Jump to content
  • Kayıt Ol

Kidou Senshi Zeta Gundam (1985)


Akuma_Blade

Önerilen İletiler

zeta_gundam_1401.jpg

[MAD] Zeta Gundam Opening Ver.2009 - Zガンダãƒ* - YouTube

Yayın Tarihi: 02-03-1985 ile 22-02-1986 arası

Bölüm Sayısı : 50

Yönetmen : Yoshiyuki Tomino

Giriş:

En son 1982'de Gundam 0079 Movie Trilogy'sini tamamlayan Tomino, 3 yıl aradan sonra Mart 1985'te Zeta Gundam ile geri döner. Bu seri her ne kadar çok karanlık ve trajik bir hikayeye sahip olsa bile birçok Gundam hayranı tarafından yapılan gelmiş geçmiş en iyi serilerden birisi olarak düşünülmektedir. Hikayedeki en büyük değişiklik, daha önceki serilerde "iyi taraf" olan Federasyonun şimdi Titans adlı, kötünün de ötesindeki taraf olmasıdır. Zeta Gundam , Mecha tasarımı alanında da Anime dünyasını sonsuza dek değiştirmiş bir seridir öyle ki Bandai bu seriyle birlikte Gundam'ın "Genişletilmiş Evren"i olan MSV konseptini tasarlayacaktır ki bu UC evrenine daha çok karakter, MS ve konu ayrıntısı katılmasını sağlamıştır. Uzakdoğu dışında yaklaşık 20 yıl boyunca resmi olarak yayınlanamayan bu seri, sonradan anlaşılabilen Anime efsanelerinin başında değerlendirilir.

Tanıtım:

Zeta Gundam , 1979'daki orjinal seri için yapılmış ilk devam serisi (sequel) olup yenilenmiş hikaye akışına göre Gundam 0083: Stardust Memory'den 4 yıl sonra geçmektedir, bu ve önceki diğer ön seri (prequel)'leri izlemediyseniz bu tanıtım spoiler özelliği taşıyabilir.

Principality of Zeon'un "One Year War"ı kaybetmesinden 3 yıl sonra 0083 yılında teslim olmayı reddeden Amiral Augille Delaz'a ait bir Zeon filosu gizli bir operasyon ile Federasyon'un geliştirmekte olduğu nükleer silah kullanma kapasitesine sahip bir MS olan Gundam GP02A'i kaçırır. Federasyon kuvvetlerinin üstün çabalarına rağmen, Delaz Filosu "Operation Stardust" adını verdikleri intihar saldırısını gerçekleştirirler ve bu kriz sonrasında her ne kadar Delaz filosu durdurulsa da , Federasyon kuvvetleri çok ağır hasar alırlar ve uzay filolarının 3/2'si yokolur , birçok üst düzey komutan hayatını kaybeder. Delaz filosu , Federasyon güçlerince yokedilmeden hemen önce bir koloniyi Kuzey Amerika üzerine düşürmeyi de başarır. İklim ağır şekilde zarar görür ve büyük bir ekonomik kriz başlar.

Operation Stardust'un neden olduğu yıkımdan hemen sonra artık gerek Federasyon senatosunda gerekse silahlı kuvvetlerinde uzayda yaşayan insanlara karşı büyük bir korku ve nefret doğmaya başlar. Artık Federasyon'daki çoğu kişi Spacenoid , yani uzayda doğmuş insanlar olarak adlandırılan kolonistlere "hakkettikleri gibi davranmak" gerektiğini düşünmektedirler. Amiral Gene Corini'nin girişimleri ile Operation Stardust'un gerçekleşmesinden hemen sonra uzayda çıkan isyanları gerekirse zorla bastırmak amacıyla aşırı dünya yanlısı (Earthnoid) bir özel güvenlik filosu olan TITANS kurulur. Uzayda yaşayan insanlara karşı çok sert düşünceleri olan amiral Jamitov Haymann liderliğe, en az kendisi kadar zorba bir komutan olan Basque Ohm da bu organizasyondaki yardımcılığına getirilir. Haymann ve Ohm çok kısa bir sürede Federasyon askeri kuvvetlerinde ne kadar "ipten dönme" adam varsa Titans'a toplamaya başlar. Titans artık kolonistlerden nefret eden, insan hayatına zerre değer vermeyen , acımasız insanlarla dolar.

Aradan geçen 4 yıl boyunca Titans kolonistlerin hayatını cehenneme çevirir. En basit ayaklanma bile Titans tarafından kitle imha silahları dahil her yol kullanılarak bastırılır. Haymann'dan cesaret alan Titans askerleri önlerine çıkan her türlü engeli yoketmeye başlarlar: Kolonistlerin siyasi liderleri yavaş yavaş şüpheli bir biçimde ölmeye başlarlar, Titans Federasyon ordusunun nerdeyse tüm araştırma geliştirme bütçesini kullandığı için müthiş güçte MS'ler üretir, etkili bir dezenformasyon ağı Titans'a karşı yükselen en küçük sesin bile "Zeon sempatizanı" olarak tanımlanıp hedef olmasına yol açar ve tüm bunların sonucunda Titans artık göz önündeki tek güç konumuna gelir.Dahası kimse birşey kanıtlayamadığından bu ırkçı organizasyonu kimse durduramaz. Kolonistlerin yardım isteyen çığlıklarına kimse cevap veremez. Titans'ın 30th Banthi kolonisinde gerçekleşen bir protesto gösterisini yasaklanmış bir kimyasal silah olan G-3 zehirli gazı kullanarak durdurmaları, ve bu olayda 3 milyon insanın ölmesi de bardağı taşıran son damla olur.

"One Year War" savaşı sırasında Zeon'a karşı Jamitov Haymann ile aynı cephede komuta etmiş bir general olan Brex Forrer , ordudan ayrılarak Titans'ın vahşetine göz yummayı reddeden herkesi yeni kuracağı direniş gücüne çağırır.Eski bir Zeon askeri olan Quattro Bageena adlı esrarengiz bir adamın yardımı ile Brex Forrer , AEUG ("Anti Earth Union Government") adı yeraltı organizasyonunu kurar. Amacıysa faşist Titans'ı durdurmak ve yanlışlıklarla dolu Federasyon'u düzeltmektir. Titans'tan iğrenen eski Federasyon subaylarının oluşturduğu ayrılıkçı bir grup ("Kalaba Group") ile birlikte asi siviller ve hatta eski Zeon askerleri AEUG bayrağı altında Federasyon kökenli terörü durdurmak üzere aynı çatı altında toplanmaya başlarlar. Ama gerek insan gücü, gerekse finansal kaynaklar olarak Titans'ın çeyreği kadar bile olamayan AEUG ve Kalaba şimdilik sadece gerilla taktikleri ile Titans'la savaşacaktır.

Hikayemiz 2 Mart UC 0087 tarihinde Side 7'deki Green Noa 1 kolonisinde başlar: Titans, geliştirdikleri yeni nesil MS'leri RX-178 Gundam MK II'lerinden iki tanesini test etmek üzere koloniye getirirler. AEUG lideri Brex Forrer bir şekilde bu testten haberdar olur ve AEUG savaş gemisi Argama ve Yüzbaşı Quattro Bageena liderliğinde bir grubu, bu yeni MS'ler hakkında bilgi toplamak (hatta mümkünse onları yok etmek veya ele geçirmek) amacıyla koloniye gönderir.

Hikayemizin merkezindeki 17 yaşındaki Kamille Bidan, bu kolonide yaşayan asosyal ve agresif bir gençtir. İsminden nefret eden ve tüm zamanını okulda kendisine bulaşanlarla kavga edip evde kendi MS tasarım hobileri ile uğraşmakla geçiren Kamille'in annesi ve babası kolonide Titans'ın yeni projesi ile çalışan sivil görevlilerdir. Anne ve babasının kendine hiç zaman ayırmayışı onu çok depresif bir ruh hali içerisine sokmuştur. Ona yakınlık göstermeye çalışan tek kişi olan sınıf arkadaşı Fa Yuiry'nin çabalarını bile sürekli terslemektedir.

Fa ile beraber yine okuldan döndükleri sıradan bir günde Kamille, koloniye RX 178'in testi için gelen Titans test pilotu Jerrid Messa'nın yanından geçerken Kamille'nin yakın algılama hislerinin aniden uyanması Jerrid ve yanındaki askerlerle bir kavgayla girmesiyle sonuçlanır. Kamille bu olay sonrası feci şekilde tartaklanır ve kolonideki üste yer alan askeri bir cezaevine atılır. Kamille burada daha önce adlarını bile duymadığı halde, Titans'a saldırmak ve potansiyel AEUG sempatizanlığı suçlamalarıyla karşılaşır.

Güne hayli kötü bir başlangıç yapan, haliyle Titans'tan nefret eden Kamille, Jerrid'in test uçuşundaki Gundam MK II'sinin Quattro ve ekibinin saldırısından hemen sonra teknik arıza geçirerek üsse sert iniş yapmak zorunda kalması sonrasında çıkan kargaşada hücresinden kaçar ve evine dönecekkken aniden fikrini değiştirip üsse geri döner. Kendisini hırpalayan bu askerlere karşı hıncını almak için Gundam MK II'ye atlar ve oradaki diğer bir test pilotunun Gundam MK II'sini etkisiz hale getirir. Bu sırada dışarıda Titans birlikleri ile savaşan Quattro ve takımı üssün savunmasını indirdikten sonra Gundam MK II'lerden birinin üssün kontrolünde olmadığını farkeder ve ondan tanımlama ister, Kamille de bu karşılaşmayla birlikte "onların tarafına" geçmek istediğini bildirir ve böylelikle AEUG'un Gundam MK II'leri kaçırmasını sağlar. Ancak Kamille'in AUEG'a katılmasının üzerinden daha birkaç gün bile geçmeden önce evi ve ailesinin yokoluşu, sonra da sırasıyla az-çok onu korumaya çalışmış tüm insanların trajedileriyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.

zeta_n67c5.jpeg

İnceleme:

Bundan 10 yıl kadar önce, İlk izlediğim 3 Gundam serisinden birisiydi Zeta Gundam. İzlememle birlikte de sadece Mecha değil, izlediğim tüm TV serileri içerisinde en iyilerinden biri olarak andım ki bu düşüncem halen sürmekte.

İnsanların genel kanısına baktığımda çoğu kişinin seriye ilkin Gundam SEED ile başladığını (ve maalesef UC serileri konusunda dünyanın geri kalanın aksine nispeten tam bir habersizlik olduğunu) görmekteyim: Zeta Gundam ise, her yeninin "iyi olan" olmadığını ve orjinalitenin asla unutulmayacağına dair ideal bir örnek.

Öncelikle 1985'in imkanlarıyla bir TV serisi için yapılabilecek belki de en üst noktadır Zeta Gundam: Grafiklerinden müziklerine, karakter kadrosundan Drama dozuna dek şu ana dek sadece Gundam yada Mecha adına yapılanların değil, tüm Anime tarihinin en iyisidir kanımca. Zamanı için başka bir TV serisinin bu anlamda kıyas gösterilebilmesi kolay değildir. Bunda en büyük pay zamanı için ilgi görmesi amaçlanmamış olması... Seri vizyondayken izleyen çoğu kişi serideki anlatıma empati kuramadı, aşırı karamsar atmosferden korktu veya seride eğlenemediği için seriyi sevmedi. Oysa birçok insan 10 yada 20 yıl sonra seriyi izlediğinde layık olduğu değeri verdi. Zira Zeta Gundam'ın 1985'de verdiği bu anlatım 9/11 sonrası bir korku imparatorluğuna dönüşen Yeni Dünya Düzeni'ni belki de en iyi öngören seri oluyor. Serinin bu yüzden olsa gerek, Batı ülkelerinde yaklaşık 20 yıl boyunca resmi şekilde gösterilemediğini not düşmemiz gerek (Serinin DVD seti son başkanlık seçimlerinin oluşturduğu kısa boşluktan yararlanılarak hazırlanabildi ama maalesef bu da bazı çeviri hatalarına neden oldu)

Bugünse üzerinden geçen 20 yılı aşkın süreye rağmen Zeta Gundam'ın bir klasik olduğunu her zamankinden daha iyi anlıyoruz: İzleyen birçok kişinin beklentilerini ve bakış açılarını yeniden biçimlendiren seri bugün bile benzerine tanık olamayacağınız zihinsel tadlar vaad etmekte...

Bazı grafikler 80'lerde yapılabileceklerinin sınırlarını zorlarken (ilk 18 bölüm bunun açık örneği) bazı grafiklerse (az görünen karakterler gibi) fark oluşturacak kadar farklı çizilmiş olabiliyor. Sanırım seri için fazladan birkaç aylık bir çalışma yapılsa tamamen zamanını aşan çizimlere sahip olabilirdi ama bu hali bile gayet yeterli: Açıkça söyleyebilirim ki Zeta Gundam, 80ler boyunca yapılan TV serilerinde animasyonun kullanışı açısından en ideal örneklerin en üstünde gelmekte...

Açıkça söylemem gerekirse birçok kişinin beklentisinin aksine Zeta Gundam'ın şu ana dek Gundam için yapılmış en iyi TV serisi olduğunu söyleyeceğim: Seri ilk 18-19 bölüm boyunca adeta durmayan bir tempoda ilerliyor ve serinin atmosferinin tutkunu oluyorsunuz. (Bu evre aynı zamanda serinin mekanik aksiyon kullanımının da en ideal gözlenebildiği devre oluyor) 20-32 arasında ise değişim devresine giriliyor ve aksiyondan çok drama'ya kayılıyor (Aynı zamanda ilk 18-19 bölümdeki solid durum anlatımı bu evrede Yoshiyuki Tomino'nun tüm serilerinde görünen ağır ağır artan drama ve alternatif gerçekçilik -buna ileride tekrar değineceğim- noktasına geçiyor) 32. bölümle birlikte seri, artık asla bırakamayacağınız bir hikaye ve karakter gelişimine ulaşıyor ve 50. bölümdeki final de serinin misyonunu olabilecek en mükemmel şekilde noktalarken tüm Anime tarihi içindeki en özgün finallerden biriyle Zeta Gundam sonlandırılıyor. Geride ise sadece izleyenlerin anlayabileceği, fakat kolay kolay betimlenemeyecek bir zihinsel tad kalıyor.

Öncelikle uyarayım: Seriyi anlattığım ve izlemesine vesile olduğum çoğu arkadaş Gundam SEED gibi aslında tam bir Drama barındırmayan serilerden sonra Zeta Gundam'ı izlediğinde aşırı karamsar olay akışına, Yoshiyuki Tomino üslubu drama anlayışına ve seçilen finale alışamadı ki, aslında bir noktadan sonra gerçekten de Kamille Bidan karakterinin başına gelmeyen kalmıyor. Yanlış anlamayın: Ben serideki bu "Drama" anlayışından rahatsız olmadım hatta bu seviyede kullanılması bize fazlasıyla empati yapma imkanı bile veriyor fakat tüm arkadaşlar karamsar serilerden ya da derdi bir evren oluşturmak olan serilerden hoşlanmayacaktır. Yine de serinin asla ıskalanmaması gereken bir klasik olduğuna dair düşüncem hala yerini koruyor.

Mobile.Suit.Zeta.Gundam.468872.jpg

Mecha serilerinin bazılarında, türe özel bir ilgi duymayan bazı arkadaşları rahatsız ettiğini gördüğüm savaş hususu da ilginç şekilde sıradışı ve merak uyandırıcı hale getirilmiş: Eski UC serilerinden tanıdığımız kahraman karakterler savaşa dahil olsalar bile düşmanların herhangi bir rütbelisi karşısında oldukça zorlanıyorlar. Hatta ilk 18-19 bölümün sonlarında görebileceğiniz Asshimar yada Gaplant'a karşı yapılan savaşlar serinin diğer Gundam serilerine olan farkını belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Benzer şekilde serinin ileriki bölümlerine dair bir spoiler vermek istemesem de genelde Anime serilerinin tamamına yakınında görülmesine karşın, bazı düşman karakterler ana karakterin kendisiyle yakın dövüşe girmesine karşın öldürülemiyor ve seriyi sağ bitiyorlar. Hatta serinin sonunda bile kahramanın kendisi için bile %100 zaferden bahsedilemiyor: Seri, savaşın yıkıcılığı ve trajedilerinin yanısıra kaosunu da çok güzel anlatmış.

Mecha dizaynları olarak şunu söylemeliyim: Gerçek bir başyapıt! Zira yeni denilebilecek çoğu seride bile hala Zeta Gundam birimlerine yönelik birçok rip-off'lar görmekteyiz. Bakışımıza serinin yapıldığı döneme kaydırdığımızdaysa, serinin baskın şekilde dizayn özgünlüğü, çok fonksiyonluluk, zamandaş serilere göre gerçekçilik gibi çoğu noktada başı çektiğini görürüz ki şu an bile çıkan çoğu Mecha serisinde Zeta Gundam'daki çeşitliliği -ne yazık ki- görememekteyiz. Zeta Gundam bu anlamda sürekli incelenecek ve örnek alınabilecek eskimez örneklerden birisi konumunda.

Müziklere ayrı bir parantez açmalıyım: 6 diske yayılan Soundtrack'leri 80'lerin en iyi TV serisi kolleksiyonlarından birini oluşturuyor. Açılış müzikleri serinin melankolik havasını tamamlarken, serinin ortalarındaki ekleme parça ile bitiş müziği ise serinin kaotik havasına tezat oluşturacak çocuksu tınılar barındıran, kısa süreli rahatlama sağlayan parçalar olmuşlar. Soundtrack'in bahsettiğim vurucu gücünü ise korku, kaos, huzur, melankoli gibi sayısız hissi bir arada veren, senfonik ve jazz arasında gidip gelen çalışmalar olmuşlar: Örneğin "The New World" bir savaşın kısa süre öncesinde Fa ve Kamille gibi karakterlerin çocuksu bir huzur ve zihinsel rahatlama arayışlarını temsil ederken, sadece birkaç kez duyduğumuz ama 49. bölümde etkisinin doruğuna çıkan "Zeta Gundam Theme / Riders of the Skies" sizi adeta tüm benliğinizle sarsıyor (Movie III'de bu tema seçilen yeni finaldeki hissiyatla ters düşmemek için bilerek kullanılmamış olmalı) Her halukarda seri müzik anlamında da eşi az bulunur bir harika.

Beklentiniz ne olursa olsun genel görüş babından kendi düşüncemin nedenlerini vermek istiyorum: Serideki drama anlayışı ve karakter tasarımları düşman karakter kadrosunun bile eşi benzerine daha önce rastlanmamış hale gelmesine yol açıyor. Bir tarafta Sara, Rosamia yada Four gibi karakterlerden diğer tarafta Hamaan, Haymann ve Scirocco gibi uç düşman tiplere dek hiçbir karakter diğerinin karbon kopyası değil. Hatta bazıları için büsbütün üzülüyor, bazılarını da daha önce yaptıklarından ötürü bizzat cezalandırmak istiyorsunuz. Hatta seride 10 bölümden kısa görünen düşman karakterler bile ölmeden bize kendi hayalleri yada acılarını göstererek sarsılmamıza neden oluyor.

Başta Kamille Bidan'ın, sonra da diğer tüm karakterlere yapılan betimlemeler ve onlara yöneltilen tüm karşıt durumlarda verdikleri tepkiler onları tek boyutlu karbon karakterler olarak görmemizi engelliyor. Hatta bir noktadan sonra Kamille karakterinin zaman içerinde geçirdiği olgunlaşma sürecini adeta kendimizde hissediyoruz. Zeta Gundam'dan hemen önce -aslında şu anda da- pek kimse bilmese de ağır bir depresyon hali içerisindeydi ve bu proje de bu ruh halinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. (Episode 20'deki Kamille-Four karşılaşmasından Kamille'yi aslında bir ölçüde yönetmenin kendisini yansıtışı olarak da görmek mümkün bu bağlamda) Bu olay aynı zamanda Quattro ve Amuro gibi yan karakterlerde bütünleyici faktör olarak karşımıza çıkıyor: Ve görüyoruz ki aslında hikayedeki tüm karakterler geçmişte yaptıkları hataların yada kendi kişisel zayıflıklarının karma'sını çeken/çekecek olan, "figüranlaştırılma" illeti ile en ufak alakası olmayan insanlar. Acı çekiyor ve üstlendikleri amaç uğruna bu acılarını arka plana atıyorlar. Çoğu serinin aksineyle eski hataları yada kişisel zaafları bu karma oluşu sürecinde bile farkedilir noktalar olmakta. Hamaan Karn karakteri ise, bir kadının komutanlık yeteneğini ve savaş gibi olayları domine edebilme gücüne dair topyekün anime dünyasında bir başka eşi çıkmayacak bir karakter.

Anlatımın yoğunlaştığı Kamille etrafındaki karakterlerin tek tarafa bakan "beyaz-siyah" ayrımında figüranlar olmaması, aksine kendi içlerinde de kargaşa yaşıyor olmalarının da yansıtılışı seriyi klasik yapan yanlardan birisi.

Daha fazla anlatmama aslında çok da gerek yok: Hikayenin gücünü izledikçe hissedeceksiniz gerçi ama önceki serilerde görünen bazı karakterlere dayanması ve ileriki serilerde görünecek yeni karakterlere de yol açması, bu şekilde oluşan kadronun da klişelerden uzak şekilde işlenmesi yönünden benzersiz bir senaryo Zeta Gundam.

Mobile.Suit.Zeta.Gundam.Wallpaper.242575.jpg

Sonuç:

Sonuç faslına geçersek: Zeta Gundam gerçek bir klasik, hem de asla eskimeyecek nadir efsanelerden birisi: Eğer bu seriyi izleyip de sevmezseniz bitirmek için bir şans tanıyın. Hala sevmezseniz 1 yıl sonra tekrar izleyin, olmazsa 5 yıl sonra... Göreceksiniz, bir noktada seri sizi mutlaka anlatmak istediği şeyleri farkettirecek ve tüm benliğinizle sizi düşünmeye ve değişmeye zorlayacak. Öyle bir seri ki, eşi ileride bile asla yapılamayacaktır kanımca.

51MGfAMmM9L._SL500_SS500_.jpg

A New Translation:

2005'de Yoshiyuki Tomino, hem serinin 20. yılını anmak, hem UC'yi yeni jenerasyona tanıtmak için yeniden gündeme getirmek hem de 1985'deki seriyi çağın gereklerine uygun olarak restore etmek amacıyla A New Translation projesine start verdi.

Movie 1 : Heirs of the Stars (Bölüm 01-16)

Movie 2 : Lovers (Bölüm 17-32)

Movie 3 : Love is Pulse of the Stars (Bölüm 33-50)

Yukarıda filmlerin kapsamlarını görmeniz mümkün eğer önce TV serisinden filmin kapsamı olan kısımları, sonra da filmleri izlerseniz, fakat 50. bölümü 3. filmden sonra izlerseniz, alacağınız keyif maksimum olacaktır.

Birkaç yeni seiyuu'nun da katılımı ile seslendirmeleri de yenilenmiş bir yapım olan "A New Translation" aynı zamanda Japon box office listelerinde uzun süre kalan Anime filmler içinde başta gelmekte. İlk seriyi izlemiş olsanız bile çoğu zaman bambaşka bir Anime izlediğinizi zannedebilirsiniz çünkü yeni seslendirmeler, çizimler ve savaş sahnelerindeki geliştirmeler Movie Trilogy'i mutlaka edinilmesi gereken Special Edition'lardan yapmış. Öncelikle söyleyeyim, film baştan sona yeni çizimlerdne oluşmuyor, eğer böyle bir beklenti ile izlerseniz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Öte yandan A New Translation'un Rebuild of Evangelion'dan Macross Frontier'e dek sayısız Remake Movie serisi üretilmesi fikrinin kaynağı olduğu göz ardı edilemez bir gerçektir.

Filmi izlememiş olanalar için süprizi bozmak istemem ama kimi noktalarda sahnelerin değiştirildiğini ve restore edildiğini göreceksiniz.Ama seri aynı dramatik doz üzerinden aynı finale doğru akıyor tahmin edebileceğiniz üzere. (Gerçi seriyi izlemişseniz bile finalde hayati bir değişiklik göreceksiniz) Savaş sahneleri ve karakterler filmlerin tamamında olmasa da yeterli dozajda duran restore kısımlarda CGI olarak yeniden çizilmişler.Ayrıca Japon JRock solisti ve bestecisi Gackt bu yapıma tema müziklerini baştan yaparak hatta klibinde oynayarak bizzat katılmış. Son 10 yıldır fazlasıyla beğenimizi kazanan müziklere imza atan Gackt burada serinin agresif ve karamsar haline cuk oturan müzikleriyle mükemmel bir uyum yaratmayı başarıyor.

Filmlerin (özellikle 3. filmin) gerçek hayatla izdüşümü olan dramatik bir yönü de var. Daha önce UC serisi Gundam'ların 3 TV serisi ve 4 filminde Bright Noah'ı seslendiren seiyuu Hirotaka Suzuoki (1950-2006) kanser kemoterapisi sırasında seslendirmeye katılmış ve kendisi 3. filmin ortası ve sonunda yeralan "yeni" diyalogları seslendirmiş. Filmin gösterime girmesine sadece aylar kala ve hala film üzerinde çalışmalar sürerken de 6 Ağustos 2006'da 56 yaşında aramızdan ayrılmış. Hirotaka Suzuoki'den önce Cameron Bloom ve Mqueve'yi seslendiren Kaneto Shiozawa (1954-2000) ve Sayla Mass'ı seslendiren You Inoue (1946-2003) gibi UC serisi Gundam Anime'lerinde yeralmış seslendirme sanatçıları da daha önceki tarihlerde aramızdan ayrılmışlardı. Sonraki dönemlerde de O'sullivan ile Norris Packard'ı seslendiren Osamu Ichikawa (1936-2009) ve ardından Dozzle Zabi ile Bask Ohm'u seslendiren Daisuke Gouri (1952-2010) maalesef aramızdan ayrılan diğer isimler oldular.

Filmde ayrıca Four ve Rosamia karakterlerin seiyuu'ları yeni jenerasyondan seiyuu'larla değiştirilmiş.

tg0011l.jpg

Gackt - Metamorphoze (Zeta Gundam Movie I OP) - YouTube

İnceleme: ( "A New Translation" )

Zeta Gundam'ın yaklaşık 20 yıl Amerika'da resmi olarak gösterilememesinden tutun da kendi vatanında bile ilk birkaç yıl tam anlamıyla hakettiği değerin verilmeyip sonradan Anime'nin yeniden keşfedilmiş değerleri arasına haklı şekilde girişinden ilgili yerlerde bahsettiğimden doğrudan ilk filme geçeceğim.

Serinin yeni nesle de hitap edebilmesi için paketin diğer filmleri gibi burada da ilginç bir yöntem kullanılmış. Bu yöntem statik sahneler ve özel olmayan durumlarda eski görüntüler kullanılırken aksiyon ve patlamalar içeren sahnelerde cell animasyon ve CG karışımı bir tesir uyandıran bir dizi çok katmanlı sahneyle eski sahnenin alanının restore edilmiş olması. İlginçtir, bu yöntem ne eski sahnelerin tümden atılmamasını sağladığını, ne de saniyelik CG sahneleri dışında genele vurulduğunda cell animasyon kullanılan Turn A Gundam yada Gundam SEED gibi serilere göre çok daha işlevsel durduğundan beğenimi kazandı.

Aksiyon kareografisinin de elden geçirilmesi de harika olmuş: UC'nin zaten tüm Gundam serilerinden ayrı bir yerde duran yapısı aksiyon kullanımında bile farklıydı. Burada ise günümüz teknolojisinin 20 yıl öncesindeki kurgu ile birleştiğinde neler yapabildiğini hayranlıkla görüyoruz. Eski yapıyı bozmadan koruyan kısımlar (düello sahneleri bile) güncel görsellikle gerçekten harika duruyorlar.

Müzikler gerçek bir devrimsel değişiklikten geçmiş gibi. Yanlış anlaşılmasın sakın: Klasik seri her ne kadar 2'si Opening ve 1'i Ending olmak üzere toplamda sadece 4 performans parçası içerse de, senfonik tınıları agresif bir atmosfer üzerinde ustalıkla kullanması yönünden benim tüm zamanların en iyi 10 Soundtrack listemde yeralmaktaydı. Bu ilk film ise daha ilk saniyelerde serinin kaotik ve agresif ortamına tam oturan Gackt! parçasıyla tam bir adrenalin depolaması yapıyor ve kurgunun durmayan temposuyla da bunu destekliyor. Tüm ses efektlerinin güncellenip elden geçirilerek film serisine konması da işitsel yönden sağlam bir artı daha.

Eğer UC dünyasına yeni giriş yapmış ve 0083'e kadarki kısımları severek izlediyseniz bu film üçlemesini izlememeniz için hiçbir sebep yok. Hatta bu paket, yeniden izlenebilecek yada armağan edilebilecek kalitede nadir seri adaptasyonlarından biri niteliğini taşıyor. Seriye eklenen her restore edilmiş sahne serinin hayranları için unutulmaz bir hatıra niteliğinde ve kareografi de mükemmel sayılır. Öte yandan özellikle serinin başına ve sonuna etki eden pek çok operasyon ve diyalog filmde bulunmamakta , yeni eklenen diyaloglarsa hayati önemdeki ayrıntılar değiller , bu nedenle özellikle 3. filmden serideki final ve akabindeki bölümlerin hissiyatını almamız pek mümkün olmuyor.Filmlerin ayrı ayrı toplamını aldığımızda giriş ve gelişme için mükemmel ama sonuç kısmında maksimum potansiyeli veremeyen, ortalamaya vurulduğundaysa hala yeterli bir Trilogy çalışması bence "A New Translation"

Bana kalırsa filmlerin 3 değil 4 bölüm olmasını yeğlerdim. Averaj bir Trilogy mi , kesinlikle hayır , düelloları izlemek serideki kadar heyacanlı , restore edilmiş sahneler de öyle. Sonuç olarak Zeta Gundam filmlerini mutlaka izlemenizi fakat bunu filmlerin kapsadığı kısımları TV serisinden izledikten sonra yapmanızı öneririm.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 5
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Akuma_Blade

    4

  • Unbreakable

    1

  • antiochia

    1

Zeta'nın; New Type kavramının işlenişi, Kamille, Four Murasame, Haman Karn, Rosamia Badam gibi karakterleriyle pek çok animeye (ki özellikle de Evangelion'a) esin kaynağı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. 0079'dan hemen sonra Amuro ve Char'ı tekrar görebilmek adına Zeta'yı izlemek istedim. Ancak öncesinde mecha tasarımlarını Shoji Kawamori, Hajime Katoki, Mika Akitaka, Yasushi Ishizu'nun yaptığı Mobile Suit Gundam 0083 Stardust Memory'e başlamamın daha uygun olacağını düşündüm. Ki Titans'ın ortaya çıkışını anlamam açısından da iyi bir tercih oldu. Aynı dönemde Mobile Suit Gundam: Char's Delect Affair mangalarının içine gömülmem bünyemdeki Anavel Gato etkisini azalttı :) Ancak ilk fırsatta Amazon'da 0083'un DVD'sini alıp Char's Counterattack'ın yanına koydum. Akuma-Blade'in yukarıdaki güzel tanıtım yazısına ilave edebileceğim tek şey Zeta'da; Tomino'nun kendi kurguladığı evrenin dinamikleri içinde savaş, çatışma psikolojisi gibi pek çok olgunun oldukça başarılı bir şekilde işlenmiş olması. En azından diğer animelerle kıyasladığınızda "böyle olmalıydı" ya da "Daha gerçekli yorumlanamaz" duygusunu sizde bırakıyor. Bu yazdığım pek çoklarınızı irrite edecek belki ama dürüst olmam gerekirse Gundam 0079'la beraber Zeta'nın benim animelere ve mangalara bakış açımı radikal anlamda değiştirdiğini, en azından basit, birbirinin tekrarı Shounen'lerin cenderesinden kurtardığını, özgün olduğunu düşündüğüm pek çok yapımın da aslında ucuz emitasyonlar olmaktan öteye gitmediğini fark etmemi sağladığını söyleyebilirim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 7 ay sonra...

Dün rastladığım, yeniden kurgulanmış "A New Translation" sahnelerinden oluşan bir kolaj.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 yıl sonra...

Bundan 30 yıl önce bugün, bana göre, gelmiş geçmiş en iyi Mecha anime Tv serisi yayına başladı ve bir efsane doğdu. Bu bağlamda, bir kez daha anımsatma gereği duydum. İyi seyirler.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?