Jump to content
  • Kayıt Ol

Shinsekai Yori


CHOBiTS

Önerilen İletiler

41993l.jpg

Konu: Gelecek bin yılda, medeniyet geriye gitmiş ve insanlar küçük topluluklar halinde dağınık yaşamaya başlamıştır.Bu çağdaki insalar "Juryoku" adı verilen psişik güçlere sahiptir, bu güçle hayal ettikleri nesneleri maddeleştirebiliyorlardır.Gelişmiş bilimsel teknolojinin yokluğunda, bu güç enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır.

Bir gün Saki ve arkadaşları kasabanın dışında küçük bir arşiv robotu bulurlar.İnsanlık tarihinin kayıtları bu robotta bulunmaktadır.Kayıtlara göre insanlık 21. yüzyılda "Juryoku" gücünün keşfinden sonra psişikler ve psişik olmayanlar arasında bir dünya savaşı yasandığını göstermektedir.Dünya psişiklerin hakimiyetine girmiş ve böylece terör saltanatı başlamıştır.

Bu yasak bilgiyi, kasabadaki yetişkinler, çocukların "Juryoku" larını mühürleyerek saklamışlardır. Saki ve diğerleri ıssız bir ormanda tüysüz dev bir fare ile karşılaşırlar "Bakenezumi". Böylece onlar iki ayaklı yürüyen yaratıklar arasındaki bir savaşa dahil olacaklardır.

İlk bölümü yeni izleme fırsatı buldum çizimleri çok iyi olmasada konu ve işleyiş olarak oldukça iyi.Hatta yer yer gerilim unsurlarına raslamak ve bazı seiyuların Higurashi serileriylede ortak olması bende farklı bir izlenim bıraktı. Gitmeden belki bir bölüm daha izleyebilirim sonrası 2013 kpss sınavından sonra olur tabi animelerden soğumazsam.

41993l.jpg

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 22
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • gundamaster

    5

  • CHOBiTS

    4

  • Bakayalo

    4

  • CloudT

    2

bu tarz serilerden nefret ediyorum. filmleri hariç :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Seriyi daha izleme fırsatım olmadı, ama yakın zamanda izlemeyi düşünüyorum. Umarım, keyifli bir seridir. Şahsen bir çok etkene dayanarak umut bağladığım bir seri.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İlk başta karakterleri karıştırmışım, sonra kabataslak bir daha üstünden geçince oldu tam olarak. Bu kaybolma olaylarını bence araştıracaklar ve orada baya gerilim hissedeceğiz.

Fena bir seri olmayacağını düşünüyorum. Başta karakterleri pek ilgi çekici gelmemişti ama yine de bir şans verdim. Umarım sonuna kadar izlettirir kendini.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

1. bölüme bayıldım, gizem-merak-gerilim yönüyle birlikte atmosferi aktarmaları, kapanış şarkısı, seiyuu'ların tecrübesini konuşturması gibi bir çok yönüyle sevdim. Acaba sonra ne olacak merakına bayıldım daha doğrusu ee öyle oldu, şimdi eğer öyleyse böyle olabilir yada peki o kim, niye öyle şeyler görüyorlar, söylentilerin aslı ne? gibi çeşit çeşit düşünceye sevk ediyor. Zaten seriden acayip umutluydum. Hayal kırıklığı yaşatmadı.

Bu söyleyeceklerim dışında, seri çıkmadan Aniplex ve A-1 Pictures'ı bir arada görünce izleme kararım iyice netleşmişti -ki seiyuu kadrosunun da iyi olduğunu düşünüyorum en başta "Hanazawa Kana" var. Tanımayanlar için kendisi yeni serilerden Binbougami Ga! serisinin Sakura Ichiko'su ve Durarara gibi Guilty Crown, Angel Beats! serisine kadar el uzatmış tatlı ve nazik sesli seiyuu'muzdur.

Bunlar bir yana, Bilim Kurgu ve Doğa Üstü türlerine sahip olması bile cezbedici bir özellik olarak düşünüyorum. Ve bunu da gayet iyi yansıtmışlar. Kurgususun da ne kadar iyi olduğu aşikar izleyenler yavaş yavaş bunu iyi anlayacaklardır -ben de dahil- öyle ki ödüllü bir eserden aynı adla uyarlanan bir seridir. Ve son olarak yönetmen koltuğunda "Masashi Ishihama" vardır. Kendisini R.O.D serisiyle tanıdık. Yine iyi bir iş çıkartacağından eminim.

Şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar, 1. bölüm bitti. 2. bölüm ve gelecek bölümlerle fikirlerim daha da netleşecektir. 2. bölüm için sabırsızlanıyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

1. Bölümü pek kaliteliydi,Bi mystery animesinde bekleyebileceğiniz herşey var.Öncelikle bu tür animeler için en önemli şey olan OSTler pek kaliteli ortada birşey olmasada o müziği duyduğunuzda heycanlanıyorsunuz resmen.

Gizem olarakta güzel işlendiğini düşünüyorum 1. bölümde en azından,Merak ettiriyor gerçekten kendini. Fakat çizimleri hiç beğenmedim, yine izlenilmeyecek kadar kötü değil fakat iyide değil.Açıkçası bende 1-2 defa karakterlerin ismi karıştırmıştım çizim probleminden dolayı,geriye dönüp ha bunun ismi buydu şeklinde görüp yeniden devam etmek zorunda kaldım resmen.Biraz daha düzeltilmeli bence o çizim sorunu,Onun haricinde şuan için derin bi yorum yapmak zor ama en azından 2. bölümü merakla beklediğimi ve bu ayarda giderse kaliteli bir mystery yapımı olacağını söyleyebilirim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Seride güzel bir mystery havası var fakat ilk bölüm birbirinden çok kopuk sahneler içeriyordu. Bu da anlam güçlüğü yaratmış. Yönetmenin bu kopukluğu gidermesi gerekli bir sonraki bölümlerde.

Müzikleri hoşuma gitti özellikle anime başlarken çalan parça çok hoş.

Hanazawa Kana'dan da bana iyice gına geldi. Her sezon neredeyse bütün serilerde var. İyice kulağımı tırmalamaya başladı. Biraz dur deseler bu sese. Onun dışında serideki diğer seiyuları tuttum.

Animasyon bence bu seriye uygun nitelikte. Çizimlerin kötü olduğunu düşünmüyorum oldukça ortamı yansıtan çizimler kullanılmış. Sadece göz çizimlerini beğenmediğimi söylemeliyim. Bir gözde üç tane renk tonu var ve hepsi birbirinden ayrı, geçişli olmamış bu da çok sırıtmasına neden oluyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

2. bölümü bugün izleyebildim, pek bir şey olmadı bu bölümde. 3. bölümde bir şeyler olacak gibi. Sonlara kadar gizemi koruyup son bölümlerde bizi gerebilir diye düşünüyorum. Şu anlık izlemeye devam edeceğim, umarım hayal kırıklığına uğramayız.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Bölüm 03

Azar azar dünyanın öncesine dair ipuçları veriliyor fakat bölümün bütünü epey sıkıcıydı benim için. Yine geçmişe ait korkutucu yaratık hikayeleri ile seyirciyi germeye çalışan ama bir o kadar karakterlerin verdiğ tepkilerle inandırıcılıktan uzak hikaye anlatımına sahipti bu bölüm. Son kısmda da gördük zaten neye hizmet ettiğini küçük yaratığımızın. Bir sonraki bölümün altyapısını oluşturan bir bölümdü bu.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Sürükleyicilik açısından sezonun en iyisi bu seri. Bunun dışında başarılı bulduğum yapımlar Psycko Pass, Code Breaker ve To love ru darkness

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 ay sonra...

Bu seriyi forumda gördüm, tavsiye yazıları üzerine izlemey başladım. Şu anda 11. bölümdeyim ve bende yaptığı çağrışım Ergo Proxy ile Casshern Sins arası bir yere oturacağı şeklinde. Bir ara geçmişin gizemlerini ortaya çıkaracak gibi geldi ama bir anda bu çabayı bıraktı, karakterler arası ilişkilere yöneldi. 14 yaşındaki gençlerin birbirlerine ilan-ı aşk etmesi, veya en azından etmeye çalışması, ve bunun da sakız gibi uzatılması bana pek ilginç gelmiyor malesef.

Hem Ergo, hem de Casshern serileri de bir ara aşırı sıkıcı hale gelmişti, olayları kafamda birleştirmeyi beceremiyorum bu durumlarda. Umarım seri bir an önce toparlar yoksa 13-14 bölümde bırakılan seriler arasında yerini alacak

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

12'nci bölümden itibaren başlangıçta vaat ettiği gizem-gerilim karışımını layığıyla sunmaya başladı. An itibariyle 14'ü seyretmiş durumdayım ve sanıyorum ki 2'nci bölüm sonunda anlatıcının (Saki) müjdelediği(!) hadise nihayet başlayacak. Zaman zaman tuhaf animasyon tarzlarına yelken açmasına anlam veremesem de 2012-2013 sezonunun yıldızlarından biri olarak görüyorum hâlâ bu diziyi. Beklentim yüksek, ama beklentimin karşılanacağından da pek şüphem yok. Tamamlandığında, adını Evangelion ile birlikte anmamız bile muhtemeldir; o kadar ümitliyim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Aslında seri ilk başından beri vaad ettiği gizemi oldukça güzel işliyor. Kendi içinde insanlığı da sorguluyor. Bireylerin aslında doğadaki en tehlikeli varlıklar olduğunu da söylüyor. Elde tutulan güç kontrol edilmediği sürece çok büyük yıkımlara neden oluyor. Bunu dizginlemeye çalışan bir ahlaki birim olsa da ne kadar başarılı o bile tartışılıyor seride. Düzene de illa ki baş kaldıranlar da olacak. Tüm bu hesaplara karşı çok güzel savaşların verildiği ibretlik bir seri Shinsekai Yori.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hiçbir diyalog, hiçbir mimik, hiçbir sahne boş yere değil. Hepsinin bir amacı, ileride mutlaka açıklanmış/açıklanacak bir nedeni var. Bana göre yayınlanan animeler arasında kesinlikle senaryosu en iyi yazılmış dizi. Ödüllü bir romandan uyarlanmış olmasının gücünü de kullanıyor ama kendi başına da ayakları yere sağlam basan bir şekilde ilerliyor. Lost'ta bile işlenmiş Bilim vs. İnanç gerilimini kullanıyor ama her hafta mutlaka bir şekilde şaşırtmayı başaran bir gelişme, neredeyse bir aydınlanma yaşatıyor. Hoşuma gitmeyen tek özelliği yavaşlığı; gerçi varış noktasını da henüz açık etmediği için bu konuda da atıp tutmak yersiz.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

"Hiçbir sahne boş yere değil" dedin de, ilk bölümdeki şu kabuki maskeli, "misogi ochi ni" mi ne dediği de pek anlaşılamayan sahnenin nereye gideceğini hâlâ merakla bekliyorum ^^; Çünkü hakikaten, "Çehov'un tüfeği" prensibine sıkıca bağlı bi dizi bu. Bakalım, daha 11 bölüm var, o da bi yere bağlanır inşallah.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Seri sona yaklaştıkça gerilim dozu artıyor. Kan ve vahşet hat safhada 18. bolumden itibaren. Bölümler arasında kopukluklar olsada güzel bir yapım olduğunu inkar edemem.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Bu anime daha ne kadar derinleşip ne kadar güzelleşecek bilmiyorum ama şahane gidiyor.

Zaman atlamalarından sonra hikaye çok farklı şekillerde ilerledi ama topluma olan referanslar ve atıflar hala ince bir şekilde irdeleniyor.

21.bölüm

Squeelar'ın yaptığı inanılmaz akıllıca planlar sayesinde insan soyu neredeyse tükenecek hale geldi. Yaptığı planlar sayesinde maria ve mamoru'nun çocuğunu sosyetenin en korktuğu fiend haliyle yönetip onların üzerine salmış durumda ve büyük bir yıkıma sebep oldu. Death Feedback'i yüzünden de köyün en güçlüsü fiend'i öldüremeyip kendisi öldü. Bundan sonrasında bu death feedback için bir şey yapamayıp fiendi öldüremezlerse kaybetmeleri büyük olası. Saki ve satoru sanırım kafalarındaki bu mental duvarı aşıp bu durumu da çözeceklerdir.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 4 hafta sonra...
gundamaster

25 Final

Acı tatlı bir sonla bitti anime. Bakenezumi'lerin aslında insan olmaları belki de en şaşırtıcı durumdu. İnsan ve fare genlerinin bir araya getirilerek, Cantus'a sahip kişilerin cantusa sahip olmayanları öldürebilmeleri adına yaptıkları bu korkunç keşif insanoğlunun aslında en tehlikeli tür olduğunu ortaya koyuyor.

Seri sürekli gerçek iyi ve kötünün olmadığını, doğru yada yanlışın tek olmadığını savundu bölümleri boyunca. Squeelar belki de bir kahramandı kendi ırkı için ama insanlığın önünde bir hainden başkası değil gibi gözüküyordu. Tek amacı kendisine bir ezik gibi davranan insanoğlunu yok etmek ve dünyayı değiştirmekti. İnsanlar da kendilerini koruyabilmek için hikayenin ana noktalarını çok güzel saklamışlardı.

Seride en çok üzüntüm Yakomaru'nun fiend karşısında ölmesiydi. Belki de serideki en iyi karakterdi kendisi.

Saki ve Satoru'nun bütün çektikleri bu acılara ve sevdiklerinin ölmesine rağmen birbirlerine olan destekleri sonucu evlenmeleri de serinin sonuna güzel bir mutluluk kattı.

Ambiyansa uyan harika ostlar da seriyi bir çıta daha yükseltti ve güzel sahneler eşliğinde güzel müzikleri dinlemek çok keyifliydi.

Son dönemde izlediğim, hikayesi en dolu animelerden biriydi. Hikayede bazı boşluklar olsa da harika anlatımı ve sağlam konusuyla her hafta bir sonraki bölümü sabırsızlıkla bekleyerek izlediğim bir anime oldu.

Genel not: 9/10

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Coculuk ve gençlik dönemlerinde gerek anlatimdaki boşluk ve zaman atlamalari sonucu sıksada karakterler büyüdükten sonra baya eğlenceli bir hal aldı. Ne yalan soyliyim yer yer gerildim ve üzüldüm bile. Özellikle Akki' nın arkadaşlarının çocuğu olduğunu öğrendikten sonra hep arkadaslarina ne oldu onu gösterecekler ve ağır bir dram verecekler korkusuyla izledim. Lakin bu konuya deginmediler. Yine devfarelerin insan olmalarida son derece ağır sürpriz oldu.

Güz döneminde çok fazla seri takip edemedim ama türünün en iyisiydi 2012 yılı için.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

Genel not: 9,5/10

Erdemleri ve zaaflarıyla insanı en iyi anlatan animelerden biri oldu. Fullmetal Alchemist'in, Monster'ın ve Evangelion'un bu itibarla komşusu olarak en sevdiğim animeler listesine yukarılardan girdi. Gönül rahatlığıyla 10 veremeyişimin üç sebebinden biri tempoyu ara sıra gereksiz yere fazla ağırlaştırması (normalde Cowboy Bebop gibi ağır tempolu animeleri severim ama bundaki tempo düşüşleri yer yer gereksiz duruyordu); ikincisi hiçbir yerden gelmeyip hiçbir yere gitmeyen "misogi ochi ni" (ilk bölümde 8:32'deki maske sahnesinde geçen ve ne olduğu anlaşılamayan ifade); üçüncüsü ise

balyoz gibi inmesini beklediğim sonun yarı acı yarı tatlı bir havada, "insanız, canavarız ama yine de ümit var" mesajıyla gelmesi. Kıytırık bir son oldu falan diyemem; gayet düzgün, yeterince karanlık, hikâyenin genel havasına uygun, iyi işlenmiş bir sondu. Yine de bakenezumi sorununun esasta hiçbir şeyi değiştirmeden çözülmesi, küçük bir hayal kırıklığı uyandırdı bende. Toplumsal yapıda esaslı bir değişiklik olmasını, yeni bir yeni dünya kurulmasını bekliyordum. Öte yandan insan ırkı genellikle sorunlarını mümkün mertebe az değişiklikle çözme eğiliminde olduğundan, her zaman en kolay çözümü tercih ettiğimizden, aslında bizi gayet iyi anlatan bir son oldu.

Animenin genelinde benim de en sevdiğim karakter Kiroumaru oldu. Sonuna kadar dirayetiyle, fedakârlığıyla örnek insan portresi çizdi. Son bölümde öğrendik ki insanmış zaten, o da bilcümle bakenezumiler de. Son bölümün en dramatik ânı da bunun öğrenildiği ândı zaten. Mamoru ile Maria'nın akki sanılan kızının (ki romanda oğlanmış ama animede herhalde Maria'yı daha çok hatırlatıp dramatik etki uyandırsın diye kız yapmışlar) Kiroumaru'yu öldürmesi, akabinde "death feedback" (henüz nasıl tercüme edeceğime karar vermedim, önerileriniz olursa memnuniyet duyarım) sonucu ölmesi, bunun yanında sönük kaldı. Garibim Kiroumaru, "Tokyo'da ne arıyordun" sorusuna "sizi öldürmek için kitle imha silahı arıyordum" cevabını verdiğinde öleceği belliydi zaten, ama işini cellada bırakmayıp koşa koşa ölüme gitmesi... Kitlendim, söyleyecek söz bulamadım.

Netice itibariyle "harika"nın bi tık üstünde, "başyapıt"ın bi tık altında bir anime oldu, dolayısıyla benden aldığı not 9,5. Benzer küçük kusurlara sahip Fullmetal Alchemist'e, Evangelion'a, Kaze no Tani no Nausicaä'ya verdiğim gibi buna da kanaat kullanıp 10 verdim, hayrını görsün :P Romanı yazanın da (Yuusuke Kishi) mangayı çizmekte olanın da (Tooru Oikawa) animeyi yapanların da (yönetmen Masashi Ishihama ve A-1 Pictures ekibi) ellerine sağlık.

Bessatsu Shounen Magazine'de yayımlanmakta olan mangayı da takibe devam edeceğim; elimden geleceğine inanırsam tercümeye de girişirim. Bu romanı anlayarak okuyabilecek kadar Japonca öğrenebilecek miyim bilmiyorum, ama öğrenip günün birinde romanı da okumayı istiyorum. Evet, o kadar etkilendim bu hikâyeden.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

@bakayalo

...ikincisi hiçbir yerden gelmeyip hiçbir yere gitmeyen "misogi ochi ni" (ilk bölümde 8:32'deki maske sahnesinde geçen ve ne olduğu anlaşılamayan ifade)...
Maskenin ne olduğunu daha sonra gördüğümüz için o sahnede Saki'nin geri kalışının kedicikleri tetiklememek için duyulmamış gibi davranıldığını düşünmüştüm. Ayrıca maskenin daha ilk bölümde karşımıza çıkması da malum delikanlının çoktan o seviyeye çıktığını söylemek ister gibiydi.

Seriye dair

Finalde aydınlatılan queerat'lerin de aslında insan olmaları gerçeği (ki şüphelerimiz vardı), serinin mottosu haline gelmiş "İnsanın insandan başka düşmanı yok" söylemini koyulaştırmak ve farklı bir pencere daha açmak açısından bence oldukça değerliydi. İnsanın karşı koyamadığı tek varlık olan fiend'in bir insan olması ve insanın üzerinde hakimiyet kurduğu queerat'lerin de aslında insan olmaları bu iki türün ortasında duran insanı çok aciz bir canlı olarak resmetti.

Temelde hikayenin farklı yorumlarını çok izledik: İnsan egosunu tatmin edecek bir "oyuncak" yaratır, o oyuncak kontrolden çıkar ve insanı yok eder. Fakat serideki bilim ve iman tarafsızlığının son bölümde bozulması benim hoşuma gitmedi. İnandığı için fiend'i bertaraf etmeyi başaran Saki ile DNA kontrolü sonrası gerçeği açıklayan Satoru'nun oldukları şu sahne sanki bilimin "aklandığını", inancın karanlığa "gömüldüğünü" söylemek istediklerini düşünmeme yol açtı. Belki Satoru siyah giyseydi yin-yang gibi bir anlam çıkabilirdi; belki de vardır ben kaçırıyorumdur :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 9 ay sonra...

En sevdigim animeler arsina girmis bir yapim...

Farelerin evrimlesmis insan olmalari uzucuydu :(

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo
En sevdigim animeler arsina girmis bir yapim...

Farelerin evrimlesmis insan olmalari uzucuydu :(

Evrimleşmiş değil, genetik mühendislik ürünüler. Ama hayli üzücü ve şok ediciydi, evet.

Bir de o cümleyi spoiler içine almanızı rica ediyorum, finalden spoiler içeriyor, her ne kadar biraz öncesinde ipucu verilmiş olsa da.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?