Baby Steps - Tartışma

Eiichiro Maruo planlı, programlı, düzenli ve derslerinde çok başarılı bir öğrencidir. Bu kadar düzenli olması sebebiyle arkadaşları tarafından orta yaşlı, ihtiyar olarak da anılmaktadır. Bir gün yan sınıftan Natsu Takasaki isimli bir kız gelir. Natsu arkadaşından dünya tarihi ile ilgili notları ister. Arkadaşı onu Ei-chan'a yönlendirir. Çünkü Ei-chan not alma da normal insanlardan çok daha iyidir. Hatta delilik ile dahilik arasında bir yerdedir Natsu'ya göre. Ei-chan'ın notları alır ve özensiz bir şekilde sınıftan çıkar. Ei-chan notlarının başına gelenler yüzünden endişe içindedir. (Not almak kolay değildir bir de notunuza böyle özensiz davrananlar yok mu, çileden çıkarır insanı. Ei-chan yerinde olsam vermezdim o notları:/)

Daha önce ders çalışmaktan başka bir şey yapmaya Ei-chan okul dışında bir aktivite yapmaya karar verir ve kendini kocaman bir tenis kulübünde bulur. Tenis kulübünde onu bağlayacak bir şey ile karşılaşır ve hayatı dersler dışında tenis sayesinde değişecektir. İşin en önemli kısmı, her şey minik adımlarla olacaktır...

Birinci bölüm itibariyle eğlenceli ve romantik bir spor animesi olacağının gösterdi. Ei-chan'ın sadece derslerle örülü zevksiz hayatının, Tenis sayesinde değişeceği; eğlence, komedi ve biraz da romantizme sürükleneceği hikayesini izleyeceğimiz aşikar.

Sektöre yeni katılan ve gözle görülür şekilde öne çıkan işleri olmayan seiyularla çalışılmaya devam ediliyor yeni animelerde. Bunun yeni bir halkası da Baby Steps. Yeniler ama gelecek vaad ediyorlar. Baş karakterleri seslendiren her iki seiyu da güzel iş çıkarmışlar.

Animasyon ya da çizimlerde gözle görülür yeni bir teknik yok. Kortta animasyon realist ve gerçekten tenis maçı izliyormuşsunuz havası veriyor. Çizimler aşırı iyi değil ama hiç kötü de değil. Gayet şeker çizimler bulunuyor diyebiliriz.

Açılış parçası "Believe in yourself" anime temasına uygun ve hiçte fena değil. Kapanış parçası "Baby steps" ise hoş bir melodiye sahip.

Eiichiro Maruo planlı, programlı, düzenli ve derslerinde çok başarılı bir öğrencidir. Bu kadar düzenli olması sebebiyle arkadaşları tarafından orta yaşlı, ihtiyar olarak da anılmaktadır.

Direk Hetakoi geldi aklıma. Bir başka spor animesi olduğu için izlemekte kararsız kaldım.

İzlerken benim de aklımda aynı şey vardı. Bu tarz karakterleri kendime fazlasıyla yakın buluyorum. O nedenle izlemekte daha keyifli oluyor benim için.

Spor animeleri candır. Spor candır zaten. İrade, başarı, mücadele, zafer hepsi tadılması gereken erdemler. Spor animeleri sayesinde de hepsini tekrar tekrar yaşamak mümkün.

Daha izlenecek Rowdy Sumo Wrestler Matsutaro var. Sporun her dalı izlemeye değer.

İlk bölüm güzeldi. Sonraki bölüm için de meraklandırdı. Spor animelerini severim, daha önce hiç ilgilenmediğim bir spor dalı olsa dahi animeleri güzel çıkıyor, örneğin beyzbol, amerikan futbolu gibi. Bu animede ana karakteri ben de sevdim. Daha önce spor animelerinde böyle karakterle karşılaştığımı şuan için hatırlayamıyorum. Animenin çizimleri daha organik olsaydı, yani göze daha hoş gelen yüz çizimi olsaydı, daha güzel olurdu.

ana karaktein saçları niye tavuk gibi ?

Bölüm 02:

Ei-chan ufak ve emin adımlarla teniste ilerlemeye devam ediyor. Deneme maçlı derslerine kaldığı yerden devam ederek tenis hakkında daha fazla bilgi ve tecrübe sahibi oldu. Kendisinin epey metotlu biri olması sebebiyle tenisi de matematiksel yollardan öğrenecek. Raketi tutuşu, topa vurma açısı vb. hususlarla tenisi teknik açıdan öğrenecek. Defterine aldığı notlar, cep telefonu ile çektiği videolar ona epey yarar sağlayacak. Peki gerçekten de hayranlıkla baktığı pro oyuncular gibi olacak mı bu sayede?

Deneme turu sayesinde ilk rakibini de tanımış oldu. Hem sahada hem de saha dışında rakibi olacak belli ki.

İlk bölümü o kadar hoşuma gitmediği için ara vermiştim. Daha doğrusu biriksin diye öyle yapmıştım. Az önce de ikinci bölümü izledim ve oldukça hoşuma gitti.

Ei-chan yavaş yavaş tenise alışıyor. Televizyonda gördükçe benim de oynamak istediğim bir spor tenis. Ama oldukça pahalı ve zor. Ei-chan da en baştan başlıyor. Raket tutmayı öğrenip topa vurması bile oldukça zahmetli bir iş. Bu çizgide giderse oldukça severim ama. Ki bir twitter'da konuştuğum bir arkadaşın yorumu da mangasının gerçekçi bir yapıda ilerlediği yönündeydi.

Eğlenceli de bir yapısı da var. Ei-chan pek göstermese de psikopatın teki bence. 10 yıl boyunca falan yeni yıl harçlığı biriktirmek nedir ya? Bir de tenis kitabında anlatılanları kendi notlarıyla deftere geçirmiş. Böyle istatistik delisi ve her şeyi not tutan kişiler ya menajer falan oluyor ya da rakip oyuncu. Rakip oyuncu da her şeyi mükemmel yapmasına rağmen ana karakterin azmine yenik düşüyor. Bu kez ana karakterimiz öyle biri olabilir diyeceğim ama salaklığı da mevcut. Bu bakımdan Ei-chan ilgi çekici bir karakter.

Şu gidişata bakılırsa işin içine romantizm de girecek gibi. Ei-chan'ın aşkı olacak mı, olacaksa itiraf edecek mi yoksa platonik mi kalacak? Spor serilerinde romantizme denk geldiğimi hatırlamıyorum. Cross Game'i ayrı tutmak lazım tabii. Slam Dunk'ta, İppo'da falan vardı ama genellikle komedi içindi. Bunda pek öyle gözükmüyor.

Kısacası 2. bölümle beraber gayet zevk aldığım bir seri oldu. Sporseverlerin takip etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Çevirisine de el atmayı düşünüyorum. Güncel seri çevirmişliğim yok hiç, bu yüzden bitene kadar beklesem mi diyorum ama bakalım.

İkinci sezon onayı alması ve 2015 baharında yayınlanacak olmasına çok sevindim. Epey güzel bir seri oldu. İkinci sezonu da aynı güzellikte olacaktır.

Bir çok açıdan Haikyuu serisinden daha iyi. Ama maalesef arka planda kaldı. Sebepleri de çok bariz bir şekilde ortada. Finale doğru olan bölümlerse, çok daha iyiydi -ki bir yada iki kişiye güvenerek bütün takımın kurtarılma umudunu artık pek haz ettiğim bir durum değil, görünce bile içim kalkıyor. Baby Steps, adı gibi ilerleyen ve emin adımlarla sonlandıran bir seri oldu. 2. sezon haberine sevindiğim serilerden biridir.