Jump to content
  • Kayıt Ol

Detonator Orgun (1991)


Akuma_Blade

Önerilen İletiler

orgun3.jpgorgun.gif

21. yüzyılın hemen başlarına doğru insanın kendi içinde girdiği uzay savaşlarının getirdiği yıkım, yeni bir başlangıç olur ve insanlık tarihinde bu olay "Second Beginning" yani İkinci Başlangıç adıyla anılmaya başlar. Artık insanlığın amacı önce yüzlerce yıl boyunca kaybettiği kendi öz saygısını yeniden kazanmak ve yüksek bir uygarlık seviyesine ulaşmaktır.

Aradan 200 yıla yakın zaman geçer. Artık insanlık dünyayı düzeltip kendi varlığını EDF adlı bir çok uluslu ordu ile koruduğundan savaşlar ve iç çatışmalar sona ermiştir. Birçok kişi için de EDF'ye kapağı atmak kariyer yapmak için en iyi fırsattır. Fakat başrol karakterimiz için bundan daha önemli sorunlar vardır. Mezuniyetine birkaç ay kalmış bir öğrenci olan Tomoru Shindo tam bir boşluktadır. Dahası, gerçekten farksız tuhaf kabuslar görmektedir. Bu kabuslar bir kızı peşindekilerden korurken öldüğü rüyalardır. Bu rüyalar hayatını sorgulayıp bulamadığı cevaplar aramasına sebep olur fakat aynı cevapları bir başkası da aramaktadır!

Evrenin en dış sınırından galaksimize doğru kaçan Orgun, güneş enerjisini kayıpsız şekilde potansiyel enerjiye dönüştürebilen bir metal kabuğa sahip ve karşılaştığı her gezegeni yokederek ilerlemenin kendi kaderleri olduğuna inanan bir bio-mekanik avcı toplumu olan "Evoluder" için seçkin bir akıncı ("Detonator") olmasına karşın şimdi toplumu için en ölümcül günah olan firar suçunu işlemiştir. Göreceli geçen 250 milyon yıl boyunca kendi gezegeninden köle yaratıklar tetikçiler olaraktan ardı ardına onu öldürmek için peşinden gelmektedirler. Orgun bu savaşların en sonunda aya yarı ölü şekilde yığılır. Bu olay sırasında Tomoru, EDF'nin askeri eğitim programı sırasında uzayda ağır bir mental şoka maruz kalır. Kontrollerde Tomoru'nun zihninin meçhul bir kaynaktan gelen zihin dalgasına açıklanamaz şekilde bir reseptör görevi yapmaya başladığı ortaya çıkar. EDF'nin süper bilgisayarı I-ZACK ve onun kullanıcısı Profesör Kanzaki bile bu varoluşa bir açıklama getiremezler ve ne olduğunu bilmedikleri bu sinyalleri fiziksel bir forma aktarmaya çalışırlar. Ta ki bu olaylardan tam 1 yıl sonra, güneş sisteminin dışından düzenli aralıkta arama sinyalleri almaya başlayana dek.

Orgun'un komaya girmesinden çok sonra Tomoru bu olanları kendi bilincinde hatırlamamaktadır ve fakat rüyalar artan bir gerçeklikle sürmektedir. Bir süre sonra Orgun, onunla bu kez doğrudan telepatik bağlantıya girer: "Aradığı cevapları verebilecek tek kişinin" o olduğunu söylemektedir. Tomoru daha hiçbirşey anlayamadan yaşadığı şehre bir Evoluder kölesi iner ve Orgun'un zihinsel kayıtlarının yapıldığı laboratuvara doğru karşısına çıkan herşeyi yokederek ilerlemeye başlar. Tomoru, rüyalarında gördüğü mekanik canavarları ve kurtarmak için öldüğü kızı (Profesör Kanzaki) görünce Orgun'a direnmekten ilk kez vazgeçer. Ve EDF karargahındaki prototip zırh uyanıp Tomoru ile bütünleşir. Bu aslında, Orgun'un reenkarne olmuş vücudundan başka birşey değildir fakat bu simbiyot birleşmeden sonra Tomoru'nun zihni Orgun'un anılarınca istila edilmeye başlar. Öyle ki, bu olay için şehre yapılan ilk saldırı aslında topyekün tüm tüm güneş sistemi için sonun başlangıcından başka birşey değildir.

illustration-023.jpg

Orgun, kendi bilgisayarımda VCD'den izlediğim ilk Anime'lerden birisi fakat 3 bölümlük hikayenin sadece ilkini izlemiş olduğumu yıllar sonra farkedip seriyi yeniden izledim. En başta söyleyebileceğim şudur ki Orgun, kendine saygısı olan her bilimkurgu hayranının da görebileceği gibi 80'ler sonu 90'lar başı yapımların en iyi örneklerinden birisi.

Bir tanım yapmak gerekirse : Space Knight Tekkaman + Guyver dememiz mümkün Orgun'un temel konsepti için. Zaten dizaynlar olarak bu ikisinden esinlenmeler taşıyor, bu doğal kabul edilebilir zira Guyver'in dizaynırlarından birisiyle çalışılmış. (Space Knight Tekkaman'ın Remake serisi olan Tekkaman Blade'in Detonator Orgun'dan bir yıl sonra çıkmış olması ayrı bir konudur tabii, ilerideki bir Tekkaman Blade topic'inde bu konudan tekrar bahsedeceğiz) Gerçi tasarım olarak Tekkaman'dakilerden daha sade bir dünya var: Solid Armor kullanan zırhlar dışında tüm EDF ekipmanları göze oldukça hoş gelecek denli sade ve hoş. İleri gelecekte geçen çoğu bilimkurgunun aksine empati sorunu duyacağımız teknolojilerle karşılaşmıyoruz. Benzer şekilde hikaye 23. yy'da geçtiği halde Mecha'ların konsept tasarımı oldukça güzel. Öyle ki Birdman'leri gördüğünüzde Gundam Unicorn'daki Loto'ların yada Gasaraki'deki Raiden Armor'ların uçağa dönüşen bir versiyonunu izlediğinizi düşüneceksiniz. (Her ne kadar cannon fodder olayı biraz yetersiz işlenmiş olsa da dizayn olarak çok güzel durduklarını söyleyebilirim) Solid Armor hususuna gelirsek bunlar da güneş ışığı aldığı sürece U.C. Gundam serilerindeki bir Colony Laser tesisine bedel ateş gücüne sahip olan ama asıl olayı yakın dövüş olan arkadaşlarımız. 3 bölümlük serinin toplamında topu topu 3-4 dövüş sahnesi olsa da bunlar göze pek de kısa gelmiyor ve bildiğimiz kötü kotarılmış Anime kavgalarına da pek benzemiyorlar. Çizimler ve detay seviyesi ise sadece zamanının 10 yıl ötesinde şeklinde özetlenebilir.

Karakterler bir elin parmaklarını geçmese de Tomoru bildik "Savaşmak istemiyorum!" modunda ordular deviren shounen tipleri değil gayet "manly" Kamen Rider kahramanlarını anımsatıyor. Evoluder'lere ve onlarla ilgili konsepte ayrı bir parantez açmak gerek zira ilk bölümde gördüğünüz henshin yapan kahramandan, kötü uzaylı tiplemesine dek gözünüze klişe görünen herşey aslında bir hedef saptırma. Zira ikinci bölümün hemen başından üçüncü bölümün son dövüşün sonuna dek gördüğünüz herşey için aslında evrenin kendi setting'i içinde "mantıklı" bir açıklamasının yapılmış olduğunu göreceksiniz ki bu oldukça beğenimi kazandı. (Benzer şekilde spoiler vermek istemesem de, bu açıdan serinin eskilerden Uchuu Senkan Yamato, Ideon, Baldios ve Blue Noah'ın, yenilerden de Blue Submarine No.6, Argento Soma ve Soukyuu no Fafner'ın çizgisini yansıttığını söyleyebilirim)

Tomoru dışında hikayedeki yegane karakterler Kanzaki (genç ve dahi bilim kızı) ve Mitsurugi (Yaratıkları ilk görüşünde bile -altındaki şey cannon fodder niteliğinde bir Birdman bu arada- "Come get some!" modunda savaşan ablamız) olsa da Mitsurugi'nin tüm hikayede birkaç dakikadan daha fazla görünmesini isterdim açıkçası. Yine de ilk Macross'un sonundaki gibi arkadaşımızın seçimi pek de bizi pişman etmiyor olsa da Mitsurugi'nin favori waifu'larım arasına girdiğini söylemem lazım.

Anlatımın arka planı gayet psikolojik ve olabileceği kadar derin. Rüya ve kabus sahneleri hikayeye çok şey katmış. Militarizm göndermeleri ilginç şekilde yapılmış. EDF'nin 1. ve 3. bölümde göreceğiniz recruitment reklamları, Tomoru'nun kafa dağıtmak istedikçe II. Dünya Savaşı filmlerine gitmesi ve hatta en sonda gördüğümüz çocuğun Tomoru'nun savaş müzesine konulan montuna karşı esas duruşuna geçmesine kadar birçok şey bu niyeti güzel ve alçakgönüllü şekilde özetliyor.

Müziklere ayrı bir paragraf açmak lazım: Soundtrack oldukça iyi hatta "Detonator Orgun" adlı tema, şimdiye kadar gördüğüm en atmosfer sahibi OST parçalarından birisi. Müzik olarak ambiansa tam uyan harika bir iş çıkarılmış. Tüm bunlar ve daha fazlası klişeleri özgünlüğe dönüştüren bir hikayeyle buluştuğunda eksiler filan gözünüze çarpmıyor. Gerçi yapımda eleştirebileceğim tek şey "Norio Wakamoto Japoncası" diyebileceğim kasıntı aksan kullanan Lang (ki Norio Wakamoto'nun kendisi seslendirmekte!) ve Zoa'nın konuşma şekli oldu.

Orgun'u bazı Mecha oyunlarında da görmek mümkün.

srtw.jpg

Oyun olarak Sega CD platformu için bir adventure oyunu ve tabii ki Super Robot Wars'da boy göstermekte: Sega CD'deki oyununu text bazlı olduğu için oynamadım gerçi ama SRW'deki Detonator Orgun'un morali 120 olduğunda tek başına ordularla savaşabilecek bir noktaya geldiğini söyleyebilirim. Oyunu Orgun'lu takımlar oluşturarak oynarsanız hem nispeten daha kolaylaşan hem seyir zevki yüksek savaşlar göreceksiniz. Ayrıca bazı şartları yerine getirirseniz EDF'nin seri üretim Solid Armor'larını açabiliyorsunuz.

Olaya Masami Obari açısından bakarsak (ki kendisi bu yapımda hem yönetmen, hem senarist, hem de key animatör olarak görev yapmış) Detonator Orgun'un kendisinin diğer tüm işleri ile kıyaslandığında -bölüm yönetmenliği yaptığı Bubblegum Crisis OVA'larını saymazsak- kendisinin gerçekten ciddi ve kayda değer tek çalışmasını olduğunu söylemem mümkün. Sonrasındaki tüm rejilerinde Masami Obari yavaş yavaş kalite kaybederek zamanla sadece eğlenmek için üreten bir adam haline geldi maalesef.

Sonuca bağlarsak, zamanı için kadri bilinmemiş klasiklerden denebilecek bu yapım hala izlenebilecek denli kaliteli bir iş. Ana hikayesinin, sevgi ve irade gücünün imkansızları mümkün kılabilecek olması dışında birşey olmamasına rağmen bunu oldukça epik şekilde ve klişe sanılanları orjinaliteye dönüştürerek yapıyor. Son sözlere dönersek arşivlik bir çalışma olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.

Snaoshots_Detonator.jpg

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...
  • İleti 2
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Akuma_Blade

    1

  • Yusaku

    1

  • Unbreakable

    1

En Çok Yazanlar

80'li VE 90'lı yıllların serilerine meraklı bir animesever olmama rağmen bu seriye daha önce hiç bir yerde rastlamamış olmak hayli şaşırttı beni açıkçası..arşivlik bir seri olduğu çok belirgin..ayrıca tanıtım da gayet güzel olmuş..işten dönüşte torent avına çıkmak farz oldu gibi..:)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 yıl sonra...

Türünün tartışmasız en sağlam örneklerinden biri... Tekkaman Blade'i de severim (ki D-Boy mu yoksa Lutwaffe hayranı Tomoru mu diye sorsalar, cevap veremem :) ) ancak Orgun; dramatik yapısı, genel kurgusu, yaratılan Dünya, karakter ve mecha tasarımlarıyla çok daha iyi bir anime.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?