Jump to content
  • Kayıt Ol

Armor Hunter Mellowlink


Kisiliksiz

Önerilen İletiler

[fieldset=.]

[/fieldset]

[fieldset=.]

Adı: Armor Hunter Mellowlink (機甲猟兵メロウリンク)

Yayın Yılı: 21.11.1988 – 28.04.1989

Yayın Türü: OVA

Bölüm Sayısı: 12

Bölüm Süresi: 25’er Dakika

Yönetmen: Kanda Takeyuki

Eser Sahibi: Takahashi Ryousuke

Senaryo: Gobu Fuyunori, Hirano Yasushi, Takahashi Ryousuke, Tonoike Shouji, Yamaguchi Hiroshi

Müzik: Inui Hiroki

Mekanik Tasarım: Ookawara Kunio

Karakter Tasarım: Taniguchi Moriyasu

Yabancı Kaynaklar: ANIDB, ANN, Kikô ryôhei Merôrinku (Video 1988) - IMDb

[/fieldset]

[fieldset=KONU:]

Astragius Galaksi’si, Gilgamesh Takvimiyle 7213 senesi. Gilgamesh ve Balarant tarafları arasında yapılan barış antlaşmasından kısa bir süre sonra…

Savaşın getirdikleri ilen çöle dönüşmüş eski savaş alanında ilerlemekte olan askeri nakliye kamyonu kimliği belirsiz bir saldırganın hedefi olur. Yapılan saldırı esnasında kendini kamyondan güç bela atabilen asker kapaklandığı yerden başını kaldırdığı vakit bir elinde, artık savaşlarda kullanılmayan Anti-Zırhlı Piyade tüfeği diğerinde ise asker künyesi tutan saldırganla burun buruna gelmiştir.

Adam, elindeki künyeyi, şaşkınlık içerisindeki erin önüne atar ve der ki:

“Albay Dogman’a söyle… Onu görmek için cehennemden çıkıp geldim.”

Bu sözlerin sahibi, Ality Mellowlink’tir. Yanında bulundurduğu künyeler ise; üstleri tarafından, hayatta kalma şansı olunamayacak göreve atanıp katledilen dostlarına aittir. Amacı ise, onları ölüme gönderen ve üstüne üstlük kendisini de ihanet ilen suçlayan yüksek rütbelilerden intikam almaktır. Bu gaye ilen, tek silahı olan Anti-Z.P. tüfeğiyle, diyar, diyar dolaşıp; olayın sorumluları ile bir, bir yüzleşecektir... Ölümüne…

Ama kutsal gördüğü bu kişisel savaş, nereye kadar gidecek ve ona neler getirecektir?

[/fieldset]

[fieldset=.]

[/fieldset]

[fieldset=İNCELEME:]

Güç Dengesi ve Çatışmalar:

Mellowlink’in kişisel intikam öyküsü, işleniş olarak, tek kahramanın üzerinden giden bir macera olarak gitse de, işleniş itibari ilen; “imkânları ve yapabilecekleri sınırlı başkahramana karşı, pek çok olanağı elinin altında olan ve hatta bulunduğu mekânın avantajlarını Mellowlink gibi kullanan rakiplerin olduğu” güç dengesi pekte adil olmayan mücadeleler söz konusu. Bu da haliyle OVA boyunca gördüğümüz çoğu çatışmanın daha taktiksel yapılması sonucunu meydana getiriyor haliyle. Mellowlink, bazı anlar, tüfeği ile Z.P. ye (Seride AT olarak geçen mechalar 5–6 metre civarında sayılır) dalarken bile, kendisinin, eskiden Z.P. pilotu olmasından ötürü, bu savaş makinesine karşı kullanabileceği taktiklerin bilincinde hareket ediyor. Kimi zaman rakibine karşı minik tuzaklar kuruyor, kimi zaman bulunduğu ortamın getirdiği avantajlardan faydalanmaya çalışıyor. Anime yapımlarında görebileceğimiz bazı fiziksel esneklikleri saymazsak gayet gerçekçi ve gerilimli çatışmalar meydana geliyor. Devamlı, bulundukları yerin (Çöl, orman, hatta eski tarzda yapılmış bir kalenin içi…) ve kullandıkları silahların getirdikleri avantaj ve dezavantajlarının bolca etkisi olduğunu görmekteyiz seri boyunca.

Hikâyenin İşlenişi:

5. Bölümde bahsedilen ve Mellowlink’in kişisel savaşının sebebini anlatan bölümü bir kenara koyarsak ilk 6 bölüm, bir hedef ile karşılaşma üstüne kuruluyken 7. bölümden itibaren bu av mevzusu yeni gelişmeler vesilesi ilen farklı bir boyut kazanıyor. Tabii hikâyenin, bu gidişat sebebiyle giderek monotonlaşma tehlikesine girmesini önlemek için: İlk bölümden itibaren, hikâyedeki varlıklarını giderek hissettiren ana yan karakterler; bazen av ve avcının yer değiştirmesi gibi o bölüme has, konu işlenişi (Mellow’un avına yaklaşabilmek için hapishaneye girmesi. Avının, ZP’ler ilen yapılan savaş müsabakasında olduğunu öğrenince bire bir karşılaşmak için oyuna katılması. Mellow’un, hedefi sebebiylen tuzağa çekilip, avcıyken ava dönüşmesi gibi…); 7. bölüm itibari ilen “insan avı” mevzusunun haricinde, ana yan karakterlerin kişisel mevzularının da Mellow’un hikâyesine dâhil olması, ana konuya; kaçma-kovalamaca ve kimisi kişisel, kimisi ise ordu içerisinde gerçekleşen entrikalar eklenmesi ilen daha da merak uyandırıcı bir seyir halini alıyor.

Votoms Evreni İle Olan Bağları:

Mellowlink’in öyküsü, Gilgamesh ve Balarat arasındaki savaşın bitimine yakın bir zamanda başlıyor. Bölüğüne verilen intihar görevi sırasında yüklü miktarda jijiriumun çalınması meselesi, ileriki bölümlerde bahsi geçen PS Projesi ile bağlantılı. Mellowlin’in hikâyesinde yaşanan olayların çıkış sebepleri olarak bahsi geçmekte olan PS Projesi, TV serisinde, üstünde durulan önemli bir konu.

OVA daki mekânlar ise Votoms evreninin değişmez parçaları: Savaşın kalıntılarıyla dolu çöller; kalabalık kasabaların viraneleri, savaş arenaları; tehlikeler ile dolu ormanları ve daha nice irili ufaklı mekânı ile geniş bir yelpazede vuku buluyor olaylar.

Hikâye içerisindeki birçok temel öğesiylen, TV serisine yakın duruyor: Kendini savaşmaya adamış yalnız savaşçı, bir şekilde yolunun kesiştiği ve gerektiği vakit belli ortak noktalarda bir olduklarından, yardımına koşan dostları; ilk başlarda dağınık ve basit duran konunun, yeni gelişmeler vesilesiyle toparlanıp daha farklı bir yön alması; niyetleri hiçte iyi olmayan üst rütbeli ordu mensupları ve birbirlerine karşı yürüttükleri küçük ayak oyunları…

Ayrıca, Mellowlink’in kişisel mücadelesi esnasında, giderek; karşı çıktığı haksızlığın farklı bir versiyonunu düşmanlarına karşı uygulamaya başlaması ile TV serisinin ana karakteri Chirico gibi anti-kahraman türevi bir karaktere dönüşüyor.

Bir İzleyicinin Gözüyle “Armor Hunter Mellowlink:”

İlk başlarda ana kahramanın elindeki eski püskü dev tüfek ilen AT (Seride geçen mechalar) avlaması tuhaf gelse de, başlarda da belirttiğim gibi bunu olabildiğince sahici bir şekilde işlemeye çalışarak, zayıf gözükebilecek bu karşılaşma tarzını, seri için en güçlü kozlardan birine dönüştürüyor. Tabi bu arada, Mellowlink’in tek silahı olan büyük Anti-Zırhlı Piyade tüfeği ile kimi zaman olması gerektiğinden daha çevik davranması biraz tuhaf kaçabiliyor.

Birde, 5. bölümdeki mahkemeden kaçış anı üstünde biraz durmak gerek; son bölümü izledikten sonra, hikâyedeki yerini oturtabildiğiniz ama işleniş olarak gayet basit kaçmış bir hadise olarak işlenmiş.

Kurgu esnasında, seyirci olarak bizlerin tahmin edebileceği kimi ara sahneler verilmeden geçilmesi sayesinde zaman gayet iyi kullanılmaya çalışmış. Mesela buna örnek olarak, Mellow’un kodesinden kaçma kısmını örnek gösterebiliriz, Mellow’un; nasıl olsa biz seyirciler için öyle ya da böyle, bir şekilde klişe denebilecek küçük bir numara çevirerek, gardiyanını kodesine çekip bayıltacağını tahmin edeceğimiz uzun sahne yerine; önce kodesine tıkılmış Mellow’u görür, bir sonraki sahnede kaçmaya teşebbüs eden mahkûmları görürüz. Sonrasında yaşanan kargaşa sahnesinden, Mellow’un kodesine geçeriz ve baygın bir halde duran gardiyanı ve kapısı açık kodesi göstererek Mellow’un kaçışı az ve öz olarak gösterilmiş olunur. Bu gibi zamanı ekonomik kullanma hadiseleri ilen gereksiz uzatmalarında önüne geçilmiş olunmuş.

Mellowlink’in hedefindekileri, özelliklerine göre sıralarsam: Mevki düşkünlerinden, konumu itibari ile alt kademedekilere zorbalık ve işkence etmekten haz alanlara, insan avlamayı kendine hobi edinmiş medeni kılıklı canavarlardan, üç-beş kuruş için her türlü işe kalkışacaklara, elindekinden daha fazlasını isteyenlere, vazifeleri ve bulundukları sistemin işleyen çarkları sebebiylen yapmaları gerekeni yaptıklarına inananlara kadar geniş bir yelpaze içeriyor.

Bu yelpaze içerisinde en beğendiğim karakter, Yarbay Boil oldu. Birazcıkta yanlış yönlendirilmeler sebebiylen yaptığı işler yüzünden Mellowlink’in hedefi olan bu usta ve kurnaz AT pilotu, düştüğü durum sebebiylen, Mellowlink’in hikâyesinde, onunla paralel bir karşılaştırma yapılarak özdeşleştirilebilecek bir noktada durmakta. Mellowlink’in karakterini ise, 5. bölümdeki iç sesinden anlattığı hikayesinden kavrıyoruz: Savaşta, üstlerine ve ordu disiplinine inanmış, verilen emri kayıtsız şartsız uygulamış AT pilotu. Bu sadakat ve inancını, verilen intihar göreviyle cephe arkadaşlarını kaybettikten sonra dahi sürdürüp “kalan son kişi dahi olsa, verilen görev sürdürülmelidir” mantığı ile hareket edip düşmana karşı gelmeye çalışacak bir inanca sahip. Lakin bu inancı sonuna kadar sadık olduğu ordusunun onu ihanet ilen suçlanması ile tepetaklak olup, yaşamak için bağlanabileceği bambaşka bir savaşa; “dostlarının intikamını alacağı” kişisel mücadeleye yöneltiyor. Ve ilk başlarda, hedefi harici kimseye zarar vermemeye dikkat ederken daha da zorlaşan bu mücadele esnasında kendi kendine uygulamaya çalıştığı bu kuralıda bozmaya başlayarak bir nevi nefret ettiğine dönüşüyor, farkında olmadan.

[/fieldset]

[fieldset=.]

[/fieldset]

ARMOR_HUNTER_MELLOWINK.jpg

ARMOR_HUNTER_MELLOWINK.jpg.2d6a3ee941bc3fd5ee118cfe509dd0af.jpg

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 1
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Kisiliksiz

    1

  • Akuma_Blade

    1

En Hareketli Günler

En Çok Yazanlar

En Hareketli Günler

Yollanan Resimler

sleeve.jpg?1282551724

Anime'lerde bugüne dek en özlemini çektiğim şey, sevilebilir bir karakter olması için üzerinde ayrıca uğraşılmamış, amacı ve karakteri ne ise öyle davranan, yanlız bir adam görmekti. (Hayat bize bugüne dek "iyi adamların" hep yanlız kalmaya mahkum olduklarını göstermemiş midir?) Mellowlink bize en başta bunu sağlıyor.

En başta yönetmenin diğer işi olan 08th MS Team'de olduğu gibi Mellowlink'de de özel sezgileri olan, Kinder Süpriz Yumurta'dan çıkar gibi Mecha bulup kullanmaya başlayan bir klişe kahraman stereotipinden uzak durulmuş ve gayet iyi edilmiş. Aksine, hikaye şansıyla değil "şansına rağmen" (gerçi seride birkaç noktada bu konu biraz tartışmalı bir hal alsa da ben gördüklerimden memnunum açıkçası) hayatta kalan bir kahramana odaklanması ve dolayısıyla onun neredeyse yokluklar içinde kullandığı metotlarla girdiği tek kişilik savaş bizlere bir insanın irade gücünün nerelere dek varacağını da kanıtlar niteliktedir. Seri ayrıca içindeki çatışma mantığının belkemiğini oluşturan ZP'lerin hem av hem de avcı rolü arasında gidip gelmesi ile Mecha türüne özel bir ilgi alaka duymayacak izleyici için bile önerilebilecek benzersiz bir bilimkurgu arkaplanlı öykü halini alıyor. Apocalypse Now gibi eski ekol savaş filmlerine yapılan göndermeler de serinin arka planını güçlü tutmakta.

Hikayedeki 8 (yada 9) düşmanın her birisinin ayrı bir uzmanlığı ve onu ölüme sürükleyecek ayrı bir zaafı var: Bu bize Kutsal Kitap'daki Ölümcül Günah'ların akla yatkın bir yan okumasını sağlıyor. Onları tek bölümde bile görüyor olsak da birkaç sahne üzerinden bile karakterlerinin çok güzel betimlenmesi karakter dizayncısının süreyi rafine kullanabilme başarısını bize göstermekte. Ayrıca 4-5 yıl sonra hayli ünlü olacak birkaç seiyuu'nun kadroda barınması ne kadar kısa görünseler de karakterleri oldukça akılda kalıcı yapmakta.

Votoms evreni ile güzel bağlantıları var ve bunlar, Votoms TV serisine başladığınızda evren ile adaptasyon sürenizin çok kısalmasına, doğrudan kendinizi evinizde (yada mevzinizde... her neyse) hissetmenizi sağlıyor. Bunları kısaca saymak gerekirse:

-5. bölüm Flashback'i ateşkese bir ay kaldığını en gariban askerin bile öğrendiği (ki bu yüzden Mellowlink ve arkadaşlarının gönderildikleri intihar görevi, gözümüzde farklı bir yere yerleşir) bir aralıkta geçerken son bölümde TV serisinin sonlarına doğru Balarant ve Gilgmesh savaşının yeniden başladığı gecenin sonrasındaki şafak ile sona erer.

-Jijirium ve PS Projesi, -her ne kadar bu yapımda üzerinde çok detaylı bahsedilmese de- hem Armor Hunter Mellowlink'deki komplo satrancının merkezine yerleştirilmesi hem de TV serisindeki süprizi kaçırmak yerine buna dair merakınızı arttırdığı için önemli.

-"Hapishane" bölümünde mahkümları taşıyan eski püskü kargo uçağında Chirico'ya ikiz gibi benzeyen bir cameo karakter görürüz.

-"Orman" bölümünden itibaren birkaç kez General Helmecion, telefonla Korgeneral Battentain'in birliğine telefon eder. Her ne kadar kendisinin sesini duymuyor olsak da, Korgeneral Battentain, Votoms evrenindeki komplo satrancının önemli taşlarından birisi.

-TV serisinde ilk bölümlerde pat diye anlatılmayan "Yapay Kas Dokusu" gibi anlatımlar sayesinde bir AT'nin zayıf ve güçlü olduğu noktaları çabucak öğreniyor, çatışmalarda Chirico'nun kullandığı taktikleri olması gerekenden kavrıyorsunuz.

mourningsoldier8web.jpg

-Votoms serisiyle alakalı bir gönderme olmasa da ayrıca belirteyim: Intro'da gördüğümüz gibi Mellowlink'in elindeki künyelere sessizce baktığı kısa sahne Kore Kahramanları anıt mezarına dikilen temsili asker heykelinden esinlenerek yapılmış. En azından öyle bir "saygı duruşu" hissettim.

-Ayrıca Armored Trooper Votoms'un 3. extra görevinde bir anti ZP tüfeği bulup savaş alanını bununla geçmemiz gerekir.

Votoms evreninin olmazsa olmazı olan militarizmin güvenilmezliği, ölümün kaçınılmazlığı, savaş ortamının ve farklı olana duyulan kitlesel nefretin oluşturduğu genel anlamda yozlaşmaya "emir son kişi kalınsa da uygulanır" prensibine inanan bir askerin bunun yüzünden uğradığı trajediye rağmen sakladığı künyeler üzerinden gösterdiği bağlılık ve onur ekleniyor ve seri boyunca erkeksi gözyaşlarımızı gizleyemememizle sonuçlanıyor. (En azından benim için öyle oldu)

TV serisinde "keşke" diyebileceğim tek nokta, Chirico ve Mellowlink'in hikayelerinin hiç kesişmiyor olması. Gerçi bu belki anlaşılabilir zira neticede her iki karakter daha hayatına bir anlam bulamadan av durumuna düşen, etrafında başka insanlar varken bile bir çöldeki kadar yanlız adamların trajedisi üzerine bir anlatımın odağında duruyor. Seride bir Epilogue olmamasını da böyle bir "keşke" bağlamında sayabilirdim ama gerek yok. Neticede bu aslında bir yol hikayesi ve yanlız bir ruhun dünyada çektiği araf yolculuğunu mükemmel şekilde tanımladığı için varılan yolun yeri yada anlamından ziyade bu yoldaki kararlılık ve çekilen çileler ön plana çıkıyor. Beklediğim şey de en başından beri bu olduğu için bir eksi bulamıyor, sadece gerçek bir kahramana verilmesi gereken selam duruşu olarak değerlendiriyorum.

Sonuç olarak insan iradesine, korumak için ölüme gözü kapalı yürünebilen ideallere, insanlığın değişmeyen yazgısına ve belki de herşeyden çok arkadaşlığa dair iç burkucu bir hikaye. Hala izlemediyseniz, kaçırdığınız her saniye için izlediğinizde üzüleceğiniz, nispeten kısa ama mükemmele yakın bir Anime destanı.

2rla3djhqb5utsrtl82h.png

Bu arada...

...ayrıca belirteyim, bu OVA serisi bugüne dek edindiğim tek action figure'u bana satın aldırmış bir yapım. Takara'dan çıkan motosikletli Mellowlink Arity figürünü sizlerle ayrıca paylaşmak istiyorum:

10051731a3.jpg

10051731a4.jpg

2575014415_82c19d4c9f.jpg

Paketten dürbünlü vizör ve normal baş olmak üzere iki farklı yüz ifadesi ve süngü olarak da kullanılabilip ayrıca sökülebilen anti ZP tüfeği çıkıyor. Joint çokluğu sayesinde istediğiniz yger pozda sergileyebiliyorsunuz. Her ne kadar motosikleti üzerinde eskitme metotları denemem gerekiyor gibi görünse de bu hali de onu çöl gibi bir yerde düşünürsem, hayli yeterli. Paketten Mellowlink Arity'nin künyesi de çıkmakta ki bu bile bu OVA serisine ayrı bir hayranlık duymama sebep olmakta.

Elveda Mellow... Ve herşey için teşekkürler...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?