Uzun Serilere Olan Bakış Açınız

Evet... başlıyoruz...

Normalde böyle bir başlık ile konuşmaya başladığım zaman insanların beni katletmesi hiç de zor değil ancak uzun seriler ile ilgili sizlerle konuşmak istiyorum.

5 yıl evvel Anime izlemeye ilk başladığım zamanlarda etrafımdaki kişiler "Death Note ne biçim bir şey kesinlikle izlemen lazım... of süper abi ya... Japonlar işi biliyor, ne biçim şeyler yapıyorlar abi..." gibi şeyler işte. biliyorsunuz ki Death Note ilk tavsiyedir.

İzledikten sonra Japonlara ayrı bir hayranlığım olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Her yönüyle bir başyapıttı. Hikayesi, Karakterleri, Animasyon Kalitesi vs gibi...

Death Note'un bitmesinden uzun bir süre sonra ben (o zamanlar ingilizcem o kadar yeterli değil, sadece televizyon izliyordum) TRT1'de Muhteşem Kraliçe adlı bir dizi izledim ve bayıldım. Hala da çok severim. Özellikle Bidam'a (o yaştaki ruh halim ile... yani... doğal olarak hayran kaldım).

Yani... videoyu izlerseniz anlarsınız zaten:

Daha sonra böyle Ninja tarzı vs şeyler sadece Kore için değil Genel Asya için olan birşey falan olunca arkadaşlarıma bu tarz Anime var mı diye sordum onlar da doğal olarak "Naruto Süper Abi!!" gibi bir tepki ile karşıladılar. Daha sonra gittikçe gitti. One Piece,Fairy Tail,Dragon Ball, Yu Yu Hakusho derken neredeyse 500 tane Anime izlemiş buldum kendimi.

Pişman mıyım? Hayır, gene olsa gene yaparım.

Neyse olayın evveliyatını anlattıktan sonra gelelim asıl konumuza...

Uzun serilerde gördüğünüz artı ve eksiler ve neden böyle oldukları ile konuşmaya başlayabiliriz...

O kadar fazla Anime izledikten sonra uzun serilerden pek haz edemiyorum, hemen yargılamayın, bakış açımı açıklayabilirim:

Ben sonuç görmek isteyen biriyim. One Piece,Naruto,Fairy Tail vs gibi uzun seriler karakter gelişimleri, uzun hikayeleri vs ile takdir kazanılacak cinsten, izlerken ciddi anlamda zevk alırdım (eskiden), devam eden serilerden bahsediyorum (bana göre gereksiz uzatılanlardan). InuYasha vs gibi seriler bu kategori için geçerli değil (devam edenler için konuşuyorum).

Şimdi izlemeye bile tahammül edemiyorum, neden? Niye kendini sürekli tekrar ediyor? Bakın, durumu açıklamak istiyorum: 20 bölümde yeni karakter eklenmesi, 50 bölümde karakter gelişimi, 100 bölümde hikaye ilerleyişi...

Bazı kişilere göre başyapıt niteliğinde olsa da beni artık 500 Animeden sonra bayıyor. Neden bitmiyor? Mesela One Piece... Korsanlar Kralının müthiş yolculuğu... Hiçbir zaman bitmeyecek... Bu durum aslında sizin bakış açınız ile alakalı bir durum sürekli bir döngü mü istiyorsunuz yoksa biten bir hikaye görmek mi istiyorsunuz?

Konuyu daha fazla uzatmadan artılarımı, eksilerimi yazıyorum:

Artılar:

Karakter Gelişimi

Eksiler:

Sürekli Tekrar Eden Durumlar, Bitmeyen Hikaye Anlayışı

Bunlar benim kendi görüşlerim, o yüzden herhangi bir şekilde yanlış anlaşılma olmasın. Eğer buraya kadar okuduysanız çok teşekkürler. Sizlerin görüşlerinizi de bekliyorum.

