Jump to content
  • Kayıt Ol

Uzun Serilere Olan Bakış Açınız


CasvalDeikun

Önerilen İletiler

Beni uzun seriler değil de, uzun serilere insanların bakış açısı endişelendiriyor. Daha doğrusu onlar hakkındaki yorumları rahatsız ediyor diyeyim. Özellikle belli başlı serilerde.

Uzun seriler genellikle emek isteyen seriler oluyorlar. Sadece okumakla veya izlemekle olmuyor. Bazı noktaları not almak ve gerçekten anlayarak dikkatli şekilde okumak/izlemek gerekiyor. Ama bizim Türk forumlarında gözlemlediğim kadarıyla uzun serilere bu şekilde yaklaşan insan sayısı bir elin parmak sayısı etmiyor.

Gözlemlediklerimi üç'e ayıracak olursam,

- Doğru düzgün okumamış etmemiş kitle: Bu kitle genellikle üç büyük shounen'i kötüleyerek bir statü elde edeceğini sanıyor. Bu serileri beğenmediklerini dile getirerek bir seviye daha yukarı çıkacaklarına inanıyorlar. Yaşları ufak oluyor denebilir.

- Not almamış, dikkatli okumadığından tam anlayamamış kitle: Bu kitleyi seviyorum yine de. Çünkü en azından iyi niyetliler. Kimse de okuduğu her uzun seriyi, dikkatlice okuyacak ve not alacak diye bir şey yok. Bu insanların çok azı o okudukları veya izledikleri seriyi aşağılarcasına, mantıksızca eleştiriyorlar. Çoğunluğunun kafasında bazı soru işaretleri var ve cidden, içtenlikle bu soru işaretlerine cevap arıyorlar.

- Not almış, dikkatli bir şekilde okumuş/izlemiş ve internette araştırmasını yapmış kitle: Bu arkadaşlar ne yazık ki çok azlar. Benim için resmen oyunlardaki rare item gibiler. Kendi okuduğum seriler hakkında yorum yazan bu kitleden insanlara denk gelince, gerçekten bir şeyler kazanmışcasına seviniyorum diyebilirim. Genelde bu kitleyi yukarıda bahsettiğim iki kitle ile tartışırken görürsünüz. Çünkü yüksek ihtimal, kendilerinden birini görünce özelden irtibata geçerler ve arkadaş olurlar. Tahminimce bu kadar nadir rastlanmalarının bir diğer nedeni de, yukarıdaki iki kitleden yorulup, heveslerinin kaçmış olmasıdır.

Kendimi bazı serileri için ikinci kitlede görürken, bazıları içinse üçüncü kitle içerisinde görüyorum.

Yukarıdaki söylediklerimi ve bundan sonra söyleyeceklerimi lütfen kimse yanlış anlamasın. Amacım kimseyi aşağılamak değil.

Bleach en sevdiğim uzun soluklu shounen. Sağda solda hakkında bir şeyler gördüğümde okumaktan zevk alıyorum. Kendi aldığım notlar ve bahsettiğim şekilde edindiğim kaynaklar var. Yanlış olduğunu düşündüğüm veya yanlış olduğunu bildiğim bir konu üzerinde yorum oluyorsa Bleach serisi hakkında hemen cevap verme gereği duyuyorum. Bu yüzden, bu forumda kendimi Bleach Manga başlığı altında Bleach fanboyluğu yapıyormuş gibi hissettiğim çok oldu. Bu da beni rahatsız ediyor. Böyle yaptığımı düşünmüyorum.

Mesala,

Sonra karakter gelişimi olmaması. Bu saydığım üç seride karakter gelişimi var diyen gitsin Battle Angel Alita okusun. Herifler ilk bölümde neyse hâlâ o.

Bahsettiğim kitlelerden, sahibinin ikincisi içerisinde olduğunu umduğum bir yazı bu.

@Aysöken

OP'i belli bir yere kadar okuyup, bir süre sonra bıraktım. Beğenmediğimden de değildi o da. Araya bir şeyler girdi. Naruto'da günceldeyim ama açıkçası sonunu görmek için okuyorum artık. Ama Bleach öyle değil. Özetle, Naruto ve OP hakkında bir şey söyleyemem ama Bleach hakkında yanıldığına eminim.

Şuradaki yazıyı okumanı istiyorum. Sayfalarıyla tek tek, Ichigo'nun karakter gelişimi anlatılmış. Bazı şeyler eklenebilir ama yeterli olur sanırım,

http://www.bleach.yzi.me/ichigo.php

Bunun üzerine söylemek istediklerin varsa, Bleach Manga başlığına veya bana özelden yazabilirsin. Başlığın konusunu dağıtmayalım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 36
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • CasvalDeikun

    8

  • Aurora Borealis

    3

  • calieran

    3

  • Hellworld

    3

@aysöken

Asıl düşünmeniz gereken bu serilerde mantık arama hatasına girmenizdir. Shounen seriler mantık hatası yönünden sınırları zorlayan serilerdir, aralarından sıyrılan seriler yok mu? Var, Gurren Lagann gibi ki onda bile mantık hatası bayağı fazladır :)

Yazınızda dikkatimi çeken bir diğer noktada, sanki içinizde birikenleri yazmış gibisiniz :) Aslında durup değerlendirseydiniz Grimmjow ve Byakuya'nın çok farklı seviyelerde veyahut Luffy'nin Yeni Dünya'da aldığı eğitimi göz önüne alabilirdiniz. Anlatım konusunda sıkıntı var, gelişimi sanki çok basit bir basamak gibi anlatıyorlar, saydıklarınız yine iyi seriler, çok daha kötülerini gördüm. Hunter x Hunter Shounen konusunda ayrılan ve saygı duyulması gereken serilerdendir zaten, mantık hataları oldukça düşüktür. Savunma durumuna geçmiyorum, aynı görüşteyiz, nefret eden kesimdenim ancak eleştirecekseniz biraz daha sağlam materyal bulmanız lazım bence.

@Stzake

O düşünce yapısına katıldığım söylenemez. O kadar izlemiş/okumuşluğum olmasına rağmen kendimi hiçbir zaman uzman yorumlayıcı olarak görmedim. Mantık yapım basittir, kendi yönümden eleştiririm, insanların karşı görüşleri neticesinde değiştirmem gereken noktalarım varsa bunları değiştirmeye çalışırım. O düşünce yapısının doğruluk payı olduğunu da pek düşünmüyorum, kimse uzman yorumlayıcı değil, düşüncelerini paylaşan bir grubuz sadece. Hiçbir zaman yeterli olmayacağımız gerçeği ayrı bir nokta. Ha, konu ile ilgili yeterli bilgi başkadır, konu ile ilgili kurucu edasıyla oluşan bilgi tarzı başkadır. İnsanların araştırmadan eleştirmesi konusunda hemfikiriz ancak hiçbir zaman yeterli bir araştırma yaptığımız fikrine katılamıyorum, mutlaka eksik bir şeyler vardır bence.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

@Esaklan987

Uzman yorumcu? Sanırım üçüncü kitle diye bahsettiğim grubu bu şekilde isimlendiriyorsun. Daha doğrusu, bu şekilde isimlendirerek abartıp onun üzerinden fikirlerini belirtmişsin. Bu yüzden de bu konuda cevap verme gereği duymuyorum.

Kimse izlediği veya okuduğu her seriyi araştıracak, anlaya anlaya okuyacak gerekirse bunu tekrar tekrar yapacak bir diye bir şey yok. Ama bir şeyleri eleştiriliyorsa, bu söylediklerim eleştirenin, gerçekten eleştirebilmek adına yükümlülüğüdür diye düşünüyorum.

Uzman yorumcu olarak isimlendirdiğin kitle için "araştırmasını yapmış" cümlesini kurduğumdan, "yalamış yutmuş daha da araştırma yapmasına gerek yok" şeklinde anlaşılmış olabilir. Kastettiğim bu değildi. Tabi ki de ne kadar araştırma yaparsanız yapın, hiç ummadığınız anda internette gezinirken yeni bir şeyler öğrenebilirsiniz. Zaten bir seri hakkında adeta yaratıcısı kadar bilgiye sahip olunamaz. Ama seriyi(tüm uzun soluklu serileri genelleyecek olursak) yüzde seksen-doksan anlayacak kadar bilgiye sahip olmanın mümkün olduğuna inanıyorum.

---

Son olarak, herkes başlığın konusu içerisinde fikirlerini belirtmekte özgürdür. Bunun farkındayım. Kimseye şöyle yapmayın, böyle etmeyin diyemem. Özellikle bu konuda admin dahi gelip "ya birader neden araştırıp etmeden yorum yapıyorsun?" şeklinde bir söylemde bulunamaz. Ben burada sadece, arkası olmayan ve yersiz eleştirilerden birilerinin rahatsız olduğu farkındalığını yaratmaya çalışıyorum. Herkesi de biraz daha dikkatli olmaya davet ediyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

@Stzake

Seninle fikir benzerliklerimizin olduğu en basit noktalardan biri zaten NGE. 2014 yılında olmamıza rağmen hala birçok insan anlayabilmiş değil. Efsaneleşmiş seriler arasına girse de Amerika üzerinde dahi olsa birçok insan fütursuzca yorum yapıyor. Favorinin NGE olduğu gerçeğini göz önüne alırsak araştırma yaptığın her halinden belli zaten ancak eğer "araştırmasını yapmış" gibi bir cümle kullanırsan senin de söylediğin bu yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Onun dışında söylediklerine katılıyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İlk animeye başladığım yıllarda naruto, bleach tarzı uzun shounenleri ayrı bir hevesle izlerdim. Bana göre en iyi animelerdendi. Şu an yine devam ediyorum ama anime konusunda doygun seviyeye gelip, derinlere indikçe daha önce en iyi anime olarak görünen eserlerin aslında o kadar iyi olmadığını anlıyorsun. Tabi ki uzun shounen serileri izlenebilir, herkesin bir animeye yüklediği değer farklı olabilir ama buradaki önemli olan nokta, anime dünyasının sadece bu tarz serilerden ibaret olmadığının bilincine varıp, asla aynı kefeye koyulmayacak kalitede yapımları göz ardı etmemek. Saygı duruşunu hak eden eserlere bu kadarını borçluyuz bence. Bunu göz ardı edersek asıl saygıyı hak eden eserlere haksızlık olur.

Uzun olmasından yana sorun olmayacak yapımlar kariyer odaklı animelerdir bence. Ana karakterin kendini adadığı meslek doğrultusunda kendisini nasıl geliştireceğini görmek ve o hedefin zirvesine giderken yaşadıklarına tanık olmak yüksek bölüm sayısını gerektirir. Bu bağlamda İppo'yu 300 bölüm görsek ya da Hanamichi'nin basketbol kariyeri yüzlerce bölüm sürse bir şikayetim olacağını sanmıyorum. Şikayetçi olacağım konu Slam Dunk'ın kısa sürmesi olabilir sadece:)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

@Stzake

Haklısın. İçigo giderek dövüşten keyif almaktan ziyade zorunda olduğu için dövüşen ve bunun ayrımında olan biri haline gelmiş. Bleach ile en çok sevdiğim şey çaresizlik duygusuydu. Diğer başkarakterlerin yapacağım edeceğim, içinden geçeceğim derken İçigo'yu korkar, tırsar görüyorduk. Bunu farketmek iyi oldu.

@esaklan987

Çoğu mangalar klişeler etrafında dönüyor ama bundan rahatsız bizler de bir alternatif getiremiyoruz. Yalnızca daha güçlü olabilmek için yenilen karakterlerin dünyasını yaşıyoruz.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Oooo bu tartışma hala devam ediyor mu?

Bence konu başlığında bi hata var. Yani anket olup direk evet-hayır şeklinde oy kullananın da altına düşüncesini yazması şeklinde olabilir. Akuma abimiz en başta çok güzel durumu izah etmiş. Anime başlığından konuyu sadece salt bir biçimde başlığı incelersek yıllardır devam eden oyunlar(metal gear gibi) kitaplar romanlar(Guin Saga olsun game of thrones olsun) eklenebilir. Uzunluk düşünürsek tabi ki. Şey şeklinde olabilir mesela 3 büyükler ve bir kaç uzun seri daha eklenip sınırları tamammiyle çizilmesiyle. Bakış açısı olabilir ancak anime tartışmaları altında, haliyle bir tartışma ortamıda oluyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Şu günlerde oturup 26 bolum yad da 13 bölüme sıgdırılmış tek sezonluk animelerin hangisine başladıysam sonunda hep bir yarım kalmışlık hissiyle bittiğini fark ediyorum. Şimdiye oranla eskiden seriler daha uzun yapılıyordu. Tabi kaynağın da sağlam olmasın gerek. Bence kalitede buradan geliyor. Ayrıca uzun seriler, içi dolu ve vaatettiği doygunluk da o oranda yuksek oluyor. Ancak elbette uzun olması her zaman kalite demek de olmuyor.

Mesela Detective Conan'ı ele alaım. Özel kanalın birinde izlediğimde orta okula gidiyordum yanılmıyorsam. Seri bugünlerde 750 li bölümlerde. Yeniden takip etmeye gecen yıl başladım. Ama internet 20 yıl önce olsa 20 yıl boyunca düzenli takip eder miydim. Hiç sanmıyorum.

110 Bölümlük Legend of the Galactic Heroes için de söyleyebileceğim ilk şey konunun manga değil bir romana dayanması. Bu seri için bir artı gibi gelmiştir bana. Tarza ilgi duyanlar için bir baş yapıttır. Uzun olması rahatsız edici değildir. Çünkü konu birbirini izler ve sürükleyip gider. Açar tekrar ve takrar izleyebilirsiniz.

Uzun serilerin rahatsız edici yönü bölümler arasında kalite farkının olması. Yani bir bölümde çizgiler çok hoş olabilirken bir başka bölümde bakıyorsunuz karakterler çirkinleşmiş. Logh'da az da olsa vardı. Sailor Moon'da bunu fazlasıyla rahatsız edici bulmuştum.

Birde seri begeniliyorsa reklam ve para kazanma peşindeki üreticnin seriyi lastik gibi uzatan zihniyeti bu doğrultuda saçma sapan bölümler eklemesine neden olabiliyor. Mesela Sailor Moon'da kedi Luna'ya asılan şişman kedi bölümünü izleyenler varsa bilir. Resmen çileden çıkmıştım o saçmalığı izlerken.

Yani kısaca konu uzunsa kırparak vermektense uzun bir seri izlenebilir. Ama içi boşsa ya da aslına sadık kalınmayıp saçma sapan konular eklenmişse uzatmanın da anlamı yok. İzleyici uzun seriden sıkılabiliyor. Bir an önce sadede gelsin istiyor özellikle konusu hafif seriler sözkonusu olduğunda.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Buradan çikan sonuç, romanlar candir efendim roman okuyunuz :P

Tavsiye güzel ama hani heves?! :011:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Animeyi sık izlediğim dönemde uzun serilerden mümkün mertebe uzak duran bir takipçiydim ki aslında hala çok uzun süreli serilere karşı önyargım devam etmekte. Seri üzerinden gitmeyi düşünmüyorum, sadece bazı serilerin de uzun soluklu olması gerektiğini düşünenlerdenim lakin uzatalım diye filler bölümle şirşirilip, bölümlerce bir maç sahnesi ya da dövüş sahnesi izleyeceksem mümkünsa kalsın ben almayayım. Bunun yanında, aynı olayı dönüp dolaşıp tencit pilavı gibi önüme sürecekse de o seri bir yerlerde unutulup kalsın mümkünse. Shounen yapısının olmazsa olmazı belki bu gibi durumlar kısa bölümlü Shoujo yapımlarda da olmuyor değil. İsim üzerinden gidesim yok ama bu durumda örnek vermezsem çatlarım. Misal, Kimi no Todoke ikinci sezon 12 bölümdü galiba ama bana işkence gibi gelmişti çünkü 12 bölüm boyunca nerdeyse kızın erkeğe sevgililer günü çikolatası verebilme çabasını izledik. Böyle saçma bir olay örgüsü olmamalı. Yani demem o ki kısa soluklu serilerin de noksanlığı olmuyor değil.

Konuya dönecek olursam, konu ve olay örgüsü seriye kendini yenilemeden keyifli bir şekilde yediriliyorsa uzun soluklu serilere varım ama ben yine de en fazla 50 bölüme sahip olan yapımları tercih etme taraftarıyım. Gerçi, son günlerde hep 70+ bölümlü yapımlardan gider oldum ama yine de dediğim gibi 25-50 bölümlük seriler benim tercih sıralamamın yıldızları oluyor. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?