En Son İzlediğiniz Uzak Doğu Dizi/Film

Bugün City Hall 1-2-3. (Romantik komedinin içine siyaset ve politika girince nasıl oluyormuş bakalım? )

Ne zamandır açsam mı açmasam mı diye düşünüp ikilemde kaldığım bir başlıktı, açman iyi olmuş rico'cum. City Hall izleyen birini görmek güzel, Scent of a Woman sonrası sevdiğim olgun dizilerden biri daha, olgunsu hava taşıyan dramalar benim vazgeçilmezlerim. Yeni bitirmiş olmama rağmen bir daha izleyesim geldi, Shin Ma Rei gibi güçlü ve eğlenceli kadın karakterleri severim ama Jo Gook gibi erkek karakterleri daha çok severim, sana iyi seyirler bakalım, umarım sonuna kadar o siyasetle harmanlanmış romantizmi seversin, parantezli aşka devam.

Ben en son tamamladığım Dream High (son 2 bölüm) ve Athena: Goddess War (son 2 bölüm) yanında 4 bölüm Dr. Champ izledim. Dream High konusuna göre yavaş ilerlese de güzel bir kapanış yaptı, diziyle aynı adı taşıyan şarkısı bile izlenme sebebi olabilir ama benim için dizide Lee Yoon Ji & Uhm Ki Joon ikilisi en güzel şeydi. Ghost sonrası Uhm Ki Joon'un da oyunculuğunu sever oldum. Athena ise beklediğimi vermedi, karakterlere biçilen sonları hiç sevmedim. Hele de Cha Seung Won'un seçimi çok kötüydü, gördüğüm andan beri Lee Ji Ah favorimdi çünkü. O kadına The Legend dizisinden beri bayılıyorum, çok hoş bir tarzı var. Athena'da sevdiğim tek şey Cha Seung Won'un oyunculuğu oldu, bu adam centilmenliği yanında ciddi rolleri de çok güzel taşıyor, hatta ciddi bir rol için biçilmiş kaftan.

Dr. Champ'a gelelim; tıp odaklı bir şey bekliyordum. Tıp yok mu? Evet var ama tıptan daha fazlası var. Misal Dr. House gibi bir doktorumuz var, sonrasında neler varmış bir bakalım: Spor, sporcuların yaşadığı zorluklar, olimpiyata olan hazırlık aşamasının sıkıntıları ve elbette olmazsa olmazlarımızdan aşklar ve geçmişin izleri. Bir dizide isteyebileceğiniz çoğu şey var, aşırı hareketli bir dizi değil ama strese sokmayan havası hoşuma gidiyor. Dizi beni 4 bölümde fazlasıyla sardı, çabucak bitiririm ben bunu.

Geçen gün gece Rooftop Prince'e bir başladım, hızımı kesemedim. 6-7 bölüm izledim. Ardındaki gün 20 bölümlük diziyi tamamladım. Çok hoş bir diziydi. Pek diğer romantik komedilere benzemiyordu. İzlemenizi tavsiye ederim.

valla en son God Quize' in 3. sezonu' nun, Faith' in ve spotlight' ın birer bölümlerini izlemiştimde hangi bölümleriydi hiç bir fikrim yok

not: Betten her an imzanı çalabilirim:)

valla en son God Quize' in 3. sezonu' nun, Faith' in ve spotlight' ın birer bölümlerini izlemiştimde hangi bölümleriydi hiç bir fikrim yok

not: Betten her an imzanı çalabilirim:)

Ben de bu var:

Onu çalabilirsin

heheh valla şu aralar supernatural için düz duvara tırmanmak üzereyim o kadar manyakça takip ediyorum:))) sen onun linkini özelden gönder bana:D

heheh valla şu aralar supernatural için düz duvara tırmanmak üzereyim o kadar manyakça takip ediyorum:))) sen onun linkini özelden gönder bana:D

Tamam Bu arada ben de son hız Supernatural'ı bekliyorum. Anlasam çıktığı an altyazısız izleyecem ama öyle de tadı olmuyor.

Bridal mask10/10

waww... Genel seyriden kusurlar olsada finali ile 2012' nin bomba yapımlarından biri olmuş hakkatten..

@Betten; aynı durumdayız:D

Squ ile en son Prosecutor Princess tamamladık. Baya geyik bir dizi bekliyordum ama ciddi konuları da işlemeleri açısından güzel olmuş. Savcıların çektiği zorlukları da aktarmayı ihmal etmemiş ama öyle modern giyinen bir savcıyı bizim ülkemizde hayal edemiyorum. Dizi 8'lik dramalarıma geçti, beklediğimiz birleşme olsa da kapanışı hoşuma gitti.

Film olarak da en son A Bittersweet Life izledik, film adı gibi güzel değildi. Keşke daha güzel bir işlenişi olsaydı, mafya hesaplaşmalarını çok sakin işliyorlar, sanki çok huzurlu bir dünyaymış gibi hissediyorum.

Başlangıç yaptığımız Protect the Boss dizisinden de 2 bölüm izledik, bu tip rahatsızlıkları olan kişiler adına acayip üzülüyorum. Ana karakteri 2. bölümdeki haliyle görünce Agorafobi olayının ciddiyetinden korkar oldum.

Hong Gil Dong -12-13 T_T (Bu dizinin sonunu getirmeye korkuyorum. )

Pasta - 1-2 (Ne çok bağırıyor bu şe(p)f, ben bile izlerken yerimden sıçrıyorum kimi zaman. Aman ha kısık seste izlemeye özen gösterin. )

Atashinchi No Danshi (Evimin Erkekleri) ni izledim. Güzeldi. Ama yine o kadar etkilemedi.

My Girlfriend is a Gumiho 6/10:

Ya arkadaş tilki denene yaratığın doğasında vardır kurnazılık! hiç bu kadar saf bir tilki görmemiştim! ama Seung-gi Lee' nin King2Heart ile oyunculukta baya bir adım aldığını rahat görebiliyor insan... genede böö beğenmedim

A Gentleman's Dignity 9/10:

2012'nin başarılı yapımlarından biride bu olmuş. Bayıldım. Dramatizeyi abartmasalarmış süper olurmuş... bu hali ile bile gayet iyiydi gerçi. Erkek her yerde aynı vay arkadaş..)Senaristi gerçekten tebrik ederim. yer yer kırıp geçiriyor. Oyunculukta Göz doldurucu olmasına karşın Kim Ha-Neul bana her zaman biraz yapmacık geliyor o olmasaydı bea..

Hong Gil Dong nihayet bitirebildim. Gülmek için başladığım ama üzülerek bitirdiğim bir yapım oldu.

Yine de izlenilmesi gereken güzel tarihi yapımlardan biri.En sevdiğim karakter hiç şüphesiz He Yi Nok( Sung Yu Ri) oldu. (:

A Gentleman's Dignity 1-2 *-*

Rich Man Poor Woman -2-3

Hatice'ciğim keşke ben de sen gibi şu centilmenlerimizle yeni tanışıyor olsam Neyse, ileride bir daha yeniden tanışıyormuş gibi yapar, ikinci kez izlerim. xD

Başlığı hazır hortlatmışken ben de eteğimdekileri dökeyim.

Ma Boy 7/10

Bugüne kadar Gender Bender'dan giden yapımcılar tersi tadı deneyelim demişler. Bu defa karşıma erkek kılığında kız değil de kız kılığında bir erkek çıktı. Bir de, karma olan bir yatılı okulda geçince fena bir dizi olmamış. Bunda 3 bölümcük olmasının etkisi de büyüktü. Konu sakız gibi uzatılmamış her şey kısa süreçte çözüme ulaştırılmış. Oyuncuları da liseye yakışır yaş veya görüntü grubundan seçmeleri de isabet olmuş. Komedisi azdı ama o dönemde olan yaşlar için romantizmi tadındaydı.

Get Karl! Oh Soo Jung 4/10

Bu dizinin konusuna ait olan Amerikan yapımı filmi izlemiştim, genelde kızlar terk edildikleri için kilo vermeye yönelir ama bu kez yine tersi bir durum söz konusuydu. Get Karl'da başrol erkeğimiz intikam için kilo verip de memleketine sağlam bir vücutla dönüyordu. Komedisi ve geri dönüşleri çok saçma bulduğum için puanım baya kırıldı.

Aslında bu diziyi Chuno oyuncusu için seçmiştim, Chuno'daki isimlerden gidiyorken hazır elimdeki yapımlarına el atayım dedim. Bir yapım, bildiğin isimlerle süslüyse ve o isimleri severek izliyorsan, izleyicisine daha da çekici geliyor. Get Karl da Oh Ji Ho adı için tercihimdi, oyunculuğuna lafım yoktu ama proje konusu açısından kötü bir seçim olmuş. Onlardan gidiyorken araya filmlerinden de attım ve Jang Hyuk'un başrolü üstlendiği yapımlardan biri olan The Client filmini de aradan çıkartıverdik. Film bilindik bir cinayet davası üzerinden dönse de kadrosu ve mahkeme bölümleri için tercihlerde ilk sıraya alınabileceklerden. Film savcı (Park Hee Soon), avukat (Ha Jeong Woo) ve müvekkilimiz (Jang Hyuk) için bile izlenir. Jang Hyuk bu rolunde, çok göz önünde gibi görünmüyor havasında olsa da döktürmüş. Tabii avukatımızın hakkını yemeyelim.

Devam ettiğim dizim ise Bad Love; dizi bizim eski Yeşilçam filmlerimizden esintilerle dolu. Yine de izlemesi keyifli çünkü aile bağlarını ele alıyor, aile bağları yanında karakterlerin iç hesaplaşmalarına da değiniyor, tabii aşkı unutmuyoruz. xD Dizideki ayrıntıları işleyişi çok güzel, replikleri ise Winter Sonata tadında. Sad Love Song dizisiyle, bana fazlasıyla itici gelen Kwon Sang Woo bu yapımda çok tatlı bir rolde, aşırı sempatik geliyor bana. Kadın oyuncusu Lee Yo Won'u ise 49 Days dizisinden beri severim, duru bir havası olan kaliteli oyunculardan biri. Full House'ın sempatik jönü Kim Sung Soo, bu kez sevmedim seni, çok kötüsün çokkkk.

Full House Take 2: 28.-29. bölümler

Cheongdam-dong Alice: 3.-4. bölümler

School 2013: 1.-2. bölümler

Reply 1997: 5.-6. bölümler

Ne çok dizi izliyorumuşum ben:D

Kimi ni Todoke; 8/10

Fesvtival programları altında yapılan yorumlara dayanamayarak Kimi ni Todoke filmine yumuldum ve beklemediğim bir performans izledim, oyunculuğundan tutun da konunun işlenişi ve anlatılışına hayran kaldım. Animesinde uflaya puflaya sona gelen ben filminde zaman dursun istedim. Nodame Cantabile sonrası bir Live Action'dan bu kadar güzel bir keyif alabileceğimi ummazdım hiç. Anime yapımında inandrıcı gelmeyen Kazehaya masumluğundan eser yoktu filmde, o gereksiz gel gitlerinden mümkün mertebe uzak durmuş yapımcıları, belki de bu nedenle filmini daha çok sevdim. Kazehaya rolünü üstlenen Miura Hiruma'nın hakkını da yemeyelim derim, tüm roller süperdi, özellikle de Sawako'nun o çılgın arkadaşı olan kızımız Chizu çok iyi bir seçimdi, tabii onun karşılığındaki Ryu'nun da aşağı kalır yanı yoktu. Japon kızları arasında o kadar yetenekliler varken Sawako için yapılan seçimi beğenmedim. Bence öylesi donuk ve sönük rolü daha iyi yapabilecek isimler vardı, keşke onlara yer verilseydi.

The Restless; 8/10

Bu haftaki film seçimlerimde çok iyi gittim. Jung Woo Son'u pek sevemiyorum nedense. Sizlerde de oluyor mu bilmem ama bir oyuncuyu ilk izlediğim rolünde sevemiyorsam o isim benim için istediği kadar ağzıyla kuş tutsun. Keşke Woo Son'u da ilk Athena'daki Cha Seung Won'umun rakibi olarak değil de o Daisy'nin ya da Restless'in bir yolcusu olarak izleyeseymişim. Kendisini daha sempatik bulabilirdim.

Film, görsellik ve anlatım olarak çok hoşuma gitti. Fantastik boyutu hiç ama hiç göz yormuyordu ve 49 Gün değinmesine olabilecek en iyi örneklerden biriydi. Bu tip olan sakin anlatıma sahip fantastik yapımları seviyorum. Dövüş sahneleri de beni hiç zorlamadı, ilk defa kan öğesi fazla kullanılmamış olan kılıçlı dövüş sahneleri izledim. Bu sahnelerdeki görselliğe bayıldım, tabii bir de kızımızın başrol erkeğini korumak adına gülleri kullanıp kayboldukları sahnenin işlenişini sevdim, baya şiirseldi. Görüntü eklerdim ama bu ara resim ara et derken fazla vakit kaybetmeye niyetim yok.

Bu ara, dizilerden uzak durmayı düşünüyordum ama içimdeki şeytan yine tepikleyip durdu beni ve çok zaman önce devam edemediğim Swallow the Sun'a devam ettiriyor. Bugünlerde feci şekilde Ji Sung izleyesim vardı ve yeni bir şeye başlamak yerine elimdekinden gideyim dedim. Kaldığım yerden devam ediyorum ve kendime kızıyorum; ben bu diziyi neden bekletmeye almışım. Dizi geleneksel drama kalıplarına yerleştirilse de çok değişik temaları ve karakter anlatımlarını sahiplenmiş. Karakter çeşitliliği ve karakter çözümlemesi fazla olup da olacaklar konusunda tahminlerinizi sekteye uğratan nadir yapımlardan biri. Günde 2 bölümden gidiyorum ama şu gönül, ''Nerde o bir gecede 4-6 bölüm devirdiğin günler?'' diyor.

Bu arada, 1-2 filme (Kiss Me, Kill Me ve Poongsan) daha yorum yapasım var ama bi girince durmak bilmediğim için onlara olan yorumlarımı sonraya saklıyorum.

En son The Princess Man'i izledim. Harika bir diziydi. Normalde tarihi dizileri sevmem ama bu dizi benim için vazgeçilmez oldu. Başrol oyuncusuda zaten favori oyuncularım arasındandır her dizisini izlemişimdir muhtemelen

My PS Partner 5/10

Bu kore filmi maceram Aurora Borealis'in facebookta paylaştığı o anlamlı "Show me your panty" şarkısı ile başladı. Şarkının sözleri vurucu ve enteresandı. Bunun karşısında filmi izlemek için büyük bir istek oluştu ben de.

Nitekim bugün filmi izledim. Klasik romantik/komedi filmlerinden biri. hikaye klişe ve tahmin edilebilir şekilde ilerliyor. Filmi benim açımdan izlenilebilir kılan kadın erkek ilişkilerindeki rahatlığı ve telefon olayı )

Kore filmlerinin müdavimi değilim. Bundan sonra da olacağımı pek sanmıyorum ama arada ilginç olan ve çok övülen filmler varsa bakmaya ve izlemeye çalışıyorum. Bu ilginç ve enteresan film miydi hayır. Amerikan romantik komedilerinin bir kopyası gibiydi.

My PS Partner 5/10

Bu kore filmi maceram Aurora Borealis'in facebookta paylaştığı o anlamlı "Show me your panty" şarkısı ile başladı. Şarkının sözleri vurucu ve enteresandı. Bunun karşısında filmi izlemek için büyük bir istek oluştu ben de.

Nitekim bugün filmi izledim. Klasik romantik/komedi filmlerinden biri. hikaye klişe ve tahmin edilebilir şekilde ilerliyor. Filmi benim açımdan izlenilebilir kılan kadın erkek ilişkilerindeki rahatlığı ve telefon olayı )

Kore filmlerinin müdavimi değilim. Bundan sonra da olacağımı pek sanmıyorum ama arada ilginç olan ve çok övülen filmler varsa bakmaya ve izlemeye çalışıyorum. Bu ilginç ve enteresan film miydi hayır. Amerikan romantik komedilerinin bir kopyası gibiydi.

hahahah dedim bende bahadır oturup seri mi izledi:D hahaha .. beklediğimden cömert davranmışsın:))

Amerikan vari ne demek yahu.. bas bayağı kendilerine özgü idi. Rang de basantiyi tutup V for ile kıyaslamak gibi olmuş.. biraz tarafsız bak.. menşeileştirme..

Ezberledin mi? şarkıyı.. şaka gibi ama benim dilime bir dolandı..)

hahahah dedim bende bahadır oturup seri mi izledi:D hahaha .. beklediğimden cömert davranmışsın:))

Amerikan vari ne demek yahu.. bas bayağı kendilerine özgü idi. Rang de basantiyi tutup V for ile kıyaslamak gibi olmuş.. biraz tarafsız bak.. menşeileştirme..

Ezberledin mi? şarkıyı.. şaka gibi ama benim dilime bir dolandı..)

Seri mi hiç işim olmaz

Aslında çok bile verdiğimi biliyorum. Sırf sen önerdiğin için ve üzülmeyesin diye o puanı verdim. Asıl notu 4 falandır

klusura bakma ama hiçte kendine özgü değildi. Amerikan filmlerindeki gibi seks üzerine komeidler barındıran ve aynı onlardaki klişe sonlar gibi bir son vardı. Düğün basmayı saymıyorum bile.

ben bu kadar anlamlı bir şarkıyla düğün basılan bir film görmedim! bildiğin varsa ö.m. at adını bana ( Bahadır düğününü böyle bassalar hahahahaha cinayet sebebi..)

Son izlediğim film ise..

Love 911; Sıcak samimi bir filmdi. ama final cık olmamış.. hadi bitirelim abi der gibiydi... Go Su için izledim dersem yalan olmaz..

Going by the Book; haha cidden güzeldi. izleyin derim.. Jung Jae Young gerçekten kaliteli bir oyuncu..

Over My Dead Body konu aslında fena olmasada anlatım çok iyi değildi bana göre..

Dangerous Liaisons Sanki daha önce aynı senaryo bir yerde daha işlenmişti. Kötü değildi ama.. aman amanda değildi.. Yalnız Zhang Ziyi takip etmeye değer bir aktirist..

Huo.Yuan.Jia.[Fearless].2006.Director's.Cut

Masters.Of.Horror.1x13.-.Imprint

Gerçekten etkileyiciydi.

sonrasında dexter izliyim dedim ama nedense Masters.Of.Horror dan sonra dexter bana şirinler gibi geldi.

Going by the Book; haha cidden güzeldi. izleyin derim.. Jung Jae Young gerçekten kaliteli bir oyuncu..

Bu yorumun üzerine pek bir şey ekleyesim yoktu aslında am değinmeden geçmek istemiyorum. Hiçbir ABD filminde rastlayamayacağınız bir polisiye komedi bu isim, hatta en iyi kurgulardan birine sahip. En iyi kurgu yanında en iyi oyunculukları da bünyesinde saklamış. Kasabadaki önüne geçilemeyen hırsızlıkların üstesinden gelmek için yeni atanan emniyet müdürünün, tasarladığı ve kurayla kimin ne rol oynayacağını planladığı bir evcilik oyununa ev sahipliği yapıyor. Tabii ki her şey planlandığı gibi gitmeyebilir, tatbikatı hazırlamak kolay da prova olayı gerçeğe dönüşürse iş zor; alın size uçuk kaçık bir film. Aşırı komedisi yoktu belki ama benim gibi her komediye yan gözlerle bakan bir seyirciyi tatmin edebilecek gücü vardı ve Semiha'nın dediği gibi Jung Jae adı her şeye bedel. Bu dönem, kendime Jung Jae ziyafeti çektim, bu filmi izleyin ve ardından Moss filmine zıplayın hemen, bambaşka olan iki karakteri nasıl bu kadar güzel üstlenmiş görün. Bu ismin iyi bir oyuncu olduğunu kanıtlayabilecek iki isim Moss ve Going by the Book. Biri eğlence sunarken biri liderlikle yönetilen bir köyün ardındakilerini sunuyor size. Kısacası iki güzel seyirlik.

The Isle izledim bir de, Kim Ki Duk yine yapmış yapacağını ama bu kez biraz daha zorlayıcıydı. Her filmi, giderek beni daha da germeye başladı. İnsanı yoran bir filmdi The Isle ama kullanılan simgeler her zamanki gibi fazlasıyla etkileyiciydi. Özellikle de balıkları tutup tutup geri göle atan adamın saklanma uğruna kendini oltaya takıp suya bıraktığı an ben filmden koptum gittim, kopmaktan ziyade şöyle bir silkelenip kendime geldim. Bir an önce Kim Ki Duk'u bulasım geldi, ona hayranlığımı değil de böylesi simgeleri nerden akıl ettiğini sorma düşüncesiyle doldum.

Bu ara, bu üç film dışında baya bir film izledim ama gönlüm bu üç filme yer ayırmak istedi. Dizi olarak da bu ara Road Number One izliyorum. Sık sık değinilen savaş hikayelerinden olması bir yana So Ji'nin kendini harcadığı yapımlardan biri Road Number One. Ütelik ilk yapımlarından da değil, bu kez birazcık tökezlemiş bizimkisi. So Ji eğer bir daha dünyaya gelirse asker olmasın sakın, ya doktor olsun ya da detektif. Ama kesinlikle detektif olsun, çok yakışıyor, böylece siparişimi de vermiş oldum.

All About My Romance izliyorum ben de... Tam da böyle bir romantik komedi arıyordum. Yeni yeni tanıdığım Shin Ha Kyun bu yapım ile gönüllere taht kuracak gibi. En azından benim gönülcüğüme. *-* Yine bayan baş rol oyuncusu da sevdiğim isimlerden biri. Birbirine yakışan şirin bir çift fikrimce. İktidar ve muhalefet partilerindeki bu iki siyasetçi politika yoluna girdikten sonra romantik duygularına bir bakıma gem vurmuşlar. Ama işte bilirsiniz dramaları; konu aşk olunca gönül ne ferman ne de gem dinliyor. Konu seçim-siyaset-siyasal konular olunca bir an akıllara City Hall de gelmiyor değil. Ama her yerde belirttiğim gibi buradaki tema daha farklı. Karşılaştırma yapmak da anlamsız aslında çünkü kendi içinde tatlı tatlı ilerleyen bir seri All About My Romance. Yine müzikleri de harika. ''Canlı'' örnek vermek gerekirse;

Bir iki gif de eklemezsem çatlarım. *-*

İnsanı gafil avlayan şımarık Kim Soo Young

Sırf bu gülüş için izlenir. ^^