Jump to content
  • Kayıt Ol

Neye Göre Değerlendiriyorsunuz?


CasvalDeikun

Önerilen İletiler

Seri izleme/okuma zevkini neye göre değerlendiriyorsunuz? Serinin sadece bir anında yaşattığı duygular mı önemli müzikler mi önemli mi yoksa karakterler mi yoksa genel itibari ile iyi olması mı? Size aktardığı düşünceler mi? Animasyon kalitesi mi? Orijinalliği mi? Bunları biraz açalım. Neye göre değerlendiriyorsunuz? Yukarıda veya eklemeyi unuttuğum durumlardan biri bile diğerlerinin hepsini götürmeye yeter mi yoksa hepsinin iyi olması zorunlu mu? Tabii karşılaştırmalarımızı o döneme göre yapalım...

Seriler için değerlendirebileceğim noktalar:

* Çıktığı döneme göre alınan koşullar

* Sevilebilen karakterler

* Hikaye özgünlüğü

* OST kullanımı

* Bazı sahnelerinde yaşattığı duygular

5 şekilde değerlendirme yapabilirim, değerlendirmeler önem noktasına göre aşağıya iniyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 6 ay sonra...
  • İleti 11
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Fingolfin

    3

  • CasvalDeikun

    2

  • painscream

    1

  • _Kyoukasuigetsu

    1

Bu konuya cevap gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle anime puanlaması konusunda fikir belirtenlerden. Değerlendirirken nesnel şeyler olduğunu iddia edenler veya bunun aksi öznel olduğunu iddia edenler. Neden bahsediliyor, bu açıklanmadıkça yorumlar fanlık, övme, kötüleme olarak kalıyor hep. Her iki taraf için de bu böyle. Sitede yorumlara bakıyorum da hepsi havada. Kimse bir şey kanıtlamak, düşüncesini kabul ettirmek zorunda değildir. Yine de bir şey hakkında yorum yapılıyorken neden olduğu açıklanmalıdır.

(Bir filmin oscar alması o kadar önemli olmasa da) Örneğin Hollywood'da oscar verilirken juri üyeleri, filmi izleyip ben beğendim değip geçmiyor. Sayfalarca nedenleriyle açıklama yazısı yazıyor. Senaryo, bütünlük, karakterler ve gelişim, içerik, görsel efekt, oyunculuk, ses, müzik, kostüm, atmosfer vb daha pek çok şeye bakıyorlar.

Ama burada(en azından bizim sitede diğer tr platformalara nazaran durum çok daha iyi) mesajlara bakıyorum, yorum yok ortada, açıklama bile yok, anca açıklamamsı şeyler var.

Yine de düzgün bir yorum geleceğini düşünmüyorum ama yazmak istedim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Genel anlamda öznel değerlendiriyorum. Bana yaşattığı duygular, karakterler ile empati yapabilmek, farklı şeyler içermesi, heyecanlandırması ve müzikleri benim için genel anlamda önemli şeyler. Bu benim hobim, zevk almak benim için önemli. Çoğu kişinin beğenmediği bir seriyi ben beğenmiş olabilirim, içinden bir şey bana hitap etmiştir ve o kısmı da beğenmeme yetmiştir. Şimdi, genel olarak bakıp bu sevilmemiş, ben de düşük vermeliyim demek bana göre yanlış. Zevkler ve renkler ile biraz ayrılıyor bu konu, her şeyin içine bunu sokmayı da sevmiyorum açıkçası ama ben metal müzik severim, seride OST olarak gaz ve o türden parçalar kullanılmıştır, o yüzden müzikleri hoşuma gider ama sen o türü sevmiyorsundur o yüzden sana hitap etmez. Bu, o serinin müziklerinin kötü olduğu anlamına gelmez, sana hitap etmediği anlamına gelir.

Uzun uzadıya yazmak istemiyorum pek (gerçi uzun oldu yine), o yüzden ben, zevklerime hitap ediyorsa ona göre değerlendiriyorum. Ben düşük verdim diye o seri kötü değil, yüksek verdim diye başyapıt da değildir. Yüksek verdiysem ben beğendim demektir. MAL' da puanlara bakarken ortak zevklere sahip olduğum kişilere bakarım, beğenmiş ve yüksek vermişse ben de beğenebilirim deyip listeme atarım. Bunun haricinde puanın benim için pek önemi yok.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İşte senin bu düşüncen mesela küçük görülüyor bazı kesimler tarafından. Ben de seninle benzer düşünüyorum onu belirteyim de. Mesela nesnel bir olgudan bahsediliyor değerlendirirken ama nesnel dediği olguya öznel yaklaştığının farkında değil. Demek ki işin içine görsel veya işitsel bir eser girince olmuyor öyle. Örneğin animasyon tekniği. Adı üstünde teknik. Ama iki farklı insana bir animasyon sahnesini izletin biri beğenebiliyor, diğeri beğenmeyebiliyor. Şimdi bunlardan herhangi birine sen anlamıyorsun denilebilir mi.

Özellikle nesnellik iddia edenler diğerlerini küçümsüyorlar. Bunu mesajda kelime olarak yazmıyorlar ama uzun kısa uzun yazılarında belli oluyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Karakterler

Karakter tasarımları

Çizimler

Animasyon akıcılığı ve parlak görüntü vererek sadece karakterlerin portrelerinin ekranda oynatılmaması

Hikayenin ilgi çekiciliği

Devam ediyorsa hikayenin potansiyel genişleme sınırı

Kurguda sıradanlıktan uzak olması

Dram ise ölümlerin duygu sömürüsü olarak kullanılması (3 bölüm cenaze gösterilmesindense öldü denilip geçilmesi daha iyi benim açımdan)

Aksiyon dövüş ise güç dengesinin sağlam oturtulması

Animeyse müziklerin kaliteli olması ve doğru yerlerde kullanılması. Seriye göre müzik kullanımının asgari düzeyde olması.

vs vs.

Serilerin puanlamasını da genelde rastgele yaparım. O yüzden 8/10 verdiğim bir seriyi gömme ihtimalim de yüksek :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

anlık ruh haline göre puan çok değişir.Misal kış soğuğunda oturmuş anime izliyorum ellerim bacaklaklarım donuyor ama animedekilere yaz gelmiş plajda havuzda goygoy yapıyorlar. An gelir o eğlence içinizi ısıtır an gelir 'ulan adilere bak ben burda donarken nasılda eğleniyor adıler dur bi gidip MAL da basayım şunlara 4puanı da akılları başlarına gelsin' derim.

Şaka bir yana mühim olan karakterler . Karakterleri seversin alır yürür o seri ama kıl kaptın mı birine o serinin işi yaş

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bende, öznel şekilde değerlendiririm.

Bu yüzden artık anime bulamayacak dereceye geldim. Sıra dışı konusu olan, orjinal olan, hiç yazılmamış hikayesi olan (Hayal gücünün ötesine ait eserler yapan kişiler-Örneğin; Shin Sekai Yori - Mushishi gibi), dramı kalbimde asla unutamayacak bir şekilde acı bırakan seriler arar, severim. Benim beğendiğim bir seriyi başkası sevmezse yadırgamam. Herkesin sevdiği popüler serileri eğer sevemiyorsam bana göre sıra dışı değildir fakat diğerleri sevebilir. Listemde 1 puan verdiğim serilerde vardır ve çoğuda herkes tarafından sevilir. O puanı vermemin sebebi yaptığım bir hatadır. Popüler değilde kendi sevdiğim türleri bulmalıyım demekki...

Animeleri izledikçe listemdeki puanlarda ara sıra değişiklikler yaparım. Daha iyisini bulup, bir çok izlediğimin üstünden geçerek karşılaştırma yaparak puanını arttırır veya düşürürüm.

Hikayeye önem veririm. Çizimi berbat olsun bile izlerim. Eğer izlemessem çok şey kaçıracağımı düşünürüm.

Kısacası; Senaryo ve de karakterlerin sıradışı olmasına göre değerlendiririm.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Benim için animasyonu, müziği vesairesinden çok bana yaşattığı duygular önemlidir. Aklıma ilk gelen Sakurasou, konusu ve ilk bölümünden sonra aslında hiç bana hitap etmeyen bir anime gibi durmuştu. Sabredip 5-6 bölüm daha izledim ve vermek istediği mesaj, gençlere verdiği o motivasyon ve bir de üstüne "ben o yaşlarda hayatımda ne yaptım" diye sorgulatması o anime için 8 vermemi sağlamıştı. 9 vermedim çünkü bazen çok sıktığı yerler oldu.

10 vermem için o animenin kendisini bana tekrar tekrar izletip, her izlettiğinde farklı duygular verdirebilmesi gerek. Genelde bunu Kara no Kyoukai serisinin ikinci filminde yaşıyorum.

Kötü puan genelde vermiyorum, taş çatlasın 4-5 veririm. Zaten sevmeyeceğim türde bir şey olduğunu konusunu okuyarak da anlayabiliyorum. "Dropped" mantığı bende olmaz (MAL'den bahsediyorum). 4-5 tipi puanı da anca büyük büyük beklentiyle başlayıp ya da çok iyi potansiyelle başlayıp sonuna doğru çok batıran animelere veriyorum. Veya çok iyi hikayeyi alıp da aşırı fanservisle harcayan serilere (HOTD malesef).

Melody'nin dediği gibi ben de zaman zaman listeme girip puanları değiştiriyorum. Kaç sene önce benim için 9 puanlık bir anime, ona benzer izlediğim onlaca seriden sonra "bu 9 etmez" diyip 7'ye falan düşebiliyor. Tür havuzundaki animeler artınca, puan sıralaması da değişiyor yani özetle.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Öncelikle Kudo'nun konuyu böyle bir hortlatarak öne almasına ve tartışma mahiyetine müsaade ederek, güzel bir sohbet ortamı oluşturmasına teşekkürlerimi bildirmem lazım.

Aslında, yazan arkadaşlarımızın hepsi hislerime tercüman olmuşlar. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.

İlk olarak, çok detaylı bir şekilde yorum yaparak konuyu açan kişi olarak görüşlerimi bildirmem lazım sanırım bu kadar güzel yorumlardan sonra.

Öhhm...

Şaka bir yana artık:

Forum içerisinde gördüğüm kadarıyla, sanırım kullandığım üslup olsa gerek çok fazla böyle seriler hakkında kesin bir görüş var ve ben doğruyum, diğer kişilerin görüşleri yanlış gibi karşı tarafı düşündüren bir izlenim uyandırıyorum sanırım. Üslup olsa gerek.

Aslında, alakası bile yok. Daha doğrusu, insanların serileri beğenip beğenmemesi önemli bile değil. Burada sanırım kimse yorumcu ya da başka bir şey değil. Dolayısıyla, detay kısmından ziyade (ya da inceleme diyelim) aslında görüş bildiriyoruz; ya bu "uzman" edasıyla yaptığımız görüş ya da "normal" izleyen edasıyla.

Şimdi üslup ya da eser yorumu, hem kişinin izlediği/okuduğu yani bahsedildiği gibi "dolgunluğa" göre değişir. Yani, serinin yorumlanmasını biraz tecrübeye bağlı; ancak bu demek değil benim görüşüm doğru.

Elbette doğru değil, senin görüşün sadece sana göre doğru. Yani özellikle kafa rahatlatmak açısından izlediğin ya da okuduğun eserleri "kesin" bir eda ile - sanki uzman yorumcu misali - yorumlasan ne? Yorumlamasan ne? Hem kendi aldığın zevki mahvediyorsun, hem de karşındaki kişinin rahatsız olmasına sebebiyet veriyorsun.

Kısacası zevk meselesi, seven sever sevmeyen sevmez. Dolayısıyla ben de arkadaşlar gibi "öznel" olarak düşünüyorum.

Ancak!

Hem itiraz ettiğim noktalar var, hem de bazı bakış açılarım var.

İlk olarak eseri incelerken biraz ilgi gösterilmesini düşünüyorum. Yani o eserin yapım yılı ya da başka birçok kısım bakılarak, aslında eserin incelenmesinde "aslında bu imkana uygun böyle bir eser sunuldu" şeklinde bir düşünce yapısına ihtiyaç var diye düşünüyorum. Yani tutup, 1970 yılı eseri 2010 yılı eserle karşılaştırmanın mahiyeti yok. O yüzden ayrı ayrı değerlendirmeliler. Yine mesela, bu "örnek" dediğimiz durum var. 1970 yılı eser, elbette 2010 yılı yapılan esere ilham kaynağı olabilir. Ancak benim burada kızdığım nokta, sanki 2010 yılı eser yeni bir şey yapıyor gibi "kendi türünde ilk" ya da "EN İYİ" veya daha havalı "BEST ANIME EVER" tarzı yorumlar. Yahu bu ne? Bilinçli ya da bilinçsiz konuşmalar rahatsız edici etkenler. Daha doğrusu, hiçbir şekilde neyin ne olduğu bilgisini tam olarak bilmediğimiz için kesin konuşulması ya da "TÜRÜ İÇERİSİNDE EN İYİSİ" tarzı yorumlar yapılmasına karşıyım. Yani biraz araştırılmasını düşünüyorum.

Diğer bir husus şu ya da itiraz ettiğim nokta: Bilinçli ya da bilinçsiz kullanıcılar.

Şimdi birçok kişi görüyorum, adam direkt olarak tüm serilere 10 vermiş. Yahu dalga mı geçiyorsun? Elbette düşünce farklılıkları olabilir; ancak senin için elbet ayrı olan seriler vardır. Yani o seriye (senin için kıymetli olan seriye) 10 verirsin anlarım ama diğer seriye nasıl 10 veriyorsun?

Burada, aslında eleştiri bölümünden kasıt daha kaliteli bir ortam için - elbette karışmak haddimiz olmasa bile - bence bir "bilinç" lazım.

İkinci olarak, müzik kısmına çok fazla önem veririm. Yani konu ya da karakter nasıl olursa olsun, müzik ya da tema veya sanatsallık hiç olmadığı zaman hiçbir şekilde sevemem. Sırf müzik için bile ya da sanatsallık için, çoğu sevmediğim serinin puanlarını çok fazla yükselttim. Dolayısıyla müzik, daha doğrusu TEMA ve SANATSALLIK benim için oldukça önemli. İstediği kadar iyi olsun, dikkat edilmediği zaman çok ciddi puan kırıyorum. Mesela, Key the Metal Idol hiçbir şekilde beğenmediğim bir seri olduğu halde, sırf o -benim için- şaheser müzikleri için puanını inanılmaz yükselttim.

Ve painscream'in söylediğine katılarak, bir de itiraz edeceğim: Elbette hiçbir seri bakılmadan iyi ya da kötü olarak yargılanamaz; ancak zevk benzerliğini unutmamak lazım. Zevklerimizin benzerlik gösterdiği kişilerin yine çok büyük yardımı olur.

Ve elbette daha iyi bir gözlem için oldukça bu sektörün ya da kültürün içerisine girip, çok fazla bilmek lazım. Dolayısıyla çok fazla eser izleyip, dolgunluğa ulaşmış ve bazı şeyleri gözlemleyebilen bir insan daha "bilinçli" oluyor, daha iyi yorumlaması elbette doğal bir şey; ancak "zevk" ortamı içerisinde olduğu için sadece "zevk" için yorumlamak lazım, yorumlamalar içerisinde "ciddiyet" olması gerektiğini düşünmüyorum.

Ve elbette unutulmaz sahneler (şahıs için) vb. konular çok önemli. Ayrı bir yâd etme payı yine söz konusu. :)

Yine aynı şekilde, UnderminE'ın bahsettiği kesinlikle ama kesinlikle eserin mesajı olmalı. Bu arkadaşlık üzerine, aile üzerine, bilinç üzerine, sorumluluk üzerine vb. bir şey olabilir. Ancak eser sırf "boş" bir şekilde bunu yaparsa pek iyi değil yani. Ve ne kadar çocuksu bir dille anlatılırsa anlatsın, verilen mesaj burada önem teşkil ediyor diye düşünüyorum. Yani, olgun dille anlatılırsa büyük izleyenler ya da okuyanlar için daha iyi olur elbet; ancak burada önemli olan serinin verdiği mesaj.

Kısacası benim görüşlerim yine böyle, kısacası aslında sizin söylediklerinizi tekrar ettim. Laf kalabalığı yaptım kısaca. :011:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Başlığımızın konusu gereği güzel yorumlar gelmiş ve gelebilecek bir konu. Ama lütfen bu sefer herkes kendine göre sevdiği, hoşlandığı şeyleri yazsın, birilerine bir şeyi kanıtlamak zorundaymış gibi mesajlar yazmayalım.

Birkaç sene önce elimde anime bolluğu olduğu için elime gelen bütün animeleri izlerdim. Öncelikli olarak bana önerilenleri daha sonrasında kafama göre bir şeyler izlerdim. Halada elimde çok fazla seri varken artık belli bir doygunluğa geldiğimi düşünüyorum. O yüzden birbirlerinin kopyası ve ya aynı muhabbetlerin geçtiği serilerden uzak duruyorum. Öncelikli olarak echhi serilerden. Bu tür serilerin afişlerine bile bakarak nasıl geçebileceğini anlayabiliyorum.

Bu aralar nasıl izliyorum derseniz kesinlikle ana karakterin tutumları ve konusunun beni çekmesi gerek. Hiçbir zaman çizime göre izlemem dediğim bir anime olmamıştır. Eğer öyle olsaydı Ping Pong gibi animelerden mahrum kalırdım. Ost gibi diğer kategoriler benim için ikinci plandadır. Bende çok fazla animeyi yarı bırakma gibi huyum olmamıştır ama yinede bazılarını bırakmadığıma pişman olduğum seriler var. Belkide dikkatli seçtiğim için çok fazla seri bırakma noktasına gelmiyorum. Eğer ben izleyecek bir şey bulamadığım zaman forumlarda ve ya diğer sosyal ortamlarda bahsedilen serilere başlıyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ben de kendi değerlendirme şeklimden bahsedeyim biraz.

Şöyle başlayayım; MAL, AniDB gibi sitelerde üyeliğim yok ve bunları animelerle ilgili puan dışı bilgiler almak kullanıyorum. Bir anime izlemek istediğimde konusuna ve türlerine bakarım önce. Ondan sonra bir iki ekstra etmen dışında seçme işlemim biter. İzlemeden önce beklentiye girmeyi seven birisi değilim çünkü ben de ters etki yapıyor genelde. O yüzden mümkün mertebe buna neden olacak şeylerden kaçınırım.

Animeyi bitirdikten sonra değerlendirirken en çok dikkat ettiğim husus, senaryosudur(hikayesidir). Hikayenin sağlam bir temelden başlayıp, yavaş yavaş olgunlaşarak, gelişim göstererek, kabul edilebilir bir akış hızıyla ilerlemesini isterim. Bunu yaparken hikayenin kurulduğu, kurgusal evrenin esaslarına göre de mantıklı olması gerekir. Sonuç kısmında ise netice ne olursa olsun, iyi veya kötü, etkileyici olmalıdır. Hikayenin bir amacı, güzel mesajları ve düşündürücü etmenleri olmasını beklerim. İçerik olarak pek çok şey olabilir. Örneğin dram, savaş, romantizm vb. olabilir. Komediyi ise baharat olarak tercih ederim. Tüm bu saydığım türler vb. beni etkileyecek şekilde olduğunda beğenim yüksek olur. Etkilenmez ve beklendiğim yönlerden, beklediğim şekilde tatmin olmazsam ise beğenim düşük olur.

Bir diğer etken ise karakterler. En önemlisi de ana karakter(AKA diye kısaltma yapayım) tabii. AKA'in kişiliğini beğenmem lazım ve hikaye boyunca gelişim göstermeli. Bunun için tercih ettiğim bir profil yok. Yani akıllı, salak, güçlü, güçsüz, karizmatik, güzel, çirkin vb gibi. Her şey olabilir. Yan karakterler de benzer şekilde. Ama bir animede tsundere olması KOCAMAN bir eksidir benim için. Seyir zevkimi mahveder Tabii bu tsundere Full Metal Panic veya Boku wa Tomodachi ga Sukunai daki linkini verdiğim iki lanet olasıcalar gibiyse. Ama tsundere denilse de bana göre bu ünvanı hak etmeyen ve sadece yaşadıkları nedeniyle biraz kapalı olan çok sevdiğim kişiler var onları ayrı tutuyorum. Örnek Senjougahara ve Kagurazaka Asuna gibi.

Bir diğer husus da seiyuular, müzikler. Bunlar da sevebileceğim şekilde olsun yeter. Ama özellikle seslendirmeler güzel olmalı.

Çizimler güzel olsun isterim ama çok takıldığım bir şeyde değildir aslında. Örneğin en sevdiğim animelerden biri olan Detective Conan'ın çizimleri güzel değildir.

Daha belirtebileceğim şeyler var ama mesajı daha fazla uzatmak istemiyorum. Benden önce mesaj atan arkadaşlar da pek çok düşünceme tercüman olmuş zaten. O nedenle uzatmıyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 7 ay sonra...

Anlattığı düşüncelere göre.Diğerleri sadece ekstra bir artı olabilir.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?