Eğer Bir Animede Olsaydınız...

Lise 1. sınıf 4 oda arkadaşı etrafında şekillenen bir slice of life

1. Kişi: Çeşitli nedenlerden dolayı erkek yurdunda kalmak zorunda kalan eşcinsel bir arkadaşımız. Tanısak aslında severizdir ama çekinceleri vardır.

2. Kisi: Bu çocuğun tam 5 ablası, sürüyle yeğeni var. Ailedeki tek erkek çocuk olduğu için fazlasıyla pohpohlanan, gözlemlenen, çekiştirilen biridir. O da "bıktım artık sizden bi rahat verin" modundadır ama ailenin en küçüğü olduğu için pek ciddiye alınmaz. Aile üyelerinden sık sık yurda ziyarete gelen olur. Zaman zaman ailesinden yakınan, canayakın, arkadaş canlısı bir kardeşimiz.

3. Kişi: Ailesini trajik bir şekilde kaybetmesi sonucu "bana bir şey olursa kimsenin arkamdan üzülmesini istemiyorum" moduna bürünen,  sosyal olsa da insanlarla arasında hep bir mesafe olan, bir yüzü karanlık, hayatı bodoslama yaşayan biri. Rehberlik hocası bu çocukla fazlaca ilgilidir. Sonra çocuğa aşık olur..

4. Kişi (ben): Genellikle "sen neden bu kadar sessizsin?" izlenimi veren ama kritik zamanlarda süpriz çıkışları olan biri. Anime manga meraklısı, iyi bir gözlemci, ressam bir arkadaşımız. Hayatı "hayatım bir anime olsaydı, ben başrol olsaydım, nasıl bir karakter izlemek isterdim?" diyerek yaşamayı sever. Popüler ve despot sınıf başkanı kendisiyle oldukça ilgilidir..

Okul çatısında takılan o öğrenci ben olurdum.

Hastane çatısında iplere asılmış beyaz örtülerin altında uzanan o kişi de ben olurdum.

23 yaşındaki sevimli öğretmeniyle aralarında bir şeyler olan lise 2 öğrencisi de ben olurdum.

Noragami'deki Yato gibi takılmak isterdim. Ya da arada bir bedenimden ayrılıp elektrik tellerinde sekmek.