Aurora Borealis 25 Mayıs 2011 Yazar Share 25 Mayıs 2011 @knighTeen87 zaten bu yüzden kaybeden denmez mi ki?! aksi takdirde zate bu hayatta bir şeyleri kazanmış olmazlar mıydı? artısı yan karakterlerin kaybettikleriydi ki kariyer uğruna, para uğruna, heves uğruna vs.. vs.. hep bir şeyleri kaybedenler vardı.. değil mi? Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
knighTeen87 26 Mayıs 2011 Share 26 Mayıs 2011 valla worless bu kadar bohem ve lüks dolu bir hayat "kaybetmek"se ben kesinlikle kaybeden olmak istiyorum. kaybeden dediğin tam aksine inançları uğruna bütün bu lüksleri ve sevdiklerini geride bırakmak zorunda kalanlardır. Bedel ödemek ve kaybeden olmak çok farklı şeyler, ki ben adamların ortamdaki hatunları kaldırmak haricinde bi kaybeden tribinde olduklarını düşünmüyorum Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Aurora Borealis 26 Mayıs 2011 Yazar Share 26 Mayıs 2011 valla worless bu kadar bohem ve lüks dolu bir hayat "kaybetmek"se ben kesinlikle kaybeden olmak istiyorum.kaybeden dediğin tam aksine inançları uğruna bütün bu lüksleri ve sevdiklerini geride bırakmak zorunda kalanlardır. Bedel ödemek ve kaybeden olmak çok farklı şeyler, ki ben adamların ortamdaki hatunları kaldırmak haricinde bi kaybeden tribinde olduklarını düşünmüyorum Bir şeyleri değiştirebileceken bir şeyler yapabilecek güce sahipken hiç bir şey yapmamak nedir? -korkaklık -tembellik -züppelik -hovardalık -içinde bulunduğun durumu değişme hallerinden endişe duymak -içinde bulunduğun durumun rehavetine kapılmak - vs.. -hepsi -hiç biri onlar bir şeyleri değiştirebilecek güce sahipken sadece içinde bulundukları durumun rehavetinde boş vermişliğinde, pecrumdeliğinde bir şekilde asalak gibi belkide yaşamlarını sürdürdüler. filim anlatmak istediği bohem ve lüks hayat kaybetmek değildi kaybetmek o bohem ve lüks hayatın' ın içinde yüzmek alışkanlıklarına ve bağımlıklarına yenilmelerindeydi. bunun doğru olmadığının ve değişmesi gerektiğinin farkında olmalarına rağmen bir halt yiyememiş " gitme" diyememiş bir kişi kaybedendir. o yüzden onlara kaybeden deniyor. aslında benle aynı şeyi söylüyorsun.. sadece ben Babadan kalma milyarlık dükkanı işleten, çalışmadan yan gelip yatan, yediği önde yemediği arkasında, tek olayı barlarda zıkkımlanıp geceleri de sevişmek olan iki gence "Kaybeden" denilmesi hakikaten ülkemizde reklamcılığın ve duyarlılığın acınası hale geldiğinin göstergesidir. cümlene karşılık fazla kısa bir ccümle kurmuşum o yüzden demek istediğimi anlatamamışım sanırım.. haa neden böyle bir zenginlik göze batırılarak anlatılmış kaybetmek deyiminin hakkı farklı verilemez miydi diye eleştiriyorsan ben yönetmenin göndermesinin bunu belli bir tabakayı özellikle protesto ve rencide etmek amaçlı yaptığını düşünüyorum keza zaten geri kalanlar kaybetmenin ne demek olduğu gayet iyi öğreniyorlar bu hayatta. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
gundamaster 26 Mayıs 2011 Share 26 Mayıs 2011 valla worless bu kadar bohem ve lüks dolu bir hayat "kaybetmek"se ben kesinlikle kaybeden olmak istiyorum.kaybeden dediğin tam aksine inançları uğruna bütün bu lüksleri ve sevdiklerini geride bırakmak zorunda kalanlardır. Bedel ödemek ve kaybeden olmak çok farklı şeyler, ki ben adamların ortamdaki hatunları kaldırmak haricinde bi kaybeden tribinde olduklarını düşünmüyorum Emre 100 tane veya daha fazla hatunla birlikte olursun ama aşkı birinde bulursun. Bu adamlar aşkı buldu mu biri tam bulmuşken kaybetmedi mi zaten yaşam biçimiyle. Bu da bir kaybetmedir. Kaybetmeye nereden baktığına bağlı biraz da. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
knighTeen87 26 Mayıs 2011 Share 26 Mayıs 2011 ben sana katılmıyorum, eleştirdiği şeylere karşı tek yaptığı bohem bir hayat ve alkol tüketmek olan insanların kaybeden olduğuna inanmıyorum, çünkü insanların kaybeden olabilmesi için birşeyler için emek koyup ortaya koyduklarını kaybetmesi gerekir, sahip olduklarını bile yitirmek. belirli lükslere sahip düz bir çizgi değil. inandığın birşeyin peşinden mi gidiyorsun? yaptığın ne kadar anlamlı olursa olsun sevdiklerini, standartlarını, savaştıklaırnı kaybediyorsan gerçekten kaybedensindir. inandıkların uğruna gerçekten birşeyler kopmuştur hayatından çünkü ama gelgelelim olayın sadece içip içip "sisteme koyayım yeaaa" ise bu kişiye kaybeden demek hak edilmemiş bir övgü düzmektir. değişim statik değildir, birşeyleri değiştirmek istiyorsan oturduğun yerden yorum yapmak boş artisliktir bence sadece, bu gibi insanların süslenerek önümüze konulmasını açıkçası onaylamıyorum Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Aurora Borealis 26 Mayıs 2011 Yazar Share 26 Mayıs 2011 emek karşılığında kaybetmişsem bu beni kaybeden yapmaz çünkü bir mücadele vermişimdir. Mücadele etmiş olmam bile birşeyi kaybettiğim halde bana başka bir şey muhakkak kazandırmıştır. mücadele ettiğim halde bir şeyleri yitimenin karşılığı bana biri sen kaybedensin derse bana bu küfür etmiş demektir nazarımda.. bana göre vazgeçmek kaybetmektir... o yüzden bence onlar kaybetmeye mahkum ben ve benim gibilerde kazanmaya diye düşünmüştüm ama sen mücadele edip bir şeyleri yitrmeyi kaybetmek olarak görüyorsan tabi fikrine saygı duyarım ama kabul edebileceğim bir şey değil.. not; film adamları değil oyuncuların oyunculuk yeteneğine övgü Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Kisiliksiz 27 Mayıs 2011 Share 27 Mayıs 2011 Filmdeki kafadarların "Kaybetmekten" kastı daha çok "ölümden öte köy mü var?" felsefesi üstüne. İskender örneğide bu anlamda gayet yerinde; hayatın boyunca amaçladığın en büyük hedef için uğraşırsın, onu elde edersin ama ulaştığın o noktadan bir aşağıya birde yukarısına bakındığında, ruhen ve bedenen, gene bir önceki gibi boşluktasındır; elde etmen gereken yeni zaferler vardır. Böyle böyle yeni başarıların ardından ömrü yaşayıp gidersin. Kazanıp-kaybettiklerinin farkına varamadan hemde. Elemanlar yeteneklerine rağmen uğraşmıyorlar, kendi hayat anlayışlarına göre az-öz diyip takılıyorlar. Kaybetmekten kasıt kendi çıkış noktalarından hayatı olduğu gibi yaşayarak tüm getiri ve götürülerini hayıflanmadan kabul etmeye çabalıyorlar ve ara sırada fazla üstüne düşmeseler bile "acab?" ile yaşadıkları hayat üstüne birazcık düşünüyorlar. Etraflarını değiştirmek, popüler olmak gibi dertleri yok. Yaptıklarına mühim anlamlar yükleyenler radyo programının dinleyenleri. Biz bile burada filmin belli noktalarını kendimize feyz alarak, izlediğimizi, dünyaya bakış açımıza göre zihnimizde sabitlemeye çalışıyoruz. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
knighTeen87 27 Mayıs 2011 Share 27 Mayıs 2011 arkadaşlar ben sizin gibi düşünmüyorum, insanın kaybeden olabilmesi için ortaya bi emek bi çaba koyması ve oldurmaya çalıştığı şeyin olmaması gerekir. ki kaybetmekde aşağılanacak küçümsenecek bir durum değildir, insanların değiştirebileceği ve değiştiremeyeceği şeyler vardır. Tıpkı Queen'in "Show Must Go On"un da da anlatıldığı gibi ne olursa da olsun hayat bir şekilde yolunu bulur önemli olan kazanmak ya da kaybetmek değildir, inandıkların uğruna gerçekten neleri göze alabildiğindir. Bu yüzden de bu iki kavram birden sadece çaba harcayan insanlara aittir, oturduğu yerden ahkam kesen, hatta bunu ortam yapmak için kullanan bir kişi "kaybeden"in onuruna bile sahip değildir, ölüdür sadece. fiziksel olarak nefes alıyor olmanız gerçekten yaşadığınız anlamına gelmez... o yüzden bu adamlar benim için sadece ölüdür, kaybeden olmayı hakedecek bir kalori bile harcamamışlardır... Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Kisiliksiz 27 Mayıs 2011 Share 27 Mayıs 2011 Sanırım filmde kişisel olarak gördüğüm anlamı oradaki "kaybetmek" kalıbıyla açıklamamam gerekiyordu. İkimizde benzer şeyi farklı cümleler ile açıklamışız: Senin dediğin: Tıpkı Queen'in "Show Must Go On"un da da anlatıldığı gibi ne olursa da olsun hayat bir şekilde yolunu bulur önemli olan kazanmak ya da kaybetmek değildir, inandıkların uğruna gerçekten neleri göze alabildiğindir. Bir adım öteye gidip "kaybetme" kelimesinden yola çıkarak cesaretide eklemişsin. Benim yazdığım: İskender örneğide bu anlamda gayet yerinde; hayatın boyunca amaçladığın en büyük hedef için uğraşırsın, onu elde edersin ama ulaştığın o noktadan bir aşağıya birde yukarısına bakındığında, ruhen ve bedenen, gene bir önceki gibi boşluktasındır; elde etmen gereken yeni zaferler vardır. Böyle böyle yeni başarıların ardından ömrü yaşayıp gidersin. Kazanıp-kaybettiklerinin farkına varamadan hemde. Bende filmin "kaybetme"ye yüklediği anlamdan yola çıkıp hayatın kazanmak yada kaybetmenin önemsizliğini o sebeplen gene filmdeki anlamıyla hayattaki herkesin kaybeden olduğunu söylemişim. Sen daha çok elemanların tavırlarına kafayı takmışsın. Ona takılınca, film sadece "iki öylece yaşayanın öylesine hayatından bir kesit" oluyor haliyle. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Beyazm 24 Eylül 2011 Share 24 Eylül 2011 Oyunculuk ve diyaloglar çok iyi ama dil ve tarz o kadar değildi, sürekli bunalım hali ve tavırlar biraz fazlaya kaçıyor derken onlar da farketti zaten, son olarak herkesin izleyebileceği bir film olduğunu düşünmüyorum. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Önerilen İletiler
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap