Squaw 13 Ağustos 2010 Share 13 Ağustos 2010 KÜNYE: Anime'nin Adı: Emma: A Victorian Romance Diğer Adları: Eikoku Koi Monogatari Emma Kategori: TV Serisi Tür: Romantizm, Tarihi, Drama Bölüm Sayısı: 12 Firma/Stüdyo: Studio Pierrot, Pony Canyon, TBS, Toshiba Entertainment Yönetmen: Tsuneo Kobayashi Senaryo: Mamiko Ikeda, Miharu Hirami, Reiko Yoshida, Shinya Kawabata Müzik: Kunihiko Ryo Dizayn: Yuko Kusumoto, Keiko Shimizu Orjinal Eser: Kaoru Mori NOT: -''Victorian Romance Emma: Molders Hen'' isimli 12 bölümlük olan ikinci sezonu mevcuttur. -''Victorian Romance Emma - Intermission'' isimli tek bölümlük bir özel yapımı vardır ve bu Special iki sezonun arasında izlenmelidir. Yüzünüze çarpan bir kapının hayatınızda önemli bir anı başlatabileceğini düşünür müydünüz hiç? Sanmıyorum ama ancak filmlerde olur dediğimiz teorimizi doğrularcasına bize kendini sunan bu sakin bir o kadar da kendine bağlayan seriden bahsediyorsak mümkün diyebilirim.Kendini 'Külkedisi' sunumuyla bize yaşatan Emma serisi aslında bu masaldan çok ötede durarak kendini apayrı bir noktaya taşıyor çünkü ne Emma,Külkedisi gibi kötülüklere maruz kalıyor ne de ev sahibi olan muhteşem karakter Kelly,Külkedisi'nin üvey annesi gibi kötülük yapmayı seviyor. 19. yüzyıl İngiltere'sinin tüm izlerini taşıyan,mistik ama büyüleyici sokağın içerisinde yer alan o sımsıcak evin hanımı ve hizmetçisi Emma ile o dönemdeki Asil'lerin apayrı yerde tutulduğu dünyaya sahip Jones'un hikayesini sunan bir yapım Victorian Romance Emma... Emma,yaşadığı çeşitli trajik olaylardan sonra,sevimli ev sahibinin O'nu yanına alıp da kendisi için bir çalışan yapması sonucu Kelly'nin hizmetçisinden öte birlikte bir şeyler paylaştığı ev arkadaşı olmuştur.Wiliiam ise ailesinin sahip olduğu etiketi en iyi şekilde taşıyacağı düşünülen Jones Ailesi'nin en büyük oğlu aynı zamanda da Kelly'den küçük yaşlardayken ders alan bir gençtir.Geçen yıllar sonrası,kendisinde birçok emeği olan öğretmeni Kelly'i evine ziyarete giden William,ne olduğunu anlamadan yüzüne çarpan bir kapıyla kendine gelir ve kapının açılışıyla kendine yepyeni bir düzen açacağı ve hayatında önemli bir yere getirecek olduğu Emma ile ilk karşılaşmasını yaşar. Emma,o ana kadar Jones'u,şömine üzerinde duran çerçevedeki resimlerinden tanımaktadır ve resimlerde sadece Jones'un küçüklüğüne ait zamanlardan oluşmaktadır. Küçük ziyaret sonrası Jones,o dönemin kokusunu en titiz haliyle taşıyan kıyafetini tamamlayıcı objelerini (eldiven,şapka vb.) de üzerine yerleştirerek,arabasına atlayıp evinin (yani köşklerinin) yolunu tutar. İlerleyen günlerin birisinde Jones,küçük ziyarette bulunduğu evin sokağında bulunan güzel bir satış mağazasında karşımıza çıkar,amacı her ne kadar alışveriş olmasa da bu mağaza,James'in günlük uğrayacağı bir mekan olacaktır çünkü Emma her gün aynı saatte,evin alışverişini yapmak için bu ünlü mağazanın önünden geçmektedir.... KİŞİSEL YORUM: Yaşadığım dönemin önemini her ne kadar biliyor olsam da,bana tekrar hangi dönemde ve hangi ülkede doğmak istediğim sorulsaydı gözüm kapalı 19. yy;İngilstere'sinde ya da Fransa'sın da'' diye cevap verebilirdim.Giyilen kıyafetlerin,kullanılan objelerin ve her şeyden öte sahip olunan sanatsal ve o döneme damgasını vuracak olan olayların yaşandığı anları sonuna kadar kendime işlemek isterdim,bu nedenledir ki izlemiş olduğum bu yapım için birçok noktaya değinebilirim 'Tarih' ve o dönemde iz yapacak olan 'Politik olaylar' hariç. Seride en çok dikkatimi çeken şeylerden birisi de kullanılan aksandı hiç kuşkusuz.Her ne kadar Japonca'yı gerektiği kadar bilmesem de -animelerden dolayı oluşan kulak alışkanlığından bahetmiyorum elbette- o dönemin asillerine ve diğer kesime ait olan aksan ayrımına oldukça özen gösterildiğini belirtmem gerek,özellikle de Emma'nın sahip olduğu konuşma tarzı ve sahip olduğu kişisel özelliklerine değinmeden geçemeyeceğim,o dönemin sahip olduğu bu tür özellikler,bir karatere bu kadar güzel yakıştıralamazdı diye düşünüyorum.Belki seride gidişat biraz toz pembe olarak görülebilir ama 'Slice of Life' tarzında olup da kendini bu kadar güzel kabul ettirebilen seri nadirdir diye biliyorum. Hele birde o açılıştaki seriye çok yakışan görüntüler ve müzik yok mu asla es geçemeyeceğim türdendi. Sakinliğiyle,izleyende bir huzur hissettiren ama işlenişindeki çekicilikle kendini sevdiren hoş bir yapım olduğunu belirtmeliyim.Daha birçok şey olsa da seriye dair değinebileceğim, çok da fazla anlatmak istemiyorum çünkü anlatırsam biliyorum ki serinin o mistik havasında varolan gizem kaybolacak,bu nedenle izleyip de Hakim karakterinin yaşanması konusunda kesinlikle çok ısrarcıyım,belki çok sıradan bir karakter belki çok alışıldık bir 'Hint Prensi' ama kim şehrin göbeğine,özellikle de kim 'Asilleri Dünyası'na fillerin araç olarak kullanıldığı bir taşımayla girer ki... Sonuna dair az çok tahminler yürütülebilecek türden bir yapım olduğuna kanmayın sakın,sadece gözlerinizin önüne gelen o sahneye ait anları yaşarsanız,eminim ki seriden,kendinize ait birçok tat çıkarabileceksiniz. KARAKTERLER: Emma: Küçük yaşlarda Emma'yı,yanına alan Kelly ile ev sahibesi ve hizmetçi olayından çok uzakta yaşayan ve 'Hizmet eden taraf'ta yer alan bir karakter Emma. Bu özelliklerden daha da fazlasına değinilmesi gereken içtenliğiyle ve olgunluğuyla izleyeni kendisine yakınlaştırmayı başarabilen birisi olan Emma,durduğu yerin ayrımını çok iyi bilen bir kişi.Aynı zamanda karşısındakine karşı şefkatli bir yaklaşımı bünyesinde barındırmayı başarabilen nadir insanlardan birisi. William Jones: Ait olduğu 'Asiller Dünyası' na inat yaşamını sürdüren,bu yönüne değinerek bulunduğu konumu en son sıraya iten oldukça alçakgönüllü bir karakter.Tüm bu iyimserliğine ek olarak karşısındakini bulunduğu konuma göre değerlendirmeyen aksine karşısındaki sahip olduğu özellikleriyle tanımayı seçen birisi Jones. Emma'nın ev sahibesi olan Bayan Kelly'i küçüklüğünden beri tanımaktadır çünkü Kelly,küçükken James'in eğitiminde rol alan kişilerden birisidir. Hakim Atawari: Jones'un seyahati sırasında tanıştığı arkadaşlarından birisidir. Bir 'Hint Prensi' olmasına karşın James gibi,Hakim de oldukça alçakgönüllü bir yapıya sahiptir ama Jones'dan daha olgun ve daha cesur bir yapıya sahiptir.Her zaman Jones'un akıl hocası olmuştur hatta bundan daha öte birçok konuda James'i tetikleyici bir role bürünüp James'in hayatında birçok iyi durumun gelişmesine ortam hazırlamıştır. Eleanor Campell: Jones'un babasının evlendirmek istediği 'Asiller Dünyası'nda yaşayan bir karakter. Ailesinin konumu sayesinde o dönemde yaşayabilecek en iyi yaşamı sürdüren ama tüm bunlara rağmen hayatında hiçbir şımarıklığa yer vermeyen oldukça uysal bir karakter. Kelly Stownar: Emma'nın ev sahibesi,aynı zamanda da Jones'un küçüklüğünde eğitim aldığı öğretmenlerinden birisidir.Artık oldukça yaşlanan Kelly,yaşamını sakinlik ve huzur içerisinde sürdürmeye devam eder,Emma'nın ev sahibesi konumunda gözükse de aslında Emma'nın en iyi dostudur ve 'En iyi ev arkadaşı' diye nitelendirilebilecek bir yapıya sahiptir. Al: Kelly'nin eski dostlarından birisidir ve hala aynı yerde yaşamını sürdürmektedir.Kelly'nin her türlü yardımına koşan samimi ama aynı zamanda da Kelly'e büyük özen gösteren eski bir dosttur. Grace Jones: William'ın,kardeşlerinden birisidir. Grace de William gibi,bulunduğu konumun kibirini asla bünyesinde barındırmaz.Her zaman uzlaşmacı bir kişiliği vardır. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
nerusa 13 Ağustos 2010 Share 13 Ağustos 2010 İzlenebilecek, hoş bir yapıma benziyor. Ayrıca çok güzel bir tanıtım olmuş, hevesimi perçinledi. Eline sağlık! : ) Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
bedifeci 13 Ağustos 2010 Share 13 Ağustos 2010 Yine çok iyi tanıtım yapmışsın daha önce pek farketmediğim bir anime,emeklerine sağlık. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Kisiliksiz 14 Ağustos 2010 Share 14 Ağustos 2010 Nedense izlemek isteyip son anda vazgeçiyorum. Birgün izleyeceğim kısmet olursa. ( Sebep tabii ki dönem olayı, hoş gözüküyor ama aklıma kostümlü İngiliz yapımları gelince bir sıkıntı basıyor). Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Menpower 19 Ağustos 2010 Share 19 Ağustos 2010 Ah Tarihi Anime'ler ve Romantizm... tıpkı en kaliteli kahveye saf ve lezzetli bir sütü katıp içmek gibi. Neden herkes ağzının suyunu akıta akıta ecchi, uçuşan veya parçalanan etekler, renkli renkli pantsular izlemek yerine böyle post-modern gerçek peri masallarını izlemek istemez ki? Ya da birbirini döven iki tip yerine sakin ve huzurlu bir atmosferde kendisine çok şey katabilecek bir aşkı görmek istemez? Hiii!!! Kahvem... Kahvem bitmiş! Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Cynthia 19 Ağustos 2010 Share 19 Ağustos 2010 Tanıtım için teşekkürler, izlemeyi düşündüğüm bir anime. Her ne kadar Viktorya dönemi hikayelerini okumayı tercih etsem de. ^^ Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Önerilen İletiler
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap