Gan ☆ kon

Tagamori Shinta sıradan bir lise öğrencisidir. Tek farkı hoşuna giden her tanıştığı kıza çıkma teklifinde bulunmaktadır. Ne var ki her seferinde makul bir nedenle reddedilmiştir. Yine başarısız olduğu bir gün eve dönerken yolu üzerinde daha önce hiç görmediği küçük bir tapınak görür. Durup bir dua edeyim der ve tam o anda tapınak tanrısı onu kendi dünyasına çeker. Shinta'ya tüm hayatını değiştirecek bir dilek hakkı verir. Shinta'nın aklında ilk başta " Güzel bir kız arkadaşının olması" vardır ama ilerde kız kendinden ayrılabilir diye dileğini değiştirir. Tanrıda onu uyarmıştır "bu dileğini iyi seç çünkü tüm hayatın buna bağlı olacaktır" diye(Tanrının bu sözünün tam olarak ne kastettiğini anlayamamıştır). Bunun üzerine "Güzel bir gelininin olmasını" ister. Tanrı biraz düşünür ve olabilir diyerek dileğini kabul eder.

Shinta ertesi gün kalktığında odasında tapınak rahibesi kıyafetli güzel bir kız bulunmaktadır. Kızın adı İsana'dır. Kendisinin dileğindeki gelini olduğunu söyler. Bu habere çok sevinen Shinta için her şey burada başlayacaktır. Çünkü kız ona bir muska verir ve bunun tanrı ile Shinta arasındaki bir kontrat olduğunu söyler. Bu kontrata bir şey olursa anlaşma bozulur ve dilek yok olur. Kız Shinta'yı dileği karşılığında Japon tanrıları arasındaki bir mücadeleye katmıştır. Shinta bu mücadelede tanrı adına savaşacaktır. Savaştaki silahı da dileğinin gücüdür. Şimdi İsana ve Shinta savaşta diğer tanrı ve dilek sahipleriyle güçlerinin ilk aşaması olan ikisinin yüzük parmaklarına bağlı kırmızı iple savaşacaklardır. Başlarda işe yaramaz gibi görünse de ikilinin birbirlerine olan duygularına göre ipin gücü ve şekli değişecektir.

İkilinin ilk mücadelelerinde Shinta ağır yaralanınca İsana savaştan vaz geçmeye karar verir. Ama vazgeçmesi durumunda her yüzyılda bir yapılan bu mücadelelerde sürekli yenildiği için bu onun son hakkıdır. Her tanrının boynunda tabletler halinde tapınak bölgelerini taşımaktadırlar. Bu bölgeler ne kadar fazla ise o tanrının tapınağı da o kadar büyük olur. İsana'nın tapınağı zaten kuş yuvası kadar kalmıştır. Eğer yenilirse İsana tamamen yok olup gidecektir. Buna dayanamayan Shinta yaralı haliyle İsana'yı kaybetme korkusunun verdiği duygu patlamasıyla; ip devasa bir şekil alır ve düşmanı sarar ve mücadeleyi kazanırlar. Rakibin bölgelerinden biri İsana'ya geçer ve rakibi olan tanrı oyundan yüz yıllığına men edilir. Ama ne var ki bu mücadelede Shinta, İsana hakkında önemli bir gerçeği de öğrenmiştir. İsana tanrının ona gönderdiği bir kız değil dilek dilediği koca tanrının kendisidir. Çünkü tanrı dileği yanlış anlamıştır. Kendisinin gelini olmasını istediği sanmıştır. Aslında İsana'nın kendide gelin olmak istememiştir ama bu dilek onun varlığı için son şans olması bu iklinin kaderlerinin bağlanmasına neden olmuştur. Gelin olmayı kabul etse de ne yapması gerektiğini bilmediği gibi Shinta'nın hislerine karşılık vermekten de acizdir. Durum böyle olunca da Shinta, ilk görüşten beri hoşlandığı kızın cinsiyeti bile belli olmayan yüzü maskeli dev tanrı olması onun duygularında bir karmaşaya neden olacaktır. Böylece İsana'nın, Shinta ve ailesiyle olan tuhaf yaşamı başlamıştır.