Jump to content
  • Kayıt Ol

Genel Anime Sohbet Başlığı v2


CHOBiTS

Önerilen İletiler

Cosplay meraklıları bunu sever sanırım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Şimdiiiiii, az önce Haikyuu adlı seriyi bitirdim, bilmeyenler için oldukça güzel ve tatmin edici bir voleybol serisiydi, heyecan, tatmin, üzüntü, genel olarak ne ararsınız bulabileceğiniz bir seriydi. Benim bahsetmek istediğim konu ise genel olarak spor serileri ile ilgili olacak.

Baştan söylemeliyim ki, spor serilerini az biraz izleyen biriyim, elbette ki güçlü bir aşinalığım yok, sitede benden çok daha fazla sayıda spor serisi izlemiş olanların olduğuna eminim. Takıldığım nokta, spor serilerinin genellikle izlediği yol üzerine, hem izlediğim hem de ucundan köşesinden bilgi sahibi olduğum serileri düşünürsem, çoğunlukla rakiplerine göre güçsüz olan karakter ya da karakterler, zorlu antremanlar ve gayretler sonucunda bir turnuvaya katılıyor, turnuvada önce zayıf, ardından nispeten güçlü rakiplerini bir şekilde deviriyor, ama mutlaka sağlam bir duvara toslayıp eleniyor, birbirlerine bir sonraki turnuvada daha iyi olacaklarına dair söz veriyorlar ve yine çoğunlukla seri bu noktada sona eriyor.

Bu sırada yaşananlar elbette ki zevkli ve göze hoş geliyor, izlerken çeşit çeşit duyguların uyanmasını sağlıyor, onlarla sevinip onlarla üzülüyorsunuz, ama yine de izlenen yol biraz daha farklı ve özgün olamaz mı? Nasıl desem, bana tıpkı "okula yeni bir transfer öğrenci gelir, bu öğrenci sıradan değildir, çoğunlukla da gidip cam kenarında ve arkalardaki bir sıraya oturur ve olaylar gelişir " şeklindeki, artık klişe olmuş gidiş yolunu hatırlatıyor.

İzlediğim seriler arasında Haikyuu, Kuroko no Basket ve Moshidora (allahım bu seriyi ne akla hizmet izledim) bu yolu tam anlamıyla izliyorlar, az biraz izlediğim Yowamushi Pedal ve Area no Kishi de buna benzer bir mantıkla ilerliyordu. Giant Killing'in de aslında bu yolu izlediğini söylemem yanlış olmaz sanırım. İzlediklerim arasında bu yoldan tam anlamıyla sıyrılabilen yalnızca Ping Pong the Animation ve One Outs vardı.

One Outs temelinde spordan ziyade kumar ve akıl oyunları barındırdığı için, spor serileri için normal sayılabilecek yoldan zaten ilerleyemezdi. Ping Pong the Animation ise, bence yapılması gerekeni yapmış ve acımasız fakat gerçekçi bir son göstermişti. Bence spor serileri de her şeyi pembe panjurdan göstermeyi bırakıp daha gerçekçi ilerleselerdi daha zevkli olabilirdi, ya da güçsüz bir karakterin ilerlemesini görmek yerine zaten güçlü olan karakterlere odaklansaydı daha farklı olabilirdi. Spor serilerini izleyen ve sevenlerin de fikirlerini duymak isterim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Yahu iyi de, ben pek anlamadım şahsen. :D Şimdi güçsüz karakter, güçlü karakter oluyor durumu %70 oranında var serilerde. Güçlü karakter durumu %20 oranında var serilerde. İlk başlarda güçlü, sonradan güçsüz %10 oranında var serilerde. Zaten %70 oranı için ne söylenebilir ki? Tüm seriler gelişim odaklı bir yerde. Pek anlayamadım şahsen düşünce yapını. Abi biraz daha açsan iyi olur ya. :D

Onun haricinde söylediğin durum aynı şekilde ilerliyor. En basit örneğinden Prince of Tennis serisinde karakterimiz Echizen Ryoma, babasını geçmek adına sürekli çaba sarf ediyor. Karakter ilk başlarda güçlü gibi görünse de, daha sonraları o kadar güçlü olmadığı ortaya çıkıyor. Ama o kadar yerden yere de vurmuyorlar. Yine gayet güçlü olarak gösteriliyor, tabii gelişimi aynı şekilde devam ediyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Tüm serileri düşünerek bir yüzde verebilmek pek sağlıklı olmaz diye düşünüyorum, seri sayısı 3-5 değil sonuçta, ne kadarının bu yolu izleyip izlemediğini anlamak mümkün değil, bunun yanında yazım sadece spor odaklı serilere yönelikti, yani bir başka tür animede bu yolun izlenmesinin hoşuma gittiği oluyor, burada sadece spor odaklı serilerden bahsediyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Giant Killing dışında katılıyorum. Orada bir lig maratonu var ve çok fazla maç göremedik. Ayrıca seinen olduğu için yavaşça olması gerekir hepsinin. Bu işler ciddi planlama, yatırım vs gerektiriyor sonuçta. Oyuncu psikolojileri, taraftar ve kulüp ilişkisi, maddi zorluklar hepsi serinin içinde olan gerçek bir spor serisi. Slam Dunk'la beraber devamını en çok beklediğim serilerden.

Diamond no Ace ve Major bu açıdan farkli olabilir. Dna'da ana karakterin gittiği takım zaten güçlü oyuncu toplayan takım. Major tamamen izlemedim ama onda da ana karakterin çocukluğundan itibaren gelişimi gösteriliyor galiba.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Abi tüm serileri izlemiş birisinin yorumu olarak algılama lütfen, o yüzde durumlarını sadece kendi düşünce yapıma göre hazırladım. Yani sadece örnek vermek amaçlı, yargılama değil. Doğru ya da yanlış olduğu konusu tabii ki bilinmez. Ta kaç tane seri var bu bağlamda.

Şahsen ben pek şikayetçi değilim. Gelişimlerini izlemek çok hoşuma gidiyor - ki bilhassa spor serileri olunca -. Empati kurduğum için olsa gerek, geliştikçe daha rahat hissediyorum. Bir de gelişmiş karakter görmekten pek hoşlanmam - genel itibari ile -. O yüzden tercihim güçsüz karakter oluyor, spor serileri için bu durum aynı şekilde devam ediyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ping Pong gibi bir serinin çevirisi nasıl 4'te kalır aklım almıyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Spor serilerinde bir şekilde düzgün gidip sonra büyük duvara çarpıp daha sonrasında güçlenmek istemeleri neredeyse çoğu seride var. Olması gereken bir şey aslında. Animelerde spor serilerini her zaman turnuva olarak ele alıyorlar. Yenilirsen elenirsin hesabı oluyor. Bir lig göremedik. Giant Killingde zaten bi lig var ama izlediğim seriler hep turnuvalar üzerine. Yok ulusalmış, kışmış, yazmış falan. Bunun birini kaybedince direk diğer kupaya daha fazla çalışıyorlar. :D İzleyici her izlediği seride bu durumu görünce belkide ister istemez bir zaman sonra sıkılıyor ve başka arayışlara gidiyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Evet muhtemelen ben bu turnuva olayından sıkıldım, yaz olmadı kış, kış olmadı ulusal, ulusal olmadı artık ismini bilmediğim başka turnuvalar, haliyle lig şeklinde değil de eleme usulü oluyor. Bunun sonucu olarak ana karakterlerin olduğu takım belli sayıda maç kazanmak zorunda kalmış gibi oluyor, sonuçta ilk maçta yenilen takımın olduğu seriyi kim izlemek ister ki :) Bununla paralel olarak normalde kazanılamayacak maçlar, artık ıkına ıkına, bana iman gücü geldi tarzı gazlarla kazanılıyor genelde, eh taktik, strateji kısımları da var ama bunların seriye ne kadar yedirilebildiği tartışılır bir noktada kalıyor.

Ping Pong izlemediniz mi hala yoksa? :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Turnuva dışında ne yapacaklar ki? :D Geneli shounen ve lise takımları ön planda. Okula mı gitsinler hep maç mı yapsınlar? :D Gk, One Outs ve Ping Pong ayrılıyor ama onlar seinen zaten, karşılaştırma yapmak doğru değil bu açıdan.

Slam Dunk'taki ulusal turnuva doğru düzgün animeye aktarılsın başka spor serisine gerek yok zaten. :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bahsi geçen 'güçsüz karakterin güçlenme hırsı ve azimle giderek güçlenmesi' tanımı spor serileri için olan bir kaide değildir. Bu özellik, bir Shounen serisinin özelliği, haliyle spor serileri de yan etiket olarak Shounen etiketini de üstlendiği için bu tip karakter görmemiz olası. Tabii, kılıçlı ya da canavarla dövüş yerine turnuva izlememiz de çok doğal. :P

Giant Killing, spor serilerinden kendini birçok özelliği ile ayrı, daha doğrusu özel kılmayı başarıyor benim gözümde. Genelde, spor serilerinde takım ve takım oyuncuları üzerinden giden bir konu hakimdir ama GK bunun aksine, teknik direktör hikayesiyle yoluna devam ediyor. Artı, bir taraftar kesimini de en çok göz önüne alan nadir spor yapımlarından birisi. Bu özelliği, yani taraftar özelliğini ele alan hikayeyi bir tek bu seride gördüm, gerçi Ookiku Furikabette'de de aynı durum vardı ama o lise hayatını işlediği için okulun amigo takımını ele alıyor diyelim biz buna. ;)

ademania değinmiş ama One Outs benim gözümde bir spor serisi değil, asla olmaz da.. Devamı ne haldedir bir fikrim yok ama aksiyondan uzak bir Shounen serisi gözümde ne kadar değer kaybediyorsa maçlardan/turnuvalardan uzak, daha doğrusu konuşma yerine icraatten uzak bir spor serisi de aynı kaderi paylaşıyor, yani One Outs serisi de benim nezdimde öyle. Akıl oyunları spor serilerinin olmazsa olmazı elbet ama bir beyzbol ya da basketbol temalı yapımda bu kadar çok ön plana çıkmasına karşıyım. Hayır, çıkabilir aslında beyzbol hareket yanında bir zeka sporu ama saha içi çekişmeyi izlemek yerine konuşup duran karakterleri izlemek ne için? :D

Spor serilerinde karşı olduğum, hatta en uyuz olduğum özelliklerden biri de fantastik temasının seriye iliştirilmesi. Bu yüzden de Kuroko no Basket ve Prince of Tennis sınıfta kalanlardan. Kuroko yerine gidip Naruto izlemeyi tercih ederim, PoT yerine de Samurai Champloo. :P Zaten, bunu birkaç kez söylemişimdir, Kuroko izlerken gözlerimin önüne X-Tv izlediğim günlerim geldi. Birden, o seriyi bir kez daha işleme iştahım kabarıverdi. :D Spor serileri konusunda finalden bahsedesim yok, zira 'final' yoksunu çoğu. Ya mangası devam ediyor diye ya da öksüz gibi öylece bırakıldığı için asla göremediğimiz finallerle dolu bir sürü spor yapımı var ortalıkta. Bu noksanlığına rağmen izlemeyi seviyorum, elimde değil. :)

Final yoksunluğunu gözardı edersek Hajime no Ippo asım olan spor yapımlarının başında, Slam Dunk da olabilirdi eğer o 20 bölüm süren bir maç faslı olayı olmasa... Final konusu demişken, izlediklerim arasında bu keyfi bana yaşatan tek yapım Major oldu sanırım. Ana karakterin 5-6 yaşında başlayan hikayesi evlenip çoluk çoçuğa karışmasına kadar gidiyor. Bu seri, araya sızan klişe dramatik olaylarını görmezden geldiğimiz sürece en doyurucu olan spor yapımları sıralamasında ilk sıraları kapabilir.

Şu izlemiş olduğum Marmalade Boy bir iki gün içersinde bitiyor, onu bitirir bitirmez daha önce başlamış olduğum Hungry Heart: Wild Striker noktalama planım var. Onun finali de pek tedirgin edici gibi, izleyen arkadaşlardan final konusunda olumsuz şeyler duydum. Neyse izleyip kendi gözlerimle görmek en iyisi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bahsi geçen 'güçsüz karakterin güçlenme hırsı ve azimle giderek güçlenmesi' tanımı spor serileri için olan bir kaide değildir. Bu özellik, bir Shounen serisinin özelliği, haliyle spor serileri de yan etiket olarak Shounen etiketini de üstlendiği için bu tip karakter görmemiz olası. Tabii, kılıçlı ya da canavarla dövüş yerine turnuva izlememiz de çok doğal. :P

Evet olay kısaca bu aslında. Baş karakteri al, en alt basamaktan başlatarak düşe kalka zirveye kadar yol almasına şahitlik et. Shounen' lerin genel çalışma prensibi bu. Yine de izlerken keyif veren yapımlar da var. Yeter ki hikaye sakız gibi uzamasın. 50 bölüm, max 100 bölüm iyidir. Bir de sporun yanında daha hayatın içinden hikayelere yer veren, bu iki türü eşit şekilde harmanlayan yapımlar bizim gibi belli yaşın üstündeki seyirciler için daha doyurucu oluyor düşüncesindeyim. Örneğin ben Cross Game' i çok keyif alarak izlemiştim. One Out desen, bir maçın sadece spor teknikleriyle, güçle kazanılmadığını ve stratejinin ne kadar etkili olduğunu gösteren bir yapımdı. Chihayafuru da güzeldi. onda da turnuvalar vardı ama insanı boğmuyordu, daha çok arkadaşlık üzerineydi ve karutanın sporcular tarafından nasıl algılandığına odaklanmıştı. Eski spor serileri belki çok fantastikti ama sıkmadan işliyorlardı konuyu. Genki, Top Striker, Aoki Densetsu Shoot, Ashita e Free Kick...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ve siz hala Ping Pong izlemediniz.. :011:

Küçükken çok izledim, hatta oynadım bile... :P

Spor serisi konusunda bir noktaya değinmeyi unutmuşum. Ana karakter nadir de olsa güçlü biri olarak, yani spor konusunda çok yetenekli bir isim olarak çıkabiliyor karşımıza ama bu isim bi travmadan ya da bir ailevi soruna kızgınlık nedeniyle sporu bırakmış biri oluyor. Bu kez de onun geri dönüş mücadelesini izliyoruz. Dün gece Hungry Heart: Wild Striker izlerken fark ettim. :D

@özz

İçerisinde turnuva/maç çok olmayıp da gönlümü çelen bir isimdi Cross Game. En yakın zamanda aynı mangakanın Touch serisini izleyesim var. :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Merhaba herkese bir şey sormak istiyordum.

Gintama animesini izliyorum 210. Bölümdeyim ama sanırım gintamaya ait 2 film var bunları ne zaman izlemem gerekiyor. Sanırım 1. filmi izlemeliydim. Bilgisi olan varsa aydınlatabilir mi?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Merhaba herkese bir şey sormak istiyordum.

Gintama animesini izliyorum 210. Bölümdeyim ama sanırım gintamaya ait 2 film var bunları ne zaman izlemem gerekiyor. Sanırım 1. filmi izlemeliydim. Bilgisi olan varsa aydınlatabilir mi?

İlk film yani Gekijouban Gintama: Shinyaku Benizakura Hen, animenin 58. - 61. bölümleri arasındaki Benizakura arcın filme çevirilmiş ve görüntü kalitesi iyileştirilmiş hali, izlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz.

İkinci film Gekijouban Gintama Kanketsuhen: Yorozuya yo Eien Nare ise seyir zevki açısından seri bittikten sonra izlenmeli benim görüşümce.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İlk film yani Gekijouban Gintama: Shinyaku Benizakura Hen, animenin 58. - 61. bölümleri arasındaki Benizakura arcın filme çevirilmiş ve görüntü kalitesi iyileştirilmiş hali, izlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz.

İkinci film Gekijouban Gintama Kanketsuhen: Yorozuya yo Eien Nare ise seyir zevki açısından seri bittikten sonra izlenmeli benim görüşümce.

Peki teşekkür ederim...:D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Son zamanlarda aklıma takılan bir konu var. Bazen yorumlarda çerezlik anime tabirini görüyorum. Nedir bu çerezlik anime? Bende bu ifade; boş, bir halta yaramasa da zaman geçirmek için izlenebilir anlamını düşündürüyor ama bu bağlamda bazı animelere bu sıfatın kullanıldığını görünce şaşırıyorum. Nedir bu olayın aslı?

Aklıma gelmişken bir konuda daha görüşünüzü alayım. Altyazılarda dikey boşluğun(margin V) çok olması benim hoşuma gitmiyor. Okuma ve göz açısından yararı olduğunuda düşünmüyorum. Ama altyazılarda bakıyorum boşluk 40,50,30,20 gibi değişiyor. Yazılar karakterlerin çenesini, ağzını, bazı görüntüleri kapatıyor resmen. Hele font kötü veya yazı boyutu eşşek kadar olunca çok sıkıntı oluyor hardsublarda. Ben genelde 2 kullanıyorum boşluğu. Hani istesem siyah kısmada çekebilirim ama tercih etmiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Son zamanlarda aklıma takılan bir konu var. Bazen yorumlarda çerezlik anime tabirini görüyorum. Nedir bu çerezlik anime? Bende bu ifade; boş' date=' bir halta yaramasa da zaman geçirmek için izlenebilir anlamını düşündürüyor ama bu bağlamda bazı animelere bu sıfatın kullanıldığını görünce şaşırıyorum. Nedir bu olayın aslı?[/quote']

benim tanıdıklarım arasında bu tabir kısa animeler için kullanılıyor hani 1 günde bitirebileceğin 12 bölümlük seriler (mesela detroit metal city) gibi. yani aşşağılayıcı bir tabir olarak değil ama başkaları nasıl kullanıyor bilmiyorum

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Son zamanlarda aklıma takılan bir konu var. Bazen yorumlarda çerezlik anime tabirini görüyorum. Nedir bu çerezlik anime? Bende bu ifade; boş' date=' bir halta yaramasa da zaman geçirmek için izlenebilir anlamını düşündürüyor ama bu bağlamda bazı animelere bu sıfatın kullanıldığını görünce şaşırıyorum. Nedir bu olayın aslı?

Aklıma gelmişken bir konuda daha görüşünüzü alayım. Altyazılarda dikey boşluğun(margin V) çok olması benim hoşuma gitmiyor. Okuma ve göz açısından yararı olduğunuda düşünmüyorum. Ama altyazılarda bakıyorum boşluk 40,50,30,20 gibi değişiyor. Yazılar karakterlerin çenesini, ağzını, bazı görüntüleri kapatıyor resmen. Hele font kötü veya yazı boyutu eşşek kadar olunca çok sıkıntı oluyor hardsublarda. Ben genelde 2 kullanıyorum boşluğu. Hani istesem siyah kısmada çekebilirim ama tercih etmiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?[/quote']

Kendi şahsi fikirlerimi söyleyecek olursam; ben altyazının vertical olarak belli bir yükseklikte olmasının daha iyi olacağını düşünüyorum. Çok yukarıda olup animedeki unsurları kapatmamalı ya da çok aşağıda olup göz zevkini bozmamalı veya altyazının okunmasını zorlaştırmamalı.

Altyazı tabana çok yakın veya bitişik olunca pc de tam ekran izlenilmediği için altyazı okunması açısından pek sorun yaratmıyor gibi ama tam ekran modunda sorun oluyor. En azından bana oluyor :D Şahsen görsellik açısından da vertical değerin belli bir aralıkta verilmesinden yanayım. Tabi bunun yanında font seçimi, boyutu gibi görselliğe hitap eden unsurlara da dikkat edilmeli. Tabi bunlar şahsi fikirlerim :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Son zamanlarda aklıma takılan bir konu var. Bazen yorumlarda çerezlik anime tabirini görüyorum. Nedir bu çerezlik anime?

Bir oturusta bitebilecek (cerez gibi), aman aman guzellikte olmayan; izlemediginde bir sey kacirmayacagin ama izlediginde de "eh iyiydi ya" dedigin keyif veren animeler. Bir oturusta bitmesinden kastim da tahmini 3-4 saat oluyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Genelde çerezlik anime tabirini arkadaşların söylediği gibi kısa sürede bitirebildiğimiz 12-13 bölümlük animelere diyoruz. Birde hani 3-5 dk. arası animelerde oluyor, onlarada diyoruz işte. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Sankarea diye bir seriye başladım çokta hoşuma gitti ama herzaman olduğu gibi hikaye yarım bırakılarak 12 bölümde bitti anime.. neyse dedim mangadan devam ederim başladım okumaya niketim çat diye 52. chapter da kaldım ve okuduğum sitede ''ongoing'' olarak kategori koyulmuştu wiki den baktım seri 58. chapter da bitmiş. dur dedim yanlışlık var başka sitelerde araştırayım derken 4 chapter daha buldum kaldım 56 da.. son 2 chapter yok..

bu animelerden mangalardan çektiğim nedir arkadaş bi seri için bukadar süründürülmezki..

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

neyse dedim mangadan devam ederim başladım okumaya niketim çat diye 52. chapter da kaldım ve okuduğum sitede ''ongoing'' olarak kategori koyulmuştu wiki den baktım seri 58. chapter da bitmiş. dur dedim yanlışlık var başka sitelerde araştırayım derken 4 chapter daha buldum kaldım 56 da.. son 2 chapter yok..

kardeş seri toplam 58 bölüm ama arada 2 bölüm omake yani hikaye toplam 56 bölümden oluşuyor yaaani seri çoktan bitti. son sayfada fin bile yazıyor, görmedin mi? :002:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?