Squaw 17 Temmuz 2012 Share 17 Temmuz 2012 [bimgx=400] http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/Drama/49-days_poster.jpg[/bimgx] KÜNYE: Diğer Adı: 49 Il Türkçe Adı: 49 Gün Yönetmen: Jo Young Kwang Senaryo: So Hyeon-kyeong Yayın Kanalı: SBS Tür: Fantastik, Drama, Romantik Bölüm: TBS Yayın Tarihi: 16 Mart 2011 Dil: Korece Ülke: Güney Kore KONU: Zincirleme bir kazanın nedenleri ve sonuçlarıyla birbirine bağlı olduğu hayatların hikayesi 49 Days. Getirisi olan bu hayatların çorap söküğü gibi hızlı hızlı ortaya döküldüğü. Sevginin göründüğü gibi olmadığı ama ondan daha da önemlisi dostlukların bilinmeyen yönleriyle dopdolu olan günlerin ismi. Ji Hyun'uyla, Song'uyla, Kang Min Ho'uyla, Ruh Bekçisi'yle... Sürprizleri de ardına koymayı adet edinmiş, özellikle de Ruh Bekçisi geçmişiyle izlemekten en keyif aldığım isimdi. Bu nedenle de yazımın içersinde kendisinden hep bu şekilde hitap etmeyi diledim, hatta kendisine dair ipucu vermemek için özenli olmaya çalıştım. Güzel bir hayatın ana kahramanı olan Ji Hyun'un hayatı hiç de gördüğü gibi değildir aslında, yaşanmışlıkların ardında sakladığı gerçek yüzleri bu bahsi geçen zincirleme trafik kazası sayesinde görür. Bu kazada ölse de ona yaşama dönmesi için bir şans daha verilmiştir; 49 gün boyunca ödünç alacağı bir bedende yaşayıp kendini yani Ji Hyun'u gerçek anlamda sevmiş olan 3 kişi bulacaktır. Bunları bulması önemli değildir, asıl göz yaşlarını alması gerekmektedir çünkü göz yaşı sevginin en büyük kanıtıdır ve aileden olmayan kişilerin göz yaşı kabul edilecek sevgi kanıtıdır, aileden birinin Ji Hyun için ağlaması bir şeyi değiştirmeyecektir. Ji Hyun, gece bir markette çalışan Song Yi Kyung'un bedenini, gündüzleri uykuya çekildiği anlarda ödünç alarak kullanmak zorundadır. Gözyaşı toplama dönemi olan bu 49 günde kimseye kimliğini açıklamaması gerekiyordur, açıkladığı an bu şansı da kaybedecektir. Ji Hyun çevresindeki herkesin sevgisine ve dostluğuna, hatta aşkına güvendiği için bu toplama işini kolay sanar ama hayat onun gördüğü gibi değildir, hayattan ziyade çevresindeki insanlar inandığı gibi dürüst değil, sevdiği gibi aşka inancı olanlar değildir. Ji Hyun ruh halindeyken herkesi görebiliyordur ama onu kimse göremeyecektir, sadece onu gözeten Ruh Bekçisi ile iletişimde olabilecektir. Yaşadığı dönemde hayatı kolayca geçmiş olan Ji Hyun'ın aksine, 49 günlük hayata hükmedecek olan Ji Hyun için kazandığı bu yeni yaşam hiç de kolay olmayacaktır. Kaza meydana gelir; Ji Hyun gözetmeni olacak olan Ruh Bekçisi ile tanışır, 49 günlük süreç başlar ve Ji Hyun ödünç alacağı bedene girerek Han Kang'ın mekanında işe başlar. Yeni yaşamı ama eski çevresi olan tanıdıklarına ait dünyasında verilen bu güzel şansı kaybetmemek için 49 gün sonunda alacağı kabiliyetin sonucuna ulaşma mücadelesine başlamıştır bile. [bimgx=500]http://i1227.photobucket.com/albums/ee440/squaw2/Drama/SBSs-49-Days_536.jpg[/bimgx] KİŞİSEL YORUM: Bloğuma ilkI'm Sorry, I Love You yazımı girdiğim zaman, çok değerli bir arkadaşımın önerileri arasındaydı 49 Gün. O zamanlar Drama acemisiydim, şu anda biraz yol katetsem de hala acemiliğim üzerimde. Lakin o dönemden biraz daha bilgili, biraz daha Drama dünyasından haberdar olan bir takipçiyim. O zaman gelen öneri doğrultusunda planımda olacaklar arasına kattığım bir isimdi, iyi ki de katmışım. Oyunculukların kendini öne çıkardığı, rollerine en doğru tercihlerin yerleştirildiği nadir isimlerden birisiydi çünkü. Oyunculuklar yanında ana hikaye ile birlikte verilen yan hikayelerin de en az ana hikaye kadar ilgi çekici oluşuyla, sahip olduğu güzelliği yorulmadan izleyinine verebiliyordu. Bunu öyle güzel beceriyordu ki Ji Hyun hikayesinden daha çok izlemekten keyif aldığım Ruh Bekçisi geçmişi benden beni almaya yetti, hatta yetti de arttı bile. Ruh Bekçisi'nin sahip olduğu o neşeli, sözünü esirgemeyen çekiciliği altında hep beklediğim bir şey vardı, bunu yaparken yanılmayacağımı düşünüyordum; hatta öyle bir şey ki onun hakkında daha önce almış olduğum ipuçlarının beni yıkıma uğratışını engelleyeciğine inanıyordum. Bu ipuçlarısayesinde beni fazla etkileyemeceğini düşündüğüm bir yaşanmışlıktı onunkisi ama bunu yaparken ne kadar çok yanıldığımı yüzüme tokat gibi vurdu. Ben hiçbir etkileme belirtisi göstermeyeceğimi, gösteremeyeceğimi düşünürken diziye dair en çok etkilendiğim şey bu olup çıkıvermiş. Diziye dair sahip olduğum en büyük yenilgiydi bu. Onun geçmişine dair bir şeyleri deşmeye niyetim yok çünkü kıyısından köşesinden spoiler vereceğim diye diken üstünde oturuyorum. Oyunculuklarıyla, konusuyla, işlenişiyle ama hepsinden öte oyuncu seçimleriyle takdire değer bulduğum dizilerdendi 49 Gün. Araya sıkıştırılan entrika oyunlarıyla kendini daha da dinamikleştirdiğine inandıklarımdan biriydi hatta. Birkaç kez oyunculuğunu izlediğim isimler (Jo Hyun Jae ve Bae Soo Bin) yanında ilk kez izlediklerim de oldu. Başından beri Jung Il Woo gösterdiği oyunculukla mimlediğim isimdi ama izledikçe, daha doğrusu bir şeyler şekillenmeye başladıkça Lee Yo Won da en az II Woo kadar ilgimi çekmeyi başardı. İki karakteri aynı düzende oynayan Yo Won, kendini ilk kez izlememe rağmen gönlümü çalmayı başarmıştı. Bir tarafta, geçmişinden dolayı hayata küsmüş ve kendini her şeyden soyutlamış Song Yi Kyung oynarken; bir yandan da 49 günlük bedenini ödünç verdiği ve bu durumda olmasına rağmen hayatındaki gibi neşeli ve enerjik Ji Hyun olmak zorundaydı. İkisi de birbirine öylesine zıt karakterlerdi ki bu değişimleri iliklerime kadar hissettirmeyi başarıyordu. Onun yanında geçmişine dair duygusallığını da elden bırakmayan bir kadın oluyordu, aşık ve hüzün dolu bir kadındı. Her şeyiyle değerli bir oyunculuk sergilediğine inandığım bir isimdi, Jung II Woo'nun ise bu role bu kadar çok yakıştığını tahmin edemezdim hiç. Diziye başlamadan önce resimlerini didiklerken gözüme kestirdiğim bir isimdi ama bu diziyle, düşündüğüm ne kadar şey varsa hepsini aştığına inanıyorum. Bana duygu yüklü ve güzel bir seyirlik verdi, bu nedenle bile kendisini mimleyebilirim. Dramatik konusuna göre ağır bir dram havası barındırmayan, bu özelliği ile gönlümü fetheden bir yapımdı. Bu özelliği yanında Ruh Bekçisi'nin yaptığı şirinlikleri ileyse bana keyif aşılayan bir isimdi. Fantastikliğininse hiç ama hiç eğreti durmadığı, aksine izlerken bunu görmezden gelmenizi sağlayan bir havası vardı. Konusunun, müziklerinin önüne geçtiği bir isim 49 Days; oyunculuklarınsa, konunun önüne geçtiği. Üç erkeğin de en doğru seçimler olduğuna inandığım bir yapım; Bae Soo Bin'i daha önce izlemiş olduğum tarihi yapımları olduğu için tereddütle yaklaşmıştım ama diziyi izlemeye başladığımda bu tedirginliğimin ne kadar da çok gereksiz olduğunu gördüm. Jo Hyun ise beklediğim bir isimdi, bu role çok yakıştığını düşünüyordum ki bu konuda yanılmadığımı bana çok güzel kanıtladı. Dizi birçok romantikliği esirgemeyen, birçok güzelliği de izleyicisine bırakan bir isimdi. Her şeyiyle dört dörlük değildi belki, her yönüyle sizi kendine kazıyabilecek bir yapım da değildi ama izlerken, izleyicisine ihanet etmeyen nadir yapımlardan biriydi. Öyle dolu, öyle enerjik, öyle keyifliydi işte. ''Keyif'' demişken Ji Hyun'nın o orjinal ve egzotik telefon melodilerini yabana atmayalım derim ben, telefon melodileri yanında Ruh Bekçi'min şu değişimini de atmam hiç. Bir tane bu kolyeden istiyorum. Yanında da Han Kang ya da Ruh Bekçisi olabilir mi? Ruh Bekçisi'nin sevdiği kadın için hazırladığı o ev ve o hazırlık yaptığı zamanki hallerini yabana atamıyorum hiç. (Resimler spoiler içermez, sadece sayfayı fazla uzatmasın diye spoiler tagiyle ekliyorum.) Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CloudT 17 Temmuz 2012 Share 17 Temmuz 2012 Konu ve anlatım güzele benziyor. Yakın zamanda izlerim. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Luna 7 Mart 2013 Share 7 Mart 2013 (düzenlendi) ... Düzenlendi: 6 Kasım 2019 (Luna) Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Squaw 8 Mart 2013 Yazar Share 8 Mart 2013 Ben bu konuya mesaj atılmış hiç görmemişim, kusura bakmayasın Cloud. Bu süreçte diziyi de izlemişsindir kesin. xD İzlemediysen bile hemen oturup izliyorsun ona göre. İzlediysen de dediğin gibi yorum yapmayı unuttun kesin. ^.^ Şakası bir yana da bir an önce izlemeni öneririm çünkü bu Uzak Doğu inancında yer alan 49 Gün olayını çok güzel işleyen bir diziydi. Animelerde ya da mangalarda da bu inançla ilgili temaları sıkça görebiliriz, Kore yapımlarında da sıkça karşımıza çıkıyor ve benim drama dünyasında izleyip de ilk beğendiğim fantastik yapımımdı 49 Gün. @Luna'cım al sana çoğu klişeden uzak bir drama. Geçen özelden laflarken diyordun ya bana, bu dizi aradığınız türde olabilir bak. 4 kişi arasında dönen kalıpları geçmiş bir yapım, 6 genci işliyor ve hepsinin de bir şekilde birbiriyle bağlantısı var ve dizide kullanılan kumpaslar güzel işlenmiş. Ben, en çok Ruh Bekçisi'nin geçmişini ve diğer rollerle olan bağlantısını severim, diziye başlayıp da birkaç bölüm ilerlediğim halde hiç tahmin yürütememiştim. Tüm roller cuk diye oturmuştu ama benim favorim Lee Yo Won'un oyuncluğuydu çünkü aynı bölüm içersinde birbirine zıt iki karakteri başarılı şekilde canlandırmış. Erkeklerin hepsi iyidir ama Bae Su Bin başka, genelde centilmen ve yardımsever rollerin adamıdır ama bu dizide kalıplarının dışına çıkmış, ha bir de o Ruh Bekçisi'nin tel melodileri beni öldürüyordu. xD Lafı yine çok uzattım ben. Asıl, ben yorumlarını esirgemediğin için sana ve Cloud'a teşekkür ederim. Umarım beğenirsin Luna'cım ve sakın ilk bölümlerle değerlendirip de bırakayım deme çünkü izledikçe daha da güzelleşecek ve seni başka başka olaylar örgüsüne götürecek. X) Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
özz 30 Nisan 2013 Share 30 Nisan 2013 Şu sıralar dram izlemeye hevesliyim. O yüzden çok favori görülen bu diziyi izledim. Ama açıkçası izlerken sıkıldığımı hissettim. Devam etmemin tek sebebi de Ruh Bekçisi' dir. Bana göre ana hikaye vasattı. İhanet ve intikam öyküsü yanında hayata tutunabilmeyi anlatıyor ama ihanet edenlerin ihanet nedenleri o kadar saçma geldi ki o kadar yani. Salak kötü karakterleri sevmiyorum ben. Yani ortada iyi anlatılamamış bir hikaye var. Dizinin tek dram tarafı Ruh Bekçisi' nin hikayesiydi. Ve ben o olayı dizinin ta başında çözdüm ve sürprizi kalmadı benim için ama izlemesi güzeldi yine de. 49 gün başlarda geçmek bilmedi, sonlarda ise üçer beşer geçti gitti. Ben yazsam, çeksem bu diziyi son günleri bu kadar çabuk harcamazdım, çok daha heyecanlı ve dramatik olmalıydı. Ruh Bekçisi daha ön planda olmalı hatta iki ana hikaye olmalı ve birbirine paralel gitmeliydi. Kötü karakterler daha tutarlı olmalıydı. Ayrıca sonundaki kayıp kardeş olayı da çok zorlama geldi bana. Ne yani bir kızlarının acısını diğeriyle mi unutacak aile. Kesinlikle lüzumsuz olmuş. Ruh Bekçisi için izlenir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Önerilen İletiler
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap