Jump to content
  • Kayıt Ol

En Son Hangi Animeyi Bitirdiniz?


CHOBiTS

Önerilen İletiler

gargantia 9/10

mechayla aram iyi olmamasına rağmen bayıldım. ecchimsi şeyler vardı bi ondan hoşlanmadım, geri kalanı olması gerektiği gibiydi. abartısız, sahiden olması gerektiği gibi. animelerde gereksiz drama, romantizm ve ajitasyondan bıktık diye dşünüyorum.. eureka seveni hafiften çağrıştırıyor ama hem onun gibi sündürmüyor hem onun gibi ortada bırakmıyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Air 3/10

Vasat bir yapım. Hani çizimlerine falan tamam eyvallah. Ama konusu,bir yerlere bağlayıcığı o kadar saçmaki. Kaybettiğim vakit için ağlıyorum desem yeri. Onun yerine daha güzel sağlam seriler izleyebilirdim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Magi - The Labyrinth of Magic 10/10

Çok güzel bir seri, fantastik öğeler barındırıyor. Masal kahramanlarından dolayı izlememe gibi bir önyargım vardı. İlk bölümden itibaren kesinlikle Alaaddin'e bağlanıyorsunuz. Kısaca iyiliğin kötülükle mücadelesi. Alaaddin'in ilk bölümdeki karpuz yiyişine bayıldım. Ayrıca 'abla' anlayışı da ayrı komikti. ^_^

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hajime no Ippo | 9/10 boxing.gif

Harika bir spor animesi. -söze böyle başlamam en doğrusu sanırım-

Spora karşı samimi duygular besleyen bir ana karakter, Ippo. Ondaki bu samimiyet seyredene de yansıyor. İzlediğim bu 75 bölüm süresince iyi-kötü pek çok güzel anıya tanık oldum, bu bana da güzel bir anı oldu haliyle. Bu süre içerisinde tatmin edici gelişim kaydetmesi hikayenin çıtasını yükseğe çekerek, izleyicisini doyuruyor. Aynı zamanda tatmin olmamış karakteri, gelişmeleri görmek için heyecanlı da bırakıyor takipçisini.

[fieldset=İnceleme]Hikaye 9/10

Bir çocuğun boks ile tanışması ve sonrasında ona iyice bağlanması anlatılıyor. Burada benzerlerinden ayıran farklı yanı özellikle aktarımı. Acele etmeden, tutarlı seçenekler ve olgun ilerlemeler sunarak ikna ediyor. İçeriğindeki çalışma, mücadele, galibiyet, malubiyet, komedi, arkadaşlık gibi pek çok tema güzel harmanlanmış. Boks sporuna dair pek çok bilgi edinmeme yardımcı olmasının yanında en önemlisi boksa saygı duymamı sağladı. Bir spor yapımı için ötesi olamaz sanırım.

Karakterler 10/10

Boksun bire bir dövüşler üzerine olması nedeniyle durağanlaşma olasılığını minimize eden en önemli destek buradan sağlanıyor. Ippo'nun yanında Takamura, Aoki, Kimura başta olmak üzere çok değerli madenler bulunuyor. Her an Takamura ve saz arkadaşları gülerken yediklerinizi burnunuzdan getirme tehlikesiyle karşı karşıya bırakabilir. Serinin en saygı duyduğum yanlarından biri de bu karakterlerine değer veriyor oluşu ve onlara zaman ayırarak değerlerini göstermesi. (Takamura bana yer yer Hanamichi'yi (Slam Dunk) hatırlattı ayrıca)

Bunun yanında rakiplerini kötü doğmuş kişiler olarak sunmayarak, ayrı bir takdir alıyor benden. Maçlarına heyecan da katan önemli özelliği bu. Rakiplerinin amaçları, hayatları gibi pek çok veri ile birlikte dolu dolu çıkıyor karşınıza.

İzlenebilirlik 9/10

Bir boks hikayesine yakışacak bir tempoya sahip. Maçları iple çekiyorsunuz ve devam bölümünü açmak için sabırsızlanıyorsunuz. Ben açılış ve kapanışlarını belli bir yerden sonra dinledim bile diyemem.

Burada bir olumsuz özelliği olarak bahsedebileceğim 30~55 bölümleri arası vuku bulan alışılmışlık hissi olabilir. Bu yazarının nasıl bir Ippo karakteri yaratmak istediği ile alakalı bir durum sonuçta ama benim gibi uzun soluklu yapımların aynılıklarına tahammülü fazla olmayan bir bünyeye karşı sorun olabiliyor. Bu da tempoyu ayarlamakla alakalı, ben bunun için 60. bölümde birkaç haftalığına ara verdim. Sonuçları çok olumlu oldu. Neredeyse kalan bölümleri izlemek için uykusuz bir gece geçirmeye razı olacaktım.

Animasyon 8,5/10

Animasyon sadece yüzlerin güzel çizilmesi ile belirlenecek bir özellik değil. Burada daha pek çok etmen mevcut. Ben şimdi spor animesi olarak animasyonun değerlendirmesinde önceliği açılara ve akıcılığa verdim. Mücadele anında kendimi maç içinde hissetmemi sağladı en önemlisi. Genelde spor animelerinde hiç tatmin etmeyen bir kullanım varsa benim adıma; koca sahaların hiçe sayılıp, kameranın karaktere yakın markajlı olarak gezinmesidir. Mücadele değil sadece poz kesen, nara atan karakterler gösterilir. Kolaya kaçma tamamen. Ippo içinde de bunlar vardı, ama ortalamanın çok üstündeydi bu konuda, memnun etti.

Müzik 7,5/10

Açıkçası ilk açlış ve kapanış müziği dışındakiler fazla beğenmedim. Gerçi heyecandan pek dinledim de diyemem. İlk açılış ve kapanışı ise çok uyuyordu akışa, keyif kattılar seyire.[/fieldset]

Son diyeceklerime gelince, Hajime no Ippo'nun etkilerine dikkat edin kalıcı olabiliyor, ayna karşısına geçtikçe ellerimi kaldırıp havayı dövüyorum ben, düşünerek yapmıyorum fool.gif

Ve bu seriyi izlemem için ısrar eden değerli arkadaşım UnderminE'ye teşekkürü borç bilirim oleyo9-1.giffriends-1.gif

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 4 hafta sonra...

Uzun bir aradan sonra seri bitirmeyi özlemişim. Şöyle oturup bir fincan kahve pc başında ayakları uzatıp izlemek. Hele bir de güzel seriler ise bu izlediklerim keyfime diyecek yok.

Neyse gelelim konumuza.

Chihayafuru 7/10

Evet tek oturuşta bitiremesem bile parçalar halinde izlemek de güzeldi. Öncelikle çizimlere değinmeliyim. Öyle çöp adam tarzında olan çizimleri sevmediğim için olsa gerek bu animenin çizimleri 10 üzerinden 10du benim için. Hele gözler ve saç çizimleri harikulade. Ayrıca karakterlerden Taichi'nin tipi, karizmasıda gözümden kaçmadı hani,

Chihaya'ya olan ilgiside aşikar. Chihaya ise aklını karuta ile bozmuş olduğu için Taichi'yi farketmiyor bile.

Bir de Arata var. Karakterin gözlüklü hali başka bir anime karakterini anımsatıyor bana ama hangisi olduğunu çıkartamıyorum sırf bu yüzden uzun uzun düşündüm ama yok. Neyse onunda çizim harika. Gözlük yakışıyor bu anime karakterlerine.

Seslendirmelere gelecek olursam; Asami Seto'nun sesi Ayase'nin çizimine uygun bir ses tonu olduğu kesin. Öyle tırmalayıcı bir ses yok. Heyecanlandığında gerçekten yüzü Ayase gibi mi oluyor merak ediyorum. Mamoru Miyano ve Yoshimasa Hosoya'nın da seslendirmeleri Arata ve Taichi'ye göre olmuş. Böyle olunca sesten yana da sıkıntı yok. Oradan da 10üzerinden 10 verdim.

Konu olarak oldukça güzel olmasına rağmen karuta hakkında doğru düzgün bilgisi olmayan benim gibi biri için ''ha? Noluyo ya? bu ne şimdi dedirtebiliyor. Ama konuya alıştıkça sarmaya başlıyor. Rekabeti görüyorsun, azmi görüyorsun. Devam kararı alıyorsunuz.

Kırdığım puanlar ise; daha fazla komedi görmek istememden kaynaklı. Tamam Ayase'nin hali falan güldürüyordu ama fazla komedi göz çıkartmaz. Komedinin yanı sıra bir baaaayan olarak romantizm de bekliyoruz arkadaş. Onlarda yoktu işte. Kızdım 3 puan kırdım velhasıl.

Cuticle Tantei Inaba 8/10

İtiraf etmeliyim ki; başlamadan önce dedektiflik ooo gizem olacak falan diye girdim. Ama düşündüğüm gibi değilmiş. Fakat komedi ve çizimleri açısından veriyorum ona o kadar puanı. Konunun tek bir ''KEÇİ'' etrafında dönmesi ve her şekilde o keçinin sıvışması biraz anlam kargaşası yaşamama vesile oldu. Ama olaya komedi gözüyle baktığınızda gayet güzel gidiyormuş. Gizem var mı? Evet var. Soumei-san'ı merak ediyorum. 2.sezon gelir mi bilemem ama gelse iyi olur diye iç geçirmiyorum desem yalan olur. Arşivde kesin kalacaklar klasörümün içine attım bile.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

watamote.jpg

WATAMOTE | 8/10

Watashi ga Motenai no wa Dou Kangaete mo Omaera ga Warui!

Watamote izleyicisini allak bullak edebilen bir anlatıma sahip ve bu seriye önemli bir nitelik olarak elbise, kıyafet gibi oturmuş, çok yakışmış. Biraz empati kurabilen, kurmayı deneyen gözlerin algıladığı renklerin adeti artıp, anlamlı bir yapı misali şekillenip yükseliyor seri.

Hikayenin baş aktörü olan Kuroki Tomoko, liseye yeni başlayan popülerlik bir yana, sıradan bile olamamış bir kız. Toplumda ilgi uyandıracak ya da hiç değilse farkındalık sağlayacak vasıflarına sahip olmadığı için görmezden gelinmiş, takiben içe kapanıklığı da giderek derinleşmiş. Lakin Tomoko hayatın kendisine verdiklerinden çok daha fazlasını umut ediyor, her insanın yaptığı gibi.

Yeni başlayacağı lise yaşamını, hayatının merkezine alıp zamanı sıfırdan başlatabileceği bir kilometre taşı olarak kabul ediyor. Düşünü kurduğu okul hayatını inşa etmek için kazma kürek saldırıyor toprağa, bizde izliyoruz. Fakat zaten derinlerde olan Tomoko için her bir kazma darbesi sadece daha da aşağı düşmesine sebep oluyor. Haykıran, çığlık atan karakterin sesinin kimseye ulaşmaması, gülüp eğlenmeyi uman seyircisine mütemadiyen sallanan tokatlar olarak yapışabiliyor. Bu noktalardan sonra hikaye ne yapıyor peki, kendi üslubunda karakterinin psikolojini daha da açarak, çeşitlendirerek, bir adım öteye taşıyor konuyu. Tomoko'nun karşılatığı durumlar için geliştirdiği savunma mekanizmaları takdim ediliyor, bunlara hiçte yabancı olmayan bizlere. Yakını ile konuşma terapileri, yarının hep daha iyi olacağını olan inanç, hayal dünyasında kurulan dünya, oyalanmak için alternatif uğraşlar -internet, oyun vs.- , kendisinde olmayanlara sahip kişilere duyduğu kıskançlık ve rahatlamak için bunları küçük görme uğraşı, başkalarına kendini olduğundan farklı gösterme gibi çeşitleşen tepkileri ile ete kemiğe bürünen bir karakter oluyor Tomoko.

Tomoko, sadece acıdığınız, masumane bir kişi de değil. Hikayede takdir ettiğim bir diğer nokta da burası. Yeri geliyor gerçekten kızıyorsunuz karaktere, yaşadıklarının bir suçlusu da kendisidir nihayetinde. Bu da ete kemiğe bürünmüş karakterin nefes alıp vermesi oluyor bir nevi.

Özetle, psikolojik unsurlarını takdir ettiğim ve bu neden bolca onları anlatmak istediğim bu seri "güler misin, ağlar mısın" der izleyenine. Hayatın güler yüzünü çokça görmemiş kişilerin karması vardır hikayede. Pes etse de yeniden inatla, farklı şekillerde, değişik yöntemlerle kendince -sessiz, güçsüz- bir çabalama -debelenme- hikayesidir. Parodi yapmak gibi önemli meziyete de sahiptir ayrıca.

Teknik özellikleri de övülesi. Yönetmen hikayeyi doğasına uygun işlemiş ve aktarmış. Seslendirme ve müzikler de serinin içeriğine çok uymuş. Muazzam değil belki ama bir standart yakalanmış her parçasında ve bunlar arasında da iyi bir ahenk tutturulmuş.

Watamote OP

http://www.youtube.com/watch?v=F9ud8j9SMvU

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Cowboy Bebop 10/10

Bölümler daha çok birbirinden bağımsız gibi olsa da kurgusuyla, özellikle müzikleri ve karakterleriyle mükemmel bir başyapıt. Uzun zamandır böyle bir son görmemiştim. Etkilendim.

Spike :aglama2: keşke ölmeseydin.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Kamisama Hajimemashite 10/9

Romantizm animelerine hiç gelemem, çekemem, SEVMEM! Ancak bu anime çok farklı yapıya sahipti bence. Çok güldürdü. Tomoe karakterini hiç sevememiş olmama rağmen (Çünkü tip-iblis olarak resmen çakma bir karakter...) her bölümde güldüren bir anime oldu...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

009 Re:Cyborg | 6,5~7

Bir Kamiyama Kenji filmi. Filme ilgi göstermemin en önemli nedeni de budur, çok saygı duyduğum bir yönetmen. Ghost in the Shell: SAC, Seirei no Moribito, Higashi no Eden hep onun yönettiği ve farklı şekillerde etkin rol aldığı yapımlar.

009 Re:Cyborg filmi kaynağını 1964 yılında başlamış Cyborg 009 mangasından alıyor. Sonrasında pek çok uyarlaması yapılmış. Temelde bilmeniz gereken geçmişte 9 insanın kaçırılıp cyborg yapıldıkları. Bunlar 001~009 arası numaralarla adlandırılıyor. Farklı yeteneklere sahipler ve dünyayı korumak için savaşmışlar. "Savaşmışlar" diyorum çünkü geride kalmış artık onlar. Bu filmde mücadeleleri bitmiş, üzerinde zaman geçmiştir. Takımda büyük ölçüde dağılmış ve ayrılanlar kendilerine farklı yollar çizmiştir. 009 Re:Cyborg, kendi geleceğinde geçen, geçmişini sandığa kapamış bir film. Eski yapımlarını bilmek iyi olabilir muhakkak ama bu filmin geçmiş ile işi yok ki izleyicinin olsun. Tasarımları da değiştiği için yeni bir soluk denebilir.

Kamiyama Kenji filme dokunduğu ise çok belli, yukarıda yazdığım yapımları izlemiş kimseler kolaylıkla fark edebilir. Onun yapımlarında panik havası alamazsınız. Temposunu bozmayı sevmez. Politik ifadelerle, ilişkilerle, krizlerle konusuna derinlik katmadan edemez. 009 Re:Cyborg filmi de böyle şekilleniyor; olgun, ağırbaşlı bir film.

Filmde beni en fazla şaşırtan ilahi söylemleri, unsurları oldu. Sanırım en büyük kusuru da burada. Daha da derinlik kazandırılmak istenirken oyulmuş, fakat oyduğu yeri doldurmamış. İzleyiciyi etkin kılmak istiyor derim ama o aşamada değil cidden. Mücadele gösterilecek elle tutulur bir karşı taraf eksikliği ayan beyan ortada. Karşı taraf olarak önümüze sunulan ilahi dogmalar Nasrettin Hoca'nın göle maya çalma uğraşından farklı durmuyor hikayede. Politik aksiyon temelinde yoğunlaşsa çok daha memnun edebilirdi.

9'a 9 bir takım çalışması da yok filmde. Joe Shimamura (009) üzerinden gelişiyor daha çok olaylar. Onun yanında Françoise Arnoul (003) ve Jet Link (002) daha çok öne çıkan karakterler. (Bkz: X-MEN) Ayrıca filmin bir bölümü İstanbul'da geçiyor ve tanıdık mekanları görmek zevkli oluyor.

Animasyon olarak çok beğendiğim yerler de vardı, daha farklı olmasını istediğim yerlerde. Karakterlerin tamamen bilgisayar yapımı olması içselleştirmeyi zorlaştırıyor, fakat kötü de diyemem. Jet'in jet uçağı ile gökyüzünde savaştığı anlar çok güzel yapılmış mesela. Gökyüzünün büyüklüğü ve manevralar-süzülmeler harika yansıtılmış.

Müzikleri de Kawai Kenji imzası taşıyor ve çok kaliteli iş çıkarmış yine.

Kısaca, eksik bulduğum noktalara rağmen izlediğime çok memnunum, tekrar da izlerim fırsat bulduğumda.

http://www.youtube.com/watch?v=ybcf6cWRX6o

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Dün akşam sınava çalışacaz diye arkadaşta toplaştık sonra oturup ODA NOBUNAyı izledik arkadaşın tavsyesiyle . Bayağı komik dedi oturduk izlemeye başladık . Ilk sahne komikti iki üç bölüm daha komiklikler azalarak devam etti sonra bitti. Hafif drama vardı sonrasında , son 4 bölümü bitsede gitsek sloganlarıyla izledik. Ama hakkını vermek lazım tarihi karakterlerin en büyüğü ancak lise 1 e gidecek yaşta ufak kız karakterler olarak kullansalarda loli ecchi yapmadan bitirdiler takdir ettim 7/10 Goemon'uda eklersek 7.5

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Sonbahar sezonunda yayını tamamlanmış yapımlardan izlediklerim hakkında kısaca:

Galilei Donna | 4,5~5/10

Bazı yapımlar klişe oldukları için insanı sıkar ama oturaklıdır; bazıları ise öyle lay lay lom kurgulanmıştır ki insanı sinirlendirir, Galilei Donna gibi. Senaryo ve yönetmenlik rezalet, haliyle ortaya çıkan da iyi olmuyor.

Coppelion | 4,5~5/10

Galilei Donna için yazdıklarım bu seri için de geçerli. Yeterince temeli oturtulmamış bir kurguya sahip, gelişmelerde de bu öyle göze batıyor ki izleyiciyi adeta fırlatıp atılıyor hikayeden. Yönetmenlik de çok kötü seride.

Machine-Doll wa Kizutsukanai | 4,5~5/10

Hiçbir şey vaat etmeyen, basmakalıp bir yapım.

Kyoukai no Kanata | 6,5/10

İzlenebilir, iyi bir yapım. Animasyon açısından kaliteli. İçerik olarak ise stabil değil, bir anda dibi buluyor, sonra doğrulmadan sıçramak istiyor. Yapımdaki bazı eylem ve diyaloglar iyi işliyor hiç değilse.

Yozakura Quartet: Hana no Uta | 6,5/10

İçerisinde karakter cümbüşü var. Kendi standartlarının iyi yapımlarından biri.

Kyousou Giga (2013) | 7,5~8/10

Sonbahar sezonundan izlediklerim arasında en dinamik yapım buydu. Özellikle hikaye anlatımı, işlenişi; bulmaca gibiydi, keyif verdi. Daha özel yazmak istiyorum hakkında vakit bulursam.

Benim gibi başladım dediği seriyi bitirmeye uğraşan kaç kişi kaldı acaba smile1.gif Neyse ki bölüm sayısı kısa yapımları izlediğim için fazla sorun olmuyor. Kötü bile olsa bir yapımı bitirmenin verdiği keyif hala var.

Ayrıca devam edenleri de düşününce yayınlanmakta olan kötü yapımları yüksek oranda tutturmayı başarmışım. Bir yapıma 6-7 bölüm geçmeden başlamak hata.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Benim gibi başladım dediği seriyi bitirmeye uğraşan kaç kişi kaldı acaba smile1.gif Neyse ki bölüm sayısı kısa yapımları izlediğim için fazla sorun olmuyor. Kötü bile olsa bir yapımı bitirmenin verdiği keyif hala var.

Ayrıca devam edenleri de düşününce yayınlanmakta olan kötü yapımları yüksek oranda tutturmayı başarmışım. Bir yapıma 6-7 bölüm geçmeden başlamak hata.

Bizim sonbahar yazisina baksaydin bu kadar boş vakit harcamazdin işte :P

Ben en son malesef Monogatari'yi bitirdim. Keşke bitmeseydi, sonunda darbeyi vurup gitti. 9,5/10

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Steins Gate 9/10

Mükemmel bir filmdi bana göre. 1. 30 saatte her duyguyu yaşattırdı bana. Hüzün, sevinç, romantizm hepsi vardı. Bir filmden daha ne istenebilinirdi ki?

Bu kadar iyi olacağını tahmin etmiyordum açıkçası izlemeden önce. Ne hakkında bir film olduğunu da bilmiyordum ve Makise ile Okabe arasındaki ilişkileri işler, alternatif ve daha çok izle-geç tarzı bir romantizm olabileceğini düşünmüştüm ama yanılmışım. Okabe o kadar zamanda atlama yapınca bir süre sonra artık bir şeyleri ayırt edemez oldu ve daha fazla kaldıramayıp bu zamandan kayboldu. Bunun üzerine Makise bu sefer Okabe' nin daha önce üstlendiği görevi üstlendi. Okabe' nin ne acılar çektiğini gördü ve bunlara tek başına katlanabilmenin ne kadar zor olabileceğini gördü ve biz de farkına vardık. Makise kendi gururunu da çiğneyerek büyük bir gelişim gösterdi bana göre ve geçmişe dönüp Okabe' yi kurtarmak için elinden geleni yaptı. Yeniden bu kadroyu görmek ve yeniden steins gate serisine yakışan bir senaryo görmek beni oldukça etkiledi. Steins gate serisini ne kadar sevdiğimi bir kere daha hatırlattı bana.

Gelelim müziklerine. Müziklerini de çok beğendim, OST ların hepsi hoşuma gitti. Hoşuma gitmeyen OST yok diyebilirim seride. O piyano içerikli OST lar hele. Bir de kapanış şarkısı. Daha ne isteyebilirim ki? Yerinde kullanılmış ve duyguyu iyi veren müziklerdi. Film müziklerini indirip uzun bir süre dinleyeceğimi düşünüyorum.

Beni her açıdan tatmin eden bir yapımdı. İyi ki izledim diyorum. Steins gate ekibini yeniden görmek beni çok memnun etti ve steins gate evrenine yakışan bir senaryo olmuş. Steins gate severlerin bu filmi mutlaka izlemesi gerektiğini düşünüyorum.

Endingi de paylaşayım buradan.

Steins;Gate Fuka Ryouiki no DéjÃ* vu [Pelicula][ED][itsumo Kono Basho de - Ayane] - YouTube

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Aaa sahi ben asil en son S;G filmini izlemiştim.

Pain'in aksine ben 8.6 falan verebilirim, Makise fanservisi gibiydi resmen her pozisyonu wallpaper'lik kasmaya çabalamişlar. Mayuri'ye sarilmasi bile kaç açidan çekilmiş bir animasyon. Makise'yi çok yapmaciklaştirmiş bu fanservisler, SnK'de Mikasa gibi olmuş.

Gelgelelim işleniş, olaylarin gelişimi çok güzel. Makise'yi mc olarak görmek de çok güzel. Duygusal olarak bana dokunduğu yerler çok oldu. Fakat sonu çok oldu bittiye geldi, o pek hoşuma gitmedi.

Bir anime seviyesinde olmasa da 8.6/10 işte. O kadar servis yapmasaydiniz süper olurdu kardeşlerim. Yapmayin.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Danshi (Liseli Çocuklar...) 10/6 Başta çok iyi esprileri vardı fakat sonra sıktı. Seslendirenler çok iyi seslendirmiş.

