Jump to content
  • Kayıt Ol

Sizi altüst eden satırlar?


Aurora Borealis

Önerilen İletiler

Öyle ya da böyle bir çoğumuz kitap okuyan insanlarız. Okuduğumuz kitaplar da muhakkak altını gerçek bir kalem ile çizmesek de aklımıza aldığımız, defterimize yazdığımız, bizi durmur eden ve katıldığımız bölümler vardır. Bazen en saçma bulduğumuz eselerde bile bir paragraf bizim düşüncelerimizi alt üst etmeye yeter. Bir diğerine saçma gelecek olsa bile bir kitapta sizin için önem arz eden paragraf, satır vb.. ne olmuştu?

Not: Unuttum Kitabın Adını da yazarsanız süper olur:)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 33
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • A.U

    6

  • Aurora Borealis

    6

  • Darkforest

    3

  • Ryoko Yoichi

    2

Onlarca beğendiğim aforizma vardır.

Aklıma ilk gelen Also Sprach Zarathustra'dan "Anlamıyorlar beni: bu kulaklara göre ağız değilim ben." sevdiğim bir sözdür.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Eğer milyonlarca ama milyonlarca yıldızlardan birinde bulunan bir güle aşıksanız size tüm yıldızlar güzel görünür ve gülümser. Ama eğer o gülü kaybettiğinizi bilirseniz sizin için tüm yıldızlar sönmüş olur.

(Bu kadarını hatırlayabildim)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Çok iyi başlık, teşekkürler :)

"Çağdaş sanatın hakim olduğu dünya, sınırlama ve düzenin hakim kılındığı her şeyi tahrip etmek isteyen korku dolu ya da öfke dolu çocuklarlaın yaşadıkları bir anaokulunu andırıyor."

George Frankl - Batı Uygarlığı

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

"Elim ıslanır diye suya dokunmamak, ateş yakar diye ateşten kaçmak olmazdı. Tarih, yapanlarla, yapanların yaptıklarına sahip çıkanlar arasındaki kavgadan başka neydi ki...

Ya yapanların yaptıklarına sahip çıkanların yanında yer alacaktın, ya da yapanların yanında yer alıp emeklerinin çalınmasına, bahçelerinin yağmalanmasına göz yummayacaktın. İşte o zaman duyabilirdin içinde insanlığı yaratanların görkemli gücünü. İşte o zaman gerektiğinde Spartaküsleşir, Bedreddinleşir, Promethuslaşır gerektiğinde de Hekalit, Hemorus, Sokrat gibi bilgeleşirdin."

E. Bülent Yardımcı-Bir kadının düşlerinden soyutlamalar.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Güzel başlık olmuş gerçektende...:birnumara:

"Dibe vurmak yükselmenin yeni şekli şimdilerde"

-Haunted-

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bu başlığın müdavimi olurum herhalde... :) Okuduğu her kitabı çizikler; notlar ile günlük gibi kullanan biri olarak aklıma ilk gelen, her yere yazdığım en sevdiğim pasaj:

“Siz hep ‘ziyadesini’ istersiniz;

daha ziyade saygı görmek,

daha ziyade mevkii sahibi olmak,

daha ziyade para kazanmak;

varlığınızla değerli kıldığınızı düşündüğünüz şu hayata başkalarınınkinden daha ziyade iz bırakmak istersiniz hep…

Oysa biliyor ve bilmezden geliyorsunuz ki, fanisiniz;

doğduğunuz andan itibaren ölmedesiniz;

çiçeklenmeye başlamanız çürüyeceğinizin habercisi biraz da; siz…

Siz sandığınız kadar önemli değilsiniz…

Benim sarığıma, cübbeme, başıma bunların üçüne birden kıymet biçtiler.

Bir kuruştan daha az değer verdiler.

Sen dünyada benim adımı

Hiç mi duymadın?

Ben bir HİÇİM, HİÇİM

HİÇ…”

MEVLANA Celaleddin RÛMÎ

Sonra daha dün gece Çorum- İstanbul otobüsünde çizdiğim bir satır:

"Neden bütün hayatım sürgündeymişim gibi geçti?

Neden sadece ve sadece kendi ayak seslerimi duydum evin içinde? "

Theo Angelopous /Sonsuzluk ve Bir Gün

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Güzel başlık Worless :birnumara: hele de benim gibi okuduğu kitaplardan notlar almayı alışkanlık haline getiren birisi için çok güzel bir konu zaten ekleyeceklerim de çok zaman önce okuduğum kitaplardan almış olduğum notlar arasından çıkarılmış yazılar ve beni ''Altüst Eden'' olarak değelendirmeyeyim de okuduğumda ''O kitaptan ayırmalıyım dediğim bölümler'' olarak nitelendirmiştim ben;

Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum Ağladım -Paulo Coelho- (Zaten kitap başlı başına çok güzeldi);

~~Üçüncü kattan düşmek de yüzüncü kattan düşmek kadar hasar bırakırdı. Düşeceksem, çok yükseklerden düşmeliyim.

~~İnsanın düşlerini gerçekleştirmek adına verdiği savaşımda bazı başarısızlıklara uğraması,ne uğruna savaştığını bilmeden yenilgiye uğramasından daha iyidir.

~~Kendini tehlikeye atmaktan korkan kişiye ne yazık!Çünkü o kişi belki de hiç düş kırıklığına uğramayacak ve peşinden koşacak bir düşü olanlar kadar acı çekmeyecek. Ama dönüp de arkaya baktığında (çünkü her zaman sonunda dönüp arkamıza bakarız) yüreğinden şu sözcüklerin döküldüğünü duyacak: ''Yaşadığın her güne ektiğin mutlulukları ne yaptın? Hepsini bir çukura gömdün çnkü onları yitirmekten korkuyordun.İşte şimdi elinde kalan: Yaşamını yitirmiş olmanın kesinliği.''

~~Tanrı güneşi her gün yeniden doğdurarark,bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için zaman tanıyor bize.Oysa biz her gün,böyle bir zamanın bize bağışlandığını görmezden geliyoruz,bugünün düne benzediği gibi,yarına da benzeyeceğini düşünüyormuş gibi davranıyoruz.Ama dikkatini yaşamakta olduğu güne veren kişi,o büyülü anın varlığını keşfediyor.O büyülü an belki de sabah anahtarı kilide soktuğumuz dakikada,akşam yemeğini izleyen suskunluk sırasında, bize birbirinin benzeri gibi gelen binbir şeyde gizli.Ama öyle bir an var ve işte o anda yıldızlar tüm güçleriyle içimize doluyor ve bizi mucizeler gerçekleştirmeye hazır hale getiriyor.

Denemeler - Montaigne- (Adıyla yeterli olduğunu düşündüğüm bir kitaptır);

~~Bilmediğini bilmek için bir hayli nlayış olmaı insanda.Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.

~~Ve susmada bile sözler,yalvarmalar vardır.

~~Hiçbir şey kendiliğinden ne o kadar üzücüdür ne de zor.Bizim gevşekliğimiz, güçsüzlüğümüzdür ona bu niteliği veren.Büyük ve yüksek şeyleri görebilmek için

onlara göre bir ruhumuz olması gerekir;yoksa kendi çamurumuzu görürüz onlarda.Doğru bir kürek,suda eğri görünür.Önemli olan bir şeyin görülmesi değildir,nasıl görüldüğü de önemlidir.

Üç Aynalı Kırk Oda - Murathan Mungan-;

~~ ''Yol'' denilen nedirki geçip gidilir.Yol değil,yolculuktur önemli olan. Nasıl yolculuk edildiğidir,nerede durulduğudur,nerede mola verildiğidir,ne zaman yola devam edildiğidir,hangi sokakların kullanıldığıdır,hangi dönemeçlerin alındığıdır,ne zaman yavaşlayıp ne zaman hızlanıldığıdır.

Kiminle yolculuk edildiği de önemlidir elbet,yola çıkanlara ne yapıldığıdır,kimlerin yoldan çıkarıldığıdır,yolu kesenlere biçilen kederdir.

~~Hayatlarını hiç yaşamamış insanlarla hayatlarını çok yaşayarak savurup gitmiş insanlar,günün birinde aynı yere çıkıyorlar.Kaderlerinde esrarlı bir ortaklık, umutsuzlularında yoğun bir benzerlik var.Yaşadıkları ya da yaşamadıkları ne olursa olsun,günün birinde,hayat ve dünya,aynı biçimde boşalıveriyor gözlerinin önünde. Ayrı ayrı yürüdükleri yolların sonunda aynı yere varıyorlar.Umutsuzluğun gün batımı renkleriyle bezenmiş,uçsuz taraçasına...

Aynı yolu yürümeyi sürdükmekle artık başka bir yola sapmanın hiçbir önem taşımadığı o kör noktaya...

~~Ölümlü bir varlık olan insanın,hayattan alacağı en büyük intikam,zamanı en iyi biçimde kullanmaktır.

~~Kendimiz için zamanı doğru ve tutumlu harcamalıyız.Hayatı ne kadar ağırdan alırsak alalım,bir gözümüz saatte olmalıdır.Kendimizi bir ''Külkedisi'' gibi düşünmeliyiz! Vaktinden önce dönmemiz gerekir kendimize seçtiğimiz başlangıç noktasına...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Kitaba başlamamı sağlayan -tıpkı yazanın dediği gibi- cümleler:

On Dördüncü Kural: Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
-Siyah Kan'daki 1-2 cümle beni etkilemişti:

"Gerçeğin rengi aynı zamanda yalanın rengidir."

"Aşk kimyasal bir yangındır. İyi olan herşey yanar. Geriye sadece en sert, en acı, yanmayan şeyler kalır. Bunlar öfke, acı, üzüntü ve korku..."

Bir de, Simyacı'da o kralın Kişisel Menkıbe hakkında söylediği sözler çok etkilemişti beni, tam hatırlayamadığım için yazamıyorum("İlk denemede herşey iyi gider zaten" gibi sözlerdi).

Keşke ben de zamanında tutsaydım cümleleri, o kadar çok vardı ki..

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

-Siyah Kan'daki 1-2 cümle beni etkilemişti:

"Gerçeğin rengi aynı zamanda yalanın rengidir."

"Aşk kimyasal bir yangındır. İyi olan herşey yanar. Geriye sadece en sert, en acı, yanmayan şeyler kalır. Bunlar öfke, acı, üzüntü ve korku..."

siyah kanı okurken bende aynı yerleri çizmiştim.:) zaten o adamın bütün kitaplarında muhakkak bir iki can alıcı cümle bulmuşumdur

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Herkes aynı yeri çizmiş sanırım ama cidden Siyah Kan'ı okuduktan sonra kafamda kalan nadir sözlerdendi onlar.

EMRE YILMAZ - ŞEYTAN'IN FISILDADIKLARI

~Meleklerin ninnileri ile mi büyütüldünüz ?

...

İşte o zaman Şeytan'ın fısıldadıklarını çok daha iyi duyabilirsiniz.

~İş dünyasında doğruyu söylemek aptallıktır; siyasette suç, sosyetede ise terbiyesizliktir.

~''Yalancının mumu yatsıya kadar yanar''

Sonra ne Olur ?

Hiç. Elektrikler gelir.

~Çalışmak: Kendi seçmediğim bir yerde, kendi seçmediğim bir zamanda, kendi seçmediğim bir işte, kendi seçmediğim bir süratte, kendi seçmediğim insanlarla muhakkak bir amirin sıkı gözetimi altında direktif alarak, bütün o çocukça ceza ve ödül sistemleri ile ruhumu, bedenimi ve aklımı meşgul etmek.

~Para; güvenlik; konfor, özgürlük ve mutluluk getirir. Ama ne fakirlerin hayal ettikleri, ne de zenginlerin uğrunda harcadıkları kadar .

~On bin yıl sonraki insanlığa bir akıl ver deseler, on bin yıl öncekilerin her günkü akıllarından farklı birşey önermezdim.

~Gelene uy.

Gidene yapışma.

Bir yerlere mi sıvışmak istiyorsun ?

Poyrazsa güneye in.

Lodossa kuzeye çık.

Esmiyor mu ?

Etrafında bir bakın.Burası bugünü geçirmek için hiç de fena bir yer değil.

~~ İyi doğmak, iyi yaşamak, iyi ölmek.

Beyzadeler iyi doğarlar .

Evliyalar ve azizler iyi ölürler.

Hazperestler ve Sanatçılar mı ?

Onlar iyi yaşarlar.

~Beni acıtabilmek için önce nereye vuracağını çok iyi bilmelisin.

Nereye vuracağını bilmek için beni çok iyi tanımalısın.

Beni çok iyi tanıyabilmek için sevgilim olmalısın.

Yani ?

Yani seni çok seversem; beni acıtabilirsin.

Eee ?

Ne ee'si... ayrılıyoruz.

~Aşk ne kadar şiddetliyse, ayrılıklar ve kavgalar da o denli şiddetli olur.

Hiç kavga etmeyen aşıklar mı ?

Birbirlerini değil ebeveynlerini bulmuşlardır.

~Büyük aşk her zaman rastlantıdır. İlişki sipariş edilir. Satın alınır. Hak edilir. Hatta çalınır. Ama aşk sadece bulunuverir. Birdenbire...

Son Söz: Sadece Şeytan'ın vesveselerini duyuyorsanız -delisiniz.

Sadece Tanrı'nın ayetlerini duyuyorsanız -peygambersiniz.

...

Ama her ikisinin sohbetini bir müddet dinliyor,

sonra da kalkıp bir reçelli ponçik yiyorsanız,

muhtemelen aklı başında bir insansınız...

En büyük uyuşturucu gerçekliktir ...!

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

"Ve şimdi," dedi Athos pelerinini alıp şapkasını başına geçirirken, "şimdi dişlerini söktüm yılan, ısırabilirsen ısır."

Ve arkasına bile bakmadan odadan çıktı.

(alexander dumas / üç silahşor)

***

Gerçi bu satırların birini etkilemesi için olayı bilmek lazım :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

'Pisi yarasa, pisi yarasa, pisi yarasa yer mi?' Sözün burasında Alice'in uykusu gelmeye başlaşmıştı. Uykuya dalmak üzereydi, düş görmeye başlamıştı bile. Dinah ile el ele yüyüyor. ciddi bir sesle ona ' Hadi Dinah, doğruyu söyle bana: Daha önce hiç yarasa yedin mi? diye soruyordu.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 3 hafta sonra...

"Kadınları büyülemenin yolu etkileyici konuşmayla başlıyor, iyi analizle devam ediyor ve sonra erişemeyecekleri uzaklıkta kalıp, her an avuçlarının içinden kaçı verecekmiş, ama beyninin kıvrımlarında duruyormuş hissini vermekle bitiyor"

Ercan Akbay " Kural dışı öyküler" kitabından (cesur bir arkadaş. Bir noktada durup düşündüğüm de yanlış bir genelleme gibi gelmişti sonra galiba haklılık payı da var demiştim ilk okuduğumda bu cümleleri. )

"... sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve amaçsız kalakaldı; Nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın, neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun, yanlış zilleri, yanlış kapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlış yataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın. Neden hayal etiklerini, düşündüklerini bu kadar küçümsüyorsun?.."

Kostas Mourselas " Kızıla boyalı saçlar" kitabından (çok eski den kötü bir dönemimde okumuştum. Ön sözleri, notları hepimiz atlarız. Atlamayıp okumuştum niye bilmiyorum. Ne salakmışım demiştim sonra gülmüştüm. Dün kitaplığımı düzenlerken elime geçti. Tekrar güldüm ama bu seferki farklıydı.)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Dün kitapçıya gittim ve raftan Susanno Tamaro'nun "Daha Çok Ateş Daha çok Rüzgar" adlı kitabını çektim.Arka kapağı okuduktan sonra ilk sayfalarına bir göz atarken şu cümlelerle karşılaştım ve kitabı aldım.

"Yeni bir başlangıca adım atmayı, dünkü kalıpları kırmayı, yapabilirken 'yapamam' , olabilirken 'olamam' ve bütünüyle özgürken 'kapana kıstırılmışım' dememeyi öğret bana..."

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Şu an okumakta olduğum "Derviş ve Ölüm"de şu cümleye rastladım; o kadar etkilendim ki, bir yere yazmadan edemedim.

-Nefretin kokusu olsa, ardımda kan kokusu duyulur; rengi olsa, ayak izlerim kara olur; ateşi olsa, bastığım her yerden alevler fışkırırdı.

Aman yarabbim ! O_O İşin ürkünç kısmı, bunu bir dervişin söylemiş olması.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Michael Cox-Gecenin Anlamı

Kitapçıda elime aldığımda açılıştaki şu söz yetmişti. Meçhul Okuruma diye başlıyordu. Pilatus'un sorusunu sormayın. Çünkü ben gerçeği değil, anlamı aradım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bertrand RUSSEL her halükarda Darwin'den önce yaşayan varlıkların çevrelerine sağladıkları uyumu YARADAN'IN AMACI disinda bi seyle acıklamak güctü

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 4 hafta sonra...

Çizgiroman sayılırsa, Neil Gaiman'dan "Sandman";

"I'm not blessed, or merciful. I'm just me. I've got a job to do, and I do it. Listen: even as we're talking, I'm there for old and young, innocent and guilty, those who die together and those who die alone. I'm in cars and boats and planes; in hospitals and forests and abbatoirs. For some folks death is a release, and for others death is an abomination, a terrible thing. But in the end, I'm there for all of them."

"Kutsanmış ya da bağışlayıcı değilim. Ben, sadece benim. Yapmam gereken bir iş var, ve yapıyorum. Dinle: şu anda burada konuşurken bile yaşlı ve genç, masum ve suçlu, beraber ve yalnız ölenler için oralarda biryerlerdeyim. Arabalarda, teknelerde, uçaklarda, hastanelerde, ormanlarda ve mezbahalardayım. Bazı inançlarda ölüm özgürlük ve bazılarında da ise iğrenç, korkunç bir şeydir. Fakat sonuç olarak ben, hepsi için oradayım."

Death

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Bitirdiğim son kitap "Zahir"in beni etkileyen bölümlerinden ikisini paylaşmak faydalı olabilir diye umuyorum.

***

-Esther insanların neden üzgün olduğunu soruyor. ( not: Herhangi bir olaydan dolayı olan üzgünlükten değil,insanların içine yerleşip kalmış sürekli mutsuzluk ve karamsarlıktan bahsediyor.)

-"Çok basit" diyor yaşlı adam.

"Kendi hikayelerinin tutsağı onlar.Herkes yaşamının asıl anlamının bir planı izlemek olduğuna inanıyor.Bu planın kendi planları mı olduğunu yoksa bir başkası için mi yapıldığını asla sorgulamıyorlar.Deneyimler,anılar,diğer insanların fikirlerini ve diğer birçok şeyi topluyorlar ve bu belki de başa çıkabileceklerinden çok daha fazla oluyor.

Ve işte bu nedenle hayallerini unutuyorlar.

***

Aşağıdaki dörtlük de ölümle ilgili oldukça hoşuma gitmiş bir şiir.

İstenmeyen konuk geldiğinde...

Korkabilirim.

Gülümseyebilir veya derim ki:

Günüm iyi geçti,hadi gece olsun.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Nil Gün'ün NLP adlı kitabını okuyorum şu sıralar.Hoş bir şeyle karşılaştım.

İnsanların On Ortak Özelliği

Psikolog Phil McGraw tüm insanların ortak özelliklerini şöyle sıralıyor:

1- Tüm insanların bir numaralı korkusu reddedilme korkusudur.

2- Tüm insanların bir numaralı ihtiyacı kabul görme ihtiyacıdır.

3- İnsanlar üzerinde etkin olabilmek için onların özsaygılarını koruyacak ya da geliştirecek şekilde davranmak gerekir.

4- Herkes her duruma "bunda benim için ne var" diye yaklaşır.

5- İnsanlar ancak anladıkları şeyi işitir ve anlamlandırır.

6- Herkes,kişisel olarak kendileri için önemli olan şeyler hakkında konuşmayı tercih eder.

7- İnsanlar kendilerinden hoşlanan insanlardan hoşlanır,güvenir ve inanır.

8- İnsanlar genelde görünen nedenlerin dışındaki nedenlerden dolayı yaptıkları şeyi yapar.

9- En olgun insan bile basit davranışlarda bulunabilir.

10- Herkes toplumsal maske takar.Kişiyi görebilmek için maskenin ardına bakmak gerekir.

*Maske konusuna özel bir ilgim olduğu için kitapta bu maddeyle ilgili olarak yazarın yaptığı yorumu da ekliyorum.

-Sık duyulan şikayetlerden biri de: Beni tanımadan yargılıyor.Ben onun sandığı gibi biri değilim.Ben aslında çok iyi/güzel/dürüst/zeki bir insanım,türü yakınmalardır.Maskenin amacı takanın kimliğini gizlemesidir.Bir anlamda kişiyi korur.En içi dışı bir insan bile kendisiyle yakın frekansta olmayan bir topluluk içinde maske takma ihtiyacı duyar.Toplumun iki yüzlü olduğu gerçeğini inkar edemeyiz.Her insanın yaşamında olan ile olması gereken arasında açı vardır.Açı ne kadar büyükse maskeler o kadar kalın ve çeşitlidir.Maskenin ardına bakmak isteyecek kadar bize yakınlık duyan kişiye yeterince güven duyduğumuzda maskeyi çıkarırız,tabii toplumun önüne çıkarken takrar takmak üzere.Herkesin toplumsal maskesi vardır.Kiminin kalın kiminin ince,kiminin çok kiminin az.Ama bir kimseyi yüzde yüz tanıdığınızı söyleyebilir misiniz ? Buna kendiniz de dahil.En azından kör noktalarımız ve henüz ortaya çıkmamış potansiyel yeteneklerimiz hakkında bilgi sahibi değiliz.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Sizin kadar kitap okumasamda kendi çapımda okurum ama genelde fantastik kitap okuyorum ordada böle laflar bulmak zor hali ile ama ben size bir mangada okuduğum bir sözü yazacağım tabi çeviren bire bir çevirmişse mükemmel söz.

''Ağaçtaki bir yaprağa odaklanırsan diğer yaprakları göremessin eğer ağaçdaki bir dala odaklanırsan ağacı göremessin,eğer bir ağaca odaklanırsan ormanı göremessin.''

Bu söz Vegabond da geçiyodu keşiş bizim samuraya bunları sölüyodu orda okuduğumda en az 4 5 kez tekrar tekrar okudum ve hala aklımda.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

vagabond şu anda benim bayıla bayıla okuduğum bir manga ancak eğer mangalardan da Bu başlık altında alıntılar alırsak kitaplar burda ezimete uğrar:D

Aslında fantastik kitaplarda da çok güzel, etikleyici bölümler yok değil. Belki senin okuduklarında karşına çıkmamıştır. Mesel (her ne kadar epik fantazi de olsa) Clive Barker'ın kitaplarından acaip alıntılarım olmuştu...(kitapları şuan yanımda değil malesef)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

"Tekrarların uğultusu içinde sadece tek bir kez gerçekleşen bir tek şey vardır." ölüm

Jean Christophe Grange - Ölü Ruhlar Ormanı

Cümlenin doğruluğunu beynime kazımama rağmen bir yerde tekrar karşılaşmak ve bir anlık boşlukta bulunmak tokat gibi geliyor........

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?