Jump to content
  • Kayıt Ol

Tercüme manga dergisi nasıl olmalı?


Bakayalo

Hangisi sizi dergiyi almaya yöneltir?  

58 oy

  1. 1. Hangisi sizi dergiyi almaya yöneltir?

    • Bildiðim ve sevdiðim veya methini duyduðum mangalar
      32
    • Hiç duymadýðým, ama baþlangýcý ilginç görünen yeni mangalar
      26


Önerilen İletiler

Bakayalo

Tercüme manga dergisi çıkaracağız. Kusogaki ile ben. İnşallah. Nasıl bir şey olsun?

Öncelikle karar verdiğimiz kadarını bir anlatayım, sonra henüz kesin karar vermediğimiz konularda görüşlerinizi almak istiyorum. Bu konu biraz da ön araştırma gibi olacak. Esasen bir anket yapıp görüşleri seçenekler üzerinden toplamayı tasarlıyoruz; ama anket hangi kısımlardan oluşmalı, neler sorulmalı, cevap seçenekleri neler olmalı gibi konuları netleştirmek için önce serbest atış usulü görüş ve öneriler almamız lazım. Nitekim iyi planlanmamış bir anket, araştırmayı boşa çıkarır; doğru soruları sormadan doğru cevapları alamayız. Takdir edersiniz ki böyle bir anket için fazla atış hakkımız da yok: Her hafta her hafta yeni birer anket yapamayız; hele ilk anketin hafifçe düzeltilmiş hali olarak yeni bir anket sunarsak en fazla ikinci seferde hedef kitlemiz pes eder, üçüncü ankete kimse cevap vermez. İyi planlanmış bir anketle bir kerede görüşleri almalıyız. Hâlâ kafamıza takılan bir şeyler olursa da bir iki ay sonra en fazla bir anket daha yaparak araştırmamızı sonuca bağlamalıyız. Eksik bir şey bırakmayayım diye konu açılış mesajını hayli uzun tuttum, pek de anket konusuna benzemedi; ama neticede görüş toplama amaçlı olduğundan, tartışma bölümüne değil anket bölümüne açmayı münasip gördüm; münasebetsiz görülürse değiştirilebilir.

Dergi ayda bir çıkacak, bu kesin; dolayısıyla Japonya'da da ayda bir yayımlanan mangaları yayımlayacağız. Öncelikli hedef kitlemiz shounen'in üst kesiti ile seinen'in alt kesiti, yani liseli oğlanlar olacak, bu da kesin. İlk sayıda 4 veya 5 manganın tefrikasına başlayacağız, bu da hemen hemen kesin; 2 ayda bir de yeni tefrika ekleyerek derginin hacmini yavaş yavaş arttırmayı planlıyoruz, en azından ilk yıl boyunca. Böylece yaklaşık 160 sayfa ile başlayacak olan derginin 13'üncü sayısı 360 sayfa civarında olacak. Sayfa adedi düşmesin ve dergiyi ilk defa gören okuyucu da okuyabileceği bir şey bulabilsin diye yeni tefrika içermeyen sayılarda birer tekli manga (yomikiri/one-shot) yayımlamayı tasarlıyoruz. Derginin ilk yaşını 13'üncü sayıda 2 ya da 3 yeni tefrika sunarak kutlamak gibi hareketler de düşünüyoruz. Dergiyi para verip alan okuyucuyu ödüllendirmek ve yeni okuyucular çekmek için ara sıra eşantiyonlar da vereceğiz tabii (poster, sticker, maskot vs).

Derginin satış fiyatı muhtemelen 10 lira olacak; nitekim Japonya'da da manga dergilerinin ortalama fiyatı 500 yen, yani yaklaşık 10 lira. Derginin eski sayıları da İnternet üzerinden sipariş verilerek satın alınabilecek, fakat dergide yayımlanan her manga tefrikasının ilk fasikülü, fiziksel olarak yayımlanmasının 1 ay sonrasından itibaren İnternet sitesinde ücretsiz olarak da okunabilecek (haliyle derginin ikinci sayısının çıkışından itibaren ilk sayının tamamı ücretsiz okunabilecek). Ayrıca derginin tamamı, İnternet üzerinden de yarı fiyatına veya daha azına (onu ancak belli bir yayıncı ile anlaştıktan sonra netleştirebiliriz) okunabilecek. Sadece belli bir manga ile ilgilenen okuyucu da cüzi bir bedel (fasikül başına 1~1,5 lira gibi) ödeyerek, bütün dergiye para ödemek zorunda kalmadan ilgilendiği manganın eski fasiküllerine erişebilecek.

Dağıtım işini bizim üstlenmemiz hiçbir şekilde mümkün değil. Dergiyi ya kendi dağıtım ağına sahip bir yayıncının bünyesinde çıkaracağız ya da dergi dağıtımı odaklı KDD gibi bir şirkete havale edeceğiz. İki ihtimalde de en azından bütün D&R'lara (20 il), büyük ihtimalle aynı zamanda bütün NT'lere (60'tan fazla il) ve bizzat irtibata geçeceğimiz diğer kitabevlerine (Bursa Kültür Merkezi gibi) dağıtılacaktır. Dergi çıkmadan iki üç ay önce İnternet sitesini açıp potansiyel okurlardan talep ve tavsiyeler alarak eklemeler de yapmayı düşünüyoruz. Ayrıca tabii ki İnternet üzerinden sipariş ve abonelik de mümkün olacak.

Şimdi, biz bu dergide ne yayımlayalım? Zaten popüler olan veya bir şekilde duyulmuş olan mangalar mı yayımlayalım, yoksa yeni yeni başlamış, fazla bilinmeyen ama tutacağına kanaat getirdiğimiz mangalar mı? Türkçe çevirisi hiçbir yerde olmayan mangalar mı yayımlasak, yoksa İnternet'te iyi kötü bir Türkçe çevirisinin olması bilinirlik açısından avantajımıza mı olur? İngilizce çevirisinin olup olmaması acaba ne kadar etkiler potansiyel okuyucuyu? Derginin ilk sayısını alıp da içindeki mangaların çoğunu İnternet'te İngilizceye çevrilmiş olarak bulabileceğini fark eden okuyucu dergiye devam etmekten vazgeçer mi? Vazgeçecek okuyucuların oranı derginin satışını baltalayacak ölçüde olur mu? Öte yandan yeni başlamış ve sonuna kadar devam edip etmeyeceği bile belli olmayan bir mangayı yayımlamak fazla mı riskli olur?

Ne tarz şeyler yayımlayalım? Tarzımızı ne kadar dar, ne kadar geniş tutalım? Ne yayımlarsak satar, ne yayımlarsak sıkıntı çıkar? Misal, ecchi ve şiddet her türlü satacak şeyler, kime sorsak onu söylüyor, ama bizim kafamızdaki başlangıç dörtlüsünde ikisi de yok; şimdi satmaz mı bu dergi? Ya da mesela tarzı geniş tutup her taraftan okuyucu çekmeye çalışmak ile dar tutup kemik bir kitleye sahip olmak arasında nasıl bir denge kurmalıyız acaba? Kızlar da alsın diye shoujo koyarsak kişiliksiz mi olur dergi? Ya da koymazsak kitlemizi fazla mı kısıtlamış oluruz? Seinen okuyucuya da hitap edecek shounen mangalar ve shounen okuyucuya da hitap edecek seinen mangalar şeklinde düşünüyoruz ama acaba akabinde hangisine yönelmek daha doğru olur? Tadımlık bir iki hafif seinen koyup damardan shounen mangalara ağırlık vermek mi daha doğru olur stratejik açıdan, yoksa shounen okuyucuyu da çekecek şeylerle başlayıp gitgide seinen'e ve ciddiyete kayarak okuyucumuzu da kendimize benzetmek mi?

Ya türler? Belli bir türe ağırlık versek mi? Mesela bilim-kurgu ağırlıklı shounen-seinen dergi? Fantastik ağırlıklı? Gündelik hayat ağırlıklı? Karanlık? Komedi? Japon işi komedinin bizde ne kadar gideri var acaba? Gag Manga Biyori yayımlasak (ilerleyen sayılarda eklemeyi düşünüyoruz) tutar mı mesela? Ya da bilim-kurgu okuyucusu manga dergisi okur mu? Derginin yarısı fantastik kurgu olsa, fantastik edebiyat okuyucusunu çeker mi? Sonra roman okuyucusunu veya henüz hiçbir şeyin sürekli okuyucusu olmayan ortaokul çocuklarını mangaya çekmeye çalışmak iyi bir fikir mi, yoksa mevcut manga okuyucusunu dergiye çekmeye mi odaklanmak lazım?.. Sorular, sorular...

Bunların haricinde de konu hakkında görüşlerinize açığız tabii, sadece bu soruların cevapları için açmadım konuyu. Türkiye'de bir tercüme manga dergisinin satma potansiyeli var, bunu biliyoruz. Bilmediğimiz, bu potansiyeli nasıl sahaya çekeriz. Halihazırda 10 kadar manga yayımlandı/yayımlanıyor. Bunlardan sadece biri (Death Note) birden fazla baskı yapabildi, ama o da manga için epey sağlam iş çıkardı: İlk cilt 6 baskı, ikinci cilt 5 baskı, 3 ve 4. ciltler 4'er baskı, 5-9. ciltler 3'er baskı, 10-12. ciltler 2'şer baskı yaptı. Ortalama 3 desek, 2 binden fazla okuyucu demek. Ve bunların yarısı bu mangayı teker teker, çıktıkça almıştır. 5 bin kişi bunun ilk cildini alıp nasıl bir şey olduğuna bakma ihtiyacı hissetti, en az 1000 kişi de son cilde kadar veya set olarak aldı. Demek ki o okuyucu bir yerlerde var. Ama bir yerlerde olan o okuyucu One Piece'i de Hellsing'i de Vampire Knight'ı da ilk baskısını tüketecek kadar almadı. Onlarda yanlış olan neydi, Death Note'ta doğru olan neydi?.. İşte, biz istiyoruz ki bunu bulalım ve Death Note Türkiye'de çok satan tek manga olarak kalmasın; manga yayınları çeşitlensin, manga okuyucuları artsın ve bilinçlensin, kaliteli eserler kaliteli çevirilerle sunulsun (ve tabii biz de onları sunarak bu işten para kazanalım, çünkü daha yapacak çoook şeyimiz var manga ve anime konusunda). Öyle bir şey olmalı ki zaten manga okuyan insanlar sırf destek olsun diye almasın; manga diye bir şeyden ancak kulaktan dolma haberdarlığı olanlar da ilgi duyarak, merak ederek, devamı için sabırsızlanarak alsın; alan hem okusun hem okutsun.

Kafamızdaki başlangıç dörtlüsünü de buradan paylaşayım ki onlar üzerine görüşler ve alternatif önerileriyle konu kolayca genişleyebilsin: OnePunch-Man, Yotsuba&!, Sakamoto desu ga?, Uchuu Senkan Yamato 2199.

Oldu olacak, derginin ilerleyen sayılarında eklemeyi düşündüğümüz mangalardan bazılarını da yazayım: Otoyomegatari, Hinamatsuri, Shinazu no Ryouken, Teppuu, Ajin, Tomodachi Game, Daidai wa Hantoumei ni Nidone Suru, Gag Manga Biyori, Planetes, Sidonia no Kishi...

Sorularımızdan yalnızca birini anket konusu yapıyorum: Meşhur manga mı yeni manga mı? Lütfen kendi adınıza cevap verin ve "destek olsun" diye düşünmemeye çalışın. Farz edin ki bunu bizim gibi iki çulsuz çıkarmıyor da Rahmi Koç çıkarıyor; torunu mangalarla kafayı bozmuş, o da sırf torunu için parası neyse verip telifleri almış, taş gibi yayın ekibi kurmuş, manga dergisi çıkarıyor. Meşhur mangalar yayımlarsa mı alırsınız, yeni mangalar yayımlarsa mı?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 29
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Bakayalo

    8

  • aysöken

    4

  • Alter

    3

  • cakiphan

    2

Güzel bir proje düşünmüşsünüz, gerçekten başarılı bir proje olabilir.

Hiç lafı uzatmadan sorulara kendi naçizane fikrimi söyleyeyim.

İlk olarak seçtiğiniz 4 manga gerçekten iyi bir başlangıç olabilir, fakat Yotsubato'nun ilk sayıları biraz boş bir seri gibi göründüğünden dolayı sıkıntı çıkarabilir.

Diğer türlü, bence yayınlayacağınız mangalar şöyle bir düzen izlerse daha iyi olabilir: Bir tane İngilizce'ye çevrilmemiş bir manga ben bunun İnternet'ten de okurum diyen okuyucunun dikkatini çeker. Ayrıca bir tane bilinen bir seri yayınlamanız iyi serileri de yapıyorlar izlenimi uyandırır. Yani, hem sizin tutma potansiyeli olduğunu düşündükleriniz hem de tutan mangaları yapmak para kazanmak ya da derginin tutması için daha iyi olur.

Bunun dışında, serilerinizin türünü sınırlamayın bence, her türden güzel serileri içersin. Böylece hem ulaşacağınız kitle artar hem de okuyucuya özgürlük sunarsınız. Şöyle bir örnek vereyim, Shounen okuyan genç erkekler bile Shojou türünü okuyup sever genellikle, hatta Sword Art Online(ne kadar nefret etsem de batırdı güzelim konuyu) kızlara hitap edecek bir seri ama erkekler arasında da yaygın. Aynısı Seinen ve Josei için de geçerli, bu yüzden her türü içermesi sizin ve okuyucunun yararına olacaktır.

Bir de aralara haber ya da Japon dergilerinde paylaşılmış yazıları da katarsanız daha dikkate değer olabilir.

Dergi çıktığı zaman abonelerinizden biri de ben olacağım, çevirilerin ve editin kaliteli olacağı şimdiden belli.

Edit: Bu arada bu dergi resmi bir şey olacağı için editinde yeniden çizim kullanılırsa iyi olabilir, çünkü en azından benim gözümde resmi bir iş kusursuza yakın olmalı. Örneğin işinin en iyilerinden editörler, yine çevirinin hakkını verecek çevirmenler ve iyi bir Türkçe'si olan redaktörler.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Yine ben de kendi görüşlerimi paylaşmaya çalışacağım.

Öncelikle tebrik ediyorum, umarım istenileni verebilir ve hoş olabilir. Böyle bir düşünce cidden hoş. Emeğiniz, karşılığını alır umarım. Sonuç itibari ile sadece maddi olan bir açı değil, onlar tatlı yönler tabii. Burada ciddi bir sevgi ve zevk, aynı şekilde paylaşım ve bilgilendirme ve yayma için uğraş söz konusu. Umarım hakkı ile devam edebilir, kolay gelsin.

Fiyat makul, ancak "ücretsiz" konusu için tanıtım biraz kısıtlanmalı diye düşünüyorum. Yani her manga için değil, istisnalar olmalı. Mesela yukarıda yorum üzerinden konuşalım. İngilizce çevirisi olmayan bir manga, tanıtım açısından ücretsiz olmamalı. Kullanıcı merak edip, almalı. Bu işin bu yanı düşünülmeli. Sonuç itibari ile emek var, karşılığı alınmalı. Aynı şekilde popüler açı ilk olarak yayınlanarak, güven kazanılmalı, daha sonra risk alınmalı. Ki eğer kalite kanıtlanmışsa, zaten kullanıcı takip ediyor olur ve bir şey alabilir. Yani denge sağlanmalı. Zor ile başlayıp, kolay ile bitirmek pek hoş değil. Yani tanınan yapımlar üzerinden gidilip, daha sonra tanınmayan, çevirisi olmayan yapımlar yer almalı.

İlk olarak tür konusu mantık açısından ters. Yani bahsettiğiniz ağırlık, "liseli oğlanlar" hedefi ise, tür sınırlaması koymanız lazım. Ya da "liseli oğlanlar" için bahsedilen tür ağırlık alıp, diğer türler hafife indirilmeli ya da nasıl ağırlık istiyorsanız, o şekilde şekillendirebilirsiniz.

Belli bir alana ağırlık verebilmeniz için, bilgili kişi sayısı düşünülmeli. Yani Türkiye içerisinde takip eden kişi sayısı az, dolayısıyla "bilinçli" olan hayli az. Bilinçsiz kullanıcılar ya da bilgisiz kullanıcılar ziyaret ediyor sizi. Yani bu sektör içerisinde araştırma yapıp, bilgili kişiler için ya da belli bir tür sevgisi olan kişiler için değil, daha merak uyandıracağı, ilgi çekici alan ağırlık almalı. Ya da genel alan ağırlık almalı. Mecha herkese hitap etmez mesela, ancak komedi çok yaygın bir alan, dolayısıyla çok daha fazla merak eden ve alanı olur. Ona göre şekillendirmeniz lazım diye düşünüyorum.

Aslında satış imkanı çok değişkenlik gösterebilir. Yapımcı, çevirmen ve birçok etken yönünden kaliteli oldu ki, o kadar rahat alınma imkanı var. Kullanıcılar beğeniyor. Açıkçası tavsiye yapmamız zor olmuş. Neden? Çünkü siz kendiniz yapacaksınız. Kalitenizi sizin bildirmeniz lazım. Sadece giriş için bazı etkenler olabilir.

İlk dörtlü için hoş olmuş, sadece bu yeterli. Daha doğrusu sadece Uchuu Senkan Yamato 2199 bile yeterli. Ve tabii devamı için arttırma olayı, hem kullanıcı kısmını heveslendirir, hem de kazanç için iyi bir yol oluşturur.

Ve devamı için gözlerim yaşardı. Cidden nasıl kaliteli olacağını şaşırdım. Planetes gibi bir manga bile sanırım kalite için nasıl ilerleyeceğini gösteriyor.

Diyecek pek fazla bir şey kalmadı. Allah tamamını erdirsin.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

Ek olarak her ihtimale karşı belirteyim: Yayımlayacağımız her şeyi, yayım haklarını alarak yayımlayacağız. Ne kadar telif bedeli ödememiz gerekir, bedel ödemeden alma imkânımız da olur mu, Japan Foundation veya benzer bir kuruluşu telif bedelleri için sponsorluk yapmaya ikna edebilir miyiz... bunları henüz bilmiyoruz. Türkiye'de manga yayımlayarak Türk ve Japon kültürlerini yakınlaştırmayı kendine gaye edinmiş bir Japon tanıdığımız, yayım haklarını almanın sıkıntı olmayacağını söylediğinden, biraz da ona güvenerek yayıncı arayışına başladık. Henüz bu konuda Japon manga yayıncılarıyla görüşmüş değiliz. Abartılı telif bedelleriyle karşılaşmamız veya bedeliyle de olsa izin alamamamız da bir ihtimal. Dolayısıyla ilk mesajda isimlerini sıraladığım mangaların hiçbirini yayımlayacağımız kesin değil. Biz yüzümüzü karartıp isteyeceğiz bakalım; verirler mi, verdikleri fiyata alabilir miyiz, onu zaman gösterecek.

Dergi için başından beri düşündüğümüz başlangıç tarihi de 2016 Ocak, yani bu fikir aklımıza ilk geldiğinde kendimize tanıdığımız sürenin son 1 yılına geldik.

Bir de açıklık getireyim: Yayımlayacağımız her bir manganın sadece ilk fasikülü İnternet üzerinden ücretsiz okunabilecek. Yani her halükârda tanıtım amaçlı olacak o hizmet.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Tür , içerik yada hangi manga kısmı hariç . Okuyucuya nasıl ulaşacaksınız kısmı beni düşündürüyor. Dağıtım internet üzerinden sipariş usulüyle mi , belli başlı büyük şehirlerde yine belli başlı kitapçılarda olacak sadece yoksa ben Karabük'te Migros'ta başka dergilerin yanında yada Kiler'deki 3-15 tl arasındaki o kitap yığınının arasında bulabilecek miyim? Kaç senedir manga okuyorum ama Trabzon'ta 2-3 kere gittiğim Forum ve burada Karabük'te arkadaşımın internetten aldığı Vampir Knight dışında görüp dokunabildiğim başka manga yok . Derginin dağıtımını nasıl yapacaksınız ?

Ha birde konuyu okumadan ankette 1. ye oy verdim ama şimdi 2 diyesim var.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

Dağıtım meselesine değinmeyi unutmuşum, onun için de bir paragraf ekliyorum. Özetle şu kadarını söyleyeyim: dergiyi inşallah çıkarabilirsek, çok büyük ihtimalle Karabük NT'ye de gidecektir :) Ama grosmarketlere falan dağıtmamız en azından başlangıçta imkânsıza yakın. İlk sayıyı 1000 nüsha basarız muhtemelen. D&R, NT ve diğer seçme kitabevleri dedin mi yaklaşık 300 nokta yapıyor. Her birine 3'er nüsha bırakacak halimiz yok, ayak altı yerlere en az 10'ar, kimisine 20'şer vermek lazım; karşılığında satmasına fazla ihtimal vermediğimiz yerlere 2'şer nüsha bıraksak, bitti gitti. Migros'a falan koyabilmek için 10 bin basmak lazım. Şu an için hayal etmesi bile zor. Peynir ekmek gibi satılacak ki anca :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ben 1. şıkkı tercih ettim çünkü sonunu görmediğim bilmediğim bir şeye para vermem ben.

Ancak şunu belirtmeliyim, şahsen ben bu tarz bir dergiyi almayı düşünmem. Dergi değil de bir seriyi çevirip yayınlayacak olsanız hoşuma giden bir şeyse alıp arşivlerim ama öbür türlü dergi birkaç ay sonra çöp olur. Sırf içinde bir seriyi seviyorum diye koca bir dergi alıp, hepsini evde tutmak zor bir iş.

Onun dışında dergi işi gerçekten zor görünüyor. Eserlerin tek tek teliflerini alacaksınız, seriler belki tutar, belki tutmaz, siz çevirmekten belki sıkılacaksınız, o sebepten belki bildiğiniz yapımları yayınlamanız daha az riskli olur ama onlar da zaten internetten ulaşılabilir olduğundan para verip almayı kimse istemeyebilir. Bunun yanında, güncel seriler de merakı körüklediği için takip edilirliği arttırabilir.

Bunlar benim görüşlerim, sizin hevesinizi kırmak istemem ama dergi işi Türkiye' de (anime-manga bilmeyen bir ülkede) çok riskli. Yapacağınız iş çok kaliteli olmalı ve en önemlisi reklam...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

bence başlangıçta tarza ya da türe çok takılmadan popüler, tutacağı garanti serilerle başlayıp, daha sonra dergi biraz yer edince araya az bilinen ama güzel serileri sıkıştırarak gitmekte fayda var. internette türkçe'sinin olup olmamasının çok bir şey değiştireceğini sanmıyorum. sonuçta bunu sadece arşivlemek için alacak olanlar çok sayıda olur diye düşünüyorum, ayrıca internetteki çevirisi kötüyse farkınız da belli olur :D. ama belli bir türe ya da tarza ağırlık vermenin okuyucu kitlesini çok daraltacağını düşünüyorum, zaten kitle bu haliyle de çok çok geniş değil. ama çok güzel bir fikir, bu zamana kadar hiç yapılmamış olması asıl üzücü olan tarafı, sonuna kadar destekliyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

özz haklı aslında bayağı yanlış hatırlamıyor isem 3-4 yıl önce Heavy Metal dergisi Türkiye'ye gelmişti ama şu an kimse haberdar değil. Heavy Metal dergisi ise Amerika'da Shounen Jump neyse aynı kalitede bir dergiydi. O yüzden aslında bayağı tehlikeli bir iş. Bunun yanında bizim milletimiz kalite özürlü ayrıca cimridir. Eğer internette bulabilirse bir seriyi kesinlikle oradan okuyacaktır, isterse tamamen sallamasyon bir çevirisi olsun fark etmez. Bu yüzden bayağı tehlikeli iş Türkiye'de manga çeviri dergisi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

O zaman iş zaten manga okuyan kesim için arşıvciliğe döner. Halihazırda okuyan kesim zaten bu serileri okuduğu için çok beğendiği serileri arşivlemek maksadıyla yada size destek olmak için alır popüler ve bilinen manga içerikli dergiyi . İlerisinde ne olacağı belli olmayan yeni seriler yeni okuyucuları cezbedibilir ama en iyi ihtimalle bu ilk sene içerisinde olmaz herhalde. Çıkış yılında zaten manga okuyan kesimin her yerde taşıyıp ,okuyabileceği içeriğe sahip serilere olmalı ki , okulda yada evde okurken , yanımızdaki kişilerin boynunu uzatıp 'ne okuyorsun sen' dediğinde (ki bu şahıs biz anime izlerken ya direkt ''hala çigifilm mi izliyorsun'' diyen yada birşey demeyen ama diyormuş gibi surat ifadesiyle yarım ağızla sırıtan kişidir( neyse fazla uzatmayayım)) bu kişiyi bile çekebilecek seriler barındırmalı.

Herneyse içinde Gintama barındırıyorsa cilt şeklinde çıktığı zaman 2şer 3er almam hayli yüksek olasılıkta. Birini arşivlemek , birini kullanmak, birinide başkalarıda okusun diye göz önünde bir yere koymak için.

Ha bir derginin adı ''ZIPLA '' mı olacak≧▽≦

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

1. Sermayeniz var mı?

2. Bir yayınevi ile anlaştınız mı?

2a. (Anlaşıldı ise) Yayınevi bu eserlerin telif ve/veya dağıtım haklarına sahip mi?

2b. (Anlaşılmadı ise) Şirket kurdunuz mu?

- (Kuruldu ise) Bu şirket telif ve/veya dağıtım haklarına sahip mi?

- (Kurulmadı ise) İnternet üzerinden ve/veya herhangi bir aracıyla yapılacak satışları kim faturalandıracak?

...ilk okuduğumda akla gelen sorular.

-----------------------------------

Kulaktan dolma, azıcık da tecrübeye dayanan bildiklerimle naçizane tavsiyelerde bulunmak istemiyorum. Dolayısıyla, Gerekli Şeyler, Marmara Çizgi, Arka Bahçe Yayıncılık vb. şirketlerle temasa geçip belki destek, belki bilgi, belki finansman, belki yardım alabileceğinizi söylemekten başka pek de yapıcı bir katkım olmayacak.

Yine de Death Note ile ilgili bir çıkarımım var: Nasıl ki, dünyadaki herkes Matrix'i biliyor ama GITS'i bilmiyorsa Türkiye'deki herkes de Death Note'u biliyor ama One Piece'i bilmiyordu. Keza aynı herkesin geçen yılki akranları da Attack on Titan'ı bildiler. Baskı tüketen satışların nedeni, çoğunluğunu tembel ve cimrilerin oluşturduğu Türkiye anime/manga kitlesi değil, bu kitleye yalnızca Death Note ile bir girip çıkmış "ötekilerdi."

Ez cümle: manga okumayan ve çizgi romanlarla yıldızı hiç barış(a)mamış biri olmama rağmen cüzi fiyat sayesinde 2. seçeneği işaretledim ama kâr odaklı bir amaç taşınıyorsa* bu anketin açılmasına bile gerek yok, cevap 1. seçenek.

* Yanlış anlaşılmasın, sarf edilenden 1 fazlasını almaktan, verilen emeğin ve zamanın yanında cepten de yenmemesinden bahsediyorum.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Son zamanlarda çok sıkı bi dergi aksiyonum olmadı. Ama zamanında aylarca dergi aldığım zamanları bilirim. Bir derginin içinde olan bir röpartaj için bile zamanında dergi almıştım. Dergiyi alır, okur zamanı geldiğinde çöpe atıyorum. Sakladığım dergiler yok mu, var. Gerçi dergi sahibine göre attığım ve ya sakladığım öneli değil. Sonuçta onlar için önemli olan satılmasıdır. Tabi insan çıkardığı bir şeyin saklanmasını ince bir davranış olarak bulur ama zamanla tanındığı zaman pek önemsemez.

Sizin bu projenizi daha önceden chatboxda anlattığınız kadarıyla hatırlıyorum. Baya güzel bir iş çıkabilir. Türkiyede dergi satın alımı pek fazla mevcut değil, son zamanlarda akıllı telefonlara uygulama olarak indirilen dergilerde mevcut. Sizin çıkaracağınız dergi ise çok fazlanan tanınmayan bir tür olacak. Öncelikle olarak bu hobi hakkında bilgisi olanlar alır. Daha sonra diğer arkadaşlarına okuması için vererek onlarada bu hobiye girişlerini sağlayabilirler. Türkiyede anime ve manga kültürünün nasıl ve ne zaman daha fazla büyüyeceğini bilemeyiz.

Dergiyi çok çeşitli yapmanız gerek. Okuyucular daha çok çevrilen mangalar için alacak olsada, haberler, röportaj gibi konularda ilgilerini çeker.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

Biraz da bu arşiv konusuna girelim madem. Arşiv konusuna benim de yaklaşımım özz gibi. İstisnalar haricinde dergi benim için bir koleksiyon nesnesi değildir, tüketim malıdır. Okurum, biter. 6 farklı aylık dergiyi en az 6'şar ay aldım, ikisine devam ediyorum ve sadece birini arşivliyorum, o da hakikaten arşiv değeri olan ve satışının çok üzerinde tiraja sahip, istisnai bir dergi. Kağıdı bile diğer dergilerden farklı, gramajı daha yüksek, daha ince, daha beyaz, her şekilde çok daha kaliteli bir kağıt. Normal bir manga dergisi hafif ve kalın bir kağıda basılır, saman kağıttan az hallicesine. Almaya devam etmediğim dergiler kitaplığımda öylece duruyor, yerlerine yeni bir şey geldiğinde evin herhangi bir köşesine gelişigüzel istiflenmek üzere. Almaya devam ettiğim dergiyi ise okudukça Türk Japon Vakfının kütüphanesine bağışlıyorum...

Tarihe tanıklık etmek için falan dergi koleksiyonu yapanlar da vardır, bizim çıkaracağımız derginin de bu şekilde koleksiyonunu yapanlar olacak muhtemelen; ama esasen okunup tüketilmek ve bir kenara terk edilmek üzere çıkaracağız bu dergiyi. İdeal şartlarda, dergide yayımlanan her manganın kitaplarını da yayımlamak niyetindeyiz. Muhtemelen Japon yayıncıların yaptığı gibi 4-5 ayda bir yayımlamayız ama. Öyle bir hareket dergiye ilgiyi azaltabilir. Senesi dolunca üç kitap birden falan gibi bir tempo belirler gideriz. Bilemiyorum. Ama arşiv için alınacak olanlar her halükârda kitaplar olur, dergiler değil.

Derginin adına karar verdik sayılır aslında, ama mükemmel bir ad bulduğumuzdan hâlâ emin değilim. Kesinleşinceye kadar da paylaşmayı düşünmüyoruz. Kesinleşince neye karar verdiğimizi ve diğer fikirlerin neler olduğunu açıklarız.

Gintama yayımlamayacağız. Daha genel bir ifade ile, hiçbir haftalık mangayı dergide yayımlamayacağız. Kısa sürmüş olanların kitaplarını yayımlamayı düşünürüz. Manga yayımını dergi ile sınırlı tutmayıp elimizden geldiğince genişletmek ve çeşitlendirmek istiyoruz zaten. O genişlik de elbette iki kafadar olarak altından kalkabileceğimizi sandığımız bir şey değil. İdeal şartlarda bizim hiç tercüme yapmamamız, sadece edisyon tarafına eğilmemiz en doğrusu olurdu; ama muhtemelen en azından ilk sayılarda, belki de ilk yıl boyunca bütün çevirileri amatör bir ruhla bizim yapmamız gerekecek. Bu projeyi aklı başında bir yayıncıya ancak "kazandırmazsa fazla bir şey kaybettirmez, kazandırırsa ilk yıl yüzde otuzu, sonrasında yarısı bizimdir" gibi bir yalvar yakar şartla kabul ettirebiliriz. Akıl var yakin var, dergi satıştan para kazandırmaz, ancak reklamdan kazandırır; 1000'in altında bir satışla da iyi reklam alamazsın... Neyse... Dergi iyi satar da para kazandırmaya başlarsa o parayı profesyonel bir mütercime verip vaktimizi çeviri kontrolü ve yeni manga keşfine ayıracağız. Kitaplar da düzgün satılırsa birden fazla mütercimle çalışıp yelpazeyi genişletiriz. En az iki yıl boyunca odağımız bu işten geçinmek değil işin hacmini büyütmek ve kalitesini istikrarlı tutmak olacak. Sonrası bu konunun dışına taşar; onu "manga ve anime temalı hayallerim" başlıklı bir konuda anlatırım :D

Animedyum'un yorumunu bunları yazdıktan sonra okudum. Kısmen cevap vermiş sayılırım, ama azıcık daha ayrıntıya gireyim: Sermayemiz de kayda değer tecrübemiz de olmadığından, yayıncılık tarafının en azından şimdilik bizim altından kalkabileceğimiz bir şey olmadığını kabul ettik. Yayıncılarla iletişim çabamız sürüyor, şimdilik bir yerden epey ümidimiz var. Oradan bir şey çıkmazsa Arkadaş'a ulaşmanın e-mail harici yollarını arayacağız (e-mail'e dönüş alamadık da). Oradan da bir şey çıkmazsa Gerekli Şeyler'i, Arka Bahçe'yi ve Marmara Çizgi'yi zorlarız ama bu üçünden pek de ümidim yok şahsen. Onlar da olmazsa dergi planını en az 1 yıl erteler ve şirket kurup bütün işe sıvanacak kadar para biriktirmeye bakarız; bir yandan da İnternet üzerinden yayımlamak için ücretsiz yayım hakkı veya sponsorluk almaya zorlarız, belki ordan bir başlangıç yapıp sonra matbu dergi çıkarmanın fizibilitesi olur.

Şu an için ümitli* olmamızı sağlayan, projeden bahsettiğimiz hayli gerçekçi bir yayıncı arkadaşın (kendisi sabık patronum olur) önce Kusogaki'ye dönüp "sen de bir an önce iş bulmaya bak, çünkü adam başı ayda 500 lira zarar edeceksiniz" demesi, Death Note vakasını ve manga dergilerinin Japonya'daki tirajını duyduktan sonra ise bahsettiğim yayıncı ile bizi buluşturacağını ümit ettiğimiz bir ortak arkadaşımızı arayıp projeyi tutma ihtimali olan bir şey olarak anlatması ve bizim için en yakın zamanda randevu ayarlamasını istemesi oldu. Ölüm korkusuyla gitmiştik arkadaşa, ışığı görüp döndük :P

____________________

* Derginin tutması ümidinden bahsetmiyorum, o ümit her zaman vardı zaten; burda bahsettiğim yayıncı bulma ümidi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

özz'e tamamen katılıyorum. Reklam çok önemli. Olaya negatif bakmak da istemiyorum ama riskli bir iş, hem de çok riskli. Ama risk=ödül der bazıları.

Öncelikle derginin şu an düşünüldüğü halini kendi açımdan yorumlayayım. Her sayıda kararlaştırılan her seriden ingilizce "chapter" dediğimiz, bir bölüm/sayı manga olacak, bu hem benim için hem de her hafta yeni bölüm beklemeyi sevmeyen insanlar için negatif bir durum. Yani OnePunch-Man üzerinden gidelim, ben bunu 46 bölüm okumuşum, manga şu an yaklaşık 60. bölümünde, eğer her ay bir bölüm yayınlanacaksa, 60. bölüme 5 yılda anca ulaşacağız, e bu manga devam ediyor, o 5 yıl sonra manga kim bilir kaç bölüm olacak. Yotsuba'nın cilt sayısı daha fazla falan. Cilt cilt neyse de bölüm bölüm sabretmez benim memleketimin insanı. Ya benim ev arkadaşım mesela, Prison Break dizisinin ikinci sezonu yeni bitmiş, bir yerlerden bölümlerini bulmuş, oturup izliyor ama adam dayanamıyor 40 dakikada bir bölüm bitirmeye, hikayenin sonunu görmek istiyor, sonra ne yapıyor, media player'da oynatma çubuğundan ilerlete ilerlete, dizinin de içine ederek sonunu getiriyor. Tabi herkes böyle değil ama, her ay bir bölüm manga çok sağlıklı değil. Okumayı seven insan için cilt bile az geliyor.

Death Note mangasının Türkiye'de ilk cildinin neden fazla alınıp, sonraki ciltlerde düşme görülmesiyle Türkiye'de dergicilik ve periyodik çıkarılan basımların sönüşü doğru orantılı biraz. Ve hele şimdi de internet denen bir illet var ki, dergi ve gazete türü yayınların yükselmesine engel biraz. Ben yine kendimden örnek vereyim, ortaokul ve lise yıllarımda internet yaygın değildi, sadece internet kafeler vardı benim için. Ama ben o zamanlar harçlığımın çoğunu dergilere yatırırdım, GamePro, Blue Jean, GameShow, Level, vs vs. Zamanla hem o dergiler kepenk indirdi hem de ben artık dergi almamaya başladım. O dergilerin ayrı bir tadı vardı. Hatta GamePro'ya gönderdiğim mektupların 4ünden 3ünü dergide yayınladılar. Mektup dediğim de e-mail falan değil, bildiğin klasik mektup. :D GameShow heralde en matrak yazar kadrosuna sahipti, ben hayatımda o kadar dolu bir dergi görmedim, her sayfada boş yer kalmayacak şekilde yazılarla dolu olurdu. Zebani diye bir yazarları bile vardı ama tutturamadılar dergiyi, belki kendilerinden dolayı, belki de okuyuculardan dolayı. Dergi olayı hiç de öyle kolay değil ve siz dezavantajlı olarak başlıyorsunuz maça. Hem bu reklam olayı, hem de anime ve manga kültürünün yurdumuzda minnacık bir alana ve pazar payına sahip olmasından ötürü. Ha geekyapar! gibi sitelerde reklamınız her türlü yapılır ve belli bir kitle sizin derginizden haberdar olur, belli bir kesime illa ki ulaşılır. Ama uzun soluklu düşündüğünüz bu proje için stabilite çok önemli. GameShow belki o stabiliteyi yakalayamadığı için bitti, ama yakalayabilen dergiler halen devam edebiliyor, o da var.

Sonra, seçtiğiniz mangalar güzel, en azından ben ismini ilk kez duyduğum Sakamoto desu ga? hariç diğer serilere göz atmış biriyim. Ama Death Note veya Attack on Titan etkisi yapabilecek mangalar değil hiçbiri. Bilinmiş serilerden gitmek bir bakıma daha avantajlı, en azından ilk aşama için, ama onlarda da şöyle bir sorun var, ben bunu zaten okudum internetten diyenler olacaktır. Parayı verip dergiyi satın alacak her kişinin kendine göre farklı bir sebebi olabilir elbette, bilinen serilerden çok uzaklaşmamak gerek bana kalırsa. Bir de yine tecrübe ettiğim bir olayı anlatayım, benim kardeşimin anime ve manga ile alakası yoktur, bildiğim kadarıyla bir tek Ergo Proxy'yi arkadaşı vasıtasıyla izledi, ki ben bile henüz tamamlayamadım ;___; manga olarak da Tsutomu Nihei'nin Biomega'sını okuyordu, yakaladım bir gün ve sordum, niye bunu okuyorsun diye. O da hem çizimleri güzel, hem de diyalog çok az, okuması kolay oluyor, okumaktan çok resme bakıp anlayıp geçiyormuşsun gibi oluyor dedi. Bizimki okumayı sevmeyen biri de değil, okur bol bol, lakin Tsutomu Nihei'nin mangaları manga ile alakası olmayan insanları bile çekebilecek özelliktedir, zaten Sidonia no Kishi planlarınızda var ama yine de hatırlatmakta fayda var. :)

Baya negatif bir yorum attığımın farkındayım ama sadece her türlü arkanızdayım demek istemedim (gerçi öyleyim tabi), bildiğim gördüğüm kadarıyla ayağınıza batacak olan olası çakıl taşlarına da dikkat çekmek istedim. Bir kabahatim olduysa affola, lakin beni çok heyecanlandıran bir proje, son hali umarım herkesi mutlu eder. Ayrıca animedyum'un ilk paragrafında dediği gibi yayınevleriyle görüşüp detaylı bilgi almanızın çok faydalı olacağını düşünüyorum, henüz yapmadıysanız tabi. Tekrardan söyleyeyim, risk=ödül. :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İlk iletide girilenlerin hepsini okumama rağmen genel olarak başlıktaki bütün iletileri okumadığımı söyleyeyim öncelikle.

Anketi de doldurdum ama konu hakkında fikirlerimi belirtmeyeceğim. Her ne kadar belirlediğiniz misyonunuz gayet iyi niyetli ve ülkemizin özlemini çektiği bir konu olsa da ve bundan yararlanacaklar arasında bizler de olacak olsak da bu soruların bu şekilde bir forumda sorulmasından yana değilim. Aynı şekilde bir forumda cevap verilmesinden de öyle.

Nedeni kısa ve öz şekilde şu, bu işten para kazanacaksınız. Ve kararsız kaldığınız o konular bu işte ne kadar başarılı olup olmayacağınızı belirleyecek en temel noktalar. Günümüzde en tepedeki şirketler benzer sorulara doğru cevaplar bulabildikleri için şuan bulundukları yerdeler. Bu yüzden bu soruların karşılığında hiçbir şey verilmeden sorulmasını ve aynı şekilde karşılığında bir şey alınmadan cevaplanmasını yanlış bulmaktayım.

Bu yazdıklarım saçma sapan ve kötü niyetli gözükmüş olabilir ama fikirlerim bu yöndeler. Bu projenin gerçekleşmesini de gerçekten istiyorum. Umarım başarılı olursunuz. Emeği geçecek olan herkese şimdiden kolay gelsin.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Telif almak bence sıkıntı olacak. Onca manga bölümünü kim yapacak, o da ayrı mesele. Zaten zarar edeceğin garanti. Türkiye'de chyrnol mu ne, onun benzeri bir site çıksa basar parayı oradan okurum. Hem maliyetleri acayip düşürür. Ama bleach ile one piece dışında kaç tane manga okunuyor orası da sıkıntı ama bu sıkıntı dergide daha az mı hissedilir, sanmıyorum. Bence yine de bunu bir düşünün. Ayrıyetten dergici değilim de ciltten yana olduğumdan ben yanaşmam gibi geliyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Telif hakki yuzunden turkiyenin ilk kagida basili anime dergisi batti.

MangAnime sahibi alpin bi roportajda aynen boyle dedi.yasalar degistimi bilmiyorum.

Siz aynı zamanda Türkiye’de şimdiye kadar basılı yayınlanan (bunu tartışmaya mahal vermemek için söylüyorum) tek anime ve manga inceleme dergisi Manganime'nin de yayın kadrosundaydınız. O zaman hemen soralım, Manganime gibi kaynak bir dergiyi bitiren neydi? Okur ilgisizli?i mi yoksa sektörel sebepler mi? Manganime'nin anlamı neydi sizin için?

[büyük halini görmek için tıkla!] Dergiyi bitiren tek şey Japon şirketleri ve yasalarıydı. Japonya’daki yasalara göre bir dergide yayınlanan her bir resim için resmin yasal sahibi olan şirketten ayrı bir yazılı izin almak gerekiyor. Dergi anime manga dergisi olduğu için doğal olarak içinde anime manga haberleri ve tanıtım yazıları vardı. Aynen bugün Türkiye’de yayınlanan sinema dergileri gibi. Hatta onlara göre çok daha akademikti. Yazıların çoğunu Türkiye'de çeşitli üniversitelerde anime ve manga üzerine yapılmış yüksek lisans tez, ödev ve araştırmaları oluşturuyordu. Anime ve manga üzerine bir dergi olduğu içindoğal olarak tanıtımını yaptığınız şeyin birkaç tane de resmini koymak zorundasınız. Resimsiz bir animasyon çizgi roman dergisi düşünebiliyor musunuz? Yapılsa bile Türkiye'de satması mümkün değil. Derginin ilk sayısını çıkardıktan sonra Japonya büyükelçiliği dergideki resimler konusunda ciddi bir uyarıda bulundu. Dergideki tüm resimler için yazılı izin almamızı istedi. Türkiye’de çok az anime'nin yasal temsilcisi var. Onlardan izin almak sorun değil, hemen hepsiyle bağlantımız var ama sahip oldukları animelerin sayısı çok az. Manga temsilcisi ise yok gibi bir şey. Bu yüzden şirketlerin Japonya'daki merkezinden izin almak gerekiyor. Fazlasıyla zor bir is. Bu nedenle bir çıkar yol bulmak için Japonya’yı temsil eden çeşitli organizasyonlarla da görüştük. Onlar da Japonya’da ki yasaların çok kati olduğunu, derginin bir şekilde Japonya'ya ulaşması durumunda şirketlerin hakkımızda dava açılabileceğini belirttiler. Bu konuda daha önceden bir deneyimimiz olmuştu.

Geçtiğimiz senelerde Türk Japon Vakfında düzenlediğimiz bir etkinlikte gösterdiğimiz bir anime filmi yüzünden başımız belaya girmişti. Her nasıl olduysa birileri animenin sahibi Japonya’da ki şirkete bu gösterimin haberini iletmiş. Bu şirket de üşenmeyip Türkiye'deki Japon büyükelçiliğiyle bağlantıya geçip bu konuda bir soruşturma açmasını istemiş. İşin ilginç yani, bizim bahsi geçen filmi, Türkiye'deki yasal tüm gösterim haklarını bu Japon şirketinden satın almış Türkiye’deki bir şirketin özel izni altında göstermiş olmamız. Yani yasal açıdan hiçbir sorun yok. Bu Japon şirketi de Türkiye’deki gösterim haklarını sattığı bu şirkete ulaşıp bu gösterime izin verdiniz mi diye sorsa sorusunun yanıtını alacak. Ona sormak yerine olabilecek en saçma işi yapıp direkt büyükelçiliğe başvuruda bulunup bunu uluslararası bir bürokratik sorun haline getirmişler. Bu şirket öyle ufak, tecrübesiz bir şirket de değil ki hani tecrübesizliğinden böyle bir hata yapmıştır diyelim. Adını vermeyeyim ama dünyada en çok tanınan anime şirketlerinden birisi. Gösterime büyükelçilik de destekte bulunmuştu bu nedenle ya bir yasal sorun veya açık bulunur da sorun daha da büyür ve büyükelçilik hesap vermek zorunda kalırsa diye onlar da telaşa kapılmışlar. Elimizde yasal izin kağıdı olduğu halde bu uluslararası bürokratik sorunu sonlandırıp haklılığımızı kanıtlamak için bayağı ter dökmek zorunda kaldık. Eğer gösterim izinsiz yapılmış olsa, olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum. Bu nedenle Japon şirketlerinden birinin dergideki resimler yüzünden de bir şeyler yapmaya kalkabileceğinden emindik. Bu durumda son çare olarak izin almak için girişimlerde bulunduk. Japonya’daki şirketlere ulaşmaya çalıştık. Maillerimizin hiçbirine yanıt vermediler. Dünyadaki Japon büyükelçiliklerinin ilginç bir özelliği, içlerinde ticari ataşeliğin olmaması. Bu nedenle Japon büyükelçilikleri hiçbir ticari konuda yardımcı olmuyorlar. Yardımcı olabilecek başka bazı organizasyonlara ulaşıp onlarla görüştük. Onlar da bize yanıt alamamamızın doğal olduğunu, bunun Japon şirketlerinin hep yaptığını, bir yanıt almak istiyorsak Japonya'ya gidip her seferinde her şirketle yüz yüze toplantı yapmamız gerektiğini söylediler. Maalesef bizim derginin her sayısı için Japonya'ya gidip Japonya'da kalıp kapı kapı dolaşıp her bir resim için her bir şirketten ayrı bir yazılı izin koparmaya çalışma imkanımız yok. Bu nedenle derginin basımını durdurmak zorunda kaldık. Derginin yeni sayısı hazırdı ama basamadık. Kapak resmi bile olmayan, düz yazıdan oluşan bir anime manga dergisinin satmayacağı açık. Açıkçası yeterli sayıda anime ve manganın Türkiye'de temsilcisi olmadığı sürece böyle bir derginin Türkiye'de basılması mümkün değil.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 ay sonra...

Merak ettim, proje ne durumda? Bir karara vardınız mı ya da bir ilerleme kaydettiniz mi?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo
Merak ettim, proje ne durumda? Bir karara vardınız mı ya da bir ilerleme kaydettiniz mi?
Negatif ağırlıklı ilerleme kaydettik biraz :P Proje, hesap ettiğimize nispetle bi 2 yıl kadar gecikecek gibi görünüyor. Başlangıç için yönümüzü dijital yayına çevirdik.

Evvelce bahsettiğim, Türkiye'de manga yayımlamaya hevesli Japon arkadaş, Haziran'da Türkiye'ye gelmeyi düşünüyordu, Şubat başında lak diye kalkıp geliverdi. Öyle olunca olası görüşmeleri o da varken yapabilmek için hızlıca yayıncılarla irtibat kurup lank diye konuya girmemiz icap etti. Pek ümit verici sonuçlar almadık, ama belki de iyi oldu... bilemiyorum.

Şu anda manga yayımına devam eden iki yayıncıyı da matbu dergi projesine çekemedik. Akılçelen ile zaten telefonun ötesinde görüşemedik bile, telefonda da epeyce ilgisizlerdi. Gerekli Şeyler'in genel yayın yönetmeniyle görüştük; projeye o da ilgi göstermedi, prensip olarak "biz hazırlayalım sen yayımla" yolunun ileride büyük sorunlar çıkarmaya gebe olduğunu söyleyip bu işe girişeceksek mutlaka kendi şirketimizi kurarak girişmemizi tavsiye etti; ama epey sıcak davrandı, gerek kendi manga yayınlarıyla gerekse genel olarak manga yayımıyla ve buna komşu başka konularla ilgili epeyce uzun iki sohbet yaptık; o sohbetler bundan sonraki yolumuzu çizme noktasında verimli oldu diyebilirim. Mesela telif alırken meselenin para vermek değil güven vermek olduğunu öğrendik; telif bedeli olarak yüzde istiyorlarmış :) O güveni vermek de zormuş; ya sağlam tecrüben olacak ya da arkanda güvenilir bir yayıncı şirket bulunacak... ve mutlaka Japonya'ya gidip adamlarla yüz yüze görüşeceksin, onlar da buraya gelip senin mekânını gezip beğenecekler.

Böyle olunca, Japon arkadaşın oradaki temaslarından belirgin bir ümit ışığı çıkıncaya kadar, daha önce bahsettiğim mangayla alakası olmayan yayıncıyla görüşme fikrini de rafa kaldırdık, gözümüzü elektronik ortama çevirdik. Benim arada Japonca ve İngilizce manga sitelerini ve telefon/tablet uygulamalarını epeyce kurcalama fırsatım oldu. Bunların iyi örnekleri ile irtibata geçip Türkçe dilini ekletmeye çalışmak şu an için ilk tercihimiz, daha doğrusu zorlayacağımız ilk kapılar onlar olacak. Kendi dijital yayım mecrasına sahip olmayan nispeten küçük yayıncılar, bu imkânı onlara hem Japonca hem Türkçe sunma teklifiyle, zorlayacağımız ikinci grup kapılar. İkisinden en az biri olursa, sunulan eserler ve mecralar yeterince ilgi de çekerse, bir sene kadar dijital yayımı devam ettirdikten sonra o tecrübeyle kuvvetlenmiş olarak matbu dergi için yeni bir girişimde bulunuruz. İkisi de olmazsa geriye tek seçenek kalıyor: mangakalarla doğrudan irtibata geçmek, yani dōcinşi dünyasına açılmak. Bunu yapmak için şu anda Japoncamız yeterli değil, ama ilişki kurma işlerini Japon arkadaş bizim adımıza halledebilirse pekâlâ yürünecek bir yol olabilir o da. Gerçi "dōcinşiye ne dersin" soruma "Türkiye'de dōcinşi çizen mangaka mı var" diye karşılık vermesi kafamı duvarlara vurma isteği uyandırdı bende ama...:006: Muhtemelen onun kafası Japonya'da Türk kültürüyle/tarihiyle ilgili manga yayımlamaya takıldı kaldı, zaten öncelikli isteği de o gibi görünüyor. Yani iş başa düşebilir. Neyse, en kötü ganbarırız, bir sene içinde Japoncamızı uçuk seviyelere getirip kendimiz kurarız ilişkileri :D Demesi kolay, yapması hiç kolay değil; ama bu olmadan da bu iş pek yürümeyecek gibi.

Netice itibariyle proje şimdilik rafta. Dolayısıyla başlangıç dörtlüsü de komple yalan oldu. Yotsuba&'dan zaten yetişemeyeceğimiz için vazgeçmiştik, yerine düşündüğümüz Otoyomegatari'den de aynı sebepten vazgeçsek mi diye düşünüyorduk ama, iki sene sonradan başlayarak diğer üçüne de yetişme ihtimalimiz yok. Yamato 2199 yine de yayımlanabilir; ne de olsa bitecek, biz el atana kadar da muhtemelen yayımlayan olmayacak; ama diğerleri için geçmiş olur, hele OnePunch-Man'ın animesi de çıktıktan sonra... Artık bir şekilde manga yayıncılığına başlayabilirsek cilt cilt yayımlarız onları da :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Aman ya, herkes uzun uzun yazmış. İlk yorum benden olsa ben de döktürürdüm, şimdi okumak zor gelir, en iyisi yazmamak.

Hatta daha da iyisi, siz yapın, ben satın alayım! Tüketici toplumun bireylerinden biri olarak, bunu pozitif bir şekilde yönlendirmek işe yarayabilir. Her açıdan, her iki taraf açısından da, kıymetli bir başlangıç olur.

Hadiyin, beni abone edin.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hafif roman düşünüyor musunuz? Kitap sonuçta, kitleniz fazla olur. Daha iyi bir başlangıç olabilir hedef kitlesi için. Alıştıra alıştıra.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo
Hafif roman düşünüyor musunuz? Kitap sonuçta, kitleniz fazla olur. Daha iyi bir başlangıç olabilir hedef kitlesi için. Alıştıra alıştıra.
Birer ikişer hafif romanı da bölüm bölüm tefrika eden manga dergileri var; bu örnekleri de bildiğimiz için baştan beri biz de bir veya iki hafif roman da tefrika etsek mi diye düşündük, düşünüyoruz. Şu an için bunun başlıca hadikapı, mevcut Japonca seviyemizle hafif roman tercüme etmenin epey vaktimizi alacak olması. Bolca hafif roman okuyan bir Japon ortağımız da var, dolayısıyla anlama noktasında çıkabilecek sıkıntılar rahatlıkla çözülür; anladıktan sonra da onu Türkçe ifade etmeyi beceririz; ama bir bölüm hafif romanı tercüme etmek, dergideki bütün mangaları tercüme etmekten daha fazla vakit alır :006: Bunu düzenli bir şekilde her ay yetiştirebilir miyiz, denemeden bilemeyiz... Neyse, matbu dergi projesini şimdilik rafa kaldırdık zaten, o raftan ininceye kadar ya biz hafif romanı zorlanmadan okuyup tercüme edebilecek seviyeye geliriz ya da ehil bir ortak buluruz. İkincisi daha kolay olur tabii :P

Hafif romanları cilt cilt tercüme edip yayımlamayı ise biraz daha sonraya bırakmak daha yerinde olur diye düşünüyoruz. Eğer dergiyi çıkarabilirsek, dergide bir veya iki hafif roman da tefrika edebilirsek, tefrika ettiğimiz hafif romanların ciltlerini çıkararak başlayıp bunlara sonra başka hafif romanlar ekleriz.

Elektronik ortamda hafif roman yayımlamayı ise, doğrusu, düşünmedik. Manga yayımını baştan beri kendi tecrübelerimize ve arkadaş çevremizin önerilerine istinaden tasarladığımızdan, göremediğimiz veya akıl edemediğimiz şeyler oluyor. Elektronik ortamda metin okumayı (zevk için okumaktan söz ediyorum, iş için değil) biz tercih etmiyoruz, arkadaşlarımızda da fazla görmemiştik. Halbuki kindle diye bir şey var ve insanlar bunu genellikle kitap okumak için kullanıyorlar. Kindle'ın resmen Türkiye'de kullanılamamasına rağmen gittikçe de kullanımı artıyor; manga da okuyan arkadaşlarımda da kindle görmeye başladım son zamanlarda. Belki de vakti gelmiştir artık. Elektronik yayını da dergi usulünde yapma durumumuz olursa buna hafif roman da eklemeyi düşünelim, eklersek ne kadar okunur diye bir sorup soruşturalım. Eğer elektronik yayın olursa aylık periyot fazla uzun olur, haftalık yayımlamak lazım. Hafif romanları haftalık dergide okuyucuyu sıkmayacak kısalıkta bölümlere ayırabilecek miyiz, biraz okuyup bakalım ona da.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Tek ciltlik olanları kitap olarak yayımlarsanız mangadan daha kârlı çıkarsınız bence. Ben dergi işinde ışık görmüyorum şahsen.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 hafta sonra...

Tek tavsiyem amerikali dagitimcilari araya sokun

Sizlere referans olsunlar.gerisi zaten PARA isi.kolayliklar

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?