Avatar: The Legend of Korra

O kiz Toph'la Zuko'nun kizi olursa hiç şaşirmam

Yok artık daha neler... -_-

Olur mu ki?! HEHEYT! Aklıma neler geliyor, neler. *-*

Toph 'n inzivaya çekilme sebebi, Zuko olmasın?! Yoksa aşkını, eşini, erkeğini, çocuğunun babasını kaybetmesinin verdiğini acıyla mı öyle kendini uzak diyarlardan, diyarlara sürüklemiş.

Bak yine, yeşilçama bağlıyoruz...

Valla ATLA'da Zuko'ya ilk şans veren kişi Toph'tu, ki hatirlarsan Aang'i adada kaybettiklerinde Toph sürekli Zuko'ya yamaniyordu Herkes Zuko'yla başbaşa kaldi ben de başbaşa kalmak istiyorum falan diyordu, blush blush oluyordu >w<

Çöpçatan gibisin, Under-chi. >3<

Kaç gün kaldı ya, başlasa da keyiflensek. Nasıl bir giriş yapacaklar acaba...

Düzenleme:

İnternette şöyle bir baktımda, bu teori başkalarının da aklına gelmiş. Gelmesi doğal tabi de adamlar bu iş üstüne baya düşünmüş.

Ayrıca, ZukoxToph *-*

İnternet çok acayip bir yer. Etrafta çok fena şeyler geziyor. x.x

Hah işte Toph'un Zuko'ya sarildiği sahneydi benim aklimdaki de, olur mu olur valla

3 Ekim'de geliyor, 4 Ekim'de de unlimited blade works >w< Süper bir sonbahar geliyor, derslerimden kalmam için hayat beni zorluyor

Vee 4. sezona başladik:

Yeni bölümün tek bir kelimeyle özeti var; Toph <3

4. sezonun bölüm kompozisyonlarini gerçekten çok beğendim, olaylarin bölüme serpilişini öyle iyi ayarlamişlar ki bir an olsun tempo düşmüyor. Parçalar da yerine istediğin kadar dikkatsiz olsan bile bir şekilde cuk oturuyor. 2. bölüm harikaydi ya, birinci bölümde yaşananlara nasil gelindiğini fazlasiyla iyi anlattilar.

Alllaaahimmmm nasi sinirliyim nasil sinirliyim dokmem lazkm bi yere, twitter yetmiyor 140 harf falan

bolum6

Yeni başladım, 5. bölümdeyim. Bu dövüşler hep böyle kıytırık mı olacak? Son Hava Bükücü'de her elementin kendi bir duruşu vardı, toprağı kullanan adamın koreografisi ayrı ateşi kullananın ayrıydı, bunda toprağı kullanan yerden taşı havaya kaldırıp atıyor, ateşi kullanan boşluğa yumruk atıyor ateş çıkarıyor. Millet dağ bayır deviriyordu, bunlar cimcik atıyor bildiğin. Bildiğin ezik bir animenin dövüş sahneleri gibi olmuş, tarz marz kalmamış. Bu hep böyle mi?

Ayrıyetten tüm sezonların Türkçe dublajlısını bulabileceğim bir yer var mı?

Yeni başladım, 5. bölümdeyim. Bu dövüşler hep böyle kıytırık mı olacak? Son Hava Bükücü'de her elementin kendi bir duruşu vardı, toprağı kullanan adamın koreografisi ayrı ateşi kullananın ayrıydı, bunda toprağı kullanan yerden taşı havaya kaldırıp atıyor, ateşi kullanan boşluğa yumruk atıyor ateş çıkarıyor. Millet dağ bayır deviriyordu, bunlar cimcik atıyor bildiğin. Bildiğin ezik bir animenin dövüş sahneleri gibi olmuş, tarz marz kalmamış. Bu hep böyle mi?

Ayrıyetten tüm sezonların Türkçe dublajlısını bulabileceğim bir yer var mı?

Maalesef öyle olacak. Kadın bir avatarı bu kadar ezik görmek sinirime dokunmuştu benim. Bu serinin en güzel tarafı, sanırım 2. sezonda işlenmişti, ilk avatarın hikayesiydi.

Şöyle anlatmak gerekirse, eskiden her element yeni yeni keşfediliyor ve elementler parşömenlerden bakarak master'lar tarafından öğretiliyordu. Burada o "ustalar" devri kapanıp, modernliğe geçiş var. Zaman geçtikçe eski tekniklere olan bağlılıklar azalmış, en hızlı ve kolay şekilde büküyorlar. Dikkat ederseniz sadece hava bükücülerin aslında eski Avatar tarzında havayı kullandklarını görürsünüz; çünkü Aang'in oğlu vs öğretiyor bizzat. Kısaca iş biraz daha "martial arts" olayına dönmüş.

Korra'nın bükücülüğünde sıkıntı olduğnu düşünmüyorum, son bölümdeki "final fight" içerisinde öyle deli toprak büküyordu ki "Vay be o kaslar boşa değilmiş demek ki" demiştim içimden. Korra'nın hava bükücülüğünde sıkıntı var bu da kişiliği ve havayı en son öğrenmesinden kaynaklı.

Ha bükücülükler çocuk oyununa döndü orası kesin, lav bükücü falan var :/ Her şey çok oldu bittiye geliyor Korra'da sonlara doğru. Ve evet, The Beginning bölümleri benim de favorim. Wan wan wan <3

3. sezondaki villainler harikaydı, 4. sezonda da Villain Azula'ya benzetilmeye çalışıldı ama başarısız olundu. Final sahnesi ise buram buram bir "popüler kültür" kokusu yayıyor.

Doğru diyorsun, ama toprak bükmenin, ateş bükmenin inceliklerini bilmeyen insanlar metal bükebiliyor, yıldırım atıyor, o biraz tuhaf geldi. Fikir olarak güzel aslında ama pratikte bir estetiği yok bu durumun.

Senaristlerin de aynı olduğuna bakacak olursak adamlar ilk Avatar'ı yaparken kendileri de değişmiş bir anlamda, Ang kendi içinde barışık biriyken Korra'nın düzensiz bir kişiliğe sahip olması bende öyle hissettirdi. Bununla ilgili bir sıkıntım yok ama en azından Ang rüzgarı çatır çutur kullanıyordu, Korra'da o da yok, çocukluğundan beri yetiştirilen biri için bu kadar güçsüz olması doğru gelmiyor.

Rahat bir yere batar derler ya, millet huzurdan Avatar'ı eğitmeyi de mi unutmuş ne.

Aslında Ang'de okadar iyi bir bükücü değildi. En iyi büktüğü havaydı diğer elementlerde okadar çok ustalık göstermedi bize. Hem ilk seride Ang'in güçlü sağlam dostları vardı. Güç eksikliğini onlar gideriyordu. Korra'nın çevresindekiler bi halta yaramıyorlardı. Bütün iş haliyle Korraya kalıyordu. Korra'nın en büyük eksiği en fantastik hareketleri yapmasını sağlayan hava bükmeyi en son öğrenmesi oldu. Ve kişiliği gereği olan atarlı davranışları. Genellikle hırsına yenik düşüyordu.

Bir de seri boyunca Zaheer'den başka iyi bir bükücüde görmedik. Toph göstermelik koysalarda tatmin etmedi. İlk sezonda toph, iroh, dai li, azula vs vs. Bir çok kalbimizde yer eden sağlam bükücüler görmüştük. 2. Serinin en büyük eksiklerinden biri buydu.

Galiba yeni nesil modernizasyona, element bükmekten daha fazla önem veriyor.

Aslında Ang'de okadar iyi bir bükücü değildi. En iyi büktüğü havaydı diğer elementlerde okadar çok ustalık göstermedi bize. Hem ilk seride Ang'in güçlü sağlam dostları vardı. Güç eksikliğini onlar gideriyordu. Korra'nın çevresindekiler bi halta yaramıyorlardı. Bütün iş haliyle Korraya kalıyordu. Korra'nın en büyük eksiği en fantastik hareketleri yapmasını sağlayan hava bükmeyi en son öğrenmesi oldu. Ve kişiliği gereği olan atarlı davranışları. Genellikle hırsına yenik düşüyordu.

Bir de seri boyunca Zaheer'den başka iyi bir bükücüde görmedik. Toph göstermelik koysalarda tatmin etmedi. İlk sezonda toph, iroh, dai li, azula vs vs. Bir çok kalbimizde yer eden sağlam bükücüler görmüştük. 2. Serinin en büyük eksiklerinden biri buydu.

Galiba yeni nesil modernizasyona, element bükmekten daha fazla önem veriyor.

Seninle tamamen zıt düşünüyoruz. Açıkçası Avatar' ların aşırı güçlü olması ya da güçlü olması gerektiği değil mesele, öğrendiği teknikleri nasıl ve ne kadar kullanabildiği önemli ve Korra bu konuda çok zayıftı bence. Avatar formunda savaştığı sahneler bile beni tatmin etmedi. Aang' in daha ateş bükmeyi öğrenmediği zamanki avatar hali bile çok doyurucuydu, hele son sezon ateş bükmesiyle gelen avatar hali müthişti. Aynı şekilde, dostlarıyla gelen güç kısmında da zıt düşünceye sahibim. Evet Aang' in dostları çok işe yarıyordu ama hepsi kendi dişine uyan düşmanlarla eşleştiler hep. Büyük lokmayı halletmek Aang' e aitti genelde. Korra' nın dostlarıysa hep Korra' nın arkasını topladı gibi, izlerken hep bunlar da olmasa Korra hiçbir düşmanı yenemez diye geçirmişimdir içimden. Korra serisinin bir diğer zayıf tarafı Korra' nın yanındaki karakterlerin sempatik olmaması. Sevemedim bir türlü elemanları. Sonuç olarak sorun senaryo ve kurguda. Hava Bükücü için daha fazla zaman ve emek vermişler, Korra tamamen ticari kaygılarla aceleye getirilmiş bir seri benim gözümde.

İlk sezonu bitirdim, demeliyim ki ilk serinin anlatacak bir evreni vardı, karakterleriyle, eğlenceli bölümleriyle. İkincininse sadece bir hikayesi var. Elma ile armut gibi, ben elmayı da severim, armudu da. Ortalara doğru sevgim giderek arttı. Ama hâlâ Ang'in o duvarın üstünden matkaba deli tavuk gibi yardırdığı gibi bir sahne gelmez diye düşünüyorum ama süprizlere açığım.

Bir de demeden olmaz, General İroh tam bir ateş bükücüydü. Şu koca iki seride alevi kullanarak uçan tek adam, ben yıllardır böyle adam görmek istiyordum Dumur etti ortalığı. Kamikazelere kafa attı. Ang'den sonra Tenzin'den bir şeyler bekliyor insan ama tek numarası fenalıklar geçirerek bayılmak.

Ayrıyetten Avatar'ın çizgi romanlarını mutlaka okuyun. İlk seriyi kaldığı yerden aslına sadık olarak harika şekilde devam ettirmiş. Şu son 2 haftadır gırtlağıma kadar Avatar'a batmış durumdayım.

İlk seriyi az önce bitirdim ama pek beğenmedim. Herkes her şeyi büküyor falan. Karakterleri vasat geldi. Kurgu olarak da biraz basit kalmış. Aang geçmiş avatarlardan bir şey öğrenmek için bir tarafını yırtıyordu Korra'nın işini iki saniyede hallettiler.

İlk sezon biraz deneyimsel zaten, henüz konu oturmamış vesaire sadece karakterleri tanıtmak göze alıştırmak için yapılmış. İkinci ve üçüncü sezonda işler biraz daha ciddiye biniyor diyebilirim. Lakin ilk sezondaki "devrim" fikri çok güzeldi, onu niye beğenmedin anlamadım Taaaa eski zamanlardaki o dengenin günümüzde yavaşça bozulması ve eşitsizliğin artık isyan çıkartacak düzeyde olması çok doğal. Direnişçilerin çıkması çok çok doğal ama dediğin gibi sönük kaldı.

Herkesin her şeyi bükmesinde de sorun olmamalı bence kaç sene geçmiş Sadece "hop artık ben de toprak büküyorum" klişesini güzel yediremiyorlar, çok izleyiciye oynuyorlar. Her şeyin oldu bittiye gelişini ben de sevmiyorum.

Neyse diyeceğim o ki sen 2. sezona bir bak. The Beginning I & II'yi gör öyle bitir serüvenini

Devrimde sıkıntı yok ama işleyememişler. Halktan doğru düzgün destek gören bir şey değildi. Toplantılar dolu görünsün diye çizmişler işte. Sadece Amon üstünden yürüyordu.

Şöyle anlatmak gerekirse, eskiden her element yeni yeni keşfediliyor ve elementler parşömenlerden bakarak master'lar tarafından öğretiliyordu. Burada o "ustalar" devri kapanıp, modernliğe geçiş var. Zaman geçtikçe eski tekniklere olan bağlılıklar azalmış, en hızlı ve kolay şekilde büküyorlar. Dikkat ederseniz sadece hava bükücülerin aslında eski Avatar tarzında havayı kullandklarını görürsünüz; çünkü Aang'in oğlu vs öğretiyor bizzat. Kısaca iş biraz daha "martial arts" olayına dönmüş.

Korra'nın bükücülüğünde sıkıntı olduğnu düşünmüyorum, son bölümdeki "final fight" içerisinde öyle deli toprak büküyordu ki "Vay be o kaslar boşa değilmiş demek ki" demiştim içimden. Korra'nın hava bükücülüğünde sıkıntı var bu da kişiliği ve havayı en son öğrenmesinden kaynaklı.

Ha bükücülükler çocuk oyununa döndü orası kesin, lav bükücü falan var :/ Her şey çok oldu bittiye geliyor Korra'da sonlara doğru. Ve evet, The Beginning bölümleri benim de favorim. Wan wan wan <3

3. sezondaki villainler harikaydı, 4. sezonda da Villain Azula'ya benzetilmeye çalışıldı ama başarısız olundu. Final sahnesi ise buram buram bir "popüler kültür" kokusu yayıyor.

Bükme ile ilgili olarak da o zaman çelişiyor gibisin. Her şeyin kolayına kaçıyorlarsa nasıl elektrik bükücü toplayıp santral açıyor bu adamlar? Yani emek verdikleri gösterilse tamam derim de yok öyle bir şey. Yıldırım büken adam gitmiş pro bükme diye oyun oynuyor. İlk seride bir havası vardı yıldırım, demir veya kan bükmenin. Şimdi gündüz vakti bile kan bükülüyor ve nasıl olduğu açıklanmadı da.

Yani en sıradan bükücü bile eski seriye göre zirve güçleri edinmiş ama çok sıradan kalıyor. Bilmiyorum, hoşuma gitmedi bu sistem.

Ayrıca Hiroshi Sato tam bir Melih Gökçek.

Kendimle nasıl çeliştiğimi anlamadım valla, 2 yorumda da aynı şeyi ima ettim bence. Anlamadım gerçekten

Kan bükmede sıkıntı yok. Dolunayda tüm su bükücüler eğitim alırsa bunu yapabiliyor, normal vakitlerde kan bükebilenlerde de kan bağıyla olmuş bir şey. Sanırım bu işleri ilk yapmak zor, ondan sonrası çorap söküğü gibi geliyor. Ben ilk sezonu sevmiştim, Korra'nın çaresizliği çok güzeldi bence.

Ama son sezonun son bölümü çok hızlı bitti, o son bölüm 2 bölüm olmalıydı. Olaylar öyle çabuk gelişti ki karakterleri falan göremedik bile olay sonrası doğru düzgün. Neyse, bitirince içime bir mutluluk dolmuştu. Korra'yı da hemen hemen ilk seri kadar sevdim, çünkü hiçbir şey aynı kalmadı. Bu fikir çok hoşuma gitti. Kendi yolunu bulmayan çalışan bir başkarakter kalbimi kazandı doğrusu, o değiştikçe de kanım kaynamaya başladı.

