Jump to content
  • Kayıt Ol

Cain & Abel


Squaw

Önerilen İletiler

KÜNYE:

Diğer İsim: Dr. Stop

Bölüm Sayısı: 20

Tür: Aksiyon , Dram , Romantik

Bölüm Sayısı: 20

Yayın Tarihi: 18 Şubat 2009 - 23 Nisan 2009

KONU:

Ipıssız çölün ortasındayken başladığımız sevgi dolu bir ilişkinin nasıl nefrete dönüştüğünün hikayesini saklayan bir yapım Cain & Abel. Birbirine inanan ve hayatlarındaki herkesten daha çok birbirini seven iki erkek kardeşin, sevgili dünyalarına adım adım nefreti yerleştirdikleri bir hayatın kapısından baktırıyor. Bir nevi bizim için Kuzey ve Güney teriminin karşılığı onlar, bir nevi yıkılamaz gibi görünen bir kardeş sevgisinin nasıl da gidip yok olduğunu kanıtı. Bir nevi de hayatta karşılaştıklarımız ve karşılacak olduklarımızın yansıması.Kimine göre bir öç alma hikayesi, kimine göreyse bir nefret, hatta bir aşk hikayesi bu dizi. Bana göreyse yıkılamaz denilen bir kardeşliğin günbegün yıpraşının hikayesi.

081117choin2nr71.jpg

Mesleklerinde başarılı iki cerrahın hayatına bakış açısı gibi gözükür Cain and Abel. Aslında daha fazlasına sahiptir; Cho In hayatındaki tek idolü olan abisi Lee Seon Woo'nun 7 yıl aradan sonra dönüşüyle dünyanın en mutlu insanı olur ve bu dönüş sessiz sedasız değildir. Lee Seon Woo ülkesine döndüğü uçakta bir hastanın rahatsızlanması sonucu ses getirecek bir operasyonla dönüşünü tahmin edemeyeceği bir şaşaa ile gerçekleştirmiştir. Kardeşse onun dönüşünü en çok bekleyen kişidir, birisi daha vardır abinin dönüşünü bekleyen ama onun geri geleceğine asla inanmayan. Bu nedenle 7 yıl bekleyip de ümidi kestiği o anda Kim Seo Yeon'a olan sevgisinden vazgeçer ve içinde sakladığı sevgisini kardeşe yani Cho In'e vermenin zamanı geldiğine inanmıştır. Birliktelik kararı ardından hemen gelecek planları başlar, abi de kendine yakışır şekilde kenara çekilmesini bilir ve kardeşine ihanet etmeyeceğini bildiğimiz abi hastanedeki konumuna geçerek hayatını ülkesinde devam ettirmeye başlar. Yıllar önceki sessiz sedasız gidişinden dolayı söz söyleme hakkı yoktur onun,gidişinden ziyade her ne kadar ardında saklı olan gerçeklerin haklılığı olsa da 7 yıl boyunca kimsenin ondan haber alamamış oluşudur aslında onu suçlu yapan. Daha sonraları bunu geçecek olayları yaşasalar da Lee Seon Woo'nun suçunu unutmayanlar olur, herkes unutabilir ama Kim Seo Yeon unutmaz asla.

kaktuscicegi-wordpress-cainabel-ep15.jpg

''Bir şeyi çok istedim. Bir gün gökyüzünden önüme düştü.

-Cennetten mi?

-Evet, mucize gibi… Gökyüzünden düştü. Öyleyse ona sahip olabilir miyim?

-Sahibi yok muydu?

-Sahibi mi? Sahibi vardı…

-Öyleyse onu geri vermelisin… ''

Hastane karışmaya başlamıştır çünkü iki kardeş arasındaki mücadele de gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Aslında rekabetin nedeni kardeşlerden büyük olanı Lee Seon Woo'un Nöroloji Merkezi açma isteğiyken, küçük kardeş Cho In'inse babalarının vesayeti olan Acil Merkezi açma isteğidir. Aynı zamanda iki kardeş yıllar önce rahatsızlanan babanın yeni bir tedavi yöntemiyle ameliyatını yapma planları kurmaktadır. İkisi birlik olup operasyonu gerçekleştirme hevesindedir. Birlik olmayı en çok ikisi istemektedir, bu operasyonu anlatan bir yer vardır. Bu nedenle abi Lee Seon Woo, kardeşi Cho In'e Çin'e gidip de bu yöntemi kendi gözleriyle izlemesini tavsiye eder. Cho In'in aklına yatan bu fikirle yola çıkılır, Çin'e varılır ve onu hava alanında tur rehberi olan ve kaçak olup da Çin vatandışlığında bulunmaya Oh Young Ji karşılar.Her şey yolunda gidiyor gibi gözüktüğü anda Cho In dönüş günü mafya tarafından, daha doğrusu bilmediği adamlar tarafından kaçırılır ve çölün ortasında başına bir kurşun sıkılarak ölüme terk edilir. Çöle terk edilmenin ardından Cho In'in yolculuğu da başlamış olur, bu hiç de düz bir yol değildir. Hafıza kayıplarının yaşandığı, kaçakların ortalıkta cirit attığı,ölümle her gün burun buruna gelinen yaşamların olduğu, toplama kamplarının işkenceli yüzlerine tanıklık edildiği... Sonunda da bunların acısını çıkarmak adına intikamcı ruha bürünüp de hayata devam edinilen bir yaşam olup çıkacaktır bu yolculuk.

513612picture1.jpg

KİŞİSEL YORUM:

Dramalara yöneldiğim bir dönemdeyim, anime ve mangayla kıyısından köşesinden akrabalık kuran bir dünyanın içersindeyim diyebiliriz buna. MiSa (I'm Sorry,I Love You) ile gelen esintinin sayesinde içinde savrulur oldum durdum. xD Cain & Abel'i de MiSa sonrası So Ji sevgime katkı olsun diye araştırmıştım ve o an okuduğum anda ilgimi çeken bir dizi olup çıkıvermişti. Üzerinden biraz zaman geçtikten sonra izlemek nasip oldu, iyi de oldu sanki. :D

İlk bölümün geçişleriyle kendine hayran bırakabilecek bir dizi Cain & Abel. O anki görüntülerin ve işlenişin kalitesinden ödün vermeyen bir yapım, gizemlerin kendini yavaş yavaş gösterdiği ama zamanla çözüldüğü, bu çözülmelerle de izleyicisine soru işaretleri bırakmayan, konusunun güzelliği yanında yavaş yavaş emin adımlarla gidilen bir içeriğe sahip oluşuysa onu izlenebilecekler arasına taşıyor. Birazcık ama sadece birazcık yoksun olduğu aksiyon dozajı daha fazla olsaymış keşke, böylece onu bulunduğu yerden daha yukarılara çıkarabilirmiş. İnsanoğlunda varoluşundan itibaren oluşan nefret ve kıskançlık gibi olguları su yüzüne çıkarmayı isteyen bir yapıda, bunu da aktarmayı güzelce başarmış. Oyunculukların birazcık zayıf kaldığı, konununsa güçlü olduğu ve bu iki özelliğin birbirini tamamladığı bir isim. So Ji seviyorum evet,hatta onun için ayılıp bayılıyorum. Yine de onu kayırmak istemiyorum ama bunu pek başarabildiğimi söyleyemem. :D Oyunculuğunu MiSa'da daha çok severdim ben, orda başka bir So ji vardı çünkü. Yine de So Ji'yi, So Ji yapan yönlerini görmezden gelemedim. Sevdiği kıza karşı takındığı tavırlar, sevdiğinin karşısındayken ona olan ılıklığı ,gördüğüm ne varsa hepsiyle beni aşkına inandıran biriydi Cho In. Yeri geldiğinde korumacı, yeri geldiğinde uçarı, yeri geldiğinde de küçük kardeş olmanın verdiği şımarıklıkla tüm hastane personelini bıktıran. Ona doktorluğun, doktorluktan ziyade böylesi bir şımarıklığın bu kadar çok yakışacağını düşünmez, tahmin etmezdim hiç. Abiyle yıllar sonra gelen karılaşma sahnesi en çok sevdiklerimden, karşılıklı koridorda koşuşturdukları yoldan sonra hastanenin kocaman çatısında kucaklaşma anı....

[bimgx=300]

http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/2009040313395710021.jpg[/bimgx]

Cain & Abel'e bir aşk hikayesiyle yaklaşmayın sakın, bir drama gözüyle de bakmayın. Hatta bir hastane hikayesile hiç bulaşmayın derim. Adının anlamında yatan derinliği kanıtlarcasına bir abi kardeş hikayesidir Cain & Abel. Yıllarca kardeşliğin üstesinden güzelce gelmiş iki erkeğin zamanla yıprattığı bir nefret hikayesi aslında. Yapılanlar ya da yaşanılanların, hatta çevrede görülüp de kendi gözlerine inananların içindeki nefreti daha fazla saklayamayışın bir kanıtıydı. Yeri geldiğinde romantizmin hafifçe iliştirildiği, yeri geldiğinde nefretin getirisi olan zeka oyunlarının alttan alttan veriliyormuşçasına izleyicine yaşatıldığı. Hastane hikayesi olarak bakmayın diyorum,asıl bu dediğime bakmayın derim. Bu dizinin en sevdiğim yanlarından biriydi belki de... Normalde kan olayına soğuk yaklaşan beni bile benden alan o ameliyat sahneleriyle gerçekliği yaşıyormuş hissine kaptırdı, sadece beni mi diye düşünüyorum ama değildir diye de ardından bir tahmin yürütüyorum. O kadar gerçeklikle bezenmiş sahnelerdi ki izlerken doktor yanındaki ekibin diğer elemanlarının stresiyle boğulduğumu hatırlıyorum. İzlettirilen o güzel manzara esintileri yanında verilecek olan bu kanlı sahneler için kendinizi hazırlamanız size verebileceğim tek tavsiye olacaktır. Bunun dışındaysa diziyi fazla irdelemeden oturup iki kardeşin dünyasına girin derim, hatta Çin'in verdiği hikayede boğulun çünkü dizinin en güzel kısımları orda gizli. O güzelliğin tadına vardıktan sonra da kendinizi Cho In ve Oh Young Ji dünyasına bırakın, bırakın ki Cain & Abel'in sahip olduğundan daha fazlasını verdiğini anlayın.

[bimgx=250]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/CainandAbelSoJi.jpg[/bimgx][bimgx=250]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/20090320095640691801006.jpg [/bimgx]

“Bu ağlayan çocuk gibi, asla yüzünde bir gölgeye neden olmak istemedim. Seninle bu çocuklar gibi mutlu bir şekilde yaşamak isterdim…

İsmini bile bilmeyen bir aptal olsam bile tıpkı çocuklar gibi yıldan yıla büyüyüp anılarımı seninle oluşturmak istedim…

[bimgx=250]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/CainandAbelSoJi3.jpg[/bimgx]

[bimgx=250]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/20090420100851047.jpg[/bimgx]

Sadece senin nasıl genç bir kız olduğunu ve sonrasında da bir hanım olduğunda yanında büyümek istedim.Hafızamı çabucak kazanıp yanında olmak istedim…

Sen ve ben bu kadar şişman olsak bile... ''

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/CainandAbelSoJi2.jpg[/bimgx]

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 11
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Squaw

    4

  • hione

    4

  • Aurora Borealis

    2

  • ecursed

    1

konu kismi biraz fazla spoiler iceriyor kanimca.konunun tamamini okuduguma pisman oldum.tanitim icin tesekkürler =)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

konu kismi biraz fazla spoiler iceriyor kanimca.konunun tamamini okuduguma pisman oldum.tanitim icin tesekkürler =)

Bence yanlış bir fikre kapılmışsın çünkü ilk birkaç bölüme değindim ve konunun şekillenişini oluşturan olayları açıkladım.Asıl olaylar bu girişten sonra başlıyor,eğer ileride olur da izlersen ne demek istediğimi anlarsın. :)

Ekleme: Yine de sen gibi okuduğunda rahatsız olacağını düşünen arkadaşlar olabileceği için bazı kısımları kestim. ;)

@hione

Benim tarafımdan da alınmıştır...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

seriyi dün itibariyle bitirdim ve yorumlarını bir kere daha okuduktan sonra sölücek fazla bişi bırakmamışsın bizlere yine, sadece sonuyla ilgili kişisel yorumum kalıyor geriye onu paylaşayım ;

olaylar 17-18 ve 19'da o kadar çabuk ilerlediki bölümlerce süren Cho-in öldürme çabası ve onun elindekileri alma gayreti bir anda pişmanlık ve herşeyi başa alma duygusuna bıraktı. neredeyse ilk bölümden beri annesine ve sonradan da abisine karşı duyduğum nefret geçmesi son bölümün son dakikalarına kadar sürdü diyebilirim :) (bunda seriyi 3 günde izlemiş olmamında bir etkisi vardır herhalde), abisinin ameliyatını kusursuz yapsaydı ztn içimde bir uhte kalırdı herhalde öldürmesini bende istemiyordum tabikide ama yinede bir intikam almalıydı ve alınan intikam aralarındaki ilişki düşünüldüğünde gayet dozunda bir intikamdı die düşünüyorum.

bu arada seri 20 bölüm die midir, yoksa her dakikasında bişiler yaşandığından mıdır nedir bilmem ama seriyi izlerken bir an sanki aylardır izliyormuş hissine kapıldım...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

seriyi dün itibariyle bitirdim ve yorumlarını bir kere daha okuduktan sonra sölücek fazla bişi bırakmamışsın bizlere yine, sadece sonuyla ilgili kişisel yorumum kalıyor geriye onu paylaşayım ;

olaylar 17-18 ve 19'da o kadar çabuk ilerlediki bölümlerce süren Cho-in öldürme çabası ve onun elindekileri alma gayreti bir anda pişmanlık ve herşeyi başa alma duygusuna bıraktı. neredeyse ilk bölümden beri annesine ve sonradan da abisine karşı duyduğum nefret geçmesi son bölümün son dakikalarına kadar sürdü diyebilirim :) (bunda seriyi 3 günde izlemiş olmamında bir etkisi vardır herhalde), abisinin ameliyatını kusursuz yapsaydı ztn içimde bir uhte kalırdı herhalde öldürmesini bende istemiyordum tabikide ama yinede bir intikam almalıydı ve alınan intikam aralarındaki ilişki düşünüldüğünde gayet dozunda bir intikamdı die düşünüyorum.

bu arada seri 20 bölüm die midir, yoksa her dakikasında bişiler yaşandığından mıdır nedir bilmem ama seriyi izlerken bir an sanki aylardır izliyormuş hissine kapıldım...

Benim için öyle dolu bir dünya ki bu dizi,birkaç gündür beğendiğimiz bölümleri açıp yeniden izlemeye başladık ablamla. :D So Ji sevdalısı olduğumdan mıdır yoksa dizinin atmosferinden midir nedir ben de anlamadım ama bildiğim tek şey bu dizi her zaman destekleyebileceğim nadir dramalardan biri oldu.MiSa ile başladığım bu yolculuğumu Cain and Abel ile pekiştirdim diyebilirim.Dramalarda en sevdiğim özellik önem teşkil eden ayrıntıların hiçbir zaman atlanmıyor oluşu.En basit örneğiyle Cho In'in ilk bölümlerdeki kollarıyla yaptığı o hareketin dizi için ne kadar önem teşkil ettiğini ileride görmemiz ya da o yazılan tavsiye mektubunun Oh Young için ''kalbinin pusulası'' olması gibi...

Dramalar bu yönüyle incelendiğinde animelerden bile bir adım önde,benim için ufacık bir objeye ya da söze çeşitli anlamlar yüklenmesi çok özel bir değinimdir,dramalar da bunu en güzel başaran alanlardan biri.Başlarda izlediğim birkaç dramaya özgü bir şey diye düşünürken baktım ki tüm dramaların yapmaktan kaçınmadığı bir özellikmiş,bu da benim neden dramalara bağlandığımın cevabı oluyor. :)

Neyse konuyu dağıtmadan yorumuna geçiyorum,benim dizide en sevdiğim bölümler finale yaklaşan kısımlardı.

Özellikle Cho In'in hafızasını kazandığı ama kimseye çaktırmadığı kısımlarla birlikte Oh Young nedeniyle fire vermesi...Çok küçük bir ayrıntı gibi gözükse de aslında çok özel çünkü Oh Young'ın Dr. Cho In için nasıl önem teşkil ettiğinin kanıtıydı o an. :)

Gelelim final konusundaki fikrine;sana sonuna kadar katılıyorum.Bence de Cho In öç almalıydı ama yine senin dediğin gibi öldürmeden almalıydı çünkü Oh Young'a verdiği bir söz vardı ve onu hayatının sonuna kadar da tutmalıydı.Nitekim ameliyatı gerçekleştirdi, böylece hem Oh Young'a olan sözünü tutmuş oldu hem de nefretinin getirisi olan öcünü amış oldu.Bize de güzel bir fina vermiş oldu. :D

Son cümlende demek istediğini pek anlayamadım aslında,dizi çok mu uzun geldi yoksa bağlandın mı?Sevmediğini düşünmek istemiyorum çünkü. :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

son cümlemdeki kastım serinin her bölümünün haddinden fazla dolu dolu olması bende sanki aylardır izliyormuş hissiyatı bıraktı, kötü anlamdı değil tabikide :D aksine işlenen konunun birden fazla gözden ve birden fazla mekanda farklı durum ve hallerde çok geniş bir yelpazede anlatılmış olması bu hissi vermiş olabilir bana :) ...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

ve bitti. Anam anam birden hasta olasım geldi:))

neyse;

Sin Hyeon Jun; anam bu adam kötü adam olmasın. Oynayamayacağından değil elbette. Hakkını vereceğine adım gibi eminim de, bu adam mizah yönünden çok başarılı ve benim sevdiğim bir oyuncu o rolde onu görünce yakıştıramadım ne bilim yaa kötü adam değil o be:D ama "sen ne biçim abisin be" "vay adi" efektlerini savurmadım değil:)

Han Ji Min hatunumuzun yeni dizisi gayet eğlenceli bu dizidede gayet iyi oynamış ama bu kızın sırıtışına acaip kıl olmuyorda değilim. İlk kez gülmeyi bir insana yakıştıramıyorum çok yapay geliyor bana...

ve tabiki So Ji Seop (acıların çocuğu) ya şu herifi şöyle adam gibi bir sinema filminde görmek istiyorum artık ya. oyunculuğu gerçekten çok iyi hareketlerine mimik ve jestlerine bayılıyorum. Dizide döktürmüş resmen. Yeni dramasını merakla bekliyorum. Acaba bu seferde aynı kalıpta mı oynatıyorlar!?

Ama Squ; rakiben çok şimdiden diyeyim. Benim, bu camiadan olmayan ve asla asya yapımı herhangi bir şeyi izlememiş ve izlemeyi düşünmeyen bir çok arkadaşım bile, ağızlarının suyu aka aka "bu kim ya" diye dürtüp duruyorlar haberin ola

ve drama ben böyle bir drama beklemiyordum. tıpla ilgili dramaların çoğunu es geçiyorum. Ama olayların sırf hastane koridorları ve ameliyatlarla sınırlandırmadan, daha genel bir kurguyla anlatılmış olması bence çok iyi idi. Özellikle koreye dönene kadar olan süreç. Ve yönetmenin her iki koreyi düşünerek daha sıcak temalarla bazı olaylarıda işlemiş olması hoş olmuş. Görünen o ki so ji' nin oyunculuğunu da bizim kadar sevmişte. So ji' nin yeni dramasının yönetmenide aynı isim. O yüzden yeni yapımdan baya bir ümitliyim. So Ji' nin oynadığı karakteri "abi kardeş ilişksini" aralarındaki uçurum iyi bilen biri olarak gayet ustaca anlatıldığını düşünüyorum. Ne kadar aynı kanı paylaşıyor olursanız olun, abiniz bir başkası siz bir başkasısınızdir. Gene karakter tüm kötü yaşanmışlıklara rağmen, kendi benliğini korumayı başarmış.(Tabi yardımcı faktör yok değildi) Ama Bu imkansız bir şey değil. Bu açıdan baktığımda gayet mantıklı. abartısızdı. İyiki izlemişim çok iyi anlayabildiğim bir karakteri görünce rahatladım.

Ellerine sağlık Squ

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Aslında ben de Hyun Joon'un yüzü daha ılık rollere yakışır diye düşünüyorum. Aslında kötülüklerinin nedenlerini de haklı bulmuyor değilim ben. Onu izlerken biraz empati yaptım ama asıl o anne var ya, o ana tam bir cadaloz. Her şeyin sorumlusu, burda tek kurban Dr. Lee Cho In değildi bence, Lee Seon Woo da Cho Inn kadar kurbandı. O ananın kurbanı üstelik. Kendi hırsları ve kıskançlıkları için harcanmış bir evlat bence Seon Woo. Sonradan bir şeylerin farkında varsa da her şey için çok geçti artık.Hatta bunu dile getiriyordu yanlış hatırlamıyorsam ve orda dediğim tek şey bir Türk dizisi izliyor olsaydım abiyi affeden bir kardeş izlerdik. :D

Yaramı deşme worliiiiiii!!! :( O sayılardan haberdarım. Sonic yahu,Sonic işte! ♥ Bilmez olur muyum hiç, hayranları her gün artıyor. Önüne nasıl geçeceğiz bilemiyorum. :P Bi anneme beğendiremedim gerçi. :D 2012'de gelecek projelerinden ümitliyim baya ama izlemeden bir şey diyemiyorum tabii. Bu dizide de çok sevimli; kendine has olan artıları ve eksileri hiç değişmez, onu her haliyle seviyorum. :)

Oyunculuklar arasında ikili olarak Dr. Kim Jin Geun ve onun yazdığı hatunun sahnelerini de çok seviyordum. O kadını karakter olarak da çok sevmiştim, çok tatlı bir seçim olmuş.

Tanıtımda bahsetmiştim, ben de Çin'de geçen bölümleri çok seviyorum. İntikamın başladığı kısımları da izlemesi ayrı bir zevkti. İtiraf ediyorum,ben bu kadar iyi bir dizi beklemiyordum ama başlayıp da olayların kendini aştığı zamanlar başladığında bu ismin, bu diziye ne kadar çok yakıştığını düşündüm. Ben de sen gibi ''iyi ki izlemişim'' dedim, hatta sonradan sevdiğim kısımların üzerinden bir kez daha geçtim. :D

Beğenmene çok sevindim worli, hatta bu kadar çok beğenmene baya sevindim. Yorumunu da dört gözle bekliyordum ve görür görmez neticeyi okumak için heyecan yaptım. :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Aslında ben de Hyun Joon'un yüzü daha ılık rollere yakışır diye düşünüyorum.Aslında kötülüklerinin nedenlerini de haklı bulmuyor değilim ben.Onu izlerken biraz empati yaptım ama asıl o anne var ya,o ana tam bir cadaloz.Her şeyin sorumlusu,burda tek kurban Dr. Lee Cho In değildi bence,Lee Seon Woo da Cho Inn kadar kurbandı.O ananın kurbanı üstelik.Kendi hırsları ve kıskançlıkları için harcanmış bir evlat bence Seon Woo.Sonradan bir şeylerin farkında varsa da her şey için çok geçti artık.Hatta bunu dile getiriyordu yanlış hatırlamıyorsam ve orda dediğim tek şey bir Türk dizisi izliyor olsaydım abiyi affeden bir kardeş izlerdik. :D

Dediğin doğru ancak kötülüğü içinde büyüten kendisi idi. ben karakterin tamamen kendisinin suçlu olduğunu düşünüyorum. Sonuçta farklı bir şekilde olsada kardeşide en az abisi kadar mutsuz, kederli ve acı çekmişti. Annesinin etken olmasına izin vermek kendisinin kendi yarattığı çaresizliğinden kaynaklı kolay bir seçimi idi. "Ben kötü olmayı seçmiyor isem, onun da seçmeme şansı vardı." gibi

Sevdiği kadını kimse onun elinden almadı. Kedinisi itti. Annesinin kuklası olmak için ipleri onun eline kendisi verdi. ama en kötüsü, bazı gerçeklerle mücadele etmek yerine kolayı seçip, hapishanede kardeşine sırtını döndüğü sahnede yaptığı seçim idi.(abimle eskiden yıllarca yolda rastlaştığımızda selamlaşmadığımız zamanlardan iyi bilirim) Yok saymış olmak onun varlığını ortadan kaldırmıyor. Dominat karakterli bir adamdı. ve her zaman kendini her şeyden sorumlu hisseden ama ezildikçe ezilen bir karakterden daha fazlasını beklemezdim. acısını paylaşamayan sevincini de paylaşamaz. herşeyi kendine saklamış olması onun kendi bencilliği idi. İşte kötü olsam ben bile o an adamı ameliyat masasında bırakırdım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İşte kötü olsam ben bile o an adamı ameliyat masasında bırakırdım.

ilk sinir anında bende bu şekilde düşünmüştüm fakat biraz oturup konuyu iyice bi sindirince birinden intikam yada öç almanın en güzel yolunun onu öldürmek değilde aksine ölücek olsa bile elinden geldiğince onu yaşama hapsedip bi şekilde yaptıklarından pişmanlık duymasını sağlamak olduğunu düşünüyorum, ztn ilk yazımdaki düşüncemde tamamiyle bu fikirden yola çıkarak dile getirmiştim, tamam öldürmek belki bir anlık kızgınlığı giderebilir ama sonrasında eğer ki içinde karşındakine karşı ufakcık bir sevgi kırıntısı varsa şayet bu bir anlık huzur yerini ömür boyu sürecek olan bir pişmanlığa bırakabilir, o yüzden ilk yorumumda da yazdığım gibi alınan intimak aralarındaki ilişki düşünüldüğünde gayet dozundaydı bence, fazlası belki kabul edilebilirdi de azını kesinlikle bende düşünmüyorum :D ...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 5 ay sonra...

Son bölümlere doğru biraz durağanlaşsa da harika bir diziydi. Belki durağanlığın sebebi aksiyon ve entrikanın yerini dramın, kendiyle hesaplaşmanın, yaşamını sorgulamanın almış olmasıydı. Yani son bölümlerde psikolojik yönü ağır basıyordu dizinin.

Dizi genel itibariyle iki kardeş arasında kıskançlık yüzünden gelişen nefreti anlatıyor gibi görünse de bence bir aile dramıydı. Anne ve babanın tek bir sözünün, tek bir bakışının çocuk üzerinde yıllar yıllar sonra nasıl bir etki bırakabileceğini gözler önüne seriyor dizi. Cho In anne sevgisi tatmadan büyümüş, paylaşımcı, sevgi dolu bir doktor, Seon Woo aşırı gururlu, annesi ile kardeşi arasında kalmış hırslı bir doktor. Sonradan öğreniyoruz ki Seon Woo’ nun kıskançlığının temelinde annesinden çok babasının etkisi varmış. Tabi bu yaptıklarını asla haklı çıkarmaz. Yalnız ilk kez bu kadar gururlu bir kötü karakter izledim. Pişman olduğu halde gururundan ödün vermeyen, pişman bir şekilde ölmeyi tercih eden biri. İlginç bir tipti. :D Cho In karakteri ise sevgiye hasret koca bir çocuk gibiydi. Bir sahnede Young Ji’ ye sarılıp “anne sarılışı böyle mi hissettiriyor” diye sorması can alıcıydı. :( Anne ve kardeşinden gerçek anlamda intikam almayı bile düşünmedi bence, affetmesi için içten bir özür bir sarılış yetecekti. Anne ve kardeşine çok merhametli davrandı doğrusu. Can kurtarmaya yemin etmiş bir insanın nasıl katil olmanın ucuna kadar geldiğini, içinde yaşattığı psikolojik çatışmayı güzel yansıtmıştı.

Kesinlikle izlenmesi gereken bir dizi. Ameliyat sahneleri çok gerçekçiydi, aksiyonu güzeldi. Romantizmi az da olsa tatmin ediciydi. İlk bölümlerde komedi bile vardı. Müzikleri çok iyiydi bir de. :D

Ayrıca So Ji Sub’ un gülen yüzünü yapımcılar daha çok kullanmalı. Gülmek yakışıyor bu adama. Neden daha çok suratsız, ifadesiz karakterleri bu adamın üzerine yapıştırmışlar anlamadım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?