Les Miserables

Les Miserables bu Oscar sezonunun en iddialı filmlerinden biri. Yönetmen koltuğunda henüz 2 yıl önce The King's Speech filmiyle Oscar'ı kucaklayan Tom Hooper oturuyor. Hooper bu sefer Victor Hugo'nun ünlü kitabı Sefiller'i müzikal türünde sinemaya uyarlamak istemiş, çok da iyi etmiş. Açıkçası filmi izlemeden önce beklentilerimi düşük tutmaya çalıştım, zira The King's Speech filminden umduğumu bulamamıştım. Ama Les Miserables beni mahcup etmeye yetti. Film, muhteşem bir müzikal deneyim sunuyor. Üç saate yakın bir süresi var, bu nedenle müzikal sevmeyenler sıkılabilir.

Kadroda pek çok ünlü isim var Russell Crowe'dan tutun da Sacha Baron Cohen'e kadar. Başroldeki Jean Valjean karakterini Hugh Jackman canlandırıyor ve hiç şüphesiz kariyerinin en iyi performansını ortaya koyuyor. Bunda Broadway çıkışlı olmasının etkisi büyüktür diye tahmin ediyorum. Oyunculuğuyla bizi mest eden diğer bir isimse bu sene ödül törenlerinde adından çok söz ettiren Anne Hathaway. Gerçekten de o ödüllerin hakkını fazlasıyla verdiğini söyleyebilrim.

Filmde kullanılan kıyafetler, makyaj vs. mükemmel. Bunun yanında görüntü ve ses yönetimi olağanüstü. Film, beni derinden etkiledi. Müzikallere karşı özel bir sevgisizliği olmayan herkese tavsiye ediyorum.