Shinkaron 16 Nisan 2011 16 Nisan 2011 Britanya'da endüstri sonrası bir şehirdeki, ahlaki değerlerin birbirine karıştığı, iyi ve kötünün ayırt edilemez hale geldiği bir toplumda, gençlerden oluşan bir çetenin insanlara uyguladıkları şiddeti ve Alex üzerinden insan doğası ve toplumsal değerlerin çatışmasını konu eder. Bir holigan olan Alex (Malcolm McDowell) adlı gencin zaman geçirmek için üyesi olduğu sokak çetesi ile beraber işledikleri birçok suçtan sonra çete ile ayrılığa düşünce onlar tarafından ihbar edilmesini ve polis tarafından beyninin yıkanarak topluma kazandırılma metodu ve sonrasını anlatır. Olayları büyük bir ifade gücü ile o günlerden bugune değişen dünya düzeni ve bu değişimin insanların üzerindeki farklı etkilerini, suça ve şiddete eiğilimi ustaca yansıtmıştır. Film ve bu filme ait öğeler yarattığı etki ile popüler kültürdeki yerini almıştır. *Hayatımda izlediğim en rahatsız edici filmi sorsalar hiç düşünmeden "Clockwork Orange" derim. Bir diğer adıyla "Otomatik Portakal", insanı rahatsız etmenin de ötesine geçiyor çünkü zaman zaman. Kubrick'in dehasını bu filmde de gördük, öğrendik. Ama Alex'i oynayan Malcolm McDowell o kalburüstü oyunculuğa rağmen neden piyasada hiç varolamadı ona anlam vermek zor. Kitabına sadık kalınsaydı 14 yaşında bir çocuğu canlandırması gereken McDowell, gayet de yetişkin bir genç olarak karşımıza çıkıyor ama düşününce 14 yaşında birinin de tüm o tecavüz ve vandallıkları elini kolunu sallayarak yapmasını izlemek istemezdim. Gerçi bu haliyle bile yeterince rahatsız edici bir içeriği olmasına karşın yine de yakın arkadaşlarıma tavsiye ettiğim, izlemeye değer bulduğum filmlerden biridir. Aldığı puanı da fazlasıyla hakettiğini izleyenler bilir zaten.
Aurora Borealis 16 Nisan 2011 16 Nisan 2011 owww burda olması gerek en acaip yapım.. rahatsız edici olduğu gerçek ama acaip bir şey.. ben halen bu film için bir etiket bulamadım kafamda .. ama kubrick.. kendini defalarca izlettirebilecek kadar alt göndermeleri iğnelemeleri vardı "bu şu" dediğiniz yerleri ikinci kez izlediğinizde yok ya "bu şu" değil "bu bu" demeye başlatıyor... kafasının içindekileri merak etmiyorum değil.. ellerine sağlık
Shinkaron 16 Nisan 2011 Yazar 16 Nisan 2011 Clockwork Orange tıpkı Alex'te olduğu gibi içimizde bir bulantı yaratıyor. Keyifle oturup izleyemiyoruz mısır patlağımızı çekirdeğimizi alıp. İzlerken geriliyoruz, bu sahne nereye gidecek derken yeni bir sahneyle afallatıyor insanı. Arkadaşımla izlemiştim hatırlıyorum. Ve film bittikten sonra yorum bile yapamadık, bir süre saçmaladık.
Kisiliksiz 16 Nisan 2011 16 Nisan 2011 Uyarlandığı kitap ile konu akışı olarak arasında fazla fark olmamasına rağmen (Tabii ki, kitaptaki bazı karakterlerin yaşı filme göre daha küçüktür) iki eserde "şiddet" temasına biraz daha farklı kutuplardan bakıyor gibi geldi. Kitaba göre gücü elde bulundurmak için etkili bir araç. Filme göre ise insan doğasına özgü olduğu için vazgeçilmesi mümkün olmayan ve sıklıkla kullanılan bir eylem. Ama kişisel olarak, biraz muhalefette bulunursam "rahatsız edicilik" konusunda David Lynch'in Eraserhead'inin eline su dökemez. Tabi o da bambaşka bir mevzu.
Shinkaron 16 Nisan 2011 Yazar 16 Nisan 2011 Eraserhead izlemediğim için benim için hala en rahatsız edici film Clockwork Orange. Kubrick adının bile bunda biraz etkisi var. Kitaptaki yaşları filmde göremememiz doğal sanırım. 14 yaşındaki çocuğun 12 yaşındaki bir kıza tecavüz ettiği sahneyi nasıl çekerlerdi (o dönemde) çekseler de nasıl bir tepkiyle karşılaşırlardı belli değil. Yine de mızmızlanmadım tabii neden bu herif oynamış diye. Eraserhead deyince gözümün önüne çok uçuk şeyler geliyor, o yüzden muhtemelen yakın tarihte dayanamayıp izlerim.
Kisiliksiz 16 Nisan 2011 16 Nisan 2011 Konu edindiği meselenin film içerisinde güme gitmemesi için gayet doğru bir karar ve bu da onu gereksiz sansasyondan -artık el verdiği kadarıyla- uzak tutmayı başarmış. Burada yönetmeni tebrik etmek gerekiyor. Hoş aynı oyuncu seçimini Lolita filminde de yapmıştı kendisi. Tabi o film, kitaptan oldukça farklı ve hatta hikayenin ana kahramanını sapkın bir suçludan neredeyse "aşk kurbanı bir mağdura" çevirmişti. Neyse o konuyu kapatıyorum. Lynch Filmlerinin büyük bölümü zihinsel olarak izleyeni rahatsız etmeyi başarıyor. Eraserhead'ı izleme fırsatından kurtulma olasılığına erişenler için yönetmenin bir diğer tahribatçı eseri Wild at Heart işkence çektirmek için önerilebilir.
Shinkaron 16 Nisan 2011 Yazar 16 Nisan 2011 İşkence listeme alıyorum o zaman onu da. Bazı yönetmenler gerçekten kendini insan zihnini kemirip bundan zevk almaya adamış. Popüler filmler artık popüler olduklarından mı bilmiyorum, hiçbir zaman üzerimde etki bırakmamışlardır. Ama işte böyle çok bilinmeyen, ya da herkese hitap etmeyen filmler yok mu, işte onlar afallatıyor beni dönem dönem. Lolita ile ilgili hatırladığım en iyi şey müziği. Oyuncu seçimine de lafım yok ama ortada bir "mağduriyet" durumu vardı belirgin biçimde. İzlerken adamla empati kurmaya bile itebilecek kadar hem de. Hatta emin bile olamıyor bazen insan, bu adam gerçekten sapık bir pedofili mi (sapık olmayan pedofili var ya sanki) yoksa hayat mı onu buraya savurdu gibisinden.
Önerilen İletiler
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap