Jump to content
  • Kayıt Ol

Soukyuu no Fafner: Dead Aggressor


Akuma_Blade

Önerilen İletiler

Bölüm Sayısı: 26 (TV serisi), "Right of the Left" (TV serisinden 6 ay önce geçen bir özel bölüm), "Heaven and Earth" (TV serisinden 2 yıl sonra geçen ve 2. sezona giriş niteliğindeki ara film), 26 (EXODUS adını taşıyan ve bu hafta vizyona giren 2. sezon)

İnsanlığın dünya dışı türle ilk teması büyük bir çatışmaya dönüşür ve çıkan savaşta milyarlarca insan ölür. Geri kalan insanlık Neo UN ve onun Birleşmiş İnsanlık Ordusu çatısı altında birleşerek direnişe devam eder, öte yandan Festum denilen bu yabancı yaşam formunun asimilasyon ve insan düşüncelerini okuyabilme yetenekleri yüzünden insanlığın kaderi karanlık görünmektedir.

Çok uzaklarda Tatsuyajima adasında ise, adanın tüm çocukları sahte bir barış ve huzur ortamında günlerini geçirmektedir. Ada aniden Festum'lardan birisinin saldırı girişimine maruz kalınca çocuklar adalarının aslında devasa bir nükleer denizaltı olduğunu ve insanlığın son sığınağı olduğunu, tüm yetişkinlerin ALVIS adlı insan destekli bir bilgisayar sistemince idare edilen Arcadia adlı organizasyonun gizli üyeleri olduğu gerçeği ile sert şekilde karşılaşırlar. Orijinal pilotun Festum'larca öldürülmesi sonucu, hikayemizin karakterlerinden, Kazuki Makabe çocukluk arkadaşı Minashiro Soushi tarafından Fafner Mark Sein'e pilot olması için seçilir. Kazuki hem hayatta kalma içgüdüleri hem de ağır bir fedakarlık sonucu zaman kazandırılması ile Festum'u yener fakat ada Festum'larca artık keşfedilmiştir ve bu durum, sadece Kazuki'yi değil, onun sınıf arkadaşlarını da belki de asla kazanılamayacak, gittikçe sonu gelmez gibi görünen savaşlar silsilesine sokar.

Kazuki ve arkadaşları, bir süre sonra ne için savaştıklarını ve yaşamların o ana kadarki huzurlu kısmının ne adına olduğunu sorgulamak zorunda kalır, bunun sonrasında insanlığın devamı yada yokoluşunu belirleyecek şeyin yapacakları fedakarlıkların boyutu olduğu gerçeği ile gittikçe daha sert şekilde yüz yüze kalmak durumunda kalırlar. Dahası Festum'lar adaya karşı tek tehdit değildir ve Festum'ların düşünce okuma yeteneklerine karşı adanın tek güvenebileceği silah olan Fafner birimleri aslında giderek artan şekilde kullanıcılarının hayatlarını tehlikeye sokmaktadır.

Right of the Left (2004):

Özel bölüm "Right of Left" serinin 6 ay kadar öncesini anlatırken, seriden alışık olduğumuz karakterleri misafir rollerde gösterirken başrollerde serideki kadronun senpai'leri olan Ryo Masaoka ve Yumi Kouma ile tanıştırıyor. (Bu roller aynı zamanda Mamoru Miyano ve Yuko Kaida'nın ilk önemli rolleri olması açısından önemli) Ayrıca TV serisinde çok kısaca gördüğümüz Kuramae Karin'i de görebilmekteyiz. Bu bölümü TV serisine giriş niteliğinde izlemenizi önerebilirim.

Heaven and Earth (2010):

"Heaven and Earth" filmi 2. sezona giriş niteliğinde olup seriden 2 yıl sonra geçmekte. Konu hakkında fazla bilgi vermek istemesem de şahsen bana, erken açığa çıkan 2. sezon haberini boşa çıkartmamak için halihazırda yazılan senaryonun bitmiş kısmı kullanılarak yapılan bir film gibi geldiğini söyleyebilirim.

TV serisindeki olayların üzerinden 2 yıl geçmiştir. Artık herkes barış dolu bir hayata adapte olma sürecindedir. Fakat bu kez insan teknolojisini de kopyalayabilen bir Festum grubu ortaya çıktığında hala hayatta olan tüm kadro, 4. jenerasyon yeni pilotlarla birlikte bu saldırı dalgasını önlemeye çalışır. Bu arada ortaya çıkan Misao Kurusu adlı, insan görünümüne adapte olmuş lider tipi bir Festum, 2 yıl önceki son savaşta asimile olan Soushi Minashiro'nun elçisi olarak geldiğini ve adanın çekirdeğini teslim etmezlerse onu zorla alacaklarını söyler. Yumiko, babasız büyüttüğü çocuğunun bu savaşın bir parçası haline geldiğine acı içinde tanık olurken Kazuki ve arkadaşları Tsubaki Minashiro'nun insanlar ve Festum'lar arası yeni bir savaş çıkmasını engelleyebilmiş olmak için kendini fedasını boşa çıkartmamak için adanın kalbi olan Mir'i ne pahasına olursa olsun korumaya karar verirler.

İlk yarı ne kadar iyiyse de ikinci yarı o kadar karışık ve bir final hissiyatından uzak. Yine de tümüyle gereksiz bir film olmadığını, gerek animasyon gerekse kimi aksiyon sahneleri açısından gerekse de hala hayattaki karakterleri yeniden görmek adına manidar bir film olduğunu söyleyebilirim. Yine de vıdı vıdı bahsedilen Zero Fafner'in bile çok çok kısa gözükmesi açısından bile bitmemiş bir senaryodan uyarlama olduğunu açık etmekte.

Özetlemek gerekirse, TV serinin finalinden sonra ister istemez aşırı beklenti yaparsanız hayal kırıklığına uğrayacağınız, beklenti yapmadan izlerseniz zamanınızın hakkını verebilecek nitelikte, öte yandan 2. sezonu bağladığı final açısından ilk sezonla oldukça zıt atmosferde sonlanan bir film olduğunu söyleyebilirim.

Fafner.jpg

Notlar:

-Serinin TV'deki yayınının bitmesinden birkaç ay sonra Soukyuu no Fafner: Right of the Left adlı 51 dakikalık bir özel TV bölümü yayınlanmıştır. Bu bölüm TV serisinden 6 ay önce olanları ve ikinci jenerasyon Fafner pilotlarını anlatmaktadır.

-2010 sonlarında Soukyuu no Fafner: Heaven and Earth adlı bir ara film yayınlanmıştır. Bu film, TV serisinden 2 yıl kadar sonra geçmektedir. Ayrıca bu filmden 2 yıl sonrasında geçecek ve Ocak 2015'de yayınına başlanacak Soukyuu no Fafner: EXODUS adlı bir devam serisi de planlanmıştır.

-Seride İskandinav ve Mezopotamya mitlerine yoğun göndermeler bulunmaktadır.

-Serinin senfonik Soundtrack kayıtları Varşova Devlet Senfoni Orkestrası'nca yapılmıştır.

Fafner-Mind.jpg

İzlenim:

Fafner, Gundam SEED'in bitimi ve Gundam SEED DESTINY'nin başlangıcı arasındaki boşlukta, Nadesico, Break Blade ve Uchuu Senkan Yamato 2199'dan hatırlayabileceğiniz XEBEC tarafından yayınlanmış bir seri. Tıpkı Gundam SEED'lerde olduğu üzere karakter tasarımcısı Hisashi Hirai bu yüzden ilk izlenim olarak izleme isteğinizi etkileyebilir. (Muhtemelen olumsuz yönde bir önyargı olarak) Öte yandan serinin senaryo ve reji kurgusundaki başarı bu yazıyı yazma sebebimden başka bir şey değil.

Fafner'in hikayesi bir adada geçiyor. (Bu arada açılıştaki kartopu sahnesine aldanmayın, mantıklı bir açıklaması var) Daha doğrusu ada bir metafor. (Buna daha sonra değineceğim) Adada yaşayan çocuklar ebeveynleri tarafından yaşadıkları dünyayı sorgulamayacakları, sahte bir gerçeklik ile onları yaklaşan karanlık geleceğe hazırlamaktalar. Ada hiç ummadıkları bir anda saldırıya uğradığında, çocuklar yaşadıkları tüm hayatın bir yalan olduğunu öğreniyorlar. Dahası "Festum" denilen ve insan zihnini okuyabilen, karşılaştığı silah tiplerini öğrenerek sonraki seferler için kendini evrimleştirebilen, organik yada değil, herşeyi asimile edebilen bir yarı-canlı türü karşılarındaki tek tehdit değil.

Fafner ismini ve bazı temalarını İskandinav mitolojisinden alsa da bu arka plan plot'la teğet geçen birkaç göndermeden fazlası değil. Hikaye ise çocukların, onlara biçilen roller ve onların yetişkinlerin dünyasına ne kadar ait olup olmadıkları ile ilgili. Karakterlerden bir kısmı adanın geleceği için savaşmayı aında kabullanir iken bir kısmı ise buna karşı çıkmak istiyor, sadece aileleri öyle istediği için kabul ediyor yada yakaladıkları ilk fırsatta dış dünyaya kaçmaya çalışıyor. Öte yandan dış dünya hakkında karşılaşacakları gerçekler pek hoş şeyler değil.

Ada metaforu burada karşımıza çıkıyor: Adada kalmak için koşullandırılmaya çalışılan çocukların en ön planındaki Kazuki adadan kaçmak ve dış dünyayı görmek istiyor. Aslında çocukların tamamının arzuladığı şey bu. Adanın dışındakiler ise adaya girmeye ve onların sahip oldukları gücü ele geçirmeye çalışıyor. Bu anlamda ada bir tür yetişkinlik ve statü karşısında masumiyeti arama hikayesinin bir sembolizmasına dönüşüyor. Ölüm öğesi (yada ölüme yakın drama yaratan olaylar) seriyi ilk gaza gelenin diğerini harcadığı basit bir boş zaman seyirliği olmaktan çok daha öte ufuklara taşıyor. Hiçbir Fafner birimi tamamen zarar göremez yada yokedilemez değil. Dahası seride tamamen şanslı yada dokunulmaz hiç kimse yok. Eğer beklediğiniz şey, en yakınlarındaki insanların bile zaaflarından yararlanan, kusursuz planlar kurup ucu ucuna hayatta kalan, tokadına cevap verilemeyen, lafının üstüne laf söylenemeyen karakterler ise, bunu bu seride bulamayacaksınız.

april-2011-anime-list-001.jpg

Fafner'de herşeyden önce dünyanın tüm kaderi poster çocuğumuz Kazuki'nin ellerinde değil, aksine tüm sınıf arkadaşları en az Kazuki kadar önem arzeden rollere sahipler. Üst üste zaferler almadıkları gibi zaferler kazandıkları anda bile aslında meçhul bir geleceğe karşı savaşmaya devam etmek durumundalar. Dahası bu savaş herkes için trajedilerle dolu.

Seri gayet ağır bir konuya sahip, eğlencelik bir seri arayan bir kişi muhtemelen şok tesiri yaşayacaktır ki ben bile, bazı kısımları anlayabilmek için seriyi 1 yada 2 kere yeniden izlemek zorunda kaldım. (Yeniden izleyişimden sonra seri gözümde kat ve kat değerli bir hal almıştı) Yine de açıkça söyleyebilirim ki seri checkhov's gun'larla dolu (Bkz. Right of the Left) ama bunu gerçekten yapması gerektiği şekilde yapıyor ve usta işi senaryosuyla ayırdığınız zamanın da rewatch'lerin de hakkını fazlasıyla veriyor. Serideki konu da işleniş de -kanımca- tek kelimeyle kusursuz. Genelde çoğu prequel Anime fazlaca başarılı sayılmaz ama Right of the Left'e de ayrı parantez açmam gerekirse, son derece alçakgönüllü ama nispeten kısa süresine rağmen vurucu bir prequel örneği olduğunu söyleyebilirim.

Yapabileceğim tek eleştiri, serinin öncesinde yada ilk jenerasyonun yaşadıkları konusunda hala soru işaretleri olması, Neo UN karakterlerinin azlığı, serideki kaliteye zaman zaman gölge düşüren animasyon kalitesi düşüşleri ve en aızndan bana 2. sezon olarak düşünüldüğü belli gibi görünen Heaven and Earth'ın en az 2-3 filmden oluşması gerekirken tek filme sıkıştırılması (Bkz. Gundam 00: A wakening of the Trailblazer) nedeniyle oldukça fazla plothole içeren bir ikinci yarıya sahip olması. Ayrıca Movie'nin sonunun açıklayıcı olmadığı gibi serinin sonundaki hissiyatı azalttığını da ekleyebilirim. Ama seriyi, Right of the Left ve Heaven and Earth'i bir bütün olarak değerlendirdiğimde, en azından benim gördüğüm şey, Evangelion'a benzese de tamamen farklı ve özgün bir kulvarda, onun anlatamadığı herşeyi başarıyla anlatabilmesini sağlayan çok sağlam bir kurgu ve senaryo başarısına sahip olması. Eğer bu seri en azından hakettiği kadar insana yayılabilmiş olsaydı Anime sektörü çok daha farklı bir yer olabilirdi kanımca. Yine de eksi olarak saydıklarımın seriden almak istediklerinizi almanızda hiçbir sorun çıkartmayan nitelikte küçük eksiklikler olduğunu ve bunların da en azından bir kısmının 2. sezonla giderileceğini düşünüyorum.

Oluşabilecek önyargıların aksine yetişkinler tek boyutlu tiplemeler değiller. İyiler, kötüler ve griler burada da karşımıza çıkmakta. Benzer şekilde karakter kadrosunun tamamı hikayenin 2. yarısına yakın zamanda anlatıma katılmış oluyor ki bu da ilginç bir örnek oluşturuyor anlatım için.

Seride çok yoğun olmasa da bir terminoloji var. Örneğin kokpitteki yüzükler ve Nibelungen sistemi aynı adlı İskandinav destanını akla getirse de tüm göndermeler o konuda bilgi sahibi olmayan izleyici için bile kafa karıştırıcı olmuyor. Benzer şekilde seri benzer çoğu serinin düştüğü hatanın aksine bir EVA clone'u olmaya, (en azından Movie'ye dek) metaforlar bombardımanları ile kendini olduğundan daha ciddi göstermeye de çalışmıyor. Aksine, seri izleyiciyi, giderek artan stres ve travma altında kalan karakterlere empati yapmaya, yaşamaya (daha doğrusu ve insan olarak kalmaya) devam edebilmek için neler yapabileceklerini sorgulamaya zorluyor.

Tüm karakterler gayet sahici ve inandırıcı. Oluşabilecek önyargıların aksine yetişkinler tek boyutlu tiplemeler değiller. İyiler, kötüler ve griler burada da karşımıza çıkmakta. Benzer şekilde karakter kadrosunun tamamı hikayenin 2. yarısından itibaren anlatıma katılmış ki bu da ilginç bir örnek oluşturuyor anlatım için.

Fafner87.jpg

Karakterler arası duygusallık da anlatımı başka noktalara saptırma ihtimali olmadan, tadında işlenmiş. (Sakura ve Kenji, Michio ve Yumiko, Maya ve Kazuki gibi) öte yandan asıl hikaye Kazuki ve Soushi arasında geçen sorunlu dostluk bağının güçlenişi üzerine. Bromance kavramının en stabil örneğini burada görmekteyiz de denebilir.

Her ne kadar kalabalık bir yan karakter cast'ı içerse de bu bazen gerçekten kafa karıştırıcı olsa da bu aslında serinin bir noktadan sonra 3 kişinin monologları üzerinden dönen bir serinin formatına dönmesini çok fazlasıyla engelleyen bir işleniş olmuş. Sadece bunun için bile, Soukyuu no Fafner kanımca bilimkurgu Anime külliyatı için "dogmatik" bir yerde duran Neon Genesis Evangelion'dan çok daha değerlidir ve bu serideki tüm yanlışların -kanımca- antitezini temsil etmektedir. Zira karakter kadrosunun az yada çok görünen her biri, aslında hikayede diğerlerinden az yada çok öneme sahip değiller.

Soukyuu.no.Fafner.267288.jpg

Karakterlerin tamamı değilse de büyük kısmı en azından hayatınızın bir kısmında tanıyabileceğiniz bir zaman diliminden insanları akıllara getiriyor. Kimin Mamoru, Kenji yada Shoko gibi bir okul arkadaşı olmamıştır ki? Yada kim yakın çevresinde Kouyo'nunki gibi ebeveynler duymamıştır ki? Kim Yumiko veya Michio'nunkine benzer bir sevgiye tanık olmamıştır ki?

Klasik müzik standardında Soundtrack ve Angela'nın şarkıları serinin ambiansını gayet güzel tamamlamış. OST kayıtları Polonya'da, bizzat Varşova Filarmoni Orkestrası'nca icra edilmiş. Seiyuu kadrosu "yeterince" iyi, şahsen serideki kurgunun önüne geçmiyorlar ama bu yönüyle bile takdir edilmesi gerektir.

qsX68sgvTAkyc0amEBV9Ng.jpg

Mecha dizaynları Super Robot ve Real Robot ekolleri arasındaki sınır noktasında kalıyor. İnsansı fakat humanoid dizayna tek benzerliği iki kol ve ayak olan modeller bunlar. EVA ile ilgili bazı alıntılar var gibi gözükse de bunlar aslında saygı duruşu olarak da adlandırılabilir. Serideki Mecha konsepti gayet özgün ve ilk birkaç bölümü geride bıraktığınızda göze hoş bile geliyor. Sadece Mark Nicht'in tasarımına bile bakarak bu seriye saygı duyabilirsiniz. Ayrıca Festum'lar kadar Fafner birimlerinin de pilotların hayatları için tehlike yaratması durumu da var ki bu da serideki gerilimi sabit tutan unsurlardan birisi.

soukyuu_no_fafner_right_of_left-poster.jpg

Gundam SEED'in gördüğü muazzam başarı ilk bakışta bu serinin popülaritesine katkı yapabileceği düşünülse de beklenen olmadı. Seride bunun üzerine ana senaryo değişimi bile yapıldı. Sonuç ne olursa olsun, nispeten çok az seyirciye ulaşabilmiş olsa da Fafner'in XEBEC için önemli bir başlık olduğu anlaşılabiliyor. 2004 yapımı bir Prequel olan özel bölüm "Right of the Left", 2010'un son günlerinde gösterime giren uzun metrajlı devam filmi "Heaven & Earth" ve Kuzey Amerika'da da satışa sunulan light novel ve Manga'larından bu sonucu çıkartmak mümkün. İlk kez 2010'da Angela'nın blogunda duyurduğu 2. sezon uzun bir süre sürümcemede kalsa da 2015 Ocak ayı içerisinde nihayet vizyona girecek ve biz de bu sayede mükemmel ilk yarıya rağmen karışık ve dağınık 2. yarı sebebiyle final hissiyatına sahip olmayan Heaven & Earth'un sonrasında nihayet aradığımız bazı cevapları bulabilecek ve gerçek sonu görebileceğiz. (10 yılı aşkın zaman sonra olsa da).

Velhasılı kelam, iyi bir "bilimkurgu" görmek isteyen herkesin bu seriyi en azından denemek için bile izlemesini, sevenlerin OVA ve filmi de izlemeden geçmemesini, benzer tarzda Knights of Sidonia, Bokurano ve Kakumeiki Valvrave'i de izleme listesine almasını şiddetle öneriyorum.

Sonuca gelirsek, Soukyuu no Fafner underrated seriler külliyatında benim için en değerli örneklerden birisi. Mainstream bir seri olmaması bu serinin kusursuzluğuna hiçbir şekilde halel getiremiyor bence. Psikolojik ve drama içerikli, fakat akıcılık konusunda sorunu olmayan, hikayenin ve backplot'un başrolden çok yan karakterler üzerinden anlatıldığı bir yapım istiyorsanız, bir Mecha serisi izlemekten ziyade "neden yaşıyoruz?" sorusuna cevap arıyorsanız, kanımca herşeyden çok, EVA'nın yanlış yaptığı herşeyi doğru yapan bir serinin neye benzeyeceğini görmek adına izlemelisiniz. Fafner bugün bile rewatch'lanabilecek denli kaliteli bire seri kanımca ve emin olun, 2. sezon yayınlandığında "orada olmak" isteyeceksiniz, bu sebeple şimdiden izlemeye başlamanızı öneriyorum.

Fly Me to the Sky (ver.2) - YouTube

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 4
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Akuma_Blade

    2

  • cyber_xx

    1

  • Unbreakable

    1

  • Exia

    1

En Çok Yazanlar

Açıkcası Türkçe altyazısı çevrilirse oturup tekrar izleyebilirim diyebileceğim çok az anime var. Fafner da bunlardan biri. Akuma-Blade'in de dediği gibi Hirai tasarımları başta biraz rahatsız ediyor. Oldukça ilginç olan Mecha tasarımları; Gundam figürleriyle palazlanıp, Eva'larla şerbetlenen Bandai'yi bile zorlamış olmalı ki çıkan Robot Damashii Fafner figürlerinin nerdeyse tamamı Tamashii Web Exclusive olarak, astronomik fiyatlara satıldı :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bi ara yarısına yakın kısmını izlemişdim am fazla dramatik olmaya başlayınça sıkılıp bırakmışdım. Karakterler fundam seed karakterlerine bay benziyor bana göre.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 9 ay sonra...

2. sezon yaklaşırken, bir kez daha...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?