Korra en başta çok ergen, kanı çabuk kaynayan bir karakter olarak gidiyordu ama 3. sezonun sonundaki olaylardan sonra burnu güzel sürttü ya. 4. sezonun başında yaşadığı şeyler, Asami'ye mektup yazışı bana çok doğal geldi.

Sonu hakkında ne düşünüyorsun bu arada, en son sahne yani <_<

İlk seride sadece dolunayda yapıldığı söylendi. Bunda da Yakone mahkemede yapınca öyle olduğunu falan söylemişlerdi galiba. Yani nasıl olduğuna dair bir açıklama yok.

Dilek işte kolay demişsin ama yıldırım bükmek kolay değil ki.

@Undermine

3. sezonun ardından 4. sezon çok yakıştı ama gerçekten son bölümdeki son kapışma bile 2-3 dakika sürdü mü sürmedi mi belli değil. O bölüm 45 dakika falan olmalıydı rahat bence, ne aceleleri olduysa. Yine de Avatar'ı çizgi romanlarıyla, çizgi filmleriyle herkes bilmeli.

İlk seride sadece dolunayda yapıldığı söylendi. Bunda da Yakone mahkemede yapınca öyle olduğunu falan söylemişlerdi galiba. Yani nasıl olduğuna dair bir açıklama yok.

Dilek işte kolay demişsin ama yıldırım bükmek kolay değil ki.

İlk sezonu komple izledin mi? İzlemediysen bakma spoiler'a

Yıldırıma gelince, bunu ilk yapan olmak zordu. Çünkü kimse nasıl yapılacağını bilmiyordu. Bu tekniği öğrenmek için su bükücülerin tekniğindeki mantığı kullanmak gerekiyordu. Bu da herkesin öyle durduk yere aklına gelebilecek bir şey değil, birinin bulup diğerlerine öğretmesi gerekiyordu. Metal bükme gibi. Toph metalde da toprak parçaları olduğunu ve bunları bükerek metali bükebileceğini keşfedene dek kimsenin aklına gelmemiş. Zaten aklına geldiği gibi yapılabilen bir şey değil, aklına koyman lazım. Zor olan yapması değil, zor olan böyle bir şeyin olduğunu bilmek. Hiç bilinmeyen bir teknik gibi. Onu zor yapan akıl etmek, öğrenmesi değil yani. Newton'un formülleri de zor değil, bütün ortaokullular biliyor Ama onu akıl eden adam Newton, gibi gibi.

@Undermine

Sevgili olmak zorunda değillerdi. Korra'da illa bir aşk olayı vardı, o Mako, Bolin falan. Korra Mako'ya dak'kasında aşık oldu, Asami Mako'ya aşık oldu, Mako ikisini de uydurdu, sonra uyduramadı, Bolin Korra'ya sonra Beifong'un kızına aşık oldu. Bu durum bence Korra serisi ile alakalı değil de Amerika'yla alakalı. Dizilerde falan görüyoruz, insanlarda acayip bir aşk yaşama merakı var, direkt bir gay yaftası yapıştırma telaşı içindeler. Oralarda eşcinsellik falan bu yüzden aşırı düzeye gelmiş durumda bence. Her şeyin hemen adını koyma merakı içindeler. Bu aşk olaylarının hiçbirinin olmasının lüzmu yoktu. Sonda sadece el ele tutuşup gitseler bir şey olmazdı ama illa öpüceşecekmiş gibi bakışmaları... Yakın arkadaş olmaları niye bu kadar zor olsun? Beni rahatsız etmedi ama tepeden inme oldu. Ben ciddiye almadım bile denebilir. Serinin yaratıcısı bunu onaylayan yazı yazmış, hani dersin adam birilerini aşık etmeyi kafaya illa koymuş. Sorun bu bence. Amerika'ın oyunu. Arkasında İsrail var Demeden olmaz, en doğal aşkı yaşayanlar sonda evlenen çifti. Sadece bu olsa yeterdi.

Sana şu Official Art'ı takdim edeyim o halde: