Jump to content
  • Kayıt Ol

En Son Hangi Animeyi Bitirdiniz?


CHOBiTS

Önerilen İletiler

Nagi no Asukara 7/10

Böyle berbat bir son görmedim. İnsan bekliyor ki bizi şaşirtsin, o kadar twist yaptin son bölüme de sok bir twist. Sirf görsellerin etkileyiciliğine 7 verdim gitti.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Gundam AGE ikinci jenerasyon 16-28. bölümler 7/10

İlk seriye göre daha iyi gibi dursa da çok bir farkı yoktu. Robot yönünden yine bir kısırlık vardı, en azından yan karakterlere custom robotlar verselerdi daha iyi olurdu. İlk kısımdaki Ninja Gundam yerine bu kısımda Meteor Gundam vardı, pek bir hax olmuş, ama dizayn olarak çok hoşuma gitmedi. Zeheart fena gitmemiş seriye. Fakat en sevmediğim şey serideki romantik ilişkiler oldu. La bir kez de sevenler kavuşsun birbirine? İlk kısımda Yurin öldü, Flit romantik olarak ilgi duymadığı biriyle evlendi. Millais'e aşık olan Largan kayıp, Woolf ile bari aralarında birşey olsaydı. Bu seride okulun en popüler kızı Romary, tipe bak çay demle, gidiyor düşmana ilgi duyuyor, sonra Arisa ile çok daha harikulade sahnelere sahip olan Asemu gidiyor bu kızla niye evleniyor anlamış değilim. Arisa on numara hatundu valla. Sonra mekanik kız Remi ile Obright arasında serinin en hoş romantik sahneleri gerçekleşiyor, Remi'yi drama yapacağız diye harcıyorlar. Eğer üçüncü jenerasyondaki kızıl saçlı kaptan hanımefendiyi de harcarlarsa serinin geneline 1/10 vermeyen Haro olsun! :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Nagi no Asukara 8/10

Farklı ve çok hoş bir konusu vardı. Üstüne bir de karakterlerin sevimliliği yok mu *-* çok tatlıydılar. Hele de gözlere bayıldımmm. Serinin en güzel yanı beklenmedik gelişen olaylar, insanda merak uyandırması. Tek hoşlanmadığım yanı; Manaka'nın Tsumugu'dan hoşlandığını biliyorduk. Önceki bölümlerde Hikari'ye karşı arkadaşlıktan öte bir duygu beslememesine rağmen Hikari'ye bağladılar durumu. Pek beğenemedim bu kısmı, bari Manaka biraz davranışlarıyla belli etseydi, yani Hikari'ye bi geçiş dönemi olsa içim yanmayacak xD Ayrıca Tsumugu'nun hislerinin karşılık bulmasına çok sevindim, favorimdi.

Toaru Hikuushi e no Koiuta 6/10

İlk bölümleri falan çok beğenmiştim, ilerleyen bölümlerde sıkılmaya başladım, sonunu hiç beğenmedim :D prens olduğunu açıklaması falan aceleye gelmiş bir son gibiydi...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Dogs: Bullets & Carnage

4 bölümlük seinen türünde bir OVA serisi. Belli ki mangayı tanıtmak amaçlı hazırlamışlar, iyi de yapmışlar. :D Karakterleri çok sevdim, izlenesi sonra da okunası bir seriymiş.

9/10

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Witch Craft Works 6/10

Çizim ve animasyonlara lafım yok, hikaye eh işte, fakat her bölüm 5-10 tane yeni karakter tanıtılıp, bu yeni karakterlere hiç yer verilmeyişi ve animenin genelinin sadece tanıtım bölümü havası vermesi sinir bozucuydu. Harcanan tonla karakter var, baş karakterin kişisel gelişimi yok, hatta yetenek babında da gelişim yok. Fire Witch en azından ilgi çekici bir karakter, o yüzden animeyi sonuna kadar izletebiliyor fakat 6 puan bu animeye fazla. Açılış ve kapanış müzikleri ve komedi unsuru olarak seriye katılan, bir nevi harcanan göz bantlı Mei sayesinde bu kadar yüksek puan verdim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Pupa 3/10

Bolca kan ve vahşet servisi.

Esrarengiz bir şekilde Pupa adlı bir virüsle enfekte olan Yume et için çıldıran bir canavara dönüşüyor ve onun çevresine fazlaca yıkım ve terör getirmemesi için abisi Utsustsu kendisini feda ediyor. Nasıl mı? O da bir şekilde virüsle enfekte oluyor ama virüsün ona etksi bitmek tükenmez et açlığı değilde, yüksek seviye rejenerasyon. Yume'nin açlığını dindirmek için sürekli kendini ona besin olarak sunuyor. Bu kısımlar abi kardeş arasında yemek ilişkisinden çok fantazi olayına dönüşüyor. Yeme sırasında yume ve Utsustsu'dan çıkan garip sesler bundan epey zevk aldıklarının bir göstergesi.

Pupa virüsü nereden nasıl geliyor, yapısı nedir, neden ortaya çıkmılştır pek bir muamma. Bir de bu iki kardeşi kendi emelleri için kullanmaya çalışan bir iki grup mevcut. Onların da amaçları nedir çok bariz değil.

Epey boşluklarla dolu bolca kan fanservisi yapan kısa anime Pupa, izlemeye pek deüğecek bir yapım değil. Bölümler açılış ve kapanış parçasını da aradan çıkarınca toplamda 3 dakika oluyor. Bir seferde izlemek mümkün.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Pupa 3/10

Bolca kan ve vahşet servisi.

Esrarengiz bir şekilde Pupa adlı bir virüsle enfekte olan Yume et için çıldıran bir canavara dönüşüyor ve onun çevresine fazlaca yıkım ve terör getirmemesi için abisi Utsustsu kendisini feda ediyor. Nasıl mı? O da bir şekilde virüsle enfekte oluyor ama virüsün ona etksi bitmek tükenmez et açlığı değilde, yüksek seviye rejenerasyon. Yume'nin açlığını dindirmek için sürekli kendini ona besin olarak sunuyor. Bu kısımlar abi kardeş arasında yemek ilişkisinden çok fantazi olayına dönüşüyor. Yeme sırasında yume ve Utsustsu'dan çıkan garip sesler bundan epey zevk aldıklarının bir göstergesi.

Pupa virüsü nereden nasıl geliyor, yapısı nedir, neden ortaya çıkmılştır pek bir muamma. Bir de bu iki kardeşi kendi emelleri için kullanmaya çalışan bir iki grup mevcut. Onların da amaçları nedir çok bariz değil.

Epey boşluklarla dolu bolca kan fanservisi yapan kısa anime Pupa, izlemeye pek deüğecek bir yapım değil. Bölümler açılış ve kapanış parçasını da aradan çıkarınca toplamda 3 dakika oluyor. Bir seferde izlemek mümkün.

DEEN'in mahfettiği bir diğer seri daha. Aslinda gore anlaminda epey ünlü bir manga idi kendisi, animesi gelecek denince baya şaşirmiştik "bunu tv'ye nasi koyarlar" diye. Önce 5 dakikalik olacak dediler sonra böyle bir şey oldu falan batti gitti. Ben hiç izlemiyorum sirf 2-3 gore gösterelim bari denip geçmiş.

Bazen düşünmüyor değilim acaba mangakalar DEEN'e para mi veriyor "sen benim animemi mahfet sonra millet mangayi okumaya başlasin" hesabi :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Kış sezonunda yayını tamamlanmış yapımlardan izlediklerim hakkında kısaca:

Uchuu Kyoudai (Space Brothers) | 9/10

Gerçek hayat temalı en afilli Amerikan dizilerine bile diş geçirecek ayarda uzay sevgisi ve uğraşı üzerine bir animasyon dizisi. Ben çok sevdim bunu.

Kill La Kill | 7,5/10

Döneminin en güzel yapımıydı. Animasyon emeği olarak en dolusu aynı zamanda. Yine de her bölümde eksik olmayan kopyala-yapıştır-vari dönüşüm sahnesi bana "yeter" dedirtti.

Nagi no Asukara | 6/10

Kendisini izleten bir seri, ama ilerledikçe ördükleri düğüm haline geldi ve bıktırdı. İçeriğinde duygusal akıntılar kabından ziyadesiyle taştı, geride sadece abartılacak bir yanı olmayan duygusal taşkınlar kaldı. Sonunda da vadettiğini vermeyerek sığ bir şekilde kendini bitirdi.

Samurai Flamenco| 6/10

Sıradan bir insanın süper kahraman idealleri için savaşacağı beklentisi böyle olmayınca algıları ters yüz etti. Yapım, esas oğlanın süper kahraman olma uğraşından öte, çevrenin esas oğlanı kahraman yapmak için çabası üzerine ilerledi -buna evren de dahil-. Bunu da çok iyi aktaramadı, ama tüm süper kahraman temalarından derledikleri ile anlatmaya çabaladıkları beni biraz da olsa olumlu etkiledi.

Kuroko no Baske 2 | 6/10

Kuroko, o bir görünemeyen, o bir gözünün önünden kaybolan, o bir baz istasyonu, o bir soğuk ama lezzetli çorba...

Arada basketbol üzerine güzel sahneler sunsa da garabet teknikleri ve kendi mantığında bile havada içeriği ile sevmemek şöyle dursun, sinir bozucu bir yapım.

Duygularımla yazdıklarım bir kenara bırakırsam izlenebilir bir seri, ama başyapıt değil, harika değil, özgün değil; bayağı bir bakespor yapımı.

Wizard Barristers: Benmashi Cecil | 4/10

İşleniş ve hikaye giderek kötüleşti. İzlemeye değmez.

Strike the Blood | 4/10

Basmakalıp bir seri, kötü. Hikaye, karakterler, anlatım hiçbir şey getirmiyor, sadece vakitten götürüyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Gundam AGE - 29-49. bölümler, son jenerasyon 7/10

Öncelikle yazımda ağır spoilerlar bulunduğunu söylemem gerekir, şimdiden uyarıldınız. İlk iki kısımdan biraz daha fazla sevdiğim bir bölüm oldu. İkinci kısmın devamı ve hayatta kalabilen karakterlerin bu son kısımda daha sevilesi hallerini gördük, ayrıca yeni karakterlerden bazıları gerçekten çok iyiydi. Romantizm konusunda yine dram yapmak istemişler. Bu bazı karakterler için gerekliydi belki, Kio'nun Mars ışınlarına maruz kalıp savaşa nasıl son vermesi gerektiğini sağlayan kız gibi, fakat Natora Einus ve Seric Abis macerasının mutlu bitmesini isterdim. Seric kaliteli bir karakterdi, ve sırf Natora ile ilişkisi dolayısıyla favori erkek karakterim. Natora ise çok enteresan bir konseptin başarılı bir sunumuydu, hiç beklemediği şekilde geminin başına getirilişi ve tecrübesiz oluşu iyi işlenmişti. Sonlara doğru tecrübe kazanarak kalitesini gösterdi. Bir de şu açıdan çok beğendim, kimse seriye Bright Noa gibi olmuş bir kaptan olarak başlamıyor, yeni mezun olmuş üniversite öğrencisinin iş hayatının başlarında zorlanması gibi Natora Einus'un işlenen bu profilini çok başarılı buldum. Ayrıca tip olsun, karakter olsun, son zamanlardaki favori bayan karakterlerim arasına da girdi. Mecha olarak Gundam Legilis çok iyiydi, fakat G-Exes/Bouncer'ın üst modeli gibi duran Thielva favorim olmayı başardı. Kötü adam konusunda Zeheart'ın son savaşta saniyesinde harcanması haricinde fena bir karakter değildi. Ezelcant'ın sempatik bir Hitler olarak sunulması gözümden kaçmadı. Son olarak Obright'ın ölümü çok duygusaldı, gözümden yaş geldi, o derece. :)

Seriyi genel olarak ele aldığımda bu hikayenin 49 bölümden fazla sürmesi gerekirdi, çünkü yan karakterlere yeterince yer verilmedi ve aralarındaki ilişkiler pek yansıtılamadı. First, Zeta, ZZ Gundam serilerine gönderme gibi bir yapım ortaya çıkmış, AGE-1, RX-78-2 gibi, AGE-2 Zeta gibi hızlı ve hareket kabiliyeti yüksek ve dönüşebilen bir robot, AGE-3 ise ZZ gibi daha irice. Bu tabi güzel bir gönderme olmuş ama bölüm sayısının diğerine göre ana Gundam serisinin üçte biri olması kötü olmuş. Serinin dram dozunun yüksek olması ve fakat bu dram sahnelerine gelinmeden karakterler arası ilişkinin çok kıt olması gerçekten sinir bozucu. Aynı hikayeyi yan karakterlere daha fazla yer vererek 70-80 bölüme yaymış olsalardı şahane bir yapım olurdu. Ama bu haliyle bile helalinden 7/10 veriyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakemonogatari 8/10

Hiçbir beklentim yoktu ilk bölümü açtığımda, fakat Senjougahara karakterinin tsundere olduğunu duymuştum ve tsundereler pek sevilmez. İşin supernatural kısmını geçtim, çünkü Natsume Yuujinchou, Mushishi ve Mononoke serilerinde bu konu en iyi şekilde işlenip aklıma kazınmıştı. Burada fena olmasa da karakterler arası diyaloglar o kadar yoğun ve doyurucu, (fakat bazen de çok boş, zaten tam puan vermememin nedenlerinden biri bu muhabbetlerin bazen bayması) yine fakat diyerekten bu diyaloglar sayesinde karakterlerin iç yüzünü daha iyi görebiliyoruz ve arkaplanda kalan supernatural yaratıklar çok da yer teşkil etmiyor. Senjougahara diyordum, eğer bu kız tsundere ise, afedersiniz bildiğim bütün tsunderelerin canı cehenneme. Bu kız sanırım sarkazm seviyesi en dorukta olan sadece tsundere olarak nitelendirilemeyecek bir yaratık, insanın ruhunu laflarıyla emip tüketen bir güzellik, ehem abartmadan, sarkazmı etkili bir şekilde kullanabilen karakterleri severim ve Senjougahara sadece fiziksel olarak değil bu umursamaz, alaycı, soğuk yapısıyla da beni benden aldı. Diğer karakterlerden Kanbaru Suruga da hemen ikinci sırada. Animede kullanılan animasyon ve renklendirme fena değildi, sıradan birşeyler yapmak yerine renkleri belirginleştirerek başkarakterin iç dünyasını ve anlatılmak istenen şeyleri daha ilgi çekici kılmaya çalışmışlar sanırım. Müzikler ise animeyle ilgili en iyi şey. Gerek açılış kapanış müzikleri olsun, gerek animede çeşitli durumlarda değişen müzikler olsun, gerek de bu müziklerle uyum içinde olan sahneler olsun, hepsi çok hoşuma gitti. Zaten açılış ve kapanış müziklerini piyasaya düştüğünde indirmişim, hatta telefonuma bile 2-3 tanesi atmışım, yıllardır dinliyormuşum da yeni farkına varıyorum. Kapanış kısmındaki Araragi ile Senjougahara'nın taş-kağıt-makas animasyonu çok ilginç bir ayrıntı olmuş, Senjougahara her seferinde makas çekiyor, Araragi ilk başlarda kağıt ve makas kombinasyonları da deniyor ama 14. bölümde her seferinde taş çekerek normalde Senjougahara'yı yenmesi gerekiyor fakat Senjougahara'ın benim makasımı taş bile yenemez tavrı çok ince bir ayrıntı olmuş, çok güldüm o sahnede. Son olarak izlerken bazı sahneler dışında hiç sıkılmadığım, görsel olarak doyurucu, fanservis açısından kim ne derse desin olması gerekenden fazlası olmayan, seiyu ve müzikleriyle aşmış bir seri olmuş Bakemonogatari. AGE'i halledip bir mecha serisi izlemeyi düşünüyordum ama sanırım sırada Nisemonogatari var benim için. :) (Böyle uzuncana paragraf yazmak istemiyordum, farklı kısımlara ayırma niyetim vardı fakat review tipi bir yazı olmasın diye kısa tuttum, idare ediverin artıkın.)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Saint Seiya: 4/10

Şimdi neden bu puanı verdiğime gelecek olursak, ilk olarak karakterlerimiz çok ezik olarak gösteriliyor. Adamlar devamlı yere yığılıyor, sonra cosmos doruğa çıkıyor ve rakip tek hamlede yeniliyor, bu her dövüşte değişmez bir şey zaten. Gold saint kısmı ile bitseydi seri yine hoşuma gidebilirdi fakat, karakterlerimiz daha o arc biter bitmez hiç bir teknik geliştirmeden, çalışma yapmadan ertesi bölümde yeni arc başlıyor. Yine karakterlerimiz o karakterlere yeniliyorlar ama cosmos zirveye çıkıyor, yine yeniyorlar. Her seferinde zar zor ayağa kalkıyorlar, genel olarak eşit bir dövüş olmuyor benim bakış açımdan.

Serinin Adı Saint Ikki olsaymış olurmuş ayrıca. Seiya' lar her yenildiğinde sahneye 2 phoneix pulu(?) atılır ve sen de kimsin repliğine "Ikki, Phoneix'in Ikki' si " cevabı verilir. Shun dövüşlerinde genel olarak ortaya çıkıp rakibi Ikki' nin yendiğini de eklemek gerek.

Güzel sahneler yok mu seride? Elbette var ama bu sıradanlıklar üzerini kapatıyor. Misal, Shiryu' nun Medusa ile dövüşünde gözlerini feda ederek rakibini yenmesi en sevdiğim hareketlerden biriydi.

Dediğim gibi teknikler sınırlı seride. Pegasus Ryuusei-ken ve bir saldırı daha var o kadar. Halbuki daha fantastik teknikler ve o tekniklere yaraşır animasyon beklemiştim, beklediğimi bulamadım tabii. Sonuçta mitoloji içeren bir seriydi, o yüzden de başlamıştım. Görüntü, çizim olarak bir laf atmıyorum seriye, o detaylara takılmam o kadar. Teknik animasyonlarına lafım. Beklediğimi şu video ile anlatayım,

şuradaki teknik gibi teknikler görmek isterdim. Pegasus saldırısında rakibe doğru uçan Pegasuslar.

Belki ben beklentilerimi çok yüksek tuttuğum için istediğimi alamadım. Son 6-7 bölümü ilerleterek izledim, oraya kadar katlansam da ondan sonrasına katlanamadım. Böyle ilerleterek izlemek de hiç huyum değildir, oraya kadar geldikten sonra bitireyim bari diye böyle bir şey yaptım.

Seveceğimi düşünmüştüm, o amaçla Lost Canvas indirdim, Omega' yı da bitince indirmeye başlarım diyordum ama onları izlemeye hiç niyetim yok. Ben sevmedim seriyi, belki sizler sevebilirsiniz. Berbat bir seri diyemem, seveni de bir hayli fazla. Bunu MAL puanına bakarak bile görebiliriz. (8.01) Bana hitap etmedi seri, önermiyorum o yüzden.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Nisemonogatari 7/10

Görsel olarak bir önceki serisinden haliyle iyi denilebilir, müzik ve sesler benzer şekilde epey iyiydi fakat Bakemonogatari'deki 5-6 farklı açılış parçasına kıyasla sadece 2 açılış parçası olması üzdü. Hikayenin genel olarak esas kızlardan uzaklaşıp Araragi'nin kızkardeşlerine yoğunlaşması ve normalde çok kısa sürmesini beklediğim hikayenin uzadıkça uzaması (animenin uzun olmasından yana sıkıntım yok, sadece hikayeyi gereksiz biçimde uzatmışlar) canımı sıkan noktalar oldu. Fakat diş fırçalama sahnesi gibi çok ilginç sahneler vardı, diyaloglar yine çok iyiydi, hatta alışkanlık haline getirdiğim ilginç sahnelerin capslerini alma huyum sayesinde bölümleri 45 dakika gibi bir sürede bitiriyordum, Bake ve Nise toplam 26 bölümde 600 caps almışım, o derece. :) Yine bir fakat diyerekten esas hatunlara çok az yer verilmiş olması da pek hoşuma gitmedi ama sonraki sezonlarda bu açığın kapatılacağını umuyorum. :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Gin no Saji

FMA hype'ından(sapına kadar hak ediyor) sonra mangakanın yeni çalışmasının da puanı fena gözükmüyordu internette. Bir ara bakmak niyetiyle hep es geçiyordum. Sadece slice of life olduğunu biliyordum, konusuna bile doğru düzgün bakmamıştım. İlk bölümü izledikten sonra ''oha'' dedim. Tür ve konu anlamında mangakanın yaptığı geçişe bak hele. Bakuman sağ olsun bu tarz geçitler hakkında bayağı fikir elde ettik. Hem mangakaların kendini tekrar etmemesi bakımından iyi oluyordur. Ama izlerken bir türlü kendimi ''lan bunlar bildiğin fma karakterleri, domuz yetiştirip, inek sağıyorlar. ahahaha' diye düşünmekten alamadım. Ama izledikçe seriye bağlandım. Kendince bi albenisi var. Karakter gelişimi çok iyi. Komedisi, dramı, her şeyi yerli yerinde. Gerçekten tebrik etmek gerekiyor mangakayı. Çünkü bayağı başarılı bir iş çıkarmıştı FMA'da ve bu seride de çitayı düşürmeden devam ettirmiş. Hani artık FMA'nın mangakası demek ayıp oluyor. Arakawa-sensei, birçok güzel manga çizmiş, güzel insan diyeyim!

Hachi, tek bir sözüm var sana. Unut o kızı. Komaba çocukluk arkadaşı kontejyanından götürür Aki'yi. Sen al Tamogo'yu. 40'lı yaşlardan sonra votkanı yudumlayıp, keyfine bakarsın!

Sonuç: Çizimden dolayı insanın aklına sürekli fma geliyor, gülümsetiyor falan ama konu olarak çok farklı ve bir o kadar da güzel. NAKAJIMA-SENSEI RULEZ!

Not: Allahsızlar bir de ending'e Sukima Switch koymuşlar. Nasıl gemesin akıllara Golden Time Lover? :(

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Psycho-Pass bitirmiştim en son, bana bazı filmleri hatırlatsada çok kaliteliydi. Puan: 9/10

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Tasogare Otome x Amnesia 9/10

İzlediğim hayalet içerikli animelerde hafıza kaybımsı bir durumu işleyen ilk animelerden biriydi. Konusu güzel ilerledi, karakterler iyiydi. Özellikle ana kız(heroine) karakterin(Kanoe Yuuko) tsundere olmaması ve harika bir hatun olması:012-32:[seiyusu da çok iyi(Genel olarak karakterleri iyi yapan %90 seiyuudur zaten)] büyük artılardan. Zira animede bulunan karakterlerden hiç biri sinir bozucu tsunderelerden değildi. Bir tek Kirie buna yakındı ama o da gayet düzgündü.

Çizimler ve kullanılan animasyon teknikleri de başarılıydı. Genel olarak; romantizm, piskolojik, shounen, okul yönünü güzel harmanlayıp işlemişler ama işin gizem, korku kısmında zayıf kalmışlar.

Genç yaşta bir kızın başına gelen acı verici olayı, katlanmak zorunda kaldıklarını güzel yansıttılar. Bana göre izlerseniz harcadığınız zaman değecektir.:)

Bilgi için MAL

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 3 hafta sonra...

Jarinko Chie (Movie) | 5.5~6/10

1981 yapımı bu filmin mevcut seri halinde versiyonları da mevcutmuş. Anime oyunlarında soru olarak sorulunca fark edip indirmiştim. Küçük bir kızın aile ve çevre ahalisi ile gündelik yaşamı üzerine. Bizim görmeye alışık olduğumuz bir tema Türk filmlerinden. Neşeli ama tembel baba ve onu işleri yoluna koyan gözü açık çocuğu var baş rollerde. Anne ve babanın arası açık ve ayrılar. Filmin sonuna doğru Hulusi Kentmen de geliyor. O kadar sıcak bir işlenişi yok tabii ama bendeki etkisi böyleydi.

Bayonetta: Bloody Fate | 6~6.5/10

Bunu da izleyeli epey oldu ama listeme eklemeyi yeni hatırlayınca tekrar gündemime geldi. Uyarlama olması dolayısıyla kurmacası tam oturmamış ama yine de izlenebilecek seviyede hazırlanmış. Animasyon olarak aksiyon bölümlerinde beklentimin üstündeydi, akıcıydı. Alternatif olarak iyi bir film, idi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bende senede bir görülen sanatsal, farklı, bağımsız kısa yapımlar arama, izleme açlığının zamanının gelmesi nedeniyle bunlarla haşır neşir oldum. Temel amacı yaratıcılık olduğu için çok değerli buluyorum böyle denemeleri, hareketleri (bkz: Genius Party, Ani*Kuri15 -tabi amatör denemeler ayrı güzel oluyor-). İlgi duyan başkalarının da olabileceği umarak izlediklerimden birkaçı hakkında:

[fieldset=Tori no Uta (2007)][igauchex=250]http://cdn.myanimelist.net/images/anime/8/12189.jpg[/igauchex]

Her gün eve gittiği yoldan farklı bir yöne sapan genç, bir kız ile karşılaşır ve aşık olur. Aradan 50 yıl geçtikten sonra bile tek isteği onu yeniden görmek ve onunla birlikte olmaktır.

Tenshi no Tamago'nun (Angel's Egg) yaratıcılarından biri olan Amano Yoshitaka'nın bu sefer hem yazdığı, hem çizdiği, hem de yönetmenliğini yaptığı bir çalışmasıdır, Tori no Uta (Bird's Song; Bird's Poem). Zarif bir resmin yakından incelenmesi benzeşmesini sağlayan eksen hareketli kamera tekniği ile sergilenen çalışmada masalsı bir üslup hakim. Sanatsal ağırlıkta hazırlanan bu masalın nasıl gelişip ne sonuçla biteceği hakkında sonuna kadar net bir düşünce oluşturamıyorsunuz. Diyaloglar, görseller, tempo ve müzik birbirleri ile çok uyumlu. Seslendirmede Minaguchi Yuko ve müziklerde Takanashi Yasuharu da hayranlık uyandıran dinamikler.[/fieldset]

[fieldset=Fuyu no Hi (2003)][igauchex=250]http://cdn.myanimelist.net/images/anime/8/5077.jpg[/igauchex]

Edo Döneminde yaşamış ünlü Japon şair Bashô Matsuo'nun (1644-1694) Fuyu no Hi (Winter Days) adlı "renku" (az sesten oluşan, kıtaları birbirine bağlı -zincir- şiirler) çalışmasından esinlenerek ortaya çıkarılmış. Otuz altı kıta olan Fuyu no Hi renkusunun her kıtası Japonya, İngiltere, Hollanda, Çin, Belçika, Rusya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti ve Kanada gibi dünyanın çeşitli ülkesindeki otuş beş ünlü animatör tarafından hazırlanmış. Yapımda şiirin okunan kısmı ile ilgili animasyonunu izliyoruz sırası ile. Şiirin doğasını da yansıtan bu işbirliği, Kihachiro Kawamoto tarafından yönetilmiş.

Animasyon tarzı çeşitliliği olarak içeriği en zengin yapımlardan biri. Stop motion (durağan, üç boyutlu objeleri hareket edermiş gibi gösterilmesi. kuklalar, oyun hamuru vs. kullanılabilir) tekniklerinden de örnekler sunulmuş içerisinde. Klasik elle çizim teknikleri bile boyamasından taramasına, arka temasından eklenmesine değin birbirinden ve alışılandan oldukça farklı tarzlarda örnekler sergiliyor.

Bütün halinde bir hikaye bekleyenler için keyif vermeyecektir; ama farklı tarzları, sunuşları, çalışmaları görmek isteyenler için anlamlı olacaktır.

Fuyu no Hi, 2003 yılında Japan Media Arts Festivalinde Büyük Ödül kazananıdır.[/fieldset]

[fieldset=Tenrankai no E (1966)][igauchex=250]http://cdn.myanimelist.net/images/anime/8/5776.jpg[/igauchex]

Tenrankai no E (Pictures at an Exhibition), toplumda kabul görmüş belli meslek veya rolleri temsil eden portreleri sırayla izletirken, bunlar üzerinde kumar makinesini andıran rastgele edasında seçmeceler yapılıyor. Seçilen portredeki kişiler üzerinden hem o role hem çağa iğneleyici, alaycı bir yorum getiriyor sonrasında. Biterken dahi bunu güzel bir şekilde sürdürüyor. Yapımda hiçbir diyalog geçmemekle birlikte klasik müzik örnekleri tamamına hakim. Benim aklımda en fazla yer eden ekranda görülmekle kalan, değinilmeyen ama merak uyandıran daha onlarca portre olduğu, keşke çok daha uzun olsaydı.

