Samurai Flamenco

Chobits sen bu seriyi baya baya yanlış anlamışsın. Serinin olayı Masayoshi'nin direk süper güçlere kavuşması ve Kaiju ya da Kaijin'lerle savaşması değil ki... Süper kahraman olmak isteyen ama ne süper gücü ne de süper teknolojisi olan bir karakter. Hiçbir şeyi olmadığı halde çok sevdiği ve hayran olduğu Tokusatsu serilerindeki süper kahramanlara özenerek gerçek hayatta insanlık adına yapılan kötü şeyleri durdurmak istiyor. İlk bölümdeki örneği de sigara içilmemesi gereken bir alanda sigara içen adama karşı gelerek burda bunu yapamazsın demesi ve böylece toplumsal bilinçi, doğru olanı aşılamaya çalışmasıydı. Tabi kendisinin süper gücü ve süper teknolojik aletleri olmadığı için karşısındaki ona kaba kuvvet sergileyince bir şey yapamıyor. Tam da bu sırada Hidenori devreye giriyor ki kendisi de bir polis ve suçlularla uğraşan toplumsal düzeni oluşturmaya çalışan görevli bir memur. İkisinin tesadüfi olarak bir araya gelmesiyle de komik durumlar ortaya çıkıyor.

Seri bu yapısıyla çok eğlenceli ve bu da onu ilginç kılıyor. Büyük aksiyonlar beklemek çok yanlış olur. Kick-Ass filmini izleyenler varsa anime içeriğini ona çok benzeteceklerdir. Orada da karakter okuduğu çizgi romanlardaki süper kahramanlara özenerek kendisinin de bunu yapabileceğini düşünüp harekete geçiyordu. Hatta her iki yapımda da ilk olayları videoya yüklenip internette paylaşılıyor. Böylece bir kahramanın doğuşuna herkes net üzerinden tanıklık etmiş oluyor.

Doğru tespitlerde bulunmuşsun usta. Benim de çok hoşuma gitti ama ben nedense bunda biraz nhk havası sezdim. Nhk daha çok küçük bir kısmını izlediğim için sadece havasını sezdim diyebiliyorum ama seri beni etkilemeyi başardı. Kesinlikle devamını izlemeyi düşünüyorum. Elemanın gençlerle yaptığı konuşma da çerçeveletilip duvara asılacak cinstendi. Bir de espri anlayışı bana bayağı eğlenceli ve sıcak geldi. Bilmiyorum sizin izlenimleriniz ne oldu ama...

Ben çok samimi buldum bu seriyi. Orta okul çağında bir genç masayoshi. Yaşadığı çevredeki gördüğü ve onu rahatsız eden şeylere karşı bir şeyler yapmak adına süper kahraman kılığına girmiş. Sevdiği dizilerdeki adamalrı da kendine rol moedli olarak almış. Evet çok hayaşperest bir davranış. Sonuçta onlar bir dizi ve gerçek hayat asla dizilerdeki gibi değil. Fakat masayoshi yine de bir şeyler yapma çabasında. Dövülse de ezilse de bu onu yıldırmıyor. Çok safça bir durum dışarıdan abkılınca. Zaten Hidenori de bu saflığı anlıyor ve ona sorduğu sorulardan geri dönüş olarak çok safça cevaplar alıyor. Bir iki yerde baya afallıyordu bu cevaplara. Hidenori ileri ki bölümlerde masayoshi için baya bir abi rolüne girecek. Belki de hayatın gerçeklerini öğretecek ona yaşayacakları olaylar karşısında.

Espriler, topluma bakış, bazı kaybolan değrler adına verilen mesajları ile bence oldukça hoş bir seri.

Çizim ve animasyonu da oldukça hoşuma gitti. Biraz Tiger and Bunny havası var bu manada.

Açılış şarkısını özellikle çok beğendim onu da söylemeden geçmeyeyim. Açıkçası kaçırılmaması gereken, menüde yer alan şefin spesyali gibi bu seri.

Açılış şarkısı zaten çok sevdiğim bir grup olan Spyair'dan olunca, tadın yenmez bir hal aldı.

Bir iki güzel şarkısını da paylaşayım da bilmeyen arkadaşlar varsa hoşlarına gider belki.

SPYAIR-Just like this!!!! - YouTube

Diğer şarkıyı bulamadım youtube da artık bir gün ben yüklerim youtube'a...

Bölüm 02

Bazıları bu animeyi saçma, salak bulabilir ama aslında o kadar samimi ve içten ki... Hazama'nın düşünce yapısına hayranım. Keşke herkes onun gibi düşünebilse dünya daha iyi bir yer olurdu. Şemsiye olayında yaşadığı hikaye ve daha sonrasında olanlar ne büyük bir ders vermiş ona. Hani deriz ya hayat hep ayrıntılarda saklıdır diye. Hazama'da küçük ayrıntılara çok büyük önemler veren bir karakter. Bu haftaki bölümle de Japonya'da en çok çalınan eşyanın şemsiye olduğu bilgisini vererek onun üzerinden güzel mesajlar verdi, tabi anlayanına...

Aslında 2 haftadır bu seri üzerine birşeyler yazayım diyorum ve her seferinde yazacaklarımın kastetmek istediklerime kifayetsiz kalacağını düşünüp erteliyordum. Sanırım bir yerden başlamanın zamanı geldi. Samurai Flamenco herşeyden önce dürüstlük, buna bağlı olarak kendi olarak kalmak için savaşmak, sürüleşmeye karşı direnmek ve yanlışlığa karşı susmamak üzerine konusunu gayet şık, güldürürken düşündüren referanslar üzerinden giden, sosyal mesajları bir an olsun ihmal etmeyen bir Anime. Güzel çizimlerin, güzel animasyonlar ve güzel senaryoyla atbaşı gittiği yapım izleyicini sadece eğlendirmiyor aynı zamanda kendini sorgulamaya zorluyor. Küçük yanlışların üst üste birikmesi ve başkalarında da tekrarlanması ile bunların nasıl büyük sorunlar ve korkunç yozlaşmalar şeklinde sonuçlandığını da herkesin hayatında mutlaka bir yerden yaşamış olabileceği şeyler üzerinden referanslıyor.

Tentai Senshi Sunred, Majestic Prince, Kurogane no Linebarrels'deki gibi kendi adaleti için toplumun genelinden ayrı düşmüş karakterimiz Masayoshi bu 3 örneğin aksine herhangi bir süper güce yada silaha sahip değil. Gündüz üyesi olduğu moda ajansı için çekimlere giderken geceyarısı kırmızı ışıkta geçenleri, toplu mahalde sigara içenleri yada evde olması gereken saatte sokakta sürtenleri uyarmak için sokaklara iniyor. Öte yandan gerçek hayatı temsil eden Goto ise, Masayoshi ile aynı çocukluk anılarına sahip olduğu halde aynı insan tipinin toplum normlarına teslim olmuş ve değişmeyi kabul etmiş yanını temsil ediyor. Öte yandan Goto'nun Masayoshi'yle tartıştığı sahneler kadar Masayoshi'nın yaptıkları ile konuştuğu sahneler serinin misyonunu doğru anlatabilmek için çok iyi bir seçim. Herhangi karakterin diğerine üstünlük sağlaması yada diğerinin yaşam tarzını değiştirebilmesi söz konusu değil. Bu bağlamda Masayoshi ve Goto bir tür yin yang uyumu oluşturuyorlar hikayede.

Türkiye gibi bir yerde, böyle bir senaryoyu Tokusatsu türüne saygı duruşu olarak sunmak anlaşılmaz bir çaba olacaktır farkındayım ama bu seçim yapılabilecek en ideal sentezi sağlıyor kanısındayım. Tek tek örneklemeyeyim ama Masayoshi'nin sahnede strese maruz kalınca içinden Red Axe'in tema şarkısını söyleyip rahatlaması kendi hayatımda da birçok kez benzerini yaptığım bir olaydı, seride kendimi gördüm diyebilirim.

Normalde bu sezon anime'lerinin ya açılışı, ya kapanışı pek yi olmuyor. Samurai Flamenco tarz olarak çok ayrı tarzda iki şarkıyla bu açıdan da farklılaştırmayı başarıyor.

Şu takdirde sonuca gelirsem, ilk 2 bölüm üzerinden yargılamak ne derece doğru bilmiyorum ama benim için 2013'ün şimdiden en iyi serisi diyebilirim.

edit: Pekçok Tokusatsu türevi role (Bkz.*) sesini vermiş Tomokazu Seki'nin bu yapımda da ruhani de olsa bir rolü olması deli gibi sevindiğim bir olay oldu.

O kadar yorumdan sonra söyleyemek isteyeceğim bir şey kalmadı. Eksik yada fazla seriyi anlatacak çok şey söylenmiş.

Bunun üzerine, Yowamushi Pedal/Samurai Flamenco/Diamond no Ace/Kill La Kill bana yeterde artar. Geri kalanlar pek de umrumda değil. Beklediğime değdiler ya acayip huzur doluyum.

Bunun üzerine, Yowamushi Pedal/Samurai Flamenco/Diamond no Ace/Kill La Kill bana yeterde artar. Geri kalanlar pek de umrumda değil. Beklediğime değdiler ya acayip huzur doluyum.

Bunlar arasına bir de Galilei Donna kattın mı senden iyisi olamaz.

Bunlar arasına bir de Galilei Donna kattın mı senden iyisi olamaz.

Galilei Donna, serisini daha izleyemedim. İndirdim öylece duruyor, yarın da tatil olduğundan yarın izleme kararı almıştım. Zaten stüdyolara falan baktım da baya sağlam duruyor. Bir de senaryo sağlamsa sezon favorilerime alırım.

Ama nedense içimden şüpheyle yaklaşan bir ses, üç kız ve bu üç kızın Galileo soyundan gelmesi, Galileo Tesoro olayı ve bir kaç faktör birleşince ortaya ne çıkacakta böyle über bir şey olacak merak ediyorum. Tabi hayranı olduğum bazı şeylerin seride bulunması doğrudan iyi bir etki yapmıyor değil.

En iyisi akışına bırakmak ve böylece neymiş öğreniriz.

İlk bölümü izledim daha da bu seri kendini izlettirir diyorum. Olgun karakterler ve adaletin savaşçısı olayı beni kendine çeken olaylar oldu.

. Karakterimizin saf ve hayalperest davranışları benim çok hoşuma gitti. Polis karakterimiz de konuda dendiği gibi, abi rolünü üstlenecek muhtemelen ve bizim elemanın arkasını toplayacak, bir yandan da onu kollayacak. Bölümün sonunda polis karakterimiz de kırmızı ışıkta geçiyorsun diye birini uyarıyordu. Ana karakterimizin havasına kapılacak o da muhtemelen

Tiger bunny denmiş, pek sevmemiştim ben ve umarım onun gibi olmaz diyorum.

2. bölüm de gelmiş ama onu da yarın izlerim artık.

Seriden ilk başta beklediğim olay örgüsü çok farklıydı lakin hikayenin aslında verilmek istenene önemli bir mesaj temalı olmasını kavradıktan sonra güzel bir yapım olarak izlemeye devam ediyorum.Seri açılış şarkısı sezonun en iyileri arasında bana göre. İkinci bölümde oldukça zevkliydi.

2. bölümü 1. bölümü aratmayacak tempo ve kalitedeydi. Kesinlikle burada geçen sözleri seçip duvara asmak lazım. O kadar yani...

Bu sezonun hevesle takip edeceğim bir serisi olacak. Hikayenin aklımda uyandırdığı Kick-Ass filminin elektriklendiren güzel anıları oldu daha başında. Animasyon, seslendirme, müzik, karakter tasarımları gibi teknik özellikle umut veriyor, güzel iş çıkarılmış. Düzeyli bir anlatım çabası da beklentilerimi yükseltiyor. Bir bütünlük içinde ruhta oluşturulmuş olursa yapımda bir ziyafet çekmiş olacağız. Yolumuz açık ola...

3. bölüm yine aşırı iyiydi. Sadece şu kadarını söyleyeyim olaylar kahkahayla güldürmüyor ama insanı mutlu ederek gülümsetiyor.Açıkçası bunu yaprken tek bir sahneyle beni 1 dakika boyunca ağzım kulaklarıma varacak şekilde gülümsetmesi ve gerçekten nedeni belli olmayan bir mutluluk patlaması yaşamamı sağlaması, beni dehşete düşdürmedi desem yalan olur.

Uzun zamandır 3. bölüm kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Bu seri gerçekten insanı eğlendirmiş olmak için güldürmeye çalışmıyor. Hakikaten kolayca tanımlayamıyorum bunu. Red Axe'in aktörünü gösterdikleri kısımda giren görüntülerden onun Kenji Ohba ve Hiroshi Fujioka'nın bir amalgamı olması ve Juurouta Kosugi'ye seslendirilmesini (ki çok sevdiğim bir seiyuu'dur) çok takdir ettim. Hatta araya giren theme song Akira Kushida'ya ait olabilir diye OST'unu sabırsızlıkla bekliyorum şu an.

Bölüm aynı zamanda Japonya'da ünlülerin katıldığı akşam üstü şovlarıyla çok güzel de dalgasını geçiyor.

3. bölüm için

4. bölüm itibariyle

4. bölüm

Şu ana kadar en eğlendiğim bölümdü sanırım. Artık karakterimiz sürekli dayak yemiyor ve biraz daha güçlü şekilde karşımıza çıkıyor. Eh ne de olsa hocası var. Fakat işlerin tam da ters gittiği bir noktada Flamenco Girl hikayeye girdi ve onu ilk gördüğünüz anda anlayabileceğiniz üzere bu gruptaki kızdan başkası değil.

Watchmen'in çizgiromanında, orijinal Nite Owl'un tam da sokaklara inmeye hazırlanırken kendisinden önce Hooded Justice'in ortaya çıkıp ilk halk kahramanı olarak anıldığını gördüğünde hissettiklerini anlatan kısımlar vardı. Flamenco Girl de bunun aynısını Samurai Flamenco için hissediyor. Neticede yıllarca dövüş sanatları ve jimnastik çalışmış, sırf bunun için ehliyet almaya çalışıp evini modifiye ettiği ıvır zıvırlarla doldurmuş, geriye bir tek kendine bir isim bulmak ve ortaya çıkmak kalıyorken onun tüm bu hedefini Samurai Flamenco'nun taklidi olarak kalmak noktasında kabullenemeyeceği anlaşılabilir. O da doğal olarak Samurai Flamenco'ya takım olmayı ve kendisini bilerek zor duruma düşürüp kendisini kahramanından daha iyi bir sidekick olarak göstermeyi kabul ettiriyor. Eh ne de olsa Goto dışında kahramanımızın Samurai Flamenco olduğunu bir tek kızımız biliyor.

Goto'nun kız arkadaşı ile sorunlar yaşadığı önceki bölümlerde saniyelik olarak da olsa SMS mesajlarından hissettiriliyordu. (Her ne kadar sevgilisinin yüzünü hiç görmesek de) burada ise bir yanlış anlaşılma / spontane gelişen bir olay sonucu Flamenco Girl şok silahıyla, onları durdurmaya çalışan Goto'yu bayıltıyor haliyle kahramanımız onun boynundan tuttuğu gibi Goto'nun karşısına çıkartıp kız arkadaşı adına, akşam olanlardan özür dielemeye geliyor. Tabi kızın zangır zangır titremesinden de anlaşılabileceği gibi, kız kahraman kostümleri olmadan güven sorunları geçiren bir kezban ve polislere karşı da zaafı var. Eh bu kadar sorunlu bir kızın ileriki bölümlerde hem kahramanımızı hem de kankasını ne kadar zor durumlarda bırakacağını öngörmek zor değil.

Elde bir süper-normal kahramanımız, arıza bir sidekick'imiz, bir mentor'umuz ve bir de dövüş hocamız var. Geriye ne kalıyor? Tabii ki kahramanlarımıza maceralarında kullanacağı teknolojik ıvır zıvırları sağlayan bir bilimadamı! Umarım introda gördüğümüz gözlüklü bilimadamını görmek için çok beklememiz gerekmez zira seri -her ne kadar 2. Teaser'de kendi kendine parodisini yaptığı üzere- bir 90'lar dizisinin formatına girecek gibi tabii herşey gibi bu da planlı olduğu için hiç mi hiç şikayetçi değilim. Kendinize bir iyilik yapın ve hala bu seriyi izlemediyseniz izleyin derim. Perşembe akşamlarına anlam katan sayısız güzellikten biri zira.

Hikaye çok güzel devam ediyor. Hiçbir komedi sahnesi "Hadi seyirciyi güldürelim" tarzında zorlama değil. SF bir de FG katıldı. Gerçi katılacağını tahmin etmek zor değildi ama erken mi geldi sanki. Karakterimiz fiziksel açıdan güçlendi, hocası oldu. Eğer hoca ve güç muhabbetti uzasaydı belki anime sıkabilirdi. Zamanında olan bir şey bence. SF polis tarafından tehdit olarak görülmüyor ama bence FG bu işi bozacak. Kullandığı silah ve davranışları normal değil. Her ne kadar bir suçluya bile yapmasınız polis tarafı ve ya halk tarafından hoşgörü görmeyebilirsiniz ki öylede oldu sanki. Çünkü Goto bizimkileri uyarmaya geldi ama FG yüzünden bizim eleman durmak bilmedi.

Bu 4. bölümlerde bir şey var. Animelerin kırılma noktalarının olduğu bölüm genelde 4. bölüm oluıyor.

Bu bölümü ve gidişatın bu yöne kaymasını ben pek hoş bulmadım. Flamenco Girl gibi basit ve ucuz bir karakter bu seriye gitmedi. Samurai Flamenco'yu aşağı çekip tabiri caizse onun üstüne basarak manşet olmak istedi. Bunu da başardı bu bölümde. Samurai Flamenco'nun onu dinlemesi de tamamen onun ideallerine ve yaptıklarına çok tersti. FG'nin olayları ele alışı ve hükmü SF'ye göre çok ters. Dolayısıyla kendisinin ona bir dur demesi gerekirdi öncelikle.

Bu yapıda bence serinin ilk 3 bölümde yaptığı her şeyi alt üst etti. FG'ü sonraki bölümlerde fazla görmeyiz umarım. Ben kendisinden hiç hoşlanmadım açıkçası. İdol olarak görünmeye devam etsin öyle daha güzel ve çekici.

Bence zaten amaç SF, FG doğru yolu göstermesi. Eğer bir takım oluyorsan amacın ve ideallerin aynı olmalı. FG biraz farklı kayıyor sanki.

Seri bu şekilde gitmeyecek ve FG, SF ve Goto'ya boyun eğmek zorunda kalacaktır diye düşünüyorum. Zaten Goto'ya zaafını gördük bile. Aklına gelen ilk şeyi yapan, yasaları umursamayan bir vigilante'nin yasalar çerçevesinde yanlışlıkları düzeltmek için çabalayan iki kahramandan rol çalması bana olası gelmiyor.

Şimdi biraz baktımda bu serinin mangası ya da visuel noveli yokmuş. Mangası ekimde daha yeni başlamış. Hiçbir şekilde spoiler yemeden tartışabilir, teoriler üretebiliriz.

Aynen Akuma sana katılıyorum. Goto'yu gördükten sonra boyun eğecektir. Çok fazla ihtimal vermesemde SG kostümü giydiği zaman kendinden geçmeye devam ederse bizimkilere sorun teşkil edebilir.