Pluto

Manga İsviçre dağlarında yaşayan Montblanc adlı bir robotun saldırıya uğraması ve öldürülmesi ile açılıyor. Devam eden süreçte manganın insanların ve robotların birlikte ve barış içinde yaşadıkları bir zamanda olduğumuzu görüyoruz. Bu barışın bir anahtarı var: 3 Robot Yasası (bkz: Isaac Asimov; I, Robot. Hollywood uyarlaması saçmalık değil ama kitabı). Bu yasalar robotların insanlara veya birbirlerine karşı şiddet kullanmalarını engelliyor.

Bir sonraki sahnede robot haklarının önde gelen savunucularından birinin cinayet mahalline gidiyoruz. Gesicht, cinayetin incelenmesinde görevlendirilir ama maktulün cesedinin üzerinde bulunan boynuz görünümlü anten telinden başka herhangi bir ipucu yoktur, ta ki saldırıya uğrayan bir robotun görsel hafızasında bir ipucu bulunana kadar. Bu ipucu zanlı olarak bir robotu gösteriyor, peki bu mümkün müdür?

Olaylar bir anda ve hızlı biçimde başlıyor. Mangaka aklımızda hemen sorular oluşmasını sağlıyor. 3 Robot Yasası geçerli iken, bir robot cinayet işleyebilir mi? Daha evvel yaşanmış, Brau-1589 adlı bir robot sahibini öldürmüş. Manga ilerledikçe aslında bunun o kadar da imkansız olmadığını göreceğiz. Robotlar pek çok insansı duyguları da taşımaktalar, özellikle Gesicht veya Atom gibi gelişmiş ‘süper robotlar’ . North2 adındaki robot müzik zevki geliştirmiş ve geçmişinde yaşadığı şiddetten kaçmaya çalışıyor. Brando gösteri dövüşlerine çıkıyor ama bunu 5 çocuğu için yapıyor ve evde mutlu bir aile tablosu çiziyor. Bunun gibi pek çok örnek var, savaş yetimi çocukları evlatlık edinen Epsilon vs.

İnsansı duygular ve tepkiler geliştirebilen robotların nasıl tehlikeli olabileceği gibi konular işleniyor. Kötünün ve kötülüğün aslında insanın içinde var olduğunu destekliyor (bence). Biraz ahlak ve doğru üzerine tartışıyor. Masumların bile savaş gibi travmatik olaylar sonunda nasıl nefret dolu canilere dönüştüklerini gösteriyor. Olaylar manga ilerledikçe zaten ortaya çıktığı için burada detaylarını anlatıp zevkinizi kaçırmak istemem ama şimdiye kadar okuduğum en iyi mangalardan biriydi. Eğer son sahnelerinde ‘gerçek kötünün mutlaka cezalandırılması gerekir’ diye zorlamasalardı çok daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, Gesicht ve Brau-1589 arasında geçen sohbetlerde bolca Kuzuların Sessizliği benzerliği göreceksiniz.