Yönetmeni ise en ilgi çekici yanı esasen, kendisi “manganın babası” , “manganın tanrısı” isimleriyle anılan Tezuka Osamu.[/fieldset]

[fieldset=Aru Machi Kado no Monogatari (1962)]

[igauchex=250]http://cdn.myanimelist.net/images/anime/6/3159.jpg[/igauchex]

Tezuka Osamu'ya dair,

Aru Machi Kado no Monogatari, Tezuka Osamu’nun bir başka yapımı. Yukarıdaki Tenrankai no E yapımından sonra kendisi üzerine biraz eğilince karşıma çıktı. Mainichi Ödülleri kapsamında verilen Noburo Ofuji Ödüllerinde 1962 yılında ilk kazananmış bu kısa çalışması da. Ödüllere dair bakınırken bu listeyi buldum , listedeki kısa yapımları izlemeye çalışınca ise karşıma Tezuka Osamu's 13 Experimental Films derlemesi çıktı. Hem indirmek hem detaylı incelemek (yanlarda bölüm adlarına tıklanarak görülebilir) isteyenler için önerim Bakabt: Osamu Tezuka Experimental Short Films Collection

Tezuka Osamu üzerine bir bilgi canlanması da Animedyum'un blogundaki güzel yazısında değindikleri üzerine oldu, onları da ilk fırsatta izleme hedefindeyim.[/fieldset]

Daha da var yeni izlediklerim içinde ama fazla da şişirmeye gerek yok yazıyı. Short Peace, Anime Mirai 2014, Robot Carnival yakın zamanda izlemeyi umduğum yapımlar, sonrasında bu senelik yeterli doyuma ulaşmış olacağım sanırım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Madoka'nin 3. filmi Rebellion

Ya nasilsa önceki 2 film recap diye direk bunu izledim ama itiraf edeyim yer yer koptum, ne olduğunu anlamadim. Hala da şu an kafamda tonla soru işareti var, önceki recapleri de izlemeye hiç niyetim yok. En iyisi sağda solda açiklama inceleme yazilari okuyup kafamda her şeyi netleştirmek.

Fakat SHAFT görselde gene coşmuş, onlar nasil dövüşlerdi öyle. Hele ki o transformation sahneleri gözlerimi doldurdu, keşke her mahou shoujo animesi böyle olsa oralarina buralarina zoom yapmak yerine. Sailormoon başka tabii.

Edit: Gerçi End of Evangelion ile kiyaslanmasini anladim, bu moda hiçbir zaman değişmeyecek sanirim. Birinde good end birinde bad end koyuyorlar, bir evrenin 2 türlü versiyonunu elde ediyorlar. Böylece tüm kitle mutlu oluyor bir şekilde. EoE'de de bunu sevmemiştim. Umineko da ayni şekilde bitmeye yönelmişti ama bir yandan da "çarpici, vurucu son" isteyen fan kitlesine ithafen karakterlerin ağzindan direk olarak "sizin gibi fan kitlesini hiç sevmiyorum" sözlerini yüzümüze vurmuştu.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

SankaRea 3/10 Başlarda çok hoşuma gidiyordu fakat sonlara doğru acayip sıkılmaya başladım. Ve OVAlarını izlerken kendimi resmen parçalayacaktım. Bunalıma girdim... O derece sıkıcı bir anime... Bu tarz animelere hep düşük vermişimdir zaten. Hiçbiri istediğini veremedi bana göre... (Another, Tasogare x vb gibi...)

Mushishi 10/10 Mühtiş bir animeydi. Anime budur diyebileceğim serilerden. Favorilerimdeki, sevdiğim F.T. animesini bile çıkarıp, Favorilere eklediğim bir seri oldu. Müzikleri... Özellikle hikayenin ilginçliği. MangaKasının hayal gücüne hayran kaldım. Yeni sezona yakında başlarım.

Hataraku Maou-Sama 8/10 İzlediğim en iyi komedi animelerindendi. Bu açıdan çok eğlendirdi. Yeni sezonunun gelmesini umuyorum...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Kaiji 2. Sezon 8/10

Dün tüm bölümleri bir solukta izledim. Olay örgüsünün anlık değişimlerle yarattığı çıkmazlar ve olayların birbirine nasıl eklemleneceği hususu beni çok etkiledi. Giriş parçası on numara; tek kusuru don lastiği gibi uzatılan sahneler. Buna rağmen en sevdiğim yanlarından biri: o anki ruh halini betimleyen kısa sahneler, çok ama çok hoşuma gitti; olaya daha fazla ilgi duymamı sağlayan unsurlardan biriydi. Akıl oyunlarını seven arkadaşlar için önerimdir.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Initial D || 8/10

Daha önce Tayvan yapımı olan Live Action versiyonunu izlemiştim ve o da gayet başarılıydı ki anime yapımından biraz haberdardım. Baya uzun zamandır da izleme planım vardı. Aslında seriye dair çok şey sıralamayacağım çünkü tanıtım açılmamış olup da tanıtım hak eden yapımlardan biri olduğunu düşünüyorum.

Müziği, işlenişi, arka plandaki hikayeleri, karakter çözümlemeleri ama hepsinden öte yarış sahneleriyle izleyicisine keyifli anları kolayca verebilen bir yapım. Vaktinizi seve seve feda edebileceğiniz bir seri, heyecan yaşamak isteyenlerin bir an önce tadına bakmasını tavsiye ediyorum. Peki, puanım 9 ya da 10 değil, niye 8? Çok fazla sezona yayıldığı için bazı konular aşırı yavaş işlenmiş, bu da benim hoşuma gitmeyen özelliklerden biri. Yine de yılına göre gayet başarılı, hele de o gaza getiren müzikler, yarış sahnelerini daha da hareketlerinden melodiler... :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Love Live

1 günde bitirdiğim hoş bir yapim oldu. Normalde K-On'dan sonra cici kizlarla dolu müzik üzerine kurulu yapimlara pek yönelmek istemiyordum, idolmaster'i bile birakmiştim bir yerde, ama Love Live'dan uzaklaşamadim. Oyunu sağolsun tüm karakterlerle içli dişli olduktan sonra "yahu şunlari bir de günlük hayatta görelim" diye giriştim animesine. Doğru düzgün hikayesi olmayan bir idol yapimi için son derece keyifli ve akici buldum. Animasyon harika, bütçeleri şarki PV'lerinde kendini çok belli ediyor. Seslendirmelerde de iyi iş çikarilmiş.

Lakin son 2 bölüm gereksiz bir dramaya girdi olaylar keşke o olmasaymiş çok daha iyi olurmuş. 7.5/10 verdim sonuçta.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Break (Broken) Blade TV - 9/10

Hem izlediğim filmleri hatırlamak hem de sevdiğim bir yapımı tekrarlamak adına haftalık olarak yayınlanan tv serisi versiyonunu izledim. Filmleri izlerken o kadar çok detayı kaçırdığıma şaşırdım. Filmleri genelde uyuklayarak izlemiştim çünkü. Yaklaşık 20'şer dakika olunca ard arda izlediğim yapımı film bazında çok kolay izleyememiştim.

Aldığım zevk kat kat arttı tabi ki.

Ghost in the Shell Satnd Alone Complex Solid State Society - 9/10

Tv serisinin ikinci sezonundan sonrasını anlatan hikaye, tv serilerinin adına yaraşır şekildeki kompleks hikayesine oranla daha tutarlı ve açık bir anlatıma sahipti. Dolayısıyla izlemesi daha kolaydı. Film formatında olması da belki bu açıklığa ve sadeliğe sebebiyet vermiş olabilir.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Appleseed Alpha - 7/10

Efsanevi şehir olympos'u arayan Deunan ve Briaeros'un reboot edilmiş öncül filmi. Aksiyon olarak çok başarılı bir film lakin hikaye anlamında çok eksik kalmış. Karkaterlerin backgroundu hiç yok. Diğer filmleri izlemeyen ve hikayeyi bilmeyenler için Deunan ve Briaeros yoldan geçen iki karakter gibi.

CGI olarak muazzam. İzlediğim en iyi CGI filmlerden biri diyebilirim. Bu konuda bayağı kasmışlar. Ara ara animasyonda düşüşler gösterse de genel anlamda çok başarılı.

Dubstep parçalar filmin müziklerine hakim olmuş ki bunu da epey sevdim. Bu tarz aksiyon bir filme oldukça uyan, ritmi yüksek parçalar vardı.

Diğer filmleri izleyenler için ortalama bir yapım olacakken, ilk defa izleyenler için gelebilecek yeni filmlerle desteklenirse, hikayeye giriş açısından güzel bir başlangıç olarak düşünülebilir.

Bir de Deunan bizim popçu Jale'ye bu kadar benzemeseydi...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Air Gear 6/10

Ikki, Air Treck kullanmaya başlar, hızla gelişerek kısa sürede kurduğu takım ve gösterdiği performansla AT dünyasındaki tüm dikkatleri üzerine çeker. Bu şekilde takımlar arasında yarışlar başlar.

Değişik konulu, aksiyonu bol seri. Hikayesi pek kendine bağlamasa da karakter bolluğu olan, sürükleyici,enerjik havası hoşuma gitti. Yer yer kopukluklar olsa da. Ayrıca aile bireyleri arasındaki ecchi öğeleri hiç mi hiç hoşuma gitmedi. Tam anlamıyla da bir son yok, hikaye eksik bitiyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?