri de kafa dinlendiren türden. Kapanış şarkısını pek sevdim. *-* Yine hikayenin işleyişi ve karakterler de (ah Tomoe >.< ) bir o kadar güzeldi. Natsume'siz geçen bir senenin ardından (belki yerini dolduramaz ama) izlenebilecek bir seri.

Kimi ni Todoke 1. sezon 25 bölüm ve 2. sezon 12 bölümü izledim ve bitti.

1. sezon ve 2. sezon açılış ve kapanış müzikleri güzel. Animeye gelince bunca zaman neden izlemeyi beklemişim diye sordum. İyi bir seri.

Mars of Destruction [WRONG]1/10[/WRONG] -99999999.../10

Tamam gerçekten kötüydü. Nereden başlasam bilmiyorum. Birinin kafası kopunca fıskiye gibi kanamaz öyle değil mi? (Site kuralları gereği resim koymuyorum)

Evet siz orada öylece durun. Karşınızdakiler saldırıya geçiyor ve siz hâlâ öylece bekliyorsunuz. Saldıracaklarını anlamadınız mı?

Canavarların çıkardığı ses olsun, karakterlerin seslendirmeleri olsun resmen amatörlük kokuyor.

Sahneler arası geçişlerden bahsetmiyorum bile.

Ana kahramanımız "Takeru" zırhını giymiş geliyor. Nereden çıktığı belli değil ama yine de günü kurtarıyor.

Aşağıdaki sahne en sevdiğim sahneydi. Canavarımız elini atıyor ve o da nesi? Bu kesinlikle bir sihir olmalı! Şapkadan tavşan çıktı!

"This one's is totally gone." diyen doktor kafasız kızı muayene ediyor. Teşekkürler doktor. Çok yardımcı oldun.

Hayatımda ilk defa, izlediğim bir şeyde aksiyon sahnelerinde fonda klasik müzik çaldığını gördüm. İşte bu:

Senaryosunun ise hiçbir anlamı yok.

Animeyi kesinlikle tavsiye ediyorum. Dünyanın en kötü animesiyle tanışmış olursunuz.

Son olarak aşağıdaki linkle sizi başbaşa bırakıyorum.

http://myanimelist.net/character/19983/Girl_from_AAST

Boku wa Tomodachi ga Sukunai 6/10

Eh idare eder bi seri... Kodaka gerçekten enteresandı, etrafı kızlarla çevrili olmasına rağmen bi sapıklığını görmedim (genelde diğer serilerde erkek karakter bolca saçmalar) ^_^ Böyle bi seride en çok Kodaka'yı sevdim. Sena'nın kızıpta ağlayarak odadan/yanlarından koşarak uzaklaşması komikti. 2. sezonu izler miyim? işte orası meçhul

Mobile Suit Gundam Wing 7/10

Bu seriye karşı beklentim büyüktü ama beklediğimi veremedi. Yine anlatımda güçlük çekmiş ve kısır kalmış bir Gundam serisi daha. Savaşın içine giren tarafları niyetleri ve amaçları ile daha iyi aktarabilseydi çok daha anlaşılır ve güzel bir seri olabilirdi. Anlatımdaki güçlük ve karmaşa seriyi hak ettiği yere oturtamamış. Sürekli taraf değiştiren kesim bir yerden sonra kabak tadı veriyor. Bu kadar da döneklik olmaz dediğim anlar oldu. Sonuna doğru toparlasa da uzun bir seride bu tarz handikapların olması seyir zevkini düşürüyıor.

Karakter bakımından güzel olduğunu söylemeliyim. Tüm Gundam pilotlarının kendine has bir savaş ve barış düşüncesi olması birilerinin arkasından körü körüne gitmeleri hoşuma giden yanları. Gundam tasarımları özellikle Wing Zero hoştu.

Gundam 00 bir çok açıdan Wing serisine benzetiliyor ki izledikten sonra ben de hak verdim fakat Gundam 00, Zero'da yapılan hataları yapmayıp üstüne daha adam akıllı şeyler katarak mükemmelliğe yakın bir portre çizmiştir benim için.

Gundam Wing Endless Waltz 7/10

Konu bu şekilde ele alınınca çok fazla ciddiye alamadım fakat animasyon ve işleyiş açısından ana serisine oranla daha iyi bir yapım olmuş.

Uta no prince sama 9/10

Staj sınavına hazırlanıyorum diye uzun süredir tek solukta anime izlemediğimden olsa gerek tek oturuşta izlediğim bir seri oldu. Fazla takipçisi ya da ''aaa onu mu izledin'' diyen kişiler olabilir ama, kıtlıktan çıkmış gibi hissettim kendimi bu seriyi izlerken. İlk animem gibi oldu. Hehehe.

Her ne kadar ana karakterimiz Haruka-chan çok fazla özür dileyen ve teşekkür eden bir tip olduğu için gına gelsede buna rağmen konu ilerleyişi gerçekten güzeldi. Hele ki müdürün ani çıkışları her yerden fırlaması kahkaha atmama sebep oldu ^^ ayrıca şaşırma ifadelerinde karakterlerin minnak olmaları cabası.

Karakterlerin hepsi de -bayanlar için- göz doyurucu nitelikte. Ve her cins adam var.

Neşeli olan İttoki-san

Aşk manyağı olan , Ren Jinguuji

Küçük ve sevimli şeyleri seven, Natsuki

Tokiya ; Soğuk, sinir bozucu gibi görünsede aslında öyle değil hissi veriyor izledikçe

Shou ; ufak minicik bir şey, Natsuki ile olan diyaloglar mükemmel.

Hijirikawa ; Arkadaş pek bi sevimsiz görünüyor.

Akagi 6/10

Hayattan herhangi bir beklentisi olmayan Akagi isimli dahinin Mahjong oyunuyla tanışması ve akıl oyunları ile yüksek bahislerin döndüğü kumar masalarında rakiplerini alt etmesini konu alan bir seriydi.

Belli başlı özelliklerine gelirsek, çizimleri kendine has ancak yine de berbat bir halde, fakat konunun ciddiyetinin yanında pek takılmıyorsunuz. Akagi'yi One Outs'tan Tokuchi ile aynı kişinin seslendirmesi büyük bir artı, dahi kumarbaz havasını harika yansıtıyor. Seri mahjong'a fazlasıyla boğulduğu ve ne kadar açıklamalar olsa da oyunu pek anlamadığınız için yer yer oldukça sıkıcı olabiliyor. Yeni izleyicilere pek tavsiye etmem, mahjong severler ve ilgisini çekenler için tavsiye edebilirim.

Psycho-Pass 9/10

Son zamanlarda çıkan en sağlam ve güzel serilerden bir tanesiydi. İnsanların toplum içindeki statüsünü ve çalışacağı işi dahi önceden belirleyen Sibyl isimi bir sistemin olduğu, toplumda potansiyel olarak suç işleyebilecek kişilerin önceden belirlenerek daha suç işlemeden yakalandığı ütopik bir geleceği konu alan bir seriydi.

Karakterlerin ve dünyanın tasarımı özellikle hoşuma gitti, sıkmayan akıcı bir yapısı vardı. Nefret etmediğiniz, aksine hoşunuza giden ve yer yer haklı bulduğunuz bir kötü karaktere sahipti. Sibyl sisteminin ardındaki gerçek, gerçekçiliği arttıran ölümler ve sulandırılmamış bir son ile zevk alarak izlenecek bir yapıt ortaya konulmuş.

Sword ART Online 8/10

Seriye yorumlar sayesinde başladım..Aslında yeni bir seriye başlamadan önce izlediğim serileri bitirmeyi planlıyordum.Ancak güzel yorumlar görünce başladım..İlk 12-13 bölüm çok iyiydi ancak erken final yapıp serinin geri kalanını berbat etmelerini anlamış değilim..Helede senaryonun tamamen değişmesi pek hoşuma gitmedi..Ancak seriye ilk bölümleri için 7,final bölümü içinde 8 veriyorum..Bence fena değildi.Ama beklentilerimin biraz altında çıktı

Chuunibyou demo Koi ga Shitai 7/10

Eğlenceli, çoğu zaman komik, bazen romantik, zaman zaman dramatik bir animeydi.

İki bölüme ayırmak mümkün ilk kısım komedinin oldukça yüksek tutulduğu serinin en eğlenceli kısmıydı. Karakterleri tanıyıp iç dünyalarının ne kadar geniş hayallere açık olduğunu yansıtan bir kısımdı. Bu özelliği ile serinin asıl odak noktası olan chunibyou sendromunu da bir güzel tanıtıyor. Bu sendroma sahip kişiler gerçek hayatın sıkıcılığından kurtulmuş her şeyi kendi hayal dünyalarındaki olaylarla birleştirerek eğlenceli bir dünya yaratmışlar kendilerine. Günlük olaylara tepkilerini, hatta dialoglarını bile bu hayal dünyalarındaki kendileri için benimsedikleri karakter şekliyle yansıtıyorlar. Buraya kadar her şey güzeldi ne zamanki anime içerisine drama girdi o zaman bu enerjisini ve çekiciliğini yitirdi. Rika karakterini sendromdan kurtarma adına yapılan her şey seriyi baltalayan unsurlardı. O karakteri orijinal kılan şey bu sendromdu.

İkinci parttaki Rika'nın bu sendroma tutulma sebebi ve bunun üstünden gelmesi için yapılan adımlarda seri benim için çekiciliğini kaybetti.

Sonuna kadar KyoAni'nin güzel animasyonlarını izlemek mümkün. Karakter açısından elle tutulur bir artısı yok. Genelde bu tarz animelerdeki bilindik karakterler.

Sonuç olarak keyifli vakit geçirip çabuk unutacağınız serilerden.

Vampire Knight 9/10

Harika bir anime,vampir serisi.Bence oldukça sürükleyiciydi de.Seri Yuuki'nin hatırladığı ilk hatırasıyla başlıyor ve sürekli Yuuki'nin etrafında dönüyor.Zamanla öyle şeyler öğreniyorsunuz ki kime güveneceğinizi bilemiyorsunuz hatta olaylar arasında bağlantı kurmaya çalışıp kuramıyorsunuz.Sürekli bir şeyler eksikmiş gibi geliyor dolayısıyla bölümden bölüme nasıl atladığınızı fark etmiyorsunuz bile.Sonlara olayları birbirine bağlayan o kilit nokta ortaya çıkıyor ve sizi hayrete düşürüyor.Gizeminin yanı sıra ilginç bir aşk hikayesi olduğu da söylenebilir.

Merak edenler için seriden bir kaç kare,spoiler değil

ANLAYACAÐINIZ ŞİDDETLE TAVSİYE EDİLİR

ef - a tale of memories. 9/10

Her zaman dram yapımlarına önem vermiş biri olarak tavsiyeler üzerine başlamış bulundum, ilk başlarda biraz sıkıcı gelmişti fakat 4. bölümden sonra konu anlaşılır bir hal alıyor.

Normalde çizimlerde kullanılan şu siyah/beyaz, renkli vb. sanatsal çalışmaları pek sevmem ama bu seride nedense pek gözüme batmadı. Seiyuu kadrosu olarak çok başarılıydı, Chihiro'nun "ijiwarui" demesi beni benden aldı resmen, öyle bir tatlılık yok! Miyako'yu, School Days'den Sekai'ye benzettim, karakter ve ses olarak çok benziyor. (Gerçi seiyuu "Yosuga no Sora"dan "Sora"yı seslendiren kişi olduğundan benim için çok daha geçerli. ) Ending ve Opening klipleri direk sanatsal olduğundan pek ilgimi çekmedi ama Ending 2'yi söyeyen kişi Miyako'nun seiyuusu olunca işler değişti.

Konu işleyişi olarak da epey başarılıydı, tahmin edilebilir bir son değil. Gizemli bayan Yuuko'yu merak ettiğim için biraz araştırdım ve spoiler yedim, onun hikayesi melodies'deymiş ve ef evreni epeyce genişmiş bunu da anlamış oldum.

Diyeceğim o ki, dram ve romantizm seviyorsanız izleyin.

Edit: OST'ler de çok sağlam, dinlemek bile ruhumu titretiyor!