Squaw 31 Ağustos 2009 Share 31 Ağustos 2009 KÜNYE: Animenin Adı: Versailles no Bara Diğer Adları: Rose of Versailles, Lady Oscar,Berusaiyu no Bara Kategori: Tv Serisi Bölüm Sayısı:40 Firma/Stüdyo: TMS Entertainment Yönetmen: Osamu Dezaki,Tadao Nagahama,Yasuo Yamayoshi Animasyon: Shingo Araki Müzik: Kouji Makaino Dizayn: Shingo Araki Orjinal Eser: Riyoko Ikeda KONU: Ana konu aslında iki kadın karakterin üzerinde yoğunlaşırken İhtilal dönemine yaklaşmakta olan Fransa'da yaşananları bize güzel bir kurgu ve işleyişle sunuyor, tamamıyla Fransız İhtilali dönemine tanıklık etmemizi sağlıyor. Kendi istediği hayatı yaşayamamış olan iki kadın karakterimizden;Maria Antoniette hiç bilmediği bir ülkeye annesi tarafından daha 14 yaşındayken gelin olarak gönderilir,her şeyi bir oyun gibi gören Antoniette başlarda çok zorlanır ve bu bocalama Antoniette hala çok küçük yaşlardeyken -sanırım 16 yaşındayken- kralın ölmesi üzerine Fransa Kraliçesi olmasının şaşkınlığıyla daha da şiddetlenir. Oscar'ın hikayesine gelince,5 kız çoçuğundan sonra,erkek çoçuk beklerken 6.kız çocuğuna sahip olan Kraliyet Ordusu'nda görevli General Jarjeyes,son doğan kızını erkek gibi yetiştirir ve 14. yaşına bastığında Oscar'ın Avusturya Prensesi olup da Fransa'ya gelin gelen Maria Antoniette'nin korumalığı görevine gelmesi için elinden geleni yapar. Tüm itirazlarına rağmen bu görevi üstlenmek zorunda kalan Oscar,görevinin bir kız çoçuğuna bakıcılık yapmaktan öteye geçemeyeceğini düşünür.Bu yüzden isteksizce başladığı bu görevin ilerleyen zamanlarında Maria Antoniette'nin hem sırdaşı hem koruması hem de en iyi dostu olur.Oscar içine gireceği bu zorlu dönemlerin getirisini bilmeden hayatına devam ederken Andre de yanından bir an olsun bile ayrılmayacaktır. İlerleyen zamanda ana konunun temel taşını oluşturan Fransız ihtilali patlak verir.Maria Antoniette'nin ''Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler'' sözüyle hafızalara kazınacak olan olayların başlangıcına,Fransız ihtilali'ne,Bastille'in halk tarafından ele geçirilişine ve Antoniette'nin giyotine kadar gidiş hikayesine tanıklık edeceğimiz yolculuğumuz başlamak üzeredir.Oscar ise bu ihtilal döneminde hangi tarafta olacağına karar verirken önce bocalasa da kendi doğrularına inandığı yönde kararını verecek, hayatına kendi doğruları ekseninde devam edecektir. Aslında hikaye aşk ve dostluk olarak yansıtılsa da tarihin önemli bir evresi olan Fransız İhtilali dönemini tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor.İzleyiciye tamamıyle Kraliyet ailesinin iç yüzünü,saray içinde ve saray etrafında dönen entrikaları,Fransız İhtilali Dönemi'nin başlangıç evresinde Kraliyet Ailesinin yaşadıklarını ve son aşama olan giyotine kadar nasıl geldiklerini,her iki tarafın da -hem Kraliyet Ailesi'nin hem de asil olmayan halkın- hem haklı yönlerini hem de haksız yönlerini çekinmeden izleyicisine sunan bir yapımdır. KİŞİSEL YORUM: Anime dünyasının içine çekip de beni anime yapımlarıyla bütünleştiren tek seri Rose Of Versailles'dir diyebilirim.Tarihi anime karakterleriyle bağdaştıran,bağdaştırmaktan da öte direk hayatımıza yerleştiren bir seri,öyle ki seriyi izlerken içimde bir Oscar yönü bulmaya çabaladım ve çevremde Andre'nin huzurlu dünyasına sahip birileri olduğuna inandırdım ya da Maria Antoinette ve Fersen kadar aşık bir çift aradım.Fransa'nın o sokaklarında olup yolumu kaybederek karşıma çıkacak bir Versay Sarayı arama isteği duydum... İzlerken tarih bilincini bir kenara bırakıp olayları anlama,Antoniette'nin ''Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!'' cümlesinin ardındaki nedenleri çözmeyi çabaladım.Bir insanı,o olduğu için sevmenin ne anlama geldiğini gözler önüne sererken arkadaşlığı da göz ardı etmemenin ne demek olduğunu yaşadım.Çizimlerinin eskiliğine rağmen benim gibi birçok izleyicisinin gönlünü fethetmeyi başarmış bir yapımdı RoV (olmaya da devam edecektir umarım ).Çizimleri yanında içinde sakladığı o karakterlerin dünyası ama hepsindne öte gerçekliği gözler önüne seren tarihi olaylarıyla insanı kendi dünyasında yaşatmayı başarmış bir seri olmuştur eminim. İzlerken en çok Oscar aşığı olanalrın tarafındaydım,bu tutkuyu kimse bilemez ya da bilir ama kabullenemez.Oscar anime dünyamdaki karakterler içinde bambaşkadır çünkü...Ne o başkası gibi olabilir ne de başkası onun gibi!Olamaz aslında çünkü ''Oscar olabilmek!'' demek bambaşka bir anlamdır.Bu anlamı tanımlayabilmek için Oscar'ı en ince özelliğine kadar tanımak,tanımaktan öte anlayabilmek önemlidir.Bunu da kimimiz başarabilyorken kimimiz gözden kaçırabiliriz ama sonuçta Oscar,yine de Oscar'dır Sadece dostluk ve aşk temasının işlendiği izlenimini veren bir seri olsa da aslında tarihte büyük bir yer edinen ''Fransız İhtilali''nin ne kadar yıkıcı bir dönüm noktası olduğunu, birçok yaşamı nasıl mahvettiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.Asıl güzelliği de yaşananları sadece bir taraf yönünden işlememiş oluşu,yeri geldiğinde zengin dünyayı suçlarken yeri geldiğinde fakir halkın da suçlu olduğu yaşantıları gösteriyordu ya da tam tersi bir durum sergiliyordu.Bazen Asiller Dünyası'nın getirisi davranışların acımasızlığına tanıklık ediyorduk.Neye ya da kime hak vereceğimiz önemli değildir aslında,bu gerçeklği izleyip de hiçbir zaman değiştirileyemecek gerçekleri kabul etmemiz bu serideki farketmemiz gereken en önemli nokta olmalı!Karakterlerin gerçekliği ise kabullenebileceğimiz en güzel öğeydi... KARAKTERLER: Oscar François de Jarjayes Babası hep erkek bir evlat isteğini bastırabilmek için Oscar'ı bir erkek gibi yetiştirir ve ilerleyen yıllarda önce Maria Antoinette'nin korumalığına gelir sonra da mesleğinde Muhafızlar Birliği'nin Komutanlığına getirilecek kadar ilerler ama çoğu zaman yine de mutsuzluk hisseder. Gururlu,düşünceli,asil olmasına karşın çoğu asilden daha gerçek bir kalbe sahip bir kişiliktedir.Zaman ilerledikçe Antoniette ile çok iyi bir dostluğa adım atar.Kraliçeyi her yanlış adımında uyaracak,görevi Kraliyet Ailesi korumalığı olmasa bile O'nu her daim korumaya yemin eder. André Grandier Çoçukluğundan beri her zaman Oscar'ın yanında olmuştur.Bu durum sadece bedensel olarak değildir,her tehlikede de Oscar'ı kurtaran Andre'dir. Çevresindeki insanları her anlamda düşünen bir yapıya sahip olan Andre,Oscar'ı kendisinden bile en iyi anlayan kişidir.Sahip olduğu konumu da asla unutmayan Andre, Asiller Dünyası'ndaki en dürüst insanlardan biridir,ne de olsa onların kanına sahip değildir. Axel von Fersen Tarihte gerçekten yaşamış bir kişiliktir. Tarihte önemli rollerden birini üstlenmiş olan Fersen,zaman içerisinde Oscar ve Andre ikilisi yanında yerini alacaktır çünkü arkadaş canlısı kişiliği sayesinde herkes için iyi bir dost olacaktır. Marie Antoinette Fransa'nın hüzünlü tarihinde sıkışıp kalanlardan birisidir. Oscar'a en çok güvenenlerden birisi olan Antoinette,bilgisiz kişiliği yanında aslında insancıl tarafı olan bir yapıya da sahiptir.Sadece bu özelliğini zaman zaman unutur. Louis XVI Maria Antoniette’nin evleneceği taht varisidir.Antoinette ile aynı yaşlarda olan Louis, babasının ölümü üzerine tahta geçerek,Fransa Kralı olur. İçine kapanık,bulunduğu konumun aksine tamamıyla utangaç olan Lous,karısı Antoniette’yi ne kadar çok seviyor olsa da,ona bunu göstermeyi başaramayan birisidir. Marie Therese d'Autriche Maria Antoniette’nin annesidir. Avusturya Kraliçe’si olan Marie,hiç istemediği halde ülke ilişkilerinden dolayı küçük kızı Antoniette’yi gönülsüz bir şekilde Fransa’ya gelin gönderir. Kızının,saraya yerleştikten sonraki bazı davranışlarını onaylamasa da bulunduğu uzaklıktan dolayı,ona yardım etmekte zorluk çeker ve bu durum Therese’yi günden güne büyük üzüntülere sürükler. General de Jarjeyes Oscar’ın babası olan General,çok sert bir kişiliğe sahip asilzadelerdendir.Tarihte yaşamış olan karakterlerden birisidir. Oscar’a karşı her zaman sert tavırlar sergileyen bir babadır.Sahip olduğu bu tavırlar aslında sadece Oscar’a karşı değildir,tüm çevresine karşı her zaman böyle tavırlar sergileyen sert bir General olan Jarjayes,Oscar konusunda hep büyük umutlar beslemektedir. Madame de Jarjeyes Oscar’ın annesidir.Bulunduğu konuma rağmen çok alçakgönüllü bir yapısı olan karakterlerden birisidir.Oscar’ın bulunmuş olduğu durumuna her zaman üzülen fakat bu konuda pek bir şey yapamayan ama Oscar’a büyük değer veren bir annedir. Victor Clement de Girodelle Oscar’ın görevini isteyen asilzadedir.Görev bilincini her şeyin üzerinde tutan,bulunduğu konumu asla kötüye kullanmayan çok iyi bir askerdir.Zamanla Oscar ile birlikte aynı amaç doğrultusunda devam etmek için,aldığı görevi en iyi şekilde sürdürecektir. Comtesse du Barry Kraliyet Ailesi’nin yanında yer alan Asilzade’ler arasında yerini alabilmek için,hiçbir şeyi sakınmadan yapabilecek yapıya sahip olan bir karakterdir. Hırslı,gözü yükseklerde olan ve bunlar için çevresindeki herkesi ve her şeyi,hatta kendisini bile kullanmaktan çekinmeyen bir yapıya sahiptir. Madame de Polignac Antoniette,Kraliçe olduktan sonra bir dönem yanında bulunan en yakın kişilerden birisidir. Lüks yaşamı,kraliyet hayatını ve zenginliğin en büyüğünü isteyen,gözü yükseklerde olan,bunun için de Antoniette’ye,hep sahte bir yakınlık gösteren kişilerden birisidir.Saray entrikalar içerisinde önemli bir yere sahip olan bir karakterdir. Alain de Soisson: Seride Andre sonrası en sevdiğim erkek karakterdir Alain. Ulusal Koruma Birliği'ndeki Oscar'ın emrindeki kişilerden birisidir.Başlarda Oscar'ın asil kanı taşıması nedeniyle agresif bir kişilik sergilemektedir ama askine Alain oldukça insancıl bir yapıya sahiptir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Susano'o 31 Ağustos 2009 Share 31 Ağustos 2009 Bunu da hala izlemedim. Tanitimi okuyunca izleyesim geldi ama Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
lantis 1 Eylül 2009 Share 1 Eylül 2009 ben televizyonda izlemiştim çooook eskiden bir ara bu seriyide izlemek lazım tanıtım için teşekkürler Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
gundamaster 1 Eylül 2009 Share 1 Eylül 2009 Çocukluğumun aşkıydı Oscar. Annemle oturur izlerdik. Tekrar izleme planımız var seriyi. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Susano'o 1 Eylül 2009 Share 1 Eylül 2009 çok ilginçtir, benim de babam ismi çok tanıdık geldi falan dedi bu seri için Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
lafolya 10 Eylül 2009 Share 10 Eylül 2009 benim fovorim olan anime serilerinden biridir. özellikle oscar ın erkek gibi davranmaya ve kraliçenin özel koruması olmaından ve sonra asıl kimliğinin ortaya çıkmaya başlamasıyla beraber yaşadığı karmaşanın aşıya kaçmacan yansıtılması gerçekten insanı etkiliyor.. görev sorumluluğu ve benliği arasındaki çelişkilerin yansıtılması sonunda gerçek aşkını anlaması güzel bir şekilde izleyiciye anlatılmış.. annemle beraber izlediğim bir seri olmasıda ayrıca benim için ayrı bir önem taşır. annem hep asker kız başlamadı daha diye sorup başladığında tüm işlerini bırakarak benimle izlerdi... Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
zhenya 10 Eylül 2009 Share 10 Eylül 2009 Listemin 2.sırasındaki yerini herzaman koruyacak ve ne zaman kafama sıkılsa son sahnelerini izleyip hüzünlendiğim kendime işkence ederken biyandan da çocukluk yıllarıma döndüğüm anime ...Ahh Oscar ahh ...Onun o duruşu vardıya rüzgara karşı ...Bak yahu gene izleyesim geldi Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Kisiliksiz 10 Eylül 2009 Share 10 Eylül 2009 Bir bölümünde, Andre, artık Oscar'ın kadın olduğu gerçeğini kabul etmesi gerektiğinden bahsederek; kendisi ile tartışmaya başlar. Tartışma biraz sertleşir ve Andre Oscar'ın yakasına yapışır ve aralarında bir anlığına da olsa küçük arbede durumu gerçekleşir. Oscar'ın gömleği yırtılır ve yatağa serilir. Andre şaşkındır. Oscar'ın yüzü bize dönük: "Şimdi bana ne yapacaksın Andre?" der. Öyle bir ifade ile söyler ki bunu ekran karşısında şok geçirerek "Ulan Andre, iyi halt yedin!" demişimdir. Muhakkak izlenmesi gereken yapımlar listesinde ilklerde yer alır. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Squaw 10 Eylül 2009 Yazar Share 10 Eylül 2009 Ve o sahnenin devamı asıl beni etkilemiştir Kişiliksiz hem de öyle bir etkilemiştir ki Andre'nin şu sözleri (aklımda kaldığı şekilde yazacağım en son izleyişimden 1 yıl geçti sanırım); ''Gül'ler her zaman gül'dür,isteği renge bürünse de istediği çiçeğin şekline girse de kokusu her zaman onun ''Gül'' olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir....'' Gibi bir repliği söyler ve kapıyı çarpıp gider... Aslında ne çok anlam barındıran bir cümledir Oscar'ın kadın olduğu gerçeğini inkar edişinde dair... Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
kiyoshi 7 Aralık 2009 Share 7 Aralık 2009 Fransız İhtilalini bu animeyle kavramıştım (: Kanal 6 da verilmişti üstelik son bölümüne kadar izlemiştim.bence kesinlikle izlenmeli.. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Doumeki Shizuka 10 Aralık 2009 Share 10 Aralık 2009 kesinlikle izlenmesi gereken bir animedir.bir bilen cevap verirse sevinirm aralıkta yada ocakta tekrardan mı çıkacaktı?yeni çizimler fln.yoksa ben yanlış mı duymuşum?içimde boş bir ümit mi var? Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
özz 10 Aralık 2009 Share 10 Aralık 2009 bir anime filmi projesi vardı yayın tarihi 2009 deniyordu ama yalan oldu galiba ümitlerimiz 2010 a ertelendi Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
brisingr 10 Aralık 2009 Share 10 Aralık 2009 tanıtım içinde teşekkürler squaw... doumeki shizuka ve özz ablanın tavsiyesiyle indirmeye başladım...beklentim çok fazla...cidden çok methedilen bir anime...izleyenlerin verdikleri puanlar da bayağı yüksek.. bakalım nasıl bir seri çıkacak... Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
özz 10 Aralık 2009 Share 10 Aralık 2009 ana!! ben mi tavsiye etmişim tabiki herkesin izlemesini tavsiye ederim :spit: hayatımın animesi dediğim benim için her zaman 1 numara olacak olan bir animedir. öncelikle 30 senelik bir anime olduğundan çizimleri beğenmeyebilirsiniz ama konu teknik eksikliklerini unutmanıza neden olacaktır. ilk 6-7 bölümü sabırla izledikten sonra (çünkü bu bölümler saray entrikalarıyla dolu, biraz pembe dizi misali, bazılarını sıkabilir) su gibi akıp gidiyor seri. benim en çok sevdiğim sahneler oscar' ın nehir kenarında kendi kendine kraliçeye sitem ettiği ve andre öldükten sonra kendini kaybedip andreyle konuşur gibi pişmanlıklarını dile getirdiği bölümler Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Squaw 11 Aralık 2009 Yazar Share 11 Aralık 2009 Kesinlikle bu anime konusunda Özz ile aynı düşüncelere sahibiz,bu animeyi izleyene kadar birçok anime izlemiş olsam dahi asla bendeki yeri değişmeyecek olan tek animedir diyebilirim yapım yılının eskiliğine rağmen izlerken içerisinde kaybolduğum nadir animlerdendir,tarihin gerçekliğini göz önüne sürüp de bu kadar güzel anlatabileceği düşüneleyemeck bir anime serisidir. Film konusunda da hep ümitlerimiz boşa çıktı maalesef bir anime filmi ve live action filmi olmasına rağmen izleyenleri tarafından live action filminin hiç beğenilmediğini okudum birçok yerde yabancı izleyici kitlesi olsun Türk izleyici kitlesi olsun,ben de filme ait resimlerine göz attığımda ne demek istediklerini çok iyi anladım açıkçası. Ve de her zaman belritmek istediğim noktayı yinelemek istiyorum,serideki çoğu karakter gerçek yaşamda var olmuş yani tarihte yaşamış karakterlerdir Oscar'ın babası bile tarihte var olmuş olan bir karakterdir. Benim de sevdiğim sahnelere gelince ilk olarak Özz'ün de yazdığı sahne her zaman beni ağlatmıştır hem de ilk kez izliyormuşçasına ve diğer sevdiğim birkaç sahnesini de belirtmeden geçmek istemiyorum; -Küçük taht adayını at gezisine çıkardığında Oscar.a olan aşkını ilan ettiği sahne ve Oscar.a bir daha dünyaya gelirse onu kraliçesi yapacı sözü verişi. -Andre ve Oscar.ın tartıştığı bir sahnede Andre'nin her zaman bahsettiğim ve çok anlamlı bulduğum cümlesini sarfettiği sahnesi(Cümleyi net hatırlamıyor olabilirim ama aklımda kalan şekliyle yazıyorum);Gül her zaman gül'dür,istediğin şekle soksan da istediğin çiçeğin adını versen de özünü asla değiştirmezsin....Oscar.ın kadın olduğu duygularını kabul etmediği bir sahnede söylüyordu Andre bu cümleyi. -Ve o son Oscar.ın üzerine yerleşmiş olan o muhteşem göz alıcığıyla sonunu yaşayışı,kaç kere içimde yara açar ben bile bilmiyorum. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
sera myu 11 Aralık 2009 Share 11 Aralık 2009 ben hala içimde oscarında gerçek olduğu umudunu taşıyorum ama hakikaten harika bir anime Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
özz 11 Aralık 2009 Share 11 Aralık 2009 @ squ, o söz şöyleydi sanırım beyaz da açsa kırmızı da gül yine güldür, bir gül asla leylak olamaz. çok güzel bir söz ayrıca geçende kara no kyoukai nin hangi filminde hatırlamıyorum ama bu sözün nerdeyse aynısını duydum sanırım. live action filmi için en büyük problem oscar karakterini oynayacak oyuncu bulmak herhalde, hem erkek kıyafetleri içinde erkek gibi görünecek, kimse şüphe duymayacak, hem de kadın kıyafetleri içinde tam bir kadın olacak. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Squaw 11 Aralık 2009 Yazar Share 11 Aralık 2009 @Özz Evet aynı söz Kara no Kyoukai filminde de geçiyordu Aozaki,Shiki'ye söylüyordu aynı sözü tanışmaya başladığı dönemde sanırım ama bence bu sözün ardındaki anlam Oscar'ın durumunu çok güzel özetliyor. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
özz 11 Aralık 2009 Share 11 Aralık 2009 evet ne yaparsan yap, hangi şekle, hangi renge bürünürsen bürün özünü değiştiremezsin. off off oscar izleme vaktim gelmiş :spit: Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
eczmeltem 11 Aralık 2009 Share 11 Aralık 2009 Amannn! Dedim başlığa bir göz atayım dedim. Baktım Oscar , andre, şu sahne bu sahne ballandıra ballandıra anlatıyorsunuz. Dayanamadım . Gidiyorum indirmeye hemen. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
özz 11 Aralık 2009 Share 11 Aralık 2009 indir indir, bence seveceksin. seni de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız :spit: Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Doumeki Shizuka 11 Aralık 2009 Share 11 Aralık 2009 ve iki versailles no bara cı daha geliyor...bu anime gerçekten insanı çok etkiliyor.seriyi bitirdiğimde yaklaşık bir ay fransız ihtilalini ve o dönemi araştrmıştım Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
eczmeltem 14 Aralık 2009 Share 14 Aralık 2009 Vallahi indirmeyi bitirdim. Türkçe altyazı bile uydurdum hemen. Çevirimi halledeyim . Geliyorum aranıza hemen. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
martikanadi 5 Şubat 2010 Share 5 Şubat 2010 Vazgeçilmezim... Harika bir seridir bende tarih dersini bu anime sayesinde geçtim ... İki tane soru sormuştu hocamız sayesinde ikisinide doğru yapmıştım .... Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Susano'o 4 Nisan 2010 Share 4 Nisan 2010 En son 24'üncü bölümü izledim ve bazı yorumlarımı eklemek istiyorum. Dönemin tarihi olaylarını daha önce okumuştum ama, böyle güzel işlenmiş olması kendine çekmeyi başardı diyebilirim. Marie Antoinette'in olaylarını ilk okuduğum zaman da kendisinden hoşlanmamıştım. Kraliçe olmanın, kraliyet ailesinde olmanın sorumluluklarını görmezden gelmiş, görmezden gelmek bir yana, aslında farkına bile varamamış bir kadın. Animede duygularına karşı dürüst bir insan olarak betimlenmiş olsa da bu, halkına karşı olan sorumsuzluğunu affettirecek bir erdem değildi. Animeyi izlemeden önce de kendisini sevmezdim, animeyi izlerken de sevdirmeyi başaramadılar. Aynı şey kral 16ıncı Louis için de geçerli. Her ne kadar iyi niyetli bir adam olsa da, kararsızlığı ve beceriksizliği ile ülkesi ile ilgilenmemesi onu giyotine götürmüştü. Aslında devrimciler için sadece bir alet, bir günah keçisi olmuştu. Animede sevilemeyecek daha çok karakter var. Du Barry, Polignac, Jeanne üçlemesi beni çileden çıkarmaya yetti de arttı bile. Andre'nin arada yaptığı yorumlar da sinir etmedi değil. Oscar da sinirleniyor zaten. Hans Axel von Fersen belki sevilebilecek bir karakter. Tarihi duruma gayet yakın betimlenmiş. Animede bahsi geçmedi sanırım ama, Marie Antoinette'nin ilk çocuğunun ona ait olduğu dedikodusu da yapılmış zamanında. Doğru dürüst sevebileceğim tek karakter sanırım Oscar şu ana kadar. Ama o da ilk başlarda çok daha iyiydi. Özellikle Andre'yi korumak için kendi hayatını riske attığında çok takdir etmiştim. Ama yer yer, o da kendisinden olan beklentilerimi karşılayamadı. Marie Antoinette'ye karşı biraz fazla hafif davrandığını düşünüyorum. Ondan içinden geleni çekinmeden pat diye söylemesini beklerdim. Halk acı çekiyor, söylemesi gerekeni biliyor, kraliçenin kendisini dinleyeceğini biliyor, ama kraliçeye karşı sevgi duyduğundan sadece onu üzmemek için söylemiyor. İyi bir hükümdarın iyi danışmanlara ihtiyacı olduğunu bilip, gerekirse kraliçeyi üzmek pahasına da olsa söylenmesi gerekeni söylemesini beklerdim. Babasını tarihi bir karakter olmasına rağmen Oscar hayali bir karakter. Her ne kadar iyi bir karakter de olsa, tarihi değiştirecek kadar iyi bir karakter olamayacağı için verilen rolün daha iyi olamayacağını tahmin etmem gerekirdi aslında. Daha izleyecek 16 bölüm var. Bakalım bu sırada daha neler olacak. Tarihi kısmını zaten biliyorum ama, Oscar için neler olacağını merak ediyorum. Umarım hikayenin geri kalanını talihsiz bir aşk hikayesine çevirmemişlerdir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Önerilen İletiler
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap