Jump to content
  • Kayıt Ol

Gundam: G no Reconquista


Akuma_Blade

Önerilen İletiler

10387001_729205547136160_8266683295590052128_o.jpg

Dünya ve uzay kolonileri arasındaki savaşlarla geçen uzun yıllardan sonra Universal Century dönemi sona ermiş ve Reguild Century takvimine geçilmiştir. RC 1014 yılında dünya ve koloniler arasındaki yolculuklar Yörünge Platformu ile sağlanmakta, foton dönüştürücüleri sayesinde artık insanlık güneş enerjisinden başka bir enerji kaynağına ihtiyaç duymamaktadır. Federasyon'un yerine geçen birlik ile de neredeyse tüm insanlık tek dil ve tek dinde birleşmiş, insanlığı din adamlarından oluşan bir elitin yönettiği barışçı bir dönem başlamıştır.

Beruri Zenamu başkentin yörünge platformunu korumakla görevli muhafız birliği için eğitim gören genç bir pilot adayıdır. Üstün zekası sayesinde iki sınıf birden atlamış bir dahidir ve bu sayede annesinin başkent yönetiminden geliyor olmasını bile 2. planda bırakabilmektedir. Öte yandan yörünge platformu G-Self adlı ve bilinen herhangi bir tarafa ait olmayan bir MS tarafından saldırıya uğrayınca sıradan hayatı sonsuza dek değişecektir.

Beruri bir ağır bakım MS'i olan Rakuten'e atlar ve G-Self'i etkisiz hale getirmeyi başarır. Öte yandan Beruri, sağ ele geçirdiği kadın uzay korsanı Aiida Reihanton ile tanıştığında bunun sıradan bir terörist saldırı olmadığına dair şüpheler edinmeye başlar. Ardından G-Self'in sadece spesifik durumlarda aktive olduğunu ve herkesçe pilotluk edilemediğini görür. G-Self'nun yeni kullanıcısı olarak seçtiği Beruri yörünge platformlarının uzun zamandan beri gizlediği sıra karşı Reguild Century tarihini değiştirecek bir dizi savaşa girmek zorunda kalacaktır.

Anime tarihini değiştiren en büyük değişikliklerin yaratıcısı olan birkaç TV serisi sayarsak Mobile Suit Gundam'ı saymamamız olanaksızdır. Gundam'ın yaratıcısı Yoshiuki Tomino ise 1979'de başladığı bu serinin alternatif evrenlere yayılması ve hedef kitlesinin değişmesi ile kendisini Gundam dışında başka seriler de yapabileceğini kanıtlamaya adamış ve ardından uzun süren bir sessizliğe girmişti. En son 2006'da Zeta Gundam'ın film üçlemesi ile yönetmen koltuğuna geçen Tomino, aradan geçen süre içinde endi yapım şirketini kurmuş ve bu sayede yapımcı baskılarından bağımsız şekilde son birkaç hikayesini de olsa istediği şekilde anlatabilme imkanına kavuşmuştu. İlkin 2010 yılında bir röportaj ile ilk işaretlerini verdiği, ardından Sendai depremi dolayısıyla birkaç kez silip yeniden yazdığı G no Reconquista ise Tomino'nun belki de onu yıllardır takip eden hayranlarına sunduğu son eseri olabilir. Tomino aynı zamanda seriyi mümkün olduğuncael çizimleriyle hazırlayabilmek için TOHO ile işbirliği yapmış ve daha önce Overman King Gainer'le birlikte çalıştığı karakter tasarımcısı Kenichi Yoshida ile yeniden çalışmış.

Tomino, yıllar önce G no Reconquista'yı ilk duyuruken bunun ekolojik bir metin olacağını, insanlığın sürüklenmekte olduğu süreç ve insanlığa düşen rol ile ilgili olduğunu, bununla birlikte Anime'leri etkisi altına alan moe akımına karşı bir tepki olarak onee-san karakterlerin yükselmesini sağlayacak bir trend yaratmak istediğini de belirtmişti. Son röportajlarda ise Tomino'nun bunlara ek olarak artık kariyerinin son çeyreğinde yeralmasından hareketle daha rahat ve daha dingin bir ruh haline kavuşmuş bir kreatör halne gelmiş, kendi yarattığı gölge ile kavga etmeyi bırakarak kendi yapmak istediği şeye odaklanmış bir insan imajı veriyor. "Açıkçası bu seriyi herkesin sevip sevmemesi umurumda olan birşey değil. Bu seriyi ortaokul çocuklarını hedefleyerek yapıyorum fakat bunun sebebi sadece, anlatmak istediğim mesajı sadece onların kavrayabilecek olmasından. Bu seri ile onlara bu mesajın tohumlarını atarak onların bir 10 yıl sonra dünya nın gittiğini yönün farkına varan ve kendi küçük sorunlarını aşmış yetişkinler haline gelmesini istiyorum."

Spoiler'e elimden geldiğince bulaşmamaya gayret edersem 1 saatlik sezon premier'inin bana hissettirdikleri şunlar:

-Hayatımın son 15 yılını komada geçirseydim belki bana bu Anime'nin 97-99 arası yapılmış bir Tomino serisi olduğunu belki yutturabilirlerdi bana. Bunu şunun için söylüyorum: Hani bölümde çalışan key animatörlerin birbirin birbirinden çelişen palet farklılıkları mı desem dönem dönem Gundam serilerini tek seride subliminal olarak çizimlerle hatırlatma çabası mı desem (Bkz. 2. bölümün sonunda Beryl'in tetiği çektiği sahnenin birkaç saniye öncesindeki V Gundam ve G Gundam atmosferi) bilmiyorum ama serinin aşırı el çizimine dönük olması serinin en az bir 15 yıl eski gibi görünmesine sebep oluyor.

-Serinin bir sinopsisinden ne anlarsanız anlayın, bu ilk bölümleri izler izlemez dikkatinizi çekecek şeyin Beryl'in alpha'lığı olacağını değiştirmiyor ve açıkçası yer yer onun yüz ifadelerinin bir animasyon hatası mı yoksa gerçekten öyle mi olduğu sorusu (Bkz. uzay korsanlarının ilk göründüğü sahne) kesin gibi.

-Dizaynlar ortalamadan vasata doğru ilerliyor ama her halukarda G Gundam yada Turn A Gundam'dan iyiler. Öte yandan sadece MS'lerden bahsetmemiz gerekirse Recken'in kafa vizörü fikir olarak hiç iyi değil (1960'ların asansörlerinin korkulukları gibi açılıp kapanıyor) ki Enact'ın yada Flag'ın vizörünü mumla arıyorsunuz. G-Self atmosfer paketi ne ise de uzay paketi çok ama çok kaba olmuş, hele chibi Macross ürünlerini andıran o Core Fighter hiç yakışmamış bence. Yine de 2. bölümdeki müze sahnesinden yada Minovsky partiküllerinin mobil iletişimi kesintiye uğratması gibi göndermelerden serinin ileriki bölümlerdeki göndermelerin dozu hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. G no Reconquista birçok anlamda anlamda Turn A Gundam'ın yerinde olması gereken bir seri gibi gözüktü gözüme.

-Tomino bu serinin sinopsisi üzerinde ilk kez çalışmaya başladığında serinin tükenen kaynaklar üzerine ekolojik bir metin olacağı, er geç bitmesi ereken moe akımına karşı tez olarak onee-san karakterlerin trendini başlatmayı hedeflediği ve gerek teolojikl gerekse feminizm üzerine tezler içereceğini, tüm bunları ortaokul jenerasyonuna göre formatlayıp onların 10 yıl sonra bu serideki mesajı hazmedecekleri ve yapmaları gereken şeyi yapmaya başlayacaklarını hissettiğini söylüyordu. Fakat o tarihten bu yana gerek Sendai depremi gerekse Gundam'ın Unicorn dışında bir hit çıkartamamış olması serinin hikayesinin defalarca yazılıp silindiğini gösteriyor.

-Beryl üzerinden gidecek olursak, belki Xabungle serisindeki Jiro Ramon haricinde şu ana dek gördüğümüz tüm Tomino külliyatı karakterleri hep savaşa kendi isteğinin dışında itilip sonradan bu savaşçılık rolünü kabullenmek zorunda kalan ergenlerin, kendilerine yabancı bir dünyada (çıkarcı, acımasız ve değişmeyi reddeden yetişkinlerin dünyası) ayakta kalma savaşında taraf olmaları idi ve UC'de Tomino dışındaki kreatörlerin olay ufkuna kattıkları yapımlarda hep öncelikle bu temanın dışına çıkılma çabası görülüyordu. Beryl ise yetişkinlerin dünyasını kabullenmiş, tedirginliğe ve paniğe kapılmayan, çevresiyle kolay iletişim kurabilen bir karakter olmasıyla da diğer UC karakterlerinin çoğundan daha dışarı nir yerde anılabilmeyi başarıyor.

-G no Reconquista'nın temel sorunu 80'lerdeki ortaokullu jenerasyonla şimdilerin ortaokullu jenerasyonunun gerek birikim gerekse beğeniler olarak birbirinden çok farklı bir yerde olmasından kaynaklanıyor. O dönem jenerasyonu, sinopsis'den bile- bir anlamı kafanızda oturtmanızın çok uzun sürdüğü her yapımda olduğu üzere seriyi bölük pörçük plot detaylarından bileştirebilirken bu maalesef bu G no Reconquista'da hedef kitlenin aynı niteliklerde olmaması yüzünen kısa vadede pek olası gözükmüyor.

Özet geçmek gerekirse, benim Tomino'nun 4 yıl önce, konu hakkındaki ilk mülakatını okuduğumdan beri beklemekte olduğum bu yapım peşinen söylemek gerekirse Tomino külliyatını bitirmeden dalacak arkadaşların çooook yanlış anlamaya mahkum olduğu bir Anime. Ayrıyeten el çizimi 2D kullanımındaki ısrarın çoğu zaman seriyi bir 15 sene öncesine aitmiş gibi gösterdiği de bir gerçek. Yine de çok uzun uzadıya yermenin yersiz olacağı bir yapım zira Tomino serileri daima yavaş bir pacing'e sahiptirler ve sinopsisde özet geçilen konuyu seride hissetmeniz için uzun zaman geçmesi gerekir, yine de seri bittiğinde çoğu zaman ayırdığınız zamanın çok ötesinde bir tecrübe ve zihinsel tatmin sunarlar. Reconquista of G'den de tam olarak bunu bekliyoruz.Her ne kadar ne yeni başlayanlara önerilebilecek bir seri gibi durmasa da sonraki bölümler için bardağın dolu tarafını gözden kaçırmamaya gayret edeceğim şahsen.

Bu arada hani bazen birşey olur, belki ağzınız ve yanaklarınız gülümsemeyi sürdürürken bile gözleriniz hüzünlenir ya, sizi bilmiyorum ama nedense bu şarkı da öyle hüzünlendirdi beni.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 12
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Akuma_Blade

    6

  • fake

    2

  • Fingolfin

    2

  • crows005

    1

kapanış animasyonu :S

hele bir iki bölüm daha ilerlesin, doldurabilirim buraları :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

kimse mi seyretmiyor abi bu seriyi :S

neyse efenim, animede bir şeyler oluyor ve ben anlamıyorum. yani gerçekten anlamıyorum. aida kim abi, kim bu aida allah aşkına. bunu kurtarmaya şimdiye dek iki kişi geldi, ikincisi ile beraber vurup gittiler. bir de korsan bu, nasıl iştir ya?

yalnız 3. bölümde beğendiğim bir detay vardı, onu da öğrenmiş olduk :D

[bimgx=250]http://1.bp.blogspot.com/-aYXc3Sy0350/T62LhXq8GnI/AAAAAAAACg4/zKV31U69GbU/s1600/kimse+sormuyor+lan.jpg[/bimgx]

ek; kapanıştan önce çalan müzik de gayet güzeldi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Daha Gundam'ım hiçbir serisini seyretme fırsatım olmadığı için bir yorum yapamayacağım. Ufakken çok izlerdim robotlu serileri ama artık pek sıcak gelmiyorlar. Hepsi Optimusa benziyor zaten!

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Daha Gundam'ım hiçbir serisini seyretme fırsatım olmadığı için bir yorum yapamayacağım. Ufakken çok izlerdim robotlu serileri ama artık pek sıcak gelmiyorlar. Hepsi Optimusa benziyor zaten!

Seri zaten daha önce Gundam izlememiş birisine hitap etmiyor zaten. Tek tek örnek vermeyeyim şimdi de Gundam'ı Transformers'e benzetmek ilginç bir kafa yapısıymış.

Neyse. İlk yazıda bahsettiğim gibi, Tomino serileri bölüm bölüm gelişen seriler ama bu çok minimal ölçüde gerçekleştiğinden seriyi ilk bölümlerinden sinopsisi öözümsemeden algılayabilmek zor. Anladığım kadarıyla:

-Dünya aslında kusursuz bir birlik halinde değil. Ayrılıkçı Amelia hükümeti doğrudan başkentle savaşa girmekten çekindiği için ya kendini uzay korsanı olarak göstererek, yada uzay korsanlarıyla işbirliği yaparak başkente operasyon düzenliyor.

-Reihanton koduna sahip oldukları halde G Self orijinal olarak kendilerine ait değil. Kimin, ne için ürettiğini ileride görebiliriz. Sonraki bölümde göreceğimiz G Arcane muhtemelen G Self'in Amelia tarafındna üretilen bir kopyası.

-Reihanton kodundan dolayı Raraiya, Aiida ve Bellri'nin kardeş çıkmaları yönünde bir açıklama yapılırsa bu beni pek şaşırtmaz.

-Tomino senaryonun ilk taslağını yazmayı bitirdiğinde verdiği mülakatta tüm hikayenin aslında "bir kraliçenin tahtına yürüme hikayesi" olacağını söylemişti. Yani Aiida veya Raraiya'nın önemi sonraki bölümlerde giderek artacaktır.

-Klim Nick ilginç bir comic relief ama sadece o kadar. 4chan'da klozetli bir kokpit tercih etmesi dışında kendisiyle ilgili bir muhabbet göremeyeceksiniz muhtemelen.

-Bu bölüm itibariyle Bellri Aida'yı izlemeye başladı, bu da muhtemelen gelecek bölümde onu eski arkadaşları ve komutanıyla karşı karşıya getirecek.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Diğer animelerini izlemedim ama bunu izlemeyi planlıyorum. Bakalım öncekileri izlemeden bir eksiklik hissedecek miyim? Çünkü bazen geçmişte yaşanan olaylar olduğunu biliyorsun ama bu şuan olan olayları algılamanda sıkıntı çıkartmayıp aksine derinlik hissi uyandırıyor. Böyle yapımlar çok gördüm. Ama bunu şuan Gundam serisi için söyleyebilir miyim bilmiyorum? Deneyip göreceğim. Daha önceki animelerini de uygun(mb) olarak bulabildiğimde izlemeyi planlıyorum.

Ayrıca, önceki serileri(Genel olarak her şeyi kast ediyorum(film,dizi,anime vb.)) izleyip sonra en son çıkanı izleyenler yukarıda bahsettiğim olguyu tam anlayabilir mi bilemiyorum? Ama Gundam serisinin işlenişini tam bilmediğimden izledikten sonra kendim karar vereceğim.

Bahsettiğim şeyi açıklamak için şöyle bir örnek verebilirim ama bir kitap ile anime kıyasladığımı düşünmeyin, sadece olguyu örneklemek için bunu söyleyeceğim:

Yüzüklerin Efendisi'nin külliyatı çok geniştir ve burada hepsini kısaca anlatmam mümkün değil. O nedenle örneğimi şöyle vereyim: Kitaplar Kronolojik olarak ve konuların, olayların yaşanışına göre şöyle sıralanır; Silmarillion- Hurin'in Çocukları-(Akallabeth)Güç Yüzüklerine Dair- Hobbit - Yüzüklerin Efendisi(YE). Ama anlamak açısından tavsiye edilen sıra bu değildir. Misal ben Silmarillion'dan önce YE'ni ve Hurin'in çocuklarını okudum. Hep bir derinlik vardı arkaplanda, kişilerden ve olaylardan bahsediliyordu ama bu önümde duran hikayeyi algılamamı etkilemedi. Aksine daha zevkli hale soktu. Sanırım aşina olmayanlar bu örneklerden çok bir şey anlamaycaklardır ama ana hattalarıyla ne demek istediğim anlaşılsa gerektir.

Örnekle farklı yerlere kaymış gibi oldum ama bence ilgiliydi.:)

Ekstra::)

Bu arada bence Optimus'a benzetmekte tuhaf bir taraf yok çünkü sadece dış görünüşü benzetmiş anladığım kadarıyla. Optimusta Gundamlara benziyor. Zira robot robota benzer. Transformerslar bir çeşit canlı-robot ama sadece dış görünüşleri ve robotsal silahları düşünürsek crows005 haklı.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Diğer animelerini izlemedim ama bunu izlemeyi planlıyorum. Bakalım öncekileri izlemeden bir eksiklik hissedecek miyim? Çünkü bazen geçmişte yaşanan olaylar olduğunu biliyorsun ama bu şuan olan olayları algılamanda sıkıntı çıkartmayıp aksine derinlik hissi uyandırıyor. Böyle yapımlar çok gördüm. Ama bunu şuan Gundam serisi için söyleyebilir miyim bilmiyorum? Deneyip göreceğim. Daha önceki animelerini de uygun(mb) olarak bulabildiğimde izlemeyi planlıyorum

Ekstra::)

Bu arada bence Optimus'a benzetmekte tuhaf bir taraf yok çünkü sadece dış görünüşü benzetmiş anladığım kadarıyla. Optimusta Gundamlara benziyor. Zira robot robota benzer. Transformerslar bir çeşit canlı-robot ama sadece dış görünüşleri ve robotsal silahları düşünürsek crows005 haklı.

Reguild Century' date=' Universal Century'nin bitiminin üzerinden 10000 yıla yakın bir zaman geçmiş olduğu bir uzak gelecekte geçiyor. Henüz çok betimlenmese de insanlığın büyük bir felaketten geçtiği ve bunun sonucunda bazı teknolojilerin tabu ilan edilerek insanlığın içe kapalı toplumlar haline dönüştüğünden bahsediliyor. Öte yandan Universal Century ile olan bağlantılar bir sequel düzeyinde değil fakat yeni bir evren yaratıp yeni dinamikler kurmaktansa Minovsky Craft gibi hala varlığını bir şekilde sürdüren eksi teknolojilerden trivial olarak bahsediliyor. Gundam izlemeye bu seriden başlamak muhtemelen Dr Who'yu güncel sezonundan izlemeye başlamak gibi olacaktır. Elbette bu şekilde başlanabilir ama en azından 1979'deki ilk seriyi olmasa bile onun film üçlemesini izlerseniz hem konseptin orijinal stereotiplerini görür ve hem de diğer serilere adaptasyonunuz kolaylaşır. Animasyon ve aksiyon öğesini öncelikli olarak önemsiyorsanız 2007'deki Gundam 00'ı da ayrıyeten izleyerek külliyatın diğer parçalarına girip girmeyeceğinize karar verebilirsiniz.

Şu tablo izleme maratonu için fikir verebilir:

Transformers'i Gundam'a benzetmek sırf tekerleği var diye bisikleti zırhlı personel taşıyıcıya benzetmek gibi olur yapılabilecek en doğrudan tabirle.

-Transformers uzaydan gelen tümden iyi ve tümden kötü robotların savaşını anlatır. Gundam'da ise tümden iyi ve kötü ayrımı yoktur. Savaşılan karşı taraf bile çoğu zaman empati yapılabilecek karakterler içerir ve genel olarak yada bireysel olarak kendilerince haklı sebeplere sahiptirler.

-Transformers uzaydan gelir gelmez argosuna varana kadar İngilizce'yi sökmüş, insan kültürüne adapte olması uzun sürmeyen robotları karakter kadrosu olarak alır. 1-2 karakteri saymazsak hikaye de savaşlar da hep robotlar üzerine kuruludur, dolayısıyla bir insan faktöründen bahsedilemez. Hatta insan karakterlerin tek fonksiyonu figüran olarak görülmeleridir. Gundam'da ise MS'leri kullanan, tamir eden, üreten, alıp satan, masa başı oyunlarıyla onların savaşlarını başlatıp bitirenler hep insandır. Transformers'den robotları çıkartamazsınız ama Gundam'dan MS'leri göz önünden çıkartırsanız Tolstoy'un Savaş ve Barış'ını, Shakespeare'in Romeo ve Juliet'ini yada Arthur C Clarke'in Çocukluğun Sonu'nu, bunun gibi pek çok eserin özünü oluşturan şeyi görürsünüz. İnsanlar Gundam'da da korkan, acı çeken, birşeyleri değiştirmeye çalışan, tutkuları olan, kısaca yaşayan varlıklardır.

-Transformers'daki yegane drama Optimus Prime'ın ölümüdür ki zaten defalarca yeniden canlandmış bir robottur kendisi. Gundam ise başrol karakterlerini bile yeri gelir sakat bırakır, delirtir, öldürür yada sürgüne gönderir. Zira burada kimse dokunulmaz değildir.

-Transformers'da güç savaşı denilen şey Decepticon'ların baraj, enerji santrali vs gibi bir yere varıp sürahiden bardağa su doldurur gibi enerji küplerine dolum yapmaları, bu sırada Autobot'ların gelip tekmeyle tokatla dalmaları, çoğu zaman tuzağa düşmeleri, sonrasında ya Bumbleebee gibilerin balı, ya Starcsream gibilerin mallığı sebebiyle savaşın tam ortasında karikatürize şekilde tersine dönmesine, sonraki bölümde bu döngü tekrarlanana kadar günün kurtarılmış olmasıdır. Gundam'da ise enerji savaşları nesiller boyunca iç savaşları, terörizmi, hatta cihad vakalarını da tetikleyen politik bir meseledir. Nefret döngüsünün nesiller boyunca insanlığı nasıl etkilediği birçok şekilde dile getirilir.

-Transformers'de dişi Autobot'lar da görünür ama rolleri figürandan hallicedir. Gundam'ın ise seviyeli bir feminizm anlatısı olduğu söylenebilir. Bayanların önemli bir kısmı kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü karakterlerdir. Sadece Haman Karn gibi bir bayan karakterin bile bir eşi benzeri tüm Anime dünyalarında nadiren gösterilebilir.

-Tüm serileri zaten episodik giden Transformers'ın bir devamlılık sunduğundan bahsedilemez ve arada birçok bölümü izlemeseniz dahi hikayede birşey pek değişmez. Öte yandan Gundam ayrı ayrı evrenlerden oluşsa da -eğer sequel yada prequel'i üretilmişse- kendi içerisinde şu yada bu şekilde tutarlı bir devamlılığa sahiptir. Episodik görünen bölümler bile hikayeyi ileriye doğru ilerletmektedir ve tek bir bölüm bile -eğer recap değilse- çoğu zaman asla atlanamaz bir öneme sahiptir. Tranformers'de ise bu episodik işlenişten dolayı olayların kaç gün içerisinde olup bittiği bile bilinemezken prequel-sequel bağı olan her Gundam'da sonraki bölümün kaç saat, gün yada hafta sonra geçtiği kestirilebilir. Hatta aynı zaman diliminde farklı yerlerde geçen sidestory'leri anahtar noktalardaki ipuçları sayesinde ana hikayede nerede kesiştiklerinin kolayca anlaşılmasını sağlar.

-Transformers çölde de, sualtında da, kutuplarda da, şehirlerde de tabanvay yada konvoy olarak savaşa gidip dönüp dolaşıp Amerikan Güreşi'ne meylederken Gundam'da her arazi şartında farklı taktikler kullanılması, MS'lerin uçaklar yada warship'lerce taşınması, hasar alanın geri dönüp tamir elilmesi yada cephe gerisine çekilmesi gerekir. Topçu yada hava desteği, lojistik birikim yada inovatif araştırmalar -şu Michael Bay'in sinir bozucu film serisini saymazsak- Transformers'a tümden yabancı kavramlardır dersek yanlış olmaz.

Kısacası lütfen Transformers ve Gundam kelimelerini aynı cümle içinde kullanmamaya gayret ediniz.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Dr. Who örneği bana sıkıntı olmayacağı izlenimi verdi çünkü ilk önce güncel bir sezondan başlamıştım izlemeye. Hiç sıkıntı olmamıştı. :D Ama demek istediğini anladım. Şimdilik eski çizimli izlemek istemiyorum, eski animeleri sevsem de Gundam'a ısınabilmem için doğru olmaz gibi geliyor. 00'a bakabilirim gerçi. Bilgi ve tavsiye için teşekkürler.:)

Transformers'i Gundam'a benzetmek sırf tekerleği var diye bisikleti zırhlı personel taşıyıcıya benzetmek gibi olur yapılabilecek en doğrudan tabirle.

Gundam ile ilgili hassasiyetini anlıyorum ama bence abartıyorsun. Burada sadece robotların görünüşü itibariyle benzetme yapmada sakınca yok bence. Yani yaptığımız benzetme animeleri benzetmek değil. O nedenle şu örnek daha doğru olurdu: Son Hava Bükücü'de Aang'ın hava bükerek oluşturduğu top, Naruto'daki rasengana benziyor demekle aynı şey.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Gainax kurucularından Toshio Okada a.k.a. Otaking, bu hafta G-Reco hakkında görüşü sorulduğunda şunu söyledi:

"G-Reco nasıl mı diyorsunuz? Kötü, gerçekten çok kötü. Hatta 'Bunlar ne yapmaya çalışıyor?' diye bile düşündüm. Bunla kıyaslanırsa Parasyte bile çok daha ilginç kalır. Tomino, onun hakkında ne söyleyebilirim ki? O daha anime hayranlarıyla bir araya gelmekten bile rahatsızlık duyan bir adam. Tamam, bu seriyi bu çağın çocukları için yaptığını söylüyor ama söyleyin bana, bu adam bu çağın çocuklarını ne sanıyor yada Gokai Watch filan izleyenler hakkında da bunu mu düşünüyordu? Ne yapmaya çalışıyorlar bilmiyorum. Bugüne dek yığınla anime izledim ama bunla ne yapmaya çalıştıklarını, bunun neyi anlattığını ben bile anlayamadım. Sıradan bir insan da bunu izlerse ne izlediğine anlam veremez zaten ama Tomino'ya bakarsanız aksine inanmış görünüyor. Tomino, bu adam hiç değişmedi zaten. Konuşmak anlamsız, yazmak anlamsız. Ne demem gerektiğini bilmiyorum, ama şunu bilin artık G-Reco izlemiyorum."

Böyle düşünenler de var yani.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

gundamaster
Gainax kurucularından Toshio Okada a.k.a. Otaking, bu hafta G-Reco hakkında görüşü sorulduğunda şunu söyledi:

"G-Reco nasıl mı diyorsunuz? Kötü, gerçekten çok kötü. Hatta 'Bunlar ne yapmaya çalışıyor?' diye bile düşündüm. Bunla kıyaslanırsa Parasyte bile çok daha ilginç kalır. Tomino, onun hakkında ne söyleyebilirim ki? O daha anime hayranlarıyla bir araya gelmekten bile rahatsızlık duyan bir adam. Tamam, bu seriyi bu çağın çocukları için yaptığını söylüyor ama söyleyin bana, bu adam bu çağın çocuklarını ne sanıyor yada Gokai Watch filan izleyenler hakkında da bunu mu düşünüyordu? Ne yapmaya çalışıyorlar bilmiyorum. Bugüne dek yığınla anime izledim ama bunla ne yapmaya çalıştıklarını, bunun neyi anlattığını ben bile anlayamadım. Sıradan bir insan da bunu izlerse ne izlediğine anlam veremez zaten ama Tomino'ya bakarsanız aksine inanmış görünüyor. Tomino, bu adam hiç değişmedi zaten. Konuşmak anlamsız, yazmak anlamsız. Ne demem gerektiğini bilmiyorum, ama şunu bilin artık G-Reco izlemiyorum."

Böyle düşünenler de var yani.

Çok doğru demiş. 3 bölümdür hala ne dönüyor anlamış değilim. Saçmalayan karakterleri, içerisinde tuvalet olan gundamları söylememe bile gerek yok sanırım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Yanlış anlaşılmasın: Ben sadece yorum farkı sunmak adına Otaking'den alıntı yaptım. Yoksa Tomino kariyerinin en yoğun anime ürettiği dönemindeyken Otaking ve kankaları t shirt basıp fanzin yapan, anime gösteren sinemaların yönünde yatan bir grup fanboydan fazlası değildi. Daicon III convention'undaki kısa metrajlı segmenti Osamu Tezuka'ya gösterebilmek için onun dizinde el pençe divan duranlar da kendileriydi, Gainax bir şekilde kurulduktan sonra her conventionda "küçük dağları ben yarattım, ben olmasam sektör bitikti" türü konuşmalar yapıp duruyordu. (hal böyleyken zaten Osamu Tezuka'nın öğrencisi olan, onun Astroboy'una 2. sezon yönetmen olan giren Tomino'ya laf atılmasını, hele bunu Otaking'in yapması bana yüzsüzlük gibi geldi) Ki sadece şu resme bakarsanız bile Tomino'nun anime dediğimiz olayın Son İmparator'u gibi bir insan olduğunu anlayabilirsiniz.

LoXzbZ.png

Gundam'ın olayı zaten slow pacing'dir, eğer senaryoyu hazmetmiş bir insan size tutorial vermedikçe eğer seri 25 bölümse 10-12 bölüm hikayede ne oluyor ne bitiyor kavramaya çalışmakla geçer ki Gundam 1-2 bölümde hakim olunacak evrenler sunmaz çoğu zaman. Bunu bilmeyen insanlar için Otaking'in atıp tutması son derece doğal aslında.

Recten'in asansör kapısı gibi kafa vizörü gibi küçük detaylar dışında dizaynları yadırgamadım aslında zira Gundam AGE'den beri farklı dizaynlar konusundailerleme katedilebildiğini gösteren bir örnekti bence G-Reco. Tuvaletli mechaları direkt ilk bölümden göstermeseydi daha iyi olurdu ama onun üzerinde 3-4 hafta düşününce muhtemelen MSlerin artık görev menzili, uçuş süreleri çok daha uzun. E haliyle pilotlar hareketlerini çok zorlaştıran normal suitler yerine dünyada hafif pilot giysileri giyip kokpite tuvalet ekleme yoluna gitmiş olabilirler diye düşündüm. Keşke bu baştaanlatılsaydı da troll'lemelere gelmeseydi G-Reco.

Yoksa daha ilk bölümlerden insanlar alenen ölüyor ve bir Gundam da budur zaten: war drama + olgunlaşma hikayesi + politika + insanların kendinden farklı gördüklerine ilişkin duyduğu önyargı + enerji krizleri

Ki G-Reco da bize bundan başka birşey vaad etmedi. Şahsen izlemeye devam ediyorum, sıkılmadım da, ama herşeye rağmen tüm bunlar tıpkı AGE'de olduğu gibi serinin "yanlış anlaşılmaya son derece müsait" olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Öyle ki eğer Tomino yönetmen koltuğuna geçmeseydi insanlar alenen yılın faciası ilan etmişti, Tomino'yu gerçekten bir kez daha tebrik ettim, bu serinin arkasında durup sadece varlığıyla bile eleştirilerin çoğuna mani olabildiği için.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 3 ay sonra...

Serinin ilk bölümünü izledim sonra bırakayım mı? Bırakmayayım mı? diye tereddüte düştüm burdan biraz araştırınca devam etmemeye karar verdim.

Sebeplerine gelince çok fazla vurdum duymazlık var. Abi korsanlar saldırıyor okadar olay oluyor ruh gibi adamlar. Korsanla ponpon kızlar generaller vs vs. rahat rahat takılıyorlar falan.

Akuma abimiz saolsun açıklaması sayesinde biraz olayı kavradım adamlar binlerce yıldır savaşa savaşa artık takmamaya başlamışlar. Hele o korsanı ponpon kızların arasına alma olayı falan ayrı bir absürttü.Sonra gidip korsanı kurtarmalar falan. Beyenmedim devam etmicem. Ciddiyetten çok uzak bir başlangıç gördüm.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Uzaya çıktıklarından beridir önceden fazla sırıtan animasyonlardan şikayet etmeyi bırakabildim ama seri hala ilk bölümdeki seriden farklı olmadığı için değişen bir şey yok. Zira önceki Gundam'ların çoğunda olan bir twist faktörü de yeralmıyor. Örneğin, Reihanton kodunu sadece üç kişi aktif edebildiği için bunların kardeş çıkabileceklerine kesin gözüyle bakmıştım, Mask ilk görüldüğünde onun ilk birkaç bölüm sonrasında birden yokolan Luin olduğunu düşünmüştüm ve Bellri'nin Newtype çıkacağını varsaymıştım, öyle de oldu. Raraiya'nın otistik sayıklamalarıyla geçirecekleri screentime'ın çeyreğiyle bile bir devamlılık kuran bir olay akışı kurabilirlerdi ama şu anki haliyle gerçekten takip edilemez sayıda çok karakter olmasına karşın bunları tamamı anca Bellri ve Aida'nın sahnelerinde arkada duran figüranlar olmayı başarabilmişler ki başrol olması gereken Raraiya'nın durumu bile bundan pek farklı değil. Tomino bu seriyi yaratırken teoloji, ekoloji ve ergenlik üzerine bir yapıt olacağını söylemiş ve Sendai depreminden sonra tüm hikayeyi yeniden yazdığını söylemişti. Görünüşe göre önümüzdeki şey hala tamamlanamamış bir metinden fazlası değil.

Serinin arkasında durabileceğim tek yanı UC ve AU tipolojisini birleştiren harika Mecha dizaynları. Fakat G Arcane neredeyse çoğu zaman kalkış bile yapmadığı, Megafauna'dan pek uzaklaşmayıp yaklaşan düşmanlara ateş etmek dışında birşey yapmadığından, G Self dışındaki diğerleri de çok kısa süre görünüp çok aşağılayıcı şekilde pataklandıkları için serinin bu yanı plot'a yönelik değil sadece farklı dizaynlar arayan insanlara yönelik bir kit promo'su olabiliyor. Jyaion'un uzayda savaşırken herhangi bir sorun yaşamazken suya girdiğinde kokpitine su dolmaya başlaması (aynı mantıkla uzayda da hava kaçırması gerekirdi, hani su basıncı filan desen G Self'e hiçbirşey olmuyor), kolonide deliği Bellri açtığı halde düşman pilotunun kendini feda ederek kendini oraya tıpa yapması filan bundan bir 15 yıl önce, ismi Gundam olmayan bir seride görsem belki üzerinde düşünmeden geçebilirdim ama şu haliyle 15 yıldır Gundam izleyen biri olarak beni rahatsız eden bir kullanım olduğunu söyleyebilirim.

20 bölümdür geriye bir bakıyorum da, beni hiç şaşırtmamış, yer yer öfkesini belli etse de iki kişi haricinde Bellri'ye kimseyi öldürtmemiş, önceki serilerle ruhani 1-2 bağlantı haricinde hiçbir devamlılık taşımayan, yavaş, derinliksiz, Opening görselleri açısından fanmade'den farksız ve animasyon anlamında da geri bir seri olmuş. Gundam AGE'ın en azından twistleri, mükemmel açılışları, sayıca az da olsa karizma karakterleri ve iyi kötü bir devamlılığı vardı. G no Reconguista ise Turn A Gundam gibi ikinci bir ileri dönem serisi olmaya çalışıp fazlasıyla başarısız olmuş. Çok ağır şekilde eleştirmiyor oluşumun tek sebebi hala saygı duyduğum Tomino'nun belki son serisi olması ama bu haliyle Gundam külliyatının diplerinde bir yer verirken pek de üzüldüğüm söylenemez. Gundam veteranlarının zaten bir şekilde izleme gereği duyacakları bu yapımı dışarıdan gelen izleyicilere pek önermediğimi söyleyebilirim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?