Kami-Sama Drop

17 yaşındaki Nowaki Asunaro doğduğundan bu yana şansın hiç yüzüne gülmediği bahtsız bir gençtir. Nerdeyse her adımında bir talihsizlik onu bekliyordur. Sınıfındaki Hashihime Banri (arkadaşları Banbi diyor) adlı güzeller güzeli kıza aşıktır ne zaman yaklaşmaya kalksa şanssızlığı sürekli önünü tıkamaktadır. Bir gün Bambi sınıfta telefonu düşürür ve farkına varmaz bunu gören Nowaki

Bu fırsatla onunla konuşmak ister telefonu alıp arkasından gidecekken çocukluk arkadaşı yine başına kötü bir olay geldiğini duyup koşarak sınıfa girer ve tam gaz Nawaki'ye çarpar. Yere düşen Nawaki'nin canı baya acımıştır. Bu gelen Aoi Mikoto kısa boylu tahta göğüslü olsa da oldukça sevimli bir kızıdır. Nowaki’yle çok ilgilendiği için kız arkadaşı diye söylentiler dolaşsa da onun pek umurunda değildir. Nowaki çarpmanın etkisiyle yerde yatarken Bambi'nin iç çamaşırını görür ve kızı utandırır. Kız sınıftan çıkıp koşarak gider. Bambi'nin bütün hayalleri yıkılmıştır ve artık yüzüne bakacak durumda değildir.

Okul çıkısı yağmur yağar ve şemsiyesiz Nowaki koşarak eve giderken aklına Bambi'nin iç çamaşırı gelir utanarak nereye gittiğini bilmeden koşmaya devam eder. Sonrasında kendini ağaçlık bir alanda kaybolmuş olarak bulur. Yağmur şiddetlendiği için korunacak bir yer ararken eski bir tapınak bulur. Tapınakta yağmurun dinmesini beklerken bir dilek dilemek için bozuk para atar. Dileği " lütfen tanrım sağ salim eve döneyim, şansızlıktan kurtulup Bambi ile çıkabilmeyimdir. Dilekten sonra büyük bir ışık topu belirir ve içinden çok güzel bir kız çıkar ve üstüne düşer. Kız çıplaktır ve etrafında bir ışık halkası bulunmaktadır. Kızı çıplak görmeye dayanamadığı için ceketini üstüne örter. Kız buranın Hizashi kasabası olup olmadığını sorar. Hizashi olduğunu öğrendikten sonra adının Eru olduğunu ve bu bölgenin tanrıçası olduğunu söyler. Nowaki'nin ıslanmış ve ateş içindeki halini görünce onu yanağından öper ve iyileştirir. Nowaki şansının döndüğünü düşünürken Eru yüzlerce yıldır insanların tanrıları yüz üstü bıraktığı gerekçesiyle şehri yok etmek istemektedir.

Sevdiklerini korumak için yalvarsa da Eru bunu yapmakta kararlıdır. Şehre tam bir yıldırım topu yollayacakken Eru'nun babası olan tanrı Nowaki'nin sesine kulak verir ve yıldırımı durdurur. Eru'yu azarlar ve henüz bir tanrıça olmayı öğrenememişsin diye Eru'nun güçlerini alır. Öğrenene kadar dünyaya sürgün eder.

Eru insanları sevmemektedir ve güçleri olmadığı için Nowaki senin dileğini de artık gerçekleştiremem diyerek onu kovar. Eru yağmurda ıslanırken hayatında hiç tatmadığı hisleri yaşar ve ağlamaya başlar. Nowaki eve giderken hem ceketini unuttuğu gerekçesiyle hem de kıza acıdığı için geri tapınağa döner. Geldiğinde yağmur altında iyice ıslanmış yürümekten bile aciz Eru'yu görür. Her tarafı çamur içindedir. Ailesi yurt dışında olduğu için evine davet eder. Çünkü onu çağırdığı ve güçlerinden yoksun bıraktığı için biraz sorumluluk hissetmektedir.

Nowaki'nin evine yerleşen Eru güçleri olmas ada onun dileğini yerine getirip Bambi ile çıkmasını sağlamaya kararlıdır.