Jump to content
  • Kayıt Ol

Chobits


Susano'o

Önerilen İletiler

KÜNYE:

Animenin Adı: Chobits

Diğer Adları: Chobittsu, ちょびっツ

Bölüm Sayısı: 24

Yapım Yılı: 2002

Yapımcı Firmalar: Madhouse Studios, TBS, PIONEER LDC, Bang Zoom! Entertainment

Yönetmen: Asaka Morio

Türü: Komedi, Ecchi, Romantizm, Bilim Kurgu, Drama

Özgün Eser: CLAMP

Yaş Sınırı: 13+

KONU ÖZETİ:

Yakın gelecekte, robot ve yapay zeka teknolojisi oldukça ilerlemiş ve insan görünümlü "Persocom" adı verilen androidler üretilmiştir. İnsan boyutunda veya minyatür boylarda da üretilen persocomlar sahibinin programlamasına göre, ev işlerinden sanayi kullanımına kadar her türlü alanda kullanım yeri bulmuştur.

Motosuwa Hideki üniversite hazırlık okuluna giden bir öğrencidir. Çoğunlukla heyacanlı ve telaşlı bir yapısı olan Hideki derslerinde ve hayatın diğer yönlerinde çok başarılı birisi değildir. Özellikle maddi yönden sıkıntılı bir dönemden geçmekte olan Hideki'nin hayallerinden birisi kendisine ait bir persocomu olmasıdır.

Günün birinde evine dönüş yolunda çöplerin arasına bırakılmış bir persocom bulur ve onu eve götürmeye karar verir. Persocomunu çalıştırmayı bir şekilde başaran Hideki, yalnızca "chii" diyebildiği için ona Chii ismini verdikten sonra, bozuk olmasından şüphelenerek persocomlar konusunda oldukça bilgili olan komşusu ve okul arkadaşı Shinbo'dan yardım ister.

Chii'nin sistemlerinin piyasadaki persocomlara göre çok üstün olduğunu anlarlar ve bir şehir efsanesi olduğu düşünülen, bağımsız düşünme yeteneği olduğu söylenen çok gelişmiş "Chobit"lerden birisi olabileceğini düşünürler.

Chii zamanla çevresinde olup bitenleri öğrenmeye ve konuşmaya başlayacaktır. Hideki ve Chii'yi acaba ne gibi maceralar beklemektedir?

DÜŞÜNCELERİM:

Bu animeye izleme listeme almamdaki sebep özetini okuduğumda kokusunu aldığım bilim kurguydu. Yapay zeka konusunda epey meraklı olduğum için ilgimi üzerine çekmeyi başarmıştı. İzlemeye başlamam ise daha farklı gelişti. Animeyi indirdikten sonra hiç açmamıştım ama, bir arkadaşıma göndermek üzere hard diske yüklerken merak edip ilk bölümü gözden geçirmeye başladım. Farkında olmadan ilk bölümü izlemişim ve ikinci bölümü izlemeye başlamışım. İzlerken aldığım his bir bilim kurgu animesinden ziyade romantizm animesini andırıyordu. Kendimi, Hideki ve Chii arasında nasıl bir ilişki doğacak diye merak eder bir şekilde buldum. Bu ikili arasında oluşacak duyguları izlemek eğlenceli olacak diye düşündüm. Anlatmaya devam ettikçe ve izlerken aklıma takılan soru işaretlerini aşağıda sırayla paylaştıkça bu animenin bana neler düşündürdüğüne şaşıranlar olabilir. Kimi insanlar için, içine biraz bilim kurgu serpiştirilmiş sıradan bir romantizm animesi olabilir, ama benim için önemli olan, bu animeyi izlerken hangi düşüncelere daldığım, hangi duyguları yaşadığımdır. Yani sizlere aşağıda karakterlerin geçmişlerini veya şu anki durumlarını anlatmayacağım. Sadece izlerken aklıma gelen şeyleri elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım. Öyleyse hepsini yazayım da, dışarıdan böyle basit görünen bir animenin içinde neler barındırıyor olabileceğini hep birlikte görmüş olalım.

Son bir not: Aşağıdakileri okumayacak arkadaşlar için uyarı, sırf yukarıda ecchi kelimesini gördüğünüz için izlemekten vazgeçtiyseniz, çok şey kaçırdığınızı söylemek istiyorum.

Dikkat Spoiler içerir.

İlk bölümlerde hafızası tamamen boş olan Chii'nin çevresine meraklı bakışları esnasında yaptığı şirinlikleri izlemek çok eğlenceliydi. Fakat izlerken bir yandan da içime pek hoş olmayan bir şüphe düştü. Acaba Chii'nin yavaş yavaş gelişen bu öğrenme süreci sonunda kim olduğunu hatırlayacak ve Hideki'den ayrılacak mı diye düşünmeye başladım. Bu düşünce beni içten içe kemirdikçe animenin sonunu merak etmeye başladım. Bir yandan da kötü bir sonla bitmesinden korktuğum için izlemek istemedim. Günde en fazla 2-3 bölüm izledim, bazı günler hiç izlemedim. Sürekli acaba sonunda ne olacak diye düşündüm. Sanırım bu düşünme tarzının sebebini şöyle açıklayabilirim.

Çocukluğumuzdan itibaren bizlere anlatılan ideallerdeki gibi bir romantizmi arar durur bazılarımız. Yakışıklı prens ve güzeller güzeli bir prenses... Masallarda karşımıza çıkan bu harika karakterler günümüzde yerini kısmen, mutlu sonla biten romantik komedilere bırakmış gibi görünse de, idealler bilinçaltımızdaki yerini korumaya devam ediyor. Yaşadıkça öğreniriz ki, gerçek hayat masallardan, romanlardan, filmlerden ve animelerden çok farklıdır. Kimilerimiz bir noktadan itibaren idealin imkansız olduğuna inanır ve peşinde koşmanın da anlamsız olduğunu düşünmeye başlar. Kimisine göre bu düşünce tarzı gerçekçi ve olgun düşüncedir, kimisine göre ise hayallerinden vazgeçerek yenik düşmeyi kabul etmek. Ancak buna değinmemin sebebi hangisinin doğru olduğunu sorgulamak değil. Animenin ilk 3-4 bölümünü izledikten sonra ana karakterimiz Hideki'nin de hayatında aradığını henüz bulamadığını ve çok saf bir şeyin peşinde olduğunu hissettim. Onunla bazı noktalarda ortak olduğumu fark ettikten sonra bulduğu ideali kaybedeceği korkusu kapladı içimi.

İşin bir ilginç tarafı da, ideal olarak karşımıza çıkan kişi bir robot, bir bilgisayar. İdeal kelimesinden kastım elbette ideal varlık, ideal eş, ideal insan gibi kavramlar değil. İdeal denen şey kişiden kişiye göre farklı anlamlara gelebilir. Sanırım Hideki için ideal olan şey saf bir sevgi. Bu sevgiyi yapay bir canlıda bulmuş olması da ilginç olmakla beraber, aslında çok da normal.

Neden mi normal diyorum? Öncelikle neyi kastetmediğimi anlatarak açıklamaya çalışayım. İnsanların böyle bir sevgiyi uyandırıp besleyemeyecek kadar kirlenmiş olduklarını öne sürecek değilim. Kimisi öyle düşünür belki. İnsanların eninde sonunda bulundukları ortamdan etkilenerek bazı erdemlerinden ödün vermeye başladıkları, kimsenin yüzde yüz saf olmadığı su götürmez bir gerçek olabilir. Burada vurguladığım kelime "olabilir". Bunun tamamen doğru olduğunu ispat etmek de mümkün olmadığı için bu tezi bir kenara bırakıyorum. Saf demeye en uygun varlıkların çocuklar olduklarını varsayacak olursak, anne babasına karşı duyacağı sevginin de saf olduğunu söyleyebiliriz. Bir çocuğun anne babası, her ne kadar mükemmel insanlar veya saf varlıklar olmasalar da, çocuklarında uyandırdıkları sevgi saftır. Saftır, yani gerçektir. Buna benzer bir sevgiyi yatarken yanına aldığı oyuncak ayıya veya evin köpeğine karşı da duyabilir. Bazen de insanlar, aradığı sevgiyi veya ilgiyi çevresindeki insanlardan bulamayınca başka şeylerde arayıp bulurlar. Bir kişinin arabasına, çiçeğine, gitarına karşı duyduğu farklı sevgi gibi. Bu sevgileri içlerinde başka bir insan uyandırmış olmasa da, gerçek ve saf olmadıkları söylenemez. İşte bu bağlamda, Hideki'nin Chii'ye karşı duyduğu sevginin gerçek ve saf olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Anime bir noktada ortaya tahmin edilebilir bir öngürü atıyor. Acaba insanlar kendi hayallerindeki ideale çok benzeyecek şekilde yaratabildikleri bu persocomları, insanlara tercih edecek midir? Chii'nin alıp okuduğu, Kimsenin Olmadığı Şehir adlı öyküde aynen bu durum işlenmiş. Herkes kendi hayalindeki varlığı gerçekleştirmeye çalışarak asıl gerçek olan dünyadan ve bu dünyada yaşayan varlıklardan kendisi soyutlamış. Bu şehirde kimsenin olmamasının anlamı da burada yatıyor.

Öyle bir toplum hayal edin ki, insanlar artık çok sevdikleri persocomlar ile vakit harcamaktan, ailelerine, iş arkadaşlarına, komşularına ve çevresine hiç ilgi göstermez bir hale gelmiş. Persocomlar hayatlarının önemli bir bölümünü oluşturur hale gelmiş. Cep boyunda persocomlar sürekli yanlarında, evde kullanılacak boyda persocomlar da var tabii ve insanlar bu persocomlar sayesinde ulaşmak istediği her türlü bilgi ve hizmete ulaşabiliyor. Konuştukları üç beş arkadaşlarıyla bile bu persocomlar vasıtası ile konuşuyorlar. Sırf persocomlar yüzünden içinde bir zamanlar sevgi bulunan evlilikler bile sona eriyor, ocaklar sönüyor. Kimsenin umrunda bile olmuyor. İnsanlar birbirlerinden tamamen kopacak bir seviyeye geliyor. Şimdi yukarıda yazdıklarımda persocom kelimesi yerine bilgisayar yazdığımı farz ederek okuyun. Aslında günümüzdeki durumu andırdığı da kolayca anlaşılıyor. Persocomlardan hiç mi hiç anlamayan, teknoloji konusunda tam bir embesil olan Hideki, aslında insanoğlunun teknolojiye bağımlılığını temsil ediyor. Teknoloji olmadan ne kadar zor durumda olduğumuzu gözler önüne seriyor.

Konuyu, teknolojiye olan bağımlılığımızın bizi nerelere sürükleyebileceğinden alarak, yeniden Hideki ve Chii arasındaki ilişki üzerinde düşünmeye devam edelim. Hideki'nin Chii için duyduğu sevginin gerçek olduğunu ortaya atmıştım. Karşılığında alacağı sevgi ne olacak peki? Acaba Hideki'nin duygularına tepki veren Chii, o şekilde programlandığı için sevgiyi simüle mi ediyor? Gerçekten sevgi duygusunu yaşıyor mu? Acaba yaşadığı diğer duygular da birer simülasyon mu? Yoksa gerçek mi? İnsanoğlunun mükemmeli yakalama çabası mı? Teknolojik bir evrim mi? Burada akla gelen sorulardan bir tanesi de Chii gerçekten de canlı mı?

Bu son soruyu daha fazla irdelemeden önce, bilim adamlarının gözünden canlının ne anlama geldiğini şöyle bir düşünelim. Bir biyologun gözünden canlı olmak için enerji tüketme, üreme, evrimleşme gibi işlemler olması gerekir. Bazı canlıların bilinci olmadığını, sadece içgüdüleri ile yaşadığını söylerler. Peki ya gelişmiş canlılar, zeki canlılar... Kimilerine göre herşey beyin kimyasından ibaretken; kimileri için psikolojik bir esans, bir bilinç vardır. Bilimin açıklayamadığı yerde kimi düşünürler bilincin enerji seviyesinde var olma ihtimalinden bahsederler. Din adamları ruh diye bir şeyden bahsederler. Tüm bunları herşeyi ile anladığımı iddia etmiyorum. Söylemek istediğim şey, yaşamı anlatmak için pek çok tanımın ortaya atılmış olduğu. Ortaya atmak istediğim düşünce ise Chii'nin aslında bilinçli bir canlı olduğu yönünde. Bilinçli bir canlı olmak için neleri barındırmak gerekir diye soruyorum kendime. Öncelikle kendinin farkında olmakla başlayabiliriz. Kendi kendine, bağımsız düşünceler üretebilmek. Hayatta kalmak istemek, ölmek veya sonlanmak istememek, bir diğer deyimle ölümden korkmak. Tüm bunları gerçekten barındıran varlık bir robot da olsa, ona canlı değildir demek, sadece bir makine olarak görmek "bence" bir hata olurdu. İnsanların da özünde organik temellere dayanan, organik bir DNA kodu ile programlanmış karmaşık bir makine olduğunu unutmamak lazım. Evet, bu bağlamda bence Chii canlı. İnsan değil ama, bu onun canlı olduğunu değiştirmez. Gerçi canlı da olsa, cansız da olsa, Hideki ile arasındaki sevginin gerçek olduğunu düşündüğümü zaten belirttim.

Bu animenin bana düşündürdüğü, hissettirdiği pek çok şey var ama, hepsini istesem de buraya yazmam mümkün olamazdı sanırım. Son zamanlarda bu kadar içimi ısıtan, bu kadar gülümseten (dikkat güldüren demiyorum), düşüncelere daldıran bir anime daha izlemedim. Sanırım bana da uzun zaman önce kaybettiğim bir duyguyu hatırlattı.

Herkese iyi seyirler dilerim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 14
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • CHOBiTS

    2

  • muhtesemmatrix

    2

  • Susano'o

    1

  • ishak

    1

usta destan gibi tanim olmuş

masum ecchi sırasında komedisi bol animelerden :qegenmis:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İlk çeviridğim seri olduğu için bendeki yeri farklı :) Ama izlerken şunu unutmayın bu anime de dram da var.Gerçekten seven robotlarda.Ayrıca serinin ortalarında çok büyük şoklarla karşılaşacaksınız.Çok şaşırakcaksınız.O yüzden spoiler yemeyin ve sıkılırsanız ilk 10 bölümde bırakmayın benden sölemesi :qhayir:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Doğrusu bu seriye ecchi demek bile içimden gelmiyor ki izlediğim ilk ecchi serisi Chobits olur. Tanıtımı yapan arkadaşım gibi bu seri bende de baya sorular uyandırmıştı. Hatta arkadaşımın düşündüğü soruların aynısını...

Neyse bana göre izlenmesi gereken animelerdein biridi Chobits. Clamp'ın romantizmini merak edenleri şaşırtacak derece de iyi olduğunu söyleyebilirim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

mm.. türkçe altyazılı nerden bulablirim link verirseniz mutlu olurum :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

bunun altyazılı bolumlerini yapan varsa veya sitede varsa biri link versin yahu cok izlemek istedigim bir seridi sanırım 3. bolume kadar cevrılmıstı :(( :2813:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Üzerinde durduğu konu itibariyle en ilginç animelerden biridir, kesinlikle sıradan değil, susano iyi analiz etmiş ve sağlam noktalar yakalamışsın, ancak katıldığım birçok nokta olduğu gibi katılmadığım noktalar da var, izlediğinize değeceğini düşünüyorum, özellikle derin bir kişiliğiniz varsa. Tanıtım için teşekkürler ayrıca.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Arkadaşlar daha önce de söylenmişti soulofanime fansub dan çekebilirsiniz bölümleri.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

güzel bir tanıtım olmuş eline sağlık :D benim için sana ifade ettiği kadar çok şey ifade etmeyen bir anime olsa da clamp yapımı olmasını göz önüne alarak diğer ecchilere göre daha anlamlı olmasını normal kabul ediyorum ve diğer ecchiler gibi bayağı bir anime de değil ama işte o kadar. bunun dışında bence göze çarpan bir taraf yok ve üstümde etki bıraktığını da söyleyemem ve izlediğim en sıradan clamp galiba. ama izlerken sıkılmadım gerçi bunu izlediğim sırada animeye başlayalı çok olmadığı için ichigo%100 izlerken bile sıkılmamıştım o yüzden çok doğru bir ölçüt sayılmaz :011: insanlarla persocom diyorlar android diyelim aralarındaki ilişkiyi izlemek için bu animeyi seçmek isteyenlere eve no jikanı öneririm izlerken çoook daha beğendiğim ve daha derin bulduğum bir animeydi ama romantizm ve bayağılaşmamış bir ecchi izlemek isteyenler eminim bu animeyi sevecektir. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

En sevdiğim serilerden biridir.İlk izlediğimde serinin gidişatı çok canımı sıkmıştı ve begenmeiştim İkinci defa izlerken görmediğim ayrıntıları fark ettim ve seriyi başka bir gözle izlemeye koyuldum.

İlk izlediğimde insan robaot aşkını kabul edemediğim için son olarak canımı sıkmıştı ama tekrar izlediğimde bu aşkı onayladığımı fark ettim.

Bu arada Chii karakteri çok şeker ve sevimli.Clamp'ın en güzel karakteri bence.Yaklaşık üç yıldır Chobits nikini kullanıyorum.

ecchi konusuna gelince şimdiki serileri izleyince bu seriye ecchi demek gelmiyor.Çok masum ve tesadüfi bazı sahneler var ve buda rahatsız etmiyor.

Susano'o gerçekten iyi anlatmış ve serinin onu oldukça etkilediğini gördüm.

bu seriyi izledikten sonra Eve no jinkan ı da izle bence.onuda çok seveceksin.Cinnet fansub çevirmişti.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bu anime için tanımlayıcı 2 şey istenseydi mutlaka farklı ve izlenmesi gereken kelimelerini kullanırdım. İlk başta öneren arkadaşa ecchi izlemem demiştim, ama o serinin güzel olduğunda ısrar edince başlamıştım. Gerçekten birçok unsuru ölçülü bir şekilde bir arada bulundurmasıyla zevk aldığım bir seriydi. Açılış parçasını da çok severek dinlediğimi hatırlıyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bu seri gerçekten güzeldi...

Son bölüm beni duygulandırdıydı..

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 4 ay sonra...

Fansubı varda illa linkten mi çekmek zorundayız ?

Yokmu torrenti ?

Yada sadece altyazısı ?

:ssok:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Fansubı varda illa linkten mi çekmek zorundayız ?

Yokmu torrenti ?

Yada sadece altyazısı ?

:ssok:

Türkiye' de fansub gruplarının torent imkanı yok nerdeyse.Alt yazısınıda çeviren arkadaşlar paylaşmadılar mecbur fansuba kaldınız.Güze bir çalışma olmuştu fansub en ideal seçim indirin bence.
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 yıl sonra...

bir şu animenin altyazısını bulabilsem bulamıyorum ki

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?