Jump to content
  • Kayıt Ol

Conan the Barbarian


Kisiliksiz

Önerilen İletiler

FİLMİN ADI: Conan the Barbarian

GÖSTERİM YILI: 2011

TÜRÜ: Fantastik, Macera

SÜRESİ: 113 Dakika

YÖNETMENİ: Marcus Nispel

SENARYO: Thomas Dean Donnelly, Joshua Oppenheimer, Sean Hood (Robert E. Howard’ın Eserinden)

OYUNCULAR: Jason Momoa, Ron Perlman, Rose McGowan, Stephen Lang, Rose McGowan

KONUSU: Çağlar önce, eski krallarının kemiklerinden yapılma maskeyle büyük güçlere kavuşmuş Aşeron krallığının saltanatı dehşet saçmıştır. Durdurulamaz gibi gözüken krallığa karşı sadece barbar kabileleri ayakta durmayı başarabilmiş ve bu başarılarının neticesiyle lanetli krallığa karşı verilen savaşta Aşeron hükümdarlığı son bulmuştur. Yıkılan krallığın lanetli mirası olan maske ise parçalarına ayrılmış, parçaların bir araya getirilmemesi için de her bir parçası barbar kabileler arasına dağıtılmıştır.

Hiborya devrinde ise Khalar Zym ve büyücü kızı, efsanevi maskeyi ele geçirebilmek için kurdukları orduyla barbar kavimleri tek tek dize getirmektedirler. Uğursuz emellerine ulaşmak için yakıp yıkan ordunun yolu Kimmerya topraklarına düşer…

YORUMUM:

Halefi olduğu yapımı geçebilen çok az sayıda yeniden çevrim vardır; bunu başaranların bir kısmı klasikler arasında yerini almıştır da. Misal 58 yapımı The Fly döneminin, türü itibari ile en akılda kalıcı işlerindendir; 86 yapımı yeniden çevrim “boynuz kulağı geçer” diyerek sadece ilk film ile sınırlı kalmayıp bilimkurgu açısından da yeni ve ürkütücü bir deneyim olmayı başarabilmiş, kült seviyesine ulaşmıştır.

Robert E. Howard’ın kitaplarına dayanarak senaryolaştırılan ilk Conan filmi de, ait olduğu alt-türün klasiği –hatta başyapıtı- haline geldi. Kendi devam filmleri de dâhil, sonradan çekilen benzer yapımlar bile aynı başarıyı gösterememişken, 2011 senesinde hikâyeye en baştan başlamak büyük risk barındırıyordu haliyle.

Ama dönemimizi sinema endüstrisi ve seyirciler açısından düşününce:

Saw serisiyle şiddet filmografisinin daha da sertleştiği, hikâyesini salt şiddete göre meylettiren filmlere nazaran Conan’daki kılıç ve çıplak eller vasıtasıyla yapılan savaşlar görsel şiddete zemin hazırlıyor, böylece daha vahşi sahnelerin çekimine olanak sağlanmıştı. (Ama ilk Conan’da zamanına göre yeterince şiddet içermekteydi)

Günümüz imkânları, kostüm olsun, set tasarımı olsun, efektleri olsun; tam da kılıçlı-sandaletli fantastik filmler için gerekli atmosferin verilebilmesine daha fazla olanak sağlanmaktaydı. (Ki ilk Conan filmi de zamanını aşan güçte bir atmosfer ve gerçekçiliğe sahipti)

Arnold ile çok karşılaştırılsa da Conan rolünde sırıtmayacağını düşündüğüm Jason Momoa gibi Game of Thrones’ta barbar rolünü de üstlenmiş bir oyuncu var. (Oyunculuk konusunda Momoa tabii ki Arnold’dan daha yetenekli lakin birazdan değineceklerim O’nu Conan yapmaktan alıkoyuyor)

Eldeki senaryoya bakarsak; unutulmuş çağları kendine zaman aralığı olarak belirlemiş, kendi mitolojisini oluşturma hürriyeti kazanmış hikâye, kendisini tamamen Conan’ın intikamı üzerine odakladığı için devamlı O’nu haklı çıkaracak şekilde işlenmiş dost ve düşmanlar oluşturulacak yönde yazılmış. Her şey güllük gülistanlıkken, bir sonraki hedefinin rotasını bulur bulmaz kıstığı intikam ateşinin gazını açıp rakiplerini olabildiğince korkunç yöntemlerle cezalandırmayı amaç edinmiş çift kişilikli bir Conan var. Ana kötümüz Khalar Zym ve kızı Marique harici pekte ilginç gelmeyen kötü taraf elemanlarının karakterleri vasıtasıyla olmasa da, öldürülüş biçimleriyle intikamcı Conan’ın öfkesini gösteren sahnelere mahzar olmamızı sağlıyorlar. Ama gelin görün ki filmdeki figüranlar daha vahşice katlediliyor hatta Khalar ve kızı şiddet gösterisinde Conan’ı gayet medeni bırakıyorlar. Bu seçimi anlamak zor değil; barbarda olsa filmin iyi adamı olduğundan Conan’ın yöntemleri görsel olarak daha basite indirgenerek, hem iyi tarafta olduğu vurgusu yapılmış hem de baş kötülerin dehşetleri daha fazla hissettirilerek Onlardan nefret etmemiz amaçlanmış. Sinemada çiğ şiddet fetişizmine boğulmuş seyirci için bu sadece, Khalar ve Marique’li sahneleri iple çektirmekten başka bir işe yaratacak bir hamle değil açıkçası.

En azından çerezlik bir film çıkarılabilecek senaryonun Barbar Conan değil Zymlerin Conan’dan Çektikleri hikâyesine dönüşmesindeki en büyük sebep yönetmen Marcus Nispel; Pathfinder gibi ilginç yönleri bulunan hikâyesine rağmen, setler ve giysiler haricinde, yönetmenlik anlamında ne yaşananlara ne de karakterlerine önem vermeyişin filmi yoğun görsellikli-kabızlık seyirliğe dönüştürdüğünden ders almamış bir adam. Aynı yönetmen zihniyeti yüzünden, senaryo üstünde, Zymlerin karakterleri ve birbirleri arasındaki ilişkileri üzerinde uğraşılmış olmasa, onlar bile ilgi çekici gelmeyecek. İlk film gibi eşsiz olmaya çalışmasa da kendi başarısı için her şey senaryonun üstüne yığılmış durumda anlayacağınız. Senaristler, seyirciyi Conan’ın trajedisine çekecek duygusal ve epik sahneler yazmaya çabalamışsa da yazılanları işitsel ve görsel mecraya aktarmakla yükümlü yönetmenin bu sahneleri çabucak geçiştirmeci hatta aynı kamera hareketleriyle sonlandırması, filmi ruhsuzlaştırmak için elden gelenin yapıldığına kanıt nerdeyse.

Klasik olmasını beklemediğim bir film de olsa senarist kadrosu ilk filmdeki gibi epiksel anlar tasarlamışken, yönetmen tarafının hiç oralı olmayışından ötürü fiyaskoya dönüşmüş 2011 mahsulü Conan’ı, zihnimizdeki kılıçlı-fantastik yapımlara ayrılmış mezarlardan birine defnedip; Crom’un, yapımcıların günahlarını affetmesi için dua etmekten başka görev kalmıyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 0
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Kisiliksiz

    1

En Hareketli Günler

En Çok Yazanlar

En Hareketli Günler

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?