Jump to content
  • Kayıt Ol

Oldboy


desesperado

Önerilen İletiler

old-boy.jpg

Film yönetmen Chan-wook Park tarafından, Minegishi Nobuaki ve Tsuchiya Garon'un aynı adlı mangasından sinemaya uyarlanmıştır. Yönetmenin "İntikam" üçlemesinin ikinci filmidir (diğer iki film: Sympathy for Mr. Vengeance -2002 ve Sympathy for Lady Vengeance -2005).

Oh Dae-su etrafındaki insanlarla iyi geçinemeyen tipte bir aile babasıdır. Film Oh Dae-su'nun alkollü bir haldeyken karakolda getirilmesiyle başlıyor. Arkadaşı tarafından karakoldan çıkarıldıktan sonra gizemli bir şekilde ortadan kayboluyor. Birileri tarafından kaçırılan Dae-su, 15 yıl boyunca (yanlış hatırlamıyorsam mangada 10 yıldı bu) bilmediği bir yerde, orta büyüklükteki bir odada hapis tutuluyor. Kilit altında tutulduğu yıllar boyunca akli dengesi bozulmasın diye odasına bir televizyon konuluyor ve yiyeceklerine şizofreni tedavisinde kullanılan bir ilaç katılıyor. Yine bu televizyon aracılığıyla karısını öldürdüğünü ve aranan bir suçlu olduğunu da öğreniyor. Yıllarını televizyon izleyerek, kendisini kimin hapsetmiş olabileceğini düşünerek ve kinini iyice bilemek için spor yaparak geçiriyor. 15 yılın sonundaysa tam olarak kaçırıldığı noktaya baygın bir halde bir bavulun içinde geri bırakılıyor. Filmin bundan sonrası Dae-su'nun hapsedilme nedenini öğrenmek ve intikam peşindeki arayışını anlatıyor.

Bundan sonrasını anlatmak seyir zevkiniz için hiç de hoş olmayan şeyleri öğrenmenize yol açabilir. Bu yüzden pilot tanıtımı daha fazla derinleştirmiyorum. Tavsiyem filmi izlemeden hiçbir şekilde film hakkındaki yorumlara dahi göz atmamanız. Film için etkili bir son hazırlanmış ve bunun bozulması en son isteyeceğiniz şey olur.

Bundan sonrası için ben sadece kişisel eleştirimi yazacağım, filmi izlemediyseniz spoiler içindeki kısımlar dışındaki yazıları korkmadan okuyabilirsiniz.

Öncelikle Oldboy "angst" içeriği olan bir film, bu yüzden birçokları için filmin belli kısımları rahatsız edici olabilir. Ama bence dozu iyi ayarlanmış ve seyri zorlayacak ölçüde uzatılmamış, kısa kesilmiş sahneler bunlar.

Filmin müziklerinden özellikle bahsetmek istiyorum... Müzikler Chan-wook Park'ın diğer filmlerinde olduğu gibi yine Yeong-wook Jo'ya emanet edilmiş. OST albümünü her dinlediğimde filmi yeniden baştan sona izlemişim hissine kapılıyorum. O derece özdeşleşmiş filmin her sahnesiyle. Nedense izlediğim ilk anda beni rahatsız etmemiş olsa da, işkence müziği olarak Vivaldi'nin "Four Season - Winter"ın kullanılması garip olmuş. Çünkü artık "Winter" bile kim tarafından icra edilirse edilsin, her duyduğumda aklıma filmdeki o sahneleri getiriyor. Albümü edinmek için burdan buyrun. --> OLDBOY OST

Oyuncular ve oyunculuklar mükemmeldi. Min-sik Choi hayatının rolü olan Dae-su Oh karakterini oynayabilmek için birkaç haftada 9 kilo vermiş. Sadece senaryoyu oynamamış, bir çok sahnede insiyatif kullanarak doğaçlama yapmış. Kötü adam rolündeki Ji-tae Yu ise özellikle filmin sonlarına doğru, konu kendisi üzerinde yoğunlaştıkça antagonist olmaktan çıkıyor, adeta filmin ana kahramanı oluyor. Filmin intikam üzerine bir film olduğunu düşünürseniz bu dediğimi daha iyi anlarsınız.

Filmde geçen harika sözleri de hatırlatmadan geçemeyeceğim.

"Bir hayvandan daha aşşağılık bir varlık olsam bile, benim de yaşama hakkım yok mu?"

"Bir kum tanesi ya da bir kaya, sonuçta ikisi de batar suya"

"Gül ve dünya seninle gülsün, ağla ve yalnız ağla." bu Ella Wheeler Wilcox 'un "Yalnızlık" şiirindenmiş. Filmde bir tablonun altında yazıyordu.

"İnsanlar hayal edebildikleri kadar korkarmış, bu yüzden olacakları sakın hayal etme. Bunu yaparsan en cesur sen olursun"

"Yanlış soruyu sorarsan aradığın cevabı da bulamazsın"

Filmden bazı ilginç ayrıntılar:

Filmin üç dakikalık koridorda dövüş sahnesi tek çekimdir. Yani kamera durdurulmamış ve başka açı kullanılmamıştır. Bu sahne üç günde çekilmiş.

Mido'nun günlüklerini okuduğunu görüp yatağından fırlayan Dae-su'nun yatağa geri dönerken kafasını komodine çarpması, senaryoda olmamasına rağmen, sahne tekrar çekilmemiş ve olduğu gibi bırakılmış.

Ahtopot yeme sahnesi için birkaç canlı ahtapot kullanılmış. Min-sik Choi'nin vejeteryan bir Budist olduğunu da düşünürseniz, o sahnede hayatının en zor rolünü yaptığı aşikardır. Ayrıca kamera arkası görüntüleri bulabilirseniz ahtapotu yemeden önce içtenlikle özür dilediğini görürsünüz.

Filmde birçok sahnede doğaçlamalara yer verilmiş. Min-sik Choi'nin oyunculuğunun zirve yaptığı Woo-jin'e yalvarma sahnesinde söylediği okul marşı, yine senaryoda yokmuş, hatta bu marş oyuncunun kendi okul marşından bir kesitmiş.

Mido'nun çalıştığı restorantın ismi ünlü Japon yönetmen Kurosawa Akira'ya ithafen "Akira" konulmuş.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...
  • İleti 2
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • CHOBiTS

    1

  • Aurora Borealis

    1

  • desesperado

    1

Yazın dayım ben ve kardeşim birlikte izledik.Film ilk dakikadan itibaren kendine bağlamayı başardı.Küfürlü sahneler falan baya komik bile geldi derken hikaye oturmaya başlayınca hiçte gülünecek bir yapım olmadığını gördük.Film ilerledikçe ve gerçekler yüz üstüne çıktıkça insan baya etkileniyor. Nitekim seri kült bir yapım olsada aşırı uçlara giren hikayesi ve çarpıçı vurgusuyla herkese göre değil.Yakında filmin amerikan versiyonuda çıkacak.

Filmde bağdaştıramadığım bir kısım ise yaş sorunuydu.Kötü karakterle başrolümüz arasındaki görünüş baba-oğul gibiyken aynı yaşlarda olmasını garipsemiştim.eere53

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Konusu ile insanın kanını donduran bir yapım. Ancak İnsanlar etik değerlere o kadar takılı kalıp değerlendiriyorki bu filmi aslında ne anlattığı ile kimsenin ilgilendiği yok.

Film filmdir.. Birinin kafasında kurguladığı gerçek olmayan bir hikaye, ışık, müzik, sahne, dekor ve rolden ibaret.. Bu açıdan bakıp değerlendirilmesi gerekiyor bu filmin..

Filme dönersem..

Korkunç bir intikam şekli. (Bunu kurgulayan adamın düşmanı olmak istemezdim) Müthiş bir şekilde kurgulanmış. adamın aslında içindeki öfkeyi ne kadar korkunç bir şekilde dışa vurup, insanlığının dışına çıkıp, canının acısını nasıl çıkardığına bakmak gerekiyor. İnsan Gerçekten canı yandımı ne kadar korkunç biri haline gelebiliyormuş, film bunu gösteriyor. Kimse katil yada cani doğmuyor ama oluyor. Hikayede intikam alan kişi' nin içindeki acının korkunç büyüklüğünün perspektifi ön planda aslında, alınanın değil. Yu Ji Tae benim açımdan filme damgasını vuran kişiydi.

zaten içinde bulunduğu durumun ağılığı ile filmin sonlarına doğru

oldboy2.jpg sahnesi ile damgasını vurmuştu.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?