Jump to content
  • Kayıt Ol

Genel Sohbet


Squaw

Önerilen İletiler

Görmüştüm bunu :D Yazık mı desem hayvana ne desem bilemiyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Bi rüya gördüm paylaşayım istedim.

Akşamüstü, memleketimdeki evimdeyim. Yaşım kaç bilmiyorum ama ufak olduğumu hissediyorum. Ya ergenliğimdeyim ya da biraz daha ufak. Kendi odamdayken içimde ağır bi sıkıntı olduğunu hissediyorum. Gözlerim ve gözlerimin altındaki torba dolmaya başlıyor. Ağlayamıyorum yalnız. Torba şiştikçe şişiyor ve bir anda hunharca ağlamaya başlıyorum anıra anıra. Luffy'nin malum olayda ağladığı gibi ağzım kocaman açık ve gözlerimden resmen iki tane şelale akıyor. Uzun süre bu şekilde ağladıktan sonra göz yaşlarım hala dinmiyor. İçimi korku basıyor, "neden durmuyorlar?" şeklinde söyleniyor kendime. Hala devam ediyor ama. Salona, annemin yanına koşuyorum oraya buraya çarpa çarpa "Anne! Göz yaşlarımı durduramıyorum!" diye bağırıyorum, kadın baya şaşırıyor sanırım, malum gözler yaşlı, bulanık görüyorum. Ağlamam devam ediyor. Ama bu sırada gözlerimden yere düşen yaşlar yukarı doğru yükselmeye başlıyorlar. Omzundan tavana kadar havada süzülen dolusuna göz yaşı damlası. Ağlamam duruyor. Durduğu gibi yerden, oyuncak olup olmadığını anlayamadığımı iki tane tabanca alıyorum ve DMC'daki Dante'nin yukarı doğru ateş ede ede çıkışını yapıyorum. Aynısını. Tabancalardan mermi yerine ince ama hızlı rüzgarla çıkıyor. Yere iniyorum. Rüzgarlar havada süzülen göz yaşı damlalarını iki büyük top haline getiriyorlar. Ve hemen sonra o iki göz yaşı topu aşağa doğru inmeye başlıyor. Ellerimi açıyorum, biri bi elime diğeri diğer elime düşüyor ama patlamıyorlar. Onları gözlerime doğru götürürken de uyandım. Çok saçma çok garip bir rüyaydı benim için.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 9 ay sonra...

Geçirdiğim bir kaza sonucu sol dirseğim 3 yerinden kırıldığı için bir süredir forumda pek aktif değildim. Pazartesi fizik tedavi sürecim başlayacak. Pozitif enerjinizi hissedeceğime inanıyorum.

  • Üzgün 2
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Geçmiş olsun Akuma_Blade.

Düzenlendi: (SyLaR_54)
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Terkedildim. Ayrıldık. Evliliği beklerken friendzone'a düştüm. Artık adını her ne koyarsanız, 35 yıllık hayatımdaki ilk ilişkim bu hafta itibariyle sona ermiş durumda. Tam da evlenme teklif ettiğim dönemde olduğunu ve terkedilme sebebimin tamamıyla karşı tarafın "hayatını tek başına yürütmeye fazlaca alışmış olduğu" olması beni fazlasıyla yaraladı zira o 11 aylık süreçte bir insanın varlığına o denli alışmıştım ki ne günlerdir uyuyabiliyorum ne de yediğimden birşey anlayabiliyorum. Sırf biraz derdimi anlatayım diye son 2-3 gündür rastgele insanlara görüntülü bağlanıp konuşmaya çalışıyorum ama insanların söyledikleri "Aman başkasını bulursun geçer"den öteye gitmiyor. Kendim için yaşayan bir insan olsam, evet bu doğru olabilirdi ama şu ana kadarki tüm hayatımı hep başkaları için yaşamaya alışmış, bir ilişkide bir başkasının yüzündeki gülümsemeyi görmek, bir başkasının hayatını kolaylaştırmak, bir başkasının kahramanı olmak istemiş birisi olarak "seninle ilgili birşey yok, bir başkasıyla hayat geçirmek çok zor, ben buna alıştım" argümanıyla karşılaşmak benim için fazladan yıkıcı. İşin tuhafı bu insanı kafamdan atamıyorum, ileride nasıl olur bilmem ama herhangi bir başka insana ilişkin heyecan duyabilip duyamacağıma ilişkin hiçbir fikrim yok. İçimde birşeyler ölmüş gibi. Hani malum sol dirseğim kırık, yazabileceğim kadar uzun yazdım ama bunu bir şekilde yazmam gerekiyordu. Bunu drama olsun diye yazmıyorum ama bir yaşayabileceğim en kötü süreç  şu an yaşadığım şey. Yazabilecek/arayabilecek tüm arkadaşlara şimdiden teşekkürler. 
 

 

  • Üzgün 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)
2 saat önce, Akuma_Blade dedi ki:

Terkedildim. Ayrıldık. Evliliği beklerken friendzone'a düştüm. Artık adını her ne koyarsanız, 35 yıllık hayatımdaki ilk ilişkim bu hafta itibariyle sona ermiş durumda. Tam da evlenme teklif ettiğim dönemde olduğunu ve terkedilme sebebimin tamamıyla karşı tarafın "hayatını tek başına yürütmeye fazlaca alışmış olduğu" olması beni fazlasıyla yaraladı zira o 11 aylık süreçte bir insanın varlığına o denli alışmıştım ki ne günlerdir uyuyabiliyorum ne de yediğimden birşey anlayabiliyorum. Sırf biraz derdimi anlatayım diye son 2-3 gündür rastgele insanlara görüntülü bağlanıp konuşmaya çalışıyorum ama insanların söyledikleri "Aman başkasını bulursun geçer"den öteye gitmiyor. Kendim için yaşayan bir insan olsam, evet bu doğru olabilirdi ama şu ana kadarki tüm hayatımı hep başkaları için yaşamaya alışmış, bir ilişkide bir başkasının yüzündeki gülümsemeyi görmek, bir başkasının hayatını kolaylaştırmak, bir başkasının kahramanı olmak istemiş birisi olarak "seninle ilgili birşey yok, bir başkasıyla hayat geçirmek çok zor, ben buna alıştım" argümanıyla karşılaşmak benim için fazladan yıkıcı. İşin tuhafı bu insanı kafamdan atamıyorum, ileride nasıl olur bilmem ama herhangi bir başka insana ilişkin heyecan duyabilip duyamacağıma ilişkin hiçbir fikrim yok. İçimde birşeyler ölmüş gibi. Hani malum sol dirseğim kırık, yazabileceğim kadar uzun yazdım ama bunu bir şekilde yazmam gerekiyordu. Bunu drama olsun diye yazmıyorum ama bir yaşayabileceğim en kötü süreç  şu an yaşadığım şey. Yazabilecek/arayabilecek tüm arkadaşlara şimdiden teşekkürler. 
 

 

 

Hemen hemen aynı şey benimde başımdan geçti bu sene, evlenme derken ayrıldık. Sebepleri bile aynı gibi. Neyse yapacak bir şey yok, hayat devam ediyor, biraz zamana ihtiyacın var. Zaman Her şeyin ilacıdır lafı cuk oturuyor. 

 

Gerçi ben ayrıldıktan sonra bol Scream vokalli metal şarkılar dinlemiştim, iyi gelmişti

Düzenlendi: (baryshx)
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

@Akuma_Blade Aikatsu izle. Cidden, şaka yapmıyorum. Bu ruh hâlindeki insana şaka yapılmaz zaten, üstüne sen normal hâlinle de çok şaka kaldırır tiplerden değilsin benim tanıyabildiğim kadarıyla. Ciddiyim yani. Ama semptomatik tedavi olarak söylüyorum, sorunun özüne dair değil. Duygusal yaralanma kısmı hariç olmak üzere (zira benim tetikleyicim fiziksel hastalıktı) semptomlarda aynı şekilde hayattan bezdiğim, iki günde üç saat uyuyup yarım tabak yemek yiyerek asgari hayatiyetimi devam ettirdiğim bir zamanda bana yoldaşlık eden seridir (Gerçi tek o değildir, o bitince durmadım, ele gelir bütün idol animelerini seyrettim peşine, ama öbürleri o tadı vermedi). Seni temin ederim, ortaokullu kızların 1 mm derinliğinde dertleriyle duygulanıp gözyaşlarına boğulmak paha biçilmez bir şey, bayağı bayağı insanın ruhunu tamir ediyor. Herkeste aynı etkiyi yapacağını iddia edemem tabii, ama bende etkisi öyle oldu.

 

Olayın kendisine gelince, valla, şok durumlarında oluyor öyle. 2003'ten bu yana sıfır romans. Gerçi travmatik kısmı ilk iki üç yılla sınırlıydı; sonrası benim kabuk bağlayıp bütün insani ilişkilerimi diplomatik seviyede tutmaya yönelmem ve akabinde duygusuz birine dönüşmem şeklinde gerçekleştiğinden, ona bağlayamam, benim tercihimdi bu kısmı. Barış "zaman" demiş, doğru demiş, ama yani şok durumlarında o "zaman" biraz uzun olabiliyor. Acın varsa acını yaşayacaksın, insaniyetin gereği bu. Derdini başkalarının başka dertleriyle beslemek de (yukarıda önerdiğim) eninde sonunda bir idare etme çabasından öteye geçmez, hâliyle. İdare etmeyi kolaylaştırabilir ama.

  • Teşekkür 1
  • Süper 2
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

 

Öyle bir rüya gördüm ki, resmen Venom Snake hissiyatıyla uyandım. Sadece birkaç saatlik bir gerçek zamanlı bir süreçte, beni şu anki halimle yatıştırabilecek yegane şeyi neredeyse bir güne denk şekilde gördüm ve hiçbir şekilde şu an gerçek olmayan bir durumda olduğumu sorgulayamadım, ancak açlık/susuzluk sebebiyle fiziksel şekilde de rüyanın alanından çıktığımda fark ettim resmen. En trajik olanı, "şu an gerçek olmayan şey" dediğim şeyin aslında gerçek -sadece bir zamanlarki geçmişimle alakalı şekilde gerçek- oluşuydu. Sadece, "şu anki gerçek" ile aradaki bağ kopuktu. Bağlantıyı kurmak için kendimi ne kadar zorladığımda -ki bunu gerçekten istediğimden ötürü oluyor bu- hissettiğim şeyin sahteliği o kadar sert şekilde bana vurdu. Yani şu an kötü hissetmemin sebebi gerçek olmayan şey değildi, onu geri getirememek yada şu anki gerçeklikte onla bağlantı kuramamaktı.


Offf Philip K. Dick'e bağladım yıllar sonra yine.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 9 ay sonra...

Şu kısa erkeklerin kendilerini rezil etmelerine cidden sinir oluyorum. Abi 160-165 aralığı boyunla, ne yapmaya çalışıyorsun? Çok yakışıklı olsan bile, boy olmadıktan sonra ne işine yarayacak? Yıllardır kadınların kısa erkekleri ciddiye bile almadığı, dalga geçtiği bilinen bir gerçek.  

 

Bir de kendini, o seviyesiz gerizekalılara alay konusu yapıyorsun. Lise 2, boyum 175 falan, ona rağmen kızların arkamdan o da biraz kısa ya dediğini duyuyordum. Kaldı ki 160-165 aralığı... 188 oldum şimdi, yine çok seviyesizler (başka alanlarda). Bir şey değişmiyor yani kadın-erkek ilişkilerinde. O olmasa, bir başkası. Kendimizi seviyemizle göstereceğimiz yere, seviyesizliğimizle gösteriyoruz. Böyle azmış gerizekalı aptallara, 155 boyuyla 190 isteyen yer elmalarına muhtaç mısınız cidden bu çağda?! Cidden?! Lise çağında sinirimi bozan bu olayı yakın zamanda tekrar görünce, sinirlerim bozuldu yine. Anılarım falan depreştiyse artık. Daha sonra millet #MGTOW diye bağırınca şaşırıyorlar. 

 

Aynı şey seviyesiz erkekler için de geçerli. Kaliteli kadınların bu tarz erkeklerin yanında kendilerini rezil etmeleri de sinirimi bozuyor açıkçası. 
 

  • Kafası Karışık 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Misafir
Konu kilitli olduğu için cevap yazamazsınız.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?