YÖK'ten ingilizce konuşturacak proje

YÖK, öğrencilere etkin bir şekilde İngilizce öğretmenin formülünü buldu. İki yıldır devam eden çalışmalar sonlandırılarak sistemin kuruluş aşamasına geçildi. Daha önce 11 şirket ile görüşen YÖK, buradan bir sonuç alamayınca rotayı Ulaştırma Bakanlığı'na çevirdi.

BAKAN'A YALVARDIK

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, 'Ulaştırma Bakanı'na yalvardık 25 milyon doları kaptık. Dünyanın en iyi online ingilizce eğitim sistemi kuruluyor. Bu yıl içinde sistem devrede olacak' dedi. Bu kapsamda YÖK'te de uzaktan eğitimin Türkiye içindeki koordinasyonunu sağlamak üzere uzaktan eğitim stüdyosu kuruldu.

DERSLER İNTERNETTEN

İngilizce öğretiminde ciddi sorunlar olduğunu söyleyen YÖK Başkanı Özcan, 'Biz bunun için tüm hocaları zaten yurtdışına yolluyoruz. Bakanlık 25 milyon dolara yabancı dil için dünyanın en iyi programını aldı, sistem kuruluyor. Bunu bu sene birinci sınıflara diğer yıllarda da diğer sınıflara yayacağız' dedi. Birkaç yıl sonra kamu personelinini de sistemden faydalanacağını söyleyen Özcan şöyle konuştu: 'Daha sonraki aşamada vatandaşlarımız bile faydalanacak. Bir call center kurulacak. Canlı derslerimiz internetten yapılacak. Günde iki saat çalışırsanız ve bunu bir yıl düzenli yaparsanız TOEFL'dan 550 alacak seviyeye geleceksiniz' dedi.

ÜYELİK ÜCRETSİZ OLACAK

Çalışma kapsamında tüm öğrenciler sisteme ücretsiz üye olabilecek. Birkaç yıl içerisinde sistemin tamamen kurulması ile isteyen herkes İngilizce öğrenebilecek. Bu projeyle İngilizce sıkıntısı yaşayan akademisyenler de düzenli çalışma ile dil problemlerini aşabilecek. Sistem çerçevesinde 24 saat ister canlı ister kayıttan dersler takip edilebilecek. Eğitimin bir kısmı yüzyüze de yapılabilecek. Üniversitelerin yabancı dil yüksek okullarında online eğitim için ayrı birimler de oluşturulacak.

Akşam

Çok yararlı olabilir de çalışana, hazırcı bir milletiz maalesef. Yine de kurulursa iyi olacaktır diye umut ediyorum.

ilginç....

güzel birşey olur ama yararlanan kaç kişi olur merak ettim şimdi

Pek işe yarayacağını sanmam, öncelikle güven aşılamak gerekir öğrenciye... Bunun en iyi yolu, sınıflara haftada 1 kere de olsa yabancı birini yollamak. En azından kulak ve ağız alışkanlığı olur, ve bazende ilgisi artıyor öğrencinin bu yolla.

Benim biraz karışık bir okul hayatım oldu, Eğitim sisteminde hep bazı şeylerin değiştiği dönemlere denk geldim. Yanlış hatırlamıyorsam 95~96 yıllarıydı, Orta Hazırlığa başladım. Tüm yıl boyunca sadece İngilzce dersi görüyorsun..Hocamız değişik biriydi, tam bir Onizuka diyebilirim

Tabiri caizze, Sınıfa girerken parmağının ucunda basketbol topu döndüre döndüre gelirdi(parmak tamamen bizim bildiğimiz NAH işareti yapılmış şekilde olurdu top dönerken)

Tahtayı sildirmek için birin seçerdi, bu çoğunlukla ingilizce dersinde başarısız olan biri olurdu.. Sonra belinden boncuklu tabancasını çıkarır ve arkadan ateş ederdi tahtayı silen öğrenciye Hiç unutamadığım şeylerden biri ise, beyaz atlı prens di Ortalama 2-3KG ağırlığında paslanmaz çelikten cetvel... Okulun koridorlarında o sallanan saçlarıyla elinde cetvel varken sendeleye sendeyele yürürdü.. Tek eksiği ağzında sigara olurdu Neyse gelelim eğitim konumuza, kendisince bir kelime listesi çıkarmıştı. Ortalama 400 kelimeden oluşuyordu, bunlar gündelik hayatta en çok kullanılan kelimelerdi.. Her hafta 30-40 adet verirdi, bir dahaki Pazartesine kadar ezberlenmiş olacak derdi. Herkes sırayla tahtaya çıkar hoca sordukça cevaplardı, zaten çoğu kişi o tahtada'ki öğrenci saydıkça o sırada öğrenirdi korkusundan 1 kelime dahi bilemedinmi, hemen avucunu açardın ve beyaz atlı prensi öperdin.. Sonra fayans olan duvarlara yapıştırırdın elini hep söverdik hocaya, hatta ailelerimize şikayet ederdik(daha doğrusu millet ederdi, benimki burada değildi). Zaman aktı ve Orta1'e geçtik, bize dediler ki diğer tüm dersleri ingilizce olarak göreceksiniz... birden bizdeki ifade o.O oldu ve nasıl yani falan derken dersler başladı.. Zaten aradan 1 yıl geçmiş o dersleri görmeyeli, birde üstüne ben Türkiye'de eğitim görmemiştim ve Türkçe anlatılsa dahi anlamayacak durumdaydım. Biyoloji, Fizik, Matematik falan fişman hepsi İngilizce olarak anlatılıyordu, değişik değişik kelimeler terimler falan derken biz hiç farkına varmadan bir baktık'ki İngilizcemiz ilerlemiş. Mesela Matrix filmin ilk okulda izlemiştim, tamamen ingilizce seslendirme ve altyazısız.. Hoca 5dk yürütürdü, sonra durdurur ne dedi falan yada cümleyi çevir gibisinden sorular sorardı.. Hem eğlenceli hem eğiticiydi.

Orta3'üde bitirdik, sıra geldi Lise'ye... Haydaaa yine eğitm sistemi değişti işte hükümet el atmış falan fişman mecbur değiştirmişler.. Herşeyi türkçe görmeye başladık, zaten artık yarış köpeğine çevirmişlerdi bizleri.

Yani doğru adımlarla her Türk evladına öğrencisine başarılı bir şekilde yabancı dil öğretebilirler... Bu arada o beyaz atlı hocamıza hep söverdik demiştim ya, şimdi her gördüğümde gözlerim doluyor ve teşekkür ediyorum. İyiki dövmüş, iyiki kızmış zamanında... Şimdi 9Eylül Üni'deyim, inanırmısınız mesleki ingilizce dersinde zaman zaman hocanın hatalarını düzeltiyorum(En son Orta3'de gördüğüm ingilizce eğitimiyle)

Tabi Animelerdeki altyazıların ve irc'de takılmışlığın zaman zaman yardımı oldu, bunu inkar etmemeliyim

Yani teknolojiymiş, tabletmiş şuymuş buymuş hepsi fasa fiso...

1 tv, 1 video oynatıcı, 1 yabancı hoca, 1 kaset çalar, Beyaz atlı Prens... sadece bunlar vardı Orta3'deki İngilizce eğitmiyle YDS'ye girdim 2 yıl üst üste, birinde ilk 5k'daydım, ikincisinde 2400 küsürlerde.. ama sayısal çıkışlı olduğum için bir işe yaramadı, dandik üni'ler ve turizm gibi bölümler oluyordu öncelik diğer dil çıkışlılara verildiği için.

Devletin yapması gereken şey; İyi eğitimli öğretmenler yetiştirmesi. Kafasının içindekileri öğrenciye aktarmayı bilen öğretmenler... Maaşını ve 3 aylık tatilini düşünen öğretmen adayları istemiyoruz gelecek nesil için.