Space Battleship Yamato Live Action

Hey gidi yamato hey sene 1989 sanırsam.Bak seni de live action yapmışlar...

Hayırrr bu benim hayatımın animelerindendi ...Güzel haber

Tam anlamıyla bi şok içersindeyim:dusuneyim:

Trt de zamanında ne izlerdik bu büyük klasiği..2.sezonu hala izleyemedim..dvdsi tozlu raflarda yatıyo olsa gerek..arşive bi göz atsam iyi olucak bu aralar.=)

2009 senesinde bir de animasyon filmi vardı. Ne diyeyim: Titanic batar, Yamato asla...

harika bir animeydi trt 1 de zamanında ne izlemiştim ama harika bir haber teşekkürler ozman

YouTube- Uchuu Senkan Yamato Fukkatsu hen (Space Battleship Yamato) movie trailer

Rebirth Chapter

Rebirth Chapter DVD/Blu Ray'i bugün itibariyle Japonya'da satışa sunuldu. DVD/Blu Ray'i bir ay içerisinde sanırım raflarda olacak ve benim de çıktığı an çevirmem gerekecek.

YouTube- Space Battleship Yamato trailer (90s)

Live Action

1 Aralık 2010'da Japonya'da gösterime girecek, sanırım DVD/Blu Ray'i için bir 5-6 ay bekleriz.

İyi seyirler şimdiden.

Muhakkak arşivime katacağım. Anıları fazla.Bu yeni tarzda hoşolmuş.

YouTube - Space Battleship Yamato theatrical trailer - feat. Steven Tyler's "Love Lives"

Fazla söze ne hacet, fragman her şeyi anlatıyor zaten. Takuya Kimura gibi usta bir oyuncunun başrolde olmasına ne kadar sevindim anlatamam. Sırf fragmanı bile heyecandan tüylerimi diken diken yaptı. Harikulade bir bilim kurgu filmi izleyeceğiz. Tekrar hatırlatalım; film Japonya'da 01.12.2010 tarihinde gösterime girecek. Dvd veya Blu-Ray'ların çıkması biraz zaman alacak. En erken yazın izleme fırsatımız olur. HD Blu-Ray'dan aşağısı kesmez bu filmi.

harika bir haber çıksında bu güzel filmi arşivime katayım

Çocukluğum gözlerimin önünden geçti sanki.

kesinlikle arşivimde olmalı...

Fark ettiniz mi bu başlığa mesaj gönderen arkadaşların yaş ortalamasının 29 - 30

Bu arada... Space Battleship Yamato Resurrection'ın altyazılı versiyonu hala nette düşmedi. Saçımı başımı yolacağım artık. Merakımdan RAW'ını indiriyorum.

Resurrection

Sanırım bundan daha iyi bir uyarlama olamazdı. Saçma sapan bir film olur diye düşündüm ama fragmanı izleyince nutkum tutuldu Japonlardan bu kadar iyi görsellik bekelemezdim ne yalan söyleyeyim. Meraktan ölüyorum

Ancak oyuncular içimi pek açmadı. Kuroki Meisa filme gidermi şüpheliyim. Tamam sonuçta kız Kamenashi Kazuya, Yamapi, Oguri Shun gibi japonyanın en ünlü oyuncuları başta olmak üzere pek çok dizide rol aldı ama onu İchi pondo no fukuin'de tanıdım ve pek özel bir oyunculuğu yoktu :/ bakalım bunda nasıl bir performasnı olacak.

Kimura Takuya'nın henüz performansını görmedim ama iyi iş çıkaracak gibi duruyor. Konuyu bilmiyorum ama başrolde bu iki oyuncu var gördüğüm kadarıyla, aralarında romantizm planlıyorlarsa eğer çok absürd kaçacak çünkü kızımız 22, kimura ise 37 yaşında D:

Yamazaki Tsutomu'nun oyunculuğu süperdir, amcamız Kurosagi'de iyi rol çıkarmıştı.