Outbreak Company 10/4 Japon kültürünü iyi veya kötü bir şekilde tanıtması dışında çok sıkıcıydı. Sadece BL veya ana karakterin kız karakterlerin vücudunu beğenmesinden oluşmuyor o kültür... Daha heyecanlı da olabilirdi, o kültürü daha fazla içerikle de tanıtabilirlerdi.

Pale Cocoon - Puan veremedim. İlginç bir yapım

Hellsing Ultimate 10/7

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Aoki Densetsu Shoot! 6/10

Spor serilerini severim, futbol falan kesin güzeldir diye başlamış bulundum. Çook sıradan, sıkıcı bir şekilde ilerliyor. Bir izledim, iki izledim; güzelleşmesini beklerken son bölüme gelmişim. -_- Pek beğenmedim.

Serinin dönüm noktası Kubo'nun ölümüydü. Kubo ölünce seri daha bi akıcı olmaya başladı(iyi ki ölmüş demek istemiyorum) tat geldi. Kendini bir şekilde izlettirdi. Yarı final maçında seriyi bitirdiler, final maçında bitirselermiş daha iyi olurmuş. Ayrıca içimde kalmasın; Kazumi(menajer) denen başbelası bir kız var, insanın 'yeter ki senii bir daha görmeyeyim, bu erkek Fatma'lığınla idol mü oluyorsun ne oluyorsan ol' dedirten!! :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Gintama-YorozuyayoEienNare.jpg

Gintama: The Final Chapter - Be Forever Yorozuya | 7,5/10

Gintama benim için mizahiyeti ile özel bir yapımdır, gerçekten çok severim. Be Forever Yorozuya filmi ise basitçe ifade edilirse bir Gintoki reklam filmi olmuş. Filmde başından sonuna kadar Gintoki'nin cilalanması var. Bunu ise öyle belli ederek, öyle bağırarak yapıyor ki rahatsız edici bir gürültü halini alıyor. Filmin %70 kısmında bütün karakterlerden tek tek Gintoki özlemi, Gintoki övgüsü dinliyoruz. Hikayenin, gelişmeler ile değil de konuşmalar üzerinden, dikta ile izleyeni yönlendirmek istemesi onu o nispette sığ yapıyor. Gintoki'yi ilahlaştırma çabası attıkça Gintama sıradanlaşıyor.

Puanım çok yüksek, çünkü içerisinde hala Gintama niteliği taşıyan komedisi ve karakter furyası mevcut.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Aku no Hana 9/10

Anlatmaya nasıl,nerden başlasam bilemiyorum.Bitirdiğim andan itibaren öyle bir durumdayım ki ne yapsam,ne düşünsem anlamsız kalıyor.Uzun zamandan sonra hiç mi hiç beklemediğim bir anda böyle bir hale girmek beni yerle bir etti açıkçası.İzlemeden önce söyleselerdi böyle olacaksın şöyle olacaksın vb. güler geçerdim.Fakat Aku no Hana öyle bir yerden yakaladı ki beni düşüncelerim her şeyim uçup gitti.Her bölümde neler olup, bitmiş zor sindirirken o kusursuz ending her girişinde içimdekileri daha da öldürdü.Herkeste ayrı bir nefret var Aku no Hana'ya karşı.Evet o nefret bendede var.Neden mi? Çünkü Aku no Hana'dan sonra artık benzer türde ne izlersem izleyeyim hiç bir zaman Aku no Hana'da bulunan gerçeklik,doğallık,yapmacık ve anlamsız şeylerden uzak,karanlık ve boğucu ortamı bir daha bulamama,bir daha Nakamura gibi,sen ona yaklaştıkça senden daha da uzaklaşan anlaması güç fakat anlamak için yapamayacağın şey olmayan bir karakter bulamama korkusundan nefret ediyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Ergo Proxy 5/10

bilimkurgu izlemesek bize yutturacaklar,karakterler odun pardon ÇİMENTO DİREK gibi,

fecahat,Kıyamet ötesi felaket kötü ya....1984,matrix,vs hiç değise arka plan vardı,

bunda Arkaplana ulaşmak isteyince sorulara çarpıyorum,ve cevap yok sorulara.

Neden-sonuç-anlayış-sempati-harekete geçme- ilişkisi kuramadım bile...

Feci yanık proxynin kıza aşkı 23 bölüm sürdü,gözümdü o kadar....projeyi öyle

hızlı silmişimki ne oldu diye sordum kendime?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Code Geass Akito the Exiled Bölüm 2 9/10

film bittiğinde düşündüğüm tek bir şey vardı neden bu kadar kısa, nede bunuda öncesinde izlediğimiz code geas gibi Tv serisi olarak yapmadılar oldu, neyse bunada şükür diyip eldekiyle yetinmeyi bilmek lazım, code geas'ı izleyipte beğenen herkese şiddetle tavsiye ediyorum ...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ne zamandır yazmadığım bir başlık...

Psycho Pass 9/10

Sevdim seriyi. Ana karakter olan kızı hiç ama hiç sevmedim.. Finalini de beğendim diyemem ama bana uzun zamandır kendisini nadir droplatmayan serilerden biri olduğu için baya bonkör davranıyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Bayonetta: Bloody Fate

7.5/10

Filmin başında anlatılmaya başlayan hikayeyle Umbra cadıları ve yüce güce hizmet eden Bilge’ler arasındaki husumet, savaş ve anlaşmazlığa hakim oluyoruz. 2.5 dakikalık bu açıklama sekansından sonra filmin baş karakteri Bayonetta ile tanışıyor ve hikayeye resmen balıklama dalıyoruz.

İyi ile kötünün melek ile şeytanın iç içe geçtiği, kimin aslında iyi olduğu maskelenmiş bir hikaye var karşımızda. İzledikçe çok fazla derinleşmeyen ama ilgiyi de üzerinden eksik etmeyen hikaye, Bayonetta öncesinde karşımıza daha önce çıkmış olan Devil May Cry serisine benzediği kısımlarla dikkat çekiyor.

Aksiyon sahnelerinin oldukça başarılı yansıtıldığı filmde animasyonda göze oldukça hitap eder biçimde. Yer yer perspektife bağlı bozulmalar olsa da genele vurunca başarılı bir çalışma olmuş.

Bayonetta’nın güzelliğinden hiç ödün vermeyen bir çalışma olmuş. Gonzo’un karanlık atmosfer yapılı filtre kullanımı burada da karşımızda. Oyunun da sahip olduğu karanlık temaya birebir uymuş.

Seiyular ise oldukça başarılı isimlerden seçilmiş. Bayonetta’ya sesi ile can veren Atsuko Tanaka (Kusanagi Motoko, Lisa Lisa, Konan) yine şahane bir performans sergilemiş. En sevdiğim erkek seiyulardan Wakomoto Norio (Oscar Von Reunthal, Charles Zi Britania, Cell, Oda Nobunga ve dahası) ise o tok sesiyle Balder karakterini üst sevilere çıkarmış. Miyuki Sawashiro, Daisuke Namikawa ve Tessho Genda ise diğer önemli seiyular.

Oyunu oynamayan biri için bile oldukça güzel bir film olmuş. Belki oyununu oynayanlar eksikte bulabilir. Sonuçta koca bir oyun hikayesi yaklaşık 1.30 saatlik bir filme sığdırılmış.

Oyun bazlı diğer animelerle kıyasladığımda hikaye anlatımı ile öne çıkan bir yapım olduğunu düşünmekle birlikte, yine karakter anlatımı konusunda eksikleri olan bir yapımdı Bayonetta: Bloody Fate.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

En son fairy tail ama tabi o bitmediği için sayılırmı bilmiyorum :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Tegami Bachi 10/8

Sırf konusu yüzünden 3 senedir izlemek isteyip de başlamadığım bir animeydi. Çünkü konusunu her sitede okuduğumda kısaca "Lag Seeing'in maceralarını anlatırdan" başka bir şey yazmıyordu hiçbir yerde. İzlemek istememe rağmen bu yüzden ilgimi çekmedi. Fakat izlememekte hata yapmışım bu kadar güzel seriyi. O kadar derin anlamlar taşıyan, duygusal yönünü özellikle sevdiğim, o gizemli Dünya'nın kendisine çekmesi, müzikleri vb. o kadar etkiledi ki. Sitelerde bu animenin konusunu kısaca yazmaları kötü olmuş bence...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?