Jump to content
  • Kayıt Ol

Anime & Live Action/Drama Dostluğu veya Düşmanlığı


Squaw

Önerilen İletiler

Daha önce Live Action'lar konusunda geri adım birinden gelen başlığa bak :P ama yine de bir iki yapım dışında Live Action'lar konusundaki görüşümü devam ettiriyorum.

Bildiğimiz üzere birçok animenin Live Action versiyonu mevcut. Birçoğu, animesi yapılmadan önce mangasından/ manhwasından esinlenilerek çıkmış ortaya, birçoğu da animesinden sonra kendini göstermiş. Başlığı açmamın nedeni belli aslında; Drama veya Live Action yapımlarıyla birlikte animelerini de izlediğimiz yapımların arasından beğenip beğenmediklerimizi seçip kaynatmak. Amaç sadece Live Action'lar değil çünkü bazı Kore Drama'larının anime yapımları mevcut. Eğer Drama'sı ve animesini izlediysek onları da bu başlık altında laflayabiliriz.

---Spoiler kullanımına özen gösterelim---

Basilik ve Shinobi: Heart Under Blade

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/basilisk2aw4.gif[/bimgx]

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/shinobi-poster.jpg[/bimgx]

Seriyi işleniş açısından sevmedim, filmi de finali açısından sevmedim. Oyuncuların seçimi güzeldi, özellikle de Gennosuke-sama'yı baya beğendim, zaten oyuncuyu daha önce ''Tokyo Tower: Mom & Me, and Sometimes Dad'' filminde izlemiştim ve filmde resmen döktürüyordu. Tipiyle bir yerlere gelen çoğu oyuncuya inat işini güzel yapan isimlerden biri olduğuna inanıyorum. Hotarubi rolünü de sevdim, zaten bu akstirstin de iki Drama'sını (Taiyou no Uta ve 1 Liters of Tears) izlemiştim ve diğer oyunculara göre kayda değer bir rol yetenği var, onun yanında Oboro rolündeki ablamızı pek beğenmedim.

Shinobi filmi de mekan kullanımları açısından izlenmesi gerekenlerden biri, eğer animeyi izlememiş olup da filmi ilk kez izliyor olsaydım o melankolik atmosferi yakalayabileceğimi düşünüyorum. Filmi izledikçe animenin ya da konunun, işte her neyse hikayenin geçtiği yerleri gidip kendi gözlerimle görmek istedim. :) Finali ise farklılaştırılmak adına öyle kötü yapılmış ki ne desem de eleştirsem derdindeyim ama oyunculukların ve filmin verdiği o güzel atmosfer adına çok fazla irdelemeyi düşünmüyorum. Animesi mi filmi mi diye sorsalar bana filmi tercih edenlerden olurdum.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

I'm Sorry, I Love You

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/video1mp4000001916.jpg[/bimgx]

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/51WEbIiwZjL_SX500_.jpg[/bimgx]

Aslında bu ismi değerlendirmeye hiç niyetim yok çünkü yapımına ''Anime'' demeye bin şahit ister. Çizimleri açısından evet 'anime' lakin uzunluk açısından değil. 16 bölüm olup da her bölümü 1 saat süren bir yapımı 30 dk'cık bir yapıma nasıl sığdırırlar? Ne saçma bir iştir bu; film tam bir Trailer tadında, bu nedenle de anime üzerine pek bir şey yazmayı düşünmüyorum.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Nodame Cantabile

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/NodameCantabile-06-Large18.jpg[/bimgx]

[bimgx=400]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/nodame-cantabile-banner.jpg[/bimgx]

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/nodame-s-oke2.jpg[/bimgx]

Drama'sı animesinden önce gelenlerden bir: Animesini çok severim, bugüne kadar sevdiğim Josei'lerin başında geliyor. Ona nazaran Drama'sını da sevdim ama yine de animesi kadar bana büyük keyif vermedi. Sadece bugüne kadar izlemiş olduğum Drama'lar/Live Action'lar içerisinde en başarılı bulduklarımdan biri olduğunu söylemem lazım.

Oyunculuklar açısındansa takdire değer bir yapımdı. Özellikle Chiaki, Stresemenn-san (bu adam Taiyou no Uta'da da döktürüyor :D), Masumi ve Mine'yi baya sevdim, başlarda Mine itici gelse de izledikçe kendisinin oyunculuğundan baya keyif aldım. Yukarıda paylaştığım konserin keman sahnesi hem Drama'sında hem Anime'sinde aynı coşkuyu veriyordu. :D Yine de tercih hakkım olsa animesini seçenlerden olurdum.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Nana

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/2mmsleg.jpg[/bimgx]

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/nana22.jpg[/bimgx]

Gelelim benim canım, cananım olan animelerimden birine. :) Nana da Nodame gibi Drama'sı önce gelenlerden biri ama Nodame kadar başarılı olmayanlardan. Oyunculuk açısından sınıfta kalanlardan ama ilk filmde verilen anime işlenişinin eksiksiz oluşu bu ismi de ayrı yere taşımamı sağlıyor. Özellikle de replikler ve kullanılan mekan tasarımlarının birebir yansıtılışı bu Live Action'ı da olumlu yönde değerlendirmemi sağlıyor. Animelerde verilen mimikleri vereceğiz diye oyuncular kendilerini baya kasıyor, aslında bu sadece Nana için geçerli değil, bugüne kadar izlediğim tüm Live Action'ların genel sorunlarından biri bu. Anime yapımında kendisinden ne kadar nefret etsem de kabul etmem lazım ki Takumi karakteri filmde en başarılı oyunculuğu veren isimdi.

İkinci filmi açmaya niyetim yok pek, o filmi Nana sevgim hatrına kabul ediyorum yoksa böylesi güzel bir isme o tarz bir yapım hiç yakışmıyor.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Lovely Complex

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/Lovely20Complex20OP20-20Frame201465.jpg[/bimgx]

[bimgx=300]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/AnimeSS/Lovely20Complex20Movie20-20Frame204504.jpg[/bimgx]

Bir başka canım, cananım olan animelerimden biri daha: İşte yukarıda bahsettiğim şeyin en güzel kanıtlarından biri LovCom. Anime yapımındaki mimikleri yakalamak adına oyuncuların kendini ölesiye zorladığı bir Live Action. Bu yapımda Ryoji'yi oynayan elemanı beğenmesem de kendisini Zettai Kareshi'de baya beğendim. Gerçi LovCom'da pek bir rolü de yok gibiydi. :P:D

LovCom çatısı altında da Otani ismine yapıştırılan oyuncunun iyi bir seçim olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar animedeki Otani'mizi direk yansıtamasa da (bu imkansızı istemek zaten. :D ) Live Action'ına kendisinin yakıştığını düşünüyorum. Yine de tercih hakkım olduğunda ''animesi'' diyenlerdenim. Hatta bu Live Action'ı izledikten sonra animesini sil baştan alıp hiçbir sahnesini atlamadan, ilk kez izliyormuşcasına seriyi soluksuz bir şekilde izlemiştim.

Bunun sonrasına da Kenshin'in Live Action'ını beklemek gelip yerleşir artık. wub.gif

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 10
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Squaw

    2

  • Hitokiri

    2

  • fishéyé

    2

  • mikroq

    2

Popüler serilerden GTO incelemesi eksik kalmış :)

Densha Otoko bu uyarlama konusunda bugüne kadar izlediğim hem en güzel uyarlama hemde en romantik olanıdır. İzlemeyen varsa şiddetle tavsiye ederim. Özellikle anime manga kültürüne ait olduğunuzu düşünüyor ve kendinizi otaku olarak lanse ediyorsanız, bu yapımı izledikten sonra otaku ne demekmiş biraz öğrenip aslında birer hiç olduğunuzu anlıyorsunuz :) Özellikle renkli yan karakterleri ve efsanevi müzikleri ile kalbimdeki yeri çok ayrıdır.10/10

Şuana kadar hem animesini hem mangasını okuyup da en çok beğendim yapım Nodame Cantabile oldu. Gerçekten hem oyunculuk olsun hem atmosfer olsun animesinden çok daha iyisini yansıttıkları bir gerçek. Açık ara bugüne kadar izlediğim uzakdoğu yapımları içinde en iyi uyarlamaya sahip yapımdır kendisi ve 10/10 verdiğim nadir yapımlardandır. Son olarak mukyaaa :D

Basilik ve Shinobi: Heart Under Blade

[bIMG]http://endersgirrrl.files.wordpress.com/2011/04/shinobi-poster.jpg[/bIMG]

Anime olarak başarılı isteneni veriyor fakat bir uyarlama olarak süresinin kıtlığı nedeni ile daha ne oluyor demeye kalmadan filmin sonu geliyor, bir çok karakter eksik, karakterleri tanımadan elde olanlarında ölmesi ile çok çabuk bir son buluyor bizi. Bu açıdan çok zayıf bir film. Animesini izlemek daha iyi.5/10

Lovely Complex

[bIMG] 1258951577_81cc64398e.jpg?w=500 [/bIMG]

Son dönemde izlediğim başarılı yapımlardan birisi. Özellikle Koizumi Risa rolünü oynayan kızı sanki mangaka çizmiş gibi o kadar benziyordu ki hayran kaldım :) Süresi kısa olmasına rağmen istenileni veriyor. Başarılı buldum. 7/10

Hem animesini hemde mangasına bakmış biri olarak diyebilirim ki, animesi ile arasında bayağı fark var, fakat açıkcası hiç rahatsız etmiyor. Onizuka animedeki kadar aşırı uçuk değil ama genede eli ayağı durmayan biri :) Uyarlamanın animeden önce yapıldığını söylemem lazım. 11 + 2 bölüm olacak şekilde yapılmış ve güzel bir son ile bitirilmiş. Bu açıdan hikayeyi uzatmadan güzel bir son yapmışlar. Oyunculuk açışından gayet başarılı bulduğumu söylemeliyim. 9/10

Son dönemin en popüler romantik animesinin tabi ki de uyarlaması olmazsa olmazdı :) Seriye göre naifliği tam yansıtamasalarda oyuncu seçimleri ile bu açığı kapatmışlar. Gayet iyi oyunculuk ve mekan seçimleri ile istenileni veriyor. Başarılı bulduğum ender romantik uyarlamalardandır. 8/10

Hanbun no Tsuki ga Noboru Sora

[bIMG]http://img501.imageshack.us/img501/1882/hantsukira4.gif[/bIMG]

Çok fazla izleyemedim ama sonunu merak edip bir bakayım dedim. Alternatif bir son yapmışlar. Sırf bu yüzden bile oturup bir gün izleyeceğim. Tabi bana bunun için 14" ya da 15" bir laptop lazım :D (Çözünürlük küçük olduğu için büyük ekranda izlenmiyor :D)

Edo dönemi dediğin zaman zaten atlarım :) Günümüz doktorlarından olan Jin'in zamanda yolculuk yaparak Edo dönemine gitmesini konu alıyor. Haruka Ayase'yi kimonolar içinde görmek bile başlı başlına bir artı :) Tabi özellikle 2. sezon ile birlikte tarihden tanıdığımız karakterlerinde seriye bir ara dahil olması bayağı bir ilgimi çekti. (Katsura Kogoro ve bir yerde Hitokiri adının geçmesi :D) Kostüm ve dekor anlamında çok başarılı buldum. 8/10

Aklıma şimdilik bunlar geldi. Geldikçe karalarım bir şeyler :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bu başlık bana aslında sevdiğim animelerin live action yapımlarının olduğunu öğretti. Verdiklerinizin yarısını şimdi gördüm. :O

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Lanet gelsin. Yine hatırlatıverdiniz Dragon Ball'u, Gantz'ı, Death Note'u. Yazıp yazıp siliyorum. Nefretimin yeri burası değil ne de olsa.

Yapmayın demiyorum hobi olarak gene yapın la. Youtube'da falan paylaşırsınız.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Basilisk'in filmi varmış, nasıl acaba?Tabiki ben animeyi tercih ediyorum filmde o doğaüstü sahneleri falan nasıl yansıttılar ki?Bunları live actionlarda iyi bir şekilde yansıtmak gerçekten zor oluyor...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Basilisk'in filmi varmış, nasıl acaba?Tabiki ben animeyi tercih ediyorum filmde o doğaüstü sahneleri falan nasıl yansıttılar ki?Bunları live actionlarda iyi bir şekilde yansıtmak gerçekten zor oluyor...

Bana kalırsa filmi derim, filmi animesine göre değerlendirmeden oturup izle fishéyé çünkü filmde gerçek anlamda bir romantimz izliyorsun. Artı, filmde tam anlamıyla verilmek istenilen melankolik havayı soluyorsun, Basilisk için anime dünyasının ''Romeo & Juliet''i diyoruz ya bence bu film, yapıştırdığımız bu etikete daha güzel uyuyor, final kısmı hariç tabii. :D

Filmin o giriş sahnesinden sonra oturup izlememek için kendini zor tutabilirsin, bence film Gennosuke-sama'yı üstlenen oyuncu için bile izlenmeyi hak ediyor, onun için zaten hak ediyor ama Oboro x Gennosuke-sama arasındaki romantizm için de hak ediyor. Seride bu çok belirgin verilememişti mesela ama doğaüstü sahneler için ona kendin karar ver diyorum. Zira izlemediysen bir The Legend izlemeni öneririm, fantastik öğeleri bile çok başarılıydı, hele de o doğaüstü özellikler böyle bir Drama'ya nasıl yerleştirilmiş çok merak ediyorum. Eğer animesi gelseydi üstlendiği tüm etiketler sayesinde -iyi kotarılırsa- kendisi yukarılarda değerlendireceğim bir seri olurdu.

Neyse neyse, bugidişle burayı da Drama Kafe başlığına çevireceğim. xD Sen bence bir ara Basilisk'i izle, seveceğini düşünüyorum. ;)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hanbun no Tsuki ga Noboru Sora nın Filminin olduğunu yeni gördüm. :) Animesi gibimi film yoksa farklılıklar içeriyor mu ? :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Yok konusu itibari ile güzel bir anime idi.. Sadece film olarak anime konusuna nazaran değişiklikler yapılmış mı ? onu merak etmiştim. :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bu konu hakkında yazacaklarımı uzun zaman önce yazmıştım, uzun uzadıya tekrarlamak istemiyorum. (Bkz. link) Eğer 24+ bölümlük bir Anime'yi hiçbir yeri değiştirilmeden filmleştirilmesini bekliyorsanız, bunu göremeyince klavyenize ne geliyorsa yazıyorsanız he deyip geçmek yeğ geliyor bana.

Daha önce belirttiğim gibi, live action'ları anlayabilmek ve zevk alabilmek için önyargısız bir izleyici olmak, herşeyden önce de Japon sinemasının ne olup ne olmadığını, onun gelişim sürecinde live action'ların (daha doğru tabirle "tokusatsu" kavramını) anlamak gerekiyor kanımca.

Daha fazla can sıkmadan sizlere izlediğim son Live Action'lardan tek tek örnekler vererek kervana dahil olayım:

-Uchuu Senkan Yamato (2010):

Hollywood blockbuster'larına nazaran alçakgönüllü bütçesine rağmen büyük bir ticari başarıya imza atan film batı sinemasındaki birçok türdeşiyle yarışabilecek kalitede özel efektlere ve usta işi CG'lere sahip. 3 sezonda toplamda 76 bölüm, 6 film ve yarım düzine OVA'dan oluşan Yamato destanını takdir etmek gerekirse tek filmde değiştirmeden anlatmak imkansızdır. Benzer şekilde artık 70'lerde yaşamadığımızı ve bayanların daha ön planda olduğu bir Yamato görmemizin doğal olduğunu da belirtmem gerekir.

Seri ile farklar şunlar:

-Bayan karakterler arttırılmış. İlk sezonda Starsha ve Yuki dışında 3 saniyeden fazla gözüken bir bayan karakter yoktu. Live action uyarlamada ise gemi personelinin azımsanmayacak kısmının bayanlardan oluştuğu görülüyor. Klasik seride aslen hemşire olan ama hemşirelikten çok operatör olarak gördüğümüz Yuki burada eli gayet ağır bir "ace". Ayrıca Telsiz operatörü Aihara ve gemi revirinden Dr Sado bayan aktristlerce canlandırılmış ama bu değişimlere kızmadım aksine sevindim. Yamato 2199 yani 1. sezon Remake'inde de bayan karakterlerin sayısının arttirilması Live Action'un bu yöndeki seçiminin doğruluğunu gösteriyor.

-Susumu Kodai orijinal yorumda Mars'daki bir üste eğitim gören bir subay adayı iken live action'da abisinin ölüm haberini alınca hayata küsüp berduş modda hurdacılığa başlayan, fakat Yamato'nun inşaasını haber alınca ailesinde geriye kalan tek kişi olan abisinin intikamını almak ve kaptana hesap sorabilmek için yeniden orduya yazılıyor. Gayet hızlı bir dönüş oluyor bu zira kendisinin eski ordudaki "top ace" olduğunu öğreniyoruz. (Eski versiyonda "top ace" bir başka kişiydi ve Kodai ancak iş başa düştüğünde savaşa giriyordu) Benzer şekilde Kodai'nin rütbe yükselişi seriye göre daha ani oluyor. Her iki Kodai de sert, aklına ilk geleni yapan ve disiplin sorunu olan tipler. Ama filmdeki Kodai en azından daha fedakar biri. Son sahne bize bunu gösteriyor.

-Kodai Starsha'nın kapsülünü Mars'da buluyordu ve içinde onun kızkardeşinin cesedi vardı. Filmde ise Kodai kapsülü dünyada buluyor fakat içinde ceset yok.

-Klasik seride 365 günde Iscandar'a ulaşıp dönmek zorundaydılar bu süre filmde 73 güne iniyor.

-Gamilus'ların kökeni daha farklı. Orijinal seride onlar tüm bireyleri asker olan bir nasyonal sosyalist bir spacenoid rejiminin bir parçası iken filmde Iscandar'daki birbirine zıt iki "hivemind" tarzı bilgisayar tarafından yönetilen bir nano makine toplumu olmuşlar. Klasik seride Dessler gibi pek çok Gamilus'un sanılandan çok daha derin hikayeleri vardı ama filmde bu atlanmış. Dessler ilginç bir şekilde filmde de görünüyor. (Sadece bir silüet olarak olsa da) ve yine Masato Ibu tarafından seslendiriliyor. Yine de Dessler'in klasik yorumda -bir noktadan sonra olsa da- en çok yoğunlaşılmış arka plana sahip karakter olduğunu düşünürsek bu rolün birkaç cümleye dek düşmesine dair seçim biraz tartışılabilir.

-Klasik seride yeraltı şehirlerindeki suç ve yokluk sorunu söz konusu değilken filmde yeraltı şehirlerindeki sefalet kısaca da olsa gözler önüne seriliyor. Yamato 2199'da da yeraltı şehirlerinde yükselen suç oranından tek cümleyle de olsa bahsediliyor ve yine yeraltı şehirlerinden manzaralar gözler önüne seriliyor (Klasik seride tek gördüğümüz tüpler içinde hareket eden taksiler ve arada bir dev dikenli bitkilerdi) bu da Remake'in yapımcılarının filmi önemsediklerini gösteriyor.

-Analyzer klasik seride tercümanlık yapmak, tuzaklı noktaları tespit etmek, kapıları açmak hatta Pluto arc'ında bir tankı kaldırıp atmak gibi işler yapmış olsa da en yaratıcı marifeti ancak Yuki'ye sarkıntılık yapmak olan bir robottu. Filmde ise daha oturaklı bir Analyzer var (her ne kadar filmin tamamına yakınında cep bilgisayarı modunda olsa da) ve sondan önceki savaşta Bolivian Army Ending'e girerek saygı kazanıyor.

-Dr Sado klasik seride sadece bir comic relief iken filmde bundan daha fazlası olmayı başarıyor.

-Filmin Yamato'nun kalkışından itibarenki seferiyle ilgili klasik seriyle örtüşen kısımları yanlızca Yamato'nun kalktığı anda gezegenlerarası bombayı vurması, yolculuğun ortalarında Wave Motion Cannon namlusunun zarar görmesi ve Gamilus'lara karşı yapılan komando harekatı.

ve son olarak spoiler:

-Klasik serinin son parçası olan Resurrection'a dek Kodai hayatta fakat filmde Kodai insanlığı kutarmak için kendini feda ediyor.

Filmin bunlar haricindeki kısımları klasik seriyle pek de ters düşmeyen küçük göndermeler içeren sahneler içeriyor. Mamoru Kodai'nin son direnişi, güneş sisteminden çıkmadan önce dünya ile vedalaşma, Kaptan'ın Kodai'ye kendi oğlundan bahsettiği sahneler gibi. Mürettebat üniformaları, geminin tasarımı ve içi birebir olarak Anime ile aynı. Gezegenlerarası bombalar, Analyzer, Gamilus gemileri ve Black Tiger avcı jetleri çok daha ayrıntılı şekilde baştan tasarlanmış. Örneğin gezegenlerarası bombalar "yaratık gemi" tanımına çok iyi uyarken Black Tiger avcı jetleri Macross'daki VF'ler gibi gerwalk moduna geçebiliyor.

Karakterler benzemiş yada benzememiş şeklinde bir yorum yapmayacağım zira 70'lerde yapılmış bir serinin 2010 uyarlamasından bahsediyoruz. Yine de özellikle kaptan olmak üzere cast'ın genel performansı -kanımca- başarılıydı.

Sonuç olarak tümden sadık bir uyarlama değil ama bir alternatif evren Yamato'su ve güzel bir live action örneği olarak fazlasıyla yeterli bir film. 10/9 (yada 8.5) pek haksız bir yargı olmayacaktır.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bana kalırsa filmi derim, filmi animesine göre değerlendirmeden oturup izle fishéyé çünkü filmde gerçek anlamda bir romantimz izliyorsun. Artı, filmde tam anlamıyla verilmek istenilen melankolik havayı soluyorsun, Basilisk için anime dünyasının ''Romeo & Juliet''i diyoruz ya bence bu film, yapıştırdığımız bu etikete daha güzel uyuyor, final kısmı hariç tabii. :D

Filmin o giriş sahnesinden sonra oturup izlememek için kendini zor tutabilirsin, bence film Gennosuke-sama'yı üstlenen oyuncu için bile izlenmeyi hak ediyor, onun için zaten hak ediyor ama Oboro x Gennosuke-sama arasındaki romantizm için de hak ediyor. Seride bu çok belirgin verilememişti mesela ama doğaüstü sahneler için ona kendin karar ver diyorum. Zira izlemediysen bir The Legend izlemeni öneririm, fantastik öğeleri bile çok başarılıydı, hele de o doğaüstü özellikler böyle bir Drama'ya nasıl yerleştirilmiş çok merak ediyorum. Eğer animesi gelseydi üstlendiği tüm etiketler sayesinde -iyi kotarılırsa- kendisi yukarılarda değerlendireceğim bir seri olurdu.

Neyse neyse, bugidişle burayı da Drama Kafe başlığına çevireceğim. xD Sen bence bir ara Basilisk'i izle, seveceğini düşünüyorum. ;)

Hıım belki izleyebilirim baktım da 50 milyon gibi bir bütçesi var şaşırdım iyi efektleri falan var sanırım...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?