Jump to content
  • Kayıt Ol

Animelerde Sizi Etkileyen Anlar


meyday

Önerilen İletiler

En son izlediğim animeler arasında beni en çok etkileyen sahne sanırım bu oldu ;

Lütfen seriyi henüz izlememiş olanlar varsa görüntüye bakmasın.

tengen toppa gurren lagann

mrzvb.gif

mrzwq.gif

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 6 ay sonra...

Director's Cut bölümlerini merak bahanesiyle tekrar indirdiğim Neon Genesis Evangelion serisine göz atarken tazelenen anılar.

Neon Genesis Evangelion | Bölüm 24-25

Travma, iç çatışma en güzel klasik müzik ile gidiyormuş.

Beethoven'ın 9. senfonisindeki Neşeye Övgü (Neşeye Ağıt/Özgürlüğe Ağıt) şiiri eşliğinde sanat gösterisi.

SAHNE

bu dünyaya ben niye geldim, batsın bu dünya[bimgx=500]http://i1238.photobucket.com/albums/ff499/maeyday/2D4UNeon_Genesis_Evangelion_2510bitDualAudio00-48-40.jpg[/bimgx]

MÜZİK

Beethoven - 9. senfoni

http://www.youtube.com/watch?v=rCjXHgM0kaM

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 4 hafta sonra...

Bu müzik hangi sahnede çalsa benim için etkileyici olur zaten. Tüylerimi diken diken yapıyor her seferinde ama dinlemekten vazgeçemiyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Aku no Hana | Bölüm 7

O sahneye gelmeden önce Nakamura "Ay bu gece sanki çatlayacakmiş gibi duruyor gökyüzünde" demişti ve en sonunda oğlanimiz kabuğunu çatlatip kirdiğinda çok anlamli olmuştu en son sahnedeki Ay = Çiçek benzetmesi.

Bakemonogatari Second Season'da Koimonogatari'nin her ani beni etkiledi. Ama en çok hangi sahne diye düşünsem, videom yok ama son bölümde KaikixNadeko diyalogu çok etkileyiciydi. Kaiki'nin hayat üzerine söylediği sözler manidardi. Ayrica KaikixSenjougahara konuşmalari, ikisinin geçmişleri üzerine birbirlerine laf sokmalari hala aklimdan çikmaz.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Requiem for the Phantom, serinin son dakikaları ve sahnesi. Benim için unutulmaz finallerden birini yapmıştır kendisi. Serinin sonu olduğundan aşırı spoiler içerir. İzlemediyseniz bakmayınız.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Phantom'un bu ucu çok açık sonu beni pek etkilememişti, hatta sinir bile etmişti diyebilirim.

Benzer sonlardan Code Geass sonu oldukça etkiliydi pekala.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

O sahneye gelmeden önce Nakamura "Ay bu gece sanki çatlayacakmiş gibi duruyor gökyüzünde" demişti ve en sonunda oğlanimiz kabuğunu çatlatip kirdiğinda çok anlamli olmuştu en son sahnedeki Ay = Çiçek benzetmesi.

Kesinlikle, müzik ve içerik olarak tadına doyum olmayan bir sahne.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Phantom'un bu ucu çok açık sonu beni pek etkilememişti, hatta sinir bile etmişti diyebilirim.

Benzer sonlardan Code Geass sonu oldukça etkiliydi pekala.

Code geass ve Phantom hakkında ağır spoiler içerir.

Aslında tam bir ucu açıklık söz konusu değil. Mutlu sona ulaştığımızı sanırken gelen bir silah sesi ve ana karakterimizin yere yığılması gösteriliyor. Ana karakterimiz ölüyor muhtemelen. Beni baya etkilemişti açıkçası. Artık her şey bitti derken öyle bir son görmeyi beklemiyordum.

Code geass sonuna gelirsek, muhtemelen şu at arabası üstünde olan sahneyi kastediyorsundur benzerlik olarak. Phantom' da da karakterin ölüp ölmediği kesin değil ama ölmüş kabul ediyorum ben. En azından öldürmeyecek olsalardı öyle bir sahne koyacaklarına ihtimal vermiyorum.

Code geass' da ucu açık bitmiş sayılmaz benim açımdan, ilk anime izlemeye başladığım zamanlar tanışmıştım kendisiyle ve Lelouch ölemez gibi şeyleri ben de söylemiştim. Ama Lelouch ölse de ölmese de anlatılan içeriğin değişmeyeceğini ve o son bölümdeki kendini feda etme sahnesinin ölmemiş olsa bile etkisini kaybetmeyeceğini anladım. O yüzden yeri ayrıdır bende code geass serisinin.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

D.Gray-man

Seneler önce izledim. Etkileyen bir çok sahne olsa da şuan bazıları aklımda.

Jean adlı karakterin Leo adlı arkadaşını korumak için Allen'le Leo'nun arasına geçip, arkası dönük bir biçimde kollarını açarak arkadaşını korumaya çalıştığı ama o sırada Leo'nun Akuma'a dönüşüp Jean'in kafasına silah dayadığı sahne gerçekten etkilemişti beni. O sahne görsel olarak da oldukça iyiydi. Şöyle de bir ost'ı var bu iki karakterin, https://www.youtube.com/results?search_query=d.gray+man+jean

Düşmüş bir exorcist vardı adını hatırlayamadığım. Ufak bir arc'ta geçti kendisi. O arc'tan da etkilenmiştim.

Lavi'nin geçmişi hakkındaki sahneler ve kendisinin ilizyon dünyasında verdiği mücadele de oldukça iyiydi. Lavi'nin parçası,

Code Geass

Lulu'u seven turuncu saçlı kızın, babasının ölümünün verdiği acıyı, babasını öldüren lulu'nun kucağında dindirmeye çalıştığı o yağmurlu sahne. Duygusal olarak etkilemekten çok, güldürdü diyebilirim bu sahne. "helal olsun kurguya" demiştim.

Code Geas R2'nin sonunda lulu'nun öldüğü sahneler. Oldukça iyiydi. Oysa sonrasında gelen arabalı sahne çok gereksizdi bence.

Evangelion'un 25 ve 26. bölümleri.

Monogatari serisinde, tam olarak hangisinde olduğunu hatırlamıyorum ama ana karakterimiz ufak kız kardeşlerinden biriyle öncesinde dövüşüp arkasından sarıldığı o sahne oldukça iyiydi benim için. "Bir kız kardeşim olsa keşke" dedirtti.

Edit: D.gray-man

Martel'in hayaleti bölümlerinin son bölümü.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Beni etkileyen en büyük an Saikano'da olmuştu.

Net olarak hatırlamıyorum, seneler önce izlemiştim ama hatırladığım kadarıyla kız sevgilisini kurtarabilmek için dünyanın geriye kalan tamamını yok ediyordu. Live Action'u fena değildi, hatta aldatma olayı falan olmadığından daha iyi sayılırdı o açıdan ancak sonu farklı olduğu için onu pek sevmiyorum animeye kıyasla.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

İlk sayfadaki şartlara da bakın arkadaşlar friends-1.gif

Monogatari Series: Second Season | Bölüm 12

Mahcup cümleler bayınca içini, deva olur ruhuna raks eden bir yılanın zehri

ああん!? HUH!?

yoroko-bu doke

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Sidonia no Kishi | Bölüm 4

Yüksek bir binanın tepesinden ürkek bakarsın ya aşağı, fırlar elinden ansızın telefonun

Yakalamak için atılmayı denersin de birden, tepki vermez kilitlenmiş bacakların, tutuverir sımsıkı seni sıkışan göğsün

İŞTE ÖYLE BİR ŞEY

Knights-of-Sidonia-04-400.gif

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hazir Steins;Gate vn'sini yeni bitirmişken, animenin 23. bölümündeki o mükemmel sahneyi bir kez daha izledim. Seneler önce ne kadar gaza geldiğimi, 2. kez izleyişimde de ayni gazi verdiğini gördüm. Kolay kolay gelmez böyle şeyler gerçekten.

Operation Skuld!

VN'de de animede de harika bir iş çikarmiş olan Miyano Mamoru'ya şapka çikariyorum buradan. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

BX892j.jpg

Welcome to the NHK

Her Anime serisinde eğer sonuna kadar gelebilmişsem illa bir kılda kalıcı sahne bırakıyor bana. En azından çoğu zaman. Ama o yüzlerce seriden, filmden sızan binlerce sahne içinde en çok etki yaratanı ne diye sorulacak olursa hiç düşünmeden Welcome to the NHK derim. Olabildiğine yaşanmışlık kokan serinin benim için en büyük anlamı sanırım Welcome to the God bölümünde gizlidir.

Duygularımı diğer insanlara açmakta biraz beceriksiz olduğumdan ama buna rağmen her zaman her koşulda empati yapıp beklentiler içerisine girmemden ötürü sürekli hayal kırıklıkları, umutsuzluk ve tükenmişlikleri sıkça yaşamış birisi olarak bu sahnede kendime ait birşeyler buldum, dahası herşey anlamını yitirdi, kahraman bile aslında kendim haline geldim diyebilirim. Ve malum sahnede o kadar travmaya girmiştim ki, bilgisayarı kapatıp yarım saat tavana baktım ardından sessiz sedasız gözlerimden akan gözyaşlarını silmek için yüzümü yıkayıp, yattım. Gece saat 05.00'i gösteriyordu ve kendime sormadan edemedim:

5 milyarlık bir dünyada, neden bu kadar yalnız olmaya mahkumuz? Neden bazen içten içe paramparça olurken bile gülümseyip "Kendine iyi bak" diyoruz? Sonrasında tek yapabileceğimiz kendi kendimizi daha fazla hırpalamaktan başka birşey olamayacakken hem de. En kötüsü, bazı şeyleri unutmaya çalışmak dışında yolunuz olmadığını bilip de birşeylere sünger çekip yeni baştan başlamanın da o başlamadan bitmiş şeyin içimizde yarattığı o anıya ihanet etmek anlamına geleceğinin çelişkisini yaşamak. Bir arkadaşın da dediği gibi, binadan aşağı sarkarken elimizden kayıp giden şeyi tüm benliğimizle yakalamak isteyip de, hareket dahi edememek, gidenin arkasından öylece bakmak. Kaçınılmaz olan yaklaşıp bize umut veren şey giderken sadece kendimizi "görmek" yani.

Bonus:

  • Süper 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

One Outs | Bölüm 24

Özür dilerim, isteyerek oldu.

one-outs-sorry-325.gif

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Revolutionary Girl Utena, Bölüm 38

Akio vs Utena Düello

Ah Anthy ah

Oscar'dan sonra gördüğüm bildiğim en badass Shoujo main'idir Utena. Hele ki "Then i'm gonna be the prince!" deyip berserk moduna geçişi insanin tüylerini diken diken ediyor. Seiyuu ve arkadaki mükemmel müzikle birleşince tadindan yenmiyor. Zaten düellodaki sembolizmler, arabalar ayri bir mesele.

OST:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 ay sonra...

Etkilendiğim birçok sahne oldu, kabul ediyorum. Sizden ricam End of Evangelion gibi bir film bir daha gelirse bana haber vermeniz :)

tumblr_m4w52tD7Kd1qjcibjo1_500.gif

Neyse, artık gidebilirim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 4 hafta sonra...

Eğer Maison Ikkoku üzerinden bu sahneyi koymazsam kendime ihanet etmiş olurum. Son dönem çerçevesinde böyle mükemmellik görmüş değilim. Birazdan yazacaklarım ciddi anlamda spoiler içeriyor, eğer serinin tamamını izlemediyseniz lütfen bakmayın. Aksi takdirde izlemek gibi bir planınız varsa, zevk almanız pek muhtemel değil. Birazdan yazacaklarım bir sahne üzerinden gidilmiş olsa da, arada değindiğim birçok sahne olacak.

Maison Ikkoku 93

image1.jpg

Normalde videolu olarak koymak isterdim ancak pek bulunabilecek durumda değil. Farklı diller pek hoş değil, o yüzden sadece resim yeterli bence. Kendimin o kısımları alıp, düzenleyip yüklemesi çok uzun sürer, o yüzden resim koymayı uygun gördüm. Biraz da üşengeçlik sanırım benimkisi.

Bu sahnenin arka planını anlatarak işe başlayalım:

Soichiro halen daha Kyoko için bir başka. Halen daha unutabilmiş değil, her zaman yeri ayrı olacak - ki seri boyunca Kyoko duygu aktarımını harika yansıttı bence -. Akemi biraz dürtünce Kyoko bunları söylüyor, ertesi gün Godai Ikkoku-kan'a geldikten sonra Kyoko, o şekilde söylemek istemedim ancak Soichiro-san benim için hep ayrı olacak, o benim mutluluğum, o her şeyim, o benim için bir başka tarzı konuşunca, Godai, gülümseyerek şöyle söylüyor:

"Sana o tarz bir mutluluk veremem, ama elimden geldiğince seni mutlu etmeye çalışacağım, kendi yolumla. Tüm yapabileceğim bu."

Kyoko devamında ise elini tutarak şu şekilde yanıt veriyor:

"Ben yaşadıklarımı aramıyorum, sen Soichiro-san'ın yedeği değilsin."

Ardından telefon konuşması falan derken...

Daha sonra zaten gelen sahne mükemmelliyetçiliğini konuşturuyor.

Kar yağmaya başlıyor ve dialog giriyor:

Kyoko: Soichiro-san!

Godai şaşırınca, devamında şöyle geliyor:

"Köpeği kastetmiştim, akşam yemeğini vermedim henüz."

Daha sonra yanlış anlaşılma kalkınca gülmeye başlıyorlar ve Kyoko gülerek, devamında şöyle söylüyor:

"Benim köpeğimin ismini duyduğun zaman paniklemen tuhaf."

Godai: "Haklısın, cidden tuhaf. Ama güvensizlik hissini sürekli hissediyorum ne yazık ki, seni ve Soichiro-san'ı düşündükçe. Her zaman güvensizlik hissi benimle olacak."

Ardından Kyoko perdeyi çekiştirerek şöyle söylüyor:

"Artık ne yapacağımı bilemiyorum."

Tabii ardından gelen o atmosferle ve tabii ki o harika karakter derinlikleri ile (Kyoko'nun sadık kalma çabaları, diğer durumlar, çelişkileri vs, Godai'nin saf sevgisi, Kyoko için yaptığı hareketler, anlayışlı halleri vs) Godai Kyoko'yu sarıyor ve özür dileyerek ona yaklaşıyor ve Kyoko da Godai'nin elini tutuyor ve şöyle söylüyor:

"Lütfen, sadece beni düşün."

Ardından olanlar resimde görüldüğü üzere.

Uzun süreden sonra bu sahne izleyicileri nasıl tatmin etti? Ciddi anlamda anlatılamaz...

93 bölüm ardından gelen bekleyiş sona erdi, bütün o duygular vs. Hepsi mükemmel bir şekilde seyircilere aktarıldı.

Kyoko kesinlikle harika bir kadın, keşke böyle bir eşe sahip olsam diyebileceğim tarzda bir bayan (o kıskançlıkları, kendi kendine sokurdanmaları, sadıklığı, sevecenliği, sinirli halleri, arada sırada yaptığı çocuklukları, daha sabaha kadar gider bu liste :D). Daha evvelde belirttiğim gibi karakterleri Takahashi artık nasıl tasarladıysa, hala hayranlığımı alabilmiş değilim. Bilhassa Kyoko tasarımı (kendi deneyimlerini aktarması tabii büyük bir etken). Normal bir konuyu o kadar iyi anlatıyor ki ister istemez hayran kalınıyor. Yani hiçbir karakter rahatsız etmiyor, en basit örneğinden Mitaka örneğini ele alalım. Normalde (daha doğrusu ilk başlarda) uyuz gibi görünen adam, Kyoko için köpek fobisini yeniyor, üstelik reddedilmesine rağmen mükemmel bir centilmenlik sergiliyor. Güya rahatsızlık için tasarlandı bu adam bir yerde (rakip ya Godai'ye). Bir diğer yandan bir yanlış anlaşılma yüzünden (hamilelik durumu) sorumluluk alıyor ve Asuna ile evleniyor, üstelik duygularını içerisinde yaşayarak sadece güle güle demekle yetiniyor Kyoko'ya, tabii o sahne ile alakalı Asuna ile olan bir konuşması var, onu da ekleyeyim (88.bölüm):

Asuna: Kendini gülmek için zorlama (neşelendirmek için basit bir espri yapıyor).

Mitaka: Haklısın, hadi kendimiz olalım, zamanımızı güzelce değerlendirelim ve mutlu olalım (güler halde).

Daha sonra elini uzatarak şöyle söylüyor:

"Her şeyden sonra sen ve ben ömrümüzü birlikte geçireceğiz" ve devamında Asuna "Evet" şeklinde karşılık veriyor ve Mitaka Asuna'nın elini sıkarak içerisinden şöyle söylüyor: "Güle güle, Otonashi-san..."

Ha, bir de şu var tabii:

Tamam, birinden biri seçilecek zaten ama karakterlerin kayboluşu bile oldukça hoş tasarlanmış. Tabii OST kullanımı da öyle o sahnelerle.

Amma uzattım, ne yazacağım varmış mübarek? :011:

Toparlarsam, Godai ve Kyoko anları mı desem? Diğer karakterlerin başka yönlerden ele alınışları mı desem? Harika sözler sarfediyor bütün karakterler yer yer, etkilenmemek mümkün değil cidden. Drama, Komedi, SOL kısımları mükemmel ayarlanmış.

