Jump to content
  • Kayıt Ol

Mahouka Koukou no Rettousei 06.04.2014


painscream

Önerilen İletiler

55413l.jpg

Serinin hikayesi, büyünün 100 yıldır günlük hayatın bir parçası olduğu bir dünyada geçiyor. Bahar ayında Büyü Kullanıcıları Lisesi'nin yeni dönemine başlaması ile birlikte en yüksek notlara sahip öğrenciler olan Bloom ve onların ortakları olan Weed'ler yerlerini almaya başlarlar. Bu öğrenci grupları farklı renkte üniformalar giyer ve hiyearşide yerleri farklıdır.

Tatsuya ve kız kardeşi Miyuki Shiba birer Weed ve Bloom olarak okula başlarlar. Fakat sıradan günleri uzun sürmeyecektir.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • İleti 23
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • calieran

    5

  • Ronnie92

    4

  • CHOBiTS

    3

  • Fingolfin

    3

sezonun en merakla beklenen animesiydi yanlış hatırlamıyorsam.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

İlk bölümü izledim okuduğum kadarıyla mangasına son derece sadık geldi.

Abi kardeş arasındaki ilişkiyi nasıl işleyecekler acaba. Bana kız kardeşin tavırları enses vari geliyordu.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bizim sitede buna ait bi banner var miydi, resim tanidik geliyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İlk bölümü izledim okuduğum kadarıyla mangasına son derece sadık geldi.

Abi kardeş arasındaki ilişkiyi nasıl işleyecekler acaba. Bana kız kardeşin tavırları enses vari geliyordu.

Yosuga No sora gibi mi bir ensest söz konusu ?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Güzel bir anime amma kız abisine abayı yakmış. Daha ilk bölümden böyleyse ilerleyen bölümlerde neler olur kim bilir. Bunun haricinde konusu güzel hoş bir anime. Çocuğun gizli gücünü de merak ettim hani. Karabüyü falan mı acaba...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Her sezon en az bir tane gerçekten çok sağlam cilalanmış ama aslında çok sıradan, hatta bazen resmen zaman katili mainstream yapım geliyor. Mahouka Koukou no Rettousei bu ekolün en yeni örneği gibi. Nasıl anlatayım bilmiyorum ama örnekleme yapmam daha iyi olur.

Serinin senaryosu gerçekten ilginç. İklimde bozulma küresel soğumayı getiriyor ve ardından kaynak mücadelelerinden dolayı III. Dünya Savaşı başlıyor, bu da 20 yıl sonra Dünya'nın nüfusu 3 milyara iniyor. Ardından çağlardır uykuda olan büyü ilmi bu kez teknolojinin bir dalı olarak yeniden doğuyor ve insanlığın nükleer bir felaketle kendi kendini yoketmesini engelliyor. Ardından her ülkenin kendi büyücülerini yetiştirmeye başladığı, yeni bir çağ başlıyor.

Post apokaliptik bir dünyadan teknoloji yoluyla büyü teması çıkartmalarını yadırgamıyorum, bu gayet güzel bir seçim (Bkz. Break Blade) ama setting ne kadar çekici görünürse görünsün, dünyanın o anki durumundan nasıl günlük gülistanlık bir hal aldığını, ülkelerin başka ülkelerin büyücülerinin güçlerini yeni bir savaş çıkartmayacağında kullanmayacaklarına nasıl emin olduğunu yada III. Dünya Savaşı öncesi dünyanın tüm sorunlarının şimdi ne de olsa büyü var diye nasıl yoksayıldığına geldiğinde yaratılan tüm o janjanlı tablo kaybolup gidiyor. Zira sırf "politically correct" olmak adına o kadar steril, o kadar sudan hafif bir evren kurgulanıyor ki bu animasyonların güzelliğine, seiyuu kadrosuna yada "unlimited pairing works" gibi duran karakter kadrosuna rağmen altta yatan kolaycılık acı gerçeği cilaya üstün geliyor. Yazının başında dikkat ederseniz, mainstream sıfatını kullandım. Yanisi bu seri velev ki bir Mecha olsaydı yine ağır konuşurdum.

Bu bir LN uyarlaması olmasaydı, yani orijinal bir Anime olsaydı bu kadar derin eleştirme gereği duymayacaktım ama eleştirim daha ziyade kurgunun kendisine. Romanda ne derece yansıtılmıştır, orasını bilemem ama yapımın formatının backstory'i ile acı bir tezat oluşturduğu bir gerçek. Sadece tanışma, kaynaşma muhabbetlerinden bile bu sonucu çıkartabilirsiniz.Fi tarihinde yazdığım, 3. Dünya Savaşı sonrası büyünün teknolojik olarak yeniden doğduğu bir hikayem vardı, bu bile o fanfiction'um kadar basit geldi gözüme, öyle diyeyim.

Yapım çiviyi çıkartmamak için büyü kullanımında çeşitli kurallara ve sınıflandırmalara gitmiş (Mesela Freezing'deki gibi kampüste büyü zabıtası gibi dolaşan ablalarımız var) ama Freezing'de olduğu gibi bu kural ve sınıflandırmalar o kadar formalite ki hiç bahsedilmese imiş daha iyi olurdu diye düşünmedim değil. Yahu, seride anlatılmak istenen şey zaten o değil ki, ne diye yarım yamalak bir setting ve altmetin yazma çabasına girmişsiniz anlamıyorum ki.

Seiyuu kadrosu gereksiz şekilde iyi. Bu cümleyi kuruyorum çünkü gerçekten Anime'nin kendisini gölgeleyen bir seiyuu kadrosu seçimi var. Hani Hanazawa Kana'yı yada Saori Hayami'yi anlayabilirim. Son bir senedir birçok yapımı domine eden yetenekli isimler ve bundan pek rahatsız olamam neticede. Haruka Tomatsu, Junichi Suwabe, Marina Inoue, Tomokazu Sugita'ya de tamam dedim de, Yuichi Nakamura'yı başrol yapmak kimin fikriydi diye sordum kendi kendime. Hem de en iddialı yapımlar bile başrollere bile amatör isimler yerleştirip geleceğe yatırım yapma, bilinen seiyuu'ları da gerçekten sağlam yan rollere monteleyip bu şekilde cast kurma yoluna giderken, bu tür abartılı bir casting resmen israftan başka birşey değil.

Seri çok ama çok yanlış bir romantizm metodu belirlemiş. Başrol karakter bildiğin mıknatıs gibi dolaşıyor, daha ağzını açmadan bir harem dolusu kız çevresine doluyor. Kız kardeş desen ayrı bir alem. Hem laf sokmaya çalışıyor hem yaranmaya çalışıyor. Tsundere desem hani Tsundere de değilsin, abin resmen laflarıyla dövüyor seni. Olayın ne senin kızım ya?! Hani blood-related relationship zaafım olan konulardan birisidir ama bu serideki işleniş inanın görmek istediğim şey değildi. Arada kavga gibi görünüp de kavgayla alakası olmayan demo bir dövüş koymuşlar, benim gibi bu bölümün ortasında uyuyan birisini uyandırmak için herhalde. Ama o bile bu serideki tuzsuz ve bol sulu çorbalık atmosferini arttırmak dışında bir işe yaramamış.

Serideki istisnai tek faktör başrol karakterin hesapçılığı ve analiz yeteneği. İleride belki işe yarar bu. Ama sırf onu zeki göstermek için ilk bölümden gerekli gereksiz onu iç sesiyle konuşturtmaları serideki samimiyeti daha da azalttı gözümde. Zekiymiş gibi görünsün diye daha 1. dakikadan üzerine basa basa vurgulanan, lafına laf söylenemeyen, karizma karakterler görmektense (buna hiç gelemiyorum arkadaş, niye diye sormasın kimse) full time anti sosyal modda dolaşan robotumsu bir tip, ne yapsa kimseye yaranamayan bir zavallı yada simple-minded bir abazan görmeyi bile tercih ederim.

Bu tür referanslar vermek istemem ama seri hakkında olumsuz düşünen tek ben değilim gibi. ANN editörlerinden sezonun odak yapımlarından biri olarak mercek altına aldığı yapım olmasına karşın 4 editörden 3'ü vasat altı bir seri olduğunu yazmış.

Yapım son tahlilde şablon olarak Freezing'den çok da farklı değil, daha açık belirtmek gerekirse Break Blade, Gatekeepers, To Aru Kagaku no Railgun ve To Aru Majutsu no Index'in içi boşaltılıp bolca romantizm basılmış fanfiction-tier bir özentisinden daha hallice gözükmüyor. Güzel animasyonların, mükemmel bir seiyuu kadrosunun, güzel şarkıların olduğu gösterişli bir cila, eğlenmek için Anime izleyen birisini belki belki tatmin edebilirdi ama beni beklentilerime orantısız şekilde ilk bölümden hayal kırıklığına uğrattı. Ayıracak zamanınız bolsa tercih sizin ama bana göre çerezlik bir yapımdan fazlası değil.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

2. bölüm

bölüm abi kardeşin okul konseyine ve disiplin komitesine girmelerini içeriyordu. Başrolümüzün ilk toplantıda kardeşi ile ilgili söyledikleri şaka olsada kardeşide dahil herkes ciddi algıladı. Zaten kardeşi dünden razı. Serinin tek iyi yanı çizimleri ve seiyu kadrosu belki bir nebzede kadın akrakterlerin ecchiden uzak kıyafetleri denilebilir. Bunun harici ilerleyiş enseste doğru gidiyor ki gelecek bölüme bunu azda olsa göreceğiz gibi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ensest denlip duruyor ama kızkardeşin tek taraflı kuruntusundan başka bir şey yok ortada. Mangada nasıl bir noktada ilişkileri ve mangakanın böyle bir öge ile ne amaçladığını bilmiyorum. Ancak işlerin o noktada bir romantizme kaymayacağını umuyorum. Abinin kardeşine olan sevgisi, jojo'da joseph'in Holly'e baba olarak sevgisi neyse, bu da öyle bir şey. Üç bölümde bunu gördüm.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Başroldeki eleman zaten poker face, ne düşündüğünü kendisi söylemediği sürece anlamak imkansız. 3. bölümde kızın şaka yaptım olarak lanse ettiği şeye başrolün verdiği tepkiden anlaşılır, tek taraflı da olsa ensest bir durum var ve rahatsız edici, açılış kısmında el ele tutuşmaları falan da gözüme çarptı, kız en kısa zamanda ölse de normal bir şekilde ilerlese diye umuyorum. Ayrıca şu kardeşler arası ensest ilişkiler, kız kardeşi olmayan erkek mangakalar yüzünden çıkıyor. Bir de başrolün büyü gücüm düşük o zaman dövüş sanatları kasayım şeklindeki tutumu güzel olsa da aşmış bitirmiş, bilmem kaçıncı dereceden dan olmuş, hikayenin başında bu kadar güclü olup rakiplerini ezebiliyor olması da karakter gelişimi olacak mı acaba şeklindeki sorularıma olumsuz bir yanıt oldu.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ensest yok animede. Bir kere, kelime olarak kullanmak doğru değil, çünkü cinsel ilişki boyutunu anlatıyor o kelime. Aile içi aşkvari veya ensest durumlar çok kötü, rahatsız edici ve hastalıklı bence. Bu tür konulara ilgili insanlar yanlış içindeler veya anlayamadıkları için hata içindeler. Animelerden bildiğimizden söylüyorum özellikle Japonlarda bu tür bozuk düşünceler nedense var. Animede olsun mangada olsun bu konuları çok işliyorlar.

Bu animeye dönersem kızkardeşin bu yönü rahatsız edici tabii ama durum ensest değil. İleride ilişkileri nasıl gelişiyor bilmiyorum, mangakanın niyeti iyi değilse iş oraya varabilir. Ama şuan(anime) için öyle bir durum yok. Dediğim gibi ben kullanılan kelimeye karşı çıkıyorum. Anime hakkında fikir almak için yorumlara bakayım diye mesajlara bakan biri olsam;'lan ensest mi varmış, uzak durayım en iyisi' diye düşünürdüm.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster

Karakterler belki cinsel manada birleşmiyorlar ama bir kız kardeşin abisinin her söylediğine kızarması, ona hayran hayran hayran bakması, onlar haricindeki herkesin ikisini birer sevgili gibi görmesi, son bölümde göğüslerini abisine dayayarak kışkırtması ne kadar doğru iki kardeş arasında?

Ben ensestim diye açık açık söylemiyor belki ama bu oluşumlar mide bulandırmaya yeterli. Kimin neyi ne kadar tolere ettiği ile de alakalı bir durum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Önceki mesajlarımda açık ama yeniden söylemem gerekirse kız kardeşin yaptığı şeylerin ve mangakanın bu noktada yaptığı şeylerin doğru bir tarafı yok. Ama olayın ismi ensest değil. Eğer bu kelime kullanılırsa yanlış düşünmeye yol açar. Bu kelimeyi animedeki meseleyi anlatmak için kullanmak istesek bile bu doğru olmaz.

Tolerans konusunda animeler açısından haklı olabilirsin. Mesela yuri animesi izleyip, fiziksel boyutu olmadığı sürece katlanma mantığına tolerans diyebiliriz, çünkü animenin ismi belli dolayısıyla niyeti belli. Ama benim söylediğimin toleransla ilgisi çok yok. Çünkü yanlış nitelendirme yanlış yönlendirir insanı. Bu animenin ne fanı ne de sıkı takipçiyim. Ama izlediğim üç bölüm itibariyle, bu meselenin bahsettiğim sebeplerden dolayı abartıldığını düşünüyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

3. bölüm

Abi görevini layıkıyla yerine getirmeye devam ediyor. Lakin amblemi olmadığı için onu onaylamayan baya kişi olacak gibi. bölüm sonunda kız kardeşin abisine yakınlaşma sahnesi enses variydi. Kız istediği cevapları alamayınca abisine saldırdı ve sanki bilgisayar misali resetledi karakteri. Bakalım abisinin asıl gücü ne yakında öğreniriz.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bazı yönleriyle iyi bazı yönleriyle kötü, iki arada bir derede kalmış ama izleniyor yinede. İleride birşeyler olacak havası var, umarım olur.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 3 hafta sonra...

7.bölüm

O kadar ortalık karıştı patlamalar falan oldu. Bizim esas oğlan çözdü işi. Daha sağlam sahneler bekliyordum çok tırt çıktı. Hemencecik bitti olay. Doğru dürüst bir dövüş sahnesi görmedik. Neyse yinede meraklandırmayı başardı beni. Bizim oğlanla kız kardeşi sözde kardeşler gibi geliyorlar.

Tatsuyanın geçmişini baya merak ediyorum. Daha ne yetenekler çıkacak bakalım izleyip göreceğiz. Birde endingden sonra bi sahne vardı orada Code Geass'tan Suzaku'yu gördüm :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İlk açılışından beri Suzaku'ya (Code Geass) benzeyen karakter dikkatimi çekmişti. Suzaku'yu hatırlatması bende sinir zıplaması yaratıyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 4 hafta sonra...

Sırf şu animedeki yanlış anlaşılmaları görünce üye oldum. Öncelikle neden ilkbaharın en çok beklenen animesi olduğunu yazmak istiyorum: Seri bir mangadan değil light noveldan uyarlanıyor. Şu an 13 vol çıktı ve yazar toplam 25 vol çıkarmayı düşünüyormuş. Dengeki'de SAO ve Index'ten sonra (ki bu seriler animeleri vasıtasıyla reklam yaptılar) en çok satılan seri. Yani animesi olmayanlar arasında birinci. 13. vol hariç kitaplarını okudum ve onun için bazı cevaplar vermek istiyorum. Noveli de

buradan bulabilirsiniz.

Öncelikle kitabının okuyucusu olarak adaptasyonun berbat olduğunu düşünüyorum. Çok önemli sahneler, karakter gelişimini sağlayan iç sesler atlanırken gereksiz kısımlar animeye koyulmuş. Bu yüzden karakterlerin çoğu boş ve gereksiz görünüyor. Animeyi büyük ihtimalle Japonya'daki novel okuyucuları odaklı çıkarmışlar ve kitapları okumadan çoğu olayın anlamsız gelmesi normal şu anda.

Seri 3. Dünya Savaşı'ndan sonra yeni kurulan güç dengeleriyle bir distopyayı anlatıyor. Büyücüler ülkeleri tarafından birer askeri güç olarak görülüyorlar. Kurulan büyü sistemi gerçekten çok iyi (bu dediklerim novel için geçerli, animeyi savunmuyorum çünkü zaten kötü yapılmış. Sisteme zaten girmedikleri için bir şey anlaşılmıyor.) ve büyüyü sadece yapmayıp nasıl yaptıklarını da merak ederek araştırıyorlar. Savaşın üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hala savaşlar devam ediyor, tabi bunlar animenin şu ana kadarki bölümlerinden anlaşılmaz. Bir konu daha anime gerçekten geç açılıyor. Tatsuya'nın sırrının ne olduğunu falan öğrendiğinizde vol 8'e gelmiş oluyorsunuz ama buna değiyor. Kesinlikle Index ya da Break Blade ile alakası bile olmayan bir yapım. Zaten biraz ileriye gidildiğinde bunlar anlaşılacak.

En önemli noktaya gelirsek; en çok yanlış anlaşılan yer serinin harem, romantizm hatta ensest olduğu yönünde. Lütfen bi karakterin anlık hafif kızarmasını aşık oldu diye yorumlamayın. Yanına gelen her kız ona aşık falan değil. Harem tagı bu seride yok. Ana karakterin kurtardığı her kız ya da onun coolluğuna hayran olan herkes ona aşık olmayacak. Hatta romantizm o kadar az var ki bu serinin ana konusunun romantizm olduğunu nasıl söylediğinizi anlamış değilim. Romantizm o kadar az var ki bazıları olmadığını bile söylüyor. Ana karakter hakkında romantizm olmayacak bile.

Vee Miyuki... Sadece anime izlediyseniz ondan nefret etmeniz çok normal. Kendi düşünme yeteneği bile olmayan abisine aşık biri olarak gösterilmiş ki kitapları okuduğum ve o zaman beğendiğim bi karakter olmasına rağmen burada itici geldi. Neden böyle göründüğüyse; yönetmen gereksiz sahneler yerine karakterlerin iç seslerini, bazı önemli konuşmaları atlamasaydı bu kadar olmazdı. İlk bölümlerde resmen trollemişler. (3. bölüm falan, o sahneyi o kadar saçma yapmışlar ki böyle zannedilmesi normal. Tabi Japonya'daki izleyici kitlesi bu tür şeylerden hoşlandığı için fan servis sanırım) Aralarında aşk bile olmayacak, ensesti geçtim zaten. Flashback(ilk bölümde kısa bi trailerini vermişler) ile geçmişlerini gösterecekler ve bunların arasındaki bağ biraz farklı. Normal abi-kardeşten çok daha güçlü bağları var ama aşık değiller. Atlanılan küçük bazı yerleri yazıyorum. Fikriniz değişebilir.

Bu yazacaklarım novelda geçtiği için bölümü izlediyseniz spoiler sayılmaz. Okuyabilirsiniz.

Animede 3. bölümde abisine yaptığı eşek şakasından (!) sonra Miyuki'nin kendi kendine yaptığı ÖNEMLİ bir konuşma (ki tam olarak bu şekilde de olmadı)

Onu seviyorum, ama bu romantik şekilde değil. Zaten romantik şekilde olamaz.

O kişi benim öz abim. 3 yıl önce varlığından ilk defa haberdar olduğum abim. !!!

3 yıl önce onun tarafından kurtarılıp gerçeği öğrendiğimden beri, ona layık bir kardeş olabilmek için çalıştım. !!!

Hep bunun hayalini kurdum. Onun bana yardım ettiği gibi, ben de ona yardım edebilecek biri olmalıyım.

Ondan hiç bir beklentim yok.

Çünkü yokluğa gitmesi gereken bu hayat onun tarafından kurtarıldı.

Şu anda onu buraya zincirleyen ben olsam da, bir gün onu özgürleştiren anahtar olmak istiyorum. Ona yardımcı olabilecek biri olmak istiyorum.

Animede 9. bölümde babalarıyla yaptıkları, tam anlaşılamayan yer; Tatsuya kendi kendine düşünürken (Novel Volume 3 Chapter 2 Sonu):

"Baba, yanlış anladın. Annemden nefret etmiyorum."

"Öyle mi..."

Tatsuya'nın kalbi nefret edebilme yeteneğine sahip değildi.

Öfke, umutsuzluk, kıskançlık, nefret, iğrenme, açgözlülük, şehvet, tembellik ve aşk gibi güçlü duyguları hissedemezdi.

Asla kendini öfkeye kaptırmazdı.

Ya da umutsuzluk içinde yüzemezdi.

Veya kıskançlıktan çatlayamazdı.

İğrenme ya da nefreti bilmiyordu.

Aşık olamazdı.

Acıkırdı ama oburluk seviyesinde değil.

Yorulurdu ama tembelliği bilmiyordu.

Tüm dünyada sadece annesinin kullanabildiği özel büyü tüm bu duyguları silmişti.

Annesinden nefret etmiyordu.

Ona öfkeli de değildi.

Ama bunlar sinirlenemediği ve nefret edemediği içindi.

Kalan tek "duygusu" onu Yotsuba'ya bağlamak ve görevini unutmasını engellemek için bilerek bırakılmıştı.

Ayrıca 10. bölümde Miyuki:

Onken sahnesinde kızlar abisine aşık mı olduğunu sorduklarında: "Neden bahsettiğinizi anlamıyorum. O benim öz abim, bu şekilde düşünmem. Ama dünyada kimsenin onun dengi olabileceğini de düşünmüyorum

Bunları okuduktan sonra kısaca kardeşler arasındaki ilişki:

Aşk falan değil. 3. yıl önce başlarına geldiği söylenen olaydan sonra birbirlerine çok değer veriyorlar. Yani bu değeri animeye bakan biri romantizm diyebilir ama daha karmaşık. Kesinlikle aşk falan değil, zaten Tatsuya'nın 9. bölümle ilgili kısmından anlaşıldığı üzere duyguları yok. Kalan tek bir duygusu var o da korumacı kardeş sevgisi. Noveli okumanız tavsiye ederim bu konuda

Neyse kısaca anime daha şu an açılmadı ve yakında gelecek konuları gördüğünüz zaman zaten bunun bir "liselilerin aşk hayatı" animesi olmadığını, çok daha karmaşık ve karanlık konuların işlendiğini göreceksiniz. Yeri gelince politika da olacak, askeri konulara da girilecek ve en iyi özelliklerinden biri de bunları çocuk bakış açısıyla değil; gerçekçi ve mantıklı şekilde vermesi. Spoiler isteyen olursa severek yardımcı olabilirim :).

Not: Adaptasyondan nefret ettim. Yapımcılar hiç iyi becerememiş ama kaynak mükemmel. 3 yıllık hardcore anime/manga/LN takipçisiyim benim favori serim oldu. Şu an beğenmeseniz bile bittiğinde kesinlikle bir şans daha verin, animeden her şey anlaşılmasa bile en azından kaynağı için merak uyandıracaktır.

Seride geçen terimlerle ilgili ayrıntılı bir sayfa açmıştım. Spoiler isiteyenler için o da var:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ayrıca serinin Hint Mitolojisindeki Shiva'nın hikayesinden esinlenilerek yazıldığını söyleyenler var. Benzer noktaları var gerçekten

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

13.bölüm

Seri ilerledikçe sıkılmaya başladım. Sebebini bilmiyorum ama sürekli shibanın övülmesinden ve ya sürekli kadın yarışmalarını görmememden olabilir. Ama sıkıla sıkıla izliyorum son çıkan bölümleri. Şu yarışma arkı bitirsinler yada melee bişeyler yapsınlar. Shibada mühendis olarak değilde birazda dövüşçü olarak bişeylerini göreysik iyidi.

@shiba tatsuya

Burada genel olark animeyi eleştiriyoruz zaten. Bu animenin üzerine nnovelini okumak hiç gelmedi içimden. Yarışma dolayısıyla son zamanlarda göremesekte gerek mangada gerek animede ensest vari bir ilişki gördük. Novelde olmaması iyi bir şey. Umarım yazar anime fanlarına uyup sonunda değişiklik yapmaz....

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

İlk 6 bölümü zevkle izledim ama ondan sonra 14. bölüme kadar baya bi sıkıldım. Yine de finale kadar gideceğim.

Tamam Shiba yetenekli ama her bölümde de aynı şeyin tekrarlanması ve hiç bir şeyin ortaya çıkmaması sıktı.

Ensest mevzusuna gelirsek:

10. bölümdeki banyo bölümünü hatırlıyorsanız orada zaten Miyuki söyledi. Onu sadece abisi olarak sevdiğini.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

bölüm 19

shiba shiba shiba... Her bölümde shiba bir şeyler yaparak; hep, sürekli sürekli, herkesi o kadar fazla şaşırttı ki şaşıramaz oldum. Seri çok hızlımı ilerledi yoksa turnuvamı çok sıkıcıydı bilmiyorum ama sanki animeyi ilerlete ilerlete izlemiş gibiyim. Hele miyuki yine yapacağınız yaptı "Abi sen söyle istediğin her şekilde giyerim" gibi bişey dedi. yuh dedim :gul gul: çok sıradan bir anime havasında ilerliyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

20. bölüme zar-zor geldim. Artık altyazıları bile dikkatle okumaz haldeyim. Şu son 6 bölümü izlemek baya zor olacak sanırım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ve Final

Seri acayip sıkıcı gitti gitti. En sonunda tam toparlıyordu ki. O sonlarda bütün işi Shiba'nın üstlenmesi. Acayip sinir bozucu oldu. Bir de o kadar adam küçücük kuyudan mı çıktı. Nasıl bir sihir merkezidir Sahil güvenliği yok bir şeyi yok. Hani öğrenciler pardon pardon Shiba olmasa kuyudan ülkeyi ele geçirecekler. Finalini yaptı da bitti seri.

2. Sezon yaparlarsa mümkünse bu formatta yapmasınlar başka şekilde hikayeyi anlatsınlar. Sürekli her şey de Shiba Shibs Shiba!

Bıktırıyor bir süre sonra, özel gücünü de gördük. 24 Saat içinde ölüleri bile diriltiyor. Neyse baya oldu finali izleyeli kızgınlığım gitti.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?