Nobunaga the Fool

Tanitimi çeviri başliğindan alayim dedim

[bimgx=600]http://www.2is.jp/wp-content/uploads/2013/06/a4668b16e4e34ba9248a333556378e77.jpg[/bimgx]

AniDb | ANN | MAL

[fieldset=Başlık]

Batı Gezegeni ve Doğu Gezegeni olarak ayrılmış bir dünyada, iki taraf sonsuz bir savaş içerisindedir. “Kutsal hazineleri” olarak bilinen süper teknolojilerin dönüşü dünya düzeni devrim yaratabilir, ancak “sapkın bir kız” hariç hiçkimse onlardan birine sahip değildir. Batı gezegeninden bir kız olan Jeanne d’Arc Kaguya, dünyayı kurtarıp barışı getirecek olan “Star Messiah (yıldız mesihi)”nin doğuşuyla ilgili ilahi görüler görür ve Doğu Gezegenine doğru bir yolcuğa başlar. Yanında “Dünyayı gözlemleyen” Leonardo da Vinci vardır ve yolları “The greatest fool of the day (Dönemin en büyük aptalı)” Oda Nobunaga’yla kesişir…

Tanıtım

torucon'dan alınmıştır.

[/fieldset]

Nobunaga the Fool Anime Trailer - YouTube

Tanıtımı okuyunca direk afalladım içtiğim kolada alkol mü vardı diye kontrol ettim. Şimdi anime hakkında en ufak bir fikrim yok tanıtımında maşallahı var okuyanın kafası daha da karışıyor. Yalnız şu animelerde artık Oda Nobunaga adını duymaktan gına geldi. Nedir kimin nesidir bu adam diye merak edip zamanında hayatını bile okudum ne yapmış diye. Amerikalıların hitler takıntısı bir japonların oda Nobunagası iki. Yıllardır ısıtıp ısıtıp konusunu yapıyorlar . Bu japonlar bizim gibi karadan gemileri yürütüp İstanbul'u alsalarmış direk 1000 animelik malzeme çıkarırlardı şimdi.

Maymun iştahlı birinin yaptığı kesin bu animeyi, neden derseniz şöyle sıralayayım

1. tarihi epic olsun demiş oda nobunaga koymuş...

2. Bilim kurgu olsun demiş mecha koymuş...

3. Oda nobunaga yetmemiş tarihe gitmiş bir de rönesans dönemi avrupa tarihi koymuş.

4. O da yetmemiş gitmiş orta çağ avrupasını da koymuş....

5. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de fantastik bir boyutsal karmaşa koymuş...

Şimdi bu kadar açılıp saçıldıktan sonra konu nasıl toparlanır bize onu gösterebilse iyi olur ama pek ihtimal de veremiyorum. Yine de ümit var olup sonuna kadar izlemeyi planlıyorum.

Maymun iştahlı birinin yaptığı kesin bu animeyi, neden derseniz şöyle sıralayayım

1. tarihi epic olsun demiş oda nobunaga koymuş...

2. Bilim kurgu olsun demiş mecha koymuş...

3. Oda nobunaga yetmemiş tarihe gitmiş bir de rönesans dönemi avrupa tarihi koymuş.

4. O da yetmemiş gitmiş orta çağ avrupasını da koymuş....

5. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de fantastik bir boyutsal karmaşa koymuş...

Şimdi bu kadar açılıp saçıldıktan sonra konu nasıl toparlanır bize onu gösterebilse iyi olur ama pek ihtimal de veremiyorum. Yine de ümit var olup sonuna kadar izlemeyi planlıyorum.

Ön yargılı olma, benzeri bir seri olarak Kyoukai Senjou no Horizon var ve bence gayet başarılı bir yapım.

Mecha, tarih, samuraylar, rönesans bilginleri, dönemsel kargaşa vb. hepsi var onda da.

Maymun iştahlı birinin yaptığı kesin bu animeyi, neden derseniz şöyle sıralayayım

1. tarihi epic olsun demiş oda nobunaga koymuş...

2. Bilim kurgu olsun demiş mecha koymuş...

3. Oda nobunaga yetmemiş tarihe gitmiş bir de rönesans dönemi avrupa tarihi koymuş.

4. O da yetmemiş gitmiş orta çağ avrupasını da koymuş....

5. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de fantastik bir boyutsal karmaşa koymuş...

Şimdi bu kadar açılıp saçıldıktan sonra konu nasıl toparlanır bize onu gösterebilse iyi olur ama pek ihtimal de veremiyorum. Yine de ümit var olup sonuna kadar izlemeyi planlıyorum.

Fena ikilemde kalmışsın Kusogaki. Bu söylediklerini Nobunagun serisi için sarfetmemişsin enteresandır. Orada da tarihi figürler günümüz japonyasına silah olarak yedirilmiş. Hem Japon tarihi hem de diğer ülkelerin tarihlerinden figürler var sanırım onlara da Nobunaga yetmemiş. Ghandi, Jack The Ripper, Newton vs.

Horizon'u hiç beğenmemiştim ama Nobunaga The Fool daha cazip gelen bir yapım oldu benim için. İlk anda yadırgadım lakin konsepti bu şekilde kabul edince gayette beğenilebilecek bir seri.

Doğu ve Batı kültürlerini iki ayrı dünya olarak ele almaları ve her iki kültüre ait tarihi figürleri hikayeye katmaları orijinal bir iş olmuş.

Mechalar ve kullanılan uzay araçları da steampunk havası katmış seriye. Kaç seride Knightmecha görüyoruz ki zaten. Bir Escaflowne vardı adam akıllı olan.

Bende Kusogaki'ye katılıyorum. Benimde ilk izlenimlerim o yönde. Sanki biraz biraz bunların ilgisini çekelim, biraz şunların ilgisini çekelim der gibi her şeyden bir şey koymuş. Oda'yı sokmadıkları bir bura kalmıştı onuda yaptılar.

Her ne kadar pek sevmesem de Kyoukai Senjou no Horizon da ciddi bir yapım değildi, makara kikiri doluydu. İlk sezonun az biraz izlenebilirliği vardı ancak 2. sezon beni hayal kırıklığına uğrattı.

Uzun zamandan beri beklediğim bir seriydi ve ilk bölüm bende çok olumsuz bir izlenim de yaratmadı aslında ama hala serinin az sayıda karaktere rağmen fazlasıyla karman çorman bir anlatıma sahip olduğunu düşünüyorum. Bunun çoğu sebebi de aslında Da Vinci karakteri ile ilgili. Da Vinci nasıl oluyor da Jean D'arc'ın ilahi gücünden haberdar oluyor, Da Vinci neden bir Mecha yapıyor da bunu Jean D'arc'ın kendisiyle gelip geleceğinden eminmiş gibi gideceği seferde Mecha'yı da yanına alıyor yada Da Vinci neden Magellan'a gezegene inmesini rica etmiyor da mekiği kaçırıyor gibi gibi. Tomokazu Sugita'yı gerçekten severim ama Da Vinci karakterinin öncesinde en az bir bölüm anlatılıp şu an gördüğümüz bölüme geçilmesi her şekilde daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Tüm karakterleri görmediğimizden yorum yapamıyorum ama Nobunaga'nın üçlüsü biraz klişe ama kabul edilebilir ekip oluşturuyor. Jean D'arc'e daha odaklı bir anlatım olursa daha sevinebilirim yine de.

Tarihsel figürlerin alternatif evrenlerde toplu şekilde işlenmesi furyasına yabancı değiliz (Bkz. Konpeki no Kantai) ama Nobunaga The Fool'daki durum (en azından ilk bölüm itibariyle) ikide bir taca çıkan bir maçtan keyif almaya çalışmaya benziyor. Kyoukai Senjou no Horizon'da da olduğu üzere tamam, senaryo yazmışsınız ama herşey karman çorman dedim. Diyaloglar basit ve yüzeysel, bu durum çocuklar ve bayan izleyiciler de hedeflerek yapıldığını gösteriyor. Elbette buna bir itirazım yok fakat masabaşı savaş stratejilerine yada danışmanların önerilerine odaklanılan diyalog ağırlıklı bir seri olsaydı seriye bundan daha fazla saygı duyabilirdim. Şu haliyle Nobunaga'nın iki sadık adamıyla ortamlara akıp da ara ara gaza gelip önüne geleni tepeleceği bir yapımdan fazlası olmasını beklemiyorum. Yine de sırf içinde Magellan veya Jean D'arc var diye bile izlemeye devam edebilirim.

Sengoku Gyojin Dullahan'ın duyurulduğu ilk günden beri Sengoku döneminde bir Mecha serisini sabırsızlıkla bekliyordum, seriyi takibe almamdaki sebeplerin başında da bu geliyordu. Dizaynlar beklediğimden kötü değiller aslında ama Nobunaga'nın kullandığı batı yapımı Mecha'nın nedensiz yere Aquarion'a benzemesini anlayamadım. Tamam, Kawamori'nin Macross'dan sonraki ikinci göz ağrısı olabilir ama biraz daha samurai-mecha kıvamında birşey bekliyordum ayrıca cannon fodder'ler steampunk gibi durmakta iken Nobunaga'nın Mecha'sının Super Robot modunda olması biraz uçuk kaçmış diye düşünüyorum. Keşke tüm dizaynlar Break Blade'dekiler gibi olsaymış. En azından serinin fazladan ticari olarak pazarlanabilecek bir yönü daha olurdu.

Çizimler vasatın üzerinde ve CG'ler rahatsız edici değiller hatta animasyonun akıcılığına katkıda bulunuyorlar. Fakat aynı anda kadraja giren karakter sayısının azlığı nedense bende soru işaretleri yaratıyor ve illa karşılaştırmak gerekirse animasyonların Buddy Complex'den daha iyi olduğunu düşünmüyorum. Yine de Satelight'in ileriki bölümlerde bu kaliteyi daha aşağı düşürmemesini diliyorum.

Seiyuu kadrosu serinin en sağlam yönü. Eleştirilebilecek tek bir yanı bile yok. Bunda özellikle Mamoru Miyano'nun "budala" bir prens hissiyatını çok iyi verebilen, samimi bir anlatım köprüsü kurabilmesinden kaynaklanıyor. Karakterlerin kullandığı basit cümleler yada background plot anlatımının eksikliğini bu yüzden bile hissetmiyorsunuz çoğu yerde. Seri bu açıdan alt metin olarak zayıf olsa bile anlatım olarak başarılı olduğunu hissettiriyor. Yine de bu, bir noktaya kadar seriyi parlatabiliyor.

İlk bölüm itibariyle Nobunaga The Fool uzun soluklu prodüksiyon çalışması, yüksek bütçesi ve iddialı tanıtımının altında kalan bir hayal kırıklığı olmasa da tam olarak beklediklerimi sunabilmiş değil. Bu da sanırım Shoji Kawamori'nin hala olgun bir yönetmen kariyeri sunamamış olmasından ileri geliyor. Seriyi ileride Satelight'ın yapacaklarını görmek açısından bir ön sunum projesi olarak değerlendirerek biraz daha anlayışlı yaklaşacağım. Ama bu muhtemelen sonraki projelerine yaklaşımımın daha net olmasına yol açacak. Zira Satelight'ın Macross ne F'de ne sonrasında potansiyelini ortaya koyamadığını düşünüyorum, en azından ilk bölüm bunu gösteriyor.

Bunu izleyip"Saru" dedikleri karakteri gördükçe aklıma sürekli Sengoku Basara geldi . Giydiği kıyafetin renkleri felan. Kullanılan mechalarda Samurai 7 i. Neyse seiyuuların geneli hoşuma gitsede bu karakterde Tomokazu Sugita'ya uymamış şöyle Sakata Gintoki ve Specter Graham gibi yarı deli sadist karakteri seslendirmesini tercih ederdim bu turden entel burjuvaları seslendirince yazık oluyor bu sese yahu. Nobunaga zaman hakkında konuşmaya başlayınca "yürü be Kyouma dünya senin parmaklarının arasında dönüyor" dedim içimden seiyuular iyi ama burdaki karakterleri nobunaga, mitsuhide , saru ciddiye alasım gelmiyor Gintama sağolsun gözümün önüne kaplıcadaki donlu halleri geliyor

Fena ikilemde kalmışsın Kusogaki. Bu söylediklerini Nobunagun serisi için sarfetmemişsin enteresandır. Orada da tarihi figürler günümüz japonyasına silah olarak yedirilmiş. Hem Japon tarihi hem de diğer ülkelerin tarihlerinden figürler var sanırım onlara da Nobunaga yetmemiş. Ghandi, Jack The Ripper, Newton vs.

Buna katılmıyorum, nobunagun serisindeki tarihi öğeler dediğin kısım nobunaga için soyun devam etmesiyle alakalı (reankarnasyon niteliğinde) ayrıca bulunduğu dönem içinde gizli bir örgüt yer altında (veya her nerdeyse) yaratıklarla savaşıyor olması ve bu yaratıkların yer yüzüne çıkabilmiş olması da seri akşını bozmayan ve göze batmayan bir şey, bunun yanıda seri zaten tarihi değil ayrıca mecha da değil. Özel güç var işin içinde. Son olarak "Ghandi, Jack The Ripper, Newton" bunların kişilerin kendileri değil lakapları olduğunu düşünüyorum.

Son olarak eklemek istediğim bir şey var bu kadar neden sonuç ilişkisi yazmış olsam da açıkçası biri hoşuma gitti diğeriyse aman aman hoşuma gitmedi şeklinde basit bir açıklaması da var.

Karakter çizimleri açısından oldukça begendim.Belki Türklerden de bir şahsiyeti görebiliriz. Mecha ve tarih absürd kaçsada

2. Bölüm 6.dakikada düşülen

Not 1. Bunun mechası ne kadar tipsiz la . Aslında batı mechalarının hepsi öyle . Doğununkiler daha sempatik çıktı

Not 2. Daha önce söylediğimi geri alıyorum Tomokazu ile Mamoru yu daha nerde bir arada görecez . Ikisi karşılıklı konuştukları ... Yok bağrıştıkları o kısa an hoşuma gitti sanki

Edit ; birde şu soylu ağzını bıraksa aaah ah

Edit 2 ; eh mechamıza ismini de verdik . Sezar ile brütüsü de gördük geri kalan kısımlarda birşeyler izledik fakat özellikle ilgimi çeken bir yer olmadı

4. bölüm

5. bölüm

6. bölüm