Manga olarak serinin uzun olmasında sıkıntı yok, ama anime olarak uzun seriler kendini izletmeyi başarsa da eleştirilmekten kaçamıyor.

Genelde uzun seriler aksiyon bazlı shounen kesime yönelik serilerdir. Bunlar animeseverlerin en çok konuştuğu seriler olmasına rağmen, kendi adıma geçiş serileri olarak görmekteyim. Çok güzel başlayıp zamanla insanı kendinden soğutan çok popüler olabilmiş serilere nazaran, Jojo's Bizarre Adventure de çok uzun bir seridir, fakat güzel olan tarafı, belirli arcları vardır ve bu arclar tamamlandığında, karakterler, mekan, hikaye ya kısmen ya tamamen değişir. Bu yüzden orijinalliğini koruyabilmekte. Ha tabi anime olarak sezon sezon çıktığından uzun soluklu seri olarak düşünülmüyor orası ayrı.

Şu doymuşlukla uzun bir seriye başlamak bana hiç mantıklı gelmiyor, göreceğim şeyleri az çok tahmin edebiliyorum. Yıllar önce One Piece, Naruto, Bleach gibi serilere ilk çıktığı zamanlar el atmasaydım izlemezdim kesinlikle. Çünkü benzer şekilde uzun olan bir çok seriyi es geçtim.

Artıları; genelde açılış kapanış müzikleri 12-13 bölümde bir değiştiğinden çok güzel şarkıcılarla/gruplarla tanıştırıyor insanları. Az da olsa çok karizma karakterler oluyor.

Eksiler; Karakter gelişimi, özellikle her yeni arcta yeni düşmanlar çıkınca karakterlerin kendini geliştirmesi gerekiyor, bu da saçma sapan god mode karakter oluşumlarına yol açıyor. Binbir türlü klişe ve gerek bayık espriler gerekse de ajitasyon yapılan duygusal sahneler. (İlla ki güzel olanlar da var ama sık sık olunca bıkıyor insan). Hikayenin bir sonuca varamaması, yazarın kafasındaki senaryonun seri popüler olunca değiştirilmek zorunda kalması. Ve özellikle bitmek tükenmek bilmeyen filler bölümler.

Aklıma şimdilik başka da bir şey gelmedi.

Üstteki yoruma katılıyor ve olacaksa Jojo gibi sürekli kendini yenileyeninden olsun diyorum. Jojo ftw

---konu dışı---

şimdi naruto, hinata'yla evlenecek mi evlenemeyecek mi? vallahi bir tek onu merak ediyorum.

---konu içi---

bunlar bir de hiç büyümez. pokemon'u ele alalım. ilk yayınlandığında ash 11 yaşındaydı ve evden pokemon antrenörü olmak için çıkıyordu. şimdiki sezonda bu velet hâlâ 11 yaşında ve hâla pokemon antrenörü olmak için çıkıyor evden.

uzun serilerde, hikaye daha baştan bütün detaylarıyla yazılmadıysa illa ki mantık hatası meydana çıkar ama gel gör ki kimi uzun seriler mantık hatalarından geçilmiyor.

Canım okumazsınız, izlemezsiniz olur biter. Bunun için konu açmaya gerek yoktu.

Bence mesele yazarların uzatmalarından ziyade konunun uzun olması.

Yazıyı, severek okuduğum ve izlediğim Detective Conan, Naruto, İnitial, Hajime no Ippo hatta HSD Kenichi yide katabiliriz okumayın gereksiz der gibi okudum. OP yi takip etmiyorum ama onuda ekliyebiliriz.

Ben bu animelere anime dünyasının dinamoları olarak bakıyorum. Başlı başına bir baş yapıt benim gözümde. Yıllardır takip ederim ve hiçte pişman olmadım bunca zaman takip ettiğime. Zaten izlenme ve okunma istatistikleri ortada.

Tekrar yine ve yeniden üstüne basarak söylüyorum. Uzun seriler kendilerini tekrar etmez. Konu sürekli ilerler. Tabiki HSD hariç ama o da kendi içinde ayrı bir güzel ve takip edilmesi gereken bir seridir. Uzun yıllar çıkması bir seriyi kötü yapmaz (Bakınız: Gantz, Claymore Dorohedoro, Zetman, Berserk). Ufak tefek mantık hataları olabilir ama tümden seriyi mahvedecek şeyler değillerdir.

Burası tartışma ortamı olduğundan beri görüşlerimizi belirtmek zorunda hissediyorum. O mantıkla bakıldığı zaman diğer konularda da izleyicilerin görüşlerini belirtmemesi lazım ancak açık sözlülüğünüz için teşekkürler.

Uzun soluklu seriler konusunda diyebileceğim göz alışkanlığı ve sürekli takip etme ihtiyacı sağlaması nedeniyle izleyici kitlesini animelerden koparmamayı başarması büyük bir artısı diyebilirim.Bununla birlikte bunca zaman sonrasında oluşan artık daha fazlası türevi beklentiler nedeniyle uzun soluklu serilerden soğuma gibi bir durumda artının bir diğer en önemli dezavantajı.Önceden belirli bir kısmı yayınlanıp ileride tekrar devamı halinde yayınlanma olasılığı olan seriler hakkında da birkaç söz edeyim.Berserk,D.Gray-Man,Pandora Hearts,Claymore,Shingeki no Kyojin vs. gibi serilerin ileride açıkçası aşırı halde fanı olmadığınız takdirde eski serileri kadar tutabileceğini düşünmüyorum.Güncel olarak mangalarını takip ettiğim halde ikide bir yeni bölümlere kadar sürekli ara veren mangakalar sağolsun mangalarından bile soğutuyorlar,animelerde ise uzun zaman ara veren serilerin yeniden ortaya çıktığında eskisi gibi bir etkisi kalmıyor.Mesela kendimce bir örnek vereyim.Gantz serisi bitmesine karşın yakın zamanda 26 bölümlük farklı farklı seriler yerine tek uzun soluklu bir seri gibi yayınlanmaya devam ederse tutacaktır fakat bundan 5-6 yıl sonrasında çıkması halinde tutma olasılığının o kadar fazla olabileceğini düşünmüyorum.Çok çok aşırı fanlık bir durum olmadığı takdirde zaman = soğuma herşey de olduğu gibi anime izleyiciliğinde de geçerlidir.Uzun soluklu seriler hakkında bir diğer husus izleyiciyi bağladıkça beklentileri yükseltmesi diğer bir yandan da tekrarlama,aynı ivmeyi götürememesi gibi şeylerin daha çok göze çaptırması.Naruto ya başlayabilmemi sağlayan seri Dragon Ball olsa gerek ve zaten sonrası da diğer uzun soluklu serilerden hiç çekinmeme neden kalmamıştı.Bundan sonrasında güncel uzun süredir devam eden serilere baktığımda bu bahsettiğim seriler kadar bağlayıcı unsur kalmadığından muhtemelen yakın zamanda az bölümlü serilere olan ilgimde kalmayacaktır.Kısa serilerin yeri de çok ayrıdır tabii ki.Popüler serilerden örnek verecek olursak bir naruto ile death note aynı kefeye koyulamaz.Onunla ilgili de söylenebilecek çok söz var.

Nedense az bölümlü seriler hem ilgimi çekmiyor hem de yeteri kadar tatmin etmiyor. Yazın Ramazan'da ya da atıyorum kışın hasta olduğumda oturup kesintisiz 50 bölüm izleyebileceğim anime arıyorum. Ayrıca karakter gelişimi her zaman aynı döngüyü tekrar ediyor olsa bile yine de her zaman ilgimi çekiyor. Benim tam aksime arkadaşımın da uzun soluklu animelere karşı önyargısı var. 600 bölümü ben nasıl izleyeceğim diyor. Cidden kişiye göre değişen bir durum. Kimisi de uzun soluklu animelerden uzak duruyor.

Uzun soluklu serilerle uzun shounen tanımını birbiriyle karıştırmamak lazım. Yani bir Gundam külliyatı, bir Votoms külliyatı, bir Leijiverse külliyatı yada bir LOGH külliyatını sırf uzun diye Bleach, One Piece, Naruto, Fairy Tail gibi yapımların yanına koymamaız lazım. Yani çok da uzun yazasım, walloftext kasasım yok ikide bir gidip gelen elektrikler yüzünden ama uzun shounen izlemeye karar veren birisinin en başta kötü fiiler'ları, kötü çizimleri ve kendini tekrarlayan, x zamanda y animesine göre x/10 oranında hatırlanabilir anı bırakabilen yapımlar olduklarını kabullenmek ve öyle başlamak gerekiyor. Kişisel kanımca, shounen olmayıp da bir 100 bölüm üstü herhangi bir seri izlemiş birisinin "bu harika abi, bak 300 bölümden sonra açılıyor ki ne açılıyor" diyen birisine ya bir yeriyle gülmesi gerekir yada onu ciddiye almaması... Ki zaten aklı başında hiç kimse sizi One Piece, Naruto vs izlemediğiniz için yargılayamaz/dalga geçemez. Öte yandan eğer anime izlemek için okumadan, araştırmadan sadece kulak doygunluğuyla, öneren arkadaş sayısının korelasyonuna inanarak anime izliyorsanız x süre sonra bundan şikayet etmeye kanımca hakkınız olmadığımı düşünüyorum.

Kesinlikle haklısınız, aslında başlığı Shounen olarak değiştirsek daha iyi olacaktır. Yanlış anlaşılmalar olabiliyor Cevabınız için çok teşekkürler.

Shounen in diğer türlere kıyasla çok daha asır basan bir tür olması nedeniyle değerlendirmenin onun üzerinden yapılması gayet doğal derim ve bu konu ele alındığında tanınmış popüler serileri herhangi biri kabul etsin veya etmesin belirli tanınmış shounen seriler bulunmaktadır.Gundam,legend of the galactic heroes gibi seriler yanı sıra inuyasha,toriko,lupin,eyeshield 21,detective conan,pokemon,sailor moon,hayate no gotoku,gintama,hunterxhunter,prince of tennis vs. vs. (farklı türlerde dahil) diye uzar gider ama burada şahsi olarak bir değerlendirme yapıldığından hayır bu saçma demek uygun olmayacaktır.Uzun soluklu bir seri olsa da beklentiler kişiden kişiye göre değişir.Günümüzde güncel olarak devam eden tanınmış bir seriye yeni başlayacak bir kişinin bunun içinde yığınla kötü filler bölümü veya görüntü kalitesinin bölümden bölüme sürekli düşüp düşmediği konusundaki bilgisini sorgulamak gerekir.Kaldı ki ben bile şuan uzun soluklu devam eden bir seriye başlarken bile bunlara dikkat ederim,bunları bilerek başlamak noktasına katılmıyorum çünkü bu iddia edilen noktasına bugüne kadar da tam tersi kendini tekrar etmeyen uzun soluklu serilerde yayınlanmıştır.Kimsenin bak bu tanınmış seri olsa dahi kendini sürekli tekrar edebilir beklentisiyle bir animeye başlayacağını düşünenlerden değilim.Filler türevi olması gayet doğaldır ama tekrarlanma olan seri var olmayan serilerde var,eleştirilmesi normaldir.

Her insanın farklı zevki, farklı bakış açıları olduğundan dolayı değişim oldukça normaldir. One Piece ile Gundam karşılaştırması bazı insanlar için saçma, bazı insanlar için normal gelebilir. Burası bir tartışma ortamı olduğundan dolayı benim görüşüme göre One Piece gibi bir seri Gundam serisinin o eşsizliğini alamaz. Sizin görüşünüze göre de alabilir veya alamaz. Bazı seriler 150 bölüm olur, hikaye uzun olduğu için bu şekilde olmak zorundadır (Mesela Monster (74 bölüm gerçi ama olsun, gayet iyi bir seri), InuYasha vb). Bazı seriler 50 bölümde bitmesi gerekirken 200,300 bölüm kadar uzar, sürekli kendini tekrar eder vs. Aslında tartıştığımız konuda bir nevi gereksiz tekrar ve uzunluk Eklemeyi unuttuğum kısım da şu: Shounen seriler genelde uzun olduğu için başlığın o yönde değiştirilmesini istemiştim.

Herkesin görüşü farklı tabi, ama off topic olmadan ben de şu konudaki fikrimi söyleyeyim, One Piece ile Gundam serilerini kıyaslamak ne kadar doğrudur acaba? Uzun uzadıya yazma niyetim yok, OP kendi alanında lider olan bir seri, Gundam külliyatında ise birçok başyapıt var evet, ama Turn A Gundam gibi külliyatı rezil eden seriler de var. Ki Gundam'ın benim için yeri çok önemli olsa da Turn A, One Piece'in bir karesinin tırnağı bile olamaz.

Shounen olayında ise konuyu sadece shounen'e kaydırmak yanlış, bunun uzun soluklu shoujosu da var başka kitlelere hitap eden yapımları da. Anime uzunsa uzundur, kısaysa kısadır, üzerinde durulması gereken bir konu değil.

Turn A Gundam... o konuya girmek bile istemiyorum. Allah belasını versin, rezil etmişlerdi.

O zaman genele hitap etmesi için Shounen karşılaştırma durumunu kapatalım.

Bir şey ne kadar uzunsa ve tek düze ise o kadar sıkıcıdır bana göre.. Bir yerde tıkandığını hissediyorum o zamanda yapımdan kopuyorum. ya Skip beat, Claymore, gibi irdelenecek çok konu olduğunda takip ettirir ya da haikyuu, kuroko basket gibi görsel detekli daha ilgi çekici olacak bir anime olması lazım ki uzun bir seriyi takıp edebileyim ama bunlarda bile tadında bırakmazlarsa sıkılırdım herhalde..

ben nedense uzun serileri daha çok seviyorum çok kaptırdığım ve karakterleri iyice benimsememden dolayı olabilir

Valla aizenin

sonra sen halen blech izliyor musun? valla bravo..

Naruto'nun animesinin ilk başlangıç tarihi 2002 olduğunu biliyoruz. Aradan 12 yıl geçmiş. Buna göre 2002 de bu animeyi izlemeye başlayan ortalama 5-12 yaş aralığında ki nesil, şimdiler de 17- 25 arası, kısaca yetişkin diyebileceğimiz aralıkta sayılır. Bu açıdan koca bir nesil için büyük bir yer etmiş bir seriden bahsediyoruz. Bir nesil Naruto ile büyüdü, karakter gelişimlerini izledi.Eminim aramız da ramenin nasıl bir şey olduğu merak edip deneyenler bile vardır.İzleyici gelişirken, büyürken, Naruto da gelişti, karakterler büyüdü; ve Naruto başlangıçta çocuklara hitap ederken şimdilerde Naruto Shippuden serisiyle iyiden iyiye yetişkinlere hitap eden devasa savaşların olduğu bir seriye dönüştü. Böyle bir etkiyi asla kısa bir seri yapamaz. Ben fikir olarak böyle bir şeyi dahice buluyorum.

Valla bleach'e istenilen kadar çamur atılabilir ama naruo ve özellikle OP (harbiden op ) onlara katılamam. Ayrıca bu iş Zevk meselesi 100 bölüm izlemeyi kaldıran var kaldıramayan var. Sanki yıllarca devam eden seriler bir tek animeler de varmış gibi eleştirmekte olmaz. Yıllardır devam eden ne Türk dizileri, ne yabancı diziler var sonuçta. Yıllar öncede izleniyordu halada izleniyor. Bunca zamandır izleyen insanlara laf söylemek bize düşmez. Örneğin ben de genelde baş rolde kadın olan serileri sevmem. Zevk meselesi tamamıyle. Eğri oturup doğru konuşalım. Daha öncede dediğim gibi anime sektörünün dünyada geniş kitlelere yayılmasını da Miyazaki filmleriyle Türkiye de ve dünyada bu kadar yayınlanan, bu uzun anime serilerine borçluyuz.

Dediğimiz gibi bu birazda renkler ve zevkler meselesi.Mesela Aizen'in aldığı son form ilk yayınladığı sırada belki banada saçma gibi gelmişti ama şuan düşününce bence kozalaktan kelebek olayı olması gerektiği gibi oldu.Her nasıl naruto da obito kuyruklusuyla birlikte yeniden doğduysa aynı şekilde öncesinde de bleach te diğer türevi serilerde de birçok kez olmuştur.Naruto da işlenen arkadaşlık anlayışı,bleach te ise hiçbir seride olmadığı kadar kaliteli yeni karakter yaratıcılığı ve one piece n gündelik hayatın duygularını güzel bir biçimde seride yansıtması serileri bize sevdiren yanları.Sonuç olarak popüler olma sebebi sadece hitap ettiği kesim olmasa gerek.İzleyicinin beğenisini sen bunu hala nasıl beğenirsin diye kişiyi eleştirme görevi bize düşmez.Tamamen renkler ve zevkler meselesi

Şimdi durum değerlendirmesi yaptığımızı varsayalım. Anime izlemeye başlayacak kişiler için Naruto,One Piece,Bleach başlıcalarıdır. Zevkler ve Renkler meselesi olduğu gerçeğini bir kenara bırakırsak, bu serilere hakaret etmek büyük tepkilere neden oluyor. Bu serileri yerin dibine sokamam çünkü Animeleri tanıtan ve sevdiren serilerdi bu seriler (en azından benim için). Karakter gelişimlerini harika bir şekilde yansıtıyorlar çünkü yansıtmaya değecek kadar uzun bölüm kapasitesine sahipler. Eksikliklerine gelirsek, gereğinden fazla uzattıklarını siz de farketmişsinizdir. Bu beni artık yoruyor. One Piece,Naruto gibi seriler çok fazla uzadı. Uzun serileri sevmiyor değilim ancak tadında bırakmak lazım. Sırf seviliyor diye bu kadar uzatılmaz ki... Bakın şu serilere: Monster,InuYasha,Yu Yu Hakusho,Rurouni Kenshin hepsi harika seriler... ayrıca tadında bırakmayı bilen seriler. Özellikle Monster hikayeyi o kadar iyi bir şekilde aktarıyor ki (74 bölümde) başyapıt niteliğinde bir Anime çıkıyor. Herkes farklı şeyleri beğenebilir ancak çok fazla gereksiz uzatma var. İstediğiniz gibi uzatılıp, uzatılmadığı hakkında konuşabiliriz.

@Suke

Off Topic olmaz yeter ki dozunu kaçırmayalım.

@calieran

heheh amaç bleach'e çamur atmak değildi. Benimki si hem örnekti hem de necromancer'a takılmaktı.. Kendisi benim kardeşimdir:)) aramızda bir şakalaşma.. yoksa izleyene saygım sonsuz ..

Yalnız bir şey'e takıldım konu başlığı "bakış açımız" yoksa izleyene laf söylemek elbette kimseye düşmez..

keza Hellworld düşüncelerini gayet güzel özetlemiş ama bana taban tabana zıt düşünceleri (bu da örnektir.. )

Bu konuya ilk mesajı ben atıyordum ki forum database hatası verene kadar. Kendimi toparladım artık yazabilirim.

Uzun serileri seviyorum. Uygun olması halinde izliyorum. Bir uzun serinin çok fazla bölümü birikmişse zaman zaman korkmadan izliyorum. Sonuçta kendimi kasmadan, akışına bırakarak, elbet bir gün güncele gelirim diyerek izliyorum. Uzun serileri sevmemin nedeni animeyi ve karakterleri daha iyi bir şekilde anlayabilmemdir. Karakterlar arasındaki duyguyu hissedebilmemdir. Bunu kısa serilerde yaşabiliyoruz ama genelde aynı tür oluyorlar, pek fazla değişik tarafları olmuyor kısaların. Uzun serileride devam ettiklerim var bilerek bıraktımlarım var. Birde bu uzun serinin mangasınıda okuyorsam, mangasına göre animesine ya devam ediyor ya da bırakıyorum. Uzun serilerde ise çoğu kişinin yaptığı gibi aynı şeylere katlanamamak. Her arcın başıda, sonuda belli olsa bile benim için önemli olan o sonuca nasıl ve ne şekilde gittiğidir. Bu nasıl gittiği ve ne şekilde olduğu kısmı bazı serilerde işe yaramıyor. Mesela Bleach ve Naruto. Başı ve sonu belli olmasının yanı sıra içeriğide tamamiyle aynı. Kısacası aynı tas aynı hamam. OP ve HxH ise nasıl ve ne şekilde olduğu kısmını çok iyi bir şekilde yansıtabiliyor. Biri gelmiş 700. sayılara diğeri gelmiş 300.lere. Bu iki seri bu sayılarında bile her yaptıklarıyla beni ve diğer kişileri şaşırtmayı becerebiliyorsa, ilk bölümde gösterdiğini 400.bölümde unutmayıp hikayeye sokabiliyorsa o kendi kulvarında aşmış demektir, bana göre. Uzun seri olarak spor serilerinide severim, hatta zevkle izlerim.

Uzun serilerde karakter güçsüzken güzel oluyor, nerede yenileceği yeneceği belli oluyor Ama güçlendiği zaman kime yenileceği, nerede duracağı hiç belli olmuyor. Naruto-Zasuke ilah oldu, yaş 17. Byakuya'yla kafaya kafaya dövüşen İçigo Grimjov'dan meydan dayağı yedi.

Zaten artık klişe olmuş gelişim metotlarına değinmiyorum. Yılların emeğini vermiş adamlar 1 aylık eğitimden geçen bebelere yenilmesi. Naruto Bleach zaten hep bu mantıkta dönüyor. One Piece'te eğitim az oldu ama Luffy'nin de Yeni Dünya'dan gelmiş Arlong ile Crocodile'ı yenmesi yenilir yutulur cinsten değil.

Sonra karakter gelişimi olmaması. Bu saydığım üç seride karakter gelişimi var diyen gitsin Battle Angel Alita okusun. Herifler ilk bölümde neyse hâlâ o. Neyse fazla uzatmaya gelmiyor, duracak yer belli değil. Son olarak izlediklerim uzun seriler arasında bariz sıyrılan Hunter X Hunter'dır. Güçlenme olsun, karakter gelişimi olsun, güç dengesi olsun.

Konu çeşitliliğine falan da takılmıyorum. Eğlendirdiği sürece sıkıntı yok. Fate Zero'da çeşit meşit yoktu, aynı terane ama efsane sahneler var benim için. İşin anatomisiyle ilgilenmem. Bu saydığım eksiler de seriler eğlendirdiği için katlanılır geliyor. Böyle saydım ama izlerken afakanlar bastığı yok yani. Yalnızca insan düşünüyor: Niye daha iyi olmasın?