desesperado 9 Ekim 2011 Share 9 Ekim 2011 Anime ve mangalardaki bazı derin kişiliklerin gerçek hayattan esinlenmiş olabileceğini düşündünüz mü? Aklıma gelen ikisini buraya koyuyorum. Sizden de aklınıza gelen bu türden tahminleri ya da gerçek hayattan esinlenildiği doğrulanmış olan karakterleri paylaşmanızı bekliyorum... Code Geass'dan "Lelouch" ve Gerçek Hayattan "Subcomandante Marcos" Öncelikle belirtmeliyim, mevzubahis kişi görünüşü itibariyle terörist bir eylemci gibi görünse de, liderliğini yaptığı örgüt ile hiç kan dökmemiş, davasını ideolojik ve felsefi yollarla sürdüren birisidir. "Sözümüz silahımızdır" sözünün sahibidir. Ve bu yazının siyasi ya da ideolojik hiçbir amacı yoktur. Subcomandante Marcos hakkında ayrıntılı bilgi için --> http://en.wikipedia.org/wiki/Subcomandante_Marcos Şimdi iki karakterin karşılaştırmasına geçelim: -Lelouch vi Britanya asil kandan gelmesine rağmen Britanya'yı yok etmeye yemin etmiş, bu uğurda mücadeleye girişmiştir. Subcomandante Marcos da Meksika'daki şartları düşünecek olursanız, birlikte mücadele verdiği Maya yerlilerinin kanından olmamasına rağmen Meksika hükümetine karşı direnişin önderliğini yapıyor. (Kimliği bilinmediğinden yerli olmadığı düşünülüyor, bir üniversitede bir zamanlar profesörlük yaptığından şüpheleniliyor. Ayrıca "comandante" rütbesi alamaması safkan yerli olmamasına bağlanıyor.) Yani her ikisi de Spartacus gibi köle olduğu için soylulara başkaldıran değil; Catilina gibi soylu olduğu halde soyluların karşısına geçen karakterlerdir. -Lelouch Kafasına taktığı bir kaskla yüzünü ve kimliğini gizlerken, aynı şeyi Marcos da hiç çıkarmadığı bir kar maskesi yardımıyla yapar. -Lelouch kimliğini gizli tutmak için "Zero" takma adını kullanır. Subcomandante Marcos 2006 yılında aldığı bir kararla kendisinin bu askeri lakaptan çok "Delegado Cero" yani "Sıfırıncı Delege" (ingilizcesiyle "Delegate Zero") adıyla anılmasını istemiştir. -Lelouch "Kara Şövalyeler"e önderlik ederken, Marcos "EZLN (Zapatista Ulusal Özgürlük Ordusu)" örgütüne önderlik etmektedir. Sonuçta ikisi de illegal örgütlenmedir. Ayrıca her ikisi de bu örgütlere sonradan dahil olup liderliği ele almışlardır. Belki Lelouch'u yaratırken, başka tarihsel kişiliklerden de esinlenilmiştir, ya da bu benzerlikler sadece tesadüftür. Bütün bunları karakteri yaratan kişinin ağzından duymadıkça bilemeyiz. Yani bunlar sadece birer tesbittir. Rurouni Kenshin'den "Hitokiri Battousai" ve Gerçek Hayattan "Hitokiri Gensai" Mangaka Nobuhiro Watsuki'nin de onayladığı üzere Hitokiri Battousai karakteri büyük ölçüde Japon tarihinin en büyük dört süikastçisinden biri olan Kawakami Gensai'ye dayanmaktadır. http://en.wikipedia.org/wiki/Kawakami_Gensai -Gensai'nin düellolarında kullandığı yüksek hızlı, öldürücü bir teknik (Shiranui-ryu) geliştirdiği ve battoujutsu'da (kılıç çekme tekniğinde) ustalaştığı bilinmektedir. Çok sayıda adam öldürdüğü ve gerçekleştirdiği suikastlerle Meiji Dönemi'ninin başlamasına katkıda bulunduğu da bir gerçektir. Tüm bunlar Hitokiri Battousai'yi anımsatırken; dış görünüşü itibariyle narin yapılı olması (bir kadınla karıştırılabilecek ölçüde üstelik), zeki ve gizemli olması gibi yönleriyle yine Himura Kenshin'i akla getirir. -Yine mangadaki Himura - Kaoru ilişkisi ile Gensai'nin kendisi gibi bir kılıç ustası olan Misawa Teiko ile evlenmesi bir başka benzerlik olarak görülebilir. -Meiji devriminden sonra Kawakami Gensai, adını Takada Genbei olarak değiştiriyor, tıpkı aynı dönemde Hitokiri Battousai iken Himura Kenshin'e dönüşen gezgin samurayımız gibi. Not: Bu yazı daha önce, artık aktif olmayan başka bir forumda benim tarafımdan yayınlanmıştır. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Derflinger 9 Ekim 2011 Share 9 Ekim 2011 Vay canına, Lelouch'un esinlenerek yapıldığını bilmiyordum. Çok güzel paylaşım olmuş. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Akuma_Blade 10 Ekim 2011 Share 10 Ekim 2011 Vay canına, Lelouch'un esinlenerek yapıldığını bilmiyordum. Çok güzel paylaşım olmuş. Lelouch esinlenilmiş olabilecek bir karakter ve yazıyı okurken bunun esinlenilmiş olabilecek karakterleri de içerdiği göz önünde bulunduralım. Mobile Suit Gundam'dan "Char Aznable" ve Gerçek Hayattan "Manfred von Richthofen" -Her ikisi de ırk olarak Alman orjinlidir. -Her ikisi de soylu bir aileden gelmektedir. -Her ikisi de kullandıkları araçları kırmızıya boyayarak düşman pilotlar üzerine psikolojik baskı kurmuştur. Her ikisi de bunu bir nevi "düello teklifi" yada düşmanının karşısında kimin olduğunu anlayabilmesi için yapmıştır. -Her ikisi de kendi ordularının en yüksek düşman indirme rakamına ulaşmış pilotlarıdır. -Her ikisi de kendi isimlerinden ziyade lakapları ile bilinirdi. Manfred von Richthofen, Le petit rouge (Küçük Kızıl) veya Diable Rouge (Kızıl Şeytan), Birleşik Krallık'ta Red Knight (Kızıl Şövalye) veya daha çok Red Baron (Kızıl Baron) olarak bilinirken Char Aznable Akai Susei / The Red Comet (Kırmızı Kuyruklu Yıldız) olarak bilinirdi. -Savaştıkları ülkelerin kamuoyunda bile gözünü kan bürümüş, cani bir katil olarak görülmemiş aksine kendilerinden centilmen, asil,sportmen,adil, karizmatik ve saygı duyulan savaşçılar gözüyle bakılmıştır. Manfred von Richthofen için wikipedia sayfasını hazırlayan NitroCharger'e teşekkürler. Char Aznable için bir diğer gönderme de isim olarak Ermeni asıllı ünlü Fransız müzisyen Charles Aznavour'den alıntılanmış olmasıdır. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Squaw 10 Ekim 2011 Share 10 Ekim 2011 Resimleri ekleyemedim,kusura bakmayın.Tinypic sitesi hata verp durdu Güzel başlık olmuş desesperado. Kenshin karakterinin de tarihten fırlamış biri olduğunu biliyordum ama bu kadar ayrıntılısını daha önce okumamıştım.Hem Kenshin'i böyle bir başlıkta okumak gibisi yok Lelouch ise baya şaşırttı ve ortaya dökülen benzerlikler de oldukça fazla.Bilgiler için de ayrıca teşekkürler ;) Şimdi gelelim benim cebimdeki kelimelerime Bu başlığa en çok yakışan seriyle balangıcı yapmak istedim. rer1 Rose of Versailles Serisi'nden Maria Antoinette; Biz seriyi izleyenler olarak Antoinette'nin birebir yansıtıldığını ve ona ait izlerin hepsinin de seride yer aldığını ezberlemişizdir artık.Seriyi izlemeyenler ise bu ismi gördükten sonra onun tarihi sayfalardan fırlayıp geldiğini anlama konusunda pek de şüpheye düşmeyeceklerdir diye bir tahmin yürütüyorum. Seride Antoinnette'nin -belki biraz farklılaştırarak kurguya daha yakın bir anlatımla- Fransa'ya getirilişinin ilk anlarından başlayıp da onu adım adım giyotine kadar götüren şeyleri izleyebildiğimiz bir yapımdır Rose of Versailles.Sadece Antoinnete mi?Hayır,aksine seride görüp görebileceğiniz -birkaç karakter dışında- tüm karakterler tarihten çıkarılıp da sahnelere yerleştirilmiştir.Antoinnette yanında Robespierre,Hans Axel von Fersen,General de Jarjayes,Saint Just gibi başka esinlenilmiş karakterleri de görebilirsiniz. (Biz severleri hala Oscar'ı araştırıyoruz gerçi,elbet bir gün onun da gerçek olduğunu bulacağız ) Ikeda Riyoko'nun yapmayı en çok sevdiği şey bu gerçi,bazen büyük handikaplara yer açabileceğini düşündürten bir özellik olsa da altından kalkmayı becerebilecek bir kapasitesi var Üstad'ın.Ne zaman Rose of Versailles izledim o parmaklara büyük saygı duydum,şimdilerde ise yine o parmakların mucizeler yarattığı diğer eseri Onii-sama e... sonrası kendisine bir kez daha hayranlık besliyorum.Bu eserinde de yine tarihi -Saint Just- bir kimliği bize taşıyor ama bu kez bulunduğu konumda değil.O tarihi kişilikten esinleniyor ama tamamıyla onu ekrana getiriyor diyemeyiz.Yine de bir bölümünü adını tarihe kazımış bu isme ayırmaktan kendini alıkoyamıyor anlaşılan. Nana Serisi'nden Ren Honjo Karakteri: Nana serisinden Ren ile ilgili de MyAnime List Sitesi'nde -Nyx- isimli bir arkadaşımla yorumlaşırken ilginç bir fikir gelmişti ondan,ne kadarı doğru bilmiyoruz ama serideki işlenişe birebir uyan birkaç benzerlik de dikkat çekmiyor değil,buyrun ayrıntıları.Onun cümlelerini olduğu gibi taşıyorum: Nyx Yorum: (Yorumunda Sex Pistol Grubu bas gitaristi olan Sid Vicious'dan bahsediyor.Sanırım Ai Yazawa'nın Ren karakterini yaratırken bu müzisyenden etkilendiği söyleniyor.) ''Geçenlerde bilboard almıştım sonlara doğru punk-rockçıların aşklarıyla ilgili bir yazı vardı ve Ren'in kolyesinin aynısı bi adamda.Sid Vicious'un boynunda gördüm.Vikipedi'de okudum biraz.Mangaka'nın etkilendiği aşk olabilir gibi bişeydi. Johnny Rotten'ın Linda adli bir arkadaşına yaptığı ziyaret esnasında Sid Vicious, Nancy Spungen ile tanıştı.Bu olay ikilinin ölümlerine dek uzanacak ilişkilerinin temellerini atmış oldu. (Bu Oosaki Nana ve Ren'in tanışma sahnesine birebir uyuyor.) Ve sonrası (Spoiler'ı manganın son yayınlanan chapter'ını da okuyanlar açsın lütfen,aşırı spoiler içerir): 10 Ekim 1978 Sid'in hayatı için bir dönüm noktası oldu. Nancy Spungen'in bıçaklanmış cesedi kaldıkları otel odasında (Chelsea Hotel) bulundu.100 numaralı odada Sid yakalandi 2 düzeyeden cinayetle ve hemen ardından kefaletle serbest bırakıldı. Soruşturmanın ardından polis,cinayetin uyuşturucu satıcıları arasındaki bir antlaşmazlık sonucu işlendiğine karar verdi. Duruşma zamanını beklerken Sid'in firar ettiği haberi geldi ve 2 şubat 1979'da cesedi bir otel odasında bulundu. Yüksek dozda eroinden ölen Sid, 21 yaşındaydı. (Burda da Ren'in sonu birebir aynı.Ölüm şekli farklı olsa da sonucu uyuşturucu ve ölümle bitiyor.) Spoiler içersinde de belirtilen hikayedeki birkaç farklılık dışındaki yaşananlar da mangada geçenlerle birbirine çok benziyor.Bu açıklamayı okuduktan sonra bunun bir varsayım olacağını düşünemiştim pek. (ya da kendimi avutuyorum ) ''Little Women'' romanını ele alan Ai no Wakakusa Monogatari ve Wakakusa no Yon Shimai isimli iki seri de bu başlığa yakışanlardan; Romanını okuduğum dönemde (ortaokul dönemlerim oluyor) öğrendiğim ve aklımda kalan bilgiye göre,kitabın içeriğinde olanlar yazarın kendi hayatından kesitleri ele alıyor.Bu da bahsi geçen yapımlardaki karakterleri hayal ürünü dünyasından çıkarıp gerçek yapmayı başarıyor. Seride (romanda) geçen hikayede kız kardeşlerden biri yazar olma yolunda ilerliyordu zaten.O karakter de yazarın kendisi oluyor diye düşünüyorum.Romanı okuyanlar ya da bu bahsettiğim yapımları izleyenler (ben ikisini de izlemiştim) içeriğindeki anlatılanların ne kadar da hayata dair şeyler içerdiğini biliyorlardır.Kurgudan daha çok anlatıma eklenen birkaç etkileyici öğe dışında yazar hayatını büyük bir titizlikle ele almış diye düşünüyorum çünkü anime serilerinde olan karakterlerin hiçbiri hayal ürünü değil. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Akuma_Blade 10 Ekim 2011 Share 10 Ekim 2011 Mobile Suit Gundam 00'dan "Setsuna F Seiei / Soran İbrahim" ve Gerçek Hayattan "Soran İbrahim" 2007 yılına doğru yani Gundam 00 serisi yayınlanmadan önce senarist Yosuke Kuroda ve karakter tasarımcısı Yun Kouga, serinin inandırıcılığını ve empati duyulabilirliği arttırmak üzere Japon olmayan bir başkarakter yerleştirmeye karar verirler. O sıralarda Irak'ın işgali tüm hızıyla sürmektedir ve Kürt asıllı Iraklı sinemacı Bahman Ghobadi'nin Kaplumbağalar Da Uçar (Turtles Can Fly) filmi çocukların savaştaki durumları konusunda dünya kamuoyunun dikkatini bölgeye çeker. İkili bunu oldukça dikkat çekici bulur böylece seriye Ortadoğu'da yaşanan iç savaşları, amacından sapmış bir cihad kavramını ve çocuk asker olmaya zorlananları da içeren bir dizi tema yerleştirirler. 2004 yapımı Turtles Can Fly filminde başroldeki "Satelite" karakterini oynayan ve filmdeki diğer karakterleri canlandıranlar gibi aslen herhangi bir oyunculuk tecrübesi olmayan savaş göçmeni çocuklardan Soran İbrahim, Gundam 00'un başrol karakteri Setsuna F Seiei'nin, üyesi olduğu Celestial Being örgütünce değiştirilmiş ve gizlenmiş gerçek adıdır. Seride gördüğümüz Soran, Krugis adlı -muhtemelen Batı İran'da yeralan hayali bir ülke- bir iç bölgede yaşayan azınlıklardan biriyken bir KPSA isimli hükümet karşıtı bir terör örgütü tarafından bir tür karşı cihad'a katılmaya zorlanır. ( "Krugis" ismi DVD/BR'de yeralan resmi kullanım olmasına rağmen anlatımı politik tartışmalara çekmemek ve bir savaş anlatısında taraf olmamak şeklinde düşündüğüm bir sebeple "Kurdish" şeklinde kullanılmamıştır. Öte yandan Batı İran'da Humeyni devrimi sırasında bölgedeki Kürtlere karşı başlatılan kısa süreli cihad'ın serideki paralleliği ve serideki Soran'ın etnik kimliğinin gerçek hayatta bir Kürd'e karşılık geliyor olması izlerken oldukça kolay farkedilebilen referanslardır. ) Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
tabibitosan 10 Ekim 2011 Share 10 Ekim 2011 Slam Dunk'tan Hanamichi'nin de gerçek hayattan esinlendiğine dair bir yazı gördüm fakat bir arkadaş ilgisinin olmadığını söylemiş.Emin değilim ama yine de koyayım dedim. Hanamichi Sakuragi 1968'de sıradan bir işçi ailesi çocuğu olarak dünyaya geldi.Annesi onu küçük yaştayken terketti ve anne sevgisi olmadığı için sorunlarını şiddet ile çözmeye çalıştı.12 yaşındayken boyu 1.75 ti ve vücudu kavga etmesi yüzünden güçlüydü.Tokyo Üniversitesi spor sahasında öğrencilerle kavga ederken onu gören basketbol takımı koçu, Hanamichi'nin gücünü gördü ve takıma girmesini istedi. Biraz pratik yaptı. 17 yaşındayken Hanamichi 1.89 boyundaydı ve Japon Ulusal Basketbol Takımında oynadı.İnanılmazdı , profesyonellere taş çıkartan bir oyun oynadı ve 33 sayı kaydetti. Buna rağmen takımı kaybetti ve Japon takımı maçta sadece 59 sayı atabildi(59-115 yenilmişler).Bu Hanamichi'nin ilk güzel oynayışıydı.Basketbol kaos halindeydi ve Hanamichi'ye "Japon Basketbolunun Umudu" lakabı takıldı.Babası bir yıl sonra hastalık nedeniyle öldü.Daha sonra Tokyo'ya döndü ama bu olay onu kötü etkilemişti. Tokyo otobüsünden indi ve yolun karşısındaki hastaneye doğru yürüdü.Ama karşıya geçerken ona çok hızlı giden bir araba çarptı.Her ne kadar "çelikten vücutlu" olsa da çarpma çok şiddetliydi.Yere düştü ve hastaneye kaldırıldı.Ama onun için çok geçti.Ameliyat odasına götürülürken kan kaybından öldü.Ve öldüğünde sadece 18 yaşındaydı... Japon Basketbol Dünyası tamamen yıkıldı ve bu acı kayıp onlar için "devasa" nitelikteydi.Daha sonra manga sanatçısı Takehiko Inoue, Hanamichi'nin gençliğini anlatan "Slam Dunk" adlı manga serisini çıkardı. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
desesperado 13 Ekim 2011 Yazar Share 13 Ekim 2011 Bu başlığın altına ilginç ve aydınlatıcı bilgiler yazılacağından emindim zaten. Bir çoğunu bilmiyordum. Vagabond'dan "Miyamoto Musashi" ve Gerçek Hayattan Yine O Aslında bu başlığa pek uygun mu bilmiyorum; ama mangadaki karakterin gerçek bir kişiye ait olduğu iddia edilse de aslında karakter mangaya uyarlanırken bir romandan esinlenilmiştir. Yani Musashi'nin gerçek yaşamı değil, ağırlıklı olarak kurgusal yaşamı anlatılmaktadır. Burada iki karakterin benzerliklerinden çok farklı olan yönlerini anlatmak daha doğru olur. Her ne kadar mangayı okumamış olsam da üzerinde yapılan tüm eleştirileri okudum diyebilirim. Mangaya başlamaktaki çekincem de bu eleştirilerden olsa gerek. Gerçek Musashi dövüşlerinde "strateji yolu" dediği rakibi biran önce altetmeyi hedefleyen basit savaş hileleri kullanırdı. Mangada ise tam tersi bir durum var. Mesela gerçek Musashi rakibi yere düşürüp kolayca altetmeyi hedeflerken, mangadaki Musashi yere düşen rakibe vurulmaz mottosunda. Yine gerçek olanı onlarca rakiple tek başına savaşılamayacağının bilincinde olup, basit şaşırtmalarla ortamdan kaçmayı salık verirken; kurgusal olan kaçmayı guruna yediremez. Haliyle Musashi'nin Strateji Yoluna tamamen ters. Mangaka "Beş Çember Kitabı"nı hiç okumamış mı diye merak ediyorum. Mangada Miyamoto'nun dağınık saçlı oluşu çizimlerle çok güzel betimlense de, gerçek karakterin kendini tamamiyle güvende hissetmedikçe banyoya girmeyen birisi olduğu gerçeği ve o dağınık saçların sebebinin bu oluşu okuyucuya olduğu gibi yansıtılmamıştır. Beş Çember Kitabı'nın önsözünde hayatı anlatılan Miyamoto Musashi bir canon karakterse Vagabond'daki Musashi kesinlikle orijinal bir karakterdir. Bu bağlamda aynı kişi değil aynı olduğu iddia edilen esinlenmiş bir karakterle karşı karşıyayız denilebilir. Miyamoto Musashi'nin gerçek yaşamı için burdan buyrun. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Akuma_Blade 13 Ekim 2011 Share 13 Ekim 2011 Mobile Suit Gundam 00'dan "Aeolia Schenberg" ve Gerçek Hayattan "Konstantin Eduardovich Tsiolkovsky" Gundam 00 serisinde, Yörünge Asansörü projesiyle insanlığın enerji savaşlarıyla, 200 yıldan fazla zaman geriden planlayıp kurdurttuğu Celestial Being örgütüyle de insanlığın siyasi ve ideolojik savaşlarla yokolmasını engelleyip uzayda yerleşime geçmelerini sağlayarak da onların yeni bir bilinç düzeyine çıkmalarını düşlemiş, zamanının ötesinde bir bilimadamıydı. Serinin karakter tasarımcısı Yun Kouga tarafından doğrulandığı üzere, kendisi gerçek hayattan zamanının ötesinde bir başka bilimadamı olan Konstantin Tsiolkovsky'nin yüz hatları ve misyonuyla kendisine uyarlanmış. Birkaç benzerlik: -Her ikisi de Rus asıllıydı. -Dünyanın ilk Yörünge Asansörü planı Tsiolkovsky'nin kuramıyla 1895'de bilim dünyasına sunuldu. Schenberg aynı şeyi serideki olaylardan 200 yıldan uzun zaman önce yapıyor. -Her ikisi de politika ve insanlığın çıkar çatışmalarından oldukça rahatsız bilim insanlarıydı. -Her ikisi de insanlığın savaşlar, açlık yada başka sebeplerle yokolmasını engellemenin tek yolunun onları uzayda kolonileşmeye geçirtmekle, bunun için de onları yeni bir bilinç düzeyine yükseltmek ile sağlanabileceğine inanıyordu. Aeolia Schenberg'in "İnsanlığın birbirlerini anlayabileceği bir geleceği düşlüyorum" cümlesi ve Gundam 00 Filmi'nin son sahnesindeki alıntı ise -isimsiz olarak belirtilmesine karşın- doğrudan doğruya Albert Einstein'in ünlü sözüne gönderme içerir. "Gerçek barış güç kullanmakla değil, yalnızca birbirimizi anlayabilmemizle sağlanabilir." Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Akuma_Blade 30 Ekim 2011 Share 30 Ekim 2011 Mobile Suit Victory Gundam serisinde Shrike Team üyelerinden Peggy Lee, Cony Francis, Helen Jackson ve Kate Bush aynı adı taşıyan ve 1985 öncesi dönemin ünlü Amerikan şarkıcıları olan ünlülerin isimlerinden esinlenilmiştir. G Gundam serisinde Neo France Gundam Fighter'ı olan George De Sand aynı adlı ünlü Fransız yazardan esinlenmedir. Seride George efemine bir erkekken, gerçek hayattaki adaşı ise kitaplarını erkek ismiyle yazan bir bayandır. Yazan Gable, isim olarak ünlü Amerikan aktör Clark Gable'den esinlenilmiştir. Zeta Gundam serisinden Kamille Bidan ise 2 farklı kişiden esinlenme: İlki, Camille Desmoulins ki kendisi Fransız İhtilali devrimcilerinden birisidir. İkincisi ise heykeltıraş Rodin'in modeli ve onun gizli sevgilisi olan olan Camille Claudel'dir. Kidou Keisatsu Patlabor'dan Kanuka Clancy, askeri-siyasi romanları ile bilinen ünlü Amerikalı yazar Tom Clancy'e bir göndermedir. Bounty Dog OVA'sından Yoshiyuki Otomo, Anime üstadları Yoshiyuki Tomino ve Katsuhiro Otomo'ya bir saygı duruşudur. Kurogane no Linebarrels serisinden Yurianne Faithful "Rolling Stones'un gayrıresmi üyesi" olarak da bilinen bayan rocker Marianne Faithfull'dan esinlenmedir. not: Copy/paste değil, kendi farkettiklerimden yaptığım bir derlemenin ilk kısmıdır. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Akuma_Blade 10 Haziran 2013 Share 10 Haziran 2013 Uchuu Senkan Yamato serisindeki karakterlerin çok büyük bir kısmı gerçekten yaşamış şahsiyetlere göndermelerdir. Şöyle ki: -Juuzo Okita, Yamato Kaptanı Yamato'nun çilekeş kapanı Okita'nın ismi Shinsengumi teğmeni Okita Souji ve Japon bilimkurgu edebiyatının babası olarak bilinen Unno Juuzo'ya bir göndermedir. Leiji Matsumoto aynı zamanda bu karakter için, II. Dünya savaşı sırasında Leyte Savaşı'nda binbaşı olarak görev yapmış babasından esinlenmiştir. Okita'nın 1. bölümde, ondan teslim olmalarını talep eden Gamilas'lara yapıştırdığı meşhur cevap da 101. Hava İndirme Birliği'nin komutanı olarak Bulge Cephesi'nde görev yapan general Anthony Clement McAuliff'den esinlenilmiştir. -Susumu Kodai, Yamato Taktik Subayı Disiplin sorunları olan ve kafasına ilk eseni yapan bir delifişekten zamanla sorumluluk sahibi ve ağırbaşlı bir lidere dönüşen bu karaktere Leiji Matsumoto kendi kardeşi Susumu'nun adını vermiştir. -Daisuke Shima, Navigasyon Subayı Susumu'nun kankası Shima'nın ismi feodal dönemin savaş lordlarından Shima Sakon'dan alınmıştır. -Shiro Sanada, Bilim Subayı & İkinci Kaptan Klasik serinin entellektüel terminatörü Sanada'nın ismi feodal dönemin daimyo'larından Sanada Masayuki'den gelmektedir. -Hikozaemon Tokugawa, Makine Dairesi Subayı Kaptan Okita'nın can yoldaşı şef Tokugawa'nın ismi ilk Shogun olan Tokugawa Ieyasu'dan gelmekte. -Yoshikazu Giichi Aihara, İletişim Subayı İyi aile çocuğu Aihara'nın ismi, serinin ekibinde yeralan, sonrasında Gundam'ın yaratıcıları arasında tanıyacağımız Yoshikazu Yasuhiko'dan gelmekte. -Yasuo Nambu, Silah Subayı Hiperaktif ve kimseye yaranamayan Nambu'nun ismi Japon İmparatorluk Ordusu'na 50 yıla yakın hizmet vermiş Nambu tabancalarının yapımcısı Kijiro Nambu'dan geliyor. -Saburo Kato, "Black Tiger" filo komutanı Yamato'nun en çilekeş personellerinden Saburo Kato'nun ismi İmparatorluk Hava Kuvvetleri'nin ace pilotu Tateo Kato ve İmparatorluk Deniz Kuvvetleri'nin ace pilotu Saburo Sakai'den geliyor. -Akira Yamamoto, "Black Tiger" pilotu TV serilerinde çok uzun aralıklarla kısaca gördüğümüz bir oğlan, 2199'de nerdeyse başrol karakterler kadar sık görür olduğumuz bir bayan olarak Akira Yamamoto, İmparatorluk Deniz Kuvvetleri ace pilotu olan Akira Yamamoto'ya bir gönderme. -Kaoru Shintani, Ahçı Gemi ahçısının ismi, Leiji Matsumoto'nun serideki asistanı olan, sonrasında Area 88 ile ün kazanan Kaoru Shintani'den gelmekte. -Noboru Ishiguro, Bakım Personeli Bakım personelinden Noboru Ishiguro'nun ismi, serinin iki yönetmeninden biri olan ve sonrasında SDF Macross, Megazone 23, Legend of Galactic Heroes gibi yapıtları yaratan ve geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan Noboru Ishiguro'nun seriye eklediği küçük bir süpriz. -Heikuro Todo, Dünya İttifakı Genelkurmay Başkanı ve Yamato Projesi Genel Direktörü Yamato projesinin arkasındaki kişi olan Direktör Todo'nun ismi Shinsengumi teğmeni Todo Heisuke ve I. Dünya savaşı öncesinden 1930'lara dek kazandığı başarılarla Doğu Denizleri'nin Nelson'u olarak nam salan Amiral Togo Heichachiro'a bir göndermedir. -Ryu Hijikata, Dünya İttifakı Uzay Filoları Genel Komutanı ve Andromeda Kaptanı Klasik serinin 2. sezonunda Gatlantis'e karşı verilen savaşlarla hatırlanacak olan, benimse 2199'de işlediği hatayı ne şekilde ödeyeceğini merak ederek beklediğim taktik ustası amiral Hijikata'nın ismi Shinsengumi lideri Hijikata Toshizo'dan geliyor. -Kotetsu Serizawa, Dünya İttifakı Generali Direktör Todo'nun yardımcısı ve tipik bir ordu adamı olan Serizawa'nın ismi Shinsengumi samuraylarından Serizawa Kamo'dan gelmekte. -Hajime Saito, Uzay Komandoları Komutanı 2. sezona renk katan karakterlerden Saito'nun ismi tahmşn edilebileceği gibi Shinsengumi teğmenlerinden Hajime Saito'dan geliyor. -Susumu Yamazaki, Makine Dairesi Subayı Bu karakterin de ismi Shinsengumi casusu Susumu Yamazaki'den alınmıştır. -Osamu Yamanami, Yamato Kaptanı Bu karakterin de ismi Shinsengumi kurucularından Osamu Yamanami ve bu karakterin seiyuu'su Osamu Kobayashi'den gelmektedir. Karakterin görünüşü içinse serinin yapımcısı Yoshinobu Nishizaki ve sinema oyuncusu Richard Burton'dan esinlenilmiştir. -Aberth Dessler, Gamilas İmparatorluğu Lideri Her ne kadar idealist, soğukkanlı ve entellektüel bir lider ile eline bir şekilde güç geçmiş bir deliyi aynı kefeye sokmak istemesem de Dessler ismen doğrudan şekilde Adolf Hitler'e bir gönderme. Dessler'in birçok komutanının Reich generallerinin anagramları olduğu ve Dessler'e hitap edilirken söylenen "souto" kelimesinin kastedilene en yakın karşılığının Almanca'daki "Führer" olduğu düşünülürse bu gönderme daha iyi anlaşılabilir. -Redof Hiss, İmparatorluk Ordusu Genel Sekreteri ve Dessler'in yardımcısı Bu karakter için Nazi partisinin 2. adamı ve Hitler'in sağ kolu Rudolf Hess'den esinlenilmiştir. -Erich Dommel, Tümgeneral Onurlu bir asker ve korkulması gereken bir taktikçi olan "Uzay Kurdu" Dommel için "Çöl Tilkisi" olarak bilinen Afrika Korps'un kadri bilinmeyen onurlu komutanı Erwin Rommel ve Polonya'nın işgalinden Dnieper Operasyonu'na dek sayısız görevde Nazi ordusunun savaşı en az 1 yıl uzatmasını sağlayacak birçok başarı kazanan, savaştan sonra kısa bir süre hapiste kalıp ardından hala hayattaki en iyi tak tikçi olmasından ötürü Batı Almanya ordusunun yeniden organizasyon planı için danışmanlığına başvurulan bir başka onurlu komutan Erich von Manstein'den esinlenilmiştir. -Gremtd Goer, General Serideki en bariz comic relief gibi görünse de sonradan onurlu biri olduğunu ispat eden Goer için Wuftwaffe komutanı Hermann Goering'den esinlenilmiş. -Goenitz, İmparator'un yaveri İmparator Zwordar reyis'in sağ kolu Goenitz için isim olarak Nazi donanması amirali Karl Doenitz, görünüş olarak da Amerikalı demiryolu sanayicisi Ambrose Burnside'dan esinlenilmiştir. -Valsey, Gatlantis Uzay Kuvvetleri Genel Komutanı Canı sıkılınca stres atmak için gezegen yokeden bu arkadaşımız için her iki dünya savaşında da ABD donanmasında amirallik yapan William Halsey Jr'dan esinlenilmiş. -Daeder, Karanlık Nebula İmparatorluğu Amirali Bu karakter için Alman donanması amirallerinden Erich Raeder'den esinlenilmiştir. -Moelders, Karanlık Nebula İmparatorluğu Amirali Bu karakter için Alman hava kuvvetleri ace pilotu Werner Mölders'den esinlenilmiştir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Akuma_Blade 12 Ağustos 2013 Share 12 Ağustos 2013 Zeta Gundam ve Char's Counter Attack'de gördüğümüz, Bright Noa'nın sorunlu oğlu Hathaway Noa için Never Ending Story (1984) filminin Atreju'yu canlandıran başrol oyuncusu Hathaway Noah'dan esinlenilmiştir. Mineva Zabi'nin takma ismi olarak kullanılan Audrey Burne, sinema sanatçısı Audrey Hepburn'e bir göndermedir. Gundam Unicorn'un ilk bölümünün bu aktristin "Roman Holiday" filminin serbest bir uyarlaması olduğu ve bir sahnede filmin afişinin -"Runaway Princess" olarak da olsa- kadraja girdiği düşünülürse bu benzetmenin manidarlığı daha iyi anlaşılabilir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Akuma_Blade 13 Ağustos 2013 Share 13 Ağustos 2013 MS IGLOO OVA'sında Jotunheim'in kaptanı olarak gördüğümüz Martin Prochnov'un ismi, Das Boot filminde denizaltı kaptanını canlandıran Jurgen Prochnov'a bir göndermedir. Uchuu Senkan Yamato Wiki'sinde okuduğum bilgiye göre ise ilkin 1980 yapımı 3. sezonda, sonradan da Uchuu Senkan Yamato 2199 rebuild'inde de ortaya çıkan Wolf Flaken karakteri ile 1981 yapımı Das Boot filminde Jurgen Prochnov'un canlandırdığı kaptan arasında bir esinlenme ilişkisi varmış ama kimin kimden esinlendiğini bilemeyeceğim. Armored Trooper Votoms serisinde ve Phantom Arc'de gördüğümüz Pol Potaria karakteri sosyalist dönemin Kamboçya diktatörü Pol Pot'a bir göndermedir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Gallardo 19 Mart 2018 Share 19 Mart 2018 Kokou no Hito'nun ana karakteri Mori Buntarou, Katou Buntarou isimli ünlü bir solo tırmanıcıdan esinlenme. Manganın son cildinin son sayfasında kendisi hakkında bilgi verilmiş (başka sayfalar da olabilir mangayı bitirmemin üzerinden epey zaman geçtiği için hatırlamıyorum Gizli İçerik Bir de, bunun doğruluğunu araştırmadım ama ana karakterin çizimlerinin Bob Dylan'a benzerliği dikkat çekici. Özellikle şu görselde: Gizli İçerik Bob Dylan: Gizli İçerik Belki bir esinlenme olabilir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Önerilen İletiler
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap