Diamond no Ace

Kısa Tanıtım: Sawamura Eijun ortaokul beysbol takımının atıcısıdır. Takımı ortaokuldaki son maçlarında yaptığı bir hata yüzünden çok kritik bir anda maçı kaybederler. Bu olaydan sonra ortaokul takımlarının dağılmaması için tüm takım aynı liseye gitmeye karar verse de Eijun pek de iç açıcı notlara sahip değildir. Arkadaşlarıyla aynı liseye gitmek için ders çalışmaya başlıyan Eijun'un evine birgün Japonya'nın en iddalı beysbol takımına sahip elit bir okuldan temsilci gelir ve onu kendi okuluna davet eder...

Bakalım Eijun arkadaşlarını bırakıp bu okulamı gidecek yoksa arkadaşlarıyla kupayı mı hedefleyece?

Evet spor animesi müdavimlerindenim. Spor yapmayı da severim.

Madhouse ve Production IG ortaklığında ortaya çıkan bu animeden biraz daha iyi bir animasyon beklerdim fakat ilk bölüm itibariyle ortalama bir animasyonunun olduğu aşikar. Bunu bir kenara bırakırsak baş karakteri beğendim. Tam spor animelerine gidecek türden bir karakter. Arkadaşlarını gaza getirmeyi bilen onlarsız pekte hareket etmeyen birisi. Başarı için herkes ona bel bağlasa da onun da hata yaptığı zamanlar var. İlk bölümde önemli bir anda atışı kaçırması gibi.

Kendisne gelen teklifi de hemen öyle kabullenmiyor. Tesisi görmesi için ikna edildiğinde de tesisin lüks olduğunu gördüğünde beyzbol oynamak için tüm bu şaşalı şeylere ihtiyaç olmadığını söyleyebilecek kadar da küstah bir karakter. Azimle taşı delen tiplerden.

Seri hoşuma gitti kısacası. Ooukuki ve One Outsdan sonra nasıl bir beyzbol animesi izleyeceğiz görelim.

Açıkçası ben one outs nedeniyle beysbol hastası ve colver nedeniyle yanke hastası olduğum için seridekibu unsurları beni çekti. Beklediğim kadar yanke çıkmadı yani afişteki kadar ama olsun.

İzleyen arkadaşlardan öğrenebilir miyim, One Outs ile herhangi bir şekilde benzeşmesi yok değil mi, o tarzda ya da o havada değilse hiç başlamayacağım.

İzleyen arkadaşlardan öğrenebilir miyim, One Outs ile herhangi bir şekilde benzeşmesi yok değil mi, o tarzda ya da o havada değilse hiç başlamayacağım.

Hiç değil. İlla ki benzeteceksek Ouukuki Furikabutte gibi diyebiliriz.

O zaman hiç bulaşmıyorum, ahhh ah One Outs'u özledim!

Beklediğim diğer serilerden biri ve niyeyse beklediğim serileri izlememişken, eften püften bütün serileri izledim. Ah ulan zaman!

Neyse, hazır iniyorken, yarın iş çıkışına Diamond no ace'ide ekleyeyim.

İlk açıklandığı zamandan beri dört gözle beklediğim bir seri Diamond no Ace T-T

Açıkçası animesine olan beklentim çok korkunçtu. Yani korkuyordum çok kötü olacak falan diye ama kendimi stüdyo meselesinde güçlendirmeye çalışıyordum. Açıkçası beklediğimden iyi oldu *kötü olmasından korkuyordum, yani doğal olarak kötü bekliyordum* Uzun soluklu olabilir diye düşünüyorum Q.Q çünkü mangasını okuyan birisi olarak gidişatın yavaş olduğunu söyleyebilirim. (hoş aslında japonyada 30+ cilt yayınlanıyormuş, daha 16. cilt mi ne çevriliyor ingilizceye ^^' -en son 128. bölüm çevrildi işte) ama tabi uzun soluklu olmazsa da şaşırmam gibi geliyor, sadece uzun soluklu olması gereken bir seri olduğunu düşündüğümü dile getiriyorum Q.Q

bazı kişiler, Diamond no Ace'i Major serisine benzetip duruyor ^^' öncelikle Major ile benzerliği anca 'beyzbol' animesi olmasıdır. Hoş çoğu kişi, beyzbol animesi olduğundan herhangi diğer bir beyzbol animesiyle başka bir beyzbol animesini karşılaştırma moduna girer. Benzetmek zorunda kalırsam Oofuri'ye daha çok benziyor diyebilirim ama tam olarak buna bel bağlayarak takip edilen ya da direk kafadan atılmaması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum... Gelecek bölümlerde de Furuya-Eijun-Miyuki senpai anlarını görmek için sabırsızlanıyorum XD gerçekten komik ve eğlenceli bir seri olacak gibi geliyor ama nasıl desem... 'vaaay be bunu izleyeyim müthiştir kesin' ya da 'iğrençtir kesin bu' diye yüksek hislerle takip edilmesi gereken bir seri olduğunu söyleyemem... Ama yine de ben umutlarımı kaybetmek istemiyorum XD mangasını severek ve heyecanla okuduğum bu animenin gelecek bölümlerini dört gözle *ciddendeöylehani* bekliyorum ve daima bekleyeceğim *-* [WRONG]*biraz dramatik oldu sanki ama neyse*[/WRONG]

ilk bölüm eğlenceliydi. fansub ını yapan biri olursa zevkle arşivime ekleyebileceğim bir seri

Uvaah T-T 2. bölüm çok güzeldi Q.Q

Bakalım 3. bölüm nasıl olacak *o* Bu arada galiba uzun soluklu olma ihtimali artıyor gibi... Beklediğim gibi yavaş ilerliyor. Şöyle bir düşünüyorum da, neler oldu diye... sanki hepsi tek bir bölüm ya da tek bölümün yarısıymış gibi geliyor. Tabi bir an böyle düşündüğümden yanılıyor da olabilirim ahaha Bu arada... açılış klibinde görünen şu arkadaşı animede görmek için sabırsızlanıyorum ↓↓↓

Bölüm 02

Bayıldım bu bölüme.

Açıkçası 2. bölümü izlemeden önce yorumlarınızı okumuştum bundan dolayı kötü bir huyum olan inanmama veya beklenti içine girmeme durumu önyargıya dönüştü Yani bölümün hiç iyi olmayacağına ve hiç duygusal olmayacağına kendimi şartlamıştım. Buna rağmen önyargımı çatır çutur ikiye böldü cidden harika bir bölüm oldu. 2. bölüm birinci bölümü 2 ye katladı desem yeridir. İnanmama konusu tamamen inatla alakalı olduğu için yorum yazan arkadaşlar alınmaz diye umuyorum.

Ookiku Furikabutte ve Cross Game gibi beyzbol temalı animeleri izledikten sonra, bu spora ayrı bir ilgim oluştu. Bu yüzden hemen çıkarçıkcamaz bunu da izledim. Bana biraz, @Ookiku Furikabutte tam zıttı bir anime gibi geldi. Anakarakterin kendine güveni falan çok fazla, diğer yandan Ookiku'da böyle bir güvenden söz edilemez. Beğendiğim serilerden biri izlemeye devam edeceğim. Mutlaka!

He evet, aslında Oofuri, Major, Cross Game, Touch ya da diğer beyzbol animeleriyle konunun içeriği (beyzbol dışında) açısından karşılaştırılmaması gerektiğini düşünüyorum Q.Q Çünkü DnA=Oofuri cidden komik oluyor ahaha~ *kendi ilk yorumumda karşılaştırmak zorunda kalırsam oofuri ile karşılaştırabileceğimi söylemiştim, ama bu tamamen takım olayıyla alakalıydı... yoksa ana karakter vb. açısından cidden alakasız yani~ ama olay oofuriden kayıyor, Major'a... DnA ile Major'u karşılaştıranlar var, gördükçe sinir oluyorum.

Ve evet Q.Q 2. bölüm 1. bölümden çok çok güzeldi Q.Q elbette 1. bölümde çok güzeldi, 2. bölüm hayal edilmez yaşanır tarzı falan XD [WRONG]*neyse saçmalamaya başlamadan kapatayım çenemi*[/WRONG]

Bölüm 03:

Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. Bu bölümde karnıma ağrılar girdi

Güzel bölümdü açıkçası. İşlerin umulduğu kadar kolay gitmemeis serinin uzun soluklu bir seri olma ihtimalini artıyor. Gelcek bölümleri heyecanla bekliyorum.

4. bölüm çok hoştu *o*

Bölüm 14

Spor; dostluk, mücadele, azim, kararlılık ve çok çalışmadır.

Bu bölümde de fazlasıyla yukarıda bahsettiğim kavramlar mevcuttu. Chris gibi bir oyuncuyla bu takım inanılmaz şeyler başarabilir. Yeni oyuncuları eğitmekteki yeteneği takdire şayan. İkinci bir koç gibi kendisi.

Sanırım Eijun balık burcu. Her olaya duygulanıp bazen göz yaşı dökmesi oldukça samimi geliyor bana. Takım kendini eğite dursun böylece biz oldukça güzel maçlar izleyeceğiz ileride.

En son 60. bölümü izledik. Seri Nationals bölümleriyle devam edecek mi bilmiyorum ama şu an oldukça yoğun bölümler izliyoruz. Epey heyecanlı oluyor Inashiro maçı. İki takımın üyeleri de kazanmak için ellerinden geleni yapıyorlar ve bu mücadele sahaya inanılmaz yansıyor.

Baya sağlam ve sürükleyici bir spor serisi oluyor.

S2 39. bölüm

Şu noktada izlesem de artık sinir olarak ve hoşuma gitmeyerek izliyorum. Ana karakterin geri planda olması, hiçbir şey yapamaması, ace furuya muhabbetleri, maçlardaki gereksiz ve sinir bozucu flaşbekler ve daha nicesi sevmediğim noktalar. Ya hiç ana karakter oluşturmadan yapmalılar hikayeyi ya da doğru dürüst kullanmalılar.

Yukarıdaki paragraftan biraz farklı olarak söyleyeyim, spor animelerinden anladığım en güzel nokta mangakalarının spor yapmaktan anlamıyor olduğu.

S2B51 Final.

Son bölümünde koç Kataoka ile birlikte ben de ağlıyordum neredeyse. Bölümün başındaki müzikle başlayan o epik final sonlardaki duygusal sahnelerle dolu dolu geçti.

2.5 senedir harika bir serüven oldu bu seri. Yokluğunu kesinlikle arayacağım çünkü bu kadar keyif aldığım seri sayısı çok az.

Manganın ikinci partını artık ne zaman animeye uyarlarlar bilmiyorum ama dört gözle bekliyorum.