Anime izlemeye nasıl başladınız?

Böyle bir anket açasım geldi.

Nasıl başladınız bakayım?

Arkadaş?

Tesadüf?

Can sıkıntısı?

Öneri?

Dürüst olmak gerekirse ben, youporn adlı site sayesinde giriş yaptığımı söyleyebilirim.

İyi de yapmışım diyorum

Ben de youtube diyeyim o zaman Orada Bleach videolarını görüp araştırmamla başladı.

arkadaş tavsiyesiyle başladım hatta elindeki bütün animeleri alıp izlemiştim

Metacafe sitesinden tesadüfen inen bir Elfen Lied klibini izlememle. Klipteki kanlı sahneleri görünce bunun bir çizgi animasyon olduğuna hayret etmiştim. Tamamını izlemek istememle de kelime dağarcığımda "anime" diye bir kelime yerini almış oldu.

Cnbc-e sayesinde başladım...

Avatar çizgi filmini sürekli tekrar vermeleri beni bıktırmıştı sonunu acayip merak ediyordum. Bir gün bir forumda izlediğini farkettiğim bir arkadaştan izleme linki istedim. Avatar'ı bitirdikten sonrada aynı sitede DBZ'nin bölümlerini gördüm ve izlemeye başladım. Bir süre sonra sıkılıp bırakmış ve Naruto'ya geçmiştim. İlk bitirdiğim animede o oldu. Ondan sonra arkadaştan Bleach bölümlerini aldım. Naruto'yu izlediğim sitede Animefreak'i keşfettim xD Tv'de izlemiş olduğum Lastik çocuğu buldum ve bir baktım anime dünyasına girmişim.

Tv'de de izledim ama o zaman anime olduğunu bilmiyordum tabi xD

televizyon bağımlılığım yüzünden. japon animasyonlarını kendimi bildim bileli severim. tvde çıkan animelerin çoğunu izlemişimdir. artık tvde çıkmamaya başladıklarında da tamamen tesadüf eseri (alakasız bir şey ararken, isim benzerliği sağolsun), animelere internetten ulaşabileceğimi farkettim.

Xbox360'a çıkan Naruto: Rise of a Ninja oyunu sayesinde.Oyunu bitirdim ve gerçekten hayran kaldım.Sonra internetten ararken bunun bir anime olduğunu öğrendim.

Dizisi çok uzun olduğu için, şu ''Naruto Shippuden- Kizuna'' filmine bir bakayım dedim.

Oyunu animesinin ilk 70 bölümünü kapsadığı için, hikayeden az çok haberdardım.

Onun için nedense Shippuden ile başladım

Sonra bu kesmeyince, ilk 135 bölümünü izledim.Sonra Bleach falan derken....

Dipnot: 2. oyunu Broken Bonds da 70den sonrasını kapsıyor.Kesinlikle tavsiye ederim.

Japoncamı geliştirmek için Japon filmleri izliyordum. O zamanlar sadece VCD'ler vardı. Gidip Kadıköy'de Orta Dünyadan falan alırdım. Günün birinde Samurai X: Trust and Betrayal ile karşılaştım. Sonra bunun bir tv serisi olduğunu öğrendim. Gerisi geldi ondan sonra.

İzlenecek yabancı bir dizi ararken, Death Note serisini görmüştüm. O zamanlar takıldığım forumda çoğu üyenin avatarında imzasında o animeden karakterler vardı ve bir arkadaşta ben izledim, güzeldi, sende bak, deyince, Merak edip indirmiştim. Öyle işte.

valla 98 99 senesi flndı.(bi çoğunuz yaşıma bakıp hadilen diyecek:D)ilk başta elime ps1 gelmişti ve şans eseri kuzenimle bi oyun seçtik(Merak edenlere ismi Star Ocean:The Second Story).Onun içinde anime çizimleri vardı ve bu bnm çok hoşuma gitmişti.Ondan sonra televizyonda her gördüğüm animeyi izlemeye başladım.(tabi türkiyede fazla yayınlanmadığı için)ondan sonra özel olarak takip etmesemde gördüğümde izlerdim.Ta ki Mtv animeye başlayana dek.Ordaki animeler gerçekten güzel ve heycanlıydı fakat ben haftada bir seretmek istemiodum.O sıradada Hellsing gösterildiği için içimdeki vamprizm köpürdü ve vampirlerle ilgili bi anime seçtim.Seçtiğim seri rosario to vampire serisiydi o yüzden kim nederse desin animesi mangaya nazaran kötüde olsa bnm için kutsal bir seri

İlk mesajdan geçen 1 saatin ardından düşündüm de.... bazı şeyleri üzerinde biraz düşündükten sonra yazabileceğim. Aslında herşey -yanılmıyorsam- 1997/1998 yılları gibi başladı. O sıralarda ismini vermek istemediğim bir gazeteden kupon biriktiriyorduk ve kuponları biriktirmek bana düşüyordu Elbette bir noktadan sonra gazetede bir Manga köşesi olduğu dikkatimi çekti. Manga konusunda 1996/1997'de nasıl haberdardım diye soruyorsanız, MCM adlı kanalın o dönemde günlük yayınladığı akşamüstü fanzin programı "Manga Zone" ile haberim olduğunu söylemekle yetineceğim (Ghost in the Shell, Akira, Mermaid's Scar gibi yapımlarla ilkin bu sayede haberim olmuştu)

Gazetedeki köşede ilkin Mermaid's Scar -Denizkızının Yarası- dikkatimi çekmişti, ardından Gunmm -Savaş Meleği Alita/Kurtarıcı Melek Alita- (Bu iki klasik manga konusunda ileride de topic açağım merakınız olmasın) ve nihayet Meleklerin Hücumu... Meleklerin Hücumu, tahmin edebileceğiniz gibi hikayenin 1. bölümünün Manga çiziminden başka birşey değildi gerçi ama uzun yıllar boyunca hikayenin aslında pat diye bitmesinden dolayı nasıl gelişeceği hep içimde bir uhde olarak kalmıştır. Meleklerin Hücumu'nun sonsayısı Mayıs 2001 gibi bitti ve çok geçmeden biz de o gazeteyi almayı kestik. Bir noktadan sonra tüm Manga basılı sayfaları yedeklesem bile annemin ben yokken bunları sobaya yollaması üzerine uzun yıllar bu serilerden geriye bana tek yadigar olarak yukarıda kurtarabildiğim sayfa kalmıştır.

böyle bir soba olayı ben de yaşamıştım, anime müziklerimin olduğu kaseti yanlışlıkla sobaya atmıştı. bir süre küs kalmıştım annemle annelerin herşeyi çöp olarak görmeleri çok tehlikeli.

gazete küpürüne çok şaşırdım. çok fazla çizgiroman okumazdım gerçi, bunu hatırlamıyorum.

İlk mesajdan geçen 1 saatin ardından düşündüm de.... bazı şeyleri üzerinde biraz düşündükten sonra yazabileceğim. Aslında herşey -yanılmıyorsam- 1997/1998 yılları gibi başladı. O sıralarda ismini vermek istemediğim bir gazeteden kupon biriktiriyorduk ve kuponları biriktirmek bana düşüyordu Elbette bir noktadan sonra gazetede bir Manga köşesi olduğu dikkatimi çekti. Manga konusunda 1996/1997'de nasıl haberdardım diye soruyorsanız, MCM adlı kanalın o dönemde günlük yayınladığı akşamüstü fanzin programı "Manga Zone" ile haberim olduğunu söylemekle yetineceğim (Ghost in the Shell, Akira, Mermaid's Scar gibi yapımlarla ilkin bu sayede haberim olmuştu)

Gazetedeki köşede ilkin Mermaid's Scar -Denizkızının Yarası- dikkatimi çekmişti, ardından Gunmm -Savaş Meleği Alita/Kurtarıcı Melek Alita- (Bu iki klasik manga konusunda ileride de topic açağım merakınız olmasın) ve nihayet Meleklerin Hücumu... Meleklerin Hücumu, tahmin edebileceğiniz gibi hikayenin 1. bölümünün Manga çiziminden başka birşey değildi gerçi ama uzun yıllar boyunca hikayenin aslında pat diye bitmesinden dolayı nasıl gelişeceği hep içimde bir uhde olarak kalmıştır. Meleklerin Hücumu'nun sonsayısı Mayıs 2001 gibi bitti ve çok geçmeden biz de o gazeteyi almayı kestik. Bir noktadan sonra tüm Manga basılı sayfaları yedeklesem bile annemin ben yokken bunları sobaya yollaması üzerine uzun yıllar bu serilerden geriye bana tek yadigar olarak yukarıda kurtarabildiğim sayfa kalmıştır.

shinjiyle misato değil mi o? evangelion bu

2000 veya 2001 yılımıydı tam olarak hatırlamıyorum ama captain tsubasayla başladım. Televizyonda şans eseri karşılaşmıştım seriyle. O zamanlar tam bir futbol delisi olmamın getirisiyle hiç kaçırmadan izlerdim. Sabahın 5'inde ayakta olurdum kaçırmamak için. Sonrasında pokemon,digimon ve diğer monlar diye gidip anime tutkunu oldum diyebilirim.

ımm Uni.'de gecen yıL basladıgında eve cıkmıstıkk ve bir hafta evde internet yoktu.. Ev arkadasim sagolsun D.N yi verdi izle diye ondan sonrada bırakamadım işte : )

Anime izlemeye Rurouni Kenshin'in Kanal D'de sabahın köründe yayınlanmasıyla başladım. Okula gitmeden önce hiç kaçırmadan her bölümünü izlerdim. Sonra ne yazık ki Tv'den kaldırdılar. Pokemon, Digimon falan izledim o aralarda. En sonunda da çoğu kişinin olduğu gibi Avatar'a başladım, Avatar'ın her hafta sonu Cnbc-e'de tekrar bölümlerini izlemekten bıkmıştım, ben de şunu Online izliyim bari dedim. Sonra Anime Freak'ı keşfettim, Avatar'ı bitirdikten sonra da Naruto'ya başladım. Öyle devam etti ^^

İlk mesajdan geçen 1 saatin ardından düşündüm de.... bazı şeyleri üzerinde biraz düşündükten sonra yazabileceğim. Aslında herşey -yanılmıyorsam- 1997/1998 yılları gibi başladı. O sıralarda ismini vermek istemediğim bir gazeteden kupon biriktiriyorduk ve kuponları biriktirmek bana düşüyordu Elbette bir noktadan sonra gazetede bir Manga köşesi olduğu dikkatimi çekti. Manga konusunda 1996/1997'de nasıl haberdardım diye soruyorsanız, MCM adlı kanalın o dönemde günlük yayınladığı akşamüstü fanzin programı "Manga Zone" ile haberim olduğunu söylemekle yetineceğim (Ghost in the Shell, Akira, Mermaid's Scar gibi yapımlarla ilkin bu sayede haberim olmuştu)

Gazetedeki köşede ilkin Mermaid's Scar -Denizkızının Yarası- dikkatimi çekmişti, ardından Gunmm -Savaş Meleği Alita/Kurtarıcı Melek Alita- (Bu iki klasik manga konusunda ileride de topic açağım merakınız olmasın) ve nihayet Meleklerin Hücumu... Meleklerin Hücumu, tahmin edebileceğiniz gibi hikayenin 1. bölümünün Manga çiziminden başka birşey değildi gerçi ama uzun yıllar boyunca hikayenin aslında pat diye bitmesinden dolayı nasıl gelişeceği hep içimde bir uhde olarak kalmıştır. Meleklerin Hücumu'nun sonsayısı Mayıs 2001 gibi bitti ve çok geçmeden biz de o gazeteyi almayı kestik. Bir noktadan sonra tüm Manga basılı sayfaları yedeklesem bile annemin ben yokken bunları sobaya yollaması üzerine uzun yıllar bu serilerden geriye bana tek yadigar olarak yukarıda kurtarabildiğim sayfa kalmıştır.

akuma dediğin gazete takvim gazetesi ve bende arada sırada bakardım...

İlk izlediğim anime budur tabi ozamanlar anime filan bilmeyen ilkokul talebesiyiz

sonra gerisi geldi . Lisede eve internet bağlatınca sinemadan çok anime izler olduk :

Oo valla çok derin ve sevdiğim bir konu bak.

Tarih 1980 li yılların sıcak bir yaz günüydü uykudan pörtlemiş gözlerimi yavaş yavaş ellerimle avuşturdum ve sabahın köründe televizyonun başına geçip Voltranı seyretmeye hazırlandım...

hehehe:biyik gulme:

Aslında espri bir yana çocukluğumda başlamış sayılırım ancak o zamanlarda daha onları anime olarak görmeyi bırak daha animenin ne olduğunu bilmediğimden harika yapılmış çizgifilmler olarak hayranlıkla seyrediyordum.İlk seyrettiğim seriler Voltron,Transformers,Dragon Ball,Ay Savaşçısı,Kaptan Tsubasa,Monster Rancher,Pokemon,Yu-Gi-Oh!... diye giden bir sürü seri ile aldı başını gitti zamanında tabi arada belki şuan hatırlayamadığım tonla seride olabilir.

Ancak bilinçli olarak, hani animeyi anime diye seyretmem 2005-2006 yılında Üniversiteye giderken oldu sanırım internette acayip canım sıkılmıştı ve pokemon seyretmek için googleda arama yapıyordum derken Çizgiportal diye bir site bulmam ve orda bir yığın animeleri görmem sebebiyle biraz daha araştırma yaptıktan sonra bir sürü animelerle tanışma fırsatım oldu ve tv dışında ilk defa seyredecek olduğum Bleach'in mangasıyla manga alemine; animesiyle de anime alemine girmiş olduk.

Kısaca ancak bu kadar anlatabilirim sanırım

ALLAH'A emanet olun...

Kimagure Orange Road'la yıllar sonra yeniden karşılaşmamı ve Macross Plus ile Macross II'yi ilk kez görmemi sağlamış, bundan 15 yıl öncesine ait izlediğim o ilk Manga Zone bölümünü bölümünü birisi kasete çekmiş ve saklamış. Geceyarısı sağlam nostalji oldu bana.

Anime izlemeye Sailor Moon sayesinde başladım. Orta Okulda abimle kavga ede ede zar zor izlerdim (Aynı saatlerde Çiçek Taksi vardı ) 2 yıl önce tesadüfen gördüm ve yeniden izlemek istedim tabi o zamanlar Tr çevirisi yoktu.. Sailor Moon'u ararken Death Note animesi gördüm ve başladım. İzlediğim yerde bölümlerin yarısı yoktu. Tabi daha bu konuda acemi olduğum için googlede aratıp başka bir sitede izlemek aklıma gelmedi. Sanki tek o sitede vardı. Neyse Anime bittikten sonra aklıma geldi. Böylece farklı sitelerden rastgele animeler izlemeye başladım ve bağımlısı oldum.

Küçüklüğümde çok çizgi film izlerdim, gerçi şimdi de izliyorum ama o zaman Shaman King izlerdim hep, giriş jeneriğini de bol bol sallardım. Bir kaç yıl önce 10 yaşımda falan muhtemelen, bir zamanlar Shaman King izlediğim aklıma geldi, Google a Shaman King yazdığımda bir sürü anime ve manga hakkında yazı vardı. Anime olarak aradım ve ilk bulduğum şey Death Note idi, Death Note izle yerine watch Death Note yazdığım için sadece İngilizce altyazılı bulabilmiştim, 10 yaşında iken ne Death Note u ne de o tür bir İngilizceyi anlayabilmiştim... Benim öyle öyle animeye mangaya ilgim arttı...

Bilinçsizce izlediğim ; DB,OP ve Pokemonu saymassak,

2008'in başlarıydı.Dragon Ball aklıma geldi,google'dan arattım doğru dürüst Türkçe olmadığından ingilizc olarak devam ettim.Daha sonra çizgiportal'ı buldum Narutoya başladım falan filan..

Tv'de verilenleri izledim. Bilgisayarda izlemeye başlamam biraz garip oldu

Kardeşim ve kuzenimle Tsubasa'dan muhabbet ediyorduk. O sıra geçtim pc başına Captain Tsubasa'yı araştırdım, buldum. Kardeşimle izlemeye başladık.

Asıl daha sonrası ilginç

İnternet tarayıcılarından oynanan köylü oyunların birinde iyi oyunculardan birisi köy isimlerine anime karakterlerinin adını veriyordu. Mesaj atıp hangi anime olduğunu sordum, "Bleach" olduğunu öğrenince internette araştırmaya başladım, okuduğum yorumlar olumlu olunca indirmeye başladım.

Bleach'i izlerken Hellsing'i çok seven bir arkadaşım şiddetle Hellsing'i önerdi. Ben de indirip izledim. Çok hoşuma gitti ve böylece animelere dah açok ilgi duymaya başladım.

Uzun bir süre ara ara Bleach izlemeye devam ettim. Tabi üni. yüzünden uzun bir ara izleyemediğim de oldu.. Sonra bir arkadaşım uzun süredir "Death Note"yi izle diyordu. Artık her konuşmamızda "izle" demeye başlamıştı. Ben de geçen gün indirip, izlemeye başladım. Çok hoşuma gitti. Ve ben de anladım ki artık düzenli olarak anime izleme vaktim geldi

Divxplanetin ana sayfasındaki dashboardda yeni eklenen filmlere bakarken tek tük çıkıyordu animeler. Her gün bir iki tane anime yayınlanıyordu. Sonra Mavi su aninmesi denk geldi orda. Ya ben bunu çoçukken izlerdim. Sonunu göremedim hiç derdim kendi kendime.

Böyle başladı benimkide