Hadi son bir örnek daha verelim (Dram kısmı üzerinden).

94.bölüm üzerinden konuşursak o harika evlilik teklifinden sonra dialog şu şekilde:

Kyoko: Bana bir söz verebilir misin? (Gülümseyerek bu şekilde söylüyor)

Godai: Evet

Kyoko: Lütfen... 1 gün bile olsa lütfen benden daha uzun süre yaşa. Artık yalnız yaşayabileceğimi zannetmiyorum (Ağlamaklı bir edayla söylüyor ve sonunda gözyaşları akıyor ve Godai'ye sarılıyor).

Hatta resmini de paylaşırsak çok daha iyi olur:

image2.jpg

Tabii 96.bölüm ayrı bir konu. Etkilenmediğim bir sahnesi bile yok. Mezar sahnesi mi desem? Kyoko'yu gelinlikler içinde görmem mi desem? Sonunda çocuk sahibi olmaları ayrı bir güzellik tabii. Daha sabaha gider bu liste, kısacası mükemmel bir finaldi bence.

660px-Slider_anime.png

Dediğim gibi harika sahneler var ancak neden bu sahneyi seçtim bilemiyorum, sanırım en fazla istenilen sahne olması büyük pay taşıyor. Dediğim gibi karakterlerin yapısı çok derin. Bütün karakterler çok hoş tasarlanmışlar bence. Tabii bu yazım, bir nevi etkilendiğim sahne değil, hayranlığımı dile getirmem gibi oldu gerçi ama. Bu başlıkta yeterince kurcaladığım yetmedi sanırım. Yani kısacası, böyle bir serinin efsaneleşmesi doğal sanırım (en azından benim gözümde).

Neyse...

İlk ED ile bitirelim bari, her zaman ayrı oldu benim için diğerlerinden.

http://youtu.be/25gkLA-qgcM

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 3 hafta sonra...

Ashita no Joe 2 - 47 / Ashita no Joe 2 - Film

Not: Paylaştığım video Film kısmından alıntıdır, ancak tahmin ettiğiniz üzere seri içerisinde de aynı durum söz konusu, bahsettiğim 47.bölüm için. Zaten bildiğiniz üzere Film hali serinin kısaltılmış versiyonu. O yüzden 2 kısmı da eklemeyi uygun gördüm.

526x297-ZBJ.jpg

Aslında Ashita no Joe için etkilendiğim sahneleri yazsam cidden bu bölümü bitiremem. Ben de son sahnesi ile paylaşım yapmak istedim. Düşüncelerimizin yazılması istenmiş, ancak cidden konuşmak dahi istemiyorum. Bu kadar mükemmellik için cidden konuşamam. Bu kadar dokunaklı bir hikaye için ve böyle enfes ve dokunaklı bir son için ne denilebilir? Ne diyebileceğimi cidden bilemiyorum. Sadece video paylaşımı ve görsel paylaşımı yeterli olacak sanırım ne demek istediğimi anlamanız için.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Fate/Zero'da

Berserk'le Lancer'ın Saber'ın üzerine ağır çekimde koşturduğu sahnede sanki kalbimde ağır çekimde atıyordu.

http://allyouare.files.wordpress.com/2012/07/fate-zero-05-large-24.jpg

Monogatari 2. sezon'da

son bölüm komple. Kaiki öyle bir konuştu ki, bütün seriyi sevdim ama o son bölümde adeta devleşti. Tam o zaman bir romandan uyarlama olduğunu hissettirdi. Parayı severim ama harcarım da lafını hiç unutmayacağım sanırım.

http://38.media.tumblr.com/aadc529f61f95b38acc3484bdd2ded19/tumblr_myjq2c9vqb1qa94xto1_500.gif

Özellikle de

Sen tanrı olmak istemiyorsun, mutlu olmak istemiyorsun, o halde mangaka mı olmak istiyorsun?

lafı bayağı bitirimdi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 3 ay sonra...

Ping Pong The Animation

Yılbaşı herkes için aynı geçmez; kimi yalnız, kimi eşi dostu ailesiyle, kimi çalışır, kimi sevgilisiyledir vesaire. Bunun hepsini kısacık bir sürede, çok da güzel bir yönetmenlikle ve arkaplanda animeden bir karakterin vokaliyle insanın kalbine dokunacak şekilde yansıttı bu anime.

  • Süper 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?