Kidou Senshi Gundam Unicorn

Yayın Tarihi : 20.02.2010 - 17.05.2014

Bölüm Sayısı : 7 OVA

Senarist : Yoshikazu Yasuhiko

Yönetmen : Kazuhiro Furuhashi

Orjinal Yaratıcı : Yoshiyuki Tomino & Hajime Yatate

Tanıtım:

Kidou Senshi Gundam Unicorn, aynı adlı roman serisinin Şubat 2010'dan itibaren OVA formatında Anime'ye aktarılmaya başlanan adaptasyonudur. Gundam Unicorn'un hikayesi Kidou Senshi Gundam: Gyakushuu no Char'dan 3 yıl kadar sonra geçmektedir. Hikaye, aynı zamanda UC'nin başlangıcıyla yaşıt bir dizi sırrı da gün yüzüne çıkartıyor.

UC 0093'deki Axis'in dünyaya düşürülmesi girişimi ile biten 2. Neo Zeon savaşı sonrasında son düzenli Neo Zeon birlikleri dağıtılmıştır, yada en azından öyle sanılmaktadır. Ortaya çıkar çıkmaz Char Aznable'nin geri döndüğü söylentilerinin patlak vermesine sebep olan ve Full Frontal ismiyle çağrılan esrarengiz komutanlarının yarattığı etkiyle, UC 0094'de The Sleeves (Sotsugeki) ismi altında gizli bir anti-Federasyon organizasyonu kurarlar: Neo Zeon savaşları sırasında kullanılamayan yeni nesil MS'leri bulup kendi safına toplamaya ve en küçük kar için herşeyi yapabilecek birkaç askeri şirket sayesinde bunları gizlice modernize etmeye başlarlar.

Sotsugeki'nin en güçlü silahı ilk Neo Zeon savaşında kullanılan NZ-000 Quin Mantha'nın geliştirilmiş bir diğeri modeli NZ-666 Kshatriya'dır. Bu canavar teorik olarak Quin Mantha'nın tüm üstün özelliklerine ve buna ek olarak Psycoframe sistemine sahip üstün bir silahtır.

Güç dengesinin diğer tarafındaysa Vist Foundation vakfı bulunmaktadır: Vakfın kurucusu Siam Vist, Güney Asya doğumlu ve uzaya kolonileştirme projesi sırasında yurdunu kaybetmiş bir ailenin üyesidir. Terörist bir örgüte katıldığı ve bizzat ilk uzay kolonisini bombalamaya bizzat katıldığı bir eylemin de yeraldığı karanlık bir geçmişin ardından Siam, daha sonradan sahip olduğu yüksek finansal ve teknolojik gücü, geçmişte ailesine zarar verdiğine inandığı Federasyon'a karşı bir güç olarak kullanmaya karar verir ve bunun için esrarengiz Laplace kasasının da gizliliğini koruyacak misyon olarak Vist Foundation vakfını kurar. 60'lı yaşlardaki Cardias Vist ise UC 0096'de vakfın başındaki kişidir. Ailesinin bu amacını devam ettirmeye kararlı, sinsi ve bu amaca yönelik çıkarlar sözkonusu olduğunda herşeyi yapabilecek kadar duygusuz bir liderdir.

Vist Foundation'un gizli projesi olarak üretilen RX-0, "NT-D" olarak da bilinen, bir Newtype'in tepkilerinin dijital hale getirilerek hafızasına yüklendiği 3. nesil düşünebilen bir bilgisayara ("Laplace Program") sahip deneysel bir MS'dir ve aslen Laplace Kasası'nın muhafızıdır: Sadece özel durumlarla aktive edilebilen ve BioSensor sisteminin ileri bir devamı olan Laplace Program "Destroy Mode" aktivasyonuyla ortamdaki Psycommu partiküllerini maksimuma çıkartıp Laplace Kasası'nda yoğunlaştırır. Bu sayede RX-0 -Sadece 5 dakikalığına da olsa- gerek enerji gerekse saldırı gücü olarak çok yüksek üst limitlere ulaşabilir, Psychoframe'leri manipüle edebilir ve pilotunun fizyolojisini feedback durumunda tutabilir: RX-0'ın bu gücünün sırrı olan Laplace Kasası'nın nerede tutulduğu ve içinde neyi gizlediği ise ölümcül bir sır olarak gizli tutulmuştur.

UC 0096'de Federasyon kuvvetleri artık savaşın bittiğini düşünmektedir. Ta ki, Full Frontal, Vist Vakfının kendi gizli amaçları için ürettiği ve ortadan kaybolan RX-93 Nu Gundam sonrası hayata geçirilebilen ilk gerçek yeni nesil MS geliştirme projesi olan RX-0 Gundam Unicorn'un ve Laplace Kasası'nın varlığından haberdar olana, Kasa'nın potansiyelini serbest bırakarak Federasyon'u tümüyle ortadan kaldıracak bir yıkım için yeni bir ayrılıkçı hareket başlatana kadar. Öte yandan Federasyon içindeki otonom bir grup olan ve aslında Zeon kalıntılarını avlamakla görevli olması gerekli ECOAS ("Manhunter Group" ismiyle de bilinirler) özel görev gücünün de bu projeden haberdar olması, onların da kendi gizli amaçlarına -Laplace kasasının açılmasını önlemek- start vermelerine sebep olur.

Tüm bunlar olurken hikâyemizin merkezindeki karakter olan Barnarge Links, endüstriyel ağır sanayi kolonisi "Industrial 7" bölgesinde kurulu Anaheim Teknik Lisesi'nde yatılı öğrenci olarak kalmakta ve yarı zamanlı iş olarak da uzay yıkıntısı enkazlarını toplamak gibi rutin bir hayatı yaşamaktadır. Yıllar önce geride kalan savaştan ve izole bir yaşam sürdüğü yanlız hayatına sebep olan ailesinden nefret eden Links'in tekdüze günlerini, karşılaştığı bir kız sonsuza dek değiştirir: Audrey Burn adlı bu kız aslında Sotsugeki'nin planları için seçtiği bir kişidir ve Federasyon için fazlasıyla tehlikeli bir geçmişi vardır.

Olaylar Sotsugeki üyelerinin bir kargo gemisi görünümünde koloniye gelip Cardeas Vist ile pazarlık yapmaları ve bu sırada Federasyon birlikleri ile sıcak çatışma yaşanması ile başlar. Barnarge ise aniden yeniden patlak veren savaşın ortasında kalır ve geçmişi hakkında önemli gerçekleri öğrenir: İçinde "insanlığın en büyük sırrının barındığını" öğrendiği RX-0 ile yeniden başlayan savaşın tam ortasında ortaya çıkar. Olayların bir kez patlak vermesi ile ilk mürettebatı 7 yıldır sürgünde olan savaş gemisi Nahal Argama yeni mürettebatıyla bu olayı tamamen bitirmek için yeniden göreve gönderilecek ve ECOAS birlikleri de kendi amaçları için olaya karışacaktır.

Fragmanlar:

İzlediğiniz bölümden sonraki fragmanı izlemeyiniz! Aksi takdirde Spoiler tehlikesi içerir!

Notlar:

Mobile Suit Gundam Unicorn; Lorelei, Sinking of Japan, Mission 1549, Aimless Aegis gibi sinemaya da uyarlanmış çok satan romanları ile tanınan Japon yazar Fukui Harutoshi'nin 10 ciltlik Light Novel serisinden uyarlandı.

Bu hikaye aynı zamanda UC 0001'de aslında ne olduğundan ZZ Gundam sonunda gördüğümüz klonlara ne olduğuna, Amuro ve Char'ın durumuna dek birçok soruyu Anime izleyicileri için nihayet açığa kavuşturacak yanıtlar içerecek. Bunun yanısıra eski serilerde gördüğümüz bazı karakterleri de kısa süreliğine de olsa görme yada Axis savaşları sonrası ne yaptıklarını öğrenme imkanınız olacak.

İzleme sırası:

Mobile Suit Gundam Unicorn, 1979 yılında başlayan UC evreninde geçiyor ve tahmin edebileceğiniz üzere 00 gibi diğer alternatif evren yapımları ile bağlantısız. Öte yandan bu seri diğer UC Evreni serileri olmadan stand-alone de izlenebiliyor. Fakat yüzlerce kez vurgulamak istiyorum ki, diğer UC Evreni serilerinin o ana kadarki kısımlarından izlediğiniz her birisi size o ana dek izlediğiniz Unicorn bölümlerinden belki 2-3 kat daha fazladan zihinsel tat almanızı sağlayacak detaylar ve evren arka plan bilgilerini sağlıyorlar.

Bu bağlamda ideal izleme sırası aşağıdadır:

ONE YEAR WAR olayları (Sonuncusu hariç tümü UC 0079 yılı)

Mobile Suit Gundam (Tercihinize/boş zaman imkanlarınıza göre 3 Film yada ayrıyeten 43 bölüm) + MS IGLOO (6 bölüm) + MS IGLOO 2 (3 bölüm) + 08th MS Team (12 bölüm, tercihe göre 8. bölüm sonrasında geçen bir opsiyonel ara Film de mevcut) + Gundam 0080 (6 bölüm) -> Gundam 0083 (13 bölüm)

GRYPS - NEO ZEON WARS olayları (UC 0087-0089 yılı)

Zeta Gundam (Tercihinize/boş zaman imkanlarınıza göre 3 Film yada ayrıyeten 50 bölüm olup finalin farklı olması sebebiyle mümkünse her iki versiyonu da bitirmenizi öneririm) -> ZZ Gundam (47 bölüm olup bir önceki seriyi 3 Film olarak izlediyseniz olay akışından çıkmakta fakat Unicorn'da birçok yerde bu serideki olaylar hatırlatılmaktadır, kişisel kanaatimce "canon"dur ve izlenmesi gerekir fakat atlanabilir diyenler de vardır) -> Char's Counter Attack (1 Film)

Unicorn; Char's Counter Attack'den 3 yıl sonraki olayları anlatmaktadır. Seri zaten bir roman uyarlaması olduğu için OVA'lara sığdırılamayan bazı detaylar Manga versiyonunda yan içerik olarak verilmiştir. Arzu ederseniz bu Manga versiyonunu ve romanı ayrıyeten bulup okumak isteyebilirsiniz. Ayriyeten Baka Tsuki sitesinde Light Novel'in çevirisi halen sürmekte.

UNICORN VE UC EVRENİ SERİLERİ ALTYAZI VE İNDİRME LİNKLERİ:

Altyazılar:

Download Linkleri:

Ayrıca Anime News Network'de konu ile ilgili 20 dakikalık bir İngilizce altyazılı bir dökümanter röportaj videosu bulabilirsiniz. Link:

İyi seyirler dilerim!.

Tanıtım çok iyi olmuş gerçektende eline sağlık..Serinin ilk bölümünü izlemiştim ve yaklaşık 1 yıldır Gundam izlemeyeli uzun zaman olmuştu ve bu seri gerçektende ilaç gibi geldi.Konusu aksiyonu karakterleri ile benden daha ilk bölümde tam not almayı başardı.Umarım kalan 5 bölümde de aksiyon eksik olmaz...

İlk bölüm en heyecanlı yerde sonlandı. Baş karakter oğlanımız görünüş itibari ile hafiften Zeta Gundam'ın Camille'ini anımsattı. Ben en çok Marida Kruz karakterine ne olacak diye merak ediyorum asıl. Ne zaman etrafında ölüm olsa bir ürpertiye kapılıyor gibi. Sağlam bir yan karakter. Sonu iyi olur inşallah.

Banagher Links:

16 yaşında, sivil

Hikayemizin kahramanı. Çocukluk yıllarından beri tek başına yaşamanın yüküne karşı başa çıkmaya çalışıyor ve bu da onu kendi kontrolü dışında gelişen herşeye karşı sinik bir kişiliğe itiyor. Annesinin ölümünden sonra Industrial 7 kolonisinde Anaheim Electronics'in sahibi olduğu teknik lisede yatılı olarak yaşamak zorunda kalmış ve rutin günlerin ardından bakarak yaşıyor. "Audrey Burne" isimli esrarengiz bir kızla karşılaşınca yaşamı sonsuza dek değişmekle kalmadı aynı zamanda boyutlarını asla kestiremeyeceği çok taraflı bir savaşa sürüklendi. Er geç vermek zorunda kalacağı karar, Kasa'nın kaderi ve insanlığın tarihinin sonraki kısmının ne şekilde kesişeceğini belirleyecek.

Micott Bartch

16 yaşında, sivil

Banagher'in Anaheim lisesindeki az sayıdaki arkadaşından birisi. Banagher'e karşı koruyucu tavırlar takınan, Zeon halkına karşı ise önyargılı bir nefret duyan bir karakterdir.

Takuya Irei

16 yaşında, sivil

Banagher'in Anaheim lisesindeki az sayıdaki arkadaşından bir diğeri. Bir MS otaku'su olan Takuya bu konuda yürüyen bir ansiklopedi gibidir ve bu sebeple olsa gerek serinin eski yapımlar ile olan bağlantılarını sağlayan bir yan karakterlerden birisidir.

Audrey Burne

16 yaşında, sivil

Vist Vakfı ve Sleeves arasında sağlanan anlaşmayı kesinleştirmek için varlığı gerekli olan kız olan Audrey, Kasa'nın açılması için gerekli bir anahtar konumunda. Fakat Kasa'nın açılmasının insanlığa önceki savaşlar kadar büyük bir tehlike getireceğini biliyor ve olacakları onaylamadığı için kaçmayı seçiyor. Bu aşamada kaderi Barnarge'ınki ile kesişir ve -istemeden de olsa- onu acı ve ölümlerle dolu bir kaderin yoluna sokar. Öte yandan kendisi tüm iyi niyeti ve masumiyetine rağmen, Federasyon'dakiler için politik bir şantaj malzemesi yada görüldüğü yerde vurulması gerekecek bir tehditten başka bir anlam ifade etmiyor.

Riddhe Marcenas

23 yaşında, EFSF Teğmen'i : ReZEL pilotu

Federasyon ordusunun Londo Bell filosundan bir pilot olan Riddhe daha çocukluğundan beri ailesinin UC tarihinin başından beri yüklenmek zorunda kaldığı politik mirasın altında bir başkası olarak yaşamak zorunda kalmış bir askerdir. Orduyu nefret ettiği bu aile mirasından uzaklaşmak için seçmiş fakat bu onu manidar şekilde artık adi teröristlerden başka bir şekilde görülmeyen Spacenoid'leri görüldüğü yerde imha etmenin rutinleştiği bir role sürüklemiştir. Barnarge ve Audrey'le olan karşılaşması aslında kim olduğunu anlamasını ve ailesiyle yüzleşmesi için gerekli cesareti ona verir. Öte yandan görevine bağlı ve onurlu bir asker olması, bu sürecin onun kontrolünün fazlasıyla dışında gelişmesine yeterli.

Mihiro Oiwakken

22 yaşında, EFSF Teğmen'i ve güverte subayı

Mihiro, Nahel Argama'nın güverte seyrüsefer ve iletişim subaylığını yürütür. Zeki ve optimistik bir karakter olan Mihiro aynı zamanda Sleeve'lere karşı yürütülen operasyonlara yürekten bağlı bir portre çizer. Arkadaşı Riddhe'ın inanmak istediğinin aksine Spacenoid'ler başta onun için teröristlerden başka birşey değildi fakat olaylar ona herşeyin bu kadar basit olmadığını gösterdi.

Otto Mitas

45 yaşında, EFSF Nahel Argama kaptanı

Londo Bell filosundan Nahel Argama'nın yeni tayin edilen kaptanı. Kaptan Otto çoğu meslekdaşının aksine formalitelerden nefret ettiğini açıkça belli eden, sıradışı bir kaptandır ve ilginç şekilde zor durumlardaki tecrübesizliği onun otorite olarak pek de parlak olmayan birisi yapar. Yine de hatalarına rağmen mesleğini seven, açıksözlü ve dürüst bir komutan.

Liam Borinea

40 yaşında, EFSF Nahel Argama güverte 2. komutanı

Günleri Kaptan Otto'nun hatalarını önlemeye çalışmakta geçen, soğuk olduğu kadar da zeki bir asker. Zor durumlarda durumu ele alıp insiyatif kullanmak yerine olanları izleyip diğerleri için kısa ve mantıklı analizler yapmayı tercih eder.

Hasan

Nahel Argama'da gemi doktorluğu yapmakta olan Hasan, Kaptan Bright'ın Gryps Savaşı günlerindeki mürettebatından hala sağ ve görev başında olan birkaç kişiden birisi. İnsanlığın değişmek ve daha iyiye dönüşebilmek için bir potansiyel taşıdığına inanan bir humanist olan Hasan aynı zamanda rutin vakaların çok daha ilerisinde tecrübelere sahip, öte yandan sakin ve soğukkanlı bir doktor.

Daguza Mackle

38 yaşında, Özel Görev Gücü Komutanı : Loto pilotu

EFSF Ordusunun "ECOAS" kod adı yada "Manhunter Group" lakabı ile bilinen 920. Özel Görev Gücü komutanı. Üstlerince Laplace Kasası'nın Sleeve'in eline geçmesini ve onun açılmasını ne pahasına olursa olsun engellemesi emredilmiştir. Sert bir karakter sahibi olan Kumandan Daguza, kendisini tamamen bu göreve adamıştır, fakat birlikte çarpıştığı çoğu askerin aksine bunu bir asker sorumluluğundan ziyade kendisini "bir makinadaki dişlilerden birisi" olarak düşünerek yapar: Ne ölüm korkusu ne de geçmişte kaybettiklerinin birşey ifade etmediği bir savaşçıdan ziyade ne için savaştığını sonuna kadar farkında, ama "bunu birisinin yapması gerektiği" için sorgulamayan bir görev adamıdır.

Bright Noa

36 yaşında, "Londo Bell" filo komutanı

Bright Noa, hem 0079'daki Bir Yıl Savaşı süresinde White Base'e kumanda ederek savaşta büyük başarılar göstermiş, hem 0087'de Titans'a karşı verilen savaşta AEUG'da yeralarak bozulan düzenin iyileştirilmesine giden yolu açanlardan olmuş hem de 0093'de Axis astreoidine karşı sefer düzenleyerek dünyayı yıkımdan kurtarmıştı. Tüm bu olanlara rağmen biri manevi iki oğlunu da geri dönmeyecek şekilde kaybetmek ve değer verdiği sayısız adamını savaşa kurban vermenin yükünü omuzlarında taşımak zorunda kalan, kararlı, idealist ve usta bir taktisyendir.

Marida Cruz

18 yaşında, "Sleeves" Grubunda Üsteğmen : Khsatriya pilotu

Görevine sonuna dek bağlı bir asker olan Marida, Khsatriya'nın kullanıcısıdır ve kısa süredir olsa da EFSF birliklerine hayli zaiyat verdirebilmiş üstün bir Ace pilottur. Audrey'in kayboluşundan sonra "Garancieres" mürettebatı ile birlikte onu geri getirmekle görevlendirildi fakat yoluna Unicorn'un çıkmasından sonra kaderi Barnarge ile kesişen bir diğer kişi oldu. Üstün Newtype sezgilerine sahip olan Marida sıradan herkesin sahibi olduğu tüm duyguları törpülemeyi seçmiştir. İlk Neo Zeon savaşlarının bitimi onun için örtmek istediği, fakat ona savaşma sebebi veren kabuslardan başka bir anlam ifade etmemekte. Sadakati ise, onu yıllar ölünce ölümden beter bir kaderde sürüklenmekten kurtaran "Sleeves", daha ziyade ise kaptan Zinnerman'adır.

Suberoa Zinnerman

52 yaşında, "Garancieres" kaptanı

Resmi olarak bir "Sleeves" ordusu komutanı olmayan kaptan Zinnerman, kargo gemisi süsü verilmiş "Garancieres" gemisi ile onlar için çeşitli özel görevler yürütmektedir. Mürettebatından Flaste Schole ile bir zamanlar bir ailesinin olduğu Side 3 şehri Globe'dan, Gilboa Sant ile Federasyon'a ait bir esir kampına düzenlenen bir baskından ve Marida ile de 1. Neo Zeon savaşının sonrasındaki kargaşa döneminden tanışıyorlar. Onurlu bir insan olan Zinnerman görevini yerine getirmek için herşeyi yapabilir fakat bundan da ziyade emrindeki personelin hayatına herşeyden çok önem verir.

Angelo Sauper

19 yaşında, Teğmen / "Sleeves" Özel Muhafız Birliği komutanı : Geara Zulu Custom pilotu

Angelo, Full Frontal'ı korumakla görevli muhafız birliğinin komutanı ve onun sağ koludur. Onun emirleri için ölüme düşünmeden gidebilir. Korkusuz olduğu kadar da Federasyon'a karşı taşımakta zorlandığı ölçüde büyük bir nefret taşır. Aynı zamanda bir Newtype olan Angelo, Banagher'i öldürmek için fazlasıyla takıntılı bir karaktere sahip.

Full Frontal

"Sleeves" hareketi lideri, Albay : Sinanju'nun pilotu

2. Neo Zeon hareketi lideri Char Aznable'ın UC 0093'de dünyaya Axis astreoidini düşürme girişimi sırasında kaybolmasından 3 yıl sonra ortaya çıkan bu gizemli adam "Sleeves" organizasyonunun gizemli lideri ve sadece varlığıyla bile Federasyona'a karşı bir isyan dalgası oluşturmaya yetecek bir karakter. Federasyon'a göre o "Char'ın İkinci Gelişi" yada nam-ı diğer "Ateş Yıldızı"dır. Spacenoid'lerse onu yarım kalan misyonunu tamamlamak için geri dönen bir kurtarıcı olarak görüyorlar. Hangisi olursa olsun, bu adam Char'ın ta kendisinden başka birşey değil. Ses tonu, anıları (Zeta'daki "Messenger of Axis" bölümünü izlediyseniz Unicorn OVA-2'de bununla ilgili sahneyi daha iyi anımsayabilirsiniz), taşımak zorunda hissettiği maskesi, durdurulamaz savaş taktikleri, kırmızıya boyadığı kişisel MS'i ve hatta alnındaki yara izi -Amuro bu yarayı bir epe ile açmıştı- için başka birşey düşünülemez. Laplace Kasası'nın açılması için herşeyi yapmaya kararlı olan Full Frontal savaş alanında tek başınayken bile kendisinden çok kalabalık birlikleri kolayca dağıtabilecek korkunç bir pilot, hiç çekinmeden acımasız kararlar uygulatabilen sert bir komutan. Savaş alanında değilken ise empati sahibi bir centilmen, çok zeki ve inanılmaz karizmatik bir lider.

Syam Vist

Vist Vakfı Kurucusu

96 yıl önce adi bir terörist grubun üyesi olan bu adam, içinde insanlığın tahmin yetisinin çok ötesinde bir güç taşıyan Laplace Kasası ile karşılaştıktan ve onun tarafından kurtarıldıktan sonra bu gücü insanlığın sonu belli kaderini değiştirmek için kullanmaya karar verdi ve bunun için Vist Vakfı'nı kurdu. Aradan geçen 96 yıl sonra artık yorulmuş şekilde, Vakıf'in gittiği kaderin onu kurarken istemiş olduğunun tam aksine gittiğini son saatlerinde acı ile görmek zorunda kaldı fakat hala insanlığa olan inancını koruyor.

Cardeas Vist

60 yaşında, Vist Vakfı Başkanı

Uzun yıllar boyunca Kasa'nın gücü sayesinde hem Federasyon hem Zeon'ca dokunulmaz kalmayı başarabilmiş büyük bir güç olan Vist Vakfı'nın şu anki lideri olan Cardeas artık insanlığa inancını kaybettiğine karar verdiğinde Kasa'nın açılması için Sleeve'lerle temas kurdu. Bu da Audrey'in Banagher ile karşılaşması, Sleeve'in EFSF birlikleri ile çatışmaya girmesi ve Unicorn'un savaş alanında yükselmesine sebep oldu. Aslında içten içe insanlığın daha iyiye dönüşebilmesine olan inanç kırıntılarını hala tam kaybetmemiş olan Cardeas vakit geldiğinde, bu umudunu taşıyabilecek tek kişiye emanet etti.

Gael Chan

Vist Vakfı'nda yardımcılığını yaptığı Cardeas'ın Kasa ve RX-0 ile ilgili sırlarını bilen tek kişi ve gözüpek, ölümüne sadık ve soğukkanlı bir kişi. Koloniye yapılan baskından sonra Kasa'nın kaderini etkileyecek görevi için gidilebilecek son noktaya kadar gitmeyi seçti.

Aaron Terzieff

33 yaşında, Anaheim Electronics mühendisi

RX-0'ın dış zırh çeperini inşa eden grupta yer alan bir mühendis ve RX-0 hakkındaki detaylar için yardımı önem sağlayabilecek bir kişi. Olayların akışı içerisinde RX-0 hakkında daha fazla bilgi isteyen Alberto tarafından yanına alındı. Yumuşak başlı ve sessiz bir görüntü arzeder.

Alberto Vist

33 yaşında, Anaheim Electronics idarecilerinden

Cardeas'ın ilk evliliğinden doğan küçük oğlu Alberto, ailesinin dağılmasına sebep olan trajediyi bir takıntı haline getirmiştir. Kendisi Anaheim Electronics'de üst düzey bir yöneticidir ve aynı zamanda Cardeas'ın RX-0 projesinin detaylarını bir noktaya kadar bilen nadir insanlardan birisi. "Sleeves" ve Vist Vakfı arasındaki gizli görüşmeleri takip etmek için kolonide bulunan Alberto, Kasa'nın kontrolünü ne pahasına olursa olsun ele geçirmeyi amaçlar, fakat korkak, çıkarcı ve egoist olduğu kadar hareketleri kolay manipüle edilebilir birisidir.

Martha Vist Carbine

55 yaşında, Anaheim Electronics CEO'su

Syam'ın yaşça en büyük torunu olan (ki kendisi Cardeas'ın ilk evliliğinden doğan ilk çocuğudur) Martha, Anaheim Electronics icra kurulundan Melan Hue Carbine ile olan evliliği sayesinde şirkette büyük nüfuz sahibi olmuştur. Şimdiki hedefi ise Vakıf ve Kasa'nın kontrolünü tamamen ele geçirmektir.

Melan Hue Carbine

76 yaşında, Anaheim Electronics genel icra kurulu başkanı

Beyaz yakalı bir silah taciri diyebileceğimiz Melan, -meslekdaşları O'sullivan ve Wong Lee ile birlikte- 0083'den bu yana savaşan her gruba resmi yada gayrı resmi şekilde çift taraflı olarak silah ve teknoloji sağlamış, bu sayede şirketin dokunulmaz bir kartel halini almasını garantilemiştir. Etik değerleri olmayan bir işadamı olan Melan serideki kapitalizm eleştirilerinin en belirginlerinden birisidir.

Ricardo Marcenas

62 yaşında, İlk Federasyon Başkanı

Uzaya kolonileşme ve insanlığı tek Federasyon altında birleştirerek onu yaklaşan yokoluştan kurtarma fikrinin ilk öncüsü ve Birleşmiş Milletler'in yerini alan Federasyon'un ilk başkanıdır. Hikayedeki umudun birkaç sembolünden birisi olsa da manidar şekilde artık Spacenoid'lerin terörist ilan edildikleri bir düzenin çıkış sebeplerinden birisi.

Ronan Marcenas

52 yaşında, Federasyon yürütme konseyi üyesi

Riddhe'in babası olan Ronan, Federasyon'daki gölge kabinenin en nüfuz sahibi politikacılarından birisidir. Bu sebepten dolayı da Spacenoid'leri etkileyecek her tür karar için kilit bir konumda yeralır.

Loni Garvey

18 yaşında, Zeon üyesi

Yonem Kirks tarafından himaye edilmeye başlanan bir kız. Babasının idealleri için bir araç gibi kullanılmaktadır. Mobile Armor Shamblo'nun iletişim sistemlerini kullanmakla görevli.

Yonem Kirks

39 yaşında, yerel Zeon lideri

Güneş enerjisi transformasyonu sayesinde büyük gelir sahibi olmuş ve bu sayede Federasyon'la savaş halinde olan Müslümanların önderi haline gelen Mehdi Garvey sayesinde Yonem Kirks adında eski bir Zeon kumandanı isyanı onun kaldığı yerden devam ettirmeye karar verir. Garvey Şirketi'nin 1. Neo Zeon savaşının sonlarına doğru Haman Karn'ın desteği ile inşa etmeye başladığı Mobile Armor'u Shamblo sayesinde Yeni Gine'yi Federayson'a karşı direniş bölgeleri haline dönüştürmeyi başarmış ve Federasyon merkez karargahı Dakar'a dek uzanan bir kuşatma başlatmayı başarmıştır. Romanın aksine Yonem, artık hayatta olmayan Mehdi Garvey adına direnişi devam ettirmektedir. Mehdi'nin kızı Loni'ye mutlak bir sadakat duyar.

Gundam Official'den 2 gün önce yapılan duyuruya göre Gundam Unicorn'un bölüm sayısı 7'ye çıkartılmış. Ayrıca son bölümün 1 saatten daha uzun olabileceği belirtilmiş ve 6. OVA'nın İlkbahar 2013 sezonu içerisinde yayınlanacağı kesinleştirilmiş.

Daha önce de yazmıştım. Özellikle yaşıtım Japonlarla animeler üzerinde sohbet ederken aradaki o meşhur şeffaf duvarın kalktığını gördüğüm ya da Nihonjin'lerin o kendilerine has nezaketlerini bir kenara bırakıp ünlem dolu cümlelerle konuşmaya başladıklarını fark ettiğim tek bir konu var. O da GUNDAM. Özellikle Universal Century serileri. Her fırsatta Minna No Nihongo'yu kafamın içine sokmaya çalışan ve normalde son derece ciddi biri olan Japonca hocamın dersin ortasında elindeki kalemi bırakıp "Anime Ja Nai - Anime Ja Nai !" diye tempo tutturup, dans etmesi ve ardından da gözleri dolarak Zeta Gundam'dan bahsetmesinden sonra olayın vehametini – biraz geç olmakla beraber - anladım diyebilirim. Ki çok önce "Neymiş yaaa şu Gundam. Adamlar Tokyo'nun orta yerine 15 metrelik heykelini dikmişler" diyip torrent'e asılmış, bütün serileri indirmiştim. Ne yazık ki pek çoklarının old school olarak nitelendirip burun kıvırdığı Kidō Senshi Gandamu 0079'un tamamını bir türlü izleyememiştim. Bunu utanarak söylüyorum çünkü Sevgili Hamit (a.k.a Akuma-Blade) bu konuda benimle çok uğraştı. Ancak takdir edersiniz ki sabah 8, akşam 22 çalışan, kalın kafalı bir Anglo-Sakson bataklığı canavarının (ki bunu konuyu isterseniz daha sonra irdeleyelim) birbiriyle bağlantılı ve herbiri yaklaşık 40 - 50 bölümden oluşan Gundam serilerini izleme maratonuna girmesi oldukça zaman alacak bir işti. Tabi internet üzerinden yediğim fırçalardan sonra olay farklı bir boyut aldı.

Şimdi nasıl anlatabilirim bilmiyorum... Her Sanat Dalında, Anlatım Türünde (Sinema, Edebiyat, Resim, Çizgi roman vb.) bir literatür vardır. Bu literatürü daha yalın bir şekilde meraklılarına sunabilmek için top 10'lar oluşturulmuştur. Örneğin siz fumetto olarak nitelendirilen Dylan Dog, Dampyr, Teks, Martin Mystere gibi İtalyan Bonelli çizgi romanlarını takip eden, seven biri olabilirsiniz. Ya da ne bileyim DC Vertigo line'ından yayınlar alıp okuyorsunuzdur. Mesela kahverengi bir trençkot giyip elinizde sigara John Constantine (Hellblazer) triplerinde ortalıkta dolanıyorsunuzdur (Siz bu tür çatlaklıkların Anime-Manga meraklılarına özgün mü olduğunu sanıyorsunuz. Eeeeeee uyanın o zaman ). Ancak çizgi romanlar konusunda tercihiniz ne olursa olsun, Alan Moore'un Watchmen'ini ya da Berardi'nin Ken Parker'larını, Eisner'ın The Spirit'lerini, Kubert'ın Enemy Ace'lerini okumadan çizgi roman kilisesinin kapısından içeriye giremeyeceğinizi bilirsiniz. Yani en klasik tabiriyle bakmak ya da görmek arasındaki farkı yakalayamazsınız. Yalın bir tüketici olur, elinizdeki çizgi romanların asıl esin kaynaklarını bilmeden forum alanlarına içi boş entry'ler gönderirsiniz. Daha açıklayıcı olması açısından; Edgar Rice Burroughs'un Barsoom Serisi kitaplarından ya da Frank Herbert'ın DUNE'undan haberdar olmadan Star Wars'ının Sci-Fi'nin en özgün örneklerinden biri olduğunu iddia eden patates kafalı bir Amerikalı düşünmenizi rica edeceğim. Şişmiş göbeği Stormtrooper kostümünden fırlamış vaziyette Comic Con'lara giden ve her yıl romanlara, figürlere milyonlar akıtıp Lucas'ı daha fazla zengin eden bir ahmak... Ya da Tolkien'in bilmeden, tanımadan, Hobbit’i ya da Yüzüklerin Efendisini okumadan, tepenizde ağzının salyalarını akıta akıta Fantastik edebiyat muhabbeti yapmaya çalışan bir akıllı düşünün. Ne kadar rahatsız edici bir durum değil mi … İşte Anime ve Mangalara ilk merak saldığımda leş kokan, çakma otakular çukuruna düşmemek için literatürü (kronolojik olarak yayın sıralarıyla) araştırmaya başladım. Manga'lar için elimde sağlam bir veri tabanı vardı. Akira'nın, GITS'in, Urasawa'nın Monster'larının, Blade of the Immortal'ların, Lone Wolf and Cub, Dragonball'un, Hadashi no Gen'in İngilizce baskıları elimde mevcuttu. Özellikle Shounen'lerin belli kalıpları takip ettiğinin farkındaydım. Ancak animeler konusunda bu kadar şanslı değildim. Susan Napier, Gilles Poitras, Patrick W. Galbraith, Frederik Schodt, Paul Gravett gibi batılı araştırmacıların kitaplarına baktım ama bunların bir çoğunun yüzeysel, "elinde bulunsun, kütüphanene koy, havası olsun yayınları" olduğunu fark ettim ve bu beni müthiş rahatsız etti. İnternet üzerinden görüştüğüm Japon arkadaşlarımın bana "Bırak Elfen Lied'i, Berserk'i. Senin kanındaki metal oranı çok yüksek. Direk Yamato ya da Gundam'la işe başla" demelerine rağmen laf dinlemedim. Akuma ise bana peşi sıra download linkleri gönderiyor (Gunbuster, Nadia, Shin Mazinger, Patlabor, Black Jack, Votoms, Panzer World Galient, Yukikaze, Detanator Orgun, Linebarrel no Kurogane, NHK ni Youkoso! ve yüzlercesi) bir taraftan da 0079’u izleyip izlemediğimi soruyordu. ZZ Gundam'ın Intro parçasındaki nakaratı "Anime Ja Nai"yi Japonca hocamdan duymam bir anda "Ben ne yapıyorum yaaa" dememe sebep oldu. Haytalığı bir kenara bırakıp Gundam izlemeye tekrar başladım. 0079'un ortalarındayken dayanamayıp Gundam Unicorn'un ilk OVA'sını izledim. Unicorn görselliği açısından nefis bir animeydi. Ama Unicorn devam eden bir hikayenin önemli bir parçasıydı ve anlatılan evren hakkında tam olarak bilgi sahibi değildim. 0079'na kaldığım yerden devam ettim. 08th MS, 0080, Stardust Memories, Zeta Gundam... Arkası çorap söküğü gibi geldi. Japonya'da savaş sonrası kuşağın üyelerinden biri olan Yoshiyuki Tomino, 1970'lerin sonunda, karşılaştığı tüm engellemelere karşın, Gundam'la içinde İkinci Dünya Savaşınının ve Soğuk Savaşın etkilerinin de rahatlıkla gözlemlenebileceğiz, politik kurgunun, karakterlerin ustaca kotarıldığı, nefis bir hikaye ortaya çıkarmıştı. Anno'dan, Kawamori'ye, Nagano'dan, Mamoro Oshii'ye kadar ardından gelen ve zaman içinde sektörde kendine kalıcı bir yer edinecek tüm Author'leri Gundam'la çok derin bir şekilde etkilemişti. Tezuka, Japonya'da Manganın babası olabilir. Ancak Tomino, Asuwan Atom'dan bu yana robotları seven Japonlara, Gundam'la bambaşka bir persfektif sunmuş, real robot serilerinin öncüsü olmuş ve sonrasında -belki de hepsinden önemlisi- 0079 TV serisini yapımcının yarattığı zorluklara rağmen bitirmiş, movie'lerin getirdiği ticari başarıyla stüdyoların kendilerini finanse eden oyuncak üreticisi firmaların cenderesinden çıkıp daha bağımsız işler yapabileceğini göstermiştir. Batıda ne yazık ki Hayao Miyazaki kadar ismi bilinmemekte. Bunun zevzeklerin ve çakma otaku'ların yarattığı bir yanılgı olduğunu yazmayı çok isterdim. Ancak konuyu bambaşka bir yere taşımak istemiyorum.

Neyse... Uzun lafın kısası kendini Anime izleyicisi, meraklısı ya da gurmesi, delisi olarak tanımlayanların Gundam Unicorn'u izlemelerimi kesinlikle tavsiye ederim. Ancak Igloo - 0079 - 08th MS - 0080 - 0083 Stardust Memory - Zeta Gundam - Double Z - Char's Counterattack - Unicorn şeklinde giden sıralamayı takip etmeniz anlatılan öyküyü anlamanız açısından oldukça önemli.

Arkadaşlar alt yazılar için yardımcı olabilirmisiniz. Link i tıkladığım zaman partner bulma sitesine yönlendiriyor.

Selam hamit acaba unicornun 5. ovasının altyazısı gelecekmi merakla bekliyoruz

Geride kalan 6 bölümün özeti niteliğinde mükemmel bir fanmade klip:

Akabinde de son bölümün uzun fragmanını sunmaktan guruluyum:

Hayatımda pek çok şeyin değiştiği son 4 yıllık süreçte benimle olan Gundam Unicorn, dün itibariyle bitti. Aslında bir kez daha izleyip gerçekten uzun bir yazı yazmak isterdim ama izleyip de birşey yazmamış gibi gözükmek istemediğimden en azından birşeyler karalamaya karar verdim.

Gundam Unicorn, herşeyden önce bundan 35 yıl önce yaratılmış destansı bir kurgunun sonradan gelen jenerasyonlarca özünü koruyarak sürekli geliştirilmesini ve Gundam külliyatında genel olarak bir çağın kapanışını sembolize ediyor. Kurgu izleyicilerin ister bu 35 yıllık hikayeyi bilsinler, ister bilmesinler yine de bu ortak paydayı herşeyden önce hissetmeleri için yapıldığını herşeyden ziyade hissettiriyor.

Gundam Unicorn'un hikayesi ise benim için herşeyden önce babalık, empati, idealler, yaşarken yaptıklarımızın sonsuzlukta yankılanması ve özgür irade kavramları üzerine dokunaklı bir öyküydü. 7 bölüm olması çoğu yerin hızlı geçilmesi, izleyicinin 35 senelik metaseri ve onun arka planı üzerine olan kültürüne güvenilmesi (teorik olarak da olsa konu hakkında kültür birikimi olmayan birisinin de izleyebilmesi için yapıldığı açık öte yandan alabileceğiniz zevkin maksimuma çıkabilmesi için tüm külliyatı hatmetmeniz gerekiyor, ki her ne kadar bunlar sadece genel hissiyat ile ilgili bir durum olmasına karşın), MS cameo'larının yer yer takip edilemez bir hal alabilmesi ve anlatımın kimi yerlerde fazlaca alegori halini alması yeni başlayan izleyicileri itecektir, bundan eminim. Zira en baştan paso aksiyon değil dramatik bir UC alegorisi, UC trope'lerine özür mahiyetinde bir kurgu izliyoruz yapımda.

Animasyonlardan çok bahsetmiyorum, ister olaya 2D ister 3D açısından bakın, tüm Gundam külliyatının en mükemmel animasyonlarını bu yapımda görebilirsiniz demem yeterli sanırım. Müzikler ise aylarca playlist'inizde dönüp duracak denli kaliteli ve hissiyat sahibiler.

Karakterlerin hikayeleri birbirlerinden kopuk parçalardan ibaret değil. Banagher'in varlığı bile herşeyden önce hepsi ayrı öykülere ve yönelimlere sahip düzinelerce karakteri bir araya getiren birleştirici ortak bir öğeden ziyadesi değil aslında. Savaşan 2 taraf, gizli amaçlara sahip bir vakıf ve kapitalist bir özel şirket, savaşmak için yaşayanlar, yaşamak için savaşanlar ve savaşsız yaşamaya çalışanlar arasında savrulup duran Banagher bir noktadan sonra insanlığın umuduna inanmayı seçiyor ve insanlığın üst bilincine doğru bir yolculuğa başlıyor. Hikayenin bitiminde ise elimizde Pandora'nın kutusundaki umut kırıntılarından fazlası kalıyor neyse ki.

Adı ister Dune olsun, ister Star Trek, ister Star Wars, ister Dragonlance, uzayıp giden ve hedef izleyicisinin ömrünü aşan bir kurgu yaratan her örnekte olduğu gibi Gundam Unicorn'da külliyata kesin bir dönüm noktası hazırlamayı, bunu da manevi bir eşikte yapmayı seçmiş. Gundam Unicorn'un öncesinde yaratılmış her ne kadar Late UC senaryoları da olsa da Gundam Unicorn'un attığı o son imza bu öyküleri külliyatla eşleştirmeyi gereksiz kılıyor. Bunu ister iyi ister kötü olarak yorumlayabilirsiniz ama ilk paragrafta da belirttiğim üzere, hikayenin artık bir vendetta haline gelmemesi, aksine kesin bir sonun gelmesi ve bu şekilde hikayedeki çemberin tamamlanması adına 35. yılda yapılan manidar bir karar olarak bakıyorum ben buna. Öte yandan saygı ve zamanını ayırarak metaseriye vakıf olmuş izleyici için eminim 35 yıllık bir hikayeye -Late UC hikayelerinin non canon haline gelmesinin göze alınmasını saymazsak- ideal bir son cümle denemesi de denebilir. Sonuç olarak görselliği, müzikleri, arka plana sıkıştırılmış ayrıntılarının çokluğu için ve herşeyden önemlisi, bundan 35 yıl önce yaratılmış hikayenin sonraki jenerasyonlarca bir bayrak yarışı gibi nasıl geleceğe taşındığını göstermesi açısından izlenilmesi, izletilmesi gereken bir örnek kanımca.