Ama en çok şaşırdığım kişi ise İtsuka no kimi e, Purinsesu purinsesu D, Sukitomo, Boys love dramalarından tanıdığım Takumi Saito oldu Çünkü adam japonyadaki shounen ai & yaoi dramaların lordu nerdeyse xD Bakalım filme nasıl bir katkısı olacak xD

3 sezon süren, yarım düzine uzun metraj Anime'si çıkan bir destanın herşeyiyle tek bir Live Action'a sıkıştırılabilme ihtimali yönünde şüphelerim olsa da teknik altyapı ve kadro konusunda söylenebilecek bir laf yok. Meisa Kuroki, Koyuki ve Ueto Aya genç nesilden görmek istediklerimken, Masato Ibu ve Tsutomu Yamazaki de belki son kez saygı duruşunda bulunabilmek adına izleyeceklerim isimler. Çok sevdiğim oyunculardan Kenichi Matsuyama'nın ön prodüksiyon aşamasında oyuncular içinde bulunduğunu da hatırlıyorum. Kadrodan son anda kendi isteğiyle ayrılmadıysa kendisini belki de filmde süpriz bir rolde görebiliriz.

Ayrıca bir nesli peşinden sürükleyen Aerosmith'den Steven Tyler bu filme özel bir şarkı ile katkıda bulunacak. Bu aynı zamanda kendisinin ilk solo çalışması anlamını da taşıyor.

Bu arada ben bir şeyi dile getirmek isterim.

Bu Yamato aslında ikinci dünya savaşında yapılmış dünyanın en büyük savaş gemisi idi.

İkinci dünya savaşında Alman savaş gemisi Bismark dan sonra ikinci en meshur gemidir. 1945 yılında çıktığı son görev bilinen en büyük kamikaze saldırısı olarak tarihi geçmiştir.

bir intihar gorevi olarak okinawa savasi'na gonderilen yamato yuzlerce ucagin saldirisina ugramis, 20 civari bomba ve torpido tarafindan vurulduktan sonra cephaneliginin infilaki sonucunda nukleer bomba patlamalarindaki gibi bir mantar bulutunu arkasinda birakarak sulara gomulmustur. yamato, uzerindeki 200'e yakin ucaksavar silahina ragmen kendini ucaklara karsi savunmaya basaramamis, bu da ucaklarin su uzerindeki hedeflere saldirmada ne kadar basarili oldugunun bir kaniti haline gelmistir.

Yamato'nun son görevinde sadece %50 yakıt bulunuyordu. Bu görev, Okinawa'da geminin bilerek karaya oturtulması ve gemi yokolana kadar o bölgeden baraj ateşi açılması sağlanarak zaman kazanılması idi.

Kanımca "bu da ucaklarin su uzerindeki hedeflere saldirmada ne kadar basarili oldugunun bir kaniti" hayli aşırı bir ifade çünkü Yamato tek başına son direnişine başladığı süreden itibaren 6 uçak gemisi ve 20'den fazla diğer tip savaş gemisiyle çembere alınmış durumdadır. Üstüne de aynı anda düzinelerce uçakla sortiye uğrayan ve aynı anda denizaltından torpido saldırısına uğrayan bir gemi için dayanabileceğinden çok fazla dayanmıştır Yamato. Sonuç olarak demek gerekir ki Yamato'nun son savaşı sadece, öleceklerini bile bile yola çıkmış bir misyona karşı orantısız güç kullanımıyla kazanılmış bir zaferi yazmıştır tarihe. Hepsi bu kadar.

Negatif

Midway deniz savaşında koskoca japon (4 ucak gemisi 2 Zırhlı 15 Destroyer ve kruvazör) donanmasına yarı batık York Town Ucak gemisinden kalkan 13 Dauntless kaşla göz arasında tepeden dalıp Akagi de dahil olmak üzere 3 uçak gemisini batırmıştır. o anda havada olan 200 japon Zero'sunu ve 21 parcadan oluşan koca filodaki 300 küsür büyük küçük uçak savar silahına rağmen 13 adet koca ağır dive bomber uçağini bile geri püskürtemediler.

Daha yakın bir örnekte Fakland deniz savaşı Arjantinin topu topu 3 mirage ucaği alçaktan uçup fırlattıkları exocetler ile İngililerin ucak gemisini ağir yaraladılar. Koca donanmanın ortasındaki gemiyi vurup üslerine ellerini kollarını sallaya sallaya gittiler. Yaptıkları bu başarıdan sonra ingilizlerin faklandi ele geçirmesi bi hayli gecikti. Fransızlardan exocet kodu dilenmek zorunda kaldılar. 1 tane veya 200 tane ucak denizdeki en küdretli silahtır. Hans Uldrich Rudel bile Sivastopal'daki 23 bin tonluk Marat Kruvazörünü 1 tonluk bomba taşıyan Stukasıyla ağır yaralayıp savaş dışı bırakmış.

Uçaklar günümüzün en etkili silahlarıdır. Gundam Mobil suitler çıkana kadarda yerini hiçbirşey doldurmayacaktır.

Yamato olayında Akagi ve diğer gemilerinin uçaklara karşı savunmasız kalma sebebi niteliksizlikleri değil, pek çok geminin önceden dümen tarafından torpidolanması idi. Manevra bile yapamayan geminin nasıl savaşabilmesini beklersiniz ki? Ayrıca Yamato olayında sayı üstünlüğünün Japonlarda olmadığını defalarca hatırlatırım.

2. Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan uçak - gemi dengesizliğini görmezden gelmeyeceğim ama Exocet'leri "Uçak üstünlüğü" olarak açıklayamazsın. Exocet'ler gemilerden de, helikopterlerden de, denizaltılardan da, karadan da ateşlenebiliyor. Ayrıca deniz harekatları oldukça uçaklar gemilerle şu yada bu şekilde desteklenmek durumundadır, donanma gücünü sadece tanker uçaklar yada uçak gemilerden oluşturmayı düşünmüyorsanız tabii ki.

Neyse... İsterseniz konuya geri dönelim ha?

Uçaklar günümüzün en etkili silahlarıdır. Gundam Mobil suitler çıkana kadarda yerini hiçbirşey doldurmayacaktır.

Haaa haaa haaa En azından Veritech'ler çıkıncaya kadar diyelim şuna

Gundam ve Macross serilerinin "combined arms theory" * olayına yaklaşımlarının çok çok zıt olduğunu daha önce çeşitli platformlarda yazdığımı hatırlıyorum. Ayrıca siz siz olun Song System'e çok da güvenmeyin derim. (Bkz. Macross II)

İsterseniz artık bu kez konuya dönsek ha?

Akuma hocam Akagi ve diğer batan ucak gemileri tepeden dalış yaparak bomba bırakan Dauntless ler tarafından batırıldı. Torpilenmeleri söz konusu bile değil . Hatta battıkları sırada ucaklara karşı önleme amacıyla yapılan geniş daireler ciziyordu. Bu torpillere karşı da yapılan sürekli bir manevradır. İkinci dünya savaşında sadece Bismarkın dümeni torpillenerek bozulmuştur. Yüzde 90 nını kaybetmiştir. Tamamiyle şans eseri vurulmuştur.

Akagi vurulduktan sonraki fotorafı. Görüldüğü gibi anti torpido manevrası yapmakta. Bu harketi tüm midway savaşı boyunca yapmaktadır. Ucaklarını kaldıracaği zaman gecici bir süre düz ilerler sonra daireler çizmeye devam eder. Klasik bir savunma yöntemidir. Büyük savaş gemileri savaş boyunca ya hep limandayken torpillenebilir yada düz hareket halindeyken. O zamanın savaş gemileri saate 50 km sürat yapabiliyordu. Torpidolar ise en cok 75 km hızla ilerleyebilirler. Zamanın torpidolarını maksimum hızda fırlatmak için en çok 2000 metre yakında olmalısınız. Çünkü maksimum hızdaki menzili anca okadardır. Destroyerlerle korunana bir savaş gemisinin 15000 metre sonar menzili vardır. Bir deniz altı yaklaşamaz. İkinci dünya savaşında standart torpil bırakma surati 150 km dir. Suya 4 metreden yüksek olmamalısınız. Üzerinde 2000 personelin olduğu bir savaş gemisine saate 150 km ile 4 metre iltifadan yaklaşamazsınız. Saate 35 km hızla suda dayre cizen bir 300 metrelik bir ucak gemisini 2000 metreden torpido atarak vurma şansı sıfıra yakındır. çünkü gemi torpil fark edip çok çabuk manevra alabilir.

Yamato ise önde dive bomb ile bombalanmış. sonra ters dönüp su yuzeyinde kalmayı sürdürmüştür. Fakat ters duran gemi torpidolarla batırılmıştır. Yamato battığında hiç bir geminin veya denizaltının top menzilinde veya torpido menzilinde değildi. Bütün işi Uçaklar görmüştür.

Dive bomberler tarafından saldırıya uğrayan yamato

Burdada görüldüğü gibi ters dönüp su yüzünde kalan yamato torpileniyor

Fakland deniz savaşında kullanılan m39 serisi exocetlerin menzili yaklaşık 70 km dir. Hedef geminin radar menzili ise yaklaşık 500 km dir. Yani hedefe 70 km yaklaşmak için yaklaşık 400 km mesafeyi çok çok alçaktan uçmanız gerekir. İstanbul'dan nerdeyse Ankaraya kadar olan mesafeyi gecenin bir saatinde 800 km hızla (o roket ile o iltifada yapabileceği en cok hız budur) uçamlısın. 20 dakika boyunca üzerinde 40 adet uçak bulunan bir ucak gemisinin tehlikeli bölgesinde uçmak zorundasınız. Ucağin radar izi , Maksimum taşıma kapasitesi,Menzili (o iltifada ucarken normal yaktığının 3 katına çıkabilir) Sürati uçağin bir üstünlüğüdür.

Üstünde ecojet taşıyan bir Missile Cruserini veya bir destroyeri bir ucak gemisine 300 km bile yaklaştırmazsın. (exocet maksimum menzili 170 km dir)

Saygılarımla.

Bu tür "nerdrage" konuları inatla deşmek gibi bir niyetim yok, hele hele walloftextler döşeyesim de, yöneticiler ile hiç tartışasım da yok ama artık bu off topic konunun bitmesi gerekiyor. Şöyle ki:

1- " Yamato battığında hiç bir geminin veya denizaltının top menzilinde veya torpido menzilinde değildi. " denmiş aksini de iddia etmedim zaten. Söylediğim tek şey sayısal dengesizliğinin eşeğin kulağına su kaçıran boyutta olmasıdır.

2- Yamato'yu çembere almak için gönderilen ek grupta 6 uçak gemisi bulunuyordu. 12.30'daki saldırıda bu açıktır. 280 uçağın havada olduğu ve çembere alınmış hedefe düzenlenen saldırıyı siz "uçakların üstünlüğüne" kanıt olarak gösteriyorsanız daha da diyebileceğim hiçbir şey yok.

3- Yamato'nun kaptanı mürettebatı gemiyi terk et emri verdiğinde (14.02) gemi hızı 10 knot'a kadar inmiştir, çünkü motor ve dümen yakınından torpidolanmıştır. Bu hız eşit koşullar altında bile torpido savuşturma manevrası yapmak için asla yeterli değildir. Ki saat 13.40'da bile gemi su almakta ve yangınlarla uğraşmakta ama buna rağmen mürettebat hala savaşmayı sürdürmektedir.

Yamato olayı Pasifik Tiyatrosu için bir zafer değil sadece bir zerg rush'dan ibarettir. Asıl zafer Japon onurunu ilelebet sembolleştiren 2332 mürettebatın olmuştur.

Not: Asıl konuya geri dönene dek lütfen birşey yazmak için kendinizi kasmayın, artık cevap yazmayacağım çünkü.

Yamato olayına ucakların üstünlüğü olarak saymıyorum artık. Sizin bildiğiniz gibi olsun. Saygılarımla

Trailer'dan anladığım kadarıyla oldukça başarılı bir uyarlama olmuş. Keşke Türkiye'de de gösterime girebilse. Böylesine güzel bir prodüksiyonu büyük sinema perdesinde izlemenin zevki bir başka olmalı.