Haikyuu!! - Tartışma

Konu:

Shōyō Hinata ilkokuldayken, Small Giants'ların voleybolunu gördükten sonra bu sporla ilgilenmeye başlar. Ortakuldaki ilk ve son turnuvasında ise rakibi Tobio Kageyama tarafından büyük bir hezimete uğrar. Böylece Hinata Kageyama'dan alacağı rövanş için Kurasuno lisesine katılır.

Fakat Kageyama'da Kurasuno Lisesi'ne katılmıştır. Daha önce rakip olan bu iki genç artık Hinata'nın hareketliliği ve Kageyama'nın müthiş pasörlüğüyle efsanevi bir ikili olacaklardır. Birlikte yerel turnuvalara katılacak ve Kurasuno Lisesi'nin rakiplerine kafa tutacaklardır.

F1'den sonra en en en en sevdiğim spordur, Jojo'dan vakit bulursam izlerim sanirim.

Yine de izleyen şuraya bi görüş belirtsin de başlamaya değer mi değil mi ona göre bakalim

Jojo'dan vakit bulursan mı? Bütün hafta Jojo'mu izliyorsun UnderE?

Ben görüşlerimi bildireceğim anime ile ilgili kimse bildirmese dahi. Yalnız 06.04'te başlıyor. Pazar gecesi ya da en geç pazartesi izlemiş olurum ilk bölümü. Voleybol en çok sevdiğim spor, onunla ilgili bir anime gelmişken asla kaçırmam. Söz konusu dahilinde bile değil.

Konuyu offtopice sürüklemek için bana o kadar çok materyal çıkardınız ki şimdi zor tutuyorum kendimi. (F1, UnderminE kısaltmaları, UnderE, ben UE diyeceğim böyle giderse, bu topicte de Jojo konuşulması, vs.) Neyse uzatmayacağım.

Bu sene taraftarı olduğum kulübün hem bayanlarda hem de erkeklerde iki saat gibi kısa bir arayla Avrupa kupası kazanması ve şu animenin bu sezonda çıkışı oldukça manidar, ve kendi adıma bu animeyi izlememem ayıp olur.

Açılışı spyair e yaptırmaları akıllıca olmuş daha izlemeden 1-2 kaptılar

Birde şu ayakkabıların çıkardığı sesi hiç sevmiyorum yahu

Hinata ilkokula gittiği yıllarda Kurasuno lisesinin oynadığı voleybola şahit olur ve bu küçük devlerin voleybolu karşısında oldukça etkilenir. Bunun neticesinde kendi okulunda bir voleybol kulbüne girmek ister. Maalesef erkek voleybol kulübü yoktur fakat kendi başına da olsa bir kulüp kurar. Gerek bayan voleybol kulübüyle antrenman yapa,r gerek kendi başına. Aradan 3 sene geçer ve ilk ulusal turnuvasındaki maçına çıkar. Maç öncesi heyecanı yüzünden okunmaktadır. Korta çıktığı o anda gözleri parıldar adeta.

Rakibi ise turnuvanın gözdesi Kitagawa ortaokuludur. Bu okulun öğrencileri kendi okuluna kıyasla oldukça da uzundur. Ayrıca kortların kralı olarak da bilinen Kageyama bu takım içerisindedir. Rakip ne kadar güçlü olursa olsun Hinata'nın zerre kaybetme korkusu yoktur.

Bu maç hem onun geleceğini hem de Kageyama'nın geleceğini etkileyecektir...

Açılışından itibaren voleybolun en ince detaylarını barındıran Haikyuu!!! detaylı bir voleybol hikayesi. Uzun süredir bu dalda açığı olan anime sektörüne de ilk bölümüyle bomba gibi düştü. Açılış parçasından itibaren voleybola dair önemli sekanslar gösteriyor. Smaç servisler, yerde yuvarlanma antrenmanları, pasör ve smaçör çalışmaları, tek ayak smaçlar vs. Asics ayakkabısına kadar düşüünümüş ince ayrıntılarla bezeli.

Kamera açıları topu düzgün görecek şekilde olduğu gibi pozisyonları da rahatça görebilecek şekilde yönetilmiş. Voleybolda izleyici saha içinden görüşe sahip olamadığı için çizgisel anlamda karar konusunda epey zorlanabilir. Yönetim öyle güzel iş yapmış ki bu tarz ayrıntıları kaçırmak gibi bir mevzu söz konusu değil.

Açılış parçası Spyair'e ait. Hızlı ve dinamik bir parça. Tam da hızlı voleybola uyacak türden.

Hinata'nın çıktığı ilk voleybol maçında hezimete uğraması fakat rakibine karşı ezilmemesi, elbetteki Kageyama'yı etkiler. İkisi de başarıya aç oyuncular. İkisinin de amacı aynı olmasına rağmen mizaçları farklı. Kageyama disiplinli ve maçı asla elden bırakmayacak bir karakter profili çizerken, Hinata mücadeleci bir profil sergiliyor. İkisinin ileride harika işler yapacak olması animenin ana unsuru. Bir pasör hızlı, esnek ve yetenekli bir smaçör ararken, bir smaçörde akıllı, topu rakibi şaşırtacak şekilde ve kendisine en uygun şekilde pas atacak bir pasör arar. Voleybolda smaçör-pasör ilişkisi budur.

Ortaokul bitip de liseye başladıkları anda Hinata hayallerindeki Karasuno lisesini seçmiştir ve ilk işi voleybol kulübüne katılmaktır. Hinata kendisini bekleyen süprizi voleybol sahasında bulur ve aslında iki ezeli rakip olacak olan bu iki karakter aynı takımda zafer için beraber ter dökecekler.

Aslen one shot olarak başlaması daha sonra serileştirilmesiyle devam eden manga da animeye uygun bir şekilde adapte olmuş. One shot kısımları birinci bölümde hikayeye oldukça uyacak şekilde yedirilmiş. Hinata'nın voleybol kulübünde tek başına olması ve kendi çalışmalarını anlatıp ilk maçına çıktığı kısımlar bunlar.

Çizimlerde managaya sadık kalınıp, animeye uygun bir şekilde adapte olmuş. Benim için dört dörtlük bir uyarlama vardı ilk bölümüyle.

Bir voleybol oyuncusu ve sever olarak animeyi izlerken müthiş bir zevk aldım. En ince ayrıntıları, topun gidişatı, oyuncuların pozisyonları, maç içindeki hataları ile eski günlerime götürdü ve bana müthiş bir zevk verdi ilk bölümüyle.

İlk bölümü izlerken epey keyif aldım. Umarım seri bu gidişatını sürdürür. Ayrıca serinin yapısı itibariyle fujoshilerin eline düşecek gibime geliyor, umarım keyfimiz bozulmaz bu nedenle.

Konuyu offtopice sürüklemek için bana o kadar çok materyal çıkardınız ki şimdi zor tutuyorum kendimi. (F1, UnderminE kısaltmaları, UnderE, ben UE diyeceğim böyle giderse, bu topicte de Jojo konuşulması, vs.) Neyse uzatmayacağım.

Hakkaten ama F1 ne UE ya?

Ay ne güldüm, Dilek desen de olur kasmayin ismim üzerinden bu kadar anaa liste çikaracam artik herkes farkli bir şey diyor F1 severim ben, eskiden bir de sakura_hime'miz vardi ki onunla baya konuşurduk.

Jojo'dan vakit bulursan mı? Bütün hafta Jojo'mu izliyorsun UnderE?

Ya şimdi Jojo geliyor, önce bi izliyoruz sonra tartişmasini yapiyoruz. Sonra /a/'ya gidip ne kadar thread varsa sömürüyorum falan 2 gün böyle geçti bak Sonra da mangasinda kaldiğim yerden okumaya devam ediyorum hafta böyle geçiyor bende Ama bu seriyi hayatta kaçirmam, voleybol hem oynamayi hem de izlemeyi çok severim. Hoş hamlandik artik eski halimizden eser yok şimdi

Bu da seriyle ilgili görüşüm:

[bIMG]http://puu.sh/7YiNx.jpg[/bIMG]

Spor animelerini seviyorum. Ülkemizde çok fazla göremediğimiz ya da çoğumuzun lise yıllarında yapmak istediği ama yapamadığı şeyleri spor animelerinde görmek çok hoşuma gidiyor. Zamanında futbol, basketbol, voleybol kulüpleri olsa ders çıkışları falan antreman yapsak ne güzel olurdu.

Haikyuu ise voleybol'u kapsayan bir anime. Açılış parçasının Spyair'e ait olması çok güzel. Bu parçalarıda güzel olmuş. Bir spor animesine yakışır cinsten. Ana karakterin kısa boylu olmasına rağmen hızlı ve zıplama yeteneği güzel. Voleybolda zıplamak gerçekten önemli bir yetenektir. Anime ilk bölümüyle olmuş dedirtti bana.

Ortaokul ve lise yıllarımda futbol ve basketbol yeteneğim olmadığı için, hiçbir erkek de voleybol oynamadığı için ya gider kendi kendimle yada kızlarla voleybol antrenmanı yapardım. Öncelikle o açıdan kendimi gördüğüm bir yapım oldu. Benzer şekilde spor Anime'lerinin çoğunda takım elemanları hata yapmayan, her durumda ne yapması gerektiğini bilen, robot gibi otomatik hareket eden tiplerken burada yere düşecek topa "zaten maç sayısı gelmiş, niye koşayım ki" diye koşmayan, arkadaşıyla eşit mesafede topa abanmadığı için topu kaybeden, topun hızını göremeyip olduğu yerde kalakalan oyuncular var. Bunlar okuldaki her voleybol maçında hepimizin mutlaka tanık olduğu şeylerdir eminim. İtiraf edeyim spor serilerine karşı özel bir hayranlığım yoktur fakat bu ve benzeri ayrıntılar seriyi gayet inandırıcı ve izlenesi hale getiriyor.

Kageyama soğukkanlı ve planlı bir karakter, bir takımınız olsa kaptan olarak görmek isteyebileceğiniz türden biri. Hinata ise kazanma arzusunu hiç kaybetmeyen, basit hatalardan demoralize olmayıp gördüğü her insiyatifi kullanan, ateşli bir fırsatçı, karşı takımda olmasındansa kendi takımızda olmasını isteyebileceğiniz türden bir oyuncu. Bu iki farklı tipi aynı takımda harmanlamaları güzel bir fikir olmuş. Gerçi onların birbirine karşı nasıl tepkiler vereceğiniz henüz görmemiş olsak da kafamızda bazı imajlar canlanıyor. Her ikisinin seiyuu'ları da rollerine çok uyan seçimler olmuşlar. Getirebileceğim tek eleştiri ise Kei, Toru ve Ittesu karakterlerinin seslerini uzun cümlelerde duymamak oldu. Zira bu karakterleri seslendiren Kouki Uchiyama, Daisuke Namikawa ve Hiroshi Kamiya en sevdiğim seiyuu'lar içerisinde yeralır. Umarım onları gelecek bölümlerde sıkça duyabilirim.

Animasyonlar çok akıcı. Toplar sanki kameraya alınmış da sonra Anime'ye alınmış gibi. Hiçbir sahnede seri falso vermiyor görsellik açısından. (Top üreticisi Molten ve Mikasa serinin sponsorları olduğundan kendinizi o an sahada hissedebiliyorsunuz) Hinata'nın maçı çevirme umuduyla plonjona çıktığı sahnede Osamu Dezaki külliyatı 70'ler ve 80'ler serilerindeki gibi karakterlerin hız çizgileriyle taralı hal almasını çok sevdim. İlk bölümde sadece tek sahnede vardı ama sonraki bölümlerde çok sayıda kullanılmasını, özellikle tunuva maçlarında mutlaka kullanılmasını isterim şahsen. Serde 80'ler kuşağı olmak var ne de olsa.

Sporda maçlardan çok antrenman önemlidir ama çoğu seri antrenmaları çekici kılacak atraksiyonlar ve sekanslar kullanmaz. Haikyu antrenman kısımlarında bile izleyici ile bağ kurmayı başarıyor. Benzer şekilde hızlı hızlı geçilmiş de olsa Hinata'nın ortaokul yılları ve bu kısımlardaki "training montage" diye tabir ettiğimiz kısımlar çok samimi.

Açılış ve kapanış şarkısı serinin havasına cuk oturmuş. Spyair zaten uzun zamandır takip ettiğim ve çok sevdiğim bir gruptur zaten.

Sonuca gelirsek seri ayırılan zamanın karşılığını veren harika bir yapım. Sevdiğim nadir spor serileri arasına adını yazdırmayı başardı şimdiden. Sezonun en iyisi olur mu bilemem ama şimdiye dek izlediklerimden en akıcı ve en samimi olanı olduğu kesin.

İlk bölüm hakkında yazılabilecek her şeyi gundamaster ve Akuma_blade yazdığı için bir şey ekleyemiyorum.

Kageyama olsun Hinata olsun ikisine de kanım çok ısındı. Müthiş zevkli bir seri olacağı ilk bölümden belli.

Pek spor animesi izlemişliğim yok ama bu seri güzel gözüküyor aldıkları ilk ve ağır yenilgi bizim çocuğa sağlam bir ders olmuştur. Takipteyim. Tsubasa'ya dönmez umarım. 10 bölümde sahanın bir ucundan bir ucuna koşamıyorlardı.

Ortaokul ve lise yıllarımda entellektüelin önde gideni olduğumdan beden eğitimi ve boş derslerde top oynayanların arasına pek girmezdim, bizde "veleybol" oynayan çoktu, fakat ya ben basket oynayanlara katılırdım ya da bir köşeden milleti izleyerek taktiksel yeteneklerimi geliştirirdim. Taktiksel yeteneklerimi kullanabileceğim hemen hemen hiçbir durum olmadı, o yüzden şüpheliyim yeteneklerimin gelişip gelişmediği konusunda, ama üçlüklerim iyidir.

Müzik konusunda Japon müzikleriyle içli dışlı olup da Spyair ismini ilk kez burada duyuyorum, mesaj atan herkes bahsetmiş o gruptan, kendime izninizle İlber Ortaylı "cahilsin olm sen" tipi bir caps yapıştırıyorum. Şaka bir yana da herkes de nereden biliyorsa bu adamları artık.

Kageyama ve Hinata ile alakalı söylemek istediğim bir kaç şey var. Bunların ilki iki karakter de başrol konumuna yakışan azimli karakterler. Birisi disiplinli çalışarak bulunduğu konuma gelmiş, diğer fışkıran potansiyeliyle. Açıkçası kaptan konumu Kageyama'ya verilecek gibi dursa da, bence Hinata tecrübesizliğine rağmen bu işi daha iyi yapar. Hinata'nın hata yapıp sayı kaybeden takım arkadaşlarını "dikkat etsene olm görmüyon mu lan topu" gibisinden azarlamaya kalkışması yerine "dert etme hacı, bir sonraki el biz alırız sayıyı, nolcek" tipi takım arkadaşlarının moralini yükseltecek bir kaptan bana göre daha iyidir. Tabi bunu lise ve üniversite zamanlarımda yaptığım halı saha maçlarından edindiğim tecrübeme göre konuşuyorum. Spor ile amatör uğraşanlarda Kageyama'nın davranışları ters tepki yapar, profesyonel olarak uğraşanlarda ise bir yerden sonra sıkmaya başlar, ama en güzeli iki karakterin tavırlarını harmanlayabilmektir.

Sanırım yukarıda anlattığım mevzuyu animede ilk başlarda göremeyeceğiz ama bir yerden sonra özellikle Kageyama'dan böyle bir tavra sahip olacak ve epey yüksek seviye rakiplerle o vakitler karşılaşılacak.

Gösterilmeyen karakterlerden zıt renkli formaya sahip 4 numara sanırım voleybolda libero konumunda oynayan oyuncu, en çok onu merak ediyorum.

Futbol serilerinin çok aksine, bir kaç bölümde bitemeyen anca yarı devresi tamamlanan maçlara sahip olan animelerle şöyle bir benzerliği olacağını düşünüyorum, voleybol epey hızlı ve birkaç hamlede sayı yapılan bir spor, özellikle yavaşlıktan ziyade hızlılık olacak, tabi bölüm sayısı fazla olabilir ama futbolun; voleybol ve basketbol gibi sporlara göre çok sıkıcı olması durumu var, hatta Hinata'nın maçı kaybettikleri sayıda kaşla göz arasında topa yetişip smacı vurması ve benzeri sahneler animeyi kalite olarak çok üst seviyelere taşıyacak.

@UnderminE: F1'i ben de sever(d)im, ama sen bilmezsin Shumi ile Hakkinen çekişmesi vardı zamanında, o zaman ayrı bir spordu, ama sen nereden bilcen? Senin tüm hafta JoJo izlediğin gibi ben de tüm hafta Kill la Kill izliyormuşum, sayende onu öğrenmiş oldum.

Şahsen benden erkek karakterler üzeri bir not kırışı yaptım seri için. Karakterlerin aşırı kasma sert yada asabi görünüş izlenimi veren bakışları artı bir eksi daha benden yana. Yani NTVSpor da bile kaç kere görmüşlüğüm var. Dünya Grand Prix i maçları oluyor bayan voleybolunda. Bunlar hep popüler olamazsak ve ticari kaygılar lobisi. Bence bayan olmalıydı ama ilgi görmez diye erkek egemen shounen tayfasına katılmış bir seri. Objektif olarak baktığım zaman sinirli gibi duran bakışları çok yadırgadım ama kasıntı bakış olmadan da shounen olmak zor tabi.

Bayan olsaydi eğer "bayanlarin oralarini buralarini gösterip para kazanmak için yapiyorlar" etiketi yiyip güzelim "spor" amaçli serinin adini bir güzel lekelemiş olurlardi. Ben burada yakişikli erkek vurgulamasi yerine gerçekten sporun ön planda olduğu bir anime gördüm, böylesi zor bulunuyor artik sektörde. İyi ki de ciddi ciddi bakan, "korkutucu" karakterler koymuşlar.

2 türlü de olmuyor erkek olunca kasıntı oluyor kız olunca popo meme oluyor. Kaliteli anime yapmak o kadar kolay değil. Standartların dışına çıkamayınca bende pek heyecan yaratmıyor. Ama harbi harbi çocuk sinirli ama arada normal yüz ifadesi yapıyor. Genelin takdirini almak yeter klişe olması önemli olmuyor.

Kageyama'nın sinirli olmasının nedeni rol veya poz kesmek değil. Takım arkadaşlarının ciddiyetsizliği onu çileden çıkarıyor. Topa bile koşmayan bir takım arkadaşına ne kadar müsamahalı oynayabilirsiniz. Onlara kıyasla Kageyama ciddiyeti ile öne çıkıyor sadece.

Hinata ile olan karşılaşmasında da rakibe yumuşak davranan bir mizacı olmadığı için sert yorumlarda bulunuyor. Bu onun uslübu, mizacı; artık ne derseniz.

İlerleyen bölümlerde daha net ayrımını yapmak mümkün olacaktır.

Ben de lisedeyken yalan olmasin Kageyama gibiydim. Bizim de pro bi takimimiz vardi ve ayni o takimdaki gibi sirf derslerden kaçmak için falan gelen vardi takima. Biz güzel oyun yapalim diye deli gibi emek verirken o tip "nasilsa yeniyoruz boşver" diye sarkan tipleri görünce ben de çok kizardim. Top geliyo işte koş, yere atla bi şey yap kolun bacağin kirilmaz nasilsa ama yook hanfendinin şekli bozulur Şimdi bile Kageyama moduna girdim, izlerken Kageyama gibi oluyorum zaten

Hinata gibi olmayi beceremedim hiçbir zaman

@UnderE o tip oyuncular en nefret ettiğim oyunculardı benim de. Azcık çaba göster ne var yani. Böyle oynayacaksan hiç oynama. Direk kalplerini kırardım ben de. Ben bir taraflarımı yırtayim galip olacağım diye sen öylece dikil, olacak iş değil. Voleybol asla stabil bir spor değildir. Saha içinde çok hareketli olmak önemlidir.

Biz Türkler pek Hinata gibi olamayız. Kageyama bize daha yakın. Bir de o aman peşinden ne koşacağım tipleri bol bizde sadece.

Anime güzel açıksası. Karakterler açısıdan da bir sıkıntı görmedim. Tabii karakterlerden spor animelerinde görülen genel profillere uygun tipler var. Ana karakter gibi ve kageyama gibi. Spor animelerinde bazen gösterilen, süper güç(inazuma elevendaki gibi değil) vari olayları hep sevmişimdir. Nasıl anlatsam bilemedim ama hinatanın takım arkadaşı yanlışlıkla arkaya pas verdiğinde olan olay gibi. Hinatanın sürekli donmay, donmay deyip iyimser olması ginga kick-off un ana karakterini hatırlattı bana, o da aynısıydı.

Çizimler çok güzel değil ama daha önce gördüğümüz bezer tarza animeler vardı.

Voleybolu kadınlar oynarken izlemeyi daha çok seviyorum ama benimde oynamışlığım var tabii. Bir erkek olarak kızlardan oluşan bir takım izlemeyi tercih ederdim. Lakin bahsi geçtiği gibi fanservis ve echiye boğma ihtimali olabileceğinden, belki de böylesi daha iyi oldu.

Sonuç olarak izlenilmesi gereken güzel olacak gibi duran bir spor animesi.

Erkeklerden oluşan takım mangaka veya senaristin hiç de öyle bir amacı olmasa da fujoshi ablalar yüzünden yaoisel tasvir ediliyor, ve bu durum anime yapımcılarının onları tatmin etme çabalarıyla tamamlanıyor, misal Kuroko no Basuke. Kızlardan oluşan takımın anime düzeyinde tek sorunu öyle yada böyle yuri'ye kayması. Kızların başrol olduğu animelerin bir çoğu artık yuri amacıyla çıkıyor, başkarakter konumundaki kızın romantik düşüncesi olmasa da yanına verdikleri sidekick karakter illa ki animeyi bu yöne çekiyor. Bir de kızların başrolde olduğu animelerin çoğunun illa ki eicchi öğeler içermek zorunda olması gibi bir durum var, sanırım bu da animenin erkek izleyicilere pazarlanma yöntemlerinden biri. Ne kadar can sıkıcı olsa da durum böyle.

Ay ne güldüm, Dilek desen de olur kasmayin ismim üzerinden bu kadar anaa liste çikaracam artik herkes farkli bir şey diyor F1 severim ben, eskiden bir de sakura_hime'miz vardi ki onunla baya konuşurduk.

Ya şimdi Jojo geliyor, önce bi izliyoruz sonra tartişmasini yapiyoruz. Sonra /a/'ya gidip ne kadar thread varsa sömürüyorum falan 2 gün böyle geçti bak Sonra da mangasinda kaldiğim yerden okumaya devam ediyorum hafta böyle geçiyor bende Ama bu seriyi hayatta kaçirmam, voleybol hem oynamayi hem de izlemeyi çok severim. Hoş hamlandik artik eski halimizden eser yok şimdi

Bu da seriyle ilgili görüşüm:

[bIMG]http://puu.sh/7YiNx.jpg[/bIMG]

@UnderminE Benim burada olaya dahil olmam şart Hem F1 hemde sevdiğim sporlardan voleybol söz konusu Ben hala F1 izliyorum geçen hafta sonu bahreyn yarışı son 10 yılın en güzel Bahreyn yarışı oldu Şayet Ferrari'nin durumu içler acısı ama olsun güzeldi.

Gelelim seriye öncelikle çok güzel bir uyarlama olmuş ilk bölüm itibariyle. Karakterlerin çizimi, animasyon kalitesi, seslendirmeler ve tabi ki müzikler. Açılış parçasını sevdim seriye yakışan bir parça olmuş bölüm için müziklerde güzeldi. Kaç bölüm olur bilemiyorum maçlarıyla bizi asla sıkmayacak bir seri bizi bekliyor. Mangasını düzenli okuduğum için bir noktada kesmek zorunda kalacaklarını biliyorum bu işin üzücü kısmı ama o noktaya gelene kadar zevkle takip edeceğim bir seri.

Karakterlere bakacak olursak Hinata tam benim sevdiğim karakterde biri. Böyle tiplere bayılıyorum. Kageyama ile aslında çok ortak yönleri olduğunu düşünüyorum sadece başka açılardan bakıyorlar. Umarım karakter gelişimleri çok güzel olur merakla bir sonraki bölümü bekliyorum ilk bölüm çok güzel bir noktada bitti bakalım devamı nasıl olacak.

Merak eden arkadaşlar için... Seri 25 bölüm olacak, 2. sezonun gelmesi de bana olası görünüyor. (Takara'nın daha 1. bölümde tüm karakterlerin figürünü yapacağını duyurmasından geri dönüşün buna yeterli olduğu sonucu çıkıyor)

@UnderE o tip oyuncular en nefret ettiğim oyunculardı benim de. Azcık çaba göster ne var yani. Böyle oynayacaksan hiç oynama. Direk kalplerini kırardım ben de. Ben bir taraflarımı yırtayim galip olacağım diye sen öylece dikil, olacak iş değil. Voleybol asla stabil bir spor değildir. Saha içinde çok hareketli olmak önemlidir.

Biz Türkler pek Hinata gibi olamayız. Kageyama bize daha yakın. Bir de o aman peşinden ne koşacağım tipleri bol bizde sadece.

Abi gerçek hayatta öyle maçta fark attın mı sen kazanacağına inanınsın rakip kaybedeceğine. Anime ile gerçek hayat bana göre 2 zıt kutup. Kuroko no Basuke mangasının balon silicisiyim ama şöyle söyleyeyim bana göre bir yerden sonra mantık pert. Teknik üstüne teknik çıkıyor sürekli bende diyorum he canım bende yedim. Takipte ediyorum sinirde oluyorum saçmalığına

Anime güzel açıksası. Karakterler açısıdan da bir sıkıntı görmedim. Tabii karakterlerden spor animelerinde görülen genel profillere uygun tipler var. Ana karakter gibi ve kageyama gibi. Spor animelerinde bazen gösterilen' date=' süper güç(inazuma elevendaki gibi değil) vari olayları hep sevmişimdir. Nasıl anlatsam bilemedim ama hinatanın takım arkadaşı yanlışlıkla arkaya pas verdiğinde olan olay gibi. Hinatanın sürekli donmay, donmay deyip iyimser olması ginga kick-off un ana karakterini hatırlattı bana, o da aynısıydı.

Çizimler çok güzel değil ama daha önce gördüğümüz bezer tarza animeler vardı.

Voleybolu kadınlar oynarken izlemeyi daha çok seviyorum ama benimde oynamışlığım var tabii. Bir erkek olarak kızlardan oluşan bir takım izlemeyi tercih ederdim. Lakin bahsi geçtiği gibi fanservis ve echiye boğma ihtimali olabileceğinden, belki de böylesi daha iyi oldu.

Sonuç olarak izlenilmesi gereken güzel olacak gibi duran bir spor animesi. [/quote']

Abi işte bir destekçi

@minna-san Ya sürekli güncel anime takılmam işte ondan yada en azından şunu söyleyeyim bugün Momoi(Kuroko no Basuke deki tatlı hatun, orta okul hali daha tatlı hatun) no Basuke diye anime çıksa ben bunuda yadırgarım. Afedersiniz basketbol erkek sporu bana göre öküz gibi birbirlerini iterler falan güce dayalı bir yerde ama işte voleybol ise kızların sporu onlara daha çok yakışıyor bana göre. Ha bayan basketbol olmamalı mı yada erkek voleybol; olmalı tabi. Bence mangakanın da belli shounenik kaygılarla erkekler üzerine kurmuş mangayı/animeyi. Şunuda söyleyeyim çizime göre değişir seksapelitesi misal bazı seriler vardır işte kızın orası burası parlak olur ecchi seriye uygun olur ama bazılarında olmaz. misal Kill la Kill de ecchiye vurgu yapılıyor hatta seri çıplaklık üzerine mesaj bile barındırıyor ama aşırı dozda açık çizilmese bana göre ecchisi rahatsız etmez. Yani kızlar şortlu diye aha ecchi diyemeyiz. Mangakasının erkek olduğunu tahmin ediyorum yada şöylede diyebilirim mangakası kadın olsa kadın voleybol mangasının altından kalkabilir. E hangi cinsiyette ağırlık olursa olsun fangirl/fanboylardan payına düşeni alacaktır özellikle fangirllerden Kuroko no Basuke, Katekyo Hitman Reborn gibi. Bu animede bana göre fangirllere daha çok hitap ediyor. E tabi diğer türlü fanboylara hitap ederdi

@suke erkeklerin her türlü gideri var tür bakımından ama kızlarda yuri yada komedi olur. Şahsen ben Yuri Yuri animesini severim. Yuri hayalleri kurmuyorum ama işte komedisini seviyorum. Fantazi komedi animeleri severim

İmzamda Yuri Yuri animesinden gif. Hep böyle komik durumlarla dolu

Bu cinsiyet olayı niye bu kadar uzadı ki? Artık her şeyden fangirl veya fanboy malzemesi çıkıyor. Yani ne yapsın ki adamlar, tamamen yeni bir tür mü çıkarsın ortaya? Hoş, öyle olsa bile fanlar bir şey çıkarır. Kuroko'da olduğu gibi seride çoğu şeyi fanlığa bağlamazlarsa çok çok daha izlenebilir ve güzel bir seri olacaktır.