Jump to content
  • Kayıt Ol

JoJo's Bizarre Adventure: Stardust Crusaders (05.04.2014)


painscream

Önerilen İletiler

Bölüm 3

Oy oy oy Dio denizden çıkar çıkmaz adam her şeyi planlamış, bizimkilerden birkaç adım önde gibi. Adam direk Mısır'a gitmiş. Sanırım Mısırda Stand araştırması yapmış gibime geliyor. Adam mekanını Mısır yapmasının bir nedeni vardır yani.

Jotaro ve Standi harbi harbi çok güçlü. Sanki yapamayacağı bir şey yok gibi. Dokturun yapamadığını yapar, süper resim çizermiş. :D

Joseph yine bizi güldürdü ya. Holly'nin üzerine düşmesi ayrı bi süper zaten. Babasına bak kızına al ya. Zaten şu gif arasındaki komediyi anlatır cinsten. :D

tumblr_n48wdag1kZ1r6fs8eo8_250.gif

Biricik Hollyciğime ne oldu öyle. Standi yüzünden yataklara düştü. :( Ayrıca Josephden bir dalga saldırısı görmekte çok iyidi. Speedwagon ölmüş olabilir ama vakıfı hala işleyişine devam ediyormuş. Başında kim var acaba? Bunun hakkında da bilgiler alacak mıyız bakalım? He birde bir Mısırlı olarak Abdül'ün o sineği bilmemesi tuhafıma gitti.

Kapanıştan öncesi sahnei ne mükemmel sahnedir öyle.

tumblr_n48lyr8rhQ1szjplto1_500.gif

Kapanıştan sonraki sahne ise Dio naptı öyle? Hem Joseph'in yeteneğini kullandı hem de fotoğraf makinesini kırmadı. :D Dio'nun Standının gücü diğer Standların gücünü kopyalamak mı yoksa?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 110
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • loykad

    43

  • bLueeekun

    19

  • Fingolfin

    12

  • cakiphan

    9

Ben de tam anlamiyla şu an izledim, düşüncelerimi yazayim:

Hoooooooryyy ;__; Gitti güzelim Holly. Şimdi burada görüyoruz ki Joestar kani ağir basan arkadaşlarin stand'lari genelde Hermit Purple tarzinda oluyor. Bkz: Holly, Joseph, Jonathan (Dio kullaniyor). Bu da Jotaro'yu ne yapar bilmem. Fakat Star Platinum on numara bir stand, power-up'lari da sonuna kadar hak eden bir stand. Baz ofsaytlar var bu stand hakkinda ama şimdi onlara girmiyeyim.

Hala söylemeden edemiyorum, karakterlerin iri olmasina gözüm bir türlü alişamadi. Mangadan sonra mi böyle hissettim yoksa geçen sezonda da bu kadar irilerdi de ben mi farketmedim diye sorup duruyorum. O omuzlarindaki süngerler beni deli ediyor ya. Neyse gözler güzel, Holly güzel.

Holly ve Joseph arasindaki muhabbetler beni öldürdü gülmekten :D Joseph'in seiyuusu harika olmuş HOOOORİİİİİİİİ

8fsJK.jpg

Cici Holly <3

Bir de Holly'nin vücudundan doğru Abdul güzel bi açiklama geçmişti, acaba mangada da böyle miydi burasi diye baktim ona benzer bir şekildeymiş ama anime daha güzel çikmiş işin içinden:

[bIMG]http://puu.sh/8ftnX.jpg[/bIMG]

Stand'larin tek tek tanitilmasi da çok afilli olmuş, o sahne mangada şu şekildeydi:

[bIMG]http://puu.sh/8ft4d.png[/bIMG]

vee meşhur LET'S GO! sahnesi

[bIMG]http://puu.sh/8fsZk.jpg[/bIMG]

Kakyoin takimimiza takildi güzel bir sebepten dolayi, preview'de de Polnareff'i gördük ayrica sineği de gördük bu demek oluyor ki önümüzdeki bölüm ortalama 3 chapter falan işlenecek. Hala bir atlama kesme biçme söz konusu değil.

Ending'in zaten harika olduğunu söylemiştim, tahmin ettiğim şekilde bölüm bölüm değişirse tadindan yenmez olur.

Son olarak, bu hafta işlenen chapter sayisi 1,5-2 :D Toplamda 9/152. Açiklamalarla dolu olunca koca bölümü 1 chapterla yediler valla. Bu gidişle 26 bölümden fazla olacak galiba bu, acayip rahat ilerliyorlar çünkü. Ya ilerde deli gibi kesip biçecekler ya da bütçelerine güvenip 26+ bölüm yapacaklar.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

MAL'da 24 bölüm olarak giriş yapmışlar. :(

Bilmiyorum hala aslinda kesin değil, onlar da 26 yaziyorlar siliyorlar bir hafta sonra 24 yaziyorlar falan MAL kafasina göre girip siliyor. Tonari no seki de 13 bölümdü ama devam etmişti. Ortalarda kesin bir haber görmedim, blurayleri bekliyoruz.

Ama cidden 24 bölüm olmasi İMKANSİZ. O kadar emin konuşuyorum, çok yavaş ilerliyoruz bir de üstüne uzun bir arc var elimizde. Eğer 24 bölüm olursa manganin büyük bir kismini kirpmak zorunda kalirlar. Ya da her şey ardarda olur o dövüşten çikar öbür dövüşe gireriz çorba olur :D

Baksana yani 3. haftadayiz daha 10 chapter bile olmadi, 150 chapter'dan bahsediyoruz. Kaba hesapla her enemy için (mangada 4-6 chapter'a denk geliyor) 1 bölüm verirsek 23. bölümde tüm enemy'ler bitiyor final fight'a geliyoruz. Ama bahsettiğim gibi malum final fight mangada 18 chapter'a mi ne denk geliyor. Son bölümde 18 chapter'i ele alirlarsa ben bu işi birakirim arkadaş :D

Edit: http://shop.tsutaya.co.jp/anime/news/jj3/?ko=peadtw12&wapr=535142f1

Hmm 24 bölüm olduğu haberi doğruymuş. Söylenene göre 2 sezon halinde işleyeceklermiş Part3'ü. Bak bunu hiç düşünmemiştim, ilk yaridan kazandikari parayla ikinci yariyi da halletmiş olurlar. Hoş ne kadar bekleyeceğiz acaba.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ben hala ikinci bölümdeyim. İkinci bölüm hoşuma gitmedi. En güzel kısımlar Holly'li kısımlardı.:D Jotaro'nun düşmanını sevmedim. Gücü de sıkıcıydı. Ayrıca çizmleri hala kötü geliyor.(Duruşlar, amerikan güreşçisi çizimler):D

Bu arada boyundaki yıldız işareti sanki conatan da ve cozef de yoktu diye hatırlıyorum ilk sezondan. Bu konuda neyi atlıyorum. Bir de jojolar yaşı daha büyük oldukları zamanlarda anlatılsalar daha güzel olurdu.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ben hala ikinci bölümdeyim. İkinci bölüm hoşuma gitmedi. En güzel kısımlar Holly'li kısımlardı.:D Jotaro'nun düşmanını sevmedim. Gücü de sıkıcıydı. Ayrıca çizmleri hala kötü geliyor.(Duruşlar' date=' amerikan güreşçisi çizimler):D

Bu arada boyundaki yıldız işareti sanki conatan da ve cozef de yoktu diye hatırlıyorum ilk sezondan. Bu konuda neyi atlıyorum. Bir de jojolar yaşı daha büyük oldukları zamanlarda anlatılsalar daha güzel olurdu.[/quote']

Yaşi daha büyük olduklari zamanda anlatsalar derken? :D

Arti sen bence 3. bölümü bir izle :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

jotaro sanırsam 17 yaşında, yani yirmili yaşların ortalarında veya sonlarında hikaye başlasaydı, demek istiyorum.:D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

jotaro sanırsam 17 yaşında' date=' yani yirmili yaşların ortalarında veya sonlarında hikaye başlasaydı, demek istiyorum.:D[/quote']

Spoiler vermek istemem ama Jojo evreninde zamanin çok hizli aktiğini da belirtmek isterim. Part3 benim gözümde bir geçiş sezonu, takipte kal sadece. :D

Her keseye göre Jojo var efendim elbet bir tanesini beğenirsiniz bizde Jojo çok :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Çizimler kötü gelmesin efem. Adamlar olayların vuku bulduğu yerlere göre çizimleri yapmışlar o yüzden bence çizimlerde sıkıntı yok. İngiliz oldukları için çizimlerin amerikanvari olması olasıdır. Vücud çizimide öyle. Yabancı dizilerde ki kas yapmış elemanlar gibiler. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Spoiler vermek istemem ama Jojo evreninde zamanin çok hizli aktiğini da belirtmek isterim. Part3 benim gözümde bir geçiş sezonu, takipte kal sadece. :D

Her keseye göre Jojo var efendim elbet bir tanesini beğenirsiniz bizde Jojo çok :P

Zamanın hızlı geçtiğinin farkındayım, cozef örneği var zaten.:D Ama cotaroya ısınamadım, bunu da ergenliğine verdim. Erkek Tsundere gibi.:D Cozef yerinde olsam hergün döverim valla.:D Holly-chwan'a, annesine, ne biçim hitap ediyor.:D

Çizimler kötü gelmesin efem. Adamlar olayların vuku bulduğu yerlere göre çizimleri yapmışlar o yüzden bence çizimlerde sıkıntı yok. İngiliz oldukları için çizimlerin amerikanvari olması olasıdır. Vücud çizimide öyle. Yabancı dizilerde ki kas yapmış elemanlar gibiler. :D

Çizimler kötü derken parantez içinde belirtiğim duruş, kaslı çizimler vb.:D Neyse bu konuyu daha önce konuşmuştuk.

Bu arada boundaki yıldız işareti kaynadı arada.:D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Animede o sahneler gösterildi. Bölüm sayısını hatırlamasamda google sayesinde buldum. :D

Jonathanstar.pngJosephStarA.png

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Zamanın hızlı geçtiğinin farkındayım' date=' cozef örneği var zaten.:D Ama cotaroya ısınamadım, bunu da ergenliğine verdim. Erkek Tsundere gibi.:D Cozef yerinde olsam hergün döverim valla.:D Holly-chwan'a, annesine, ne biçim hitap ediyor.:D [/quote']

Valla yalan yok mangada Jotaro'yu ilk gördüğümde ben de sevmemiştim Joseph için okuyordum da, Jotaro biraz "tanisaniz seversiniz ya" diyebileceğiniz bir tip. Mangada okudukça Jotaro'ya karşi böyle "bizim Jotaro yaaa" diye görseniz ensesine şaplak atacağiniz bi his oluşuyor içinizde :D Buna işte Part 4'ü de dahil edersek Jotaro hakkinda konuşmak için henüz çooooook erken.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

04

Bölümde grubun müstakbel yeni üyesi, garip Fransız karakter ortaya çıktı. Karakterin tipini Street Fighter'dan Guile'ye benzettim. Bölümün ilk partı bana kalırsa fazla uzun geçti, bi saat o böcekle uğraştılar. Onun yerine Hong Kong'a daha hızlı geçip yeni karakteri daha çok gösterselermiş iyi olurmuş. Mangada da konu bu kadar yavaş mı ilerliyor merak ediyorum doğrusu. Neyse Fransız'ın Stand'ı hoşuma gitti, hiç yoktan Jotaro'nunki gibi kas yığını değil, estetik bi yapısı var. Gözleri fazla dikkat çekse de... :D Kılıç(ımsı birşey) kullanması da ilgimi çekti, sayesinde Magician's Red'in ateşini geri püskürttü falan, hoş, gelecek haftanın gösteriminde Abdul havalı konuştu. Ondan da biraz artistik hareketler bekliyorum, hep JoJo'nun Stand'ını izlemek sıkar.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Açılış kısmından anlaşılacağı üzere Polnareff bu jenerasyonun ana karakterlerinden ve tipinden kişiliğine en geyik olanı, yada tosbaha mı deseydim bilemedim. :P Özellikle dövüş oyunlarında çok sık rastlanan bir durum, böyle çeşitli karakterlerin memleketlerine göre dövüş stilleri ve kendi ülkelerinde çok yaygın olarak kullanılan yakın dövüş silahları kullanılır, Polnareff bir Fransız ve günümüzde eskrim adıyla yapılan spor gibi standı da eskrim yapan yabancıların rapier dediği kılıcı kullanan bir tip, yapı olarak diğer standlardan hızlı görünüyor. Standın dizaynı çok iyi bence, o gözleri bir an bile kırpmaması çok şekil. :) Seiyusu fena değil ama en bilindik rolüyle Naruto'dan Jiraiya'yı seslendiren Houchuu Otsuka'nın Polnareff'i seslendirmesini bekliyordum.

Bir de bazı dövüş oyunlarında belli karakterler Jojo karakterlerinden esinlenilmiş, bunu yapımcılar da dile getiriyor. Ama burada en belirgin iki örneği göstereceğim.

İlki Polnareff'ten esinlenen King of Fighter serisinin ilk oyundan beri ana karakterin takım arkadaşı olarak yer edinen Benimaru Nikaido. İki karakterin dövüş stilleri farklı ama tipleri aynı.

http://www.fightersgeneration.com/characters3/polnareff.html

http://www.fightersgeneration.com/characters/benimaru.html

İkinci olarak ömrü kısa süren Dreamcast sayesinde pek tanıma şansımızın olmadığı bir dövüş oyunu olan Fighting Vipers serisinin Bahn karakteri. Tipine bakıp Jotaro'yla olan benzerliklerini farketmemek imkansız, saçlarıyla birleşik gibi duran yırtık sapkalarına kadar aynı. :)

http://www.fightersgeneration.com/characters2/jotaro.html

http://www.fightersgeneration.com/characters/bahn.html

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Benimde en çok sevdiğim Pornalef'in standı Ver.93 te ilk sahneye çıktığı kısım hariç pek öne çıkamamıştı . Inşallah bu sefer daha çok görürüz . Evet gözler şekil

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bölüm 4

Uçak macerasında banada fazla kalınmış gibi geldi. Taş çatlasa 5 dakikada biterdi ama olsun. Yeni yoldaşımızı gördük. Bakalım ne olacakta bize bu yolda yardım edecek? Bu arada Dio'nun tam silüetini daha göremedik. Tam bir vücudu görsek iyi olur aslında. Dio gibi bir karakterlere karanlık hava her zaman yakışıyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Of nihayet buralara da geldim.

Şimdi bizim korkumuz, çatir çutur hizlica stand'lari geçmeleriydi. Ama split cour olduğu sanirim kesinleştiği için artik o kadar korkmuyorum. Her stand'e yeterince vakit ayrilacak. Ben şu anki hizdan çok memnunum, o sineği daha hizli işlemeleri demek bir sürü sahneyi de atlamalari demek olurdu. Gereksiz hiçbir cümle göremedim izlerken. Mangadan her şeyi alarak ilerliyorlar, taş çatlasin yarim bölüm sürüyor zaten. Buradan sonrasini spoiler'da devam ettireyim.

Sinekle ilgili kesilebilecek hiçbir şey yoktu dediğim gibi, orada konuyla ilgili çok önemli detaylar da geçti. Mesela izleyiciye özellikle belirttiler "standlerle uzun uzun dövüşmek yerine öncelikli planimiz stand kullanicisini bulmak." Gördüğünüz üzere kullanicilar kendilerini saklamaya çalişiyorlar. Daha sonra Massacre sahnesi de güzeldi, onu da atlayamazlardi. Kart sunumu, dil sahneleri falan çok ihtişamliydi bence oralar da atlanamazdi. E Kakyoin'i hiç atlayamazdik çünkü artik onun da kendi şovunu yapmasi gerekiyordu. Star Platinum'un sahneleri de atlanamazdi çünkü onun neden kullanişsiz olduğunu gördük çünkü sinek ondan bile hizliydi. Yani bu demek oluyor ki ileride Star Platinum bile etkisiz kalabilir yer yer. Her ne kadar 10 parmağinda 10 marifet gibi dursa da.

Eh o kadar dövüşten sonra da biraz gülümsetmek amaçli hostes sahneleri vardi, Joseph'in uçak indirmesi vs vardi. Saf dövüş olmasindan çok böyle ara ara eğlenceli şeyler olmasini yeğlerim. Ondan sonra da Hong Kong'a indik. Burada Jojo'nun kültür şöleni olduğunu görüyoruz. Zaten her cilt başinda Araki-sensei'nin ufak bir köşesi vardir "şu şehirde şunlari gördüm, şu çok ilginçti" şeklinde kisa kisa şeyler yazar. Hong Kong'daki sicak kola olsun, çay isteme mevzusu olsun seriye çok farkli bir tat katiyor.

Polnareff'in seiyuusu da çok iyi, ilerideki sahnelerde çok iyi işler bekliyorum o seiyuudan. Silver Chariot'un da gözleri mavi mavi, bayildim :D

Gösteri sirasi Abdul'de.

Size az gelmiş olabilir ama bu hafta 2,5 chapter işlendi ki yeterince makul :D Tahminimce diğer bölüm Silver Chariot bölümün ortalarinda bitecek, bölümün diğer yarisinda da diğer Stand'i göreceğiz. Hep bu şekilde ilerleyecek gibi gözüküyor.

Dio konusunda herkes çok aceleci davraniyor "bir an önce tüm standleri görsek de Dio belirse artik" diye. Ne gerek var Dio kaçmiyor ya :D Onun görevi şu an sessizce düşmanlarinin gelmesini beklemek, ihtişamini herkese göstermeye gerek yok. :P 80 günde devri alem yapmiş adam, bizim de 50 günümüz var keyfini süre süre macera tadinda gidiyoruz işte.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Diğer standların işe yaramayıpta sağa sola koca koca zümrütler fırlatan bir standın işe yaraması hatta hiçbiri hedefe vuramayan zümrütlerin hiçbir yere vurmayıp zarar vermemesi de garip diğer iki stand da gayet işe yarardı bence

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Diğer standların işe yaramayıpta sağa sola koca koca zümrütler fırlatan bir standın işe yaraması hatta hiçbiri hedefe vuramayan zümrütlerin hiçbir yere vurmayıp zarar vermemesi de garip diğer iki stand da gayet işe yarardı bence

Kakyoin'in dövüşü hakkinda

Orada amaç Kakyoin'in sineğe kurduğu o sarmal tuzakti. Kakyoin onun Emerald Splash'inin ona karşi etkili olmayacağini zaten biliyor; ulan sinek Star Platinum'dan bile hizli, Emerald Splash'ten kaçamayacak mi :D Kakyoin bunu bildiği için Emerald Splash kullaniyor ama büyük ihtimalle tam güç kullanmiyor. Yani sadece su etkisi bile yaratabilir uçağin içerisinde. Neticede Emerald Splash, Kakyoin ve Stand'inin ortak bir enerji yaratmasiyla güçleniyor. İsterse güçsüz Emerald Splash de kullanabilir, ona bağli.

Yani burada amaci uçağa zarar vermeyecek şekilde akil oyunuyla sineği yenmekti, Kakyoin de onu Emerald Splash'le oyalayip Hierophant Green'i etrafinda doladi.

Marifetlerini daha sonra görürsünüz :D

Neden diğerleri işe yaramadi çünkü diğer stand'ler Kakyoin'in de dediği gibi "sessiz ve sinsi" özelliklere sahip değil. Oradaki standler arasinda sadece Kakyoin'inki o kadar esneyebilir veya bir şeylerin içine girebilir.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

05

bu bölüm geçen haftaya göre daha akıcı geçti, nasıl bittiğini anlayamadım bile. lunaparkımsı yerde gerçekleşen dövüşte, başlarında fransız domine etti, fakat sonunda abdul ortalığı alev içinde bıraktı. sonrasında polnareffin (adı da saçı gibi uzun) zırhını atarak tekrar dövüşe geri dönmesi işi heyecanlandırdı, hızını kullanarak kendini kopyalama tekniği klasik olsa da etkiliydi. abdul desen meh seviyesinde kaldı, aynı saldırıyı başka varyasyonla yapması beni fazla etkilemedi. fotoğraf çekinme sahnesi komikti, jojo yare yare'sini tamamlayamadı. :D ayrıca tam kızların geldiği anda çalan arkafon müziği çok hoş, ost albümü çıkınca ona mutlaka bakıcam. neyse, polnareff bi sn önce kardeşini anlatırken kızları görünce değişti. sonucunda ortaya çıktı ki geyik bi karaktermiş, gergin ortama hava katar artık. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bölüm 5

Dövüş bölümü beklediğimden daha iyi geçti. Bende ne zaman başladı ne zaman bitti anlamadım. Polnareff''in standının gücünü görmek ve farklı saldırı türünü görmek güzeldi. Abdul'ün ise ilk bölümde gördüğümüz bir saldırı ve sanırım en güçlü saldırısını gördük. Joseph Abdül saldırıyı yapmadan önce "Yoksa onu mu kullanacak" gibisinden ifade kullandı, o yüzden en güçlü saldırısı diye düşünüyorum ben. Polnareff'in kardeşi hakkında olan geçmişi üzdü ama Dio'nun bu iki sağ eli olan adamı tanıdığını düşüyorum. Ayrıca Dio'yu az az görüp teori yapmadan da olmuyor ya.

Önceki bölüm yorumlarında sanki Joseph ile Dio'nun stand güçleri aynı olabilir mi diye söylemiştim. Çünkü Dio Joseph'in standının gücü olan fotoğraf makinesiyle kişiyi görme olayını yapmıştı. Bu bölümde ise Polnareff'in geçmişini gördü ve yine sarmaşıkları gördük. Burada iki teorim ortaya çıkıyor. Ya aynı stand güçleri olabilir ya da Dio ve Joesph'in stand gücü sadece benzer.

En sonunda gelen kızlar sağolsun Jotaro tam lafını tamamlayamadı ama en sonda tamamlamadan duramadılar. "Yare yare daze"

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Joseph yaaaa adamım .Gelmiş seksen yaşına hala gençliğindeki hareketleri bırakmamış. Şu Dionunda kalpli eşyaları her gördüğümde beni uyuz ediyor

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bölüm 5

Önceki bölüm yorumlarında sanki Joseph ile Dio'nun stand güçleri aynı olabilir mi diye söylemiştim. Çünkü Dio Joseph'in standının gücü olan fotoğraf makinesiyle kişiyi görme olayını yapmıştı. Bu bölümde ise Polnareff'in geçmişini gördü ve yine sarmaşıkları gördük. Burada iki teorim ortaya çıkıyor. Ya aynı stand güçleri olabilir ya da Dio ve Joesph'in stand gücü sadece benzer.

Bölümle ilgili yorum yazmayacağim da, benim sana bunu önceki yorumlarimdan birinde açiklamiş olmam lazim. Jonathan'in bedeni falan hani, çağrişim yapiyor mu :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bölümle ilgili yorum yazmayacağim da, benim sana bunu önceki yorumlarimdan birinde açiklamiş olmam lazim. Jonathan'in bedeni falan hani, çağrişim yapiyor mu :D

Cümbüş var desene o zaman. :lol:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Yeni bir güç geliştirmeleri gerektiği ilk sezonda, köyde Canıtın, italyan adam vs Dio olayında açığa çıkmıştı bence. Bu bağlamda karşımıza Stand çıktı. Başlarda Stand'ı ilginç bulsam da, şuanda yeni standlar gördükçe ve yapılan savaşları izledikçe sıkıcı gelmeye başladı. Şuan da standların iyi yanı olarak söyleyebieceğim şey darbe alındığında sahibine de zarar gelmesi. Şuan için erken tabii ama ilk sezon bence daha güzeldi.(Stand açısından söylemiyorum)

Animede ilk sezon da dahil karakterlerin hep bir can havliyle, vurgulu, bağırarak gibi konuşması güzel oluyor.:D İlk sezonda özellikle sipidvagon bu konuda harikaydı. Bir de shounen olduğundan mıdır, nedir? Birileri savaşırken izleyenlerden biri kesin açıklamamsı bir yorum yapıyor veya inanamıyorum, savuşturdu vb gibisinden şeyler söylüyor vurgulu vurgulu ve heyecanlı heyecanlı.